Bir İblisin Uğultusu (2. Kısım) (Zenahpuryu)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

09 May 2023, 11:24

Söylediğin sözler karşısında Almazath sadece yüzündeki tebessümü korumakla yetiniyor. Ancak bu tebessümün altında, sözlerine hiçbir şekilde katılmadığını ve böylesine boş bir muhabbetin de içinde olmak istemediğini anlayabiliyorsun. Maeve’nin kulaklarına dolan yumuşak sesine karşılık, diyarı titreten haykırışınla birlikte harekete geçiyorsun. Maeve’nin üstüne doğru koşmaya başladığın anda, bir yandan onu bir taraftan da Almazath’ı kontrol etmeyi ihmal etmiyorsun. Ne var ki Almazath, hiçbir şekilde size müdahale edecekmiş gibi bir hava yaratmıyor. Bu sayede en azından odağının büyük bir çoğunluğunu Maeve’ye yönlendirebileceğini hissediyorsun.

Maeve’ye tekme atma amacıyla ilerlemeye başladığında yaşadığın ilk sorun, tekme atacak ayağını tam olarak ayarlamamış olmak oluyor. Özellikle sağ veya sol ayağını seçmemek, tekme atma yönündeki hamleni tamamen son ana bırakman anlamına geliyor ve bu da tekme atacağın bacağın ile destek bacağın arasındaki güç dengesini koruyamamana neden oluyor. Bunun yanında bir diğer sorun ise, Maeve’nin hareketlenmene karşı tepkisiz kalması oluyor. İblisin sanki gelecek tekmenin kendisine bir zarar vermeyeceğini bilen tavrı ile birlikte çıkardığı yumuşak sesi sürdürmesi, başarı oranın konusundaki ümitlerini törpülemeye başlıyor. Ancak yine de, sağ bacağından destek alarak Maeve’nin yüzüne doğru bir tekme indirmeyi başarıyorsun! Bu tekmeyle birlikte Maeve, bir anda geriye doğru savrulmaya başlıyor. Yerde attığı iki taklanın ardından tekrar pozisyonunu koruyan Maeve’nin halen daha o yumuşak sesi çıkarması, attığın tekmenin Maeve’ye bir zarar vermediği sonucunu çıkarmana neden oluyor.

Attığın tekmenin beklediğin gibi Maeve’ye zarar vermemesi, seni bir sonraki saldırı hamleni düşünmeye itiyor. Ancak tam bu esnada ardında kalan Shyrlonay’ın “Zen!” diye seslenmesiyle birlikte, bir şeylerin ters gittiğine dair iç güdülerin hızla seni ele geçiriyor. Başını çevirip Shyrlonay’a baktığın anda, Shyrlonay dolmakta olan gözleriyle üzüntülü bir şekilde ellerine baktığını görüyorsun. Bakışların olan biteni anlamak için çatılmaya başlarken Shyrlonay başını kaldırıp sana doğru bakmaya başlamasının ardından “Kontrol edemiyorum!” diyebiliyor sadece. Bu sözlerinden sonra ise, Maeve’nin yumuşak sesi beynini tırmalamaya başlıyor ve Shyrlonay da birden yerinden hızlı bir şekilde fırlayıp sağ elinin pençesini mümkün olduğu kadar sana göstererek üzerine doğru koşmaya başlıyor! Shyrlonay gözünden düşen birkaç damlayla birlikte çaresiz bir bakışla sana doğru gelirken sadece “KAÇ ZEN!” diye bağırarak olabileceklerin sinyalini veriyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

09 May 2023, 11:43

Zen, Almazath'ın aralarındaki kavgaya müdahale etmeyeceğini anladığında hızlıca harekete geçmişti. Tekme atma konusunda, bir plansızlık yaşasa son ana kadar koşturmaya devam etmişti. Koşturmasına devam ederken, aklına takılsa da hareketini engellemeyen bir diğer unsur ise Maeve'in hareketsiz kalması olmuştu. O anda, bunun sebebinin iblislere zarar veremeyecek olması olduğunu düşünüyordu. Başarılı olamayacağını daha fazla düşünüyordu, yine de sağ bacağından destek almış ve tekmesini patlatmıştı. Maeve, geriye doğru iki takla atmış ve ardından pozisyonunu koruyarak o yumuşak sesi çıkarmaya başlamıştı. Tahmin ettiği gibi, hasar verememişti. Bu işi Shy halletmek zorundaydı, kendisi yardımcı olacaktı sadece. Diğer bir saldırı hamlesi için harekete geçmeyi düşünse de, kulaklarına dolan dostunun sesi, hızlıca arkasını dönmesine sebep olmuştu.

Shy, dolan gözlerle ellerine bakıyordu. Zen ne olduğunu anlamamıştı. Dostu kendisine bakıp kontrol edemediğini söylediğinde, Maeve'in sesi beynini yarmaya başlıyordu. Ne olduğunu anlamasa da, bir şeyleri kontrol edememesinin sebebinin Maeve olduğu ortadaydı. Shy, bir anda fırlayıp pençesini kendisine göstererek koşturmaya başlamış ve ağlamaya başlayarak kaçmasını söylemişti. Ancak Zen kaçamazdı. Aklına yeni bir fikir gelmişti, Maeve'in sesi kendi beynini daha da etkilemeden harekete geçmek zorundaydı. Shy'in kendini kontrol edememesi ve Maeve'in pozisyonu bozmamasının avantajını kullanmayı düşünüyordu. Shy'a bakarak gülümsedi. Kendisine güvenmesi için işaret vermek adına kararlı bakışları ve kocaman gülümsemesiyle başını eğip kaldırdı. Sonrasında hemen arkasını döndü ve Maeve'in üzerine doğru koşturmaya başladı. Amacı, Maeve'i sağ eliyle kafasından kaptığı gibi yakalamak olacaktı.

Yakaladıktan sonra, iki ihtimal üzerinde duruyordu. Maeve ses çıkarmayı kesmez ise üzerine gelen Shy'a karşı kalkan olarak iblisi kullanacaktı. Her bir pençe darbesine rehin tuttuğu iblisi karşısına çıkaracaktı. Diğer ihtimal ise, Maeve'in sesi kesmesi durumunda onu zapt etmeye çalışarak Shy'a saldırtmak olacaktı. Her şekilde, Maeve'i yakalamalı ve hangi ihtimalin yaşanacağına göre hızlı bir karar alması gerekiyordu. Şimdilik ise, hızlıca koşturmalı ve sağ eliyle kafasından tuttuğu gibi yakalamalıydı.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

11 May 2023, 17:27

Shyrlonay’ın sana doğru saldırıya geçmesinin ardından, kafanda hızlıca bir plan yapıyor ve bunu vakit kaybetmeden uygulamaya koyuyorsun. Ancak bu aşamada hesaba katmadığın ilk etmen, Shyrlonay’ın senden daha hızlı olması oluyor. Her ne kadar Maeve’yi yakalamak için yerinden koşmaya başlasan bile, Shyrlonay göz açıp kapayıncaya kadar pençesini sırtına indirmek için hazır hale geliyor. Ne var ki, şansının bir şekilde yaver gitmesiyle, Maeve’yi sağ elinle kafasında tutuyor ve sol kolunla da onu kavrıyorsun. Bu hamlenle birlikte, Maeve artık kucağına gelmiş oluyor ve huysuz bir ses çıkarmasından sonra bir anlığına o yumuşak sesini kesiyor. Maeve’nin susmasıyla birlikte, Shyrlonay’ın bilincinin yerine geldiğini ve havada savurmak için hazır tuttuğu pençesini hemen önünüzde yavaşça aşağıya indirdiğini görüyorsun.

Shyrlonay’ın bilincini kazanması, Maeve ile olan ilk raundu kazandığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bunun dışında Maeve’ye mevcut halinle kolayca zapt edişin, Maeve’in fiziksel olarak çok da güçlü olmadığını da sana anlatıyor. Ne var ki, tam bu noktada bir sonraki hamlene geçmek istediğin sırada, arkanda duran Almazath’ın yoğun baskısını bir kez daha hissediyorsun. Bu kez hiddetin en yalın halini tüm diyara yaymaya çalışır gibi bir hava yayan Almazath’ın gırtlaktan gelen sert bir ses tonuyla“Obviana ov nohni kab? Yu vompa yu kualt!”dediğini duyuyorsun. Almazath’ın bu sözleriyle birlikte, bir anda kucağında tuttuğun Maeve’in tekrar hareketlenmeye başladığını hissediyor ve o yumuşak sesi çıkardığını duyuyorsun. Maeve’in bir kez daha yumuşak sesini yayması ise, bir kez daha Shyrlonay’ın gözlerindeki benliğini siliyor ve dostun bir kez daha sana karşı saldırıya geçiyor.

Shyrlonay’ın sana saldırma ihtimaline karşı olarak Maeve’i bir kalkan olarak kullanma fikrin burada devreye giriyor ve hemen Maeve’i Shyrlonay’ın vurabileceği bir konumda tutmaya çalışıyorsun. Hem Shyrlonay’ın hem de Maeve’in boy olarak fazla uzun olmamaları senin konumunu da iyi ayarlamanı gerektiriyor. Ancak Shyrlonay bu kez doğrudan bir pençe savurma hamlesi yapmak yerine birden yukarıya zıplıyor ve arkana geçiyor. Shyrlonay sahip olduğu çevikliğin seninkinden fazla oluşu, bu noktada en büyük dezavantajın oluyor. Arkana geçen Shyrlonay’a karşı Maeve’i kalkan olarak kullanmak amacıyla arkana doğru döndüğün anda, Shyrlonay pençesinin aşağıdan yukarıya doğru savrulduğunu görüyorsun. Bedenini sağdan çevirmenle birlikte, vücudunun sağ tarafından gelen pençe darbesiyle ayakların bir anda yerden kesiliyor ve kendini havada buluyorsun. Yerden birkaç metre yükselip geriye savrularak düşmenle birlikte, yerde yarım bir tur dönüyorsun. Bu durum da, Maeve üzerindeki kontrolünün kaybolmasına neden oluyor ve kollarından kurtulan Maeve hızlı bir şekilde -hatta Shyrlonay’dan bile hızlı- Shyrlonay’ın yanına geçiyor.

Shyrlonay sana vurmasına karşın yüzündeki üzgün ifade, yaşananları istemediğini gösteriyor sana. Bunun yanında, vücuduna inen darbeye karşı herhangi bir acı hissetmemen ve yaralanmaya dair kıyafetlerinde oluşan parçalanma dışında herhangi zaiyat olmaması, Shyrlonay bile olsa iblislerin sana zarar veremeyeceği yönündeki düşünceni güçlendiriyor. Gözlerin bir an için Almazath’a kaydığında ise, onun yüzündeki tebessümü koruduğunu ve beklediğinin dışında bir şeyin gerçekleşmemiş olduğunu ortaya koyan bir yüz ifadesi takındığını görüyorsun. Bakışların bir kez daha Maeve ve yanında duran Shyrlonay’a kaydığında ise, aranızda yaklaşık 7 metre bulunan iki iblisin de henüz sana karşı bir saldırı aşamasına geçmeyeceklerini görüyorsun. Saldırı namına sadece Maeve hala daha o yumuşak sesi ısrarlı bir şekilde çıkarmaya devam ediyor ve Shyrlonay da vücudunu kontrol edebilir gibi durmuyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

16 May 2023, 15:24

Zen, kurguladığı plan ile hızlıca harekete geçse de, hesaba katmadığı büyük etkenler vardı. Shy, bir ejderha olarak kendisinden daha hızlıydı. Koşturmaca başladığında, göz açıp kapayıncaya kadar arkasından gelmiş ve sırtına pençe darbesi indirmek için hazırlanmıştı. Ancak Zen şanslıydı, Maeve'yi sağ eliyle kafasından tutmuş ve sol koluyla tamamen kavramıştı. Bu noktada, istediği şeyi gerçekleştirmiş ve Maeve'i susturmayı başarmıştı. Shy'da pençe darbesini indirmişti. Maeve'in fiziksel olarak çok da güçlü olmadığını anlamıştı. Bu noktada, diğer iblislerin neden öldüğüne dair bir düşünce zihninde şimşek gibi çarpmıştı. Hepsini birbirine kırdırmış ve aralarında bir katliam yaratmış olabilirdi. Almazath için, en azından gördüğü ve konuştuğu kadarıyla, izlemesi de oldukça eğlenceli olmuş olmalıydı. Şimdi de, Shy ve Zen, iki dost birbirine kırıldığında muhtemelen Shy'ın Zen'i öldürecek olması onun için çok eğlenceli olacaktı.

Bir sonraki hamlesi için hazırlıklara geçtiğinde, Almazath'ın yoğun baskını tekrardan kendini hissettirmiş ve Zen için anlamsız olan o kelimeler ağzından çıkmaya başlamıştı. Maeve tekrardan hareketlenmiş ve o yumuşak sesi çıkartmaya devam etmişti. Shy ise, tekrardan kendini kaybetmişti. Bu durumun tamamen bir büyü mü, bu büyüye karşı iradesizlik mi olduğunu kestiremiyordu. Ancak bu sefer, Shy'ın saldırısına karşı Maeve'i kalkan olarak kullanacaktı. Ancak bu planda da, hesaba katmadığı büyük bir etken vardı; Shy kendisinden daha çevikti. Bir anda zıplayarak arkasına geçen Shy'a karşı döndüğünde, pençesini aşağıdan yukarıya doğru savurmuş ve kendisini havaya fırlatmıştı. Yerden yükselmesiyle birlikte Maeve ellerinden kaçıp gitmiş ve Shy'dan bile hızlı bir şekilde onun yanına geçmişti.

Shy'ın yüzündeki üzgün ifadeye baktı yerden kalkarken. Fark ettiği bir diğer şey ise, hiçbir şekilde zarar görmediğiydi. Shy bile olsa, iblisler ona zarar veremiyordu. Almazath ise, yüzündeki tebessümü koruyordu. Maeve ve dostu arasında 7 metre bulunuyordu. Henüz kendisine karşı bir saldırı aşamasına geçmeyeceklerini görebiliyordu, Maeve ise ısrarla o yumuşak sesi çıkarmaya devam ediyordu. Bu noktada, bir şeyleri görmek zorundaydı. Bu durumun iradeyle mi alakalı olduğunu görmeliydi. Küçük bir kahkaha attı dostunun moralini yerine getirmek amacıyla. "Shy, muhteşem bir pençeydi. Beni uçurdun!" Üstüne bir kahkaha daha attı. Hasar görse bile aynı şekilde tepki vereceğinden emindi. Gülümsemesi gittikçe büyümeye başladı. Almazath'ı daha fazla harekete geçirmeliydi. Gerekirse, Maeve'i daha etkili kullanmasını sağlayarak Shy'ı o sesten kurtarmalıydı.

"Of. Bu mu mücadele dediğin Almazath?" Bir anda keskin bakışlarını Almazath'a döndürdü. Her ne kadar bu yapacağı şeyin sonunun iyi olmayacağını düşünse de, yapmak zorundaydı. Shy'ı kurtarmak için denemeliydi. "Korktun mu?" Hin bir gülümsemeyle çıkarttı ağzından sorusunu. "Bu mu mücadele Almazath? Ucuz numaralardan mı zevk alıyorsun? Hani kanımın son damlası? Ben hazırım Almazath! Şu kedini sustur da adam akıllı mücadele edelim! Shy'da, ben de kanımın son damlasına kadar mücadele etmeye hazırız! Böyle bir mücadele, beni eğlendirir mi sanıyorsun?" Belki de normal zamanlarda ağzından çıkmayacak kelimeler çıkıyordu, ancak Almazath'ın gaza geleceği şekilde konuşmak zorundaydı. "Yoksa, Zenahpuryu ismiyle seni korkuttu mu? Bundan dolayı mı böyle çocukça bir numaraya başvurdun?" Tek beklediği şey, Maeve'in bu söylemlerden sonra o sesi kesmesiydi. Sesi kestiği anda, zaten bir mücadelenin içinde olduğunu bilen Shy'ın da kendince bir aksiyon alacağını düşünüyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

17 May 2023, 16:42

Yerden kalkıp toparlandığın anda, Shyrlonay’a karşı cümlelerini kuruyorsun. Shyrlonay’ın halen daha vücudunu kontrol edemediğini bilsen bile, gözlerinin içinde beliren parlama sözlerinin ona tesir ettiğini açıkça gösteriyor. Bu, belki de sadece senin anlayabileceğin türden bir tepki olsa bile, Shyrlonay bir şekilde sana karşılık vermesi içten içe seni rahatlatıyor. Bu rahatlık sayesinde ise, odağını bu kez Almazath’a yöneltiyor ve ona karşı cümlelerini kurmaya başlıyorsun. Yüzündeki tebessüm ve yaydığı havadan ödün vermeyen Almazath, konuşmanı hiçbir şekilde kesmiyor ve tüm söylediklerini öylece dinliyor. Normal bir zaman diliminde olsa, Almazath’ın bu davranışını nezaket olarak addedecek olsan bile, içten içe büyük bir fırtınanın kopacağını bilmek seni huzursuz ediyor.

Cümlelerin sonlandığı anda, kafasını hafifçe sağa doğru eğmesi Almazath’ın sana karşı verdiği ilk farklı tepki oluyor. Bakışlarını hala daha üzerinden ayırmayan Almazath“İsminin anlamını dahi bilmeyen bir insan için haddinden fazla büyük laflar ediyorsun Zenahpuryu.”diyor. Bu sözlerinden sonra yavaş adımlarla Maeve ve Shyrlonay’ın arkalarına yaklaşan Almazath“Biz iblislerle insanlar arasındaki en büyük farklardan biri de nedir biliyor musun Zenahpuryu?”diye soruyor. Cevabı beklenmeye bir soru edasıyla sarf ettiği cümlelerinin ardından Almazath Maeve ve Shyrlonay’ın tam arkasında, ikisinin de ortasına gelecek şekilde duruyor. Bu aşamada yüzündeki tebessüm daha da artsa bile, yaydığı hava daha da ağırlaşırken“Biz iblisler boş konuşmayı pek sevmeyiz.”diyor. Bu cümlesinin ardından başını hafifçe öne eğerek“Zer!”şeklinde çıkardığı bir ses ile Maeve birden çıkardığı yumuşak sesi kesiyor ve bir anda sanki özgürlüğüne karışmış gibi kendine gelen Shyrlonay “ZEN!” diye haykırarak sana doğru gelmek için adımlamaya yelteniyor. Fakat gözünün önünde beliren bir karaltı, bu ana kadar yaşanan tüm karanlığı yerle bir ediyor…



Shyrlonay henüz daha ilk adımını atamadan, Almazath hızlı bir şekilde kolunu savuruveriyor! Gözlerinle yakalaması bile güç bu savurma, Shyrlonay tam da boyun kısmına doğru denk geldiğinde, esasen bunun Almazath’ın kolu değil, daha önce gördüğün o beyaz cisimlerden olduğunu anlıyorsun. Fakat bu anlayışın, gözlerinin önündeki manzaraya karşı hiçbir anlam ifade etmiyor. Zira Almazath’ın savurma hamlesiyle birlikte, Shyrlonay gövdesinden ayrılan kafası, yere düşmeye yüz tutmuş göz yaşlarıyla birlikte havada savrulmaya başlıyor! Küçük bedeni sadece birkaç saniye daha ayakları üstünde durup olduğu yere yığılırken, Almazath’ın keskin bakışlarına sıçrayan kanın, ona verdiği hazzı hissedebiliyorsun. Gözlerin Shyrlonay’ın havada dönen kopmuş başına odaklanmış olsa bile, suskun Almazath’ın zevkten dört dönen kahkahaları ruhuna işlemeye başlıyor. Bununla birlikte, Almazath’ın sana diktiği bakışları içine düştüğün her bir andan duyduğu mutluluğu sonuna kadar gösteriyor. Tüm diyar, boyut ve hatta bu evrene dair her şey ansızın suskunluğa bürünmüşken, Shyrlonay kopan kafasının yere düştüğü anda çıkardığı tok ses ve gözlerinden yere düşen gözyaşı tanelerinin sesi içini kaplıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

17 May 2023, 18:11

Shy’ın gözlerinin içine baktığında, cümlelerinin ona işlediğini görebiliyordu. İki dostun arasındaki kalp bağının işlediğini görmek, onu mutlu ediyordu. Buradan sağ çıkabilirlerdi, bu mücadelede kazanan taraf olabilirlerdi. Ancak tek problem, Shy’ın kendisine gelmesiydi ve bu durum için bir adım atmıştı. Almazath’a sataşarak, Maeve’i daha etkili kullanmasını ve dostunu bırakmasını umuyordu. Ancak sözleri bittiğinde, Almazath’ın davranışları, daha büyük bir fırtınanın geleceğini haberdar ediyor gibi duruyor olması, huzursuzluğunu arttırmaya başlıyordu.

Almazath, kafasını önce sağa doğru eğmiş ve kendisine, isminin anlamını bilmeyen bir insan için haddinden büyük laflar ettiğini söylemişti. Zen, istediğinde biraz daha ulaşmaya başladığını düşünse de henüz Maeve sesini kesmemişti. Karşısındaki iblis yavaş adımlarla ikiliye yaklaşmaya başlamış ve iblisler ile insanların arasındaki en büyük farklardan birisini sormuştu. Sakin bir şekilde beklemeye devam ediyordu. İkisinin ortasına gelecek şekilde durduğunda, yaydığı havanın ağırlığı artmaya başlamıştı. İblislerin boş konuşmayı sevmediğini söyledikten sonra genç adamın kaşları hafif çatılmıştı, ancak duyduğu bir kelime her şeyi değiştirecekti.

Maeve’in yumuşak sesi kesmesiyle birlikte Shy’ın ağzından çıkan ismini duymuş ve kendisine doğru adımlamaya çalıştığını görmüştü. Bir zafer kazanabileceğini düşünürken, Almazath’ın aniden kolunu savurmasıyla gözleri zihninin inanmak istemediği bir görüntüye doğru bakıyordu. Almazath’ın beyaz cisimleri, dostunun boynuna doğru savrulmuş kafasını gövdesinden ayırmıştı. Bedeni olduğu yerde yıkılırken, kafası havada savruluyordu. Almazath’ın zevkten dört köşe olmuşçasına çıkan kahkahalarının ardından, onun için tüm sesler kesilmişti. Büyük bir sessizliğin içinde, saniyelerin saatler gibi geçtiği bu durumda, Shy’ın kafasının yerle temas ettiği anda çıkan tok ses sessizliği bozan ilk ses oluyorken, gözlerinden düşen gözyaşlarının sesi ise eşlik etmeye başlıyordu.

Gözleri, Shy’ın kopan kafası haricinde bir şey görmüyordu. Vücudu ise, kendisini bir anda bırakmıştı. Dizlerinin üstüne çökmüş, sadece ona bakabiliyordu. Hayalleri, az da olsa birlikte geçileri anıları, hepsi tek bir anda, tek bir saniyede tarihe karışmıştı. “Shy…” ağzından çıkan, belli belirsiz duyulan seslenişi, ona yerinden kalkmasını söylüyor gibiydi. Gördüklerinin bir yanılsama olmasını diliyordu. Sanki, Shy oradan kalkacak ve ona yumruğunu tokuşturacak, mücadeleleri devam edecek gibi hissediyordu. “Kalksana…” ağzından çıkan ikinci kelime, bunun olmasını gönlünden diliyordu. Zihni, bu durumla başa çıkmamak için kaçınıyorcasına eski anılarını gözlerinin önüne getirmeye çalışırken, kalbi deli gibi çarpıyordu.

“Hani…” Gözlerini kapattı gözyaşları akmaya başlarken. Gözleri, zihnin ve kalbinden ayrı bir şekilde hareket ediyordu, bakmaya daha fazla dayanamıyordu. “Biz en güçlüler olacaktık…” Yumruklarını birbirlerine tokuşturdukları an zihnine hücum etmeye başladı. Shy’ın sesi, kulaklarına dolmaya başlıyordu. “Bunu başaracağız Zen! En güçlü olup tüm güçsüzleri koruyacağız!” Verdiği söz, sürekli olarak tekrar ediyordu kulaklarında. Sarıldıklarında yaşadığı huzuru tekrardan hatırlıyordu. “Ben hep buradayım Zen! Bana ihtiyacın olduğunda söylemen gereken şeyi biliyorsun! Ama şimdi güçlenme zamanı! Hadi en güçlü olalım!” Gözyaşları delicesine akmaya başlarken, vücudu dik durmaya dayanamıyordu. Bir elini yere atmıştı öne doğru düşen vücudunu tutabilmek için.

“Shy. Sana ihtiyacım var.” Ağzından çıkan cümleler, çaresiz bir adamın yakarışlarıydı. Gittikçe nefes almakta zorlanıyordu, daralan akciğerlerine havayı doldurabilmek adına daha hızlı nefes alıp veriyordu. “Biz… Bir varlığı tamamlayan iki ruhtuk Shy. Şimdi, nasıl bir varlık olacağım?” Acı bir bağırış, tüm diyarı inletmek istercesine zar zor nefes aldığı ciğerlerinden çıkarken, diğer elini de yere atıyordu. Vücudunu tutmakta zorlanmaya başlamıştı. Bir hayalin yok oluşunun, anılarının sadece hatırlanacak, ancak üstüne yeni şeyler eklenmeyecek anlardan ibaret olmasının ağırlığını yaşıyordu. Etrafındaki hava, bir kafesmiş gibi hissettiriyordu.

Almazath, ondan bir dostunu, beraber yol yürüdüğü ruhunu, gülüşünü çalmıştı. İblislere karşı iyimser olmanın, mantıklı bir şey olmadığını anlamaya başlıyordu. Aslında, zorla öğretiliyordu bu ona. Son nefesinden daha derin olan tek şey, dostunun ölümüydü. Ayağa kalkmak için yavaş yavaş toparlanmaya başladı, öylesine ağır kalkıyordu ki, hala yaşanan şeylere inanamıyordu. Gözyaşlarını sağ elinin tersiyle sildi. Artık, yüzünde bir gülümseme kalmamıştı. Dostunun eskiden masmavi parıltılarla yaşattığı kalbi, ölümünün etkisiyle kapkara bir hale gelmeye başlıyordu. Her bir saniye, kalbinin daha fazla kararmaya başladığını hissedebiliyordu. Tamamen ayağa kalktığında, tekrardan gözlerini açtı. Shy’ın kopan kafası ve yere yığılmış vücudu… Yerden kalkmıyordu.

Gözlerindeki bakışlar, yaşadığı acıyı birebir aktarmaya yeterken, kalbi her saniye kararmaya devam ettikçe yerini donukluğa bırakıyordu. Hayatındaki en önemli şeyin çalınmış olması, artık kaybedecek bir şeyi kalmayan birisine dönüştürüyordu. İntikam arzusu, bunca süredir kaçınmaya çalıştığı tüm kötü duygular arasından sıyrılarak kalbine işlemeye başlıyordu. Sanki, bu duygunun saklanabilmesi için kalbi daha da karanlıklaşarak onu korumaya alıyor gibiydi. “Zenahpuryu… Artık onun bir anlamı yok Almazath.” İsminin bilmediği anlamını reddediyordu. Ağzından çıkan kelimelerin ardından, gözlerini hem Maeve’e hem de Almazath’a doğru dikmişti. Buradan kaçıp gidecek değildi. Gerekirse bedenini dostunun yanına serecekti.

Kalbi, karanlıkla işlenmeye devam ederken, dostuna bir kez daha baktı. “Seni çok özleyeceğim.” Bu sefer, duygularından yoksun, ancak söylemek istediklerini söyleyen bir adam vardı. İntikam almak zorundaydı. Shy, iblisler hakkındaki görüşlerini değiştirmiş olsa da, bir anlamı yoktu. İblislerin doğası buydu ve Zen, onlardan intikam alacaktı. Kendini savunabilen, savunamayan, güçlü, güçsüz, kimse fark etmeden, tüm iblisleri katledecekti. Bu diyarı, diğer tüm iblisler için bir mezara dönüştürecekti. Almazath’tan, Maeve’den ve diğer hepsinden intikam alacaktı.

Sağ ayağını ruhsuz bir şekilde ileriye attıktan sonra hızla koşmaya başladı. “Benim adımın anlamı…” Gözlerini Maeve’in üzerinde tutarken koşturmasına tüm gücü ve hızıyla devam etti. “İntikam.” Hızlıca koşturduğu iblisin 1 metre önündeyken bir anda yere doğru kayacak ve fiziken güçlü olmadığını bildiği Maeve’i yakaladığı gibi var gücüyle ısırmayı deneyecekti. Amacı hayati bölgeler olan boyun gibi yerlerden ısırmak olsa da, boynunu yakalamayı başaramazsa yakaladığı ilk yerden ısıracaktı. Belki, bir şekilde zarar verebilirim diye düşünüyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

20 May 2023, 11:09

Shyrlonay’ın cansız ve ikiye ayrılmış bedeni, gözlerini Maeve ve Almazath’a kilitlesen bile sanki zihninden hiçbir şekilde çıkmıyor. Bakışlarının değdiği her bir noktada, o melun manzara bir kez daha ve bir kez daha, yitip gitmeyecekmişçesine tekrar tekrar vuku buluyor. Her bir seyir ise, kalbine işleyen karanlığı daha da bir katran karasına çeviriyor. Yerden kaldırmakta hiç bu kadar zorlanmadığın vücudunu ayakta tutmak bile senin nezdinde yıkıcı bir güç gerektirirken, gözlerin tam tersini söylüyor. Maeve ve Almazath… Dakikalar önce tanıdığın ve saniyeler önce seni bambaşka bir şeye çeviren iki iblis… Ağzından dökülen cümleler, Almazath’ın nezdinde sadece önemsiz kelimeler gibi bir izlenim uyandırıyor. Maeve ise, sadece sana bakmakla yetiniyor ve olduğu yerde öylesine duruyor. Duruşunda ne bir zafer ne de bir mağlubiyet seziyorsun. Sanki tamamen hissiz kalmış gibi, gözlerini kendi karanlığında aralamaya çalışan bir iblis gibi görünüyor sana. Fakat bunların da bir önemi kalmıyor senin açından. Zira sağ ayağını öne attığın anda, artık isminin anlamına çoktan karar vermiş oluyorsun.

Gücünün yettiği ölçüde hızlı bir şekilde yerinden koşmaya başladığın anda, Maeve kendisini savunmak için bir pozisyon almaya çalışıyor. Ancak bu sadece gözüne bir anlık beliren bir tablo gibi görünüyor, zira Almazath’ın hafifçe sağ elini yere paralel bir şekilde tutup eski haline döndürmesi, Maeve’in tüm savunma postürünü de ortadan kaldırıyor. Bu açından, Almazath yapacağın saldırının sanki doğrudan hedefini bulmasını arzulamış gibi hissettiriyor ve o şekilde de oluyor. Yere doğru kayıp Maeve’i sağ kolunun dirsek kıvrımıyla boynundan yakalıyor, ve akabinde sol tarafından boynuna doğru dişlerini geçirmeye çalışıyorsun! Anca dişlerin, bir ete geçermiş gibi hissettirse bile, esasen sadece havayı ısırıyormuşsun izlenimi de uyandırmıyor değil senin açından. Zira dişlerinle yaptığın baskıyla birlikte, en azından Maeve’in çok da kalın olmayan derisine dişlerinin girmesini bekliyorsun. Fakat bu hiçbir şekilde gerçek olmuyor ve ısırma hamlen, tıpkı Shyrlonay’ın sana vurduğu zamanki gibi bir etki yaratıyor Maeve’de.

Teknik açıdan başarılı ancak sonuç açısında başarısız bu hamlen karşısında, yapabileceğin ikincil bir hamleyi kurgulamak istediğin esnada Almazath’ın“Çok toysun Zenahpuryu, beklediğimden daha toy.”dediğini duyuyorsun. Dişlerini henüz Maeve’in boynundan ayırmadan bakışlarını Almazath’a çevirdiğinde, kolları arasından uzanan beyaz cisimleri görüyorsun bir kez daha. Ancak bu kez bu cisimler, bir saldırı yapacakmış gibi görünmüyor gözüne ve bakışlarınla cisimlerin nereye uzandığını görmek istediğinde, bir anda cisimlerin Shyrlonay cansız bedenine varmış olduğunu görüyorsun. Bakışların bir şimşek edasıyla Almazath’a döndüğünde Almazath“Ölüm birçok şeyin sonu gibi görünür, ama oysa bazı şeylerin de başlangıcı olur. Öldüğünde de her şey bitti sanırsın, ama bazı şeyler daha yeni başlıyordur.”diyor. Bu sözlerinin ardından Almazath’ın kollarının altından çıkan beyaz cisimlerin hafifçe sallandığını gördüğün anda, bakışların bir kez daha Shyrlonay’ın cansız bedenine kayıyor. Shyrlonay cansız bedenini belinden, iki ayak bileğinden ve iki kol bileğinden kavramış olan Almazath’ın beyaz cisimleri, Shyrlonay’ın cansız bedenini ayağa kaldırıyor. Bu esnada bir diğer beyaz cismin ise Shyrlonay’ın kopmuş kafasını kavradığını ve onu yavaşça ölü bedeninin üstüne koyduğunu görüyorsun. Bir anda sanki Shyrlonay tekrar tek vücut olmuş ve bir anda ismini haykırarak sana doğru koşacakmış gibi hissetsen de, Almazath birden Shyrlonay kopmuş kafasını sana doğru fırlatıveriyor! Shyrlonay’ın kopmuş kafası, yaşadığın ve hissettiğin anın etkisiyle hareketsiz kalman nedeniyle suratına doğru çarparken, bir anda Shyrlonay henüz daha kurumamış sıcak gözyaşlarını hissediyorsun kendi yanaklarında! Suratına aldığın darbe ile birlikte, soluna doğru savrulurken Maeve’e geçen dişlerini de salmak zorunda kalıyorsun. Bununla birlikte Maeve, kendi açısında oluşan bu fırsattan yararlanarak kafasını hızlıca kolunun kavramasından kurtarmayı da başarıyor.

Almazath, bir kez daha Shyrlonay’ın kafasını vücudunun üstüne doğru getirirken, Maeve de kendini korumaya almak ister gibi Almazath’ın sol omzuna çıkıyor. Almazath ise bakışlarını Shyrlonay cansız bedeninden alıp sana doğru yöneltirken“İsminin anlamı intikam olsaydı eğer, şu an çoktan geberip gitmiş olurdun. Zaten adın bu kadar değersiz olsaydı, şu an benim karşımda da olmazdın.”diyor. Sesi alaycılıkla ciddiyet arasında gidip gelen Almazath seni boydan aşağıya yavaşça süzmesinin ardından ise“Sana isminin anlamını öğreteceğim Zenahpuryu, ama bunu öğrenemeyecek hale geldiğinde!”diyor ve birden kolunun altından uzanan beyaz cisimleri hareket ettiriyor. Bu hareketlenmeyle birlikte, Shyrlonay’ın cansız bedeninin bu kez bir bütün olarak sana geldiğini görüyorsun. Doğrudan sana çarpıp zarar verme amacıyla yapılan bu saldırıyı farklı kılan ise, Shyrlonay cansız bir beden olarak kullanılıyor olması nedeniyle, biraz önce suratında yarattığı gibi, sana çarpması halinde zarar verecek olması oluyor. Diğer bir deyişle, artık cansız Shyrlonay’ın sana karşı yapacağı bir saldırıdan Aludir olduğunu için veya Qen sayesinde kurtulamayacağını biliyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

20 May 2023, 16:25

İsminin anlamını bilmiyordu. Bilmediği bir anlamı ise, daha en başından reddetmişti. Onun için, daha doğrusu sağlıklı düşünemeyen bir Aludir olarak kararmış kalbi için, isminin anlamı 'İntikam' dı. Bu anlamla, bir anda yerinden fırlamıştı. Karşısındaki kediye benzeyen iblisi öldürmeyi kafasına koymuştu, Almazath'a gücü yetmese bile aradan onu çıkarabileceğini düşünüyordu. Karşısındaki iblisin ne olduğu, neler yaşadığı veya şuan neler hissettiğinin bir önemi yoktu. Belki, dostunun ölümünü görmemiş olsaydı ve hala yan yana çarpışıyor olsalardı, Maeve'in hissizliğinin neden kaynaklandığını düşünebilirdi. Artık önemi yoktu. Kafasına koyduğu tek şey, öldürmekti. Ölüm, sadece dostunun başına gelmiş talihsiz bir olay olmamalıydı. Düşmanlarına, dostunu öldüren iki iblise armağan edeceği mükemmel bir hediye olmalıydı. Almazath'ın hediyesi gecikecek olsa dahi, kedi iblis bunu şimdiden almalıydı.

Maeve, kendisine yaklaşan genç adamı gördüğünde savunmak için bir pozisyon almaya çalışsa da, Almazath sağ elini yere doğru tutup eski haline döndürdüğünde, tüm savunması kayboluyordu. Almazath, Zen'in saldırmasını istiyordu. Düşüncelerini bir kenara bırakmış olan Zen ise, karşısındaki kızıl iblisin ve kendisinin planına uygun bir şekilde yerde kayarak kedi iblise ulaşmış ve boynuna dişlerini geçirmeye çalışmıştı. Her ne kadar eyleminin başarılı olmuş olduğunu hissetse de, bir havayı ısırıyormuş izleniminden kurtulamıyordu. İstediği şey, Maeve'in boynundan bir et parçası alarak onun kanlar içinde acı çekmesini izlemek olsa da, Shyrlonay'ın kendisine vurduğu zamanki bir etki yaratmıştı. İblislere zarar veremiyordu. Karşısındaki düşmana zarar veremiyordu ve nasıl verebileceğine dair bir şey bilmiyordu. Artık, Shyrlonay'da yanında değildi. İkisine de zarar verebilmek için nasıl bir yol izleyeceğini bilmiyordu.

İkinci bir hamleye hızlı bir şekilde geçmek istese de, Almazath'ın sesiyle birlikte donuk bakışlarını ona doğru çevirmişti. Kendisinin çok toy olduğunu söylerken, dişleri hala Maeve'in boynunda duruyordu. Almazath ise, beyaz cisimlerini hareket ettirmeye başlamıştı. Bu cisimler ise, Shyrlonay'ın cansız bedenine doğru ilerliyordu. Ölümün bir çok şeyin sonu gibi göründüğünü, ancak bazı şeylerin başlangıcı olduğunu, öldüğünde her şeyin bitti sandığını, ancak bazı şeylerin yeni başladığını söylüyordu. Ne söylemek istediğine anlam veremiyordu ancak hareketsiz bir şekilde izliyordu. Shy'ın cansız bedenini belinden, iki ayak bileğinden ve kol bileklerinden kavrayan Almazath, bedeni ayağa kaldırmıştı. Diğer beyaz cisim ise kafasını kavramış ve yavaşça ölü bedeninin üstüne yerleştirmişti. Onun tekrardan canlanacağı, kendisine doğru gelecekmiş gibi düşündüğü anlarda neredeyse aklını yitirmek üzereyken, bir anda kopmuş kafasını genç adama doğru fırlatıyordu.

Yaşadığı an, dostunun tekrardan dirileceğini düşünmesi, dirilmese bile onu dimdik ayakta görmenin verdiği hislerle birlikte bu hamleye karşı bir şey yapamamış ve kafası suratına doğru çarpmıştı. Shy'ın gözyaşlarını yanaklarında hissedebiliyordu. Sola doğru savrulurken, Maeve'de bu durumu fırsat bilip kaçmayı başarmıştı. Almazath, tekrardan Shy'ın kafasını vücudunun üstüne doğru getirirken, Maeve onun sol omzuna çıkarak kendini güvenceye alıyordu. Almazath, isminin anlamı intikam olsaydı şimdiye öleceğini, bu kadar değersiz olsaydı da karşısında olamayacağını belirtiyordu. Kendisini hafifçe süzdükten sonra, isminin anlamını öğreteceğini, ancak bunu öğrenemeyecek hale geldiğinde öğreteceğini söyleyerek Shy'ın cansız bedenini bir bütün olarak kendisine yolluyordu. Bu cansız beden saldırısından kurtulamayacağını biliyordu. Artık onun iblis olmaması, ona zarar verebilecek olduğunu gösteriyordu.

Dostunun oyuncak gibi bir oradan bir buraya savrulması öfkesini körüklüyordu. Bu sefer farklı bir şey deneme peşindeydi. Direkt olarak Almazath'ın üstüne koşturacaktı. Ancak hedefini tekrardan Maeve'e doğru çevirmişti. Maeve'i sol omzundan kapmaya çalışacaktı, onu ele geçirebilirse Almazath'ın cansız bedeni savurduğu gibi Almazath'a vurabilmek için sürekli olarak kediye benzeyen iblisi savurabilirdi. Bu noktada, hem kediyi öldürmenin önünü açabilirdi, hem de Almazath'la tek başına kalmanın. Bu yüzden, hızlıca koşturmaya başlayacak ve kediyi sağ eliyle kaptığı gibi ileri doğru mesafe açmaya çalışacaktı. Kediyi kapmayı başarırsa, sağ eliyle kafasının üstünden, sol eliyle ise boğacak gibi boynundan tutup iyice sıkmaya başlayacaktı. Onu hem bir kalkan, hem bir kılıç gibi kullanmayı planlıyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

24 May 2023, 15:48

Shyrlonay’ın cansız bedeni üzerine doğru gelmeye başladığında, yeni bir saldırıyı hızlı bir şekilde zihninde tasarlıyor ve uygulamaya koyuyorsun. Hedefini doğrudan Almazath olarak belirlemen, üzerine gelen Shyrlonay’ın cansız bedenine karşı seni savunmasız kılıyor. Ancak burada yaptığın hamlenin seni kurtarması, tamamen Almazath’ın anlık bir tereddüdünden ileri geliyor. Yerinden hareketlenmeye başladığın anda, Almazath Shyrlonay’ı aracı kıldığı saldırısını bir anlığına kesiyor. Bu kesme sayesinde, planladığın saldırıyı uygulama imkanını da elde ediyorsun. Almazath’ın yüzündeki ifadenin henüz bir değişkenlik göstermemesi, saldırısını bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi kestiği konusunda sana pek bir bilgi vermiyor. Ne var ki, içinde bulunduğun durumda bunu düşünmeye de fırsatın olmuyor.

Adımların hızlı bir şekilde Almazath’ın yanına kadar geldiğinde, Almazath’ın gözlerindeki şaşkın ifade aslında saldırısını bilinçsiz bir şekilde kestiğini gösteriyor. Bu şaşkınlığın ikinci kez sana fayda sağlaması ise Tanrıların bir lütfu veya güzel bir talih olarak görünüyor gözüne. Zira sağ elinle Almazath’ın omuzunda olan Maeve’i kavradığın anda, Almazath bunu engelleyebilecek herhangi bir hamle yapma imkanı bulamıyor. Maeve’i ele geçirmenle birlikte, kafandan geçtiği haliyle onu hareketsiz kılacak kadar sıkmaya başlıyorsun. Maeve’i birkaç saniye içerisinde nefessizliğin getirdiği boğuk sesleri çıkarmaya ve çırpınmaya başladığı anda, onu stabil tutmak için gücünü arttırıyorsun. Bu esnada Almazath ile arandaki mesafeyi de 5 metreye kadar açmayı başarabiliyorsun.

Almazath’ın hemen hemen arkasına gelecek şekilde durduğun anda, artık Maeve adında bir silaha ve kalkana sahip oluyorsun. Almazath ise hızlı bir dönüşle sana dair görüşünü çoktan sağlamış gibi görünüyor. Shyrlonay’ın cansız bedenini, beyaz cisimleri sayesinde hemen hemen önüne doğru getiren Almazath, sen Maeve’i öldürmek için boğazlamaya devam ettiğin esnada“Şaşırdım. Çok sevdiğin iblisin bir paçavra gibi üzerine geldiğinde onu kucaklayacağını düşünmüştüm. Siz insanlar da kalpsiz olabiliyormuşsunuz.”diyor kinayeli bir ses tonuyla. Bu sözleriyle, Almazath’ın saldırısı sırasına yaşadığı şaşkınlığın nedenini öğrenmiş olsan bile, kafasını hafifçe sağa doğru eğerek Maeve’e bakmasının ardından“Ancak biz iblisler de öyle kolay pes etmeyiz.”demesiyle bir başka saldırının geleceğini hissediyorsun. Özellikle Maeve’i ele geçirmiş olman ve doğrudan canına kast etmen, Almazath’ın bu kez ciddi bir saldırıyla sana karşılık vereceği düşüncesini doğuruyor. Tam bu esnada, Shyrlonay’ın cansız bedeninin bir kez daha sana hareketlenmesi, Almazath’ın saldırının başlangıcı oluyor.

Almazath’ın Shyrlonay vasıtasıyla yaptığı saldırı esnasında Maeve de son çırpınışlarını yaşıyor gibi duruyor. Fiziken pek güçlü olmayan Maeve’in sana karşı koyma olasılığı her geçen saniye düşerken, ellerine verdiğin gücü hafifçe azaltmana rağmen Maeve’in tüm çırpınışlarına rağmen kurtulamaması, iblisin son demlerinde olduğunu gösteriyor. Shyrlonay üzerine doğru gelmesiyle birlikte, kafanda bir savunma ve muhtemel bir saldırı hamlesi geçmeye başladığı anda ise, ayaklarının tabanında hissettiğin bir sızı bakışlarının bir anlığına ayaklarına kaymasına neden oluyor. Tam bu esnada ise, Almazath’ın birer tane beyaz cisminin yerden çıkarak ayak tabanlarına saplanıp, ayağının üstünde dışarı çıktığını fark ediyorsun. Hissettiğin acı, bir anda vücuduna dolmaya başladığı sırada ise, yerden bir anda fışkıran beyaz cisimler baldırlarından başlayarak vücudunun üst kısımlarına doğru saplanmaya başlıyor! Her bir beyaz cisim, etini ve kemiklerini parçalayıp geçerken, göbek bölgene saplanan iki cismin vücudunu delip geçmesinin ardından, kollarının üst kısımlarına da iki ayrı beyaz cismin saplanmasıyla tüm gücünü kaybediyorsun! Ellerin bir anda boşa çıktığı anda Maeve son bir nefes ile kendisini yere atmayı başarıyor ve neredeyse adım atamayacak bir halde öksürür gibi sesler çıkararak nefes almaya çalışıyor. Fakat bu anda, düşündüğün Maeve’den ziyade vücudundan oluk oluk akan kanlar oluyor.

Almazath’ın beyaz cisimleri nedeniyle vücudunda kafan kısmında diğer uzuvları oynatman neredeyse mümkün değil gibi görünüyor. Bu noktada Almazath’ın üzerine yolladığı Shyrlonay’ın cansız bedeninin bir aldatmaca olduğunu, esas saldırının ise zeminden geldiğini acı bir şekilde anlayabiliyorsun. Bunun yanında sağladığın üstünlüğü bir anda kaybetmekle birlikte, daha çok bir iblisin doğrudan sana zarar verebilmesine de ayrıca şaşırıyorsun. Almazath ise, yüzündeki gülümsemeyi son raddesine kadar getirirken, Shyrlonay’ın cansız bedenini bir çöp parçası gibi önüne bırakıveriyor. Vücudu ve kafası bir kez daha ayrı düşen Shyrlonay’ın ıslak yanaklarını hala görebiliyor olmana rağmen, bu kez vücudundan akan kanlara bulanması, onu koruyamadığının temsili bir görseli haline geliyor. Maeve senden tiksindiğini belli eden bakışlarla Almazath’ın yanına doğru gitmeye çalışırken, Almazath da küçük adımlarla sana doğru gelmeye başlıyor. Almazath adımlamaya başladığı anda ise“Aramızdaki ufak farkı görebiliyor musun Zenahpuryu? Seni istediğim anda öldürebilecek olmama rağmen, sana birkaç nefes bahşetmiş olduğumu?”diyor. Almazath’ın adımlamaya başlamasıyla birlikte, ayaklarının tabanından toprağa uzanan beyaz cisimleri de görebiliyorsun. Bu sayede, Almazath’ın sana ne şekilde saldırmış olduğu daha net bir şekilde anlayabiliyorsun. Fakat Almazath sana doğru adımlamayı sürdürürken“Shy'da, ben de kanımın son damlasına kadar mücadele etmeye hazırız mı demiştin Zenahpuryu? Bak ve gör… İkinizin kanı da birbirine boyanıyor. Ve ben seni sözünün eri biri olarak görüyorum.”diyor biraz alaycı bir tonda. Almazath’ın tüm sözlerine ve ilerleyişine rağmen, uzuvlarını hareket ettirmeye çalışmanın sana daha çok acı vermek dışında bir şeye fayda etmediğini fark ediyorsun. Bu halinle Almazath’a karşı tamamen savunmasız kaldığını düşündüğün anda, Almazath senden birkaç adım uzaklaşabilen Maeve’in yanına kadar gelip yere doğru çöküyor. Maeve’in başını yavaşça okşayarak seven Almazath, bakışlarını hala sende tutuyor ve birkaç okşamanın ardından“Belki de tek ortak noktamız, ikimizin de sözünün eri olması Zenahpuryu.”diyor. Bu sözlerinden son hafifçe Maeve’e bir bakış atan Almazath“Gilv dae.”demekle yetiniyor. Maeve ise bir anda bakışlarını Shyrlonay çeviriyor ve ufak adımlarını ona doğru atmaya başlıyor. Almazath ise oturduğu yerden doğrulurken gözlerinin içine bakıyor ve“Endişelenme Zenahpuryu… Sadece iblisini yiyebileceğini söyledim.”diyor. Bakışların bu sözlerle birlikte Maeve’e kaydığı anda ise, onun ufak sivri dişlerinin karanlıkta parladığını görüyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

24 May 2023, 17:14

Kafasına koyduğu planı gerçekleştirmek için ilk adımı attığı anda, zihnini her bir etkene kapamıştı. Shy’ın üzerine gelen vücudu, savunmasız kalışı, artık hiçbirinin önemi yoktu. Tek istediği, Almazath’ın omzunda duran kediyi eline geçirerek öldürene kadar kalkan olarak kullanmaktı. Harekete geçtiği anda, Almazath’ın anlık bir tereddütü sayesinde saldırısından kurtulmuş ve planına devam etmeye başlamıştı. Karşısındaki korkutucu iblisin saldırıyı neden kestiğini anlamasa da bunu düşünecek durumu yoktu. Zihninde sabit bir şekilde duran planını devam ettirmesi gerekiyordu.

Almazath’ın yanına ulaşmayı başardığında, gözlerindeki şaşkın ifadeyi görebiliyordu. Şaşkınlığından faydalanan Zen, zafere ulaşabilmenin ümidiyle Maeve’i kavramayı başarmıştı. Almazath, bu durumu engelleyecek bir fırsat yakalayamadığından, sıkıca kavramıştı boynunu. Fiziksel gücünün azlığından yararlanan genç adam, Maeve’in nefessizliğinden kaynaklanan boğuk sesleri duyduğunda hiçbir duygu hissetmiyordu. Belki, bir insan olarak onu etkileyebilecek bir durumdu, bunu yapmayı aklından bile geçirmeyebilirdi, ancak bu ikilinin kendisini dönüştürdüğü canavar için bu normal bir eylemdi. Almazath, bir canavar yaratmıştı ve Zen, buna uygun birisi olmalıydı. Kalbinin karanlıklığı içerisinde bütün acımasızlığı ortaya koymak zorundaydı.

Almazath’la arasını kısa bir mesafede açtıktan sonra sıra Maeve’i her saldırıya karşı etkin bir şekilde kullanmaya gelmişti. Karşısındaki korkutucu iblis kendisine dönüp, kalpsiz olabileceğini söylediğinde, keskin gözlerle bakmaya başladı. Onu kalpsiz olmaya zorlayan karşısındaki iblisti. Yine de kolayca pes etmeyeceğini söyleyen Almazath, karşı saldırının geleceğini açıkça gözler önüne koyuyordu. Ciddi bir saldırının geleceğini anlayan Zen, Shy’ın bedeninin hareketlenmesiyle saldırının gelmesine hazır bir duruma geçiyordu. Maeve ise, son çırpınışlarını yaşıyor gibiydi. İblisi öldürebilecek olmanın hazzını yaşasa da, Maeve’i savunma olarak kullanma planı hala geçerliliğini koruyordu zihninde. Ancak bu noktada, ayaklarında hissettiği bir sızıyla, gözleri ayaklarına doğru iniyordu.

Almazath’ın birer tane beyaz cismi ayak tabanlarına saplanmış ve ayaklarının üstünden dışarı çıkmıştı. Acı, beyninden vücuduna doğru iletilirken yerden fışkırmaya başlayan beyaz cisimler baldırından başlayarak vücudunun üst kısmına saplanmaya başlıyordu. Vücuduna mızrak gibi saplanan her bir beyaz cisim, etini ve kemiklerini parçalayarak geçiyordu. Göbek bölgesine saplanan iki cismin ardından kollarının üst kısımlarına da iki ayrı cismin saplanmasıyla tüm gücünü kaybediyordu. Hissettiği acının etkisiyle Maeve’i ellerinden düşürmüştü ve son kozunu da kaybetmeyi başarmıştı. Vücudundan oluk oluk akan kanları izliyordu.

Kafası kısmında kalan uzuvlarını oynatması pek mümkün değil gibiydi. Shy’ın üzerine gelen bedeninin bir aldatmaca olduğunu ve saldırının zeminden geldiğini anlaması da pek uzun sürmüyordu. Bütün üstünlüğünü kaybetmişti, belki de hayatını dahi kaybetmek üzereydi. Ancak, hala nefes alıyordu. Pes etmeyecekti. Shy’ın önüne düşen vücuduna baktı. Almazath’ın gülümsemesine karşılık, öfkesi körükleniyordu. Dostunu, koruyamamıştı. Hayallerini, koruyamamıştı. Bu noktaya gelmelerinin suçu, Zenahpuryu idi. İki diyarın en güçlüleri olacaklardı, ancak daha iblisini bile korumayı becerememişti. Öleceklerse bile, beraber ölmeliydiler. Ancak ayakta kalan tek kişi, Zen’di. Güçsüzlüğü, önünde yatan cansız bedenle birlikte her saniye yüzüne vuruluyordu.

Almazath, aralarındaki ufak farktan bahsetmeye başladığında gözlerini cansız bedenden ayıramıyordu. Karşısındaki korkutucu iblis adımlamaya devam ederken, ikilinin kanlarının birbirine boyandığını ve kendisini sözünün eri olarak gördüğünü söylüyordu. Ancak bunu alaycı bir tonda söylemesi, bu sözleri inanarak söylemediğini düşündürtüyordu genç adama. Uzuvlarını hareket ettirmeye çalışmak, kendisine daha fazla acıyı bahşederken tamamen savunmasız olduğunu fark ediyordu. Almazath ise, Maeve’in başını okşadıktan sonra tek ortak noktalarının ikisinin de sözünün eri olmasını söylüyordu. Bu noktada gözlerini Almazath’a doğru kaydırmayı başarıyordu. Onların ortak olan tek noktaları, artık birer düşman olmalarıydı.

Sözleri bittiğinde, tekrardan anlamadığı dilde bir şeyler söyleyen iblis, Maeve’in Shy’a doğru hareketlenmesini sağlamıştı. Shy’ı yemesini emrettiğini söylediğinde, kalbinin karanlıklığını tekrardan hissetti. Henüz son nefesini vermemişti ve dostunun yenilmesini de göze almayacaktı. Gerekirse, bunun için ölecekti. “Henüz…” Dedi sağ elini oynatmayı deneyip beyaz cismi tutmaya çalışarak. “Beni öldürmedin Almazath. Kanımın son damlasına kadar, mücadele etmedim.” Yaşadığı bütün acıya rağmen, aklında tek bir plan vardı. Cisimlerin daha fazla içinden geçmesine müsaade ederek ileriye doğru gitmek. Cisimlerden güç almaya çalışarak ileriye doğru gidecekti, dostunun ölü bedenine kapaklanmak için her şeyi deneyecekti. Hissedeceği tüm acıyı kabullenmişti, hayatının sonlanmasını da kabullenmişti, ancak dostunun yenilme ihtimalini kabullenmemişti. Bu yüzden, planı sabitti ve bu plandan vazgeçmeyecekti. Beyaz cisimlerin geldiği noktaya doğru kendini ittirecek, cisimlerin vücudunu paramparça etmesine izin verecekti. Yine de, canlıyken dostunu korumayı başaramamışsa da, en azından bedenini korumayı başaracaktı. Buna inanıyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Glalirst Bölgesi”