Dedikodular (Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

05 Jul 2023, 14:38

Cümlelerini kurmaya başladığında Amelina’nın içinde düştüğü durumu daha da rahatlatmaya çalışsan da, kurduğun cümlelerinin anlamı karşısında zaten titrememek için kendini zor tutan Amelina tamamen dehşete düşmüş gibi gözleri açılmış bir halde seni dinliyor. Bu aşamadan sonra Amelina’nın sana bir faydası olup olmayacağını bile düşünmeye başlarken, kadının ne kahve ne de başka bir şeye uzanamamasını da anlayışla karşılıyorsun. Özellikle kendinle ilgileri başka birine aktarabileceği yönündeki sözlerinden sonra, Amelina’nın bembeyaz olan teni kadının korkudan mı yoksa gerçekten bir şeyler karıştırıp karıştırmadığından mı olduğu sorusunu sana sorduruyor. Fakat bu ana kadar yüzleştiğin Amelina’nın, böylesine bir şeyi yapmaya çapının yetmeyeceği konusunda neredeyse emin oluyorsun. Sözlerin sonlandığında ise Amelina’nın kendine gelebilmesi neredeyse bir yarım dakika sürüyor.

Yarım dakika kadar süren sessizliğin ardından Amelina hafifçe boğazını temizledikten sonra “Misafirlere hizmet amacıyla çalışan 5 kişi bulunuyor. Bunlar Bay Himnerith Wala, Bay Bilimer Fridigern, Bayan Alwina Kaethe, Bayan Brenhilda Hermangild ve ben. Hizmetlilerin şefi olarak ise çalışan kişi Bay Mundus Barnades. Bay Wala 42, Bay Fridigern 26, Bayan Kaethe 34, Bayan Hermangild 21 ve Bay Mundus 56 yaşında. Gelen misafirlerle her zaman tek bir kişi ilgilenir. Fakat misafirlerin yoğun olduğu günde, birden fazla kişinin de ilgilendiği olur. Bay Mundus dışında, misafirlerle ilgili olarak konuşmamız yasaktır. Bu yüzden aramızda misafirlerle ilgili asla konuşmayız. Sadece Bay Mundus’a misafirlerimizin istekleri ve şikayetleri konusunda bilgi veririz. Elbette Hükümdarımıza da talep etmesi halinde her türlü bilgiyi veririz.” diyor. Bu sözlerini olabildiğince hızlı bir şekilde söyleyen Amelina soluk soluğa kalması nedeniyle konuşmasında on saniye kadar ara verdikten sonra “Misafirlerimiz gelmeden önce bize sadece kim olduğu ile ilgili bilgi verilir. Örneğin sizin geleceğiniz ilk olarak Bay Mundus’a bildirilmiştir. Bu bilgi genelde kim olduğunuz, sevdiğiniz veya sevmediğiniz şeyler üzerine olur. Daha sonra bu bilgiler Bay Mundus tarafından görevlendirilecek personele bildirilir. Bu bilgiler, görevlendirilen personel dışındakilerle asla paylaşılmaz.” diyor. Konuşma tonunu daha olağan bir hale getirmeyi başaran Amelina kuruyan dudaklarını hafifçe ve biraz da çekinerek ıslatmasının ardından “Elbette özellikle yiyecekler konusundaki tercihler nedeniyle, mutfakta çalışan kişilerin de bilgi sahibi olması muhtemeldir. Ancak mutfakta çalışan kişiler sadece mutfak şefi olan Bay Francio Caerularius’tan talimat alırlar. Misafirlerle ilgili olarak Bay Francio ile muhatap olan kişi ise yine Bay Mundus’tur.” diyor.

Amelina bu sözlerinden sonra birkaç saniye daha suskun kaldıktan sonra “Sizin geleceğiniz bana malumunuz olacağı üzere Bay Mundus tarafından verildi. Bana verilen bilgiler arasında, bir Aludir olduğunuz ve doğrudan Hükümdar ile birlikte geldiğinizden ibaretti. Normal şartlar altında misafirlerimizin Hükümdarımız ile birlikte gelmeleri pek olağan bir durum değildir. Dolayısıyla Bay Mundus bana size karşı hizmette kusur etmememi söyledi.” diyor. Amelina bu cümlelerini kurarken, sanki kendisine verilen bu görevi tam manasıyla yerine getirememiş gibi hüzünlü bir yüz ifadesine bürünüyor. Ancak tam bu esnada son anda aklına gelen bir detayı anımsamış gibi kafasını kaldırırken “Burada çalışanlar, Konak’ta yaşarlar. Haftanın tek bir günü izinli olabilirler, ancak izinli oldukları gün kendilerine önceden haber verilmez. Sabah ilk toplandığımızda Bay Mundus o gün için kimin izinli olacağını söyler ve ondan izin gününde ne yapacağı bilgisini alır. Bu konudan emin değilim ancak Bay Mundus tarafından izinli personellerin dışarıda da takip edildiğini düşünüyor. Fakat böylesine bir konuyla ilgili benim çalıştığım süre zarfında herhangi bir problem de çıkmış değil.” diyor. Amelina tüm bu konuşmalarından sonra suskunluğa gömülürken, bu aşamada söyleyeceklerinin bunlardan ibaret olduğunu ortaya koymuş oluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

05 Jul 2023, 22:48

Amelina kurduğum cümlelerin ne anlama geldiğini fark ettikçe bana karşı ayakta durmasını sağlayan o ince bariyeri de parçalamıştım istemsizce. Benim için hayat sıradan kaosluğunu sürdürürken gayet doğal bir şekilde kahvemden yudumlayabiliyordum ancak yaşadığım ve yaşattığım her şey Amelina’nın doğal yaşam akışına oldukça ters görünüyordu dehşete düşmüş bakışlarından anladığım kadarıyla. Elimi yüzüme bir kere daha çarpma isteği duysam da bu seferkinde o kadar da kendime bu hallere düştüğüm için kızamamıştım Amelina’yı böyle görünce. Acaba tüm siviller mi Amelina gibiydi yoksa Amelina Rasha bir istisna olarak mı bu kadar zarif ve naifti?

Güzelliğine karşı bir şey hissetmiyor olsam da içine düştüğü dehşet girdabında dışarıya verdiği görünüm hoş görünmüyordu. Onun haline karşı içimde bir şey hissetmediğime öylesine inanmış olmama karşı gizli bir yerde ne yaptığım ve yapmaya çalıştığımla ilgili ufak hesaplamalar ve münakaşalar yaşandığını da hissedebiliyordum. Beni daha çok sinirlendiren de bu olmuştu çünkü bir yerlerde yanlış yapıyor olabileceğim hissiyatı sürekli bir yerlerime iğne batırılıyormuş gibi hissettiriyordu. Azuldir’e karşı insanlara karşı hiçbir şey hissetmiyorum dediğimde kendimden oldukça emindim ancak o kadar da yansız bir insan olmayabilir miydim? Belki de bu ufak hissin sebebi karşımdakinden dolayı değil de yanlış yapmayı sevmediğim içindi.

Amelina’nın yarım dakikalık sessizliği istemsizce benim de bu durumu düşünmeme sebep olmuştu. Nihayet toparlanıp hafifçe boğazını temizledikten sonra tek tek, başta hızlı başlayıp sonrasında daha normal tempo ve tonda çalışanları, görevleri ve iş ile ilgili prosedürleri anlatmıştı. O anlatırken bir yandan anlattıklarını anladığım yönünde başımla hafifçe onaylıyordum. Benim buraya Eletha ile beraber gelmemin olağanın dışında olduğuna ekstra dikkat etmiştim. Konuşmasının sonunda ne demek istediğini anlamıştım. Bu kadının tek derdi görevini iyi bir şekilde gerçekleştirmekten başka bir şey değildi. Belki hafızamı kaybettiğim için, belki de dert tasasız biri olduğum için benim için konuşulması kolay konuları sindirebilmeyi de başarabilmişti. Günün sonunda iyi bir iş çıkarmıştı. Bir Aludir olsaydı gözüm tutardı Amelina Rasha’yı, ancak sınırlarımız çerçevesinde bunun pek ileri gideceğini hiç sanmıyordum.

Ellerimi masanın üstüne yerleştirirken bakışlarımı pencereden dışarılara, doğaya çevirip kendi düşünce dünyama dönme gereği duymuştum. İki elimin işaret parmaklarıyla masayı tıkırdatıyor olmamı kulaklarım duymuyordu bile. Amelina ile bir işim yok gibi görünüyordu. Çalışan herkesi sorguya çekmeme gerek var mıydı? Eğer Mundus dediği kişinin anlattığı doğru ise, tüm çalışanlar sürekli denetleniyordu. Hatta şu an bu kapının ardında dinleniyor bile olabilirdim. İleride kapıma özel bir görevli dikilmesini sağlamalıydım.

Böylesine sıkı bir denetim içerisinde Mundus ve anlaştığı çalışan dışında üçüncü bir kişinin ortak bağlantı içerisinde olması mümkün görünmüyordu. Belki de bu sıkı denetim Yükseliş Konağı’nda böyleydi. Aludir Üssü’nde Eletha ile çiçek bahçesindeki görüşmemizin Azuldir’in kulağına gitmesine sebep olabilecek kişi beni kapıdan alan kişiden başka kim olabilirdi ki? Üçüncü bir gözlemci mi bulunuyordu? Belki de Amelina’nın anlattıklarından bu sonucu çıkarabilirdim çünkü içimden bir ses Aludir Üssü’ne gidip o görevliyi köşeye sıkıştırıp konuştursam da hiçbir şey bilmiyor ve birine bir şey anlatmadığı olacağını söylüyordu. Böylesine kimliği ortadayken böyle bir bilgiyi sattıktan sonra günün sonunda yakayı ele vereceğini bilmeyecek kadar aptal olamazdı bir insan. Ancak üçüncü bir gözlemci gölgelerin altından birilerini izliyorsa bu Eletha’nın da savunmasız kalacağı anlamına geliyordu. Eletha yolculuk boyunca uyutmakta haklıydı.

İki elimi düşüncelerde an itibarı ile sıyrıldığımı belli edercesine masaya hafifçe avuç içimle vuruyor ve bakışlarımı Amelina’ya çeviriyordum. Bundan dolayı bir ödülü hak ediyor muydu acaba? Bir üst, astına nasıl davranmalıydı acaba? Sanırım deneyecektim. Sert tonda “Güçlü bir kadınmışsın Amelina Rasha. Hükümdarımıza iyi iş çıkardığınla ilgili senden övgüyle bahsedeceğim ama senden istediğim son bir şey var” dedikten sonra bakışlarımı masaya odaklıyor ve düşünce dünyamda yeniden kayboluyordum. Amacım Madras’ı bulmaktı ve şu anda bunun kıyısında köşesinde değildim. Amelina da bütün gün kendine gelebilecek mi emin değildim. Bu konuşmaları başkasına söylememek zorunda olduğunu da söylemiştim ona. Hem onun eline bir kart verip hem de Madras meselesinde en azından bir deneme yoluna gidebilirdim sanırım.

Amelina ile konuşmamızdan bu yana ilk kez yüzümde bir gülümseme belirmişti. Ancak bu gülümsemeden daha çok hınzırca çatılmış kaşlar baskındı. Bakışlarımı Amelina’ya çevirip “Burada yaşadıkların bu odadan çıktıktan sonra bir şekilde dışarıya yansıtacağına emin gibiyim. İlk bakışta bunu asla belli etmesen de ilk soruda neye uğradığını şaşırıyorsun çünkü. Bu nedenle sana kullanman için bir kart veriyorum. Olur da olağanın dışında bir tepki alırsan, sıkıştırılırsan ne bileyim senden özellikle detay vermen istenirse şunu kullanabilirsin” dedikten sonra gözlerim etrafta yavaşça dolanırken birkaç saniye daha düşündükten sonra Amelina’ya geri dönüyor ve “Madras adında aludirin beni taciz ettiğini ve ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım beni mutlaka bulacakmış dediğini ve bununla ilgili ne yapacağımı bilemediğimden kadın kadına seninle konuştuğumu söyleyebilirsin” diyordum. Ardından uzanıp aldığım ekmekten bir ısırık kopardıktan sonra yumuşakça çiğneyip kahvemden bir yudum alıp mideye gönderiyordum zevkle. Ardından konuya dönüyordum “Eğer senin çalıştığın bölümde bir dedikodu olayı yaşanmazsa zaten sorun yok. Yaşanırsa da bu dediğin bana ileride ipucu verecek, o yüzden yanlış bir yer yapıyormuşsun gibi anlayıp yeniden dehşete düşmen işime gelmez. Madras’ı da tanıyorum zaten” diyordum. Amelina Rasha beni gerçekten uğraştıran bir tipti. Bu kadar açık cümleler kurmak zorunda değildim ama hata yapılmasını istemiyordum. Özellikle de bir başkasının hatasının beni etkilemesini hiç istemiyordum.

Bu konu alt görevlilerin başa çıkabileceği seviyede değildi belli ki. Ne yapsak, ne yapsak… Gerçekten insanlar sürekli takip altında mıydı? Öyleyse bunu nasıl ortaya çıkarabilirdim? Hava almak istiyordum. Önce konağın koridorlarını dolaşıp etraftaki görevlilere dikkat etmek ardından çıkıp Valerin’i dolaşmak istiyordum. Ancak hepsinden önce Raldrin ile konuşmamın vakti geldi ve geçiyor olduğunu hissediyordum. Gerçi istediğim yapma konusunda pek talihli değildim ama bir umut işte…

Amelina’nın söyleyeceği başka bir şey yoksa başımla onaylayıp onu gönderecektim. Fazla sürmese de bir süre odada lezzet şöleni yaptıktan sonra kimse gelmezse günlük kıyafetim olan bandajlarımı sarıp üzerime pelerinimi geçirecek bol ve rahat pantolonumu giydikten okyanus ve orman manzarasını seyretmek için pencere önüne geçip kollarımı dayayacak ve ardından gözlerimi yavaşça yumarken Raldrin'in karanlığı içerisinde varlığını arayacaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Jul 2023, 12:32

Pencereden odana yansıyan okyanus manzarası ve öğle vakitlerine yaklaşmayla birlikte başlayan ufak dalgalar, parmaklarının masada çıkarttığı sesi bastıramasa bile, zihnine çoktan egemen oluyor. Kıyıya vuran dalgaların yarattığı ufak beyaz köpükler ve her bir dalganın kumsaldan götürdüğü kum tanelerine benzeyen düşüncelerin hızlı bir şekilde zihninde şekillenmeye başlıyor. Avuç içlerini masaya vurduğun anda ise, artık geriye kalan tek şey zihnindekilerine kelimelere dökülmesi oluyor.

Amelina’ya sözlerini söylemeye başladığında, güzel kadının çekingenliğiyle seni dinlediğinin fark ediyorsun. Ancak bu çekingenlik şu an için oldukça işine yarıyor, zira Amelina’nın içinde bulunduğu durum, onun her bir kelimene önem vermesini ve sözlerinin adeta zihnine kazınmasını sağlıyor. Söylediğin her bir kelimenin bu şekilde anlaşılır ve kabul edilebilir olduğunu görmek, konuşmanı daha kendine güvenli ve emin bir şekilde yapmanı sağlıyor. Tüm sözlerin sonlandığında ise Amelina her bir sözünü anladığını belli edercesine kafasını sallıyor. Fakat bu esnada Amelina’nın gözlerinde beliren ufak bir tereddüt doğrudan dikkatini de çekmiyor değil.

Konuşman bittikten sonra bundan sonrasına dair düşünceler aklında dolanmaya başlarken, Amelina birkaç kez ağzını açacak gibi duruyor. Ancak çekingenliği her defasında kendine engel olsa da, birkaç denemenin ardından Amelina kısık bir sesle “Bu işe yaramaz.” diyor. Amelina’nın bu sözleri, sanki yanıbaşında bir şimşek çakmış gibi bakışlarının Amelina’ya dönmesine neden olurken, Amelina bakışlarını yere doğru kaydırırken “Bağışlayın Efendim, lakin size yardımcı olacağımı söylediğim için bunu söylemem gerekiyor.” diyor. Amelina’nın tam olarak neyden bahsettiğini tam olarak anlayamamış olmak bakışlarına keskin bir hava katıyor ve Amelina çekingen tavırlarıyla gözlerini hafifçe senin bakışlarınla buluşturduğunda, ağzındaki baklayı bir an önce çıkarması gerektiğini fark ediyor. Hafifçe irkilmesinin ardından Amelina “Madras ile ilgili söylediklerinizden bahsediyorum Efendim. Kendisi tanınan biridir ve bahsettiğiniz şekilde birini taciz edebileceğine herhangi birinin ihtimal vereceğini düşünmüyorum. Her ne kadar aramızdaki konuşma bu odadan çıkmayacak olsa da, olumsuz bir durum karşısında söylediklerinizi dile getirmem, esasen sizi daha büyük sıkıntılara sokabilir. Zira dediğim gibi, Madras’ın böyle bir şey yapacağına kimse ihtimal vermeyecektir.” diyor. Bu sözlerinden sonra bakışlarını daha çok seninkilerle buluşturmayı başarabilen Amelina “Sizin de tanıdığınız üzere Madras ketum biri olarak bilinir. Aslında ketum tek başına yeterli değil… Sadece işini, yani Aludir olarak görevlerini yapmakla ilgilenen biri. Kolay kolay kimseyle muhatap olmaz, konuşmaz… Ancak böylesine bir fikir dile getirmemi arzu ederseniz, Aludir Eğitim Bölüğü 1. Takım Kaptan Yardımcısı olan Gialdir isimli Aludir daha uygun olacaktır. Kendisi kadınlara düşkünlüğüyle bilinir ve bu yüzden bahsettiğiniz gibi bir taciz ve takıntı durumu ona daha çok yakışacaktır. En azından insanlar, Gialdir’in böyle bir şey yapmayacağını hiçbir şekilde düşünmeyecektir ve bu sayede düşünceleriniz kimsede tereddüt yaratmayacaktır.” diyor.

Amelina sözlerini söylemesinin ardından iki elini önünde birleştirip başını hafifçe öne doğru eğerken “Haddimi aştıysam lütfen bağışlayın Efendim. Fakat siz ne şekilde uygun görürseniz, o şekilde davranacağım konusunda da hiçbir tereddüdünüz olmasın.” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

06 Jul 2023, 17:18

Amelina gittikten sonra ne yapacağımın hesaplarını konuşmam bittikten sonra yapmaya başlamıştım bile. En sonunda Raldrin ile sonunda konuşabileceğimi bile geçirdiğim sırada “bu işe yaramaz” sözünü duyduğum anda yanımda şimşek çakmışçasına gözlerim açılıyor ve hızla Amelina’ya dönüyordu. Zaten biraz öncesinde de konuşmalarımı sürdürürken gözlerindeki tereddüdü de fark etmiştim. Bir şeyler çıkacağının sinyallerini veriyordu ancak bu kadar keskin bir cevap beklemiyordum açıkçası. Bakışlarını yere doğru kaydırırken sakince ne diyeceğiyle ilgili ona dönüyordum. Yardımcı olacağını söylediği için bunu söylemesi gerekiyormuş. Şimdi ne çıkaracaktı bilmiyordum ama hala özür dileme faslı bana vakit kaybettirdikçe bakışlarım giderek keskinleşiyor ve artık bakışlarımız kesiştiği noktada hafifçe irkiliyordu.

Madras’ın tanınan biri olduğunu ve bu dediğine kimsenin inanmayacağını söylediğinde biraz sonra göstereceğim duygularımı peşinen gösterip sözlerini tamamlayamamasına neden olmamak için bütün konuşmasını bitirene kadar renk vermemeye çalışıyordum. Konu Gialdir denen kişiye geldiğinde sağ kaşım havaya kalkıyordu. Neydi bu sapık mı? Hiç kimsenin bunu garipsemeyeceğini söylemesi beni bunu düşünmeye itiyordu.

Birtakım özür ve itaat dolu cümlelerin ardından sözlerini sonlandırıyordu Amelina. Masanın kenarından tutunup kendimi ağırlığımı hafifçe masaya doğru verirken derin bir nefes alıp verdiğim sırada sert bir of çekiyordum. Bir şeyleri bilmeyen ben olduğum için bundan sonra daha açık konuşması gereken kişinin ben olduğumu anlamıştım. Bu yüzden açık konuşacaktım. “Madras’ın bu kadar tanındığını bilmiyordum. Bunu yapmanı Madras’a beni bulması için bir mesaj olarak yayılmasını istiyordum ancak dediklerini göz önüne aldığımda bu şüpheleri iyice üzerime çekecektir. Aludir olmanın zorluğu bol çünkü bilindiği üzere pek çok genel bilgiye sahip değilim” dedikten sonra duruşumu dikleştiriyor ve “Tamam, bir sorun yaşarsan Gialdir ile ilgili böyle bir şeyi söyleyebilirsin. Sonuna da bir gün ondan intikam alacağımı söylersen, en azından bir gün tanışırsam değişik bir konu dönebilir” dedikten sonra iki saniye kadar durup asıl konuya dönüyordum. “Benim Madras’ı bulmam gerek. Aludirler arasında iletişim nasıl sağlanıyor biliyor musun? Buradan biri ile iletişime geçmek istesem bunu nasıl sağlayacağım? Yerini bilen birilerine tek tek sormam mı gerekiyor?” diye soracaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

17 Jul 2023, 16:03

Konuşmasının ardından senin söyleyeceklerini önünde birleştirdiği elleri ve eğik başıyla bekleyen Amelina, sözlerinin her birini anladığını belli edercesine kafasını sallamasının ardından sorularını da dikkatli bir şekilde dinliyor. Soruların sonlandığında ise başını hafifçe kaldırıp gözlerinin içine bakan Amelina “Efendim… Aludirler arasındaki iletişim iki şekilde sağlanır. Bunlardan ilki, Hükümdarın şahsi iletişim ağıdır. Daha doğrusu, sadece bu iletişimi sağlamadan sorumlu bir takım da diyebiliriz. İkincisi ise, organizasyonların kendi arasında iletişim sağlama kanalları vardır.” diyor. Bu sözlerinden sonra hafifçe yutkunan Amelina “Hükümdarımızın şahsi iletişim ağıyla ilgili bir bilgim yok, nasıl işler veya kimler vardır, bunların cevabını bilmiyorum. Ancak organizasyonlarda, bu işleri sağlayan kişilerin bazılarını biliyorum. Bu iletişim bazen kuşlar vasıtasıyla, bazen de at arabalarıyla sağlanıyor. Tabi burada sorun, bir Aludirin nerede olduğunu kesin olarak nasıl bildikleri… O kısımda ise, söylenenlere göre taşıdığınız nişanlar aslında nerede olduğunuzu da bu seçilmiş kişilere gösteriyor. Dolayısıyla sizinle iletişime geçmek isteyen bir organizasyon üyesi, doğrudan bu kişilere gidip nerede olduğunu sorup öğrenebiliyor.” diyor. Amelina’nın bu kısımdaki konuşmaları kulağına kendinden pek emin de emin gelmiyor. Zira Amelina da hafif bir nefes aldıktan sonra “Bu sadece bizim gibilerin duydukları, gerçekliği nedir bilmiyorum.” diyerek sesindeki tereddüdü dışa vuruyor.

Her ne kadar Amelina cümlelerini dile getirmiş olsa da, halen daha yüzündeki gergin ifade bir şeylerin yerinde olmadığını sana gösteriyor. Bu kısımda Amelina’ya baskı yapmakla yapmamak arasında kaldığın sırada, Amelina seni bir seçim yapmaktan kurtarıyor ve “Bir de yeraltı teşkilatı var… Belli meblağlar karşısında kimsenin duymadan iletişim sağlayan düzensiz kişiler. Genellikle suçlular bu yolu tercih ediyor, fakat kulağımıza Aludirlerin de bu kişilerden faydalandığı geldi.” diyor. Bu sözlerinden sonra bir nebze de olsa rahatlamış görünen Amelina bakışlarını tereddütlü bir şekilde gözlerine dikerken “Arzu ederseniz Efendim, Madras’a dilediğiniz kanallardan biriyle bilgi gönderebilir ve arzu ettiğiniz bir yerde kimliğinizi belli etmeden buluşma ayarlamaya çalışabilirim. Madras, Keskin Sükunet Birliği içerisinde olduğundan, kimliği belirsiz birçok iletiye cevap vermiş olmalı. Bu yüzden sizden gelecek bu şekildeki bir iletiye de kayıtsız kalmayacaktır.” diyor. Bu sözlerinin ardından ise Amelina, bu kez diliyle olmasa bile, başını hızlıca öne eğerek sözleriyle ileri gittiyse bağışlanmayı diliyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

20 Jul 2023, 16:06

Amelina’nın sözlerini dinliyordum. Nişan ile ilgili böylesine ilginç bir bilgiyi sıradan bir şeymiş gibi söylemesine şaşırdığımı dışa vurmamak için çabalıyordum. Eletha’nın beni buzul diyarda nasıl bulabildiği bu şekilde açıklanabilirdi sanırım. Bütün bunlara bizim gibilerin duydukları dese de gayet derin bilgiler gibi geliyordu Amelina’nın söyledikleri. Ya mütevazı davranıyordu ya da beni kandırıyordu, bilemiyordum. Ancak bugünkü performansı ondan şüphelenilmemesi için gereken bütün koşulları yerine getiriyor gibiydi. Ben yine de olmam gereken mesafede kalacaktım. Yalnız olduğum bu dünyada birilerine doğrudan güvenmenin bana bir faydası olacağını sanmıyordum. Elbette uyandığım günden beri ilk kez içime huzuru dolduran Eletha’yı hariç tutacaktım.

Bu bilgileri aklıma koyduktan sonra Amelina’nın gerginliği dikkatimi çekiyordu. Bir şeyler yolunda değildi ve bu da kaşlarımın istemsizce çatılmaya meyillenmesine neden oluyordu. ‘Yeraltı teşkilatı’ dediği andan itibaren tamamen ona dönüyordum. Dışarıya renk vermeden sözlerini sonuna kadar dinledikten sonra sağıma, pencereye doğru dönüyordum hafifçe. Kafamı dış dünyaya doğru çevirirken düşünmem gerektiğinin farkındaydım.

Amelina’nın kulağına fazla bilgi geliyordu. Nasıl bir hizmetçi bu kadar bilgiye sahip olabilirdi ki. Dedikodular onun da kulağına gelmiş olmalıydı. En başında bu kadar korkmasına sebep olan şey de buydu sanırım. Hemen herkes bu bataklığa batmış olabilir miydi? Öyleyse riskli kişilerle önemsiz olanlarını nasıl ayıklayacaktım… Derin bir nefes alıp vermeme sebep oluyordu bu düşünceler. Daha yasal prosedürleri uygulamakta zorlanıyorken yeraltı teşkilatına bulaşmak mantıklı değildi. Amelina’ya bile muhtaç kalmış olmak ne kadar da kibrime dokunuyor olsa da gidip riskli kişilerin eline düşmekten iyiydi. Beni parmaklarında oynatırlarken hiçbir şeyin farkında bile olmayabilirdim. Daha çok şey bilmeliydim.

Düşüncelerimi oturttuktan sonra bir anda Amelina’ya dönüyor ve buz gibi tonda “Ne yapacaksın? İstersem yeraltı teşkilatı ile iletişime mi geçeceksin? Başka bir Aludir senden bunu istese kurallara karşı suç mu işleyecektin? Bakıyorum da bunu yapmakta benden önde koşuyorsun” diyordum. Her neyse… Öncekine nispeten daha sıcak tonda bir nefesin ardından “Ondan önce nerede buluşacağımızı belirtmem gerekiyor. Valerin’in merkezine gidip orayı dolaşmalıyım. Uygun bir yer biliyorsan fikrini alabilirim. Onun dışında da sormak istediğim bir şey daha var. Azuldir hala konakta mı?” diyordum.

Madras’a örtülü mesaj göndermenin bir anlamı olduğunu düşünmüyordum. Olması gerekenin dışında bir yol izleyip hiçbir güven vadetmeyen bir kanaldan bir de böyle insanların dikkatini çekmek daha da işime gelmeyen bir yol olurdu. Madras işleri gizlilik içinde yönetiriz demişti. Bu yüzden yaptığımın neresinde gizlilik olduğunu sorgulamadan edemiyordum. Eletha ile gizlice görüştüğüm ifşalanmıştı. Bunun üzerine Madras’la açık metin ile iletişime geçmek bazıları için apaçık harekete geçmeye sebep olacağından şüphem bile yoktu. Biraz daha düşünmem gerekiyordu.

“Azuldir konaktaysa mesaj iletmeden önce onunla konuşmam gerek. Başka bir yemek vaktinde geldiğinde ne iletmen gerektiğini konuşuruz öyleyse” diyecek ve Amelina’nın dinleyecektim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 Jul 2023, 14:10

Konuşmaya başladığın anda Amelina sanki büyük bir günah işlemiş gibi başını öne eğiyor ve adeta tüm vücudu senden af diler gibi duruyor. Bu esnada Amelina’nın dolmaya başlayan gözlerini de rahatlıkla görebiliyorsun. Ancak konuşma tonunu daha sıcak bir noktaya taşıdığında Amelina da dolan gözlerinin hafifçe elleriyle siliyor. Konuşman sonlandığında Amelina bakışlarını kaldırırken “Azuldir… Konakta mı bilmiyorum Diniel Hanım, lakin ayrıldığında dair bir bilgi de almış değilim. Eğer kendisinin konakta olduğunu öğrenebilirsem size ileteceğim.” diyor. Hemen ardından ise Madras konusuna geçerek “Madras ile konuşabileceğiniz rahat birkaç yer olduğunu düşünüyorum. Eğer mesaj yollanmasını isterseniz, bu yerlerin durumunu teyit edip size uygun bir seçeneği de bildirebilirim… Diniel Hanım.” diyor. Bu sözlerinden sonra ise masanın yanına kadar geliyor ve üzerindekileri yemeye devam edip etmeyeceğini gözleriyle sorguluyor. Bu durum, onun odadan ayrılacağını ve bir an önce isteğin doğrultusundaki bilgileri temin etmeye çalışacağını sana gösteriyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

24 Jul 2023, 15:12

Amelina'yı sarsan sözlerim gözlerini doldurmaya yetmişti. Memnuniyetsiz bakışlarımla karşıladığım bu tavrına karşı başka ne yapabilirdim bilmiyordum. Konuşmam bittiğinde bakışlarını kaldıran Amelina Rasha, Azuldir'in hala konakta olup olmadığını bilmediğin söylemişti. Öğrenirse bana haber verecekmiş. Açıkçası Amelina'yı beklemeyi hiç istemiyordum bu yüzden ondan önce bu adadan çıkabilme ihtimalim bile bulunuyordu. Ancak anlık gelen bu bağımsızlık düşünce fırtınası konuşmasının devam etmesiyle netleşmeden dağılıyordu.

Madras ile görüşülebilecek birkaç yer olduğunu söylemesiyle konum meselesi kısmen çözülmüş gibi görünüyordu. Bu konuda her ne kadar Amelina'nın bilgilerini doğru olarak kabul etmek zorunda kalmanın rahatsızlığını hissetsem de yapabilecek bir şey yoktu. Önerileri kabul edecektim ancak bundan sonrasında ne yapacağımı da düşünmek için hemen cevap vermiyordum.

Lenith ile buzul diyarda olanların ardından bir kere bile Raldrin ile iletişime geçmemiştim. Birilerinin beni rahatsız etmeyeceği başka bir zaman dilimi olacak mı bunu da kestiremiyordum. Bu yüzden yalnızlığım içerisinde onunla kısa da olsa vakit geçirmek istiyordum. Bu yüzden Amelina'ya çok daha günlük, katı ama niyet olarak bu sertliği karşı tarafa çarpmak istemeyen bir ses tonuyla "Tamam. Her şey açık olduğuna göre artık ejderham ile baş başa kalmak istiyorum. Yemeği götürebilirsin" diyecektim.

Amelina odadan çıkacak, kendimle başbaşa kalacak gibiydim. Öyle olursa pencere kenarına, güzel manzaranın karşısına geçecek ve dirseklerimi pahalılık fışkıran kenara yaslayacaktım. Yalnızlığın getirdiği karanlıkla çarpışan renkler griyi oluşturacak ve solgun bir manzarayı karşıma serecekti. Zihnimin derinliklerinde aramam gereken bir ejderha ini bulunuyordu. Yerini biliyordum. Ancak doğrudan karşısına çıkmakta nedense çekiniyordum. İlk defa yaşadığım bu hisse karşı ne yapmam gerektiğini bilemesem de gözlerimi kapatıp sakin ve acelesiz adımlarla Raldrin'in karşısına çıkacaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Jul 2023, 14:26

Söylediğin sözlerin ardından Amelina, kutsal bir emri yerine getirmek isteyen çaresiz bir kul edasıyla masayı hızlıca dengesi bozulmayacak şekilde toparladıktan sonra belini yere doğru bükerek sana selam veriyor ve odandan çıkıyor. Amelina’nın odadan çıkmasından sonra ise pencere kenarındaki yerini alıyorsun. Yüzüne çarpan rüzgarın serinliği, yazın sıcağına aykırı düşse bile, zihninin içinde beliren alevler düşüncelerinin sadece ufak bir kısmından ibaret oluyor. Karanlık, Eletha, iblisler ve daha niceleri… Diniel ismiyle açtığın gözlerinle geçirdiği kısa zaman dilimi içerisinde olup bitenler, birçok insanın sıradan ömürlerine sığdırmaktan uzak olsa bile, bir şekilde bunların altından kalkmış olmanın verdiği garip hisle dalgalanıyor saçların. Okyanusun dalgaları varlığına selam durur gibi sahile vururken O’nun sahiplenmediği bölgesine adımlarını atmak için ilerlemeye başlıyorsun.

Yüzüne çarpan rüzgar, kulaklarına dolan dalga sesleri ve huzurun iç yüzü… Bunlardan tamamen uzakta olan karanlık bir diyara adım attığında, kendine ait bu dünyanın içerisinde bir başka canlının yaşam sürdüğünü idrak etmek, yaşadığın hayatın anlamsızlığını yüzüne çarpıyor. Ancak bundan ne acı duyuyorsun ne de sadist bir haz alıyorsun. Sanki her şey olması gerektiği gibi, olması gerektiğinden az veya biraz daha fazla… Bunun kararının kalbinin derinliklerinde yatsa bile, karşında sana bayık bakan bir çift göz her türlü düşüncenin anlamsızlığa kaymasına neden oluyor. Raldrin, her zamanki gibi sağa doğru yatmış bir şekilde ve kafasını koluyla destekler bir biçimde karanlığın içinde bitkin bir halde uzanmış duruyor. Onun bu bitkinliğinin fiziksel bir aktiviteden ileri gelmediğini, sanki ruhuna işlediğini bildiğin için ekstra bir tedirginlik veya gerginlik yaşamıyorsun. Ancak Raldrin ile göz göze gelmenin ardından, karanlığa verdiği hafif bir nefesle birlikte sırtını sana dönerek yatmaya devam edişi, bir anda sinir uçlarındaki elektriklenmelerin artmasına ve gözünün seğirmesine neden oluyor. Ve bu anda, Eletha’nın Raldrin hakkındaki sözleri bir kez daha kulağında çınlıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

26 Jul 2023, 01:53

Amelina isteğimi yerine getirdi. Onca konuşmanın ardından onunla geçen vaktimi böylesine yalınlıkla sonlandırmayı garipsiyor gibiydi zihnim. Ona karşı duygusal bir bağ hissetmiyordum. Hakkında kişilik olarak iyi veya kötü bir sonuç da çıkarmıyordum. Eletha için iyi bir hizmetkâr potansiyeli göstermesi benim için yeterliydi. Masayı özenle toplamasını izledim başında dikilen bir kıdemli gibi. O, işini bitirmeye yakın kollarımı birleştirdim çıkış öncesi selamlaşmayı tahmin ederek. Zarifçe verdiği selamına, yüzümde selamına karşı farklı bir ifade barındırmaksızın başımla hafifçe karşılık verdim. Odadan çıktıktan kapıyı ardına kapatana kadar çıkışını takip ettim. Çalışanlarla olan ilişkim genelde böyle katı oluyordu ancak bireysel olarak bu kadar üstüne gittiğim ve emirler yağdırdığım başka kimse olmamıştı. Ona bu kadar yüklenmemdeki sebebim açıkça belliydi ki görevimi en iyi şekilde bitirmek istememdendi. Kişisel olarak alıp veremediğim yoktu. Burada geçen konuşma ve anlaşmalar bana kendimi öğretici olmuştu. Olabildiğince sakin kalmaya çalışmış olsam da doğal bir katılığımın olduğunu fark etmiştim. Bunun üzerine ne kadar sertleşebilirdim bilmiyordum ve açıkçası pek umursamıyordum da. Yapmak istediklerimde bir sorun çıkmıyor olması benim için yeterliydi.

Sırtımı kapıya döndüğümde yüzümde hissettiğim rüzgârla beraber ruh halimde de bir esinti oluşmuştu. Sakin adımlarla pencere kenarına ilerlerken dışarıda görünen dalgaların çalkantısı gibi içimde bir sallantı hissediyordum. Göz alıcı renkler eski ihtişamını yitiriyordu. O andan beri varlığım sürekli bir şeylerin mücadelesini yaşadıktan sonra sonunda dünkü açlık grevimin ardından bugün ilk kez kafamı toparlayabilmiş ve geçmişin hesabını ve sonucunda burada oluşumu hatırlayabilmiştim. Dirseklerimi pencere kenarına dayadım. Yüzüme serin bir esinti çarpıyordu. Hoştu. Kızıl saçlarım esintiyle kımıldadıkça canlılığımın farkındalığı artıyor ve içimde bir ürperti hissediyordum. Ciğerlerimi tamamen dolduracak kadar bir nefes alıp sakince verdim. Yalnızdım. Biraz öncesinden beri canlılık dolu bakışlarım yerini gitgide sakinliğe bırakıyordu. Hayat enerjim yavaşça sönüyorken görünen yeşil ve mavi cümbüşü de yerini griliğe bırakıyor gibiydi. Manzaranın mükemmelliğine şüphe yoktu ancak zihnim sanki o güzelliği görmezden geliyor gibiydi. Burada yaşanan güzellikler geçiciydi, biliyordum. Yine de bir şeylerden kaygılanmak benlik değildi. Sadece nedensiz bir karanlık çökmüştü üzerime. “Yalnızım…” diye fısıldadım esintiye karşı. Yüzümü okşayan rüzgâr sanki bu sözümü birilerinin duymasını istemiyormuş gibi gelmeye başlamıştı artık. Raldrin ile konuşmalıydım.

Gözlerimi kapadığımda manzaraya olan görüşümün perdelendiği gibi zihnimin karanlıklarına adım attığımda neden böylesine bir ruh haline büründüğümü de anlıyor gibiydim. Sahi, gerçekten anlıyor muydum? Kendimi ne kadar tanıyordum? Davranışlarımı kendimin doğal halleri olarak görüyor olsam da bu ruh haline giriyor olmam gibi, günlük ruh halime sebep olan bir şeyler var mıydı? Hep böyle miydim? İçimde bir iblis bulunuyordu ve onu karanlığımda tutuyordum. Olması gereken hem buydu, hem de değildi sanki. Bunlara anlam vermek istemiyordum zira yaşadığım hayatın anlamsızlığı yanında bunu mesele olarak görecek değildim.

Karanlığımda adımladığımda aklımdan geçen düşünceler daha fazla derinleşemiyordu çünkü artık Raldrin karşımdaydı. Hayata geçirdiği her saniye küfür ediyormuş gibi bakışlarını gördüğümde biraz önce zihnime hücum eden düşünceler de anlamsızlığa düştüğünden darmadağın oluyordu. Normalde olması gereken büyük bir varlığın karşısına çıkıp ciddi bir bakışmanın ardından konuşma faslına geçilmesi gibi geliyor olmasına karşı önceki seferden tecrübe ettiğim bu duruşuna karşı da hiç şaşırmıyordum. Göz göze geldiğimizde donup kaldım. İçimde hissettiğim huzursuzluk hızla zihnimden vücuduma pompalanırken Raldrin’in karanlığa hafif bir nefes verip sırtını bana dönüp yatmaya devam etmesiyle istemsizce sıkılan yumruklarımla beraber yaşadığım huzursuzluk ani bir değişim gösterip yerini sinire bırakıyordu. Seğiren gözlerimle beraber dişlerimi de sıkmaktan kendimi geri tutmadım. Eletha Raldrin’in benimle konuşmayı zaman kaybı olarak gördüğü konusunda ipucu vermişti. Bu aklıma gelince iyice sinirlendim. Kibirli insan kılıklı iblis! Onunla kavga etmek için buraya gelmediğimi hatırlayarak kendimi frenlemeye çalışıyordum. Sıkılı yumruğumu gevşetmeye çalışırken sinirliliğimi dışa vuran derin bir nefes alıp verdim. Birkaç saniye gözlerim kapalı geçirdikten sonra sakince gözlerimi açıyordum.

Raldrin’in buzul yaratığa karşı kaybettiği an, mecbur kaldığım için Lenith’ten yardım istediğim ve Elzerad’ın Raldrin’in kolunu koparışı, Raldrin’in öfkesi ve Eletha’nın engellediği o son saldırı gözümün önünden geçiyordu. Elzerad ile o karşılaşmanın sonucunda ne olacağını biliyordum. Kabullenmesi kanıma dokunsa da Raldrin yok olacaktı… Biraz önceki sinir yerini zihnime dönmeden önceki griliğe bırakıyordu. İçimden her zamanki Diniel olup onunla tartışmak veya bir şeyler söylemek geçiyor olmasına karşı bu grilik beni tutan şey oluyordu. Gitgide az önceki isteklerim soluyor ve Raldin’e bakmaktan imtina ediyordum. “O da çok şey yaşadı” diye içimden geçirdim. Hiçbir şey söylemeden ona doğru adımlamaya başladım. Ona temas etmeye iki adım kalana kadar sürdürmenin sonunda bakışlarım hem onun üzerinde hem de aslında boşluğa bakıyormuşçasına kalmıştım. Usturuplu olmasa da karşısında yavaşça çöktüm ve bağdaş kurup oturdum. Nefes alış verişimde her zamankinden farklı olarak hafif bir baskı hissediyordum. Her zaman konuşmamasından şikâyetçi olsam da bu sefer bana bir şeyler söylemesini istemiyormuş gibiydim. Ağzını açsa sanki canımı yakacak veya beni üzecek bir şey söyleyecek gibi geliyordu ancak Raldrin’in bana karşı böyle bir etkisi gerçekten olabilir miydi? Onu ne kadar tanıyordum veya aramızda ne tür bir bağ vardı ki bana böyle bir sonucu olacaktı? Ne olursa olsun ortada bir sonuç vardı ve ne kadar ertelesek de bu bir gün mutlaka konuşulacaktı. Sonu ne olursa olsun kaybetmiştik. Yapmak zorunda olduğumuz tek şey vardı, o da güçlenmek.

Buzul diyarda Raldrin bana dönmeden öncesinde ona sarılmak istediğimi hatırlıyordum uzandığı yeri es geçip boşluğa dönen dalgın bakışlarla. Şimdi ise tam karşımda olmasına rağmen, aramızda iki adım bulunuyor olmasına rağmen bir şey yapmak istemiyordum. Ona böyle yaklaşmamamın nedeni zaten uyuzun teki olduğu için ona ters gelmesinin yanında onu küçük düşürüyor olması düşüncesiyle değil de bunu yaparsam kendimi yenilgiyi kabullenmiş gibi hissettiriyordu. Bu seferlik hayattaydı, hayattaydık ancak böyle devam edersek bir sonrakinde olmayacaktık. Kibrim onu kaybetme ihtimalini kabullenemiyordu. Ben var olduğum sürece ona hiçbir şey olamaz gibi geliyordu ancak mantığım bana bu ihtimalin varlığını ve olanlarla da ispatlandığını gösterip içimde kavgaya sebep oluyordu. Hiçbir şey söylemeden iki dakika kadar bu şekilde oturabilirdim. Onun benden “Güçlenmemiz gerek” cümlesini duymaya katlanacağını sanmıyordum zira ben daha düşünürken bile güçsüzlüğümü kabullenmekte zorluk çekiyordum. Tabi onun düşüncelerini kendiminkine benzetmek ne kadar doğruydu bilmiyordum.

Hiçbir şey yapmadan öylece bağdaş kurmuş bekliyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Yükseliş Konağı”