Sorduğu soruya cevap vermeye başlamanla birlikte, Runqel ilk olarak bakışlarını sağdan ilerleyen yola doğru çeviriyor. Sanki sözlerinle yolu birleştirir gibi bir müddet yola bakmaya devam eden Runqel, tercihin sol tarafa yönelen yol olduğunu söylemenle birlikte bakışlarını bu kez bu tarafa doğru çeviriyor. Ancak henüz daha net bir karara varamamış olman, Runqel’in sessiz kalmasına ve bakışlarını bu kez tamamen sana çevirmesine neden oluyor. Kısa sessizliğinin ardından tercihini sol tarafa yönelen yoldan yapmakta karar kıldığında, Runqel herhangi bir itiraz veya memnuniyetsizlik belirtisi göstermeksizin başını sallamakla yetiniyor.
Yaptığı hareketten sonra yola hemen devam etme niyetinde gibi dizginlerine sarılan Runqel “Bir süre dinlensek daha iyi olacak sanırım.” diyor. Bu sözlerinin ardından ise, sağ eliyle belinin yan kısmını tutup bu dinlenmeye senden çok ihtiyacı olduğunu gösteren Runqel yavaşça at arabasından aşağıya iniyor. At arabasından aşağıya inmesinin ardından Runqel, birkaç kez derin nefes alıp vücudunu sağa sola esneterek rahatlatmaya çalışıyor. Bu hareketleri olduğu yerde parmak uçlarında zıplama, kollarını germe gibi temel hareketlerle devam ediyor ve yaklaşık beş dakikanın sonunda Runqel tazelenmiş gibi derin bir nefes veriyor. Senin durumuna da bir kez daha göz atan Runqel “Ben hazırım, ilerlemeye devam edebiliriz.” diyerek tekrar at arabasına biniyor.
At arabasına binmenin ardından taşlık yoldan dağlık bir alana doğru yönelmenin verdiği bilgi ve yolun sonunun Clevania denilen bir ülkeye çıktığı dışında elinde başka bir veri bulunmuyor. Dolayısıyla bakışlarını çevrene odaklıyor ve Mihr isimli kişiye dair ardında kalan bir kalıntı bulunup bulunmadığını görmeye çalışıyorsun.
Taşlık yol, yaklaşık yarım saatlik ilerlemenin sonunda ilk kez değişiklik göstermeye başlıyor. Bu ana kadar yolculuğunuz hafif yukarıya eğimli bir yol üzerinde sürerken, yarım saatin sonunda yolun daha da bozulduğunu ve daraldığını, bununla birlikte eğimin de artmaya başladığını görüyorsun. Yol üzerinde henüz daha Mihr veya başkaca bir canlıya dair bir şeyler bulamamış durumda oluyorsun. Ancak işin olumsuz yanı, ağaçların bile tamamen seyrekleştiği, yeşilin tamamen kahverengiye çalınmaya başladığını görüyor olman oluyor. Bakışların ufuk noktasına odaklandığında, bu kez aşılması gereken tepelerin yüce dağlara terfi ettiğini görüyorsun.
Tıpkı senin gibi Runqel’in de sadece güzergahı değil, gözleriyle sürekli etrafını taraması işini bir nebze de olsa kolaylaştırıyor gibi görünüyor. Ne var ki, bu ana kadar onun ağzından da herhangi bir şey çıkmaması, sonuçsuz bir ilerlemenin içine düşmüş hissi yaratmaya başlıyor. Yine de Runqel’in yüzünde sonuçsuzluğa veya başarısızlığa işaret eden herhangi bir belirti bulunmuyor. Bu durum da motivasyonunun azalmamasını ve gözlerinin her zamanki gibi etrafında odaklanmasını sağlıyor.
İlerleyişiniz neredeyse üç saate varmış olduğunda ise, artık küçük tepeleri aşmış olduğunuzu ve bir dağın eteklerine doğru süzüldüğünüzü görüyorsun. Dağın zirvesini görmek için kafanı kaldırdığında, zirve noktasına ulaşmanın pek de mümkün olamayacağını düşünüyorsun. Bununla birlikte, dağı aşabileceğin yollar olsa da, normal bir yürümeyle işinin zorlaşacağını hissediyorsun. Bunun yanında at arabasının da ilerlemekte zorlanmaya başlaması, hem yolun hem de yolculuğun daha zahmetli bir hale gelmesine neden oluyor. Ancak henüz şimdilik durma eğilimi göstermeyen Runqel, bu kez etrafına odaklanmaktan ziyade yolu takip ediyor ve olası bir aşağıya uçuş durumu olmaması için dizginleri oldukça sıkı bir şekilde tutuyor. Çoraklanmaya başlayan topraklar, tırmandığınız tepenin en azından bir süre düzlük olarak devam edeceğine işaret ediyor. Bu noktada, Runqel de dizginleri yavaşça gevşetiyor ve hem önünüzdeki atın durumunu hem de senin durumunu kontrol ettikten sonra “Sanırım biraz dinlenmemiz iyi olacak. Aksi halde burada atı çatlatmak istemem.” diyor. Bunun zorunlu bir ara olduğunu sözlerine yansıtan Runqel yavaşça at arabasını durduruyor ve at arabasının arkasından çıkardığı bir miktar arpa ve suyu at için hazırlarken “Sen de dinlenebileceğin bir yere geç istersen.” diyor.
Dinlenmek için etrafına biraz bakınmanın ardından, taşların dizili olduğu bir yer dikkatini çekiyor ve doğrudan buraya doğru ilerliyorsun. Büyük bir kayanın yanına çekilmiş büyük taş parçaları hemen dikkatini çekiyor ve bu noktaya doğru adımlarını hızlandırıyorsun. Taşlara doğru yaklaştıkça, bu taşların yuvarlak sayılabilecek bir nizamda sıralanmış olduğunu, etrafındaki diğer taşlar veya kayalara nazaran daha yapay bir şekilde burada konumlanmış olduklarını anlayabiliyorsun. Biraz daha yaklaştığında ise, taşların ortasındaki yerin zeminindeki siyahlık dikkatini çekiyor. Yanık izleri olduğunu düşündüğün bu siyahlık, daha önce birilerinin buradan geçtiğini sana ilk elden anlatıyor gibi görünüyor. Gördüğün manzara karşısında büyük kayanın siper olarak kullanıldığını, siyah zeminin bulunduğu noktada ateş yakıldığını ve çevresinde bulunan 6 adet üst kısımları neredeyse düz olan taş parçalarının da buradan geçen kişi veya kişilerce oturmak için kullanıldığını anlayabiliyorsun. Siyah zeminde yakılan ateşe ilişkin başkaca bir kalıntı bulunmaması ise, burada duraksayan kişilerin ya uzun zaman önce burada olduklarını ya da güçlü bir rüzgar veya başka bir nedenden dolayı kül veya alevden geri kalan parçaların süpürüldüğünü sana düşündürtüyor. Yine de, bu noktanın dinlenmek için uygun olduğunu anlayarak, en azından bir süreliğine nefeslenmek için konulan taşlardan birine oturman mümkün görünüyor.
Yaptığı hareketten sonra yola hemen devam etme niyetinde gibi dizginlerine sarılan Runqel “Bir süre dinlensek daha iyi olacak sanırım.” diyor. Bu sözlerinin ardından ise, sağ eliyle belinin yan kısmını tutup bu dinlenmeye senden çok ihtiyacı olduğunu gösteren Runqel yavaşça at arabasından aşağıya iniyor. At arabasından aşağıya inmesinin ardından Runqel, birkaç kez derin nefes alıp vücudunu sağa sola esneterek rahatlatmaya çalışıyor. Bu hareketleri olduğu yerde parmak uçlarında zıplama, kollarını germe gibi temel hareketlerle devam ediyor ve yaklaşık beş dakikanın sonunda Runqel tazelenmiş gibi derin bir nefes veriyor. Senin durumuna da bir kez daha göz atan Runqel “Ben hazırım, ilerlemeye devam edebiliriz.” diyerek tekrar at arabasına biniyor.
At arabasına binmenin ardından taşlık yoldan dağlık bir alana doğru yönelmenin verdiği bilgi ve yolun sonunun Clevania denilen bir ülkeye çıktığı dışında elinde başka bir veri bulunmuyor. Dolayısıyla bakışlarını çevrene odaklıyor ve Mihr isimli kişiye dair ardında kalan bir kalıntı bulunup bulunmadığını görmeye çalışıyorsun.
Taşlık yol, yaklaşık yarım saatlik ilerlemenin sonunda ilk kez değişiklik göstermeye başlıyor. Bu ana kadar yolculuğunuz hafif yukarıya eğimli bir yol üzerinde sürerken, yarım saatin sonunda yolun daha da bozulduğunu ve daraldığını, bununla birlikte eğimin de artmaya başladığını görüyorsun. Yol üzerinde henüz daha Mihr veya başkaca bir canlıya dair bir şeyler bulamamış durumda oluyorsun. Ancak işin olumsuz yanı, ağaçların bile tamamen seyrekleştiği, yeşilin tamamen kahverengiye çalınmaya başladığını görüyor olman oluyor. Bakışların ufuk noktasına odaklandığında, bu kez aşılması gereken tepelerin yüce dağlara terfi ettiğini görüyorsun.
Tıpkı senin gibi Runqel’in de sadece güzergahı değil, gözleriyle sürekli etrafını taraması işini bir nebze de olsa kolaylaştırıyor gibi görünüyor. Ne var ki, bu ana kadar onun ağzından da herhangi bir şey çıkmaması, sonuçsuz bir ilerlemenin içine düşmüş hissi yaratmaya başlıyor. Yine de Runqel’in yüzünde sonuçsuzluğa veya başarısızlığa işaret eden herhangi bir belirti bulunmuyor. Bu durum da motivasyonunun azalmamasını ve gözlerinin her zamanki gibi etrafında odaklanmasını sağlıyor.
İlerleyişiniz neredeyse üç saate varmış olduğunda ise, artık küçük tepeleri aşmış olduğunuzu ve bir dağın eteklerine doğru süzüldüğünüzü görüyorsun. Dağın zirvesini görmek için kafanı kaldırdığında, zirve noktasına ulaşmanın pek de mümkün olamayacağını düşünüyorsun. Bununla birlikte, dağı aşabileceğin yollar olsa da, normal bir yürümeyle işinin zorlaşacağını hissediyorsun. Bunun yanında at arabasının da ilerlemekte zorlanmaya başlaması, hem yolun hem de yolculuğun daha zahmetli bir hale gelmesine neden oluyor. Ancak henüz şimdilik durma eğilimi göstermeyen Runqel, bu kez etrafına odaklanmaktan ziyade yolu takip ediyor ve olası bir aşağıya uçuş durumu olmaması için dizginleri oldukça sıkı bir şekilde tutuyor. Çoraklanmaya başlayan topraklar, tırmandığınız tepenin en azından bir süre düzlük olarak devam edeceğine işaret ediyor. Bu noktada, Runqel de dizginleri yavaşça gevşetiyor ve hem önünüzdeki atın durumunu hem de senin durumunu kontrol ettikten sonra “Sanırım biraz dinlenmemiz iyi olacak. Aksi halde burada atı çatlatmak istemem.” diyor. Bunun zorunlu bir ara olduğunu sözlerine yansıtan Runqel yavaşça at arabasını durduruyor ve at arabasının arkasından çıkardığı bir miktar arpa ve suyu at için hazırlarken “Sen de dinlenebileceğin bir yere geç istersen.” diyor.
Dinlenmek için etrafına biraz bakınmanın ardından, taşların dizili olduğu bir yer dikkatini çekiyor ve doğrudan buraya doğru ilerliyorsun. Büyük bir kayanın yanına çekilmiş büyük taş parçaları hemen dikkatini çekiyor ve bu noktaya doğru adımlarını hızlandırıyorsun. Taşlara doğru yaklaştıkça, bu taşların yuvarlak sayılabilecek bir nizamda sıralanmış olduğunu, etrafındaki diğer taşlar veya kayalara nazaran daha yapay bir şekilde burada konumlanmış olduklarını anlayabiliyorsun. Biraz daha yaklaştığında ise, taşların ortasındaki yerin zeminindeki siyahlık dikkatini çekiyor. Yanık izleri olduğunu düşündüğün bu siyahlık, daha önce birilerinin buradan geçtiğini sana ilk elden anlatıyor gibi görünüyor. Gördüğün manzara karşısında büyük kayanın siper olarak kullanıldığını, siyah zeminin bulunduğu noktada ateş yakıldığını ve çevresinde bulunan 6 adet üst kısımları neredeyse düz olan taş parçalarının da buradan geçen kişi veya kişilerce oturmak için kullanıldığını anlayabiliyorsun. Siyah zeminde yakılan ateşe ilişkin başkaca bir kalıntı bulunmaması ise, burada duraksayan kişilerin ya uzun zaman önce burada olduklarını ya da güçlü bir rüzgar veya başka bir nedenden dolayı kül veya alevden geri kalan parçaların süpürüldüğünü sana düşündürtüyor. Yine de, bu noktanın dinlenmek için uygun olduğunu anlayarak, en azından bir süreliğine nefeslenmek için konulan taşlardan birine oturman mümkün görünüyor.





