Doğmuşlardan Gözü Kara Olanı (Dina)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

18 Jan 2023, 12:14

İblise ismini bahşetmenin ardından, iblisin gözlerindeki öfkenin parıltılarının ruhuna temas ettiğini hissediyorsun. İblis bitkinliğine rağmen aldığı derin bir nefesin ardından “Ben Vybukh!” diyor sadece. İsmini söylemesinin ardından Vybukh’un vücudunda bir anda kırmızı bir parlaklığın belirmeye başladığını görüyorsun. Giderek göz alıcı bir hal alan parlaklığa karşı Vybukh’un bakışlarındaki öfkenin arttığını görüyorsun. Olup bitene, en az senin gibi anlam veremediğini fark ettiğin Vybukh, parlaklığın kaynağını keşfetmek ister gibi zar zor kafasını hareket ettirip bedenine bakıyor. Ancak bakışlarındaki öfke anlamsızlığın yarattığı boşlukla bütünleşirken, Vybukh kafasını yere tekrar koyarak bu kez sana karşı teslim olmuş gibi bir tutum sergiliyor. Kırmızı parıltı, yavaşça Vybukh’un vücut hatlarının silinmesine neden olurken parıltı tüm karanlığı aydınlatmak ister gibi yayılmaya devam ediyor. Giderek formsuz bir hal alan parıltı, bir anda tüm vücudunu sarmak için hareketleniyor. Vücudunun etrafında dolanmaya başlayan parıltı, yavaş yavaş sanki bir zırh gibi vücuduna oturmaya başlıyor ve içine dolan bir sıcaklık fark ediyorsun. Bu sıcaklığa kendini bırakırken, parıltı son olarak vahşi dişlerini de ağzından hissettiriyor ve adeta kendini Vybukh’un bedeni içinde var hissediyorsun. Seni sarmalayan parıltıyı vücudunun absorbe etmesiyle birlikte, vücudun ansızın bitkinleşmiş gibi kendini yere salıyor. Önce dizlerinin üstüne çöküyorsun, ancak Almazath tehdidi nedeniyle kendini bırakmamak adına son bir çırpınış gösteriyorsun. Tam bu esnada ise, Azuldir’in hamlesinin geldiğini görüyorsun.

Azuldir, sanki atacağı adım için senin işini bitirmeni bekler gibi duruyor. Yaşanan olay, bir anlığına Almazath’ın da dikkatini çekmiş gibi duruyor. Bu sayede, Azuldir ortamın kendisine kalmasından memnun olmuş gibi bir tebessüm attıktan sonra “Parla… Maeve!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Azuldir’nın vücudundan bir anda parlamaya başlayan sarılık, adeta onun da parlamasına neden oluyor. Tüm vücudu saran sarı, parlak bir ışıkla çevrelenen Azuldir’in kaslarının gerilmeye başladığını görebiliyorsunuz. Azuldir’in çevresindeki sarı ışık giderek göz alıcı bir hale gelirken, sarı ışık Azuldir’in yere paralel şekilde açtığı iki eline doğru toplanmaya başlıyor. Gözlerinizin hemen önünde sarı ışık, adeta bir kedinin şekline bürünürken, bir anda beliren iki kuyruğu havada sallanmaya başladığına şahit oluyorsunuz. Azuldir’in avuçlarının içinde toparlanan sarı ışık giderek cisimleşirken yaklaşık yarım metre uzunluğunda, sarı tüylü, iki kuyruğu olan bir kedinin yalanmaya başladığını görüyorsunuz!


Image


Adeta senin yaşadığın sürecin tam tersini ortaya koyan bu hareketinden sonra Azuldir kırmızı gözbebeklerine sahip Maeve’yi hafifçe yere bırakırken “Tamamı senindir Maeve… Ve unutma, senin için yine geleceğim!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Maeve tamamen Almazath’a dönerken, bir iblisin yok oluşu, bir iblisin var oluşu ve bir iblisin tehdidi ile Almazath’ın yüzündeki tebessüm çizgilerinin arttığını görüyorsun. Tüm şirinliğine rağmen Maeve hiçbir tereddüt göstermeden Almazath’a doğru gittiğinde, Azuldir hızlıca senin yanına geliyor ve seni adeta bir kedi gibi ensenden yakaladıktan sonra hızla Almazath ve Maeve’den uzaklaşmak için koşmaya başlıyor! Tam bu anlarda, artık vücudunun direncinin kalmadığını ve kendini içindeki sıcaklığa bırakman gerektiğini hissediyorsun. Gözlerin yavaşça kapanırken, en son gördüğün şey Azuldir’in gözünden düşen yaşlar oluyor. Zihninde Vybukh’un şaşkın ve anlamsız hırıltısını duyuyorsun.


“İblisini gerçekten orada bıraktı!”

Off Topic
Son bir RP daha alalım senden, sonrasında konuyu sonlandırabiliriz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Dina
Posts: 158
Joined: 13 Nov 2022, 05:50

19 Jan 2023, 01:35

Yorgun ve bitkin düşmüş bedenine rağmen, metanetini birleştirdiği kadim bir nefesle ortaya çıkarmıştı ruhunu. Karşısındaki mahluk, ismini bahşederken harflere dökülen her bir rüzgar kırıntısında hissetmişti öfkeyi ve hiddeti. Pervasızlığın uçurumlarında dolanan bir küçük kuş gibi çaresiz hissediyordu belki şimdi de kendisini. İkili birbirlerine isimlerini bahşettikten sonra ise yakuttan bir güneşi andıracak kadar kırmızı bir şekilde parlamaya başlamıştı. Al ışık, göz bebeklerinin çeperlerine kadar yerleşirken adının Vybukh olduğunu öğrendiği yaratığın hiddeti git gide artıyordu. Ruhu köpürüyor, belki kemiklerinin arasındaki kireç boğumları çatırdıyordu. Bu noktada kendisi de fazla bilgiye vakıf değildi anlaşılan. Nedensizce bedenine bakıyor ve bu esnada belki takatsizlikten, belki de isteksizlikten kafasını yere eğerek teslimiyete erdiriyordu kendisini. Ruhen bitik sayılmazdı, fakat bedenen bitik olduğu bir gerçekti. Bu kırmızı hale ise git gide parlaklaşmaya başlıyordu. Dina için anlamsız, ancak göz alıcılığına değecek kadar güzel bir deneyimdi. Ağzı, kulaklarına varana kadar açılmış, göz bebeklerine dolan kırmızı ışık artık bedeniyle raks eder olmuştu. Artık kırmızı ışığın formu daha bir az belirgin, daha akışkandı. Vücuduna hücum eden hale onu sararak tamamen oturmaya başlıyor gibiydi. Dina bunu deneyimlediği esnada konuşmayı denememiş, gülmeyi denememiş ve herhangi başka bir şey düşünmemişti. Yaşadığı deneyim bir nevi 'ilahi' bir deneyim idi. Bir noktada, bu kadar çirkin ve aptal bir mahlukun; bu derece ilahi bir fenomene vakıf olması fazlasıyla kafa karıştırıcıydı. İçinde yükselen tüm sıcaklık kendisini onun hırıltısı, hiddetin temsili olan gözleri ve kılıç keskinliğindeki dişlerine bırakıyordu. O yaratığı hissedebiliyor ve anlayabiliyordu sanki. Onun vahşi bedeninde bir noktada gibiydi. Bir diğer yandan, tamamen özgürdü. Vücudu tüm haleyi absorbe ettikten sonra ise kendisini ilk defa bu kadar bitkin ve yorgun hissetmişti. Dizlerinin üzerine düşerken yere kapaklanmamak adına kendisini zorlamıştı. Almazath'ın varlığı ve az önceki tehtidin büyüklüğü bilincinin derinlerinde bir yerde bu refleksi almasını sağlamış olsa gerek.

Azuldir memnun görünüyordu. Her zamanki gibi muzip bir gülümseme ile ağzından cümleleri dökmüştü. Parla, Maeve... Bu sözlerin anlamını Dina ilk başta bir 'çağrı' olarak nitelendirmişti. Maeve, onun iblisiydi ve Azuldir onu çağırıyordu. Öyle ya, o da az önce Vybukh'un enerjisini bir şekilde özümsemiş olmalıydı. Burası iblis diyarı olduğuna göre, Azuldir için de iblisini çağırmak çok zor olmamalıydı. Bu havalıydı. Havalı bir cümle ile iblisi çağırmak. Sarı bir hale Azuldir'in etrafını sararken git gide daha da parlaklaşmaya başlıyordu. Hemen ardından Dina'nın hiç de beklemediği bir şekle bürünmüştü. Bir kedi.. Tatlı, minik ve iki kuyruğu olan bir kedi. Dina'nın kalbi erimeye başlamıştı. Bir miktar da özenmişti. İçinden geçirdi. "Maeve çok tatlıymış.. Bir de benimkine bak. Eşkiya resmen."

Azuldir bu hamlesinin ardından çağırdığı iblisi hafifçe yere bırakmaya başlamış ve bir cümle kurmuştu. Dina için bu cümleyi anlamak zor değildi. Yine geleceğini söylüyordu. Yine gelmek... Yani gidiyorlardı. Ve Maeve burada kalacaktı. Bu diyarın kurallarının neredeyse hiç birine vakıf olmayan Dina için anlaması çok zor bir şeydi. Neden Almazath ile dövüşmediler ki? Bunun sebebi onu yenemeyecekleri olabilirdi. Bir diğer sebebi ise Dina ve Vybukh'ın varlığı olabilirdi. Azuldir belki de bir kumar oynamak yerine 'feda' hamlesi yapmak istemişti. Keza, Almazath'ın yüzündeki tebessüm her geçen an dozunu arttırırken Maeve ise Almazath'a doğru ilerliyordu. Tam o noktada Dina'nın bitap bedeni tıpkı bir çuval gibi taşınıyordu. Dina bunu çok sonradan farketmişti. Azuldir, bir şekilde onu kapıp oradan uzaklaştırmaya başlamış olmalıydı. Dina'nın az önceki olaydan sonra pek enerjisi kalmamıştı, kendisini bırakmak haricinde bir seçeneği yok gibiydi. Bir şekilde Azuldir'e güvenmek zorundaydı. Artık onun denkleminden çıkmıştı. Gözünden akan yaşlar son görebildiği karelerdi. Gözlerini kapattıktan sonra Vybukh'un hırıltıları kulaklarında yankılanmaya başlamıştı.

Tahmin ettiği gibi, bu bir feda.

Veda ya da elveda. Bir şekilde bunlara alışamayacak gibi hissetmişti. Belli ki duyguları vardı. Her insan gibi duygulara sahipti. Fakat onun için farklı işliyor gibiydi. Gözyaşlarından dolayı Azuldir'i hakir göremezdi. Zira bir gün ağlaması gerekirse ağlardı, gülmesi gerektiğinde güleceği gibi. Azuldir'in bu duruma düşmesinin sebebi bir noktada kendisi idi. Fakat bunun için bir suçluluk veya mahcubiyet hissetmiyordu. Çünkü Dina için sorumluluklar kırılgan tuğlalardan ibaret idi. Taşıyamayacağı kadar üst üste bindiklerinde bir şekilde kırardı. Gözleri kapanalı çok olmuştu. Yorgunluğun vücudunu teslim alışı üzerine edemediği tebessüm biraz geç gelecekti. Şimdi ise açık kalmış ağzından görünen tavşan dişleri ve akan salyaları yoldaşlık ediyordu ona.

Image
Karakter - Künye
Image
İsim: Dina
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 21
Boy: 165
Kilo: 48
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: -
Mevcut Para: 9.550
İtibar: 6


Profil
Güç: 1
Dayanıklılık: 2
Çeviklik: 3
İrade: 6
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 4
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 2

Ekipmanlar/Eşyalar
-
İblis - Künye
Image
İsim: Vybukh
Cinsiyet: Erkek
Boy: 2.25
Kilo: 217
Tür: Yaratık
Seviye: Razguk

Profil
Varlık: 5
Güç: 6
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 6
Arun: 7
Duren: 4
İrade: 5

Yetenekler
Element Yaratıcısı

Teknikler

Azgın Canavar - C Rank
Misket Bombası - C Rank
Kuyruk Kırbacı - B Rank

Ekipmanlar/Eşyalar
Bel Çantası
3 adet Cam Fanus
2 adet Yağ Matarası
40 adet Demir Bilye
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

20 Jan 2023, 15:45

Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Konu Sonu Ödülü
  • İblis Vybukh
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”