Mazuin’in karanlık kapıyı açmasının ardından, içinizde iblis diyarına ilk giriş yapan kişi Paschar oluyor. Onun adımlarını Baglis takip ederken, Lavnivia da kendisini iblis diyarına bırakıyor. Grubun son üyesi olarak karanlığın içine bu ana kadar iblis diyarında geçirdiğin anları düşünerek girdiğin sırada, karşına hiç beklemediğin bir manzara çıkması göz bebeklerinin büyümesine neden oluyor.
Ciğerlerine dolan havanın gerçek olup olmadığını sorgulatacak masmavi gökyüzü tüm şanıyla gözlerinin içini doldururken, daha önce içine düştüğün karanlıkla şu anki aydınlığı kıyaslamadan edemiyorsun. Göz alabildiğince uzanan çimenler, sağında ve solunda varlığını gösteren ufak tepeler ile ufukta kendilerine yer bulmuş dağlar, adeta eşsiz bir tablonun her bir ayrı parçası gibi arzı endam ediyor. Doğanın her bir renk tonu, tüm huzuru ve dinginliğiyle seni sarmalamaya başlarken, bulunduğun yerine gerçekten iblis diyarı olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsun. Daha önce senin nezdinde sadece karanlık ve kasvetten ibaret olan iblis diyarında böylesine bir yer olabileceği aklının ucundan bile geçmezken, şimdi bir başına burada var olmak en büyük kabusun içinde gördüğün tatlı bir rüya gibi geliyor.
Her bir nefesi, ciğerlerini daha da mutlu etmek istercesine almaya başlıyor ve derece olarak tam yaşanmalık olan havanın keyfini sürmemek için kendini zor tutuyorsun. Önünde uzanan çimenlik alana herhangi bir patika olup olmadığını kestirmek için daha dikkatli bakıyorsun. Ancak daha önce eşsiz tablo olarak düşünebileceğin bu yerde, herhangi bir şekilde patika veya ezilmiş çimen göremiyorsun. Bitkiler ve ağaçlar dışında, herhangi bir canlının varlık bulmadığını düşündüğün topraklarda, bir başına sadece hayranlıkla etrafı izleyebiliyorsun.
Gözlerinle etrafını bir kez daha kolaçan ettiğinde, sağında ve solunda etrafını daha net bir şekilde görmeni sağlayacak tepecikler olduğunu görebiliyorsun. Katmanlı bir şekilde var olmuş bu tepeciklerin doğal yollarla oluştuğunu düşünüyorsun, ancak bu doğallığın olağanüstülüğü bile seni önünü ilikleyip saygıyla alkış tutturmaya zorluyor. Yeşilin, beyaz bulutlarla bezenmiş mavinin ve yer yer kahverenginin insanı hayrete düşüren tonlarıyla kendine gelmen beklediğinden daha uzun sürecek gibi duruyor.
Senin hemen ardından gelen Mazuin’in kapıyı kapatmasının ardından, sanki burada tek başınaymışsın gibi içine dolan his de dağılıyor. Paschar’ın, Lavnivia’nın ve Baglis’in de seninle benzer hisler yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için onlara baktığında, Baglis dışında hiç kimsede bir ifade değişikliği göremiyorsun. Lakin Baglis, senin kadar olmasa bile şaşkınlığını gizleyemeden sürekli etrafına bakınarak kafasında oluşan soru işaretlerini ve merakını dindirmeye çalışıyor gibi görünüyor. Bu esnada Paschar önce Baglis, ardından da sana bakarak “İşte burası Glalirst Bölgesi… İblis diyarının huzuru!” diyor kocaman bir gülümsemeyle.
Ciğerlerine dolan havanın gerçek olup olmadığını sorgulatacak masmavi gökyüzü tüm şanıyla gözlerinin içini doldururken, daha önce içine düştüğün karanlıkla şu anki aydınlığı kıyaslamadan edemiyorsun. Göz alabildiğince uzanan çimenler, sağında ve solunda varlığını gösteren ufak tepeler ile ufukta kendilerine yer bulmuş dağlar, adeta eşsiz bir tablonun her bir ayrı parçası gibi arzı endam ediyor. Doğanın her bir renk tonu, tüm huzuru ve dinginliğiyle seni sarmalamaya başlarken, bulunduğun yerine gerçekten iblis diyarı olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsun. Daha önce senin nezdinde sadece karanlık ve kasvetten ibaret olan iblis diyarında böylesine bir yer olabileceği aklının ucundan bile geçmezken, şimdi bir başına burada var olmak en büyük kabusun içinde gördüğün tatlı bir rüya gibi geliyor.
Her bir nefesi, ciğerlerini daha da mutlu etmek istercesine almaya başlıyor ve derece olarak tam yaşanmalık olan havanın keyfini sürmemek için kendini zor tutuyorsun. Önünde uzanan çimenlik alana herhangi bir patika olup olmadığını kestirmek için daha dikkatli bakıyorsun. Ancak daha önce eşsiz tablo olarak düşünebileceğin bu yerde, herhangi bir şekilde patika veya ezilmiş çimen göremiyorsun. Bitkiler ve ağaçlar dışında, herhangi bir canlının varlık bulmadığını düşündüğün topraklarda, bir başına sadece hayranlıkla etrafı izleyebiliyorsun.
Gözlerinle etrafını bir kez daha kolaçan ettiğinde, sağında ve solunda etrafını daha net bir şekilde görmeni sağlayacak tepecikler olduğunu görebiliyorsun. Katmanlı bir şekilde var olmuş bu tepeciklerin doğal yollarla oluştuğunu düşünüyorsun, ancak bu doğallığın olağanüstülüğü bile seni önünü ilikleyip saygıyla alkış tutturmaya zorluyor. Yeşilin, beyaz bulutlarla bezenmiş mavinin ve yer yer kahverenginin insanı hayrete düşüren tonlarıyla kendine gelmen beklediğinden daha uzun sürecek gibi duruyor.
Senin hemen ardından gelen Mazuin’in kapıyı kapatmasının ardından, sanki burada tek başınaymışsın gibi içine dolan his de dağılıyor. Paschar’ın, Lavnivia’nın ve Baglis’in de seninle benzer hisler yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için onlara baktığında, Baglis dışında hiç kimsede bir ifade değişikliği göremiyorsun. Lakin Baglis, senin kadar olmasa bile şaşkınlığını gizleyemeden sürekli etrafına bakınarak kafasında oluşan soru işaretlerini ve merakını dindirmeye çalışıyor gibi görünüyor. Bu esnada Paschar önce Baglis, ardından da sana bakarak “İşte burası Glalirst Bölgesi… İblis diyarının huzuru!” diyor kocaman bir gülümsemeyle.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.





