Oysa Her Zaman Mavi Değildir Gökyüzü (2. Kısım) (Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 May 2023, 16:16

Sözlerinin ardından büyük bir kahkaha patlatan Azuldir, adeta bulunduğunuz odanın duvarlarını titretiyor. Başta bunun sahte bir kahkaha olduğunu düşünsen bile, Azuldir’in gözlerinden gelen yaşlar bu kahkahasının gerçekliğini açıkça gösteriyor. Yarım dakika kadar süren kahkaha faslı, Eletha için de sinir bozucu bir hal almış gibi dururken Azuldir “Hadi ama Diniel… İblis Lordu Vargor’dan bahsediyoruz! İblislerin biz insanlar gibi arkadan iş çevirme gibi bir çabaları olmaz.” diyor. Azuldir bu sözlerinden sonra kahkahasını tutmakta zorlanır gibi kızarmaya başlarken “Böyle bir şeyi İblis Lordu’nun anlamamasına imkan yok. Velev ki Almazath bunu yapmayı başardı diyelim, Vargor’un karşısında Maeve gibi bir iblisi kullanması mümkün dahi olamaz. Öte yandan, Vargor’un basitçe kendisini öldürebileceğini bile Almazath, onun bahşettikleriyle yaşamak varken ona karşı koymaya cüret edemez.” diyor. Hemen ardından ise yüzüne yerleşen tebessümü arttırırken “Dediğim gibi, Almazath buna cüret edemez.” diyor.

Söylediği sözlerin ardından bakışlarını Eletha’ya çeviren Azuldir, ondan bir tepki beklese bile çatık kaşları dışında bir karşılık bulamayınca tekrar sana doğru dönüyor ve “Söylemeyi unuttuğum bir şey daha vardı aslında… Şu Gyugnal…” diyor. Bu ismi tanıyıp tanımadığını bakışlarıyla teyit eden Azuldir birkaç saniye beklemesinin ardından “O da bir Anahtar… Hatta biraz kokulu…” diyor dalgaya vururcasına. Ancak Eletha’nın çatık kaşlarıyla bir kez daha yüzleştiğinde bu konuyu sürdürmeme kararı alan Azuldir “Neyse… Mihr adında bir Aludiri üsten salıyor. Mihr ise, az önce bahsettiğim gibi hem iblis hem insan gibi bir şey… Gerçi onun uyanışı esnasında Ela isimli bir anahtar vardı yanında, oraya da geleceğim tabi.” diyor. Birkaç saniye duraksamasının ardından Azuldir “Gyugnal, hiçbir yetkisi ve otoritesi yokken Mihr’in öylece üsten çıkmasına izin veriyor. Açıkçası Gyugnal’ın Hükümdarımıza bağlılığı konusunda ciddi tereddütlerim olsa da saygı duyduğum biri. İşleri kafasına göre halletmesi ve olmadık yerlerden çıkması takdir edilesi. Buna karşı Ela ise, Hükümdarımız nefes almayı yasaklasa, boğularak ölen ilk kişi olur. Yanlış mıyım?” diyor. Bakışlarını Eletha’ya çevirdiği anda ondan olumsuz bir tepki gelmemesi üzerine Azuldir “Taşları yerine koyarsak…” diyor ve yüzündeki tebessümü arttırarak “Hükümdarımıza bağlılığından sual olunmayacak biri de, tıpkı benim gibi hem iblis hem insan olan biriyle insan diyarına dönüyor. Akabinde bu kişi, Hükümdarımıza bağlılığı sual olunan biri yüzünden şu an özgürce Aclania’da dolaşıyor. Bu sırada, şu an bağlılığı sorgulanan bendeniz de bu hem iblis hem insan olanlarla geri dönüyor, üstüne yetmezmiş gibi bir de iblisini iblis diyarında bırakıyor.” diyor. Olayları en basit haliyle ve en basit cümlelerle anlatmaya çalıştığını belli eden Azuldir, bu cümlelerin kafanda oturması için bir süre beklemesinin ardından “Sence Diniel, bunların hepsi bir tesadüf mü? Yoksa tüm bu işlerin arkasında parmağı olan bir insan mı var? Ve… Eğer ki bu insan bensem…” diyor ve iki elinin parmaklarını da sana doğru uzatmasının ardından “Bu parmakları tüm bu sorgulama saçmalığı için çoktan hazır etmiş miyimdir ve esasen gizlilik içinde olması gereken tüm bu sorgu saçmalıklarını bir başka Aludir’in gözlerinin önünde yaşanmasını ayarlamış mıyımdır?” diyerek cümlelerini sonlandırıyor. Eletha ise, Azuldir’in bu sözlerinden sonra bakışlarını şimşekler çakarcasına sana doğru çeviriyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

24 May 2023, 23:30

Sorumun ardından bütün salonda yankılanan kahkahalar ortalığa saçılıyordu. Sorduğum soruda bu kadar komik ne olabilirdi bilmiyordum ancak bu tavrına öfkelendiğimi açıkça belli etmekten edemiyordum. Başta gülüşünün sahte olduğunu düşünsem de bunun gerçek olduğunu gözünden artık yaşlar gelmesiyle anlamamla bir şimşek çakmıştı zihnimde. Bu kendini kaybedercesine kahkaha ve dış görünüş olarak da bunca benzerlik… Azuldir Eletha’nın kardeşi miydi gerçekten? Başka iki insanın bu kadar benzeyeceğini düşünmezdim. Ancak yine de beni sinirlendirmesine engel değildi kardeşi olsa bile. Sanki haklarında çok şey biliyormuşum gibi iblis lordundan bahsettiğimizi söylemişti. Ancak iblisler hakkında bir detay da vermiş olmuştu. Gerçekten böyleyse iblisler düşündüğümden daha basit canlılar demekti bu. Almazath’ın kolayca öldürülebileceğini bildiğinden bunu yapması olası görünmüyordu dediğine. Bundan emin olamasam da Eletha’dan da aksi bir cevap gelmedikçe bunu doğru saymalıydım sanırım.

Eletha’ya baktıktan sonra ondan bir cevap gelmeyince yeniden bana konuşmaya başlamıştı Azuldir. Gyugnal diye birinden bahsetmişti. Tanıyıp tanımadığımı sorgular bakışına değişmeyen tavrımla bir cevap vermiyordum. Kokulu bir Anahtar olduğunu söylemişti. İlgimi çekmemişti. Ancak Mihr adında bulanık birini üsten saldığını söylemişti. Bunun konumuzla ne ilgisi olduğunu düşünsem de söylediklerini dinlemeye devam ediyordum. Konuşmasının devamında Mihr’in de kendi grubundakiler gibi bir bulanık olduğu, Ela isimli Eletha’ya sonuna dek bağlı birinin grubundan çıkmasını söylediğinde bu durumun kendisi isteğiyle olmadığına kanıt olarak sunuyordu sanırım. Gyugnal’ın kim olduğu ilgimi çekmese de çıkardığı soruna karşı ne yapılacağını da merak etmiyor değildim.

Azuldir tüm bu olayları birleştirdiğinde bütün bu karmaşanın sebebini kendisi ise hedef olduğunda bakın bende böyle şeyler yaşandı ancak diğer yandan size en sadık kişilerde de böyle şeyler yaşandı ve bu bulanık kişileri üsten salan bile var diye önceden ayarlamış olamaz mıyım diye sormuştu. Bağladığı konu içerisinde şu an bulunduğum durumu da ayarlamış olması gerektiğini söylediğinde bunun ne alaka olduğunu sorgulasam da iğneliyordu sanırım bir şekilde Eletha’yı. Bahsettiklerini toparlarsak bu dediklerini gerçekleştirebilecek tek kişi Eletha’nın kendisi kalıyordu. Böyle bir olasılığın da mantık dışına çıkacağını düşünürsek Azuldir’in bir şeylere kastı olmadığı anlaşılabilirdi.

Keyifle başladığım günüm berbat geçmeye başlamıştı. Mavi okyanusu görmek için can atarken Azuldir’in kelime oyunlarıyla uğraşıyordum. Üstelik Eletha’da aramıza surlar çekmişti. Eletha geçmişimi bilecek olsam buraya gelmek istemeyeceğimi söylediğinde bunu kastettiğini sanmıyor olsam da bir sebebi de sanırım bu olacaktı. Başıma durduk yere bir dert almıştım hem de benim meselem değildi. Ancak yine de Eletha için bunları çekmekte büyük sorun görmemek için kendimi zorluyordum.

“İstediğin açıklamalarda bulunup kendini masum gösterebilirsin. Söylediklerinde mantıklı ve tutarlı da olabilirsin. Benim gibi pek bir şey bilmeyen bir insanı kandırması pek zor olmamalı” dedikten sonra ciddi tonumu iyice sertleştirirken “Tabi, beni kandırdığını anladığımda geleceğin pek talihsiz olur” diyordum. Gözlerimi kapatıp kısa süren bir nefes veriyor ve az önceki dediklerimi biraz da olsa geride bırakmak için bu zamanı geçirip geri açıyor, hemen ardından aldığım nefesle daha sakince “Ancak Maeve’i ele alırsak daha önceden planlı olarak Almazath’a gitmeyi kabul edeceğini hiç sanmıyorum. Aludirler olarak iblislerle yaptığımız anlaşma bunu içermiyor..." dedikten sonra bir an ne içerdiğini düşündükten sonra kararsız kalsam da "Ne içerdiğinden de emin olamasam da bu bir tür bağ meselesi..." diyor ve devam ediyordum. "Bunun yanında Maeve’i kandırmak için Maeve’siz aklına estiği şekilde iblis diyarında özel olarak Almazath’la da görüşemeyeceğine göre söylenecek fazla söz yok” diyecektim. Aslında düşündüğümde Raldrin böyle bir durumda benden kurtulacağı için buna sevinirdi belki. Ancak buna içimi karartmak istememiştim şimdi. Ardından çok daha sakince “Senden şüphelenmekle bir şey elde edemeyeceğimi de düşünüyorum. Şu an yalnızca dikkat edilmesi gereken biri olarak görünüyorsun. Ancak hükümdarımız için bir tehdide dönüşme gafletinde bulunursan sonunu da ben getiririm.” dedikten sonra sesimi katılaştırıp “Bu konu anlaşıldıysa, söylenecek başka bir şey kalıyor mu?" diye Azuldir'e söylemiş olsam da Eletha'ya dönmem ile sorumun ona olduğunu belirtiyordum. Hemen ardından "İzninizle sormam gerek, Almazath'ın iblisleri kontrol etmeye çalışma meselesi Raldrin için de bir tehlike oluşturabilir. Bu konuda ne yapılması gerekiyor?" diye soracaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 May 2023, 11:45

Konuşmaya başlamanla birlikte, Azuldir yüzüne yerleşen dingin bir tebessümle seni dinlemekle yetiniyor sadece. Eletha’nın bakışlarındaki gerginlik ve hırçınlığın zerresini taşımayan Azuldir, sonunu getirecek kişinin kendin olduğunu söylemenle tebessümünü hafifçe arttırıyor ve başını hafifçe öne eğip geri çekerken, sanki bu sözlerini onaylıyor. Ardından sorunu sorduğun anda Azuldir başta lafa girecek gibi dursa da, muhatabın Eletha olduğunu anlayınca kelimelerini yutmayı tercih ediyor. Eletha bakışlarını halen daha katı bir şekilde Azuldir’in üstünde tuttuğu sırada sorunu da yöneltiyorsun. Birkaç saniye sessiz kalan Eletha duruşundan ve ses tonundan taviz vermeden Azuldir’e“Cevapla!”diyor. Azuldir ise bakışlarını bir kez daha Eletha’dan çekip sana yönlendirirken “Tehlike mi? Şüphesiz! Ne yapılması gerekiyor?” diyor ve Eletha’ya dönerek “İki çözümü var…” diyerek sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırıyor. Bu esnada hem Eletha’nın hem de senin kendisini net görebilmeniz için birkaç adım yana kayan ve ikinize karşı da yan bir duruş edinen Azuldir “İlki, Almazath’ı öldürüp Maeve’i geri almaya çalışmak. Kesin çözüm mü? Hayır. Günü kurtarır mıyız? Evet.” diyor. Bu sözlerinden sonra havada duran sağ elinin orta parmağını da çıkartan havaya diken Azuldir “İki, İblis Lordu Vargor’u öldürürüz, böylece sorun kalmaz. Kesin çözüm mü? Hayır. Günü kurtarır mıyız? Fazlasıyla.” diyor. Azuldir sanki saydığı bu iki çözüm yoluna da pek inanmıyormuş gibi konuşması ve bu yönde tavır takınması, sözlerinin bitmediğini de gösteriyor. Bunu bilinçli bir şekilde yaptığı belli olan Azuldir, hem Eletha’nın hem de senin konuşmaya devam etmesini belli eden duruşlarınız karşısında zevk almış gibi görünürken “Tabi bir de başka bir yol var…” diyor. Bu sözleriyle birlikte, sanki içinde tuttuğu tüm arzuları dışarı vuran Azuldir iki kolunu da kenara açıp başını havaya doğru kaldırırken “İblislerin her birini tamamen yok etmek!” diyor. Sözlerinin sonunda odaya dolan ve kulaklarınızda eko bulan kısık bir gülme sesi, Azuldir’in bu arzuya ait olduğunu da gözler önüne seriyor.

Azuldir’in kollarını tekrar eski haline getirmesi ve yüzündeki tebessümü eski haline döndürmesiyle Eletha olduğu yerden birden ayağa kalkıyor ve“Sen çıldırmışsın Azuldir! Hayır, bunun çıldırmakla alakası yok! Sen tamamen kendini kaybetmişsin!”diyor. Ancak Azuldir, sanki bu tepkiyi bekliyormuş gibi bakışlarını keskin, ancak yüzündeki yumuşaklığı silmeden Eletha’ya çevirirken “Belki de, kim bilir? Ancak bunun bir çözüm olmadığını düşünmüyorsunuz, değil mi?” diyor. Eletha bu soruyla birlikte bir an duraksarken Azuldir bu fırsattan istifade ederek tekrar lafa giriyor ve sanki odanın tüm hakimiyetini üzerine almış gibi sağa ve sola yavaş adımlar atmaya başlarken “Her bir iblisi yok edersek, ortada ne bir sorun kalır ne de çözülmesi gereken bir denklem. Hem böyle bir şey olacak olursa, tüm bu saçmalıkların arkasındaki kişi de kendini deşifre etmek zorunda kalır. Yani gizli kapaklı birilerini bulmak veya iblisleri tek tek avlamak yerine, topyekun bir kıyımla her türlü sorunumuz hallederiz.” diyor kendinden oldukça emin bir şekilde. Bakışlarını Eletha ve senin aranda gezdirmeyi sürdüren Azuldir bu sözlerinden sonra Eletha’dan bir cevap gelmeyince, bakışlarını üzerinde sabitliyor ve “Öyle değil mi Diniel?” diyerek bir kez daha konuşmayı sana bırakıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

26 May 2023, 16:18

Azuldir ona olan sözlerimi tebessümünü arttırıp sanki sözlerimi onaylıyormuş gibi karşılık veriyordu. Bu kadar duyguları açık birini görmemiştim sanırım. Ama hayır, bu konuda Zen ile yarışamazdı.

Eletha ona sorduğum soruyu Azuldir’e yanıtlatıyordu. Bir an olsun değişmeyen kararlı ve ciddi duruşunu değiştirmemesi, öncesinde onu ne kadar tanıyabilmiş olsam da neden burada olduğum konusunda kendimi sorgulatmaya engel olamıyordu. Mavi okyanusu görebilir, çevreyi dolaşabilirdim ancak hiç dinmeyen bir baskının altında hissediyordum kendimi. Ancak konudan da kopmuş değildim. Çünkü Almazath denen iblis Maeve denen, iblisleri kontrol yeteneğine sahip iblise sahipti. Bunlarla iblis diyarında karşılaşırsam nasıl karşı koyabileceğimi öğrenmek zorundaydım.

Azuldir, Eletha’nın emrinin ardından açıklama yapmak için bana dönüyordu. İki çözüm olduğunu söylediğinde artık ben de tamamen ona dönüp tüm dikkatimi vererek dinlemeye başlıyordum. Birinci seçenek Almazath’ı yok edip Maeve’i geri almaya çalışmaktı, buna kesin çözüm olarak bakmıyor, günü kurtarmak olarak değerlendiriyordu. Henüz bu cümlesinde kafamda soru işareti oluşmayı başarabilmişti. Hangi konuda günü kurtarmış oluyorduk? Azuldir Maeve’den daha büyük bir konu üzerine mi burada tartışıyordu en başından beri? İkinci seçenek olarak ise İblis Lordu Vargor’u yok etmeyi öne sürmüştü. İki çözümü de bu şekilde bitmesine karşı hala kesin çözüm olarak bir ‘hayır’ cevabı dönmüştü. Aldığım cevaba karşı düşünceli bir şekilde başımı hafifçe eğmekten kendimi alıkoymuyordum. İki türlü de günü kurtarmaktan başka bir şey yapılmayacaktı. Ancak bizim konumuz bunun dışında bir konu ise bu neydi ki?

Düşünmeye fırsat bulamadan Azuldir’in ortaya çıkardığı karmaşadan zevk alırmışçasına görünen yüzüne bakıyordum. Bu sırada da başka bir yolun daha olduğunu söylüyordu, iblislerin hepsini yok etmek! Bir anda bu sözlerle içim buz kesmişti. Raldrin’i de içine alan bu söyleme karşı ne hissetmem gerektiğine emin olamasam da sahip olduğum tek varlığa karşı böylesi açık bir öneriye kontrolsüz bir tepki olarak vermiştim bu duyguyu sanırım. Azuldir kollarını eski haline getirip yüzündeki tebessümü geri döndürmesinin hemen ardından Eletha birden ayağa kalkıyor ve sert sözler sarf ediyordu Azuldir’e. Azuldir ise buna çoktan hazırlıklıymış gibi görünüyordu. Onun bu hazırlıklı duruşuna karşı biraz önceki konuşmalarda söylediği gibi her şeyi o planlamış olabileceğine dikkat etmekten kendimi alamıyordum. Konuyu buraya getirip Eletha’yı böyle kışkırtacak, Eletha’nın da böyle tepki vereceğine kadar hesaplanmış olsa bile yine de tüm bu plan bir ihanet içermiyor olabilirdi. Bu yüzden de durumun yalnızca bir gözlemcisi olmuş oluyordum şu anda. Ancak gördüklerimi hiçbir zaman unutmayacaktım.

Azuldir, Eletha’nın bu sert tepkisine karşı bunun bir çözüm olabileceği ihtimalini Eletha’nın kendisinin de bir ihtimal sayabileceğini ortaya atmasıyla Eletha bir an duraksıyor ve adeta onu bu istemsiz hareketle doğruluyordu. Büyük salonda Azuldir’in sesi yükselirken sözleri kulaklarımda yankılanıyordu. Harfi harfine zihnime kazıdığım sözleri sona erdiğinde bakışlarını benim üzerimde sabitleyip teyidi benden almak istiyordu.

İblis diyarını ve içindeki bütün iblisleri yok etmek… Eletha buzul diyardayken buraları yok etmemizi istediğinde içimde büyük bir güç hissetmiş ve buna neredeyse canı gönülden razı olacaktım. Ancak Azuldir var olan bütün iblisleri yok etmekten söz ediyordu. Böylece buna Raldrin ve Shy gibi belki de ileride önemi olacak iblisleri de katmak zorunda kalacaktık. Hepsinden önemlisi Maeve de buna dâhildi. Azuldir için iblisi onun için bir araçtan başka bir şey değil miydi? Hiçbir şey anlamıyordum. Ne iblis diyarından bir şey anlamıştım ne de insan diyarından…

“Bunu herkes için net bir şekilde söylemeliyim. Ne insanlara ne de iblislere karşı ekstra bir duygu ve düşünceye sahip değilim. İblisleri yok ederken ağaç dalından düşen yaprak kadar bir etki ile bile içimde kuşku uyandırmaz. Ancak, çıkar yolunun matematiğinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Tabi, iblisler derken iblisimi feda edeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun” dedikten sonra konuşmamın ilk kısmını tamamlayıp düşüncelerimi onun için de paylaştığımı belirtmek için biraz da Eletha’ya dönüyordum. Sade ses tonumla “Aludir’ler iblisleri hakkında ne tür düşüncelere sahip bilmiyorum ancak senin gibi herkesin iblislerini yok oluşa sürüklemeyi kabul edip etmeyeceğini bilemezsin. Benim gibi düşünen Aludir’leri safına çekmediğin sürece bir iç çatışmanın çıkması bile olasıdır. Bütün iblisleri yok ettikten sonra insan boyutunda hiçbir tehdit kalmayacaksa dediğin gibi olsun ancak bu bütün her şeyin çözümü gibi görünmüyor. Hem iç kargaşada verilecek kayıplar, hem iblis diyarını yok ederken verilecek kayıplar olabilir. Dediğim gibi, insanlara da özel hisler beslemiyorum ancak yaşamasını istediğim insanlar da var. Her şeyin detaylı matematiğinin yapılması gerekiyor, bunların ne kadarını yaptın, Azuldir?”diyecektim. Visyn’in kaderi konusu aklıma geliyordu. Şu an ne yaparsam yapayım, ne söylersem söyleyeyim bunu değiştirmeye bir etkim olamaz mıydı? Visyn’in kaderi büyük bir yıkımdan geçiyorsa bu yıkımı iblislerin yok oluşuyla mı gerçekleştirecekti? Açığa kavuşması için eklemem gerekiyordu “Ayrıca Maeve'i geri almak bir çözüm değilse, çözüm derken kastettiğin bir sorunun çözümü olmalı öyle değil mi? Aslında hangi sorun için çözüm arıyorsun?” diye soracaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 May 2023, 17:30

Azuldir’in üzerinde sabitlenen bakışları, konuşmaya başlamanla birlikte daha da keskin bir hal alıyor. Ancak yumuşak yüz hatlarıyla birleşen bu keskin bakışların, Azuldir’in düşüncelerini ele vermesine de mani oluyor. Bununla birlikte, konuşmanı Eletha’nın da, en azından Hükümdar tavırlarıyla, dinlendiğini hissedebiliyorsun. Ne var ki, konuşmanı devam ettirdiğin süre zarfında, Azuldir’in yüzündeki tebessüm giderek daha da yayılıyor. Konuşmanın ilk kısmını Raldrin’i feda etmeyeceğini söyleyerek bitirdiğinde, Azuldir’in kaşlarını hafifçe havaya kaldırıp çarpık bir gülümsemeyle karşılık verdiğini görüyorsun. O an için bu ifade değişikliğini iyiye mi yoksa kötüye mi yoracağını pek anlayamıyorsun. Ancak bu husus da aklının bir köşesine ilişirken konuşmanı da sürdürüyorsun.

Konuşman ne Azuldir ne de Eletha tarafından kesilmeden devam ediyor. İkisi de genel olarak takındıkları tavırları sürdürmeye devam ediyor. Ancak Azuldir, Eletha’ya göre tebessümleriyle verdiği tepkilerle olayın daha içinde olduğunu sana gösteriyor. Sorularınla bitirdiğin konuşmanın ardından Azuldir, hiç vakit kaybetmeden lafa giriyor ve “Ya ben yanlışım ya da atladığın bir konu var Diniel. İnsanlara karşı ekstra bir duygun olmadığından bahsediyorsun, ancak yaşamasını istediğin kişiler olduğunu söylüyorsun. Yani birinin yaşamasını isterken öbürünün yaşayıp yaşamaması pek de önemli değil sanırım. O zaman…” diyor ve yüzündeki tebessümü arttırırken sağ elinin baş parmağı ile işaret parmağının uçlarını neredeyse birbirlerine değecek kadar yakınlaştırarak “… minicik de olsa bir duygu var gibi geliyor bana.” diyor. Elini eskisi gibi düz bir konuma getirdiğinde yüzündeki tebessümü de korumayı ihmal etmeyen Azuldir “Ve tabi bir de şey vardı… Neydi?” diyor ve elini çenesine dayayıp pek de gerçekçi durmayan bir düşünme pozu verdikten sonra çenesinin altındaki eli çekip parmaklarını şıklatarak “Seni pek umursamayan iblisinin yok olması sıkıntı yaratıyor, ama başka iblislerin ölmesi ağaç dalından düşen bir yaprak kadar etki etmiyor…” diyor. Sanki ayıp bir şey söylemişsin gibi kafasını hafifçe geriye çekip dudaklarını hafifçe büzen Azuldir “Normalde buna iki yüzlülük denir, ama öyle bir tip olmadığını biliyorum. İnanmazsın ama Aludirler sıradan insanlardan çok daha dedikoducu oluyor.” diyor. Cümlesinin sonunda sana gizli bir bilgi vermiş gibi göz kırpan Azuldir hafifçe Eletha’ya doğru dönerken sana hitaben “Madem çözüm ve sorun arasında kaldın, anlatayım…” diyor. Eletha ise halen ciddiyetiyle Azuldir’i dinlemeye devam ediyor.

Bakışlarını Eletha’ya çevirmiş olan Azuldir “İblislerin kendi boyutlarında sıkışıp kalmaları, sorunun en büyüğü. İnsanların yaradılışı üstün kılınmış ve bir şekilde şu an için iblisleri kendi diyarlarına hapsetmişiz. Elbette Hükümdarımızın da bildiği üzere, tarih boyunca bu düzen böyle değildi. İblislerin de bu topraklarda özgürce gezdikleri ve hatta bu topraklara hükmettikleri günler olmuştu. Ancak şimdi… Hepsi bir avuç yer içinde sıkışıp kalmışlar gibi ve günün birinde bir insanın tekrar üstlerine basmalarını bekliyorlar.” diyor. Bu cümlelerinden sonra tekrar sana doğru dönen Azuldir “Şu an kendini bilmemenin, geçmişine dair hiçbir anın olmamasının, geleceğini bilememenin tek nedeni, bir tane de olsa iblisin var olması. Gözlerini açtığından beri, iblis dışında bir şey duydun mu Diniel? Aclania’nın bir ülkeyle savaştığını? Hepsini bir kenara bırak, Aclania’nın eli silah tutan bir askeri olduğunu biliyor musun? Ya da hiç sana duyulan ve gösterilen saygının bir başka insana gösterildiğini gördün mü? Eminim buraya geldiğinde seni şatafatlı bir odaya yerleştirmişler, türlü türlü lezzetli yiyeceklerden izzeti ikram yapmışlardır.” diyor. Bu sözlerinden sonra bir hışımla sana dönen Azuldir, yüzüne düşen öfkenin izlerinden arınmak ister gibi seğiren bakışlarıyla “Hatta daha da eminim ki, sana servis yapan kadın veya erkek yüzüne bile bakmaya çekinmiştir!” diyor. Bu sözlerinin ardından, sanki yüzüne düşen öfkeyi yutkunarak sindiren Azuldir tekrar yüzüne bir tebessüm takınıyor ve ardından Eletha’ya doğru dönüyor.

Azuldir bir süre sessiz kalırken konuştukları tekrar tekrar aklından geçiyor. Ancak Azuldir’in bir kez daha iki kolunu açıp “İBLİSLER!” diye bağırmasıyla birlikte bakışların tekrar ona dönüyor. Azuldir “Biz insanları kıymetli kılan da, onları yok eden de iblisler… Aslına bakarsan, hepimiz de bundan memnun gibiyiz. İtibar, şöhret, güç, para… Hepsine sahibiz. Çünkü biz iblislere hükmedebilen üstün insanlarız! O zaman bu üstün insanlar ile iblisler arasındaki çekişme bir nihayete varmalı… Ya bu üstün insanlar yeryüzünden silinmeli ve iblislerin eskisi gibi doğdukları topraklara dönmeleri sağlanmalı ya da biz üstün insanlar kendilerini feda edip, tüm diyarları iblislerden arındırmalı.” diyor. Bu sözlerinden sonra Azuldir yüzünü bir kez daha sana doğru dönerken “Ama kısa cevap istiyorsan Diniel, sorun biz ikiyüzlü insanlar ve iblisler… Çözüm ise iblisleri tümden yok etmek! Maeve de dahil… Ve hatta sevgili Raldrin bile…” diyerek sözlerini sonlandırıp odaya farklı bir karanlığın çökmesine neden oluyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

26 May 2023, 20:00

Azuldir sözlerimle beraber gerçek yüzünü göstermeye başlıyordu artık sanırım. O masumane görünüşünün altında yatan ciddiyeti keskin bakışlarıyla ilk kez gösteriyordu. Konuşmamı sürdürdüğüm süre boyunca yüzündeki tebessüm iyice yayılıyor, Raldrin’e temas ettiğim konuda ise kaşlarını hafifçe kaldırıp çarpık bir gülümseme ile karşılık veriyordu. Ancak her ne kadar bu hareketlerini not ediyor olsam da bir sorun yaşamadan de konuşmamı bitirebiliyordum.

Konuşmamın ardından sanki bir an önce sıra ona gelmesi için bekliyormuş gibi hiç ara vermeden lafa giriyordu Azuldir. Atladığım bir konu olabileceğini öne sürüyordu. Dünya üzerinde her şeyi sıfırdan yaşayan biri olarak benim için hiçbir varlığın bir negatif veya pozitif olmayacağı kadar bana göre doğal olan bir şeyi insanlar lehine olduğunu söylüyordu sanırım. Ancak onun ne düşündüğü gram umurumda olmamasına karşı duygularımdan bahsettirdiğim için elimi yüzüme çarpmamak için kendimi zor tutuyordum. Ancak daha buna takılamadan elini önceki konumuna götürüp bir konuya takılıyordu kendi kendine. Sahteliği neredeyse ortada olan bu düşünme seansının ardından beni umursamayan bir iblisimin yok olmasının sıkıntı olması, ancak kalan hiçbirinin bir önemi olmamasına takıldığında bir anda kayışlarımın atmasına sebep oluyordu. İblisim ile yaşadıklarım onu hiç ilgilendiremez! Bakışlarımı gitgide keskinleştirirken gözlerimin içinden alev püskürüyordum ona adeta. Benim kimin dostu kimin düşmanı olacağım konusundaki hükmümü kimse sorgulayamaz!

Sözlerinin Aludirlerin dedikoduculuğundan geldiğini söylediğinde bu öfkem bu dedikodu olayına kaymış ve biraz dağılabilmişti. Bununla beraber çözüm ve sorunla ilgili konuşacağını söylediğinde sabretmem gerektiğini bilerek kendimi tutuyor ve doğrudan tehditkâr bakış atmayı tercih etmiyordum ona.

İblislerin kendi boyutlarına sıkışıp kalmalarının en büyük sorun olduğunu söylüyordu. Bütün iblislerin bir avuç yer içinde sıkışıp kendi beklentilerinin olduğunu söylüyordu. Şu anda içinde bulunduğum durumun sebebinin yalnızca bir iblise sahip olduğum için olduğunu söylüyordu. Gözlerimi açtığımdan beri iblis dışında ne bir şey konuşulmuş ne de bir şey görmüştüm bu doğruydu. Bunu duyduğumda biraz daha öfkemden sıyrılabiliyor ve mantığın sesine yöneliyordum. Aclania’nın bir ülke ile savaştığını söylüyordu. Savaşta mıydı bu ülke? Dahası eli tutan askerler olduğunu söylüyordu. Eletha eskiden yaşananları anlatırken insanların Semiyazah’a yaptıkları sırasında sanırım böyle askerlerle hareket ediliyordu. İnsanların Aludirlere olan tutumunu söylediğinde hiçbir sivil ile karşılaşmadığım için ne düşüneceğimi bilemiyordum. Ancak buraya getirilip bu toplantı salonuna varana kadar yaşadıklarımı tahmin edebilmişti.

Bütün bu ayrımcılıkların sebebinin iblisler olduğunu haykırıyordu. Ardından söylediklerine karşı ifademi değiştirmeden dinliyordum. Ancak tam konuşması bitecekken bana dönüp çözümün yeniden bütün iblisleri yok etmek olduğunu söylemesiyle yüzümde yeniden belirgin bir keskinlik yer alıyordu. Nasıl bir kargaşanın içinde kaldığımı bir daha düşünme gereği duymuyordum. Karşımda beni öfkelendiren ancak tamamen haksız sayılmayan biri duruyordu. İki diyarda da sahip olduğum tek varlık olan Raldrin ile arama girme cüretine karşı Raldrin ile o son yaşananların ardından da konuşamamıştım. Tüm bunları şu anda duyuyorsa neler düşünüyordu bilmiyordum. Taht odasına çöken karanlık bu sefer oldukça farklıydı. Düşünmek için zamana ihtiyacım vardı. Ne ülkenin savaş içerisinde olduğunu biliyordum, ne askerleri, ne sivillerin durumunu ne de başka bir şeyi. Çünkü hiçbiri umurumda değildi. Tek istediğim okyanusu yakından görmekti. Ancak Eletha’nın ağır bir yükü ve karşısındaki kişinin de kafasında dolanan belki de binlerce fikir ve düşünce bulunuyordu. Eletha’yı bu adamla yalnız bırakmak istemiyordum.

Azuldir denen adama daha fazla açık vermemeliydim. Hâlihazırda kendisine uçurulan dedikoduları söylediklerimle beraber tam olarak kabul etmese de ikiyüzlü olduğuma inanması onun için daha kolay olacağı için bu şekilde kendimi de gizleyebiliyor olabilirdim. Ancak bana ikiyüzlülük ithamında bulunma gafletine karşı bir şey yapmadan duramamak çok zordu. Yine de öfkeme kapılıp yanlış kararlar almak istemiyorum şu anda. Ne zaman biriyle bağ kursam hep işler benim aleyhimde zorlaşacak şekilde ilerliyordu. Hiç kimseyle bir bağım olmasaydı bunların hiçbirini yaşamıyor olurdum. Ancak buna yakınırsam da arkadaşım hakkında kötü düşünüyor olurdum. Ne can sıkıcı bir durumdu bu… Raldrin’in adını bir daha anarsan ölürsün demek istiyorum… Raldrin’in adını bir daha anarsan ölürsün demek istiyorum… Raldrin’in adını bir daha anarsan ölürsün demek istiyorum. Raldrin’in adını bir daha anarsan ölürsün demek istiyorum!

Gözlerimi kapatıyordum kollarımı göğüs hizamda kavuştururken. Gözlerimi açmadan konuşmak istiyordum çünkü hala bana ona konuşurken sırıttığını görürsem saldırmayacağımın garantisi yoktu. Bu kadar arzuladığı şeyi nasıl yapmayı planladığını bilmem gerekiyordu. Asıl tehdidin Almazath değil Azuldir’in olduğu görünmeye başlamıştı. Belki de başından beri yalan söylüyordu. Almazath’ın hedeflerinden biri olarak sunduğu Maeve’i iblisleri birbirine kırdırması için kullanacağını fikri doğru olanıydı ve bunun için onu vermişti bir plan ile. Ancak bunların cevabını sonra alacaktım.

Sesimin tonu öylesine kibir içeriyordu ki dağların zirvesinden konuşuyormuş gibi “Diniel hakkında söylenenlere fazla kulak asmamanı tavsiye ederim. Diniel hakkında bilinmesi gereken tek şey, onun düşman edinilmek istenmeyecek biri olduğudur” dedikten sonra sesimde sahte ve neredeyse hiç zorlamayan bir merak ile “Bütün bu dediklerini nasıl yapmayı düşünüyorsun? Aludirler ile iblis savaşı çıkararak mı? Birlikleri biraz önce aşağılayan sen değil miydin?” diye basitçe soracaktım. Odaya çöken karanlık sırasında Raldrin ile iletişime geçebilirdim belki ama ne diyecektim ki… Gözlerimi açıp kollarımı çözmeden Eletha’ya dönüyordum. “Eğer bu dediğinde gerçekten içinden geçeni söylüyorduysan, buradaki esas gücün sahibi olan hükümdarımızdan ne yapmasını isteyeceksin?” diye soracaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 May 2023, 11:40

Gözlerin kapalı bir şekilde yapmaya başladığın konuşman esnasında, her ne kadar kendini bir karanlığa kapatmışsan bile, halen daha Azuldir’in tebessüm eden yüzü gözlerinin önünden gitmiyor. Hatta her bir cümlenden sonra, Azuldir’in verdiği tepkileri dahi görebiliyorsun hayali bir şekilde. Konuşman sırasında odadan herhangi bir sesin çıkmaması ve kendi sesinin yankılanarak kulaklarına dolması hem Eletha’nın hem de Azuldir’in dikkatli bir şekilde seni dinlediğini anlamanı sağlıyor. Tüm sözlerin bittiğinde ise Azuldir’in hafif gülümsemesinin çıkardığı sesi duyuyor ve gözlerini yavaşça açıyorsun.

Azuldir’in sağ elini ağzına götürmüş ve gözleri bir çizgiyi andırır halde kıkırdar gibi güldüğünü gördüğün anda, öfken tekrar zihnine hücum etse de Eletha’nın keskin ve öfkeli bakışları şu anlığına seni olduğun yerde durmaya zorluyor. Azuldir ise birkaç saniyelik kıkırdamasından sonra gözlerini yavaşça açıp elini indirirken “Diniel konusunda söylediklerini aklımda tutarım.” diyor. Ancak hemen ardından gözlerini hafifçe devirirken “Ancak eğer düşüncem kabul görürse, yeni düşmanlarına karşı da aynı tavrı beklerim.” diyor. Azuldir’in bu sözü altında yatan bir şeyler olduğunu hissedebiliyorsun. Zira Azuldir bu sözlerinden sonra gözlerini hafifçe kırptığında, gerçekten de altta yatan bir metin olduğunu anlayabiliyorsun. Ne var ki Azuldir bir kez daha konuşmaya girerken “Ama önce sorularına cevap vereyim…” diyerek sana herhangi bir şekilde konuşma imkanı tanımıyor.

Azuldir yavaşça bakışlarını Eletha’ya doğru çevirirken, sanki sorularını soran Eletha’ymış gibi davranıyor ve “Bir savaş çıkarmak mantıklı tabi. Sonuçta toplu bir yıkımdan bahsediyorum ve bunun en kolay yolu da bir savaş çıkarmak. Ama bu konudaki en büyük zahmet, organizasyonların mevcut durumu. Hem Diniel’in de ima ettiği gibi, organizasyonlara böylesine bir savaşta güvenmek mümkün değil.” diyor. Bu noktada organizasyonlarla ilgili düşüncelerinde ısrarcı olduğunu belli eden Azuldir “Bu zahmete kıyasla, uygulayabileceğimiz iki farklı yöntem var aslında.” diyor. Daha önce yaptığı gibi bu sözlerinden sonra yine sağ elini havaya kaldırıp işaret parmağını havaya diken Azuldir “İlki özel bir grup oluşturmak… Veya buna özel bir organizasyon da diyebiliriz. Adının pek bir önemi yok. Bu gruba seçilmiş belli Aludirleri koyarak, iblis diyarına çeşitli baskınlar düzenleyeceğiz. Toplu bir savaşa girmek yerine, parça parça iblislere zarar vereceğiz. Hükümdarımızın da takdir edeceği üzere, biz zarar verdikçe iblisler daha da hırslanacak ve içgüdülerine yenik düşerek her seferinde daha fazla saldırma arzusunda olacaklar. Bu da onların her seferinde içgüdülerine daha fazla kapılmalarına ve daha fazla hata yapmalarına neden olacak. Diğer bir deyişle, onları tek bir seferde topluca değil, belki de yüzlerce defa parça parça yok edeceğiz. Bu planı uygulamamız halinde, daha sınırlı insan kullanıp zaiyatı da daha aşağıya çekebileceğiz.” diyor. Bu sözlerinden sonra elini yavaşça indiren Azuldir “Bu planın en büyük sıkıntısı, insan kaynağımız az olacağı için mağlubiyet ihtimalinin minimumda tutulması gerektiği. Bununla birlikte, planın esas temeli motivasyona dayandığından, beklenmedik sonuçlar karşısında insanların motivasyonu kaybetmesi iblislerin üstünlüğü ele almalarına neden olacak. Dolayısıyla, bu planın uygulanması aşamasında, herhangi bir mağlubiyet ihtimalinin bile doğmayacağına emin olduğumuz Aludirlerin görevlendirilmesi ve stratejik saldırıların planlanması zorunlu olacak.” diyor. Bu açıklamalarından sonra önce Eletha’ya ve ardından da sana bakan Azuldir, herhangi bir soru işaretini olmadığını anlayınca hafifçe bir nefes veriyor.

Bakışlarını hala Eletha ve senin üzerinde gezdiren Azuldir, birkaç saniyelik sessizliğinin ardından sağ elini bir kez daha hızlıca havaya kaldırırken, bu kez hem işaret parmağını hem de orta parmağını açık tutarak “İkinci plan ise daha basit…” diyor. Bu noktada yüzündeki tebessüm daha da büyüyen Azuldir, bakışlarını daha çok senin üzerinde tutmaya başlarken “Yüce Hükümdarımız tüm inisiyatifi eline alır ve Diniel’in de belirttiği gibi, esas gücün sahibi olarak tüm iblis diyarındaki iblisleri yok eder.” diyor. Azuldir bu cümlelerini söylerken, sanki basit bir oyunda alınacak basit bir galibiyetten bahseder gibi duruyor ve sözlerinden sonra gülümsemesini arttırırken, senin yaptığına benzer bir şekilde bakışlarını tamamen sende sabit tutarken “Hükümdarımızın bunu yapabilecek kudrette olduğunu biliyoruz, öyle değil mi Diniel?” diyerek esasen sorunun muhatabı Eletha’yken bunu sana sormuş gibi duruyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

30 May 2023, 06:51

Daha fazla sözlerime karşı o sinir bozucu gülümsemesi ve gülüşüne karşı kendimi tutabilmem için ne kadar da gözlerimi kapatıp konuşsam da, gözlerimi kapadığımda bile onun o görüntüsü zihnimde var olmaya devam ediyordu. Bu kadar etkili bir sinir bozuculuk ustası ile karşılaşacağımı tahmin edemezdim açıkçası. Geçen hiçbir saniyeden keyif almamamla beraber onun o keyif alıyormuşçasına tavrı sinirlerimi daha da bozuyordu. Sözlerimin ardından gözlerimi araladığımda bir bakmıştım ki elini ağzına götürüp kıkırdar gibi gülüyordu. Bir anda öfkem zihnime hücum etse de bu sefer Eletha’nın baskıcı bakışlarıyla yerime sabitlenmemle Azuldir’e saldırmamın önüne geçiliyordu. Azuldir bu şekilde kıkırdamayı daha fazla uzatmadan elini yavaşça indirirken sözlerimi aklında tutacağını söylüyordu. Bu adam gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı ve Eletha için de bir değeri yoksa onu yok etmemek için elimde pek bir sebep yokmuş gibi hissediyordum. Ancak bu öfkeyle kurulmuş düşüncelerimi hemen ardından söylediği ‘yeni düşmanlar’ ile şimdilik bir kenara bırakıyordum. Şimdi ne yumurtlayacağını tahmin etmek bile istemiyordum ancak konuşmasının hiçbir zaman iyiye gitmiyor oluşu karşısında olumlu hislere de kapılamıyordum.

Öncesinde ona sorduğum sorulara cevap vermek istemişti. Savaş çıkarılacaksa organizasyonlara güvenilmesinin mümkün olmadığını söylüyordu. Açıkçası, Azuldir’in dediği gibi Almazath meselesinde bile organizasyonlar vasat durumdaysa ve Almazath gibi onlarca, belki de yüzlerce iblis mevcut ise bu savaşı organizasyonlarla kazanmak ne kadar mümkün olurdu? Nicelik ve nitelik olarak üstünlüğü mevcut durumumda kıyaslayabilecek durumda olmadığım için konuşulanlara dikkat etmem gerekiyordu. Her ne kadar mavi okyanusu görmek için güne uyandıysam da biraz önceden itibaren benim de geleceğimi ve yapmam gerekenleri değiştirebilecek şeyler konuşuluyordu. O yüzden artık dikkatim tamamen buradaydı.

İki farklı yöntem önermişti. Birincisi özel bir grup oluşturmaktan geçiyordu. Anlaşılması basit olarak etkili ve güçlü Aludirlerden oluşan birlik ile baskınlar yapılarak parça parça iblisleri ortadan kaldırılması hedeflenecekti. İblisleri bu şekilde sürekli olarak kışkırtarak hata yapma ihtimallerini arttıracak ve bundan faydalanıp onların sonları getirilecekti. İlk önerisini dinliyordum dikkatlice. Amacına göre makul görünüyordu. Elbette aklıma gelmekte olan ancak durum neticesiyle beklettiğim düşüncelerim sırasında Azuldir bana ve Eletha’da göz gezdirdikten sonra sağ elini bir kez daha hızlıca havaya kaldırırken ikinci planının olduğunu söylüyordu. Yüzündeki tebessümü büyütmesi bundan hoşlanmayacağımın ilk belirtisi oluyordu. Nitekim bütün iblisleri Eletha’nın yok etmesi önerisini ortaya atıyordu oldukça kolay bir karardan bahseder gibi. Sözlerinin ardından bakışlarını benim yaptığıma benzer bir şekilde tamamen sabitlerken Eletha’nın bu kapasitede olduğunu bildiğimi ortaya atıyordu. Bunu duyar duymaz gözlerimi istemsizce kısıyordum biraz da olsa. Bu sinsi tilki benimle ilgili başka neler biliyordu bilmiyordum ancak biraz önce Eletha’dan ne isteyeceğini sorarak, Eletha hakkında bazı detayları bildiğimi ona da belli etmiş olmuştum. Ağzımdan çıkan kelimelere daha dikkat etmeli olduğumu hatta biraz geç bile kaldığımı böylelikle anlamış oluyordum Azuldir’e karşı.

Visyn adının kudretini bildiğimi belli etmek yerine Raldrin’i iyileştirip Elzerad’ın saldırısını en ufak etki bile almadan durdurduğu ile açıklayabilirdim ona. Eğer Visyn hakkında bir şeyler bildiğimi biliyorsa bunu ona fısıldayan özel bahçenin önündeki Eletha’nın hizmetkârına bunu ödetecektim. Belki de buna sinirlenmekte doğru olanı yapmıyordum. Çünkü eğer durum gerçekten böyleyse, etraftaki kimseye güvenemeyeceğimi de bilmem gerekiyordu.

Durumu değerlendirmek için kollarımı bir kere daha kavuşturup düşünme payı çıkarıyordum kendime. Azuldir’in ne istediğini anlamalıydım bir kere daha. İstediği şey tüm bu Aludir oyunlarına son vermekten başka neyi kapsıyordu? Ayrıca organizasyonların amaçları nelerdi? Birkaç isim duyabilmiş olsam da bunlar iblisleri tespit etmek ve aktivitelerini keşfetmek, özel neler yaşadığını araştırmak dışında bir saldırı olduğunda bu saldırıyı püskürtmekten oluşuyordu. Ancak Azuldir bunların yerine görülen tüm iblislerin katledilmesini istiyordu. Sebebi ise iblislerin kendi boyutlarında sıkışıp kalmaları ve insan boyutunda bir sınıf farklılığına sebep olmalarıydı. Eğer hiçbir yerde iblis kalmazsa o zaman insanlar eşit olur ve bu ayrıcalık ortadan kalkar diye düşünülüyordu. İnsanların neden tamamen eşit olması gerektiğini anlamamış olmamla beraber biraz önce düşüncelerinin içeriğini merak edip sorduğum sorularla beraber bunun kayıp dolu olabileceğini de görebiliyordum. Ancak bu kayıp ilk önerisi için geçerli oluyordu sanırım. Yeniden hesaplama yapıyordum.

Eletha’nın iblisler ve iblis boyutu ile ilgili ne düşündüğünü bu tartışma boyunca bilemiyordum. Ancak Azuldir daha bu fikri yeni attığında bile onun çıldırmış ve kendini kaybetmiş olduğunu yüzüne çarpmıştı bir anda. Bundan anladığım şey Eletha’nın iblislerden nefret etmediği oluyordu. Benim için varlıkları fark etmemesine karşı Raldrin’den dolayı Azuldir’in sözlerini olabilir görmekten de kaçınmak durumunda kalıyordum. Sanırım Eletha başından beri sürdürdüğü mukayese yeteneğimi ölçmeye devam ediyordu. Bu nedenle Azuldir’in hiçbir fikrini kabul etmeyebileceği de ihtimaller içerisindeydi. Eletha, Visyn’in kaderini yaşamak zorunda kalmamalıydı çünkü Visyn’in kaderi kederden ibaret gibi görünüyordu. Eletha’yı korumalıydım.

Göğüs hizamda birleştirdiğim kollarımı çözüp Azuldir’in gözlerine bakarken son derece ciddiyetle “Hükümdarımın kudretini bizzat görerek deneyimleme imkânım oldu. Bu da kulağına gelmiştir…” diyordum. Ardından biraz daha düşünceli bir şekilde gözlerim onun yüzünden göğüs hizasına kayarken “Ancak böyle bir gücü varsa, bunu gerekli gördüğünde zaten kullanacağından şüphemiz olmamalı” dedikten sonra bakışlarımı yeniden yüzüne doğru kaldırıp daha sert tonda “Hükümdarımızın insanları düşündüğüne eminim. Ancak ben de Hükümdarımı düşünmek durumundayım” dedikten sonra bakışlarımın yönünü değiştirmeden vücudumu Azuldir’e hafifçe çapraz çevirip, sağ kolumu ona uzatıp işaret parmağımla o sırıtmak için bahane arayan yüzünü gösterirken bakışlarım iyice keskinleşiyordu. “Hükümdarımızın başından beri bunu yapabileceğini biliyorduysan öncelikle neden bunu yapmadığını da ona sorman gerekiyordu! Bütün bu hakaretleri dolandırarak organizasyonlara ve diğer her şeye söylüyormuş gibi cesaretli görünüyor olsan bile sözlerinin aslında doğrudan Hükümdarımıza bir şey söyleme cesaretini de gösteremiyorsun!” dedikten sonra elimi indirip bakışlarımı üzerinde tutmayı sürdürürken “Gerçekten insanları bu kadar çok mu seviyorsun? Kendi bağ kurduğun iblisi sanki bir hiçmiş gibi ortadan kaldırmayı matematiğine kattığın hesaplarının sonucunda insanları Aludirlerden arındırıp mutlak eşitliği getirdiğinde ne olacak?” diye soracaktım sertçe.

Eletha ne sıradan insan ne de sıradan bir Aludirdi. Bana anlattığına göre bütün Aludirleri biliyordu ve iblis diyarında yaşıyor olsaydı bütün iblisleri biliyor olacaktı. Bu nedenle onun iblis boyutunda uzun süre kalmaması gerekiyordu çünkü bunun olmasını arzulamıyordu. Nasıl bir yapısı olduğunu bilemesem de içinde bir yerlerde varlığını sürdüren insanlığının sürekli acı çekiyor olmasını asla istemiyordum. Bunların yanında doğrudan iblislerin varlığına karşı olup olmadığını da bilemiyordum ancak Raldrin’e kötü gözlerle bakmadığına şahit olmuştum. Dahası Raldrin’i iyileştirmişti bile… Lanet olası Azuldir tilkisi ise başta Almazath konusunun sebebini bilinmezde bıraktı. Açıkçası iblisler hakkında da pek bir şey bilmediğim gibi davranışlarının sebeplerini yorumlamakta da zorlanıyordum. Bunun ardından kendisinin hain olmadığıyla ilgili delilleri ortaya koymuştu Azuldir. Şimdi de bütün iblisleri yok etme projesi ve planlarından bahsediyordu. Bu adamın amacı neydi? Eletha’nın aklına bu fikri yerleştirmek mi, kendisini suçsuz göstermek mi yoksa tüm bunların dışında dediği gibi sıradan insanların durumu gibi farklı, bilmediğim bir konuyla mı ilgiliydi bilemiyordum. Bu sefer daha fazla konuşmayacak ve ne diyeceğini ciddiyetimi bozmadan dinleyecektim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Jun 2023, 11:57

Azuldir’in sözlerinin ardından kollarını birleştirip konuşmaya başlıyorsun. Eletha’nın dikkatli bir şekilde seni dinlediğini, ona bakmasan bile hissedebiliyorsun. Azuldir ise, ilk sözlerinin ardından yüzündeki gülümsemeyi hafifçe arttırıyor ve kaşlarını da hafifçe kaldırarak kafasını yana yatırıp tekrar eski pozisyonuna getiriyor. Bu hareketiyle, Azuldir’in bahsettiğin hususu bildiğini ve bunun bir dedikodu olarak kulağına geldiğini anlayabiliyorsun. Bu haliyle, Azuldir’in kulağına başkaca neler fısıldandığı sorusunu kafanın bir köşesine alarak cümlelerini kurmaya devam ediyorsun. Eletha’nın gücünü gerekli olduğu halde kullanacağına dair sözlerinin ardından ise, bakışlarını kaldırdığında Azuldir’in alt dudağını hafifçe öne doğru çıkardığını ve omuzlarını hafifçe yukarı kaldırıp indirdiğini görüyorsun. Bu kez sözlerinin gerçekleşmesinden pek de emin olmadığını, yüzüne yansıyan bir alaycılıkla ortaya koyan Azuldir, hemen ardından yüzüne yerleştirdiği tebessümle sanki tüm bu olan biteni bir oyundan ibaret görüyor gibi duruyor.

Cümlelerini sıralamaya devam ettiğinde, ne Azuldir’in ne de Eletha’nın sözlerinden başka bir şeye odaklanmadığını hissedebiliyorsun. Sözlerin tamamlandığında ise Azuldir’e yönelttiğin soru, onun yüzündeki tebessümü sabit kılsa da gözlerinin bir anlığına da olsa parlamasına neden oluyor. Hemen ardından ise derin bir nefes alıp sanki yerde minik bir top varmış ve onunla oynarmış gibi sağ ayağını hareket ettirmeye başlayan Azuldir “Belki de öyle Diniel… Yani sözlerimi doğrudan Hükümdarımıza söyleyecek kadar cesaretim yoktur. Bu konuda birbirimizle kıyaslandığımızda bana korkak bile diyebilirsin belki… Ya da dalavereci…” diyor. Kafasını kaldırmadan bakışlarını üstten bir anda seninle buluşturan Azuldir, bir anda kocaman bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirirken “Bu daha çok hoşuna giderdi sanırım, öyle olsun.” diyor ve bakışlarını tekrar aşağıya indiriyor. Ayağıyla birkaç kez daha hayali topuyla oynadıktan sonra bakışlarını kaldırıp sabit bir vücutla sana doğru duran Azuldir “Hükümdarımızın bir şeyi yapabileceğini bilmek ayrı, ona neden yapmadığını sormak ayrı bir şeydir Diniel. Bununla birlikte Diniel, Hükümdarımıza ne zaman neyi soracağımızı bilmek de apayrı bir şeydir. Onun kudretini bilmek, onun varlığını kabullenmektir. Ancak huzurda onun varlığını kabullenmişken yapmadıklarını sual etmek, onun kudretine imansızlıktır. Ve şimdi sen bana kudretini bildiğin birine niye imansızlık yapmıyorsun mu diyorsun? Bunu bir düşün…” diyor. Ancak sözlerinden sonra halen konuşmasını sürdüreceğini belli eden Azuldir “Özellikle dediğim gibi, ne zaman neyi soracağını bilmek önemli Diniel… Maalesef Hükümdarımızla uzun zamandır Aludir Üssündeki çiçek bahçesinde konuşma fırsatı bulamadık. Belki de yeni misafirleri vardır…” diyor alaycı bir şekilde ve kaçamak bir bakışla Eletha’ya bakıyor. Hemen ardından ise bakışlarını senin üzerinde toplayan Azuldir “Eğer orada olsaydık, ona bunu neden yapmadığını sorardım… Ama şimdi… Sanırım bu benim haddime değil Diniel.” diyor.

Bu sözlerinin ardından konudan sıkılmış gibi hafifçe kafasını sallayan Azuldir “Neyse, olay dedikoduya kaçmasın, yerin kulağı vardır derler…” diyor alaycı bir şekilde. Sonrasında ise üzerinde sabit tuttuğu bakışlarıyla birlikte “Sonra ne olacak diye soruyorsun ya Diniel, hemen söyleyeyim.” diyor. Ardından derin bir nefes alan Azuldir yüzünü tamamen Eletha’ya dönüyor, omuzlarını olabildiğince dikleştiriyor, göğsünü dışarı çıkarıyor, çenesini yukarı kaldırıyor ve ardından yüzüne yerleşen ve belki de ilk kez gördüğün ciddi bir ifadeyle “Özgürlük!” diyor. Azuldir’in sözleri, odanın dört duvarına da çarpıp şiddetle kulağına dolarken, Azuldir “Başka bir şey yoksa, müsaadenizle Yüce Hükümdarım!” diyor. Eletha, Azuldir’in sözlerine karşılık öfkeyle karışık bir şaşkınlık dışında hiçbir tepki veremiyor. Dili lal olmuş bir halde koltuğunda oturan Eletha’ya karşı Azuldir başıyla selam verip sana doğru dönüyor ve sana da başını hafifçe eğerek selam vermesinin kapıya doğru adımlamaya başlıyor. Eletha ise hiçbir şekilde onu durduracakmış gibi bir görüntü sergilemiyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

03 Jun 2023, 19:42

Sözlerimin ardından Azuldir hayali bir topla oynuyormuş gibi sağ ayağını hareket ettirmeye başlayıp sözü almıştı. Ona bir korkak ya da bir dalavereci diyebileceğimi söylüyordu. Bense konuşulanların bir nihayete bağlanması dışında ondan bir şey istemiyordum. Karşısında doğrudan ona dediğimi sormamasının sebebi onun kudretinin farkında olup imansızlık etmediğini söylüyordu. O bunları söylerken dönüp Eletha’ya bakmadan edemiyordum. Ne ile karşı karşıyaydım ben tam olarak? Konuşulanlar da düşünceler de davranışlar da hiç hoşuma gitmediği gibi buradan gitme isteği daha ağır basmaya başlamıştı içimde. Bakışlarımı Azuldir’e geri çeviriyordum…

Azuldir’e geri döndüğüm sırada bana çiçek bahçesindeki konuşma konusunu açmıştı. Belki de yeni misafirleri vardır derken de Eletha ile orada görüştüğümü ima ediyordu. Gerçekten de uşak bir casus gibi bir şeydi ve onu mahvetmek istiyordum. Bu soruyu orada olsaydı sorabilirdi ancak burada soramıyordu.

Yerin kulağı vardır diyerek dalga geçmesi ile yeniden nabzımı hızlandırmayı başarabiliyordu Azuldir. Sonrasında tüm bu zahmetin ardından ne olacağı sorusuna cevap vereceğini söylediğinde ciddiyetle dinliyordum. Derin bir nefes aldığı sırada ağzından ne çıkacağını gerçekten merak ediyordum. Geçen birkaç saniye sanki zamanı büküp uzuyor gibi geliyordu. Bu bükülen zaman içinde Azuldir Eletha’ya dönüyor, omuzlarını olabildiğince dikleştiriyor, göğsünü dışarı çıkarıyor ve yüzünde ilk kez gördüğüm ciddi bir ifadeyle “Özgürlük” diyordu. Azuldir’in sözleri odada yankılanırken kulağıma sanki bir ses değil de bir tür darbe gibi doluşuyordu.

İznini isteyip önce Eletha’ya sonra da bana başıyla selam verirken gözlerim istemsizce açılmış, hareketini takip ediyordum yalnızca. Kapıya doğru adımlamaya başlamıştı. Gidiyordu. Gidiyordu ancak son sözlerinde öylesine bir etki yaratmıştı ki ne tepki vereceğimi ne diyeceğimi bilemiyordum. Ardından gidişine bakarken biraz önce söylediği özgürlük kelimesi ile bakışlarım bileklerime gidiyordu. Aludir üssünde gözümü açtığımdan beri hareket etmeme engel olan prangaları görebiliyordum adeta. Bileklerimde, boynumda ve bacaklarımdaydılar. Aludir üssünden istediğim zaman ayrılamama sebep olan şey de, okyanusu görmeme engel olan şey de bu prangalardı. Daha önceden Eletha’ya fısıldadığım rahatsızlığımın nedenini bu kez gerçekten görebiliyordum Azuldir’in sözleri ile. Aludir olmak beni zincire vuruyordu. Peki, hangi gelecek benim için daha iyi olacaktı? Hangi geleceği daha çok arzulardım? Pek çok bilemediğim konu gibi bunu da bilemiyor olmak canımı yakıyordu artık. Ancak bundan canı yanan tek kişi ben miydim? Eletha, onunla çiçek bahçesinde konuştuğumuzda benzer düşüncelere sahipti.

Azuldir’e de Eletha’ya da bir şey söylemek istemiyordum. Ancak hayali bileklerimdeki zincirlerimle yavaşça Eletha’ya dönerken yüzümü ona çevirip yaşananlardan hiç memnun olmadığımı gerçek bir ifade ile ona yansıtmaktan çekinmiyordum. Azuldir’e olan sözlerim sayesinde Eletha’ya açık açık söyleyemediği şeyleri söyleyebilmiş olmasına yanında bu önerilerinin sonucunun özgürlük olacağını söylemesiyle Eletha da neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Gitmeli miydim? Kalmalı mıydım? Konuşmalı mıydım? Sessiz mi kalmalıydım? Ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Belki de başından beri Eletha’nın uyarısını dinlemeliydim. Belki de Valerin’e gelmek yerine geçmişimi öğrenmek benim için daha iyi olacaktı…
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Yükseliş Konağı”