Inian’ın omuzunda duran elinden kurtulmak için omzunu hafifçe silkip geriye çekiyorsun. Bu hamlenle birlikte Inian’ın eli bir an havada boşta kalıp aşağıya doğru düşerken, Inian’ın kıvrak bir şekilde kaçma ihtimaline karşı vücudunu gerdiğini görüyorsun. Ancak ellerini havaya kaldırıp kaçmayacağına dair açık bir beyanı ortaya koyduğunda Inian’ın kaslarını biraz gevşettiğini de fark ediyorsun. Ne var ki, Inian halen daha gergin bir şekilde senin olası bir koşunu engellemek ister gibi hazır bir şekilde tutuyor kendini. Bununla birlikte bakışlarında beliren keskinlik, sözlerine bulaşabilecek en ufak yalanı veya ani bir hamleni tespit etmek ister gibi duruyor.
Inian’ın bu duruşuna karşılık daha rahat bir tutum sergiliyorsun. Elini rozetini almak için cebine götürdüğün anda ise, Inian sanki bir silah çıkaracakmışsın gibi eline doğru hamle yapmak istiyor. Tam bu esnada kesişen bakışlarınız, Inian’ın hamlesini de yarıda kesmesine neden oluyor. Ancak bu halden rahatlıkla Inian’ın sana karşı hiçbir güven duymadığını anlayabiliyorsun. Bu durumu zihnine iyice kazımanın ardından rozetini cebinden çıkarıp Inian’a gösteriyor ve konuşmanı yapıyorsun. Inian rozetini gördüğü anda, sanki değersiz bir materyal görmüş gibi bakışlarını sana doğru devirmekten başka bir şey yapmıyor. Cümlelerini bitirdiğine delalet eden gülümsemeye karşılık Inian bakışlarını bir kez daha uzattığın rozette tutuyor.
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Inian bakışlarını sana doğru kaldırdığı sırada, sağ eliyle rozeti tuttuğun eline alttan sert bir şekilde vuruyor. Boşluğuna gelmesi nedeniyle rozetin elinden çıkıp havada savrulmasının ardından, yere düşüyor ve birkaç kez sekmesinin ardından uçurum kısmına yakın bir noktada duruyor. Inian ise bakışlarını tamamen sana kilitlemiş bir halde dururken “Bu değersiz bir metalden başka bir şey değil. Üzerinde sahte isminin yazması onun gerçek bir rozet olduğu anlamına gelmiyor.” diyor. Hemen ardından ise sanki oynadığı oyundan çok sıkılmış gibi dişlerini gıcırdatırken “Komutan Agrupnia Aludirlerin gerçek isimlerini bilebilme gibi bir yeteneğe sahip. Daha ilk günden gerçek isminin Aspendos değil, Theo olduğu biliniyordu. Ancak amacını ve gayeni öğrenmek için senin başlattığın bu yalanı sürdürmeye karar verildi.” diyor. Bu anda bakışlarına sinirini de dahil eden Inian, sanki kandırılmanın verdiği öfkeyle birlikte “Sen kimsin Theo? Yoksa içimize sızmaya çalışan bir Aledes misin?” diyerek sözlerini bitiriyor. Inian’ın tüm bu konuşmalarından anladığın esas kısım ise, onun pek de sabırlı davranacak biri olmadığı ve bu işi olabildiğince hızlı bir şekilde halletmek istediği oluyor.
Inian’ın bu duruşuna karşılık daha rahat bir tutum sergiliyorsun. Elini rozetini almak için cebine götürdüğün anda ise, Inian sanki bir silah çıkaracakmışsın gibi eline doğru hamle yapmak istiyor. Tam bu esnada kesişen bakışlarınız, Inian’ın hamlesini de yarıda kesmesine neden oluyor. Ancak bu halden rahatlıkla Inian’ın sana karşı hiçbir güven duymadığını anlayabiliyorsun. Bu durumu zihnine iyice kazımanın ardından rozetini cebinden çıkarıp Inian’a gösteriyor ve konuşmanı yapıyorsun. Inian rozetini gördüğü anda, sanki değersiz bir materyal görmüş gibi bakışlarını sana doğru devirmekten başka bir şey yapmıyor. Cümlelerini bitirdiğine delalet eden gülümsemeye karşılık Inian bakışlarını bir kez daha uzattığın rozette tutuyor.
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Inian bakışlarını sana doğru kaldırdığı sırada, sağ eliyle rozeti tuttuğun eline alttan sert bir şekilde vuruyor. Boşluğuna gelmesi nedeniyle rozetin elinden çıkıp havada savrulmasının ardından, yere düşüyor ve birkaç kez sekmesinin ardından uçurum kısmına yakın bir noktada duruyor. Inian ise bakışlarını tamamen sana kilitlemiş bir halde dururken “Bu değersiz bir metalden başka bir şey değil. Üzerinde sahte isminin yazması onun gerçek bir rozet olduğu anlamına gelmiyor.” diyor. Hemen ardından ise sanki oynadığı oyundan çok sıkılmış gibi dişlerini gıcırdatırken “Komutan Agrupnia Aludirlerin gerçek isimlerini bilebilme gibi bir yeteneğe sahip. Daha ilk günden gerçek isminin Aspendos değil, Theo olduğu biliniyordu. Ancak amacını ve gayeni öğrenmek için senin başlattığın bu yalanı sürdürmeye karar verildi.” diyor. Bu anda bakışlarına sinirini de dahil eden Inian, sanki kandırılmanın verdiği öfkeyle birlikte “Sen kimsin Theo? Yoksa içimize sızmaya çalışan bir Aledes misin?” diyerek sözlerini bitiriyor. Inian’ın tüm bu konuşmalarından anladığın esas kısım ise, onun pek de sabırlı davranacak biri olmadığı ve bu işi olabildiğince hızlı bir şekilde halletmek istediği oluyor.





