Yreona'nın son cümlesinden sonra Esther'in suratında ilk defa ciddi anlamda bir ifade belirmişti. Kaşları hafifçe çatılmış, dudakları büzülmüş ve kafası hafifçe yukarıya doğru kalkmıştı. Durumdan hoşnutsuz olduğu ve hissettiği kibir yüzünden rahat bir şekilde okunabiliyordu. "O kadar da naif bir insan değilim, durumumun elbette farkındayım." Konuşmasının bu esnasında kısa bir süre ara verdikten sonra aynı ses tonunu ve tavırlarını koruyarak devam etti. "Bu köyden ayrılırken Mihr'in yanında bir kişinin daha olduğunu biliyorum. Madem bu kadar engel olmak istiyordunuz neden bunca insan öldürülmeden önce onu durdurmadınız? Köyde sadece üç kişi hayatta kalana kadar size engel olan şey neydi? Üstelik ikisini, beni bu binanın içerisine yemlemek için kullanmandan bahsetmiyorum bile. Sana ve bahsettiğin Lord Urilirn güvenmem için ortada hiçbir sebep bulunmuyor." Esther, bilincini kazandıktan sonra bir çok duyguyu hissetmesine rağmen ilk defa öfkeyi hissediyordu ve açıkçası bu ona yabancı bir histi. Hal böyle olunca kızcağızın çenesi de düşüvermişti.
Esther karşısındaki kişiye konuşma fırsatı tanımadan devam etti. "Kimsenin emrine girmeye niyetim yok, hiçbir zaman da olmayacak." Esther bu esnada konuşmayı bir anda kesti. Akıllıca olanı yapmıştı zira az kalsın Aludirler ile de uzun süre kalmayı planlamadığını ağzından kaçıracaktı... Vermiş olduğu bu arayla birlikte tekrardan sakinliğini kazanan genç kızın suratı tekrardan hissizleşmişti. "Aludirlerin bana yalan söylediğini söylüyorsun, bu dediğinde haklı olabilirsin fakat yeterince inandırıcı olduğunu düşünmüyorum. Sorduğum sorulara net bir şekilde cevap vermek yerine tek yaptığın şey duyduğum takdirde hoşuma gidecek, size sempati duymamı sağlayacak şeyler söylemek. Bu yüzden son iki sorumu sormak istiyorum, kararımı ondan sonra net bir şekilde vereceğim." Genç kız sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırarak "Birincisi; başıma neler gelebileceğini az çok tahmin ettiğinizi söylemiştin, tahminlerinizin ne olduğunu öğrenmek istiyorum." dedi. Hemen ardından orta parmağını kaldırarak devam etti. "İkincisi; Karanlığın Gerçek Hükümdarları ve genel olarak Hükümdar nedir, bunları öğrenmek istiyorum."
Esther karşısındaki insana açıkçası pek güvenmiyordu fakat Aludirlere karşı da aynı hisleri besliyordu. Birkaç dakika sonra vereceği karar hayatının gidişatını tamamıyla etkileyecek olmasına rağmen genç kız yolun sonunu net bir şekilde görebiliyordu. Yaşanılan bu güç çekişmesi içerisinde hangi tarafı seçerse seçsin yolun sonunda zincirlerinden kurtularak özgür kalacaktı.
Esther karşısındaki kişiye konuşma fırsatı tanımadan devam etti. "Kimsenin emrine girmeye niyetim yok, hiçbir zaman da olmayacak." Esther bu esnada konuşmayı bir anda kesti. Akıllıca olanı yapmıştı zira az kalsın Aludirler ile de uzun süre kalmayı planlamadığını ağzından kaçıracaktı... Vermiş olduğu bu arayla birlikte tekrardan sakinliğini kazanan genç kızın suratı tekrardan hissizleşmişti. "Aludirlerin bana yalan söylediğini söylüyorsun, bu dediğinde haklı olabilirsin fakat yeterince inandırıcı olduğunu düşünmüyorum. Sorduğum sorulara net bir şekilde cevap vermek yerine tek yaptığın şey duyduğum takdirde hoşuma gidecek, size sempati duymamı sağlayacak şeyler söylemek. Bu yüzden son iki sorumu sormak istiyorum, kararımı ondan sonra net bir şekilde vereceğim." Genç kız sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırarak "Birincisi; başıma neler gelebileceğini az çok tahmin ettiğinizi söylemiştin, tahminlerinizin ne olduğunu öğrenmek istiyorum." dedi. Hemen ardından orta parmağını kaldırarak devam etti. "İkincisi; Karanlığın Gerçek Hükümdarları ve genel olarak Hükümdar nedir, bunları öğrenmek istiyorum."
Esther karşısındaki insana açıkçası pek güvenmiyordu fakat Aludirlere karşı da aynı hisleri besliyordu. Birkaç dakika sonra vereceği karar hayatının gidişatını tamamıyla etkileyecek olmasına rağmen genç kız yolun sonunu net bir şekilde görebiliyordu. Yaşanılan bu güç çekişmesi içerisinde hangi tarafı seçerse seçsin yolun sonunda zincirlerinden kurtularak özgür kalacaktı.




