Eğer Inias'ın, bulunduğu kurgusal gerçekliğin ötesindeki gerçeklikten haberi olsaydı, kafasında yüksek olasılık ile ve son ses ile şu sözler çalardı.
"BİNDİK BİR ALÂMETE, GİDEYOZ KIYÂMETE! AMANİİİİİİİİİİİİİN!"
Ding, ding, ding! Bugünün boks maçına hoşgeldiniz, değerli izleyiciler! Mavi köşede geleceğin parıldayan yıldızı, savaşçı felsefesinin kurucusu, Inias var! Karşı köşede ise, Evrenin Kurucularından, 11 Havari'nin Efendisi, Aclania'nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri, Eletha "Visyn" Noooorkiaaaaaaan! Yan köşede ise İblis Boyutu'na ilk ziyaretinde on iblis katletmiş, Acı İmparatoru, Cyyyyyyysaaaaaaaaaa! Bir diğer köşede ise, umursamaz ve vurdumduymaz olmasına karşın en güçlü türe mensup iblisin aludiri, Diiiiiniiiiiieeeeeeeeeeel! Inias bu üç rakibine karşı ne halt yiyecek? Hangi Tanrı'nın bizzat irade edeceği mucize ve acıma ile hayatta kalabilecek? Bu dezavantaj Sevr Antlaşması'nda bile yok sevgili izleyenler! Bahadırımız götünü kurtarabilecek mi? Göreceğiz! Az sonra!
Inias bir hayli rahatsız bir ruh hâline bürünüyor ve bunun suratına yansımasından endişe ediyor. Hükümdarı kavrayamadı, görevi ilkelce anlayabildi, Diniel'in tavrı ileride sorun çıkaracak gibi, Cysa'nın ona karşı gerçekleştirdiği her bir söz ve davranışı hâlâ yersiz ve garip buluyor. Ne hükümdara onu anlamak için soru sorabiliyor, ne Diniel ile iki lafın belini kırabiliyor, ne de Cysa'ya bir şey diyebiliyor. Bir dakika, Cysa'ya bir şey diyebilir! Hazır Cysa kendisini koluna takıp takımlara ayrılmayı öne sürmüşken Inias oyun bozanlık yapmadan akışa kapılsa ve İblis Boyutu'na geçince ağzındaki baklayı çıkarsa, işte bu, yerinde olur.
Inias onun kolundan tutup onu kaldırmaya çalışan Cysa'ya karşı ufacık bir direnç gösteriyor önce. Ardından kendi kuvveti ile kalkarak küçük direnç gösterisinin nedenini açıklamış oluyor. Elini yüreğinin biraz altına götürüyor ve hükümdara doğru başını eğiyor. "Yüksek müsaadenizle, hükümdarım. Görev beklemez." Sonrasında doğrularak Cysa'ya tebessüm ediyor. "Lütfen, yolu göster." Ne olursa olsun insan olmak ile ilişkilendirdiği bu saygı ve sevgi dolu söz ve davranışlarından ödün vermek istemiyor. Bu kadar karmaşık bir dünyada kendisini kaybetmek en büyük korkusu olabilir. Cysa ile İblis Boyutu'na geçtiği gibi de gözlerinin içine bakıp "Tanımadığın bana karşı bu olumlu tavrını anlamlandıramıyorum. Aydınlat beni." demeyi hedefliyor. Önce bu kızın olayının ne olduğunu çözmesi gerek. Sonrasında ise hükümdarı çözmesi gerek. Diniel ile de bağını koparmaması gerekli. Hmmm, kişilerarası ilişkiler şimdiden onu zorlamaya başlıyor. Hayırlısı!
"BİNDİK BİR ALÂMETE, GİDEYOZ KIYÂMETE! AMANİİİİİİİİİİİİİN!"
Ding, ding, ding! Bugünün boks maçına hoşgeldiniz, değerli izleyiciler! Mavi köşede geleceğin parıldayan yıldızı, savaşçı felsefesinin kurucusu, Inias var! Karşı köşede ise, Evrenin Kurucularından, 11 Havari'nin Efendisi, Aclania'nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri, Eletha "Visyn" Noooorkiaaaaaaan! Yan köşede ise İblis Boyutu'na ilk ziyaretinde on iblis katletmiş, Acı İmparatoru, Cyyyyyyysaaaaaaaaaa! Bir diğer köşede ise, umursamaz ve vurdumduymaz olmasına karşın en güçlü türe mensup iblisin aludiri, Diiiiiniiiiiieeeeeeeeeeel! Inias bu üç rakibine karşı ne halt yiyecek? Hangi Tanrı'nın bizzat irade edeceği mucize ve acıma ile hayatta kalabilecek? Bu dezavantaj Sevr Antlaşması'nda bile yok sevgili izleyenler! Bahadırımız götünü kurtarabilecek mi? Göreceğiz! Az sonra!
Inias bir hayli rahatsız bir ruh hâline bürünüyor ve bunun suratına yansımasından endişe ediyor. Hükümdarı kavrayamadı, görevi ilkelce anlayabildi, Diniel'in tavrı ileride sorun çıkaracak gibi, Cysa'nın ona karşı gerçekleştirdiği her bir söz ve davranışı hâlâ yersiz ve garip buluyor. Ne hükümdara onu anlamak için soru sorabiliyor, ne Diniel ile iki lafın belini kırabiliyor, ne de Cysa'ya bir şey diyebiliyor. Bir dakika, Cysa'ya bir şey diyebilir! Hazır Cysa kendisini koluna takıp takımlara ayrılmayı öne sürmüşken Inias oyun bozanlık yapmadan akışa kapılsa ve İblis Boyutu'na geçince ağzındaki baklayı çıkarsa, işte bu, yerinde olur.
Inias onun kolundan tutup onu kaldırmaya çalışan Cysa'ya karşı ufacık bir direnç gösteriyor önce. Ardından kendi kuvveti ile kalkarak küçük direnç gösterisinin nedenini açıklamış oluyor. Elini yüreğinin biraz altına götürüyor ve hükümdara doğru başını eğiyor. "Yüksek müsaadenizle, hükümdarım. Görev beklemez." Sonrasında doğrularak Cysa'ya tebessüm ediyor. "Lütfen, yolu göster." Ne olursa olsun insan olmak ile ilişkilendirdiği bu saygı ve sevgi dolu söz ve davranışlarından ödün vermek istemiyor. Bu kadar karmaşık bir dünyada kendisini kaybetmek en büyük korkusu olabilir. Cysa ile İblis Boyutu'na geçtiği gibi de gözlerinin içine bakıp "Tanımadığın bana karşı bu olumlu tavrını anlamlandıramıyorum. Aydınlat beni." demeyi hedefliyor. Önce bu kızın olayının ne olduğunu çözmesi gerek. Sonrasında ise hükümdarı çözmesi gerek. Diniel ile de bağını koparmaması gerekli. Hmmm, kişilerarası ilişkiler şimdiden onu zorlamaya başlıyor. Hayırlısı!




