Her ne kadar sinir bozucu olsa da, Cysa'yı her zamanki hali ile görmek Inias'ı rahatlatıyor. Bu her şeyin normale döndüğünün ve yaşananların atlatıldığının kanıtı. O yokken pek bir şey olmamış demek, güzel. Kaçırmadığına seviniyor. Hükümdar gerçekten bambaşka! Anahtar olması, iblisi olmadan tek başına söz geçirebilmesi, o yaydığı hava. Hiçlikten başka hiçbir kavram gelmiyor aklına. Onu ezen boyutu dahi yokluğa döndüren bir hiçlik yayıyordu. Eletha "Visyn" Norkia, Inias'ın fırsat bulursa ona soracak o kadar çok sorusu var ki...
"Oh, öhöm, eeh..." Inias hızla kafasını çevirerek asla ulaşmaması gereken bir hazineden kendini korumaya çalışıyor. Arada bir ne yapacağını bilmeme durumu altında kaçamak bakışlar atsa da, edebinden ödün vermiyor. Yine de, Cysa'nın ne denli güzel ve etkileyici olduğunu görebiliyor. Birçok anlamda. Her ne kadar Cysa "ısırmayacağını" söylese de, Inias ona pek güvenmiyor. Nefesinin altından anlayamadığı bir şeyi seslendirmesi de bu güvensizliği biraz destekliyor. Az önce ne dedi anlamasa da, Cysa'nın "garipliğini" yavaştan anlayabiliyor artık.
"Niye herhangi biri gücü arzulamasın ki? Niye herhangi biri başarı peşinde koşmasın ki? Niye herhangi biri sözünün geçmesini istemesin ki? Belki bunlar da insan olmanın bir parçasıdır. Belki bunlar da aludir olmanın bir parçasıdır. Yine de bu kadar fazla isteğe akıl sır erdiremiyorum. Neden bütün iblisler diz çöksün? Neden bir krallık olsun? Neden hük..." Inias'ın iç konuşması burada kesiliyor ve gözleri açılıyor. Kafasını daha da kaldırıp Cysa'ya kilitleniyor. Thelase'nin kurduğu o cümle yankı yapıyor beyninde. "Hükümdar olmak için kan bağına gerek yoktur. Cysa'nın krallığı Aclania mı? Hükümdarlık mertebesini mi hedefliyor? Bu yüzden mi bu kadar fazla arzuluyor?" Şimşek gibi çakan potansiyel aydınlanma neredeyse Inias'a kesinlikle yorum yapma gereği duyduğu konuyu unutturuyor. Cysa'nın yarası hakkında kurduğu cümleler ona ters ve yanlış geldiğinden çarşaf uzun olmasına karşın beline düğümlerle sıkıca bağlıyor. Edep yerlerini kapattığından emin olunca ayağı kalkıyor. Çarşaf belinden aşağıya yere yayılıyor. Cysa'ya yaklaşırken de yerde sürünüyor. Inias elini kaldırmaya başlıyor. Birkaç saniye tereddüt ediyor, kafa yoruyor gibi oluyor ama devam etmekte kararlı. Elini yumruk yapıp işaret parmağını katlanmış şekilde uzatıyor. İşaret parmağının kemiği ile Cysa'nın yarasını yukarıdan aşağıya takip ediyor. Gözleriyle de takip etmeyi bitirince bakışlarını Cysa'nın gözlerine çeviriyor.
"Savaşta alınan her bir yara savaşçının gurur kaynağıdır. Savaştığının, göğüs gerdiğinin, sağ çıktığının ve yaşıyor olduğunun kanıtıdır. Göğsünü kabartarak taşı. Gurur duy ve mutlu ol. Bir daha da savaşçının değerine böyle bir aşağılamada bulunma. En azından benim yanımda."
"Oh, öhöm, eeh..." Inias hızla kafasını çevirerek asla ulaşmaması gereken bir hazineden kendini korumaya çalışıyor. Arada bir ne yapacağını bilmeme durumu altında kaçamak bakışlar atsa da, edebinden ödün vermiyor. Yine de, Cysa'nın ne denli güzel ve etkileyici olduğunu görebiliyor. Birçok anlamda. Her ne kadar Cysa "ısırmayacağını" söylese de, Inias ona pek güvenmiyor. Nefesinin altından anlayamadığı bir şeyi seslendirmesi de bu güvensizliği biraz destekliyor. Az önce ne dedi anlamasa da, Cysa'nın "garipliğini" yavaştan anlayabiliyor artık.
"Niye herhangi biri gücü arzulamasın ki? Niye herhangi biri başarı peşinde koşmasın ki? Niye herhangi biri sözünün geçmesini istemesin ki? Belki bunlar da insan olmanın bir parçasıdır. Belki bunlar da aludir olmanın bir parçasıdır. Yine de bu kadar fazla isteğe akıl sır erdiremiyorum. Neden bütün iblisler diz çöksün? Neden bir krallık olsun? Neden hük..." Inias'ın iç konuşması burada kesiliyor ve gözleri açılıyor. Kafasını daha da kaldırıp Cysa'ya kilitleniyor. Thelase'nin kurduğu o cümle yankı yapıyor beyninde. "Hükümdar olmak için kan bağına gerek yoktur. Cysa'nın krallığı Aclania mı? Hükümdarlık mertebesini mi hedefliyor? Bu yüzden mi bu kadar fazla arzuluyor?" Şimşek gibi çakan potansiyel aydınlanma neredeyse Inias'a kesinlikle yorum yapma gereği duyduğu konuyu unutturuyor. Cysa'nın yarası hakkında kurduğu cümleler ona ters ve yanlış geldiğinden çarşaf uzun olmasına karşın beline düğümlerle sıkıca bağlıyor. Edep yerlerini kapattığından emin olunca ayağı kalkıyor. Çarşaf belinden aşağıya yere yayılıyor. Cysa'ya yaklaşırken de yerde sürünüyor. Inias elini kaldırmaya başlıyor. Birkaç saniye tereddüt ediyor, kafa yoruyor gibi oluyor ama devam etmekte kararlı. Elini yumruk yapıp işaret parmağını katlanmış şekilde uzatıyor. İşaret parmağının kemiği ile Cysa'nın yarasını yukarıdan aşağıya takip ediyor. Gözleriyle de takip etmeyi bitirince bakışlarını Cysa'nın gözlerine çeviriyor.
"Savaşta alınan her bir yara savaşçının gurur kaynağıdır. Savaştığının, göğüs gerdiğinin, sağ çıktığının ve yaşıyor olduğunun kanıtıdır. Göğsünü kabartarak taşı. Gurur duy ve mutlu ol. Bir daha da savaşçının değerine böyle bir aşağılamada bulunma. En azından benim yanımda."
Off Topic
"Konuyu sonlandırabiliriz. Yeni serüvenlere doğru!"
