Doğmuşlardan Öleni (Zenahpuryu)

26 Jun 2023, 16:48

Konuşmaya başladığın anda, Eletha’nın yüzündeki gülümsemenin giderek silindiğini ve suratında daha ciddi bir ifade belirdiğini görebiliyorsun. Bu anda, Eletha’nın gülerken ne kadar huzur verdiğini, ancak yüzüne ciddiyet yansıdığında ise ne kadar boğucu bir hava yarattığını fark edebiliyorsun. Fakat sözlerini ihanete getirdiğin anda Eletha’nın yüzünde görünen çarpık bir gülümseme, her iki duygunun da birbirine karışmasına neden oluyor. Bu haliyle, ihanet konusunda sana katılmadığını ancak görüşüne saygı duyduğunu fark edebiliyorsun.

Anlatacaklarının ilk kısmı sonlandığında, Eletha’nın kafasına takılan herhangi bir kısım olmadığını anlayarak ikinci aşamaya geçiyorsun. Bu noktada ise Eletha’nın yüzünde çok daha ciddi bir ifade beliriyor. Özellikle Almazath ve Maeve’in isimleri geçtiği anda, oturuşunu dahi hafifçe dikleştiren Eletha’nın anlattıkların verdiği belki de ölümcül ciddiyeti anlayabiliyorsun. Ne var ki, konu bir anda hem iblisinin hem de senin ölümüne geldiğinde, Eletha’nın yüzünde bu kez şaşkınlığın en yalın halini fark ediyorsun. Bir an için söylediklerine inanmadığını düşünsen bile, Eletha’nın gözlerinin içindeki parıltı her bir kelimeni anladığını ve kabullendiğini sana gösteriyor. Cümlelerin sonlanırken tekrar ekip arkadaşlarına lafı getirdiğinde ise, Eletha bu kısımlarda dalgın bir hal alıyor. Sanki önceki söylediklerin üzerine kafa yorarken, sana istemsizce“Tabi hallederim.”diyor kendisinin bile ağzından kelimeler çıktığının farkında olmadan.

Odaya çöken sessizlik, bir an için ruhunu darlamaya başlıyor. Bunun en büyük sebebi ise, Eletha’nın yere sabitlenmiş bakışlarının arkasında dönen düşünceler oluyor. Sessizlik giderek asırlık bir ömre evrilmeye çalıştığı andan ise, Eletha birden olduğu yerden kalkıveriyor ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle sana bakarken“Tamam, ölmemiş olman harika. Ya da yeniden dirilmen… Neyse, bir daha ölmemeye çalış o zaman.”diyor tüm konular bir çözüme kavuşmuş gibi. Eletha bu sözleriyle aslında bir nevi sana uğurlamada bulunmuş olsa bile, son anda birkaç saniye önce ağzından dökülen kelimeler aklına geliyor ve“Hallederim mi dedim ben?”diyerek kendinden duyduğu şüpheyi sesli bir şekilde dile getiriyor. Eletha’nın yüzüne çöken şaşkınlık bu sorusunun altının boş olmadığını da açıkça gösterirken, Eletha hafifçe kikirdeyerek“Madem öyle çıktı ağzımdan, halletmen gerek. Yoksa yüzüne nasıl bakarım?”diyor. Sözlerinin ardından konuşmasını hafif bir kahkaha ile sonlandıran Eletha, başkaca bir şey yoksa konuşmanın sonlandığını da sana belli ediyor.

26 Jun 2023, 22:26

Zenahpuryu, sakince ve kendine güvendiğini belli ederek konuşmasına devam ediyordu. Bir yandan ise, hükümdarın sadece yüz ifadeleriyle bazı duygulara hükmedebiliyor olması onu şaşırtıyordu. Belki bir güçtü, belki de kudreti çok büyüktü. Bilmese bile, hayran kalmıştı. Böyle bir özelliğe sahip olmak, farklı bir durumdu. Kendisini diğer herkesten ayıran baskın bir insan olduğunu ortaya koyabiliyordu. Eletha'nın yüzünde görünen çarpık bir gülümseme, hem boğucu havayı hem de huzuru birbirine katarken, ihanet konusunda kendisine katılmasa da saygı duyduğunu gösteriyordu. İlk aşamayı anlatmasının ardından, kısa bir esle birlikte ikinci aşamaya geçiyordu. Almazath ve Maeve. Bu iki isim, Eletha'nın ciddiyetini arttırıyordu. Ölüm konusunda ise, şaşkınlığını gizlemiyordu. Almazath gerçekten kendisini iyileştirmiş olmalıydı, ancak bunu neden yapacağına dair bir fikri bulunmuyordu. En azından, hükümdarın bu konuda fikri olabileceğini düşünüyordu...

Ancak yanılmıştı. Hükümdar, öncelikle ekip arkadaşları konusunu halledeceğini söyledikten sonra sessizliğe gömülmüştü. Başka bir cevap, başka bir açıklama ve belki de tahmin bekliyordu hükümdardan. Bunun neden olmuş olabileceğine dair, kendisini neler bekleyebileceğine dair. Sessizlik ortama hakim olmaya devam ederken, Eletha bir anda yerinden doğrulmuş ve kocaman bir gülümsemeyle kendisine bakarak ölmemiş olmasının harika olduğunu, harika olanın yeniden dirilmiş olması da olabileceğini eklerken, bir daha ölmemeye çalışması gerektiğini ekliyordu. Küçük bir hayal kırıklığıyla bakışlarındaki keskinliği ve suratındaki ifadesizliği korumaya devam ederken, karşısındaki kadın kendi kendine konuşuyor gibi duruyordu. Önce kendi söylediği cümleyi sorgulamıştı, ki sorgulamasının ardından yaşadığı şaşkınlığı görmemek mümkün değildi. Sonrasında ise ağzından öyle çıktıysa halletmesi gerektiğini söylüyordu. Gerçekten halletmesi müthiş olurdu, ancak Zenahpuryu'nun kafasına takılan başka sorular vardı.

"Hükümdarım, sizinle ne kadar dürüst konuşabiliyoruz? Kafamızdan geçirdiğimiz düşüncelerin kaçını dile dökebiliyoruz? Size bütün dürüstlüğümle, zihnimden geçen soruları sorsam, bana kızar mısınız? Veyahut, bir saygısızlık işlemiş olur muyum?" Hükümdarın bilgisiz bir insan olduğunu düşünmüyordu, özellikle bir cahil olduğunu hiç düşünmüyordu. Kendisinin de özel olduğuna dair inancı yoktu. Yeniden dirilme veyahut Almazath'ın onu iyileştirmesi, ya da ölmesi ve bir şekilde tekrardan gözlerini açması, bunları yaşayan tek insan olmamalıydı. Bir benzerleri yaşanmış olmalıydı. Eğer hükümdarın kendisine kızmayacağı cevabını alırsa çok açık bir şekilde soracaktı. "Hükümdarım, bildiğiniz bazı şeyleri saklıyor musunuz?" Başka bir soru sormayı düşünmüyordu, aslında alacağı cevabın evet veya hayır olması da önemli değildi. Saklamadığını söylese dahi inanmayacaktı ve araştıracaktı. Sadece, hükümdarın ne kadar dürüst olduğunu görmek istiyordu.

03 Jul 2023, 14:33

Eletha’nın cümleleri sonlandığında, konuşmanız da bir nevi sonlanmış gibi oluyor. En azından Eletha, organizasyonundaki diğer kişilerle ilgili sözlerini yerine getirmek için hareketleneceği izlenimi uyandırıyor. Ancak tam bu esnada, bir kez daha konuşmaya başlamanla birlikte, Eletha da olduğu yerde kalıyor. İlk anda, söylediğin sözlere şaşırmış bir şekilde bakan Eletha, soruların devam ettikçe yüzüne ufak bir tebessüm konduruyor. Ancak Eletha’nın bu yüz ifadesinden sorduğun sorulara açık bir cevap alamıyorsun. Sorularının üzerinden birkaç saniye geçtiğinde ise Eletha“Aslına bakarsan Zenahpuryu, herkesten istediğim şey bu. Kafasından geçenleri söylemek… Elbette farklı makamlarımız var, ancak bu makamların haklı olduğunu göstermez. Ama biliyorsun ki, herkesin düşüncesine kulak vermem de mümkün değil. Sonuçta tıpkı senin gibi etten ve kemikten bir insanım.”diyor. Bu cevabıyla ortaya karışık bir tavır takınmış gibi duran Eletha, bu durumun son derece farkında olarak yüzündeki gülümsemeyi bir miktar daha arttırdıktan sonra“Bana ne düşündüğünü söyle Zenahpuryu… Ve lütfen dediğin gibi, bütün dürüstlüğünle yap bunu.”diyor.

Eletha’nın sana verdiği olumlu cevabın ardından doğrudan sorunu sorduğun anda Eletha’nın yüzündeki tebessüm bir anda silinerek yerini donuk bir ifadeye bırakıyor. Böylesine bir soruyu beklemiyormuş gibi görünen Eletha birkaç saniye yüzünde tuttuğu donukluğu bir kenara bırakmadan önce gözlerinin içine bakıyor ve ardından“Bildiğim bazı şeyleri değil, belki de birçok şeyi saklıyor olabilirim.”diyor net bir tavırla. Hemen ardından ise, yüzündeki donukluğu daha ciddi bir hale getirip bakışlarını keskinleştirirken“Bu hoşuma gidiyor mu diye sorarsan, hayır gitmiyor. Ama Hükümdar olmanın getirdiği bir sorumluluk var ve bunu yerine getirmek durumundayım.”diyerek kendini açıklamaya çalışıyor. Fakat hemen ardından hafifçe bir nefes alan ve dudaklarını dilinin ucuyla yavaşça ıslatan Eletha“Sana bu soruyu sorduran ne peki Zenahpuryu? Yaşadıkların mı yoksa beni samimi bulmaman mı? Ya da aradığın bir cevabın bende gizli olduğunu düşünmen mi?”diyor. Bir anda okların yönünü sana doğru çeviren Eletha, bu durumdan memnun olmuş gibi hafifçe gülümsemeye başlarken“Söylesene Zenahpuryu, ne bilmek istiyorsun?”diyor, adeta bildiği bir şey varsa bunu sana söylemekten çekinmeyecek gibi göğsünü tamamen sana açmış bir halde.

03 Jul 2023, 15:15

Genç adam, Eletha’nın kalkmasına izin vermeden tekrardan söze girerek aklındaki tek soruyu sormak için ön konuşmasına başlamıştı. Hükümdar, önce şaşırsa da yüzüne ufak bir tebessüm kondurmuştu. Yüz ifadesinden tam bir cevap alamasa da, dilinden dökülen kelimelerin ardından soruyu sormaya karar vermişti. Hükümdar, herkesten istediği şeyin bu olduğunu söylüyordu, hatta tüm dürüstlüğü ile ne düşündüğünü söylemesini istiyordu. Olumlu cevabı alan Zen, sorusunu hiç çekinmeden sormuştu hükümdarına. Ancak bu sorunun ardından Eletha’nın yüzündeki tebessümün silinmesi ve yerini donuk bir ifadeye bırakması ufakta olsa kaygılandırmıştı. Gözleri Eletha’nın gözleriyle kenetlendiğinde, bazı şeyleri değil, birçok şeyi saklıyor olabileceği cevabını almıştı. Bu cevapla birlikte, istemsizce gülümsemişti Zenahpuryu, tahmininin doğru olması, aradığı bazı cevapların karşısındaki kişide saklı olduğunu gösteriyor olabilirdi.

Eletha, bu durumun hoşuna gitmediğini ancak bir hükümdar olarak sorumlulukları olduğunu söylüyordu. Sonrasında ise bu soruyu kendisine sormasının sebebini arıyordu. Sonrasında ise ne bilmek istediğini soruyordu, bildiği bir şey varsa bunu çekinmeden söyleyecek gibi duruyordu. Genç adam sakince gülümsedi. “Bana bu soruyu sorduran sizi samimi bulmamam değil, ancak anlattıklarımdan sonra daha fazla yorum yapmanızı beklemekti. En azından, bir şeylere açıklık getirebileceğinizi düşünüyordum.” Diyerek söze girdi. Birkaç saniye sonrasında tekrardan konuşmaya başladı. “Mesela, Almazath’a ismimi söylediğimde onun gözünde neden kıymete bindiğimi merak ediyorum. İsmimin anlamını değil ancak, bu isimlere değer veren nedir onu bilmek istiyorum. Lavnivia ismini söylediğinde, Zenahpuryu kadar kıymetli olmadığını söylemişti. Hatta, Lavnivia’yı almamakla bir şey kaybetmediğini de söylemişti. Beni alıp öldürerek bir şey kazanacaktı belki, en baştan bitirerek.” İşaret parmağını hükümdara doğru kaldırdı. “Bu benim ilk sorumdu. Bir isme kıymet veren nedir? Sırf ismim Zenahpuryu olduğu için, neden onun yanında kalıp öldürülme teklifim kabul edildi?” İlk sorusunun özetini geçtikten sonra orta parmağını kaldırdı. “İkinci sorum ise, neden hala canlıyım? Nasıl yaşıyorum? Kendimi hiçbir zaman özel biri olarak görmedim, benim gibi başına böyle bir şeyler gelmiş Aludir’ler olmalı ve sizin de bunu bildiğinizi düşünüyorum. Zira bunu yaşayan tek kişiysem, sanırım artık korkacak bir şeyim kalmayacak. Öldükçe dirilebiliyorsam, eğlenceli bir hayat önümde duruyor gibi. Sürekli gider gelirim.” Dostane bir şekilde kahkaha attı, ardından kocaman gülümsedi sorduğu soruların cevabını beklerken.

05 Jul 2023, 14:09

Eletha’nın gülümsemesine benzer bir şekilde karşılık vermenin ardından konuşmaya başlıyor ve sorularını sıralıyorsun. Ancak konuşmanı sürdürdükçe ve sorularını sordukça, Eletha’nın yüzündeki gülümseme yerinde dursa bile, gözlerinde daha ciddi bir havanı var olmaya başladığını görebiliyorsun. Sorularının sonunda attığın kahkahanın ardından Eletha da yüzündeki gülümsemeyi korumaya devam ediyor ve bir yandan da halen daha ciddiyetini ortaya koyarak sana bakmayı sürdürüyor. Kahkahan sonlandığı anda Eletha hafifçe bir nefes alıyor ve ardından kollarını iki yana açarak“Yazgı Zenahpuryu, sadece yazgı…”diyor derinden gelen bir ses tonuyla. Yaptığı hareket ve çıkardığı ses tonuyla bir anda odadaki tüm havayı kendi yarattığı bir kasvete sürükleyen Eletha, yine de yüzündeki gülümsemeyi bozmadan kollarını indirmeye başlarken“Nasıl ki bana ‘Visyn’ adı yazgım tarafından verilmişse, sana verilen isim de yazgından ibaret. Tıpkı ismine kıymet verdiği gibi…”diyor. İki kolu da yanlarına düşmesinin ardından Eletha başını hafifçe öne eğerken“Bizim kaynaklarımız yazgımızın verdiği isimlerin anlamlarını çözmeye yetmiyor. Bu yüzden bizler, ismimizi anlamadan ve fakat bir şekilde ismimizin anlamıyla yaşıyoruz. Bu sebeple olabilir… Yani ölmen… Veya ölüp dirilmen… Ya da aslında hiç ölmemiş olman…”diyor. Sözlerinin bu aşamasında yüzündeki tebessümü kaybetmiş bir şekilde ve gözlerine dolan düşüncelerle önüne bakan Eletha birkaç saniyelik sessizliğinin içinden çıkarken tekrar bakışlarını seninkilerle buluşturuyor ve ardından“Ancak görünen o ki Zenahpuryu, Almazath veya onun gibi başkaca iblisler, bizim erişemediğimiz bir bilgiye sahip olup isimlerimizin anlamlarını çözebiliyor. Aslına bakarsan bu durum, Aludir olmanın en derin sorununu da çözüyor. Bu konu üzerinde bizzat duracağıma ve sorularına bir cevap bulduğumda seninle paylaşacağıma emin olabilirsin.”diyor.

Eletha bu noktada konuşmasına kısa bir ara verirken, aslında ilk soruna yönelik cevaplarının da bu sözlerinden ibaret olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumu sana da yansıttığından emin olduktan sonra ise dudaklarını diliyle hafifçe ıslatmasının ardından“Bugüne kadar bilinen tarihimizde ölüp de dirilen bir Aludir bulunmuyor. Ancak bu dediğim gibi bilinen tarihimizden ibaret… Tarih ise, her zaman tek bir bakış açısıyla tutulmamakta… Aclania olarak referans aldığımız iki kaynak bulunuyor. Bunlardan ilki Tarihçi Hephiris… Diğeri ise Tarihçi Xoxsus… Yaşadığımız dünyada, Hephiris ve Xoxsus’un kayıtları genel anlamda hep kabul görmektedir, yani onlar tarafından tutulan kayıtların aksine bir tarihi çizgi çizilmiş değil. Elbette iki tarihçi arasında, tarihi olaylar bakımından farklılıklar bulunuyor. Lakin bu farklılıklar, olayların özünde değil detaylarında oluyor.”diyor. Bu açıklamaları sırasında halen ayakta durmakta olan Eletha sanki ilgi duyduğu bir konunun açılmış olmasından memnun bir şekilde oturmak için olduğu yere kendini bırakırken“Elimizdeki kayıtlar, sana da dediğim gibi tekrar dirilen bir Aludirden hiç bahsetmiyor. Ancak buradaki esas sıkıntı, elimizdeki kayıtların birçoğunun orijinal olmaması. Hephiris ve Xoxsus’un öğrencileri veya takipçileri tarafından birçok orijinal kayıt çoğaltılmış ve günümüze kadar ulaşmış durumda. Fakat bu kayıtlarda da, bahsettiğim gibi eksiklikler bulunmakta. Örneğin, İlk Çağ olarak adlandırılan tarihin öncesine dair elimizde hiçbir belge bulunmuyor.”diyor. Eletha bu aşamada konuşmasını daha da heyecanlı ve hızlı bir şekle büründürüyor. Ancak bunun tamamen içindeki heyecandan ileri geldiğini rahatlıkla anlayabiliyorsun. Bir kez yutkunmasının ardından Eletha“Veya Karanlık Çağ olarak adlandırılan döneme ilişkin bir kayıt da elimizde yok. Dolayısıyla Zenahpuryu… Mevcut bilgimiz senin durumunla benzer herhangi bir kişinin bulunmadığını söylüyor.”diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Ancak tam bu esnada, sanki ağzı öylesine kıpırdar gibi“Wuther…”diyor Eletha. Hemen ardından ise bakışlarını bir kez daha sana doğru yöneltirken“Yeni bir tarihçinin adı dolanıyor etrafta… İsmi Wuther. Açıkçası onca hengame içerisinde bu kişiye yönelme imkanım hiç olmadı. Her ne kadar Hephiris veya Xoxsus kadar olmasa da, isminin kulağımıza çalınmış olması onu da dinlememiz gerektiğini düşündürtüyor bana. Belki benim karşılık veremediğim sorularına, onun bir cevabı olabilir.”diyerek bir diğer sessizlik boşluğuna gömülüyor.

Eletha her ne kadar konuyu kapatmış gibi görünse bile, gözlerinde hala bu konular üzerinde durmak istediğini görebiliyorsun. Kaldı ki Eletha da bu ani suskunluğunu, heyecanını kaybetmeden bir anda ortadan kaldırarak“Cevabım bu şekilde Zenahpuryu. Ama bu senin gönlünce ölebileceğin anlamına gelmiyor. Zira bir kez gerçekleşmiş bir durumu, şimdilik mucize olarak addetmek daha akla yatkın olacaktır. Öte yandan, eğer böyle bir özelliğin varsa bile bunun senden neler götürdüğü konusunda elimizde herhangi bir veri de bulunmuyor. Belki ölmüyorsun, ancak ölmedikçe yaşamsal enerjini kaybediyorsun. Veya Qen akışın dengesizleşiyor ya da ruhun karanlığa sürükleniyor… Bunlardan biri veya hepsi olabilir. Belki de hiçbiri…”diyerek konu hakkındaki endişelerini de açıkça ortaya koyuyor. Fakat hemen ardından, sanki gözlerine bir anda can dolar gibi ayaklanan Eletha, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirirken“Dolayısıyla Zenahpuryu, durumunu anlayana kadar Hükümdar olarak sana ölmeni yasaklıyorum.”diyor. Hemen ardından ise bir anda bakışlarına muzip bir düşünce dolan Eletha“Hayır, bu yeterli değil sanırım…”dedikten sonra gözlerini birkaç saniye deviriyor ve ardından parlak bir fikir bulmuş edasıyla sağ elinin baş parmağını havaya kaldırırken“Sana ölmeni ve eğer ölürsen de dirilmemeyi yasaklıyorum!”diyor. Hemen ardından ise Eletha, son emrini oldukça beğenmiş gibi kendi kendine başını öne arkaya hafifçe sallıyor.

06 Jul 2023, 02:43

Yazgı kelimesi kulaklarına iliştiği anda yüzünü ekşitmişti genç adam. Bu kelimeden, herkesin bunu vurgulamasından sıkılmıştı artık. Sadece yazgıdan bahsedilmesi ve yazgının bu kadar önemli olması onun canını sıkıyordu. Yazgısını değiştirebilir miydi? Beklenenin aksine, yazgının değil Zenahpuryu'nun kendisinin daha önemli ve kıymetli olduğunu kanıtlayabilir mi? Kafasına kazınan başka bir soruydu ancak şimdilik bunu dile getirmeyi düşünmüyordu. Eletha, Visyn adının yazgısı tarafından verildiğini ve kendisine verilen ismin de yazgısından ibaret olduğunu söylüyordu. Dudak hareketleriyle bu konu doğru olsa bile içten içe katılmadığını belli eden bir hareket yaptıktan sonra dinlemeye devam ediyordu. İnsan kaynaklarının yazgının verdiği isimlerin anlamlarını çözmeye yetmediğini, bu sebeple ismin anlamını bilmeseler de bir şekilde o anlamları yaşadıklarını belirtiyordu. Ölmesinin veya hiç ölmemesinin, ya da tekrardan dirilmesinin sebebinin bu olabileceğini belirtiyordu. Sadece bir isimle, kendisine verilen bir isimle böyle bir güce kavuşmuş olabilir miydi?

Düşündüğünü belirtircesine bir elini çenesinin altına koyuyor, diğer eliyle de dirseğini destekliyordu. Tekrardan söze giren Eletha, Almazath ve onun gibi diğer iblislerin insanlardan daha farklı bilgilere eriştiğini isimlerin anlamlarını çözebildiklerini söylüyordu. Aludir olmanın en derin sorununu bu durumun çözdüğünü ve bu konu üzerinde bizzat duracağını ve bir cevap bulduğunda kendisiyle paylaşacağını söylüyordu. İlk sorusuna verdiği cevabın ardından Zenahpuryu düşünceli bir şekilde anladığını belirten bir kafa hareketiyle tepki vermişti. Bunun üstüne Eletha, ikinci sorusunu cevaplamaya başlamış ve bugüne kadar bilinen tarihte ölüp dirilen bir Aludir bulunmadığını söylüyordu. Ancak bunun bilinen tarih olduğunu tekrardan vurguluyor, tarihin ise her zaman tek bir bakış açısıyla yazılmadığını da söylüyordu. Aclania olarak referans alınan kaynaklardan birisi Tarihçi Hephiris, diğeri ise Tarihçi Xoxsus olarak geçiyordu. Bu iki kaynak genel anlamda kabul görseler bile, onların arasında da tarihi olaylar bakımından farklılıklar bulunduğunu ekliyordu. Bu farklılıklar ise, olayların detaylarında bulunuyordu.

Diğer bir sıkıntı ise, ellerindeki kaynakların birçoğunun orijinal olmamasından kaynaklanıyordu, orijinal kaynaklar Hephiris ve Xoxsus'un öğrencileri veya takipçileri tarafından çoğaltılmış ve bugünlere ulaşmıştı. Bu kayıtlarda bile eksikler bulunuyordu, İlk Çağ olarak adlandırılan tarihe dair hiçbir belge bulunmuyordu. Aynı zamanda, Karanlık Çağ olarak adlandırılan döneme ilişkin bir kayıt da ellerinde bulunmuyordu. Aynı zamanda, Karanlık Çağ olarak adlandırılan döneme ilişkin bir kayıt da bulunmuyordu. Zenahpuryu daha düşünceli bir hale bürünürken, Wuther ismini duymasıyla gözlerini Eletha'nın gözlerine dikiyordu. Eletha, onu da dinlemeleri gerektiğini düşünüyordu. Kendisinin karşılık veremediği sorulara Wuther'in bir cevabı olabilirdi. Bu durum genç adamı bir hayli heyecanlandırmıştı, Wuther'i bulmak ve onunla konuşmak eğlenceli bir macera olabilirdi.

Eletha tekrardan söze girdiğinde, genç adam gibi birinin tarihte bulunmaması, gönlünce ölebileceği anlamına gelmediğini söylüyordu. Şimdilik bu durumu mucize olarak adlandırmak gerektiğini, diğer bir taraftan böyle bir özelliği varsa bile bu durumun kendisinden neler götürdüğünü bilmediğini söylüyordu. Ölmese bile ölüp dirildikçe yaşamsal enerjisini kaybediyor olabilir, Qen akışında dengesizlik yaşanıyor olabilir veya ruhu karanlığa sürükleniyor olabilirdi. Bunlardan biri, hepsinin olabileceği gibi, hiçbiri de olmayabilirdi. Belki de gerçek bir mucizeydi. Bu sebeple, Zenahpuryu'ya önce ölmeyi yasaklamış, sonrasında bu emrin yetersiz olduğunu düşünerek ölmesini ve ölürse dirilmemeyi yasaklamıştı. Zenahpuryu, bu emir karşısında önce şaşırmış, sonrasında kocaman gülümsemişti. "Bu emri yerine getireceğimden emin olabilirsiniz." Dedikten sonra aklına Almazath'ın sözleri gelmişti.

"Gözyaşları ismine müstehak değiller."

"Ölüm birçok şeyin sonu gibi görünür, ama oysa bazı şeylerin de başlangıcı olur. Öldüğünde de her şey bitti sanırsın, ama bazı şeyler daha yeni başlıyordur."

"Sana isminin anlamını öğreteceğim Zenahpuryu, ama bunu öğrenemeyecek hale geldiğinde."

Sağ eliyle üç parmağını Eletha'ya doğru kaldırdı. "Bunlar bana Almazath tarafından söylenmiş kelimeler. Eğer dediğiniz gibi, ölüp dirilmek benden bir şeyler götürüyorsa ve beni karanlığa sürüklüyorsa, beni öldürmek çok mantıklı. Çünkü..." dedikten sonra boğazını temizledi ve tekrardan söze girdi. "Zenahpuryu... Yazgına verilen bu ismi gururla taşı! Senin yazgına değebilecek siyah bir nokta bile yoktur! Karanlık, senin için asla var olmayacaktır. Ancak dikkat et Zenahpuryu, her ışığın bir karanlığı vardır. Yazgın bu dünyanın ışığı ise, elbet bunun bir karanlığı da olacaktır. Işığının kararmasına asla müsaade etme Zenahpuryu. Yazgının silinmesine." Eletha'nın bu sözleri anlayabilmesi için kısa bir es verdikten sonra devam etti. "Başından beri bunun aslında Shy öldükten sonra kalbimi kaplayan karanlıktan dolayı söylendiğini düşünüyordum, ancak sayenizde farklı bir şey daha düşünmeye başladım. Eğer ölmek gerçekten benden bir şeyler koparıyorsa, beni karanlığa düşürüyorsa, yazgımın silinmesine sebep olacaktır. Bu noktada, beni öldürmek gerçekten mantıklı..." Keskin bakışlarını Eletha'nın üzerinde tutarken birden yumuşadı. Yine kocaman gülümsedikten sonra kafasının arkasını kaşımaya başladı. "Gene çok konuştum hükümdarım, belki bir fikir alışverişi yaşanabilir diye düşündüm. Birde ne düşündüğümü ve teorilerimi aktarmak istedim. İzniniz olursa, arkadaşlarımdan özür diledikten sonra Wuther'i bulmak ve tarihle alakalı bir şeyleri açıklığa kavuşturmak isterim. Belki teorilerimi destekleyebilecek bir şeyler Wuther'ın tarih bilgisinde bulunuyordur. Hem Aclania için, hem de benim için iyi bir keşif olacaktır."

06 Jul 2023, 13:07

Eletha verdiği emrinin yerine getirileceğine dair sözlerine karşılık, bu hususta hiçbir tereddüdü bulunmadığını belli eden gururlu bir ifadeyle yüzüne tebessümünü dolduruyor. Ancak bir anda Almazath’ın cümlelerini sıralamaya başlaman ve ardından gelen sözlerin, Eletha’nın yüzünde daha ciddi bir hava yaratıyor. Sözlerine karşılık Eletha’nın gözünde beliren bir ışık olmaması, bu husus hakkında net veya geçerli bir düşüncesi olmadığını da açıkça ortaya koyuyor. Cümlelerinin sonuna doğru yüzüne yerleşen tebessüme aynı şekilde karşılık veren Eletha, tüm yaptığın konuşmanın kendisi için bir mahsuru olmadığını belli eden bir el işareti yapıyor. Kelimelerin sonlandığında ise hafif bir nefes alan Eletha“Bu sözlerin üzerine düşüneceğim ve araştırma yapacağım. Bir sonuca ulaşırsam sana haber veririm ve birlikte de üstüne düşünürüz.”diyor. Hemen ardından ise Eletha oturduğu yerden yavaşça kalkıyor, üstünü başını biraz silkeliyor ve eliyle kendisine bir çekidüzen veriyor. Ardından bakışlarını bir anda sertleştirerek sana diktiği anda“Ben Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian… Sen Zenahpuryu’yu, Wuther isimli tarihçiyi bulmak, onunla konuşmak ve bu hususta her türlü araştırmayı yapmak için yetkilendiriyorum! Bu kutsal görevi, üzerine düşen tüm sorumlulukları bilerek yerine getireceğine ve isminin yazgısıyla başaracağına inanıyorum! Ölümsüz Yüce Tanrı Kyrien ve Unutulmuş Yüce Tanrı Gyton bu kutsal görevde ışığın olsun!”diyor. Kelimelerinin her birini, sanki ruhuna işlemek istercesine sert bir şekilde dile getiren Eletha, cümlelerinin sonlanmasının ardından bir süre daha o keskin yüz hatlarını korumaya devam ediyor. Ancak birkaç saniye sonra bir anda yüzü yumuşayıp kocaman bir gülümsemeyle sana bakarken“Hükümdar tarafından verilen ilk resmi görevini de almış oldun! Biraz çabuk oldu ama zararı yok”diyor gülümsemesini ufak bir kahkaha ile taçlandırarak. Bu sözlerle birlikte, Eletha ile olan konuşman da bir sona gelmiş gibi görünüyor.

Off Topic

Konu içerisinde yapacağın başka bir şey yoksa, son bir RP aldıktan sonra konuyu sonlandırabiliriz.

06 Jul 2023, 13:36

Eletha'ya sıraladığı teorilerinin ardından hükümdarının cevabı biraz daha basitti, üzerine bir yorum katıp geliştirmekten ziyade bu sözlerin üzerine düşüneceğini ve araştırma yapacağını söylüyordu. Bir sonuca ulaşırsa haber vereceğini belirtiyordu. Zenahpuryu bu cümleyi kafasıyla onaylamasının ardından, Eletha kendini düzeltmeye başlamış ve bakışlarını bir anda sertleştirmişti. Sonrasında ağzından çıkan her bir kelime, genç adamı kendisine hayran bırakmaya başlamıştı. Hükümdardan görev almanın böylesine havalı bir şey olduğunu beklemiyordu. Ölümsüz Yüce Tanrı Kyrien ve Unutulmuş Yüce Tanrı Gyton... Bristran görev verirken bu tanrılardan hiç bahsetmemişti. Eletha'nın sert yüz ifadesine hayranlıkla bakmaya devam ederken, kısa bir anlığına boşluğa düştü. "Unutulmuş?" Neredeyse duyulmayacak kadar sessiz ve bir o kadar şaşkınlıkla çıkan bu sorunun ardından Eletha'nın söze girmesiyle tekrardan gözlerini ona çevirdi. İlk resmi görevini almış olan Zenahpuryu, bunun heyecanıyla birlikte hükümdarının kahkahasına eşlik etti.

"Siz baya resmi bir şekilde konuştunuz ve bu çok havalıydı, açıkçası hayran kaldım. Ben de aynı şekilde kabul etmeyi deneyeceğim." Dedi. Beş ya da altı saniye kadar düşündükten sonra ciddi bir şekilde bağırmaya başladı. "Ben Aludirlerin Zenahpuryu'su, Dostlarımın Zen'i, bu kutsal görevi, üzerime düşen tüm sorumlulukları bilerek yerime getireceğime inanıyorum! Ölümsüz Yüce Tanrı Kyrien ve Unutulmuş Yüce Tanrı Gyton bu kutsal görevde ışığım olsun!" Kocaman gülümseyerek sonlandırdı cümlelerini. Wuther'i bir an önce bulmak, bazı gizli şeylerin gerçeklerini aralamak istiyordu. Belki, alacağı cevaplarla birlikte yazgısı hakkında daha farklı fikirler edinebilirdi, kim bilir?

17 Jul 2023, 14:18

Off Topic

Konu sonlanmıştır.

Konu Sonu Ödülleri