Lenith’e söylediğin sözler, onun bir kez daha harekete geçmesine neden olsa da, bu ana kadar ağzından çıkan cümlelerin benzerlerini kurmaya devam ediyor Elzerad’a. Ne var ki, artık odağı tamamen Raldrin’e dönen ve aldığı darbeden dolayı bakışlarında gururu kırıldığı belli olan Elzerad, bu kez bir cevap verme tenezzülüne bile girmiyor. Raldrin’i hedeflemiş bakışlarıyla kollarındaki gerginliği bir an önce Raldrin’in vücuduyla tanıştırmak ister gibi duran Elzerad, göz açıp kapayıncaya kadar bunu gerçekleştiriyor ve sağ kolunu neredeyse karın bölgesine gelen Raldrin’e doğru hareket ettiriyor. Kalıbına göre gayet hızlı sayılabilecek bu hamlesiyle birlikte Elzerad, Raldrin’i tek darbede indirmek ister gibi dursa da, Raldrin kendisine doğru gelen yumruğu fark edebiliyor ve havadaki ilerleyişine biraz ivme katarak kendisini yumruğun tersi istikamete doğru atıyor. Elzerad’ın silme geçen yumruğu, Raldrin’in saçlarının dalgalanmasına neden olsa bile, Raldrin’in ilerlemesini durduramıyor!
Havaya doğru ilerlemesini sürdüren Raldrin, yaptığı hamle ile Elzerad’ın diğer kolundan gelecek darbenin hem zamanlamasını hem de olası etkisini ortadan kaldırıyor ve bu sayede kazandığı zamanla Elzerad’ın neredeyse kafasına kadar geliyor. Lenith’in çığlıkları ve iki ejderhanın gururu arasında geçen mücadelede, yine hamleyi yapacak olan Elzerad gibi görünüyor. Ancak bu kez, hafifçe araladığı ağzında beliren altın rengi parıltı, bu hamlenin yumruk kadar sıradan olmayacağını gösteriyor. İlk seferine göre, bu kez ağzında parıltıyı toplamaya bile gerek duymayan Elzerad, bir anda altın rengi parıltısını bir kez daha saçarken, Raldrin’de kendi rengine bürünmüş yumruklarıyla karşılık veriyor! Elzerad’ın kükreyişi ve Raldrin’in yumrukları çarpıştığı anda ise, ortaya mor ve altın renginin dehşetli bir festivali ortaya çıkıyor!
İki ejderhanın birbirlerine üstünlük kurma mücadelesi içerisinde ortaya çıkan renk kaosu, bu noktada bir kez daha görüşünüzün önündeki engel oluyor. Ne var ki, Elzerad’ın daha önce ortaya koyduğu kükreme sayesinde yarattığı yıkıcılık aklına geldiği anda, Raldrin’in zor durumda olduğunu düşünmeden edemiyorsun. Buna karşın, Raldrin’in Elzerad’ı neredeyse düşürecek yumruğunu düşündüğün an, bu yumrukların ne etkisi olabileceği ve galip gelenin Raldrin olup olamayacağını sorgulamaya başlıyorsun. Her ne kadar, bu karmaşadan kurtuluşun Kitath’tan geçtiğini düşünerek haykırmış olsan bile, iki ejderhanın çarpışan kudretleri dışında hiçbir şey olmuyor.
Gözleriniz önünde cereyan eden renk kaosu yavaş yavaş yerini ortaya çıkan gücün yarattığı buz tanelerine bırakırken, görüşünü yavaşça kazanmaya başlıyorsun. İçindeki endişe, umut ve neşe bir bütün halinde dans ederken, tüm renklerin silinmesiyle birlikte gözlerin şaşkınlıkla sonuna kadar açılıyor. Gördüklerin karşısında boğazından zar zor geçen tükürüğün, ciğerlerinin bulunduğu yerde takılı kalıyor. Bir an için nefes alamayacağını bile düşünsen, benzer şaşkınlığı Lenith’in yüzünde de görmek olan biteni anlamakta güçlük çekenin sadece kendin olmadığını gösteriyor.
Bu sözlerin sahibi olan Eletha’nın iki ejderhanın tam da çarpıştığı noktada, iki kolunu yana açmış bir şekilde ve hiçbir zarar görmeden duruyor olması, yüzlerinizdeki şaşkınlığın yegane sebebi oluyor. Sadece kendin ve Lenith değil, Raldrin ve Elzerad’ın yüzüne de düşen şaşkınlık karşısında, konuşmak için aklına gelen kelimeleri dışarıya vurmakta zorlanıyorsun. Tam bu esnada, adeta gökten yere süzülürcesine inmeye başlayan Eletha, sağ ayağının ucunu hafifçe yere vurup, ardından narin bir şekilde topuğunu da yere koymasından sonra, sol ayağını da usulca yere koyuyor. Az önce Raldrin ve Elzerad’ın yarattığı baskıya rağmen, hiçliği ile tüm bunu ortadan kaldıran Eletha bakışlarını Elzerad’a doğru çevirirken“Lenith'i dinlemelisin… Ne kadar kudretli olursan ol, Lenith’i yok saydığın sürece arzu ettiğin kudreti de bulamayacaksın!” diyor. Sözlerinin altında herhangi bir tehdit veya baskı olmamasına rağmen, Eletha’nın sözleri kulaklarınıza sanki ilahi bir emir gibi geliyor. Bu sözlerin ardından Elzerad’ın yüzünde memnuniyetsiz bir ifade belirse bile, bir anda vücudu altın rengi bir parıltıya kapılıp doğrudan şaşkınlık denizine düşmüş Lenith’in kalbine doğru hücum ediyor. Elzerad’ın parlaklığı yok olduğu anda ise Eletha yüzüne yerleşen bir tebessümle Raldrin’e dönüyor.
Raldrin, Eletha’nın kendisiyle konuşacağını anlayarak havadan yere inişini yapıp hemen Eletha’nın yanında dururken, yüzündeki şaşkınlığı ve içinde taşıdığı öfkeyi sindirip atmış gibi görünüyor. Yüzündeki umursamaz tavrıyla bildiğin Raldrin’i görmek seni mutlu etse bile, var olmayan tek kolu Eletha’nın da dikkatini çekiyor. Eletha, Raldrin’in kolunu tutmak için hafifçe kolunu kaldırdığı anda, Raldrin çekingenlikle bir adım geri atsa bile, ardından Eletha ona doğru bir tebessümle bakıp kopmuş kolunu kavrıyor. İki eliyle kolunu kavrayıp, sanki kolu varmışçasına ellerini aşağıya doğru kaydırdığı sırada Eletha“Diniel’in sözlerine kulak ver desem bile, bunu yapmayacaksın, değil mi?” diyor yüzündeki tebessümle. Raldrin bu sözlerden sonra birden vücut bulmaya başlayan kolunu görerek gözlerinin büyümesine engel olamıyor. Kopan kolu Eletha’nın ellerinden yayılan ışıkla tekrar var olmasının ardından Raldrin kolunu ve parmaklarını hafifçe oynatıyor. Hemen ardından ise bakışlarını kaçamak bir şekilde sana çevirdikten sonra Eletha’ya dönüp omuzlarını silkiyor ve ağzından sadece “cık” şeklinde bir ses çıkıyor. Raldrin’in yanıtı Eletha’nın yüzündeki tebessümü daha büyük bir hale getirirken, Raldrin mor parıltısına dönerek varlığını bir kez daha sana katıyor.
İki iblisin de ortamdan ayrılmasının ardından Eletha bakışlarını ikinize çeviriyor ve birkaç saniye boyunca sessizce sizi süzmesinin ardından yavaş adımlarla size doğru yürümeye başlıyor. Etrafın soğuğuna ve az önce yaşananlara hiç aldırmamış gibi duran Eletha, birkaç metre önünüzde adımlarını kestikten sonra bakışlarını sana çeviriyor ve"Benim yerime Kitath'ı çağırmak mı? Kırılmadım desem yalan olur!" diyor gerçekçi olmayan alıngan bir ses tonuyla. Hemen ardından ise ikinize kısa bir bakış atıyor ve“Eee, şimdi ne yapalım?” diyor gayet normal bir soru sorarcasına.
Havaya doğru ilerlemesini sürdüren Raldrin, yaptığı hamle ile Elzerad’ın diğer kolundan gelecek darbenin hem zamanlamasını hem de olası etkisini ortadan kaldırıyor ve bu sayede kazandığı zamanla Elzerad’ın neredeyse kafasına kadar geliyor. Lenith’in çığlıkları ve iki ejderhanın gururu arasında geçen mücadelede, yine hamleyi yapacak olan Elzerad gibi görünüyor. Ancak bu kez, hafifçe araladığı ağzında beliren altın rengi parıltı, bu hamlenin yumruk kadar sıradan olmayacağını gösteriyor. İlk seferine göre, bu kez ağzında parıltıyı toplamaya bile gerek duymayan Elzerad, bir anda altın rengi parıltısını bir kez daha saçarken, Raldrin’de kendi rengine bürünmüş yumruklarıyla karşılık veriyor! Elzerad’ın kükreyişi ve Raldrin’in yumrukları çarpıştığı anda ise, ortaya mor ve altın renginin dehşetli bir festivali ortaya çıkıyor!
İki ejderhanın birbirlerine üstünlük kurma mücadelesi içerisinde ortaya çıkan renk kaosu, bu noktada bir kez daha görüşünüzün önündeki engel oluyor. Ne var ki, Elzerad’ın daha önce ortaya koyduğu kükreme sayesinde yarattığı yıkıcılık aklına geldiği anda, Raldrin’in zor durumda olduğunu düşünmeden edemiyorsun. Buna karşın, Raldrin’in Elzerad’ı neredeyse düşürecek yumruğunu düşündüğün an, bu yumrukların ne etkisi olabileceği ve galip gelenin Raldrin olup olamayacağını sorgulamaya başlıyorsun. Her ne kadar, bu karmaşadan kurtuluşun Kitath’tan geçtiğini düşünerek haykırmış olsan bile, iki ejderhanın çarpışan kudretleri dışında hiçbir şey olmuyor.
Gözleriniz önünde cereyan eden renk kaosu yavaş yavaş yerini ortaya çıkan gücün yarattığı buz tanelerine bırakırken, görüşünü yavaşça kazanmaya başlıyorsun. İçindeki endişe, umut ve neşe bir bütün halinde dans ederken, tüm renklerin silinmesiyle birlikte gözlerin şaşkınlıkla sonuna kadar açılıyor. Gördüklerin karşısında boğazından zar zor geçen tükürüğün, ciğerlerinin bulunduğu yerde takılı kalıyor. Bir an için nefes alamayacağını bile düşünsen, benzer şaşkınlığı Lenith’in yüzünde de görmek olan biteni anlamakta güçlük çekenin sadece kendin olmadığını gösteriyor.
“Bu kadar soğuğa bu kadar hararet fazla değil mi?”
Bu sözlerin sahibi olan Eletha’nın iki ejderhanın tam da çarpıştığı noktada, iki kolunu yana açmış bir şekilde ve hiçbir zarar görmeden duruyor olması, yüzlerinizdeki şaşkınlığın yegane sebebi oluyor. Sadece kendin ve Lenith değil, Raldrin ve Elzerad’ın yüzüne de düşen şaşkınlık karşısında, konuşmak için aklına gelen kelimeleri dışarıya vurmakta zorlanıyorsun. Tam bu esnada, adeta gökten yere süzülürcesine inmeye başlayan Eletha, sağ ayağının ucunu hafifçe yere vurup, ardından narin bir şekilde topuğunu da yere koymasından sonra, sol ayağını da usulca yere koyuyor. Az önce Raldrin ve Elzerad’ın yarattığı baskıya rağmen, hiçliği ile tüm bunu ortadan kaldıran Eletha bakışlarını Elzerad’a doğru çevirirken“Lenith'i dinlemelisin… Ne kadar kudretli olursan ol, Lenith’i yok saydığın sürece arzu ettiğin kudreti de bulamayacaksın!” diyor. Sözlerinin altında herhangi bir tehdit veya baskı olmamasına rağmen, Eletha’nın sözleri kulaklarınıza sanki ilahi bir emir gibi geliyor. Bu sözlerin ardından Elzerad’ın yüzünde memnuniyetsiz bir ifade belirse bile, bir anda vücudu altın rengi bir parıltıya kapılıp doğrudan şaşkınlık denizine düşmüş Lenith’in kalbine doğru hücum ediyor. Elzerad’ın parlaklığı yok olduğu anda ise Eletha yüzüne yerleşen bir tebessümle Raldrin’e dönüyor.
Raldrin, Eletha’nın kendisiyle konuşacağını anlayarak havadan yere inişini yapıp hemen Eletha’nın yanında dururken, yüzündeki şaşkınlığı ve içinde taşıdığı öfkeyi sindirip atmış gibi görünüyor. Yüzündeki umursamaz tavrıyla bildiğin Raldrin’i görmek seni mutlu etse bile, var olmayan tek kolu Eletha’nın da dikkatini çekiyor. Eletha, Raldrin’in kolunu tutmak için hafifçe kolunu kaldırdığı anda, Raldrin çekingenlikle bir adım geri atsa bile, ardından Eletha ona doğru bir tebessümle bakıp kopmuş kolunu kavrıyor. İki eliyle kolunu kavrayıp, sanki kolu varmışçasına ellerini aşağıya doğru kaydırdığı sırada Eletha“Diniel’in sözlerine kulak ver desem bile, bunu yapmayacaksın, değil mi?” diyor yüzündeki tebessümle. Raldrin bu sözlerden sonra birden vücut bulmaya başlayan kolunu görerek gözlerinin büyümesine engel olamıyor. Kopan kolu Eletha’nın ellerinden yayılan ışıkla tekrar var olmasının ardından Raldrin kolunu ve parmaklarını hafifçe oynatıyor. Hemen ardından ise bakışlarını kaçamak bir şekilde sana çevirdikten sonra Eletha’ya dönüp omuzlarını silkiyor ve ağzından sadece “cık” şeklinde bir ses çıkıyor. Raldrin’in yanıtı Eletha’nın yüzündeki tebessümü daha büyük bir hale getirirken, Raldrin mor parıltısına dönerek varlığını bir kez daha sana katıyor.
İki iblisin de ortamdan ayrılmasının ardından Eletha bakışlarını ikinize çeviriyor ve birkaç saniye boyunca sessizce sizi süzmesinin ardından yavaş adımlarla size doğru yürümeye başlıyor. Etrafın soğuğuna ve az önce yaşananlara hiç aldırmamış gibi duran Eletha, birkaç metre önünüzde adımlarını kestikten sonra bakışlarını sana çeviriyor ve"Benim yerime Kitath'ı çağırmak mı? Kırılmadım desem yalan olur!" diyor gerçekçi olmayan alıngan bir ses tonuyla. Hemen ardından ise ikinize kısa bir bakış atıyor ve“Eee, şimdi ne yapalım?” diyor gayet normal bir soru sorarcasına.



