Karanlığın Bir Başka Hali (Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Feb 2023, 11:03

Konuşmana başlamadan önce Raldrin’e karşı takındığın tavır, pek de onun umurumda gibi durmuyor. Donuk bakışlarını, adeta kendinden daha da var olmayan başka bir cismi bulmak için bıkkın bir şekilde etrafında gezdiren Raldrin’in seni gördüğünden ve verdiği tepkinden bile haberdar olup olmadığını sorguluyorsun. Fakat Raldrin ile vakit kaybetmek yerine Lenith’e odaklanmayı ve konuşmayı tercih ediyorsun. Cümlelerini kurmaya başlamanla birlikte, Lenith’in en az senin kadar ciddi bir şekilde seni dinlediğini görebiliyorsun. Ağzından çıkan her bir kelimeyi ve yüzünde hareket eden her bir kası dahi dikkatle takip eden Lenith cümlelerini bitirdiğin anda bakışlarını Raldrin’e çeviriyor. Konunun bir şekilde kendisine geldiğini üzerine yönelen bakışlarla anlamış gibi duran Raldrin, boş bakışlarının altında neler olup bittiğini sorgular gibi bir Lenith’e bir de sana bakıyor. Bu anda, Raldrin’in seni başından beri hiç dinlemediğini düşünmeden edemiyorsun. Ne var ki Raldrin birkaç saniyelik bakış faslının ardından omuzlarını yavaşça silkip derin bir nefes verdikten sonra etrafına bakınmaya devam ediyor.

Raldrin’in bu hareketinin ardından Lenith bakışlarını bir kez daha sana çeviriyor ve başını hafifçe eğerek minnetini ortaya koyduktan sonra “Söylediklerinde haklı olabilirsin. Benzer yollardan geçmiş gibi görünüyoruz, bu yüzden sözlerini ciddiye aldığımı bilmeni isterim. Lakin, tavsiyene uyup uyamayacağım konusuna aynı ciddiyetle yaklaşamıyorum. Zira, sen ne kadar güçlü olduğuna inanıyorsan, ben de güçsüzlüğüme bir o kadar inanıyorum.” diyor. Hemen ardından kafasını yavaşça kaldırırken “Yine de elimden geleni yapacağım.” diyen Lenith, bakışlarıyla bu konuda da ciddi olduğunu sana gösteriyor.

Lenith’in sözlerinden sonra bundan sonraki adımlarınızın ne olabileceğini düşünmeye başlıyorsun. Dondurucu hava tüm diyara hakim bir yapıdayken, Eletha’nın vermiş olduğu görev kapsamında neler yapabileceğinizi aklından geçiriyorsun. Tüm bu bilinmezliklerin içerisinde Raldrin’in isteksiz hali, bir nevi elini kolunu bağlamış gibi duruyor. Aklın, gördüğün her bir doğa harikasını planına dahil edip bir çözüm yolu bulmaya uğraşırken bir anda varlığını bile unuttuğun Raldrin’in “Bir şey diyeceğim.” demesiyle bir anda bakışların Raldrin’e dönüyor. Tıpkı senin gibi Lenith de bir anda bakışlarını Raldrin’e çevirdiğinde, Raldrin üzerine dönmüş iki bakışın verdiği rahatsızlıkla bir an diyeceği şeyden vazgeçer gibi oluyor. Bakışlarını bir süre daha etrafında gezdirdikten sonra sana çeviren Raldrin “Boş yapmanız bittiyse eğer, birazdan buraya iblislerin doluşacağını söyleyeyim dedim.” diyor, adeta bir ölüm haberini bir çırpıda umursamaz bir şekilde dile getirir gibi. Hemen ardından ise bakışlarını Lenith’e çeviren Raldrin “Diniel bu konularda pek becerikli değildir, biliyorum şaşırtmıyor ama…” diyor, sanki daha önce çarptığın lafın intikamını alır gibi. Hemen ardından ise “Senin auran buradaki iblisler tarafından fark edilmiş olmalı. Böylesine bir auraya sahipsen, senin de onları fark edebiliyor olman gerekiyordu ya, neyse.” diyor büyük bir hayal kırıklığı yaşamışçasına. Kulakların Raldrin’in sözlerinde olsa bile, bakışların etrafta varlığını belli eden bir iblis aramaya başlıyor. Fakat gördüğün manzara içerisinde herhangi bir iblise dair hiçbir şey hissetmiyorsun.

Yine Raldrin’in sözlerinden sonra bir yandan Lenith’e baktığın anda, onun da tıpkı senin gibi etrafına baktığını fark edebiliyorsun. Bununla birlikte bu kez daha dik bir duruşla varlığı belli eden Lenith birkaç saniyelik sessizlikten sonra “Cılız da olsa birkaç iblisin varlığını hissedebiliyorum.” diyor. Hemen ardından ise bir anda Raldrin’e dönen Lenith “Sen onları hissedebiliyor musun?” diye soruyor. Raldrin ise bu soruya samimi olmayan bir şaşkınlıkla karşılık verdikten sonra “Yoo… Ben sadece senin aurandan yola çıkarak konuşuyorum. Diniel hariç, nasıl ki siz insanlar iblisleri hissedebiliyorsunuz, biz iblisler de insanları fark edebiliyoruz.” dedikten sonra bir anda ses tonu ciddileşiyor ve Lenith’e “Yani sen, bir hayli fark edilebilirsin.” diyerek cümlelerini sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

25 Feb 2023, 16:51

Konuşmamı bitirip tepkileri ölçmek için beklerken Raldrin’in başından beri hiçbir şeyi dinlemiyormuş gibi verdiği hissiyata karşı tepkisizliğimi sürdürüyordum sadece. Başka ne yapılabilirdi ki… O ise birkaç saniye bakıp omuz silkip nefes veriyor ve etrafına bakınmayı sürdürüyordu sadece. Onun bu hareketinin ardından Lenith bana dönüyor ve beni anladığını ancak görüşlerinin farklı olduğunu söylüyordu. Saygı duyuyordum düşüncelerine. Yine de elinden geleni yapacağını söylediğinde hafif bir tebessümün ardından başımla saygıyla hafifçe onu onaylıyordum.

Bu konuşmanın ardından sonraki adımımı düşünsem de bir tür kapana kısılmış gibi hissediyordum. Ne Raldrin yardımcı oluyor ne de bir şey görebiliyordum. Raldrin bu bölgenin İblis Lordunun yöneticilerinden ait olduğunu söylemişti ama Akuun denen iblise ait olup olmadığını bilemiyordum. Visyn’in bizi buraya göndermesindeki amacın o toprakların yerini bulmak olduğunu düşünsem de doğrudan bu toprakların içine de atmış olabileceğini düşünüyordum. Öyleyse bunu yapmasındaki amaç neydi bunu anlamıyordum. Zaten gidilebilen bir yerse bir daha neyi tespit edip keşfedecektik? Belki de daha önce buraları bilse de birilerini gönderemediği için gönderilmiştik. Raldrin’in sözlerine göre de bu bir çerçeveye oturuyordu çünkü aklı olanın buraya gelmeyeceği gibi bir şey demişti. Yine de aldırış etmiyordum. Visyn buraya anahtar göndereceği sözünü vermişti. Tek yapılması gereken süre boyunca etrafı gözlemlemek ve hayatta kalmak olmalıydı sanırım.

Düşünceler içerisindeyken beni bulunduğumuz dünyaya döndüren, varlığını unuttuğum Raldrin oluyordu. Bir şey diyeceğim deyince bir anda oldukça dikkatimi çekiyordu çünkü bu Raldrin’lik bir şey değildi. Konuşmalarımıza boş yapma deyince yine sinirimi bozmaya başlasa da bunun üzerine iblislerin doluşacağını söylediğinde dikkatimi etrafa veriyordum. Hala hiçbir şey göremiyordum. Bunun üzerine Raldrin’in sözleri devam ederken geçmiş gözümde film şeridi gibi geçmeye başlıyordu. Vadlena bunu daha en başında öğretmişti aslında bana. ‘Görü’. Dibimdeki iblisleri bile göremeyişim, iblislerin bir anda ortaya çıkması ve içinde kaldığım şok durumu şimşek gibi beynimde çakıyordu. Öyle ki gözlerim büyüyor ve Lenith’e bakıyordum hızlıca. Raldrin’in bana vurduğu lafları kulak ardı ediyordum çünkü başından beri hiç dikkat etmediğim bir şeyi şimdi hatırlıyordum. Ardından Raldrin Lenith’in aurasının iblisler tarafından fark edilmesinin yüksek ihtimal olduğunu söylediğinde gözlerim hızla iblis arıyordu. Lenith’in bana bile yaydığı aurayı hissetmeme karşın iblisler için bunun çok daha yüksek olabileceğini düşünüyordum her ne kadar mekanizmayı bilemesem de.

Raldrin’in sözlerinin ardından Lenith’e bakıyordum. O da benim gibi arayış içerisindeydi. İçerisine girdiği birkaç saniyelik sessizliğin ardından birkaç iblisin varlığını hissedebildiğini söylüyordu. Sonrasındaki konuşmalar sürerken bense hala etrafa bakıyordum. Bu bomboş manzaranın içerisinde yüzlerce iblis olabilirdi. Onları tıpkı karanlık diyarda olduğu gibi yalnızca göremiyor olabilirdim. Etrafın dünyevi benzerliği karşısında olacakları da insan boyutunda olacağı yanılgısına nasıl kapılabildiğimi anlamlandıramıyordum. Raldrin iblisleri hissedemediğini söylemişti ancak şu anda görüp göremediğini bilemiyordum. Bir süredir bir şeylere boş boş bakıp duruyordu. Baktığı şeyler iblisler miydi? Yani iblisler ile aramızdaki mesafe oldukça kısa olabilirdi. Öfkeleniyordum…

İblislerin varlığına odaklanmaya çalışacaktım. Muhtemelen hala tespit edemeyeceğim mesafedelerdi ancak deneyecektim elimden geldiğince. Başarılı olamazsam Lenith’e içinde bulunduğumuz koşullar dahilinde ciddiyetle “Görü konusunda henüz iyi değilim. Mesafelerini kestirebiliyor musun?” diye soracaktım. Kendimi karanlık diyardaki gibi beliren iblislerin oluşturduğu baskıya karşı hazırlıyordum. Bir daha gafil avlanmak istemiyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

27 Feb 2023, 10:03

Raldrin’in uyarısı ve Lenith’in sözlerinden sonra, iblisleri hissedebilmek adına odaklanmaya başlıyorsun. Etrafını saran boşluk hissi içerisinde, iblislerin yaydığı aurayı algılayabilmek adına kendini zorlamaya başlıyorsun. Birkaç saniye içerisinde, varlığı bile tam olarak belli olmayan cılız bir auranın varlığını hissedebiliyorsun. Ancak bu hissediş, herhangi bir iblisten kaynaklanmaktan ziyade, olmaması gereken bir havanın varlığından dolayı gerçekleşiyor. Diğer bir deyişle, bu hissin doğrudan bir veya birkaç iblise ait olduğunu söyleyemesen bile, en azından farklı bir havanın varlığını sezebiliyorsun. Elbette bu durum, her ne kadar görü konusunda bir nebze ilerlemiş olsan bile hala yetersiz olduğunu sana açık bir şekilde gösteriyor. Bu nedenle de, kendini pek de başarılı addetmeyerek Lenith’e dönüyorsun.

Lenith’e sorduğun sorunun ardından, Lenith sanki daha iyi odaklanmak ister gibi gözlerini kapatıyor ve aldığı nefesi tutmaya başlıyor. Birkaç saniyenin ardından gözlerini yavaşça açarken “Hem yakın hem uzak… Net bir şey söyleyemem.” diyor. Ardından ise bakışlarını sende sabit tutarak “Görü konusunda ben de çok iyi değilim, lakin Komutan’ın anlattığı kadarıyla sadece görüyle mesafe ölçebilmek mümkün değil. Bu daha çok hissetmek olduğu için sana net bir mesafe vermem de zaten olanaksız. Sadece baskın veya cılız auralardan bahsedebilirim.” diyor. Temas ettiği noktayı düzeltmek için söylediği bu sözlerinin ardından Lenith bulunduğunuz tepeden aşağıya doğru, görebildiği açılardan bir hareketlilik kollamaya çalışıyor. Tam bu esnada Raldrin huzursuz oturuşunu bozmadan sağ elini kaldırıp arkanızı işaret ederken “İki beceriksizin arasında mı kaldım yani, gerçekten müthiş!” diyor ziyadesiyle sitemkar bir şekilde. Raldrin’in bu sözleriyle birlikte bakışlarınız ilk önce ona doğru ve ardından parmağıyla işaret ettiği arka tarafınıza doğru dönüyor. Tam bu anda da karşınızda 150 santim boylarında, adeta buza dönüşmüş kayalardan oluşmuş gibi bir bedeni bulunan ve herhangi bir yüz ifadesi olmayan iblisi görüyorsunuz! Varlığını sanki bulunduğunuz diyarın buzları sayesinde edinmiş gibi görünen iblisin, yerde kayarcasına size doğru ilerlemeye başlamasıyla, gerçekten bir iblis mi yoksa birkaç kayanın bir araya gelmesiyle canlanmış başkaca bir varlık mı olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz.

Gördüğünüz iblisin yavaşça size doğru kayarak ilerlemesi akabinde, arkasında bir başka benzer iblisin daha var olduğunu görüyorsunuz. Bunun yanında Lenith bakışlarını tepenin alt tarafına yönelttiğinde “Diniel… Buradan da geliyorlar!” diye haykırıyor. Bu anlarda, artık henüz görmediğin iblislerin varlıklarını sen de hissedebilir hale geliyorsun. Bir kısmı esasen arkanıza düşen düzlükten, bir kısmı ise bulunduğunuz tepenin alt kısmında gelmekte olan iblisleri kendi gözlerinle görmek için baktığında, başta önünde görünen iki iblis olmak üzere, tepenin altında yirmi kadar daha iblisle yüz yüze geleceğinizi anlayabiliyorsun.

Beliren İblislerin Görünümü
Image
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

27 Feb 2023, 23:27

İblislerin aurasını tespit edebilmek için kendimi zorlasam da belli belirsiz cılız bir auranın varlığı belli oluyordu. Ancak bu tam bir iblis tespitinden çok yalnızca olmaması gereken varlığın hissiyatından ibaret oluyordu. Bu yetersiz görü yüzünden Lenith’e dönüp sorumu soruyordum.

Lenith gözlerini kapadıktan sonra nefesini tutup daha dikkatli odaklanmaya çalışıyordu. Birkaç saniye bu şekilde odaklanmasının ardından yavaşça gözlerini açarken net göremediğini söylüyordu. Ardından görü ile mesafe tespit edilemeyeceği konusunda bilgilendiriyordu beni. Yalnızca yakınlardaki varlıkların var olduğunu tespit etmeye yarıyordu anladığım kadarıyla. Ardından tepeden aşağı doğru hareketlilik var mı diye kontrol amaçlı bakarken Raldrin’in sözlerini duyuyordum. Zaten içinde bulunduğum bu can sıkıcı duruma karşı öfkelenmişken bir de üzerine boş boş konuşup canımı sıkmasıyla ciddiyetle ona dönsem de arkamızı işaret ettiğini gördüğümde bu öfke bir an içinde kayboluyor ve onu boş verip arkama bakıyordum.

Arkamı dönüp baktığımda arkamızdan gelmiş olan bir iblis görüyordum. Bunun gerçekten bir iblis mi yoksa bu doğanın parçalarından oluşmuş varlıklar mı kestiremesem de buraya eğlenmek için gelmediği çok açıkça görünüyordu. Bu yavaş ilerleyiş hareketlerinde büyük bir hız olmadığını belirtse de arkasından bir tane daha gelmekte olduğunu görüyordum. Hemen ardından Lenith’in haykırmasıyla dönüp tepeden aşağı bakmamla daha önceden göremediğim iblislerin varlıklarını hissedebilir oluyordum. Sayıları hızla ikiden yirmiye çıkması bunlardan daha ne kadar olduğunu sorgulatsa da nabzımın hızlandığını hissetmemle içimde bir kor yanmaya başlıyordu sanki. İlk mücadelemi burada verecek olmamın heyecanı birkaç saniye sürse de sanki başka birine dönüşüyormuş gibi bakışlarım sakinleşiyor ve içimdeki heyecan mum ateşinin sönmesi gibi anlık sönüyordu. Artık etrafta kayan buz parçalarından başka bir şey görmüyordum. Bunların var olmaları bile saçma geliyordu. Belki de bölgeyi korumak için gönderilmiş beyinsiz varlıklardı ancak ne olduklarını kavramak için bile düşünmek istemiyordum. Kollarımı kavuşturduktan sonra peş peşe gelen iki iblise bakarken “Açıkçası gelirse gerçek bir iblis gelir diye düşünüyordum. Raldrin’i bunlar için çağırdığıma inanamıyorum…” diyordum dondurucu havaya uyan tonda. Ardından Raldrin’e dönüp “Böyle varlıklar için insan diyarından bir şeyler bulup kendim halletmeliydim” dedikten sonra Lenith’e dönüp “Yine de bu varlıklar bir araya gelmeden bu işi bitirmezsek sorun olacak” diyordum. Ardından gözlerimi hafifçe kısıp şüpheci tonda “Tabi bu kadardan ibaretlerse” diye ekliyordum. Ardından kollarımı çözdükten sonra sağ elimi ileri doğru uzatıp avuç içim iblisleri gösterecek şekilde beş parmağımı açıp Raldrin’e “Mutlak karanlığın kudretli ejderi Raldrin, bu aciz varlıkları bu diyardan yok et!” diyordum. Yakındaki iblislerin ortadan kaldırılmasının ardından iblislerle olabildiğince mesafe açıp Raldrin’e zaman kazanmak istiyordum. Ancak Raldrin’in sağı solu belli olmaz hiçbir şey yapmamayı da seçebilirdi. O yüzden işim şansa kalmıştı aslında.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

28 Feb 2023, 11:56

İblislerin belirmesiyle birlikte, Lenith’in tedirgin bakışlarını görebiliyorsun. Lenith’in bu görünümü, geçmişte yaşadıklarıyla bağdaşmayan bir hal almışsa da, buna takılmadan odağını gelmekte olan iblislere yöneltiyorsun. Sözlerini zikretmenin ardından sayıları artmaya başlayan iblislere karşı Raldrin’e emrini veriyorsun. Bu anda, zaten etraftaki her şeyi dondurmuş olan soğuk, adeta zamanı da ele geçiriyor.

Verdiğin emirle birlikte, havaya kaldırdığın elin henüz daha indirmeye fırsatın olmadan, bir anda Raldrin’in hemen yanından fırlayıp iblislere saldırdığını fark ediyorsun! Raldrin, adeta yok etme amacıyla yanıp tutuşan bir varlık gibi buzdan var olmuş gibi duran iblislerin ilkine indirdiği sert bir yumrukla onu ikiye ayırıyor! Ardından, attığı yumruktan destek alarak kendini sola doğru savuruyor ve havada tamamladığı yarı taklasını sağ ayağının topuğuyla bir tekmeye dönüştürüyor! İkinci iblisi tek bir tekmeyle buz parçalarına ayırmasının ardından yere inen Raldrin, tepeye çıkmakta olan iblislere yönelmek ister gibi arkasını dönüyor ve haşin ve itaatkar bir tebessümle sana bakıp yanından sıyrılıp yok etme arzusuyla tepenin aşağısına yöneliyor.

Gururlu ve mağrur bakışlarını tepeden inmek isteyen Raldrin’i takip etmek için arkana doğru çevirdiğinde, Raldrin’i halen daha oturur bir şekilde buluyorsun! Bakışlarını karşına denk gelen iblislere çevirdiğinde ise, onların halen var olduğunu görüyorsun! Bir an için zihninin oynadığı oyuna dahil olmanın verdiği pişmanlıkla kendine bildiğin tüm küfürleri savururken Raldrin istifini hiç bozmadan “Buzdan bunlar. Dokunmam bunlara, üşürüm. Biz iblisler de hasta olabiliriz ve benim sağlığıma dikkat etmem gerekiyor!” deyiveriyor. Beynine saplanan onlarca buzdan mızrak tadındaki bu sözler, etrafınızı çevirmeye başlayan iblislerden daha çok seni kaygılandırmaya başlarken, Lenith endişeli gözlerle hafifçe sana bakıyor ve “İblisimi çağırmalı mıyım?” diye soruyor.

Genel olarak durumuna baktığında ise, karşında beliren iblis sayısının ikiden beşe çıktığını görüyorsun. Bununla birlikte, tepeye tırmanmaya çalışan iblislerin başında olanların da sizlere yaklaştığını görebiliyorsun. Bu durum itibariyle, biraz daha hareketsiz kalmanız halinde iblislerin tamamen etrafınızı çevireceğini sezebiliyorsun. Ne var ki, şu aşamada karşınızda olan iblisler henüz daha saldırma konusunda bir karar almış gibi durmuyorlar. Bunun altında yatan sebebin mesafe mi yoksa başka bir şey mi olduğunu ise henüz çözebildiğin söylenemez.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

28 Feb 2023, 20:24

Verdiğim emirle beraber daha elimi indirmeye fırsat bile bulamadan Raldrin yanımdan fırlıyor iblislere saldırıyordu. Attığı tek bir yumrukla buz yaratığını ikiye bölüyordu. Hemen ardından ise ikincisini ortadan kaldırıyordu. Sıra tepeden aşağısından yukarıya tırmanacak olan iblislere geldiğinde bana gösterdiği haşin ve itaatkâr bir tebessümle mest oluyordum. Kendimi gücümün zirvelerinde hissediyorken yanımdan sıyrıldığında dönüp gittiği yöne bakıyordum ki gördüğüm şey Raldrin’in başından beri hiç kımıldamamış, öylece oturur halde bulmuştum! Onu o halde gördüğüm anda yüzüm öyle bir ifade alıyordu ki sanki bir camdan oluşan yüzüm bin bir parça olup dökülüyordu. Kriz geçirmeme ramak kalmıştı artık ve hala ama hala salak saçma bahaneler üretip kılını kımıldatmıyordu. Bu iblis bana zulüm olsun diye karşıma çıkmış, onunla bu sebepten anlaşma yapmıştım sanki. Kendimi cezalandırmak için onunla bağ kurup bu şekilde acı dolu bir hayat geçirmeyi planlamış olmalıydım.

Etrafımızı çevreleyen iblislerden daha çok Raldrin’in bu tavrı konusunda kaygı yaşıyordum. Gerçekten bana hayatı zindan edecek gibi hissediyordum. Keşke o karşılaştığım anda bacaklarım kırılsaydı da peşinden gidemeyip onu durduramasaydım. İçerisine girdiğim ruh hali, verdiğim komut ve kendimden ve ondan öylesine büyük bir kibirle emin olmamın sonucunda halüsinasyon bile görmüştüm! Tüm güvenimi paramparça edip beni Lenith’in karşısında küçük düşürmüştü bu hareketiyle. Geçmişin intikamını mı alıyordu yoksa gerçekten böyle berbat huyları mı vardı bilmiyordum ama ona başından beri hiç güvenmemem mi gerekiyordu bunca zamandır? Öyleyse ben daha kendi varlığımı bile koruyamıyorken Aludir de olamamış oluyordum.

Zihnim tam bir karmaşa içerisindeyken bütün savunmam yıkılmış gibiydi. Sabahtan beri kendi kendime bir şeylere öfkelenip bir şeylerden öç alıp bir şeyleri küçümseyip bir şeyleri yok edebilmekten bahsediyordum. Ancak şu an gerçek bir kuşatma altındaydık ve benim irademle hiçbir şey gerçekleşmiyordu. Gözlerim olabildiğince açılmışken omuzlarım düşüyordu. Lenith’in sözlerini kulaklarım işitiyordu. Ağır ağır ona çevirebildiğim gözlerimle de Lenith’in endişeli gözlerle bana baktığını görüyordum. İblisini çağırmaktan bahsediyordu. Sakince etrafımızı kuşatmaya başlayan iblislere bakıyordum. Henüz saldırıda bulunmuyorlardı. Hemen anlamlandıramasam da geçen kısa sürede Lenith’in yüksek aurası onları kısmen püskürtüyor olmalı diye düşünüyordum. Tıpkı Vadlena'nın zamanında olduğu gibiydi belki de. İblisler yalnızca etrafımızı çevreleyip öylece kalacaklardı. Sakin tonda “Vadlena adındaki Anahtar'da olduğu gibi auran onları uzak tutuyor olabilir ama bunu iblisin ortada olmadan ne kadar sürdürebilirsin bilmiyorum. Belki de durmalarının sebebi Raldrin'dir” dedikten sonra iblisleri sakince gözlemlerken “Saldırmadıkları sürece sorun yok gibi... Yine de şu durumda ölüyor olduğumu görene kadar iblisini çağırma, yoksa bu bana edebileceğin en büyük hakaret olur. Saldırmak için harekete geçerlerse ben de harekete geçeceğim. Bu sana kendin için vakit kazandıracaktır. O vakit çağırırsın” diyordum. Buzul yaratıkların hareketlerini takip edecektim. Planım basitti. Eğer iblisler saldırıya geçerlerse içimdeki tüm öfkeyle gelmekte olanın üstüne koşacak zıplayıp kafası olması gereken bölgeye basıp arkalarına doğru atlayıp onları daha uzağa kendime çekmeye çalışacaktım. Bu sırada Lenith için zaman kazanabilirdim diye düşünüyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

01 Mar 2023, 17:12

Lenith’e söylediğin sözlerin ardından, durumu anladığını belirten Lenith kafasını hafifçe sallamakla yetinse de, yüzündeki endişe halen varlığını koruyor. Bir yandan da, sanki tüm yükü senin omuzlarını yüklemiş gibi bir hissin Lenith’ten yayıldığını yüz hatlarından anlayabiliyorsun. Ancak şu an için birbirinizi telkin etme veya övme zamanı olmadığını bildiğin için iblisleri gözlemlemeyi sürdürüyorsun. Önünüzde beliren beş iblis, buz üstünde yavaşça kayarcasına size doğru gelmeyi sürdürürken, tepeyi tırmanan iblislerin ilk partisinin bastığınız zemine ulaşmasıyla tam bir abluka altına alınıyorsunuz. Bu aşamada iblisler sizi sıkıştırmaya devam ediyor ve birkaç saniyenin sonunda, tepenin aşağısına inen yol iblisler tarafından çevrilmiş oluyor. Tam bu sırada, karanlıkta gözlerini ilk açtığın anda seninle aynı konumda olan kişilerin iblisler tarafından çevrelendiği ve senin umursamadan gittiğin an gözlerinin önünde beliriveriyor. Belki de Vadlena’nın ismini zikretmiş olman bu anıların daha kolay bir şekilde canlanmasına fırsat veriyor. Sebebi ne olursa olsun, o anın bir benzerini yaşamak, kaderin nahoş bir şakası gibi buruk bir tat bırakıyor ağzında.

İblislerin etrafınızı sarması akabinde Lenith senden gelecek bir hareketi bekliyor. Aranızdaki mesafe neredeyse beş metreye kadar inmiş olsa bile, iblisler halen saldırma arzusu göstermiyorlar. Fakat bu aşamada, harekete geçen beklenmedik bir şekilde Raldrin oluyor. Oturduğu yerden yavaşça doğrulan Raldrin, bulunduğu ortamdan duyduğu memnuniyetsizliği her bir zerresinde hissederek ve bunu çevresine de hissettirerek iblislere bakıyor. Ardından ağzından tek bir kelime dahi etmeden yavaşça ve neredeyse ayaklarını yere sürüyerek ilerlemeye başlıyor. Yanından geçip gittiği sırada göz göze geldiğinizde, hayallerinde o haşin Raldrin olsa bile, karşında umursamaz bakışları buluyorsun. Sana adeta “ne var” dercesine bir bakış attıktan sonra adımlarını iblislere doğru atmaya devam eden Raldrin, buzdan iblislere bir metre kadar kala “Açın yolu da geçeyim.” diyor son derece normal bir şeyi arzular gibi. Raldrin’in bu sözleri, iblislerin ilerlemesine ilk kez sekte vururken, yerlerinde hareketsiz kalmaları karşısında Raldrin “Kulaklarınız da mı buz tuttu bilmiyorum ama ortam benlik değil, müsaade edin.” diyor. İblislerin konumlarını halen korumaları üzerine Raldrin adımlarını hiçbir şekilde kesmiyor ve beş iblisin arasından geçip gitmek için ilerlemeyi sürdürüyor. Raldrin’in adımları, iblislerle temas ettiği anda, duvara çarpmış gibi kesiliyor ve iblisler yerlerinden hiçbir şekilde kıpırdamıyor.

Raldrin’in geçişine izin vermeyen ve verecek gibi de durmayan iblislere karşı, Raldrin bir süre öylece bakmakla yetiniyor. Bu süre zarfında arkanızdan gelen iblislerin sizi ileriye doğru ittirmeye başlaması, önünüzdeki iblislerle aranızdaki mesafenin kapanmasına neden oluyor. Ne var ki, Raldrin’in bu ana uygun düşmeyen isteğinin önünüzdeki iblisleri hareketsiz kılması, mesafenin hala sizin lehinize olmasını sağlıyor. Raldrin’in dolayı bir şekilde sağladığı bu faydayı aklının bir köşesine kazıdığın anda, Raldrin kafasını sola doğru çevirip omzunun üzerinden sana bakarak “Diniel… Sanırım beni duymuyorlar. Söyle de çekilsinler.” diyor. Ağzından çıkan kelimelerin donukluğu havadan bile soğuk olsa da, esas sorun bu kelimelerin anlaşılabilir olmaması oluyor. Zira Raldrin’in mıymıy konuşmasını kendin anlayabiliyor olsan bile, Lenith sana ne olup bittiğini soran bakışları Raldrin’in sözlerinin en azından Lenith için pek anlaşılır seviyede olmadığını sana gösteriyor.
Off Topic
Konu içerisinde pasiflik uygulanmaması, bu mesaj itibariyle sonlanmıştır.

Konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

01 Mar 2023, 19:36

Sözlerimi onaylamıştı Lenith. Bunu duyduğumda nedensizce içimde bir huzur hissetmiştim. Ancak bütün bu hisler sanki varlığımın tam tersi gibi geliyordu. Sanki aslında son saniyeme kadar öfkemde boğulup bu iblislerin içerisinde son nefesime kadar içimdeki alevi saçmam gerekiyordu gibi geliyordu. Belki de bu hissin sebebi tüm yükü bana yüklemesindendi. Bunu anlamadığım gibi anlamlandırmaya vaktim de olmuyordu. İblisler kayarcasına yaklaşmaya devam ederken sonunda içerisinde kaldığım durum ardımda bıraktığım insanlar gibi, Zenahpuryu’nun durumu gibi oluyordu. Ağzımın kıyısına ufak çarpık bir gülümseme yerleşiyordu bunu hatırlayınca. Biraz sonra yapacaklarımın kararını öncesinde Lenith’e söylemiş olmam iyi olmuştu. Olur da kurtarma çabasına girer diye endişelenirdim yoksa. Ancak ben daha harekete geçemeden Raldrin kuluçkaya yattığı yerden rahatsız olmuş, ayağa kalkmıştı. Başta bir şey yapacak sanıp yüzüm kısmen nötr hal alıyordu. Yanımdan geçip giderken ki yüzündeki ifadeyi gördüğüm anda ise bu düşüncem siliniyordu. Ardından iblislere yol açmasını söylediğinde bir şey olacak sanıyordum yeniden. Onun sözü üzerine iblislerin ona doğru olan tarafındakilerini durdurabilse de Raldrin’e yol vermiyorlardı. Raldrin karşısına çekilen bu set konusunda belki de ne yapması gerektiğini düşünürken bizim de alanımız mecburen değişiyor ve tepenin ucundan Raldrin’e doğru kaymak durumunda kalıyorduk. Raldrin’nin omuz üstünden bana bakışını görüyordum. Sözlerimle onları başımdan defedebilecekmişim gibi söyle de çekilsinler diyordu. Ona olan bakışım geçen tüm süre boyunca yalnızca hayattan bezmiş gibi oluyordu.

Tüm gördüğüm bu iblis kapanı ve Raldrin bana sanki aslında yoklarmış, burada sadece Lenith’le öylece ayakta duruyormuşuz gibi geliyordu. “Bundan daha garip bir rüya göremezdim” diye içimden geçiriyordum kafamı yukarı kaldırıp bir saniyeliğine de olsa gri ve bomboş gökyüzüne bakarken. Aklımın bir köşesinde başarısız olursam yapacağım hamle dursa da bakışlarımı yeniden Raldrin’e çevirdiğimde ne yapmak istediğini sorguluyordum. İçinde bulunduğumuz koşullar içinde aklıma tek gelen şey bağı umursamayıp çekip gitmek istediği oluyordu. Gitmek mi istiyordu? Bu sefer önünü kesmeyecek hatta önünü açacaktım yapabiliyorsam. Yaşadığım tüm bezginliği havanın soğuğuyla harmanlayıp sonuna kadar sesime yansıtarak “Yıkılın karşımdan… Basit buz parçaları…” diyecektim iblislere duyulur yükseklikte. Bu işe yaramazsa Lenith’e başımla bir sinyal çakıp Raldrin’in aksi yönde iblislere doğru koşup biraz önce planladığım hamleyi uygulayacaktım.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Mar 2023, 16:29

Ciğerlerine doldurduğun havayı öfkenle yoğurarak dışarıya salıyorsun sözlerinle. Sesin, havanın soğuğunu titretmek ister gibi yayılıyor ve anlık sessizlik ortamından sonra karşındaki ve ardındaki manzarada değişen hiçbir şey olmadığını görüyorsun. Raldrin, adeta boşluğun içinde var olan bir kara delik gibi enerjini sömürecek türden bakışlarını sana çevirdiği anda “Bu lafa da gitmedilerse, harbi ayıp ediyorlar!” diyor iğneleyici bir alaycılıkla. Ardından ise, senden umudunu kesmişçesine bakışlarını tekrar önüne döndürüyor ve karşısındaki buzdan iblislere odaklanıyor.

Sözlerinin işe yaramaması, seni önceki planını uygulamaya itiyor. Lenith’e bu yönde başınla bir sinyal çaksan da, durumu pek anlayamayan Lenith sana öylece bakmakla yetiniyor. Ancak adımlarını atmaya başlamanın ardından, Lenith de seni takip etmek için arka tarafınıza, yani tepenin aşağısına inen tarafa doğru koşmaya başlıyorsun. Karşında, birkaç sıra halinde durmaya çalışan iblislerden ilkinin üzerinden atlıyor ve kafası olduğunu varsaydığın bölgeye basarak havada ilerlemiş gibi oluyorsun. Bu sayede, sıra halinde olan tüm iblisleri aşman mümkün oluyor ve kendini bir anda tepeden aşağıya inen yerde buluyorsun. Buz zemin, adımlarının sabitlenmesini imkansız kılıyor ve birden kayarak aşağıya doğru düşmeye başlıyorsun. Tam bu esnada, gözün tamamen senin hareketlerinle ilerlemeyi tercih etmiş olan Lenith’i görüyor. Yere bastığı anda, tıpkı o da senin gibi kaymaya başlıyor.

Tepeden aşağıya doğru kayarken tutunacak herhangi bir taş veya kaya parçası arasan bile, bunu bulamıyorsun. Ancak bunun olumlu tarafı ise, kafanı veya başkaca yerlerini çarparak sana zarar vermesi muhtemel bir durumun da ortaya çıkmaması oluyor. Bu kayışınla birlikte, düz zemine ulaşman yaklaşık 15 saniyeyi buluyor ve düz zeminde de bir süre kaydıktan sonra, hızını kaybedip durmayı başarıyorsun. Hemen senin ardından gelen Lenith de hemen hemen seninle aynı noktada duruyor ve böylece, çevrenizi saran iblis furyasından kurtulmuş görünüyorsunuz.

Yavaşça yerden doğrulmaya başladığın anlarda, Lenith de yerden kalkmaya çalışıyor ve gayriihtiyari olarak üstünü silkeliyor. Bu hareketinin yersizliği ile birkaç saniye donakalan Lenith sana bir şeyler söylemek istese bile, bir anda yayılan farklı bir aura ile bakışları tepeye doğru kayıyor. Karşılaştığınız iblislerin yaydığı auradan farklı olan bu aura, bir anda tüm soğuğu yok edip içini ısıtmaya başladığında, aklına birkaç düşünce geliyor. Zira bu aurayı, Raldrin’in Kho’Raktar ve Ibe Anu ile olan mücadelesinde de hissetmiş olman, Raldrin’in harekete geçtiğini sana belli ediyor. Yayılan bu aura ile birlikte Lenith’in bakışları üzerine dönüyor ve neler olup bittiğini korku dolu bakışlarıyla sana soruyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

05 Mar 2023, 19:17

Sözlerim en ufak bir etki etmemişti. Raldrin’in sözüne iş yapmak zaten akıl karı değildi ama belki işe yarar da defolur gider diye düşünmüştüm. Olmamıştı. Üstelik bir de Raldrin bana laf ediyordu! Aklımı kaçıracaktım. Eh, buraya kadarmış herhalde diyerek Lenith’e attığım sinyalin ardından planladığım gibi koşmaya başladığımda Lenith’in de aynı şekilde ardımdan koştuğunu fark etmiştim. Şu an durumu tartışacak vakit olmadığı için devam edip iblisin üstünden atlıyordum. Ancak bu sefer de hiç beklemediğim bir şey gerçekleşiyordu! İblisin üstünden atladığım gibi kendimi onları uzaklaştırıp oyalarken değil, tepeden aşağı doğru düşüp kayarken buluyordum.

Öylesine büyük bir yokuştu ki burası aşağı kayışım on beş saniyeyi buluyordu. Sonunda ise bir noktada durmayı başarabiliyordum. Ellerimi soğuk zemine koyup destek alırken karmakarışık olan saçlarıma sol elimi götürmek istesem de dengemi sağlamak adına toparlanmaya çalışmamla yarıda kalıyordu bu eylemim. Ardından doğrulduktan sonra herhangi bir yere kafamı çarpmadığım için şanslı olduğumu düşünüyordum. Böyle saçma bir şekilde ölmek istemezdim doğrusu. Ellerimi silkeledikten sonra saçlarımı düzeltirken Lenith’in de üstünü silkelediğini görüyordum. Ona o sırada bir şey söylemek istemediğim gibi o da zaten donup kalıyordu. Bir şey söyleyecek gibi olsa da ortaya yayılan farklı bir aura ile kesiliyordu bu hamlesi. Yayılan aura ile eş zamanlı olarak içimin ısındığını hissediyordum. Bu hissi Raldrin’den Kho’Raktar ve Ibe Anu ile mücadele ederken de hissetmiştim.

İçimde hissettiğim bu sıcaklık ile mutlu muydum? Hayır! Lenith bana bakıyordu. Gözleri korku doluydu. “Zavallı” diye düşünüyordum. Onu hayatta tutacak olan kişi öyle rezilliklere girdi ki, o kadar olacaklara güvenemiyor ki korkup duruyordu. Otomatik devreye giren kibrim ile bana böyle bakmasına sinirlendiğimi hissediyordum ama bu tüm olanlar hızlıca zihnimde toparlandıktan sonra bu hiçbir şey kalıyordu. Bakışlarımı tepeye doğru çeviriyordum. Bütün bu patırtı şamata sona ermiş gibi yüzümde aydınlanmış gibi bir dinginlik, ağzımın kıyısında ufak bir tebessüm vardı. Kulağımda üste açılmayan camın önüne gelen kuşların çıkardığı gibi boğuk gelen kuş cıvıltılarını bile duyabiliyordum. Birkaç saniye bu şekilde tepedeki Raldrin’in olduğu yere baktıktan sonra gözlerimi kapatıyor ve sakince tüm bu yüzümdeki dinginliğe rağmen neredeyse avuç içimi kanatacak kadar sıkıca sıktığım yumruklarımı da yavaşça gevşetirken ne yaparsam yapayım bütün yeryüzünü yok etmek isteyecek kadar içimde öfke var olsa da bir şey yapamayacak olduğumu anlamıştım. İblis diyarında kendimi bir türlü burada konumlandıramıyordum Raldrin yüzünden. Bu bir pes ediş değildi ancak karşımdakine daha fazla açık vermek istemiyordum. O yüzden bütün duygularımı içime çekiyordum adeta. Yüzüm biraz daha nötrleşiyor ve Lenith’e döndükten sonra “İblisine tam olarak hükmedemezsen böyle şansa kalırsın” diyordum sadece. Ardından daha sert tonda “Başkalarına ait iblisler de gördüm, iblisten çok yoldaş gibi davranıyorlardı. Bana da yazgı Raldrin’i verdi” demenin ardından bir tık daha tonumu sertleştirerek “Sen de kendi iblisin konusunda dikkatli olmalısın. Bu yaratıklara güvenilmiyor” dedikten sonra etrafıma bakınıp odaklanmaya çalışacak ve yeni varlıklar hissetsem de hissedemesem de “Etrafımıza yeniden iblisler doluşabilir. Öyle olursa bu sefer sana kaldık” diyecektim. Raldrin’e buradan seslenmemin anlamı olduğunu düşünmüyordum. O yüzden sadece beklemeliydim belki de. Belki de yolumuza devam etmeliydik. Kararsız kalmıştım. Bunların dışında onca rezilliğe rağmen nasıl Lenith'e böyle ablavari davranabildiğime de şaşırıyordum içten içe.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Wrufolst Bölgesi”