Elçi (Mihr)

User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

10 Apr 2023, 01:21

Urilirn, Mihr'in sözcüklerinden sonra adımlamayı sürdürürken bir yandan da ne yapacaklarını söylüyordu. Anladığına göre gidecekleri yere varmaları biraz uzun sürebilirdi. Yine de bir amacı olması ve ne yapacağını az çok kafasında tasarlayabildiği için özgüveni yerinde hissediyordu. Salak değildi, hayatını Urililrn'e borçlu bile olabilirdi şu an. Şöyle bir düşününce, insanları tanımadan, dünyayı tanımadan ve ne aradığını bile bilmeden en başında bu yola çıkmanın intihardan farkı neydi?

Adımlarını onunla eş bir şekilde harekete geçirdiğinde ise Urilirn, bir sorusu varsa eğer sormasını istiyordu. Bu gizemli adamın yaşadığı şeyler hakkına soru sormak istese de alacağı cevabı az çok tahmin ediyordu. Hal böyle olunca şu anki sürece dayalı bir şey sormak istedi. Belki de bir şeyleri rayına oturtmak için yardımcı olacak şeyler... Az önce katledilen onca insanı düşündü. Hepsinin bu hayattaki varlığı belki de bir hiç uğruna silinmişti. Belki de birkaçının amacı vardı, fakat kaçı değerliydi? Onlara acımıyordu lakin bu bulunduğu dünyaya onların da bir etkisi vardı.

"Az önceki insanlar ölmeden önce ne yapıyorlardı? Yani.. daha açıkça söylemek gerekirse..."

"Belki de çoğu insanın bulunduğu evrenden haberi yok ama nasıl olur da hayatlarına böylesine bağlanabiliyorlar? Hepsi bir köle olmayı, bir aciz olmayı neden kabul ediyor? Yoksa hepsi zavallı birer yaratık olduğunu kabul mü ediyor? Belki de Aludir'lerin kurduğu düzen karşısında kendilerini güçsüz hissediyorlar, neden kimse gerçeği öğrenmek istemiyor?"
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

10 Apr 2023, 13:22

Yolda ilerlemeniz olağan hızda ilerlemeye devam ederken konuşmaya başlıyor ve cümlelerin ağzından dökülüyor. Esasen sorularını gerçekten Urilirn’e mi yoksa kendine mi sorduğunun sen bile farkına varamıyorsun. Zira Urilirn, tepkisiz suratıyla sorularını dinliyor, her birini anlıyor lakin net bir karşılık verecek gibi görünmüyor. Son soruna dair kelimelerin de bu dünyada varlık bulmasının ardından ortaya çöken sessizlik hem kendinin hem de Urilirn için bir düşünme molasına dönüyor. Yarım dakika süren sessizliğin ardından Urilirn yola diktiği bakışlarını hiç bozmadan “Gerçek dediğin şey nedir?” diyor. Tıpkı senin gibi, doğrudan sana yöneltilen bir soru olmaktan uzak bu sorunun ardından Urilirn “Beni felsefi veya her şeyi enine boyuna düşünen biri olarak görme. O kapasitede biri olduğumu düşünmüyorum. Ancak gerçek dediğin şeyin tek bir boyutunun olmadığını biliyorum. Kimin nereden ve nasıl baktığına göre gerçek şekillenir. Düşünsene, bize sunulan tarih bile başka başka şeyler söylüyor. Oysa tarih bile tek değil mi?” diyor. Bu sözlerinin ardından hafifçe soluklanan Urilirn “Elbette tarihin kendisi olmadan bunu bilemeyiz, yani bir gerçek arıyorsak o gerçeğin kendisi olabilmeliyiz. Fakat biz de, o bahsettiğin insanlar gibiyiz. Aklımız, düşüncelerimiz, duygularımız ve hayallerimiz var… Yoksa bir insanın yeniden doğmasının ardından kendini hiçliğe bırakmasını nasıl açıklayabiliriz?” diyor. Bu sorusundan sonra bakışlarını bir anlığına sana çeviren Urilirn’in, son sözlerinde kastettiği insanın kendin olduğunu bu şekilde daha net bir şekilde anlıyorsun.

Adımlarınız devam ederken, Urilirn bir kez daha konuşmaya başlıyor ve “Aslında herkes bulunduğumuz evrenin ne içinde olduğunun farkında. Fakat onların güçsüzlüğü, karşı koyamadıkları başka kudretler. Bir iblise karşı çaresiz olduklarını biliyorlar. Bu çaresizlik onların korkmasına neden oluyor. Ve korku, duyguların en çaresizidir… Korkuya karşı insanın kendi eliyle yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu yüzden, korkusunu ancak başkasıyla bastırabilir. Bu da bizim dünyamızda Aludirler oluyor… Yani bu düzeni var edenler Aludirler değil, insanların korkusu. Onlara zavallı diyemem veya onların da kendilerini öyle görüp görmediklerini bilemem… Ne var ki, korkuları onların nezdindeki tek gerçek ve bu gerçeğin üstesinden sadece Aludirler gelebiliyor.” diyor. Bu sözlerinden sonra derin bir sessizliğe çöken Urilirn, bir anda bakışlarını sana çeviriyor ve boş gözlerinin altında yatan merakı sonuna kadar sana yönlendirirken “Sen de korkuyor musun Mihr?” diye soruyor.
Off Topic
Konuşma veya soru sorma gibi aksiyonlar içine girmeyeceksen, seyahat faslını hızlandırmamız mümkün
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

15 Apr 2023, 15:00

Hayatın içinde bulunan birçok değerin bulunmasının birçok sebebi vardı. Bu sebepleri oluşturan şeyler ise bu yavan hayatı sürdüren varlıklardan başkası değildi. Birine değer vermekle başlıyordu belki de tüm serüven. Kendisini çok önemsemesiydi belki de insanoğlunun tek sorunu. Birini korumak, birinden kaçmak ve daha da önemlisi çaba sarf ettiği her şeyi kaybetmenin korkusu... Kim bilebilirdi? Yaşam denilen fiili hayata geçiren üç basit olgu bu muydu? Geçmişten bu yana , anladığı kadarıyla, insanları hayatta tutan şey yaşama azmiydi. Fakat bu kadar güçsüz olup yaşamın neyinden zevk alabilirlerdi? Onun göremediği bir şey mi vardı? Körü körüne bağlanabileceği, benimseyebileceği ve kabul edeceği ne olabilirdi? Urilirn'in de dediği gibi, gerçekliğe hangi açıdan baktığıyla ilgiliydi belki de sorun. Doğumdan itibaren gelen, onunla bütünleşen bir amaca bağlanıyor olmalıydı. Peki ya kendisinin amacı neydi? Onu bir adım daha ileri atmasını kolaylaştıracak hayalleri neydi? Ne bulmayı umuyordu? Neyle karşılaşınca rahatlamış ve huzurlu hissedecekti? En azından, şimdilik ölmek istemiyordu. Yaşamanın bir yolunu bulmanın, hayatta kalmaya çalışmanın onu bu dünyaya tutunmasını sağlayan yegane hedefi olması, belki de karşılaştığı onca şeyden sonra küçük bir şakaydı.

Urilirn sözlerini bitirdikten sonra konuşmaya tekrar başlıyordu. Böylelikle Mihr az da olsa kafasını toparlayıp onu dinleyebiliyordu. Dediği çoğu şeye katılıyordu. Bu kadar düzen kendiliğinden oluşmuş olamazdı. Bu kadar sistemli ve teşkilatlı yerleşmeye tek bir şey neden olabilirdi, korku. Az önce de düşündüğü gibi bu bir yaşama içgüdüsüydü. Korku, diri tutuyordu. Harekete geçiriyor, evrimleştiriyordu. Aludir'lerin bu dünyada sistematik bir şekilde yerleşme sebebini biraz daha iyi anlamaya başlıyordu. Her ne kadar idare etme biçimlerini desteklemese de var olmamaları için bir neden göremiyordu.

Sözlerini tamamlayan Urilirn, bakışlarını Mihr'e çeviriyor ve bir soru yönlendiriyordu. Aslında tam da Mihr'in aklından geçirdiği bir soruydu ve düşüncelerini saf bir şekilde paylaşmaktan çekinmeyecekti.

"İçimdeki korku herhangi bir varlığa veya herhangi bir duruma bağlı oluşmadı. Evet korkuyorum fakat bu korku belirsizlik yüzünden ortaya çıkıyor. Aslında karanlığa ışık tutmak gerekirse; Mihr'den korkuyorum. Tekrar amaçsız kalmasından ve bu hayata tutunamamasından korkuyorum."

Başka sorusu olmayacağı gibi çıkacakları yolda da biraz kafa dinlemeyi tercih edecekti.
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

17 Apr 2023, 13:52

Sorduğu soru üzerine kurmaya başladığın cümleleri suratına bakmadan dinleyen Urilirn, ilk başta sadece sözlerine karşılık kafasını belli belirsiz sallamakla yetiniyor. Gözlerini yürüdüğünüz yoldan ayırmayan Urilirn, birkaç saniye çöken sessizliği “Bana sorarsan korkuların da kendi içinde seviyeleri vardır. Kişiden kişiye değişse de, herkes her şeyden aynı seviyede korkmayabilir. Kimisinin en büyük korkusu ürününe don vurmasıdır, kimisinin ise ağırının yanması… Ancak tüm insanlığın üzerinde seviyesi üzerinde uzlaşabildiği tek bir korku vardır… Belirsizliğin yarattığı korku.” diyor. Bu sözleri söylerken, adeta kendi içindeki korkuyu da uyandırmış gibi görünen Urilirn, yine de bunu ifadesiz suratına en asgari seviyede yerleştirerek konuşmasını sürdürüyor ve “Mesela, bir kimse hasta olup olmadığını bilmek ister, öyle değil mi? İşte bunu öğrenene kadar geçirdiği süre, belirsizliğin yarattığı tüm korkuyu salar. Hasta değilse, zaten mesele yoktur. Hastaysa da ya tedavi olacaktır ya da ölecektir. Aslında belirsizliğin de iki ihtimali vardır, ya hastasındır ya değilsindir. Ancak insanoğlunun içine işleyen belirsizlik korkusu, onu her zaman en kötüye yönlendirir. Bu yüzden de belirsizlik, kimse itiraf etmese bile korkuların belki de en büyüğüdür.” diyor. Urilirn bu cümlelerini kurarken, önünüze gelen bir yol ayrımı oluyor ve Urilirn hiçbir şey söylemeden adımlarını sağa doğru devam ettiriyor. Bu durum, sana daha önce yaşadığın yol ayrımına dair anılarını hatırlatıyor. Tercihlerini ve sonuçlarını…

Yeni güzergahın üzerinde ilerlemeyi sürdürdüğünüz sırada Urilirn “Mihr sensin, ancak senin kim olduğun belirsiz. Sadece nefes alıp verdiğin belli, bunun dışında Mihr hakkında hiçbir bilgimiz yok. Veya ona ilişkin öngörebildiğimiz iki ihtimalli bir son. Bu yüzden, korkun yerinde bir korku… Ancak bunun üstesinden gelmen gerektiğini de en az korktuğun kadar biliyorsun.” diyor. Esasen bu konu hakkında daha da konuşmak ister gibi dursa da, bir anda sessizliği tercih eden Urilirn sanki bu sebebi izah etmek ister gibi bakışlarını sana çeviriyor ve “Dediğim gibi, bunların nihayete vardıracak kapasitede değilim, boş boğazlığımı bağışla.” diyerek sessizliğe gömülüyor.

Yaklaşık bir saatlik yürüyüşünüzün ardından, Urilirn’in daha önce ismini zikrettiği Bropaja kasabasını görmeye başlıyorsunuz. Kasabanın giriş kısımları ufak tarlalardan oluşuyor ve gecenin getirdiği karanlık kasabaya da hüküm sürüyor gibi görünüyor. İki katlıdan fazla olmayan ve genellikle taştan yapılma yapılardan yayılan cılız ışığın dışında, kasabayı aydınlatan başkaca bir ışık bulunmuyor. Bu haliyle kasabanın yerleşim düzenini tam anlamıyla göremesen bile, dağınık bir yapılanmaya gidildiğini anlaman zor olmuyor. Bunun yanında kasabanın ufak sokaklarına çökmüş sessizliği sadece ince bir müzik sesini kesiyor olması da dikkatinden kaçmıyor.

Urilirn pek bir açıklama yapmadan doğruca kasabaya doğru ilerliyor ve kasabanın belli belirsiz girişini geçmenizin ardından, yapılardan yayılan ışığın daha yoğun olduğu bir sokağa ilerliyorsunuz. Bropaja’nın sokakları genel itibariyle temiz görünse de, taş zemin döşemesinde belli yerlerde kırıkların ve parçalanmaların olduğunu görebiliyorsun. Bu durum karşısında at arabalarının bu sokaklardan geçmesinin zor olduğunu düşünmeye başladığın anlarda ise, gözün hemen sağ tarafına denk gelen üç katlı bir yapının zeminin yer alan işletmeye takılıyor. İşletmenin herhangi bir tabelası bulunmuyor olsa bile camının arkasında at arabası tekerlerinin ve alet edevatların olduğunu gördüğünde, bu dükkanın at arabalarını onarmakla iştigal ettiğini anlayabiliyorsun.

Adımların Urilirn’i takip etmeyi sürdürdüğünde, bu kez dar bir sokağa giriyorsunuz ve bu esnada artan müzik sesi, kasabanın girişinde duyduğun belli belirsiz müzik sesinin kaynağını gösteriyor. Urilirn, yine üç katlı olan yapının hemen önünde durup bakışlarıyla içeriye gireceğinizi işaret ediyor ve işletmenin açık kapısından doğruca içeriye adımlıyorsunuz. İçeriye girdiğiniz anda, sizi saran ekşi bir koku doğrudan ciğerlerine doluyor. Uyandığın andan itibaren hayata dair edindiğin tecrübeler bu kokunun alkol kokusu olduğunu sana anlatıyor. Bakışların ise, geniş alana yayılmış dağınık masalarda oturan insanları, onlara servis yapan elemanları ve üç kişiden oluşan müzik grubunu kesiyor. İçeride 50 civarında, 25 ile 50 yaş aralığında kadın-erkek karışık bir kitlenin bulunduğunu, 6 kişiden oluşan bir servis elemanı olduğunu da ayrıca fark edebiliyorsun. Müzik grubuna baktığında ise, iki erkekten esmer olanının bir “rebec” ve diğer erkeğin ise flüt çaldığını görüyorsun. Grubun son üyesi olan sarışın güzel kadın ise, elindeki tef ile birlikte şarkı söyleyerek müşterilerin ziyadesiyle ilgisini çekmiş görünüyor. Bu haliyle gelişiniz pek fark edilmiş gibi görünmüyor ve içeride oturabileceğiniz boş masalar da bulunuyor. Urilirn ise, içeriye girme konusunda biraz çekimser kalmış gibi kararı sana bırakırcasına bakışlarını sana çeviriyor.

Gördüğün müzik aletleri
Image
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

21 Apr 2023, 18:27

Yaşadığı onca şeyden sonra tanımlayamadığı hislerin ve yarım kalmış duygularıyla birlikte bazı muktedir hislere kendini kaptırmak üzereydi. Belirsizliğin yarattığı korku çok hızlı yayılan bir virüsmüş gibi vücudunun her bölmesini ele geçirirken bu bağlamda yapabildiği tek şey kendisine amaç belirlediği şeylerin peşinde koşmaktı. Sarıldığı hislerin bile kesinliğinden emin değilken bir sonraki adımını nasıl doğru yolda atabilirdi? Yoksa atacağı her adımın motivasyonu bunları keşfetmek miydi? Onlarca belirsizliğin cevabına erişmek isterken bile bir bilinmeyenle karşılaşınca daha iyi anlaşılıyordu her şey. Aciz dediği yaratıkların yaşama amacı bu değil miydi zaten? Bilhassa hayattan kopmak istediklerinde bir bilinmeyene sarılmıyorlar mıydı? Onun da dediği gibi, korkuya nereden baktığı önemliydi. Belki de onu bir düşman gibi değil de bir kurtarıcı olarak görmeliydi. Öyle ki onu bu dünyaya bağlayan şey merakıydı. Onlar da korkularından meydana geliyordu. Zaman zaman bu seçimi neden yaptığını düşündüğü anlar oluyordu. Hafızasından, tecrübelerinden ve daha da önemlisi zihnindeki cevaplardan daha önemli olan şey ne olabilirdi? Her ne olursa olsun, diye geçirdi içinden. Geçmişteki kendisi bir şeyleri hayal ederek bu yola girmiş olmalıydı. Sızlanarak, mızmızlanarak hayallerini bırakamazdı. Her düştüğünde ayağa kalkmalıydı ancak o zaman varabilirdi farazi hedeflerine.

Urilirn'in cümlelerinin ardından onunla neredeyse aynı fikirde olmasına seviniyordu. Esasen kimseyle bu tarz konuları konuşmuş değildi. Bunun üstüne onun halini anlayan biri olması, onun için önemli bir detaydı. Yine de kişiliğinden ödün verecek değildi. Bu dünyada kimseyi tanımıyordu ve güvenebileceği tek biri vardı. O da kendisiydi. Yürüyüşlerinin ardından bir yol ayrımına geldiklerinde Urilirn, durmadan sağ tarafı seçip yürümeye devam ediyordu. Kendisinin yaptığı seçim aklına geldi. Belli ki en iyi seçimi yapmıştı. Daha işlek bir yerde kendisinden geçtiği takdirde büyük bir kıyamet çıkabilirdi. Eğer gerçekten kader diye bir şey var ise, bu kaderin oluşmasında görevli olan şey kesinlikle havaya attığı madeni paraydı. Belki de her şeyin sorumlusu oydu.

Urilirn son sözlerini de kurduktan sonra onu bağışlamasını istiyordu. Bağışlanacak bir şey yoktu aslında. Üstelik Mihr'in ona teşekkür etmesi gerekirdi. Anlattığı onca şeyden sonra içinde alev almış bir parça, yavaş yavaş sönmüş gibi hissediyordu. Belki de onlarca kötü hissi tetikleyen bir diğer şey onu arkasında destekleyen başka bir kuvvetin olmayışıydı. Urilirn bunu sağlayabilir miydi? Henüz bilmiyordu. İleride yine böyle düşünür müydü, onu da bilmiyordu. Kapıldığı bir takım hislerle şu anda Mihr, Urilirn'in yanında ayrılmasını hiç istemiyordu.

Urililrn'in son sözlerinden sonra Mihr, kafasını önemli değil dermişçesine salladıktan sonra yollarına aynı şekilde devam ediyorlardı. Yaklaşık bir saat sonra Urillrn'in de daha önce bahsettiği kasabaya gelmiş olduklarını fark ediyordu. Öncesinde küçük küçük tarlalarla birlikte yüksek olmayan evleri görüyordu. Cılız ışıkla birlikte kulaklarına gelen hafif bir müzik bu ıssız görüntüye eşlik ediyordu. Işığın kaynağı evlerden geldiğini anlayabiliyordu. Bununla birlikte, esasen harika bir düzenden bahsetmenin zor olacağını düşündü. Urilirn ile birlikte ışığın daha yoğun geldiği bir sokağa giriyorlardı. Etrafın temiz oluşu da aslında yaşayanların duyarlı olduğunu gösteriyordu. Fakat zemindeki çatlak ve kırıklar çevre görüntüsü kirleten yegane şey oluyordu. Her ne kadar buradan bir at arabasının geçmesinin zor olabileceğini düşünse de sağ tarafında yer alan dükkanın üzerinde at arabası tabelası tüm düşüncelerini suya düşürüyordu. Üç katlı olan bu bina, belli ki at arabalarının onarımıyla alakalıydı. Enteresan bulduğu bu durumu sorgulamadan Urilirn'in adımlarını takip etti.

Tekrar dar bir sokağa girdiklerinde kasabanın başında duyduğu müziğin daha yoğun geldiğini fark ediyordu. Attığı her adımla birlikte artan heyecanının sebebini ise neyle karşılaşacağını bilmemesine bağlıyordu. Daha önce bir insan güruhunun bir kasabada neyle uğraşabileceğini veya ilgileneceğini görmemişti. Urilirn tekrar üç katlı bir binanın önünde durup bu sefer içeri gireceklerini işaret ediyordu. Ardından dediğini yapıyor, kendisi de onunla birlikte içeri giriyordu.

İçeri girdiklerinde suratına ilk vuran şey ekşi ve bayat bir koku olan alkol kokusuydu. Nereden bildiğini bilmiyordu fakat bu kokuyu tanıyordu. Neredeyse yüzünü ekşitecekken etrafına bakma şansı eline geçiyordu. İçerisi kalabalık denilebilirdi fakat boş masalar da mevcuttu. Elli kişinin üstünde insan bulunuyordu. Bunların altısı serviste görevli çalışan olduğunu anlayabiliyordu. Genel olarak 25-50 yaş aralığında bulunan insanların kadın-erkek şeklinde karışık bir şekilde oturduklarını da görebiliyordu. Onların dışında dakikalardır kulağına gelen müziğin kaynağını en nihayetinde görebiliyordu. Üç kişiden oluşan bu grup farklı enstrümanlarla birlikte kulağa hoş gelen bir şarkı söylüyorlardı. Fakat bu grubun rağbet görmesinin sebebini solistin, sarışın güzel kadının, olduğunu görmek için zeki olmaya gerek yoktu. Belli ki çoğu kişinin ilgisini toplayan oydu. O sırada içeri girdiklerinden kimsenin haberi yok gibiydi. Urililrn ise bakışlarını ona çevirerek ne yapmaları gerektiği konusunda bir yardım istiyor gibiydi.

Aslında insanları anlamak için harika bir aktivite olabilirdi diye düşündü Mihr. Onların habitatında geçirecekleri birkaç dakika bile ileride bazı cevapları bulmasında yardımcı olabilirdi. O yüzden genelde üzerine giydiği kibir ve öfke pelerinini çıkarma kararı aldı. Olabildiğince uysal bir şekilde insan gibi davranmak istiyordu. Kendisini tutma konusunda önemli bir sınav olacaktı bu.

"Başka bir seçeneğimiz yok gibi?"

Sorduğu bu sözde soru sonrasında elini boş masalara göstererek yavaş bir şekilde hareketlenmeye başlayacaktı. Eğer Urillrn'in de bir başka isteği varsa dinlemekten çekinmeyecekti.
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Apr 2023, 10:11

Urilirn’in çekimser bakışlarına karşılık olarak kurduğun cümlelerinin ardından, boş masalardan birine doğru yöneliyorsun. Urilirn de adımlarını seninkilere uydururken, ilk olarak 3 erkek ve 2 kadının oturduğu bir masanın yanından geçiyorsunuz. Masada şarkıya eşlik edilmesi dışında pek bir konuşma kulağına ilişmiyor. Ancak masadaki adamlara kıyasla kadınların daha şatafatlı giyinişlerinin bulunması, bu kadınların erkeklerle olan ilişkisinin bir miktar paraya bağlı olabileceği düşüncesini kafanda doğuruyor. Bu masanın yanından geçmenizin ardından 2 erkek ve 2 kadının olduğu bir başka masanın yanından geçmek durumunda kalıyorsunuz. Bu masada ise tüketilen alkol miktarına bağlı olarak kayık kelimeler ile birlikte kadınların güzelliklerini öven cümleler duyuyorsun. Fakat diğer masadan farklı olarak, kadınların görünüşlerinin ve giyinişlerinin erkeklerinkine denk olması, bu masada bir gönül ilişkisinin varlığını gösteriyor. Yine de kadınların çekimser duruşları, taraflar arasında henüz akdedilmiş bir bağ olmadığını da gösteriyor gibi görünüyor. Masaları incelemeyi sürdürdüğün esnada gözün kaçamak bir şekilde Urilirn’e takıldığında ise, onun yüzünde memnuniyetsiz bir ifade görüyorsunuz. Bakışlarını sadece oturmayı arzu ettiğiniz boş masaya kilitlemiş görünen ve adeta çevresindekilerle en ufak bir göz temasına bile girmek istemeyen tavırlarını aklına not ettikten sonra, masanıza ulaşmak için önünüzdeki son engel masanın yanından geçiyorsunuz. Bu masada ise 6 erkeğin oturduğunu ve aralarında assolisti nasıl ve ne şekilde becerebilecekleri üzerine bayağı bir sohbet döndüğünü duyabiliyorsunuz.

Son masanın da kenarından geçmenizin ardından, duvar kenarına yakın olan boş masaya oturuyorsunuz. Yuvarlak olan ve etrafında üç sandalye bulunan masaya yaklaştığınızda, Urilirn senden önce bir adım atarak kaptığı sandalyeyi, kalabalığı görebileceği bir açıyla yerleştiriyor ve oturuyor. Urilirn’in kalabalığa arkasını dönmek istemediğini belli eden bu davranışına karşılık, sen de boştaki sandalyelerden birini alıyor ve masaya oturuyorsun.


Tüm bunlar sabahın ilk ışığıyla başladı:
Etraftaki en aşık Aludir bendim,
O ise en nazik kraliçe.

O benim Kraliçemdi,
Benim nazik Kraliçem,
Kraliçem.

Beraber çok güzel gülerdik
O zamanlarda
Diyarın her yerinde birlikte olmak istedik.
Her şeyi istedik.

Ama bir akşam güneşinden sonra, harika bir akşam güneşi,
Dudaklarımız kavuşacakken
Bir iblisi yok ettik
Bu çok acılıydı ve çok huzursuz

O andan itibaren bizler değiştik,
Ve artık cansız büyüdük.

Ve sonra,

Hayır! Hayır!

Bir Aludir evrildi ve Hükümdar oldu
Ne yazık ki, o bir Hükümdar
Kraliçesini kurtaramayan bir Aludir
Aşıktı, çok aşık.

Ertesi gün göğsünün parçalandığını düşündü,
Ruhunun alevler içinde kaldığını.

Ama yine de düşlerinde, düşüncelerinde…
O akşam güneşinden sonra her şey değişti
O harika akşam güneşinden sonra.

Ruhum... Of!
O nazik kraliçeyi düşündüğümde,
O kibar kraliçe ve ben.

Kulaklarına çalınan şarkının sözleri ve onu en içten arzusuyla söyleyen kadının büyüsü bir anda seni çevrelemeye başlıyor. Bir perinin kanat çırpışı kadar tatlı ve kör bir gecenin çıkmazı kadar acılı ses tonuyla, sarışın kadının nasıl da insanları kendine çektiğini anlayabiliyorsun. Bu esnada garsonun birkaç kez sana seslendiğini bile duyamamak seni şaşırtmıyor. Garsonu fark ettiğin anda ise, bu duruma alışık görünen garson “Et ve şarap getiriyorum, uygun mudur?” diyor. Urilirn, yüzündeki memnuniyetsiz ifadeyle kafasını belli belirsiz sallamakla yetiniyor. Bu noktadan sonra yiyecek tercihini yapmak da, bundan sonra, en azından şimdilik, konuşmalarınızın akıbetini belirlemek de senin elinde görünüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

27 Apr 2023, 23:59

sınavlarım yaklaştığı için pasiflik yaptım, yarın yazacağım.
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

28 Apr 2023, 20:52

Bir masanın yanından geçerken oturanların 3 erkek ve 2 kadın olduğunu fark ediyordu. Masada aktif olarak dönen bir muhabbetin olduğunu sanmıyordu çünkü şarkıyı eşlik ediyorlardı. Bunun yanında kadınların erkeklerden daha şık giyinmesi ise Mihr'in aklına bazı şeyleri çağrıştırıyordu. Sonuçta her şey bir karşılıkla kabul görüyordu. Burada kadınların kabul ettiği şey elbette adamların parası olmuştu. Adımlarına devam ederken başka bir masaya gözü ilişiyordu. Bu sefer 2 erkek ve 2 kadın olan bu masada, malum ekşi kokunun daha yoğun geldiğini burnu sayesinde anlayabiliyordu. Kurulan cümlelerin çoğu nerdeyse anlaşılmazdı. Alkolün verdiği hürriyetle açılan çenelerden her şey dökülmeye başlamıştı anlaşılan. Buna kadınlara dizilen bir sürü övgü kelimeleri de dahildi. Fakat yine de diğer masadan daha sıcakkanlı ve samimi geliyordu ona. Kadınların giyim tarzına bağlı olarak düşünebilmişti bunu. Yeni tanışan bir grubun birlikte yapabileceği bir aktivite olmalı diye düşündü. Bakışlarını sürekli etrafta gezdirirken gözü bir anlığına Urilirn'e takılıyordu. Yüzündeki isteksizlikle birlikte burada bulunmaktan hiç memnun değilmiş gibi görünüyordu. Belki de çok durmalarına gerek yoktu. İçeriye bakıp çıkmalarında ne gibi bir sakınca olabilirdi ki?

Adımlamayı sürdürürken karşılaşacakları son masada 6 erkeğin oturduğunu görüyordu. Erkek erkeğe dönen muhabbetin aslında ne denli dipsiz olabileceğini tahmin edebiliyordu. Yine de sahnedeki solisti becermekten bahsettiklerini duyunca biraz hayal kırıklığına uğramıştı. Belli ki alkolün büyük bir yardımı olmuştu bu muhabbete, bilemezdi. Masaya sonunda vardıklarında Urilirn, ondan önce davranıp en geniş açıya sahip konuma oturarak memnuniyetsizliğini koruyordu. Mihr de aynı şekilde yanına oturduktan sonra kulaklarını soliste teslim etmenin kötü olmayacağını düşündü. Herkes gibi..

Şarkının sözleri her ne kadar karışık olsa da aslında birkaç şey konusunda ona fikir veriyordu. Aludirler de aşık olabiliyordu. Demek ki onlar da bu kadar özlem ve keder duygusu yaşıyorlar ki şarkıya dökebiliyorlardı. Bir Aludir aynen bir insanın hissettiklerini hissedebilir miydi? Veya hissetmek ister miydi? Mihr için hepsi o kadar anlamsız geliyordu ki... Nazik kraliçe... Saçmalıktan ibaretti. Ne var yani? Kafasında henüz bilmediği onlarca problem varken bir de böyle saçmalıklara mı vakit ayırmalıydı? Fakat ya yanlış düşünüyorsa? Aslında şarkının içinde saklanabilir miydi cevaplar? Daha da önemlisi, cevapları insanlarda bulabilir miydi? Belki de öyleydi. Fakat tüm bunları düşünmesini sağlayan şarkının sözleri değildi. Bu kadar hisli ve sanki kendisi yaşamış gibi söyleyen sarışın kadının marifetiydi. Şimdi diğerlerini daha iyi anlıyordu. O bu konuda kesinlikle yetenekliydi.

Düşüncelerinin arasından ona ulaşmaya çalışan garsonun varlığına soruyu 2. veya 3. soruşunda fark edebiliyordu. Bakışlarını ona çevirdiğinde getireceği yiyecekler için uygun olup olmadığını soruyordu. Urilirn ise aynı durumda bakışlarını sadece sallamakla yetiniyordu.

Mihr için her şeyin bu kadar basit ve yeni olması aslında içini rahatlatıyordu. İnsanların eğlenmesi bu kadar basitti. Belki de onların gözünde bazı şeyleri dert edinmekten kaçınmak en sağlıklısıydı. Sorunlardan kaçmanın bazı yollarını keşfedip bunları zihinlerine enjekte etmiş olabilirlerdi. Yine de yıllarca evrilip, bir zamanlar kendisinin de olduğu gibi, hayatta kalan bir ırk olmuşlardı. Düşüncelerinden sıyrılıp garsona cevap vermesi gerektiğini düşündü.

"Uygun."

Garsonun gittiği esnada sadece Urilirn'in duyacağı şekilde konuşmaya başlayacaktı.

"Ortama uygun davrandığımız takdirde dikkat çekmeyeceğiz." Aynı sırada Urilirn'in yüzünü işaret edecekti.

"Bunun dışında aklını kurcalayan bir şey varsa söyle. Eti yedikten sonra gideriz, nereye gidiyorsak."
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 Apr 2023, 12:11

Garsona verdiğin tek kelimelik cevap onun için fazlasıyla yeterli oluyor ve garson tebessümüyle birlikte başını hafifçe sallayarak masanızdan ayrılıyor. Garsonun adımlarını takip ederek onun gittiği yeri kestirmeye çalışıyorsun ister istemez. Dünya içerisindeki her bir davranış sana yeni geldiğinden, bir garsonun nefes alışını bile izleme arzusu taşıyorsun. Garson ise, birkaç masaya daha gezmesinin ardından sahnenin sağ tarafında düşen ve sizin tam karşı duvarınıza denk gelen bir kapıdan içeri girip gözden kayboluyor.

Garsonu gözden kaybetmenin ardından bakışlarını Urilirn’e çeviriyor ve sözlerini söylüyorsun. Urilirn ise yüzündeki memnuniyetsiz ifadeden gayet memnun bir şekilde “Sadece bu kadar insanın bir arada olmasından haz etmiyorum. Yüksek sesten… Ve bir de şarap.” diyerek memnuniyetsizlik nedenlerini sıralıyor. Bu yönden baktığından, Urilirn için belki de dünyada olmak isteyeceği son yerde olduğunu anlayabiliyorsun. Ancak Urilirn “Burada bir gece kalabiliriz. Kıyafet işini halleder ve iyice temizlenirsin. Şimdilik kan kokusunu buradakiler alamıyor olsa bile, eninde sonunda bunu alan biri karşımıza çıkar.” diyor. Bu sözlerinden sonra memnuniyetsiz bakışlarını sana çeviren Urilirn “Tabi senin için de uygunsa.” diyor.

Urilirn’in sözlerinin bitmesinin ardından garsonun girdiği kapıdan çıktığını fark ediyorsun. Elinde tuttuğu büyük bakırdan bir tepsinin üzerinde kulplu büyük bir cam şişe, iki tane gümüşten yapılmış gibi duran işlemeli kadeh ve bir tabağın üzerinde dumanları tüten kocaman bir et parçası görüyorsun. Garson hızlı adımlarla sizin masanıza gelmesinin ardından tepsiden ilk önce eti masanıza bırakıyor ve “Bal ve şarapla tatlandırılmış sığır eti.” diyor. Hemen ardından aslında gümüşten olmadığını, sadece parıltılı bir boyaya sahip olduğunu fark ettiğin kadehleri önünüze koyan garson, büyük cam şişeyi ortanıza koyarken “Valerin’den gelen kırmızı şarap.” diyor. Hemen ardından iki uçlu parlak çatallarınızı ve keskin bıçaklarınızı masaya koyan adam önünüze iki tane bakırdan tabak koyduktan sonra masanızdan ayrılıyor. Gelen yemeklere bir kez daha dikkatlice bakan Urilirn “Güzel hesap kilitleyecekler gibi.” diyor ve çatalını ete batırıp bıçakla kesmeye başlıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Mihr
Posts: 78
Joined: 22 Jun 2022, 15:18

02 May 2023, 00:36

Garsonun gidişini izleyen Mihr, gördüğü organizasyon karşısında aslında memnun kalmıştı. Her şeyin basit oluşu onu yeterince tatmin etmişti. İnsanların bu kadar kolay bir şekilde eğlenmesi onu şaşırtmamıştı. Bu kadar sığ eğlencelere sığınmalarını garip bulmamıştı. Her ne kadar onları yeni yeni tanıyacak olsa da, insanların derinliklerini biliyordu. Hepsinin bir sınırı vardı. Garson gözden kaybolduğunda söyleyeceklerini Urilirn'e iletmeye başlamıştı. Fakat Urilirn, kendi halinden memnun gibiydi. Kimin ne düşüneceğini umursamıyordu. Ya da memnuniyetsizliği bunun bir hayli önüne geçiyordu. Mihr ise bu durumu kafaya takmamaya çalıştı. Artık ne yapacağını düşünmek istemiyordu. Anı yaşamak istiyordu. Bunu yanında gidip de Urilirn'e tavsiyeler yağdıramazdı.

Urilirn her ne kadar istemese de bir gece burada kalmanın iyi olabileceğini söylüyordu. Fakat her cümlesinin sonunda ısrarla onun fikrini sorması Mihr'i az da olsa kıllandırmaya başlamıştı. Ortaya bir ağırlık koymasını beklemiyordu fakat bir şey olacaksa bu Mihr'in üzerine kalacakmış gibi bir senaryo olmasından korkuyordu. Belki de daha önce onun kadar kibar biriyle tanışmadığı içindi bu yaşadığı şaşkınlık. Urilirn'in sözlerini kafasıyla onayladıktan sonra gözlerini az önce ayırdığı garsona tekrar çeviriyordu. Buraya doğru gelmekte olan garsonun eli boş olmayıp az önce sipariş ettikleri şarap ve et masalarının önüne koyuyordu. Adam servisi yaptıktan sonra masayı terk ediyordu. Urilirn ise yemek hakkındaki analizinden sonra eti bıçakla kesmeye başlıyordu. Adam Mihr'in anlamadığı birçok şey söylemişti. Kaliteli mi değil mi anlamıyordu fakat Urililrn'in hesap hakkında dediği şeye göre önündeki ürün fena sayılmamalıydı. Gözlerini etten sonra şaraba çevirdi. Kırmızı şarap olduğunu söylemişti garson. Aslında alkol içmeyi fazla istemiyordu. Öyle ki az önceki masalara tekrar baktığında bunun doğru bir karar olabileceğini anlıyordu. Yine de ufak bir bardaktan zarar gelmeyeceğini düşünüyordu.

Şaraba doğru uzandıktan sonra elinde tartıp biçecekti. Ardından kendi kadehine doldurup soru ifadesi taşır bir şekilde şarabı Urilirn'e gösterecekti. Eğer isterse ona da koyacaktı. Sonrasında ise yemek yerken birkaç sorunun fena olmayacağını düşünerek aklındakileri sıralayacaktı.

"Valerin neresi? Şarabı ünlü bir yer mi?"

Ardından diğer sorusu ise biraz garip kaçacak olsa da merak ediyordu.

"Daha önce hiçbir insanla yakınlığın oldu mu?"
KÜNYE
İsim: Mihr
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 29
Boy: 187
Kilo: 80
Sınıflar: Toplayıcı-Dengeli-İllüzyonist
Mevcut GP/AGP/İGP:
Mevcut Para: 1000

PROFİL
Güç: 2
Dayanıklılık: 3
Çeviklik: 1
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları

Görü: 0
Hakimiyet: 3
Mevcudiyet: 1

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Rugorim
Cinsiyet: Erkek
Boy: 196
Kilo: 90
Tür: Ork
Seviye: Razguk


PROFİL
Varlık: 6
Güç: 5
Dayanıklılık: 5
Çeviklik: 10
Arun: 3
Duren: 3
İrade: 3

YETENEKLER

Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER



İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”