Yükseliş Konağı içerisinde sana ayrılan odanın içinde gözlerini açtığında, bir gün önce yaşananları tekrar zihninden geçiriyorsun okyanustan gelen dalga sesleri eşliğinde. Odadan ayrılışın, taht odasına varışın, burada Eletha’nın sana karşı olan tutumu, Azuldir’in gelişi, üçünüz arasında geçen konuşmalar, Azuldir’in ayrılışı ve son olarak Eletha ile aranda geçenler… Hepsi tek tek bir kez daha zihninde canlanırken, söylenen her bir sözü de bir kez daha değerlendirme ve bir kez daha olanlar ile olacaklar hakkında düşünürken buluyorsun kendini. Eletha’nın yanından ayrılmasından sonra, bir görevli tarafından tekrar odana götürülmen ve sana kalan tüm gün boyunca, rahat yatağında yatıp olanları onlarca kez daha düşünmen, sana koca bir günü harcatmış gibi görünse de, en azından uyandığında, yaşananlara ilişkin düşüncelerinin ve görüşlerinin daha net olması, aslında bu düşünme faslının hiç de boşa gitmediğini sana gösteriyor. Tüm bu zihin karmaşası içinde, hiç yemek yememiş olduğunu ise karnından gelen yoğun bir gurultuyla anlayabiliyorsun. Bu anda ise, yatağında öylece düşüncelere dalmışken kapının birkaç kez çalındığını, ancak bunların hiçbirine karşılık vermemiş olduğunu fark ediyorsun. Bu sebeple de, gözlerin istemsizce ve yalvarırcasına kapıya doğru dönüyor, bir kuru ekmeğe bile razı olarak.
Gözlerin kapıdan gelecek bir hareketi beklese bile, zihnin karnındaki gurultudan sıyrılıp son sözlerini sana hatırlattığında, bir anda yataktan fırlıyorsun. Eletha’ya Madras ile görüşmek istediğini söylemenin ardından, Eletha’nın bunu resmi bir göreve çevirdiğin anları ve bu andaki yüz ifadesiyle ses tonu aklında canlandığında, zamanını boşa harcadığını ve bir şekilde atıştırabilecek bir şeyleri her halükarda bulabileceğini düşünüyorsun. Karnının gurultusu bile Eletha’nın ciddi suratı ifadesinden tırsmış gibi guruldamayı keserken, geriye kalan tek şey, kendi ellerinle yarattığını bu görev çerçevesinde, elinde Madras’ın nerede olduğuna dair bir bilgi bile bulunmadan nasıl ilerleyeceğin oluyor. Ve tabi, hiçbir veri olmadan böylesine bir görevi yaratarak iyi mi ettiğin yoksa kötü mü ettiğin düşüncesi ruhunu kemirmeye başlıyor.
Gözlerin kapıdan gelecek bir hareketi beklese bile, zihnin karnındaki gurultudan sıyrılıp son sözlerini sana hatırlattığında, bir anda yataktan fırlıyorsun. Eletha’ya Madras ile görüşmek istediğini söylemenin ardından, Eletha’nın bunu resmi bir göreve çevirdiğin anları ve bu andaki yüz ifadesiyle ses tonu aklında canlandığında, zamanını boşa harcadığını ve bir şekilde atıştırabilecek bir şeyleri her halükarda bulabileceğini düşünüyorsun. Karnının gurultusu bile Eletha’nın ciddi suratı ifadesinden tırsmış gibi guruldamayı keserken, geriye kalan tek şey, kendi ellerinle yarattığını bu görev çerçevesinde, elinde Madras’ın nerede olduğuna dair bir bilgi bile bulunmadan nasıl ilerleyeceğin oluyor. Ve tabi, hiçbir veri olmadan böylesine bir görevi yaratarak iyi mi ettiğin yoksa kötü mü ettiğin düşüncesi ruhunu kemirmeye başlıyor.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.



