Ayrılış ve Başlayış (Inias | Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Jan 2023, 17:09

Organizasyonlarınıza dahil olmanızın ardından, üs içinde farklı zaman dilimlerinde de olsa görevli bir personel tarafından bir odaya götürülüyorsunuz. Tanıdık koridorlara bilinmeyen koridorlar ekliyor ve birkaç merdiven inip çıkmanın ardından, daha önce görmediğiniz bir odaya varıyorsunuz. Bu ana kadar neden bu şekilde bir yönlendirme yapıldığını ve neden bu odaya geldiğinizi anlayamıyorsunuz. Nitekim, size rehberlik eden kişi de bu konuda size herhangi bir bilgi vermiyor. Odanın önüne geldiğinizde ise, odanın içinde beklemenizi ve biriyle görüşeceğinizi size söyleyen görevli, odaya girmenizi bekliyor. Odanın kapısını nazik bir şekilde size açtıktan sonra, odaya girmenizin ardından kapıyı kapatıyor.

Odaya geldiğiniz anda ilk dikkatinizi çeken şey, buranın son derece küçük ve herhangi bir mobilya içermeyen oda olması oluyor. Bir camın bile bulunmadığı odaya sinmiş havasızlığın kokusu ilk aldığınız birkaç nefeste zorlanmanıza neden oluyor. Ancak hızla bu duruma alışmanızın ardından, odanın taş zemininin kirli oluşu ve odanın köşelerinde görebildiğiniz örümcek ağları, bu odanın epeydir elden geçmediğini size gösteriyor. Ne var ki, odayı aydınlatmak için konulmuş gaz lambalarının doluluk oranına baktığınızda, bunların yeni konulmuş olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Birinizin tek başına odada beklemesinin üzerinden geçen yaklaşık yirmi dakikanın sonunda, odaya bir diğeriniz geliyor. Esasen yaşadığınız ayrılığın ardından birbirinizi görmek bir anda içinizi ısıtıyor. Ancak ikinizin de kafasında beliren belirsizlik, bir şekilde bu sıcaklığı dışarıya vurmanızı engelliyor. Kendi aranızda başladığınız sohbetin üzerinden geçen on dakikalık bir sürenin ardından ise, odanın kapısı bir kez daha açılıyor. Kapının açılmasıyla birlikte, bir anda odaya dolan baskın aura sizi istemsizce yerinizde sabit kılıyor. Bakışlarınız vücut postürünüzü bile düzeltemeden kapıya kilitlenirken 160 santim boylarında olan, yaşlı ve beyaz saçları olan bir adamın iki elini arkasında bağlamış bir şekilde odaya girdiğini görüyorsunuz. Yaşlı adamdan üzerine gelen auranın neredeyse yerleri titrettiğini fark edebiliyorsunuz. Bu nedenle, yerinizden kımıldamak sizin için bir hayli güçken, adamın hemen arkasından 165 santim boylarında, mor-siyah saç renkleri olan ve parlak kırmızı gözleri bulunan, 20’li yaşlarında olmayan bir kızın odaya girdiğini görüyorsun. Kızı görmenizle birlikte, sanki yaşlı adamın etkisiyle üzerinize çöken karanlık daha yoğun bir hal alırken, bu kızı takiben yaklaşık 170 santim boylarında, omuzlarının üstünde biten siyah kırmızı saçları olan, yeşil parlak gözleri bulunan 20’li yaşlarının başında gibi duran bir kadının daha geldiğini görüyorsunuz. Öndeki yaşlı adam ile arkasında bulunan iki kadın sessiz bir şekilde kapıyı kapatıp, kapının tam karşısında olan duvarın önünde duruyorlar. Tam bu esnada, vücutlarınız sanki kontrolü kaybetmiş gibi bu yaşlı adama doğru dönüyor. Yaşlı adam ise sizi hızlıca süzdükten sonra yanındaki iki kadına dönüyor ve “Siz de yanlarına geçin.” diyor kendinden son derece emin ve kati bir ses tonuyla.

İki kadından daha genç olanı, özellikle Inias’a şuh bakışları ve tebessümle baktıktan sonra, Inias’ın yanına doğru yönelen diğer kadının adeta önüne atlıyor ve hafif alaycı bir tonda “Burası benim yerim olmalı.” diyor. Inias’ın yanına geçmesinin ardından omzuyla Inias’a hafifçe dokunan kadın “Hı? Öyle değil mi?” diyor bir önceki cümlesini teyit ettirmek istercesine. Diğer kadın ise yaşanan bu olaya herhangi bir tepki vermeden kadının yanına geçiyor ve beklemeye koyuluyor.

Sizi tam karşısına dizmiş olan yaşlı adam her birinize hafifçe baktıktan sonra “Ben, Aludirlerin Komutanı Agrupnia…” diyerek kendini tanıtıyor ve ardından uzun boylu kadına bakarak "Lenith.", diğer kıza bakarak "Cysa.", Inias’a bakarak “Inias.” ve son olarak Diniel’e bakarak “Diniel.” diyor.


Agrupnia
Image

Lenith
Image

Cysa
Image


Sizleri birbirinize bu şekilde tanıştırmasının ardından Agrupnia “Her biriniz organizasyonlarınıza dahil olarak gerçek bir Aludir gibi yaşamaya başlayacaksınız. Farklı organizasyonlarda olsanız bile, var oluş amacınızı unutmayacaksınız ve birbiriniz her zaman kollayacaksınız! Bu size verdiğim bir emirdir!” diyor. Agrupnia’nın bu sözleri üzerine Cysa’nın hafif kıkırdaması boş odada son derece duyulabilir hal alırken, Agrupnia’nın bakışları da keskin bir şekilde ona dönüyor. Cysa, sağ elini kaldırıp özür diler gibi bir hareket yaptıktan sonra duruşunu düzeltiyor. Bakışlarını her birinizin üzerinde gezdirmeye başlayan Agrupnia “Burası sizlerin esas yurdu, evi. Bir ihtiyacınız olduğunda buraya gelmekten ve benimle konuşmaktan çekinmeyin. Belki sizler için her şeyi yapamam, ancak elimden geleni yapacağımı da bilin. Sizler, Aclania’nın esas koruyucularısınız ve buna yaraşır insanlar olmalısınız!” diyor. Bu aşamadan sonra, Agrupnia’nın her bir sözünün emir niteliği taşıdığını anlayabiliyorsunuz. Fakat Agrupnia’da sizlere başkaca bir şey söyleyecek gibi durmuyorken “Şimdi bana yeminlerinizi verin!” diyor.

Agrupnia’nın yeminden kastı konusunda herhangi bir fikriniz bulunmuyorken, bir anda bir adım öne çıkan Lenith “Varlığımı Aclania’ya adayacağıma ve Aclania Ülkesine yaraşır bir Aludir olarak yaşayacağıma, buna layık olamazsam Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian tarafından verilecek her türlü hükme sorgusuz sualsiz rıza göstereceğime kutsalların en kutsalı, yücelerin en yücesi, onurluların en onurlusu üzerine damarlarımdaki kan ve Qen adına yemin ederim!” diyor. Cysa ise sıranın kendisine geldiğini düşünerek etrafına bakındıktan sonra çarpık bir gülümsemeyle “Ben Inias’tan sonra yemin edeceğim. Onun ağzından dökülecek kutsal sözleri tekrar edeceğim!” diyor. Hemen ardından ise bakışlarını hafif işveli bir şekilde Inias’a çeviriyor ve odada bulunan diğer kişiler gibi sizlerin ağzından çıkacak sözlere odaklanıyor.

Off Topic
Konuya ilk yazan kişi odaya ilk giren kişi olacaktır. RP’nizi bu şekilde yazabilirsiniz.

Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

06 Jan 2023, 22:16

Odaya olan yolculuğu boyunca nişanına bakıyor ve onu açıp kapatıyor durmadan. Kraliyet Savaşçıları Birliği'nin sembolü olan taç bir aydınlığa kavuşuyor, bir karanlığa gömülüyor. Artık omuzlarına binmiş olan sorumluluk adındaki ağırlığa bu şekilde alışmaya çalışıyor. Nereye neden gittiğini bilmiyor ama umursamıyor. Yanıt almanın birden fazla yolu olduğunu kavramış bulunmakta. Bunlardan biri de sabır olsa gerek. Odaya girdiğinde ise garipsediği bir manzara ile karşılaşıyor. Cam yok, yerler kirli, köşeler ağlı ama ışık canlı. Aludir organizasyonundan beklenmedik bir durum. Bu ana kadar bulunduğu odaların tam zıttı. Arkasında kesinlikle bir neden vardır diye düşünüyor. Kapı bir kez daha açılıyor ve içeri Diniel geliyor. Inias bir ilgi gösterisinde bulunmak istiyor elbette ama kafası çok dolu. Sadece şu sözleri dillendirebiliyor.

"İçimden bir ses işlerin bir hayli ciddileşeceğini söylüyor. Hazırlıklı olsak iyi olur."

Bunu demesinin ardından da haklı çıkıyor. İblis Boyutu'nda ilk bulunduğunda yaşadığı ağırlığı, basıklığı ve karanlığı bir kez daha yaşıyor. Olduğu yere çivilenmeyi deneyimlemek hiç hoşuna gitmiyor. Birisinden bu kadar aşağıda olduğunun bu kadar belirgin olması; yaşlı adam ile arasındaki güç farkının bu kadar açık olması...

Yetmezmiş gibi, gelen diğer iki kişi de ondan farksız. Onlardan da benzer bir sezgi alıyor. Bedeni iradesizce yaşlı adamı takip ediyor. Tehlike çanları Inias için çalmakta. Kendini ilk defa tehlikede hissediyor. İlk defa bir varlığı tehlikeli görüyor. Yanına gelen kızın olumlu tavrına bir gülümseme ile tepki vermek bile zor oluyor onun için. Komutan mı? İşte şimdi içi rahatlıyor Inias'ın. Az da olsa bedenini gevşetebiliyor. Bu denli bir tehlikenin onun tarafında olması, hele hele dostane konuşması, kendisini toparlamasını sağlıyor. Hem komutanı hem de sert bir mizacı olsa dahi, destekleyici olması güzel. Tek sorunu vereceği andın ne olduğunu bilmemesi ki o sorun da hemen çözüme kavuşuyor. Uzun ve ağır bir ant. Ne kadar değerli olduğu da ortada. Çekingenliğe neden oluyor bu ama Thelase ile olan konuşması aklında canlanıyor. Bu onun seçimi. Aludir olmak da, katıldığı birlik de onun seçimi.

...

Ne? Cysa denilen kızın kendisine karşı tavrı an itibariyle olumludan garibe dönüyor. Aklı karışmış bir ifade ile bakıyor kıza. Sonra hemen önüne dönüp dikkatini toparlıyor. Hızlı davranması kesinlikle andı unutup rezil olacak çünkü. "Varlığımı Aclania’ya adayacağıma ve Aclania Ülkesine yaraşır bir Aludir olarak yaşayacağıma, buna layık olamazsam Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian tarafından verilecek her türlü hükme sorgusuz sualsiz rıza göstereceğime kutluların en kutlusu, uluların en ulusu, onurluların en onurlusu üzerine damarlarımdaki kan ve Qen adına ant içerim!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

08 Jan 2023, 20:23

Odadan çıktıktan sonra yine kılavuz eşliğinde bir yerlere yönlendiriliyordum. Bilindik koridorlar dışında yeni yerlere gidiyordum bu sefer. Bir kapının önünde durduruluyor ve kapıyı bana açıyordu kılavuz. Yeniden bir oda… Protokol daha ne kadar sürecek bilmiyordum ama burada geçirdiğim vakitte anlatılan hayata dair ipuçları yakalamak oldukça güç oluyordu. Sürekli bir resmiyetin yanında kendim de sürekli insanlara karşı kuracağım cümlelerde öncelikle hesaplamalar yapıp en doğru sözleri kurmaya çalışmaktan yorulmuştum artık. Burada mutlu değildim. Biraz daha beni bu şekilde tutmaya çalışırlarsa da bütün anlaşmaları bozup gitmeyi düşünüyordum buradan. Elbette savaşarak bir şey kazanamayacaktım ancak bir çıkar yol bulabileceğime de inanıyordum.

Odanın kapısı nazikçe açılıyordu. İçeride Inias’ı gördüğümde yol boyunca yüzümde takılı kalan nötr ifade bir anda canlanıyor ancak Inias’tan aldığı farklım hissiyattan dolayı derhal ciddileşiyordum. Burada ne oluyordu?

İçeriye adımlıyor ve havayı içime çekiyordum ancak bu hemen bir pişmanlığa dönüşüyordu. Son derece havasız ve tozlu odanın pis havasını yutuyordum. Inias’la yalnız kaldıktan sonra ortamın ciddiyetinden doğru düzgün konuşmaya vakit ayıramıyordum. Etrafı incelemeye başlıyordum. Bu büyük binada pek çok yer görmüştüm ancak burası gibi bakımsız ve pis bir yer görmemiştim. Buraya daha önceden kimse uğramadığı için mi böyleydi yoksa buraya kimse girmek istemediği için mi böyleydi bilemiyordum. Bir şeyler yanlış geliyordu.

Inias’ın işlerin ciddileşeceğini söylemesinin ardından belli belirsiz bir baş sallayış ile onu onaylıyordum. Ardından kapı açılıyordu…

Kapının açılmasının ardından ortama taşan baskın aura ile yerime sabitleniyordum. Bakışlarımın odaya gelen yaşlı adamın üzerinde oluyordu. Bunu yapabilmek için çeşit yeteneği varmışçasına bir baskı üzerimde hissettiriyordu. Arkasından gelen iki kızın da gelmesiyle bu baskı gitgide artıyordu. Bir çeşit tuzağa mı düşmüştük bilemiyordum ancak kendimi tüm bunlara karşı en ufak bir hareket bile yapamaz halde buluyordum. Bunun sebebi hayatta kalma içgüdüsünün beni korumak için yapmış olduğu bir tür sistem miydi bilemiyordum ancak şu an için bu etkiye karşı gelmenin son derece mantıksız olduğunu iliklerime kadar hissediyordum. Yaşlı adam içeri gelen kadına da bizimle aynı hizaya geçmelerini söylüyordu. Kadınlar Inias’ın yanına geçmeye pek bir hevesli davranıyordu.

Yaşlı adamın kendisini ve diğer iki kadını tanıtmasının ardından ben ve Inias’ı da onlara tanıtıyordu. Sonraki cümlelerinden ise bu iki kadının bizim gibi Aludir olduklarını öğreniyordum. Aludirler Komutanı Agrupnia’nın cümleleri son derece anlamsız emirler yığını olsa bile sözlerine herhangi bir tepki vermiyordum. Sadece burada olanları anlamaya odaklanmıştım. Cysa denen kadın ise bu sözleri alaya almıştı. Agrupnia ise bakışlarıyla etki altına almaya çalışmaktan başka bir şey yapmamıştı. Ardından kendisinin bizim destekçimiz olduğunu belirtmişti. Bu sözleri içimde ona karşı bir yumuşamaya sebep olmuyordu. Bunun için de haklı sebeplerim hemen ardından ortaya çıkıyordu. Benden bir yemin etmemi istiyordu. Lenith denen kadın bir adım öne çıkıyor ve uzunca bir yemin ediyordu. Evrenin kurucularından on bir havarinin efendisi… Bu “Visyn” denilen şey neyin nesiydi böyle. Oldukça soyut bir varlıkmış gibi geliyordu. Öyle ki karşımdakilerin baskıları, aslında ne kadar fark ettirmese bile belki de anlaşılmasının güçlüğünden dolayı hissettirmese bile “Visyn” denilen liderin yanında hiçbir şeylerdi.

Cysa denilen kaşar ise Inias’tan sonra yeminini edeceğini söylüyordu. Yorgun boş bakışlarla yere bakıyorken Inias’ın yemin vermesini dinliyordum. Bu pis odaya gelme sebebimiz yemin vermemizden başka bir şey değildi büyük ihtimalle. Eğer yemini vermezsek belki de bu kimsenin girmek istemediği odada öldürülecektik. Hiç kimse bu zamana kadar hayatlarımızın garantisinin olduğunu söylememişti. Yalnızca Aludirlerin ayrıcalıklı olduğunu söylemişti. Yapacak bir şey yoktu. Bu emrivakilik karşısında sivrilip karşıt bir şey söylemem yalnızca bulunduğum ortamda ne kadar çömez olduğumu belli ederdi. Bu yüzden yalnızca bekliyordum. Inias sözlerini bitirdikten sonra hevesli Cysa’ya can attığı gibi yeminini verecek mi diye boş bir bakış atıyordum. O yemin ederse onun ardından boş bakışlarım yerini nötre bırakıp Agrupnia’ya bakacaktım. Aludir olmak için yapılan anlaşmanın üzerinde bir şey yaşanıyor gibiydi. Kendimi o zamanki gibi bir seçim yapabilecekmiş gibi hissetmiyordum.

Raldrin’e seslenmek istiyordum.
“Kaderi görüyor musun? Ben de başka çıkar yol olmadığı için bir yere bağlanmak zorunda kalıyorum…”

Raldrinden bir cevap beklemiyordum. Onunla o günden beri de hiç konuşmamıştım. Şu an ona neden bunları söylediğimi ise bilmiyordum. Belki de artık bir tür dert ortağı olduğumuz içindi.

Monoton tonda sözlerim sıralanıyordu.
“Varlığımı Aclania’ya adayacağıma ve Aclania Ülkesine yaraşır bir Aludir olarak yaşayacağıma, buna layık olamazsam Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian tarafından verilecek her türlü hükme sorgusuz sualsiz rıza göstereceğime, kutsalların en kutsalı, yücelerin en yücesi, onurluların en onurlusu üzerine damarlarımdaki kan ve Qen adına yemin ederim!”
Ne olacaksa olsun artık…
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

09 Jan 2023, 17:49

Genel; Cysa’nın sergilediği tavrın ardından Inias bakışlarındaki tereddüdü şimşek hızında siliyor ve yemini veriyor. Agrupnia, Inias’ın yemin verdiği sırada adeta kalbine bakarak yeminini tasdikliyor gibi görünüyor. Inias’ın sözlerinin bitmesiyle birlikte ise Cysa sanki çok önemli bir anı kaçırmamak ister gibi birden öne atlıyor ve "Varlığımı Aclania’ya adayacağıma ve Aclania Ülkesine yaraşır bir Aludir olarak yaşayacağıma, buna layık olamazsam Evrenin Kurucularından, 11 Havari’nin Efendisi, Aclania’nın Hükümdarı, Aludirlerin ve Savaşçıların Lideri Eletha “Visyn” Norkian tarafından verilecek her türlü hükme sorgusuz sualsiz rıza göstereceğime kutluların en kutlusu, uluların en ulusu, onurluların en onurlusu ve Inias üzerine damarlarımdaki kan ve Qen adına ant içerim!" diyor. Sözlerini sırf söylenmiş olmak için söylenen şekilde ağzından çıkarak Cysa, sadece Inias’ın adını anarken belirgin bir vurgu yapıyor. Cysa’nın sözlerine karşılık Agrupnia kaşlarını olabildiğince çatarak karşılık verirken Cysa bu bakışlara aldırış etmeden “Değerli şeyler üzerine ettiğim bir yemin… Geçerli öyle değil mi?” diyor bakışlarını Inias’a sabitlerken. Cysa’nın bu sözleri üzerine Agrupnia memnuniyetsiz tavrını belirgin bir şekilde korusa da kelimelerini yutarak Diniel’e dönüyor.

Diniel; Raldrin’e yönelik sözlerin zihnindeki karanlığın içinde yankılanırken bir anda varlığını hissetmeyi dahi beklemediğin Raldrin’i sağ eline kafasını dayamış bir şekilde yan yatarken buluyorsun. Raldrin yüzündeki bayık ifadeden hiçbir şekilde taviz vermeden öylece dururken sanki adeta bomboş bir konuya hiç de dahil olmak istemez ki omuz silkmekle yetiniyor sadece. Sanki sözlerinin muhatabı değilmiş gibi ve söylenenleri hiç duymamış gibi… Tam kendisine yaraşır bir şekilde. Sonrasında ise, öylece yok oluyor, yine varlık bulduğu gibi…

Genel; Diniel’in yemini ettiği sırada Agrupnia tıpkı Inias’a baktığı gibi Diniel’e de bakıyor ve sözleri bittikten sonra, sanki yeminini tasdikliyor. Lenith, Agrupnia’nın ağzından dökülecek cümleleri beklemeye koyulmuş bir haldeyken, Cysa’nın bir an önce gitmeyi arzular tavırları dikkatinizden kaçmıyor. Agrupnia ise her birinize birer kez daha bakmasının ardından hafifçe bir nefes alıyor ve “Her birinizin… Sen de dahil Cysa… Ettiğiniz yemine sadık kalacağından şüphem yok.” diyor. Bu sözlerinden sonra ciddiyetini bir miktar arttıran Agrupnia “Kadere bakın ki, yemininizi tutup tutamayacağınız daha yeni doğmuş bir halde olmanıza rağmen belli olacak. Bu pek alışıldık bir durum olmasa bile, ilk göreviniz bizzat Hükümdar tarafından sizlere bahşedilen bir görev olacak. Görevi başarmak zorundasınız, aksi halde, ettiğiniz yemindeki sonuçlarla karşılaşacaksınız.” diyor. Agrupnia’nın bahsettiği alışılmadık durumu, cümlelerindeki vurgularından da hissedebiliyorsunuz. Her ne kadar bahsedilen görev olaylarına dair yeterli bilginiz bulunmasa bile, bu görevin bizzat Hükümdar tarafından veriliyor olması, sizleri ister istemez hem heyecanlandırıyor hem de düşünceye sevk ediyor. Agrupnia ise sanki tüm bunları yaşamanızı ister gibi, sessizliği ile kasvetinizi arttırmayı başarıyor.

Cysa dışında odada bulunan herkes Agrupnia’nın sözlerinin ciddiyetiyle dururken, Cysa “Bu görev nereden çıktı bilmiyorum ama Inias ile gideceksem sorun yok.” diyor sırnaşık bir dille. Tam bu esnada, Lenith sinirli bir şekilde Cysa'ya doğru dönüp bir şeyler söyleyecek gibi duruyor, ancak Agrupnia ise bu ana kadar gizlediği hiddetini bir anda patlatırken, sanki ruhunuzu avuçları arasına alan bir katılıkla “Cysa! Hükümdar’dan gelen bir görevi bu şekilde basite alamazsın! Kim olursan ol, bu saygısızlığın cezasız kalmayacak!” diyor. Bu ana kadar tavırlarıyla lakayt bir tutum gösteren Cysa, ilk kez göz bebekleri titrercesine Agrupnia’ya bakarken, her biriniz bu hiddetten nasibini alıyor ve soluksuz kalıyorsunuz. Ancak Agrupnia, adeta bir anda yarattığı tüm baskıyı kendi içine doğru çekiyor ve “Cezanı sonra bizzat kendim tayin edip, yerine getireceğim. Zira Hükümdar’ı daha fazla bekletmem, benim kendi sonum olacak!” diyor. Agrupnia’nın bu cümleleri kafanızda bir kez daha yankılanırken, hem onun gazabını hem de Hükümdar’ın huzuruna çıkacak olmanızın verdiği gerginliği iliklerinizde hissediyorsunuz. Agrupnia ise kapıya doğru yönelirken “Hükümdar girdiği anda, özellikle sen Cysa, herhangi bir saygısızlıkta bulunmayın! Sözünü kesmeyin, başlarınızı yere indirmeyin! Hükümdarımız güçlü insanları sever, ancak gücün zehirlemediği insanları daha çok sever!” diyor. Agrupnia bu son sözlerinden sonra ise kapının kolunu yavaşça çeviriyor ve birden derin bir huzurun da adeta odaya hücum etmesiyle içinizdeki var olan veya varlık bulmayı amaçlayan karanlık adeta Güneş’ten kaçmaya başlıyor. Bunun, henüz varlığını görmeye nail dahi olamadığınız biri tarafından yaratılıyor olması ise, sizleri kendinize özgü düşüncelere sürüklüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

12 Jan 2023, 04:38

Raldrin’e sözlerim onun yalnızca omuz silkmesiyle karşılanmıştı. Nötr karşılıyordum ben de. Ne iyi ne de kötü. Böylesi şu an içinde bulunduğum duruma göre iyi bir şeydi. Hala tepki veriyordu en azından.

Inias’tan sonra yemini veren kişi beklendiği gibi meraklı Cysa oluyordu. Ancak mesele yeminde değil Inias’a tatlı görünmekti belli ki. Daha iki dakika önce gördüğü birine karşı neden böyle davranıyordu? Yoksa Inias bu kadına karşı tehlikede miydi? Belki daha sonra Inias ile bu durumu konuşmam gerekebilirdi. Gerçekten onunla konuşmam gerekir miydi?

Yeminimi verdikten sonra Agrupnia yeniden konuşmaya giriyordu. Yeminime sadık kalacağımdan şüphesi yokmuş. Sözlerimin benim için hiçbir anlamı olmadığını belki de fark etmişti ama buna zorunda olduğumu da biliyordu belki de. Belki de bundan dolayı bu kadar kesin konuşuyordu. Bu mesele biraz sonra söyledikleri yanında etkisini yitiriyordu. Bizzat hükümdar tarafından verilecek bir görev ortaya çıkmıştı. Bu görevi yerine getiremezsem sanırım sonum olacaktı. Sürekli bir hiyerarşi, sürekli birilerine diz çöktürülmeye zorlanmaktan nefret ediyordum artık. Son kademe de hükümdardı ve bizzat ondan görev alacak olmak belki de bu ıstırabın sonunu getirecekti.

Cysa sivriliyor ve oldukça göze batıyordu. Lenith ise en değerlilerine hakaret edilmiş gibi sinirleniyordu. Belki de durumu yanlış değerlendiriyordum. Belki de onu korumak istiyordu ancak her iki durumda da Agrupnia’nın korkutucu aurasıyla sindiriliyordum. Sivrilmemekte doğru yolda olduğumun kanıtı bizzat Cysa oluyordu. Sonrasında ise Agrupnia hükümdarı daha fazla bekletemeyeceğini söylüyordu.

“Ne?”

Daha fazla ne kadar baskı altında durabilirdim bilmiyordum ancak dayanabildiğim ortadaydı. Yeni bir baskı ile üzerime bütün atmosferin çökeceğini düşünüyordum ancak kapı açıldığı anda bambaşka bir duygu filiz buluyor ve kaskatı kesilen kaslarım gevşiyor, sakinleşiyordum. Gözlerim ışıltıdan biraz kısılıyor olsa bile ışığın geldiği yöne bakmaktan kendimi alamıyordum. Şaşırdığımı ve gerçekten ters köşe olduğumu ifademde açığa vurmaktan kendimi alıkoymuyordum.

“Huzur? Bu… Gerçekten de hissettiğim derin his huzur mu? Güvende miyim? İnanması çok güç ama… Kendimi buna kaptırmaktan alıkoyamıyorum…”
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

12 Jan 2023, 14:11

Ant içmenin getirdiği ruhani ağırlık içine oturuyor Inias'ın. O mu fazla anlam yüklüyor? Yoksa, olması gereken bu mu? Bir yandan Aludirliği tekrar tekrar düşünürken, öte yandan Cysa onu endişelendiriyor. Tanımadığı birisi ona kavrayamadığı bir ilgi gösteriyor. Bu birisi aynı anda, her ne kadar sonradan aklı başına gelmiş olsa da, komutana bile gevşek davranabiliyor. Inias kılını kıpırdatamayıp komutana doğru dönmek zorunda kalırken Cysa'nın bu kadar özgür ve keyfine göre davranabilmesini tek bir olası gerçeğe yoruyor. Cysa güçlü. Gerçekten güçlü olmalı. Başka bir açıklama olamaz. Eğer bu kadar güçlüyse kendisi üzerindeki dikkati iyi mi olur kötü mü bilemiyor. Şimdilik keskin hatları olan bir tavır göstermekten kaçınıyor. Bu ana kadar yaşayarak öğrendi ama şu an yaşayarak öğrenmeye kalkarsa, pek iyi sonuçlanmayacak gibi. O sırada Inias'a bunların hepsini kenara attıran bir haber veriliyor.

"Hükümdar mı? Evet! İşte bu muhteşem! Kesinlikle muazzam! Sonunda, onunla karşı karşıya gelebileceğim. Thelase, Brok, Ediza, sizleri bir araya getiren ve etkisine alabilen o kişiyle tanışacağım. Birliğimin etrafında döndüğü kişi ile tanışacağım."

Inias kapının açılmasıyla yayılan güce doğru dönüyor ve elini nişanının olduğu cebinin üstünde tutuyor. Az sonra koruyacağı, iradesini uygulayacağı, belki öğretmeni olacak belki de bunlar bile olmadan son vermesi gerekeceği hükümdar az sonra içeri girecek. Az sonra bu yayılan kutun kaynağı ile etkileşime geçecek.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Jan 2023, 12:43

Dışarıdan odanın içine dolan havayı ciğerlerine sonuna kadar çekiyorsunuz. Bir şekilde sizleri huzura erdiren bu baskın havanın, odadaki herkese sirayet edebildiğini görebiliyorsunuz. O kadar ki, az öncesine kadar sivrilmiş bir şekilde duran Cysa’nın bile göz bebeklerindeki büyümeyi fark edebiliyorsunuz. Bu ana kadar yaşadığınız olağandışılıklar içerisinde, sizi sarmalayan bu eşsiz ve dengi olmayan duyguyla gözleriniz kapıya kilitleniyor. İlk olarak, 190 cm boylarında iki kişinin kapıda belirdiğini görüyorsunuz. Daha önce Serbest Bölge’de görmüş olduğunuz kıyafetler ve maskeleri kullanan bu iki adam, sanki bir müjdenin temsilcisi gibi odanın içine giriş yapıyor. Ancak bu anda, sanki hissettiğiniz tüm o baskın hava bir girdaba çekilmiş gibi sonlanıyor. Ayaklarınızı tekrar pis zemin üzerinde hissetmeye başladığınızda, az önceki hislerin kaynağının bu gelen iki kişiden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bile sorguluyorsunuz. Zaman ve mekan, bir anda olağanın çok da olağanı bir hal aldığında ise, kapıda beliren uzun sarı saçlar dikkatinizi çekiyor. 170 cm boylarında bir kadın, yüzündeki donukluk ancak içinize işleyen garip bir tebessümle, dökümlü kıyafetinin eteklerini elleriyle hafifçe tutarak odanın içine doğru giriş yapıyor. Esasen, sıradan bir kadının sıradan bir girişinden farklı olmayan bu sahneyi, içten içe hafızanızın unutulmaz anları depoladığı bölümüne kazıyarak işliyorsunuz. Her şeyin sıradanlığına rağmen bu sıradanlığın yarattığı sıradışılık, vereceğiniz tepkilerin de ne olacağını kestirememenize neden oluyor.

İçeriye giren kadın, sarı göz bebeklerini her birinizin üstünde gezdirirken, üzerinizde en ufak bir baskı hissetmiyorsunuz. Normal bir insanın bakışlarının bile yarattığı huzursuzluk veya merakın zerresi içinizde var olmuyor. Sanki karşınızda duran bu kadın, esasen yokmuş gibi öylece olduğunuz yerde duruyorsunuz sadece. Ta ki kadın her birinize bakmasının ardından hafifçe dudaklarını ıslatarak“Agrupnia…”diye seslenene kadar. Kadının huşu içindeki kibar ses tonu, adeta bir cehennem ateşi yakıyor. Ancak yanan bu alevlerin tüm kontrolünün kadında olduğunu hissedebiliyorsun. Bu tezatlık, kadının hiçliği ile kaynaştığında, karşınızda anlamlandırması zor bir varlık var olmuş gibi duruyor. Agrupnia ise, kendisine seslenilmesinin ardından yaşlılığının getirdiği tüm izleri üzerinde silip atarak dik bir şekilde durmaya başlıyor. Kadın ise“Bizi yalnız bırakmanız mümkün mü?”diye sorduğunda, sorudaki kibarlığı kati bir emirle çarpışmasına şahitlik ediyorsunuz. Agrupnia, tek bir söz dahi söylemeden odaya giren iki kişiyle birlikte çıkıyor ve her şeye kadir bir hiçlik ile baş başa kalıyorsunuz.

Odada baş başa kalmanızdan başlayarak geçen süre, normal zamanın ilerleyişine de ket vurmuş gibi görünüyor. Bir şekilde zamanın aktığını bilseniz dahi, şu an için zaman ile ilişkinizin koptuğunu anlayabiliyorsunuz. Ancak bu sırada karşınızda duran kadın derin bir nefes çekiyor ve“Offf!”diyerek sert bir şekilde bu nefesi vermesinin ardından“Eletha “Visyn” Norkian.”demekle yetiniyor.


Eletha “Visyn” Norkian
Image
Image


Karşınızdaki kadının Hükümdar olduğunu anlamanıza rağmen bu yönde bir sözünün olmamasının akabinde,“Lütfen bana “Visyn” olarak hitap edin. Gereksiz formaliteleri de bir kenara bırakalım, olur mu?”diyor. Eletha’nın sözleri her ne kadar bir dostun ricası gibi gelse bile kulağa, istemsizce sanki bunun bir emir olduğunu ve karşı koymanızın mümkün olmadığını hissediyorsunuz. Tam bu anda, genel tavırları itibariyle Cysa’nın bir şeyler yapabileceğinizden şüphelenmiş olsanız bile, Cysa da tıpkı sizler gibi olayın akışı içerisinde kaybolmuş bir vaziyette duruyor. Eletha sözlerinin ardından her birinize bakmasının ardından“Hakkınızdaki raporları okudum, ancak bunların hiçbiri benim açımdan önemli değil. Yanlış anlamayın, raporlardaki görüşlere saygı duyuyorum. Fakat bu, sizin ne kadar Aludir olduğunuzu ortaya koymuyor. Bu yüzden de, kendimce bir yol seçmeyi denedim. Bu yüzden de, kendinize ilk talihliler de diyebilirsiniz.”diyor. Eletha’nın cümlesinin sonunda yüzünde beliren hafif tebessümün ardından bakışlarındaki donuklukla birlikte etrafına bakınıyor. Gözleri bir şeyler arar gibi dolandıktan sonra ise omuzlarını silkip“Neyse.”diyor ve hemen ardından olduğu yere oturuveriyor! Eletha yere yerleşmesinin ardından sizleri de eliyle buyur etmesinin ardından her birinizin yerleşmesini bekliyor ve ardından“Peki bakalım, bu görevle ilgili tahminleriniz neler? Sizce, sizi nasıl bir göreve göndereceğim?”diyerek sözü size bırakıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

19 Jan 2023, 17:37

Inias Hükümdar'ı gördüğü andan itibaren dona kalıyor. Karşılaştığı kişiliği ne insan olmakla ne de iblis olmakla ilişkilendirebiliyor. İkisinden de uzak, belki de çok daha üstün. Bu zaman kadar hep karanlık güce maruz kalan Inias için bu kadar aydınlık bir güç ile karşılaşmak şok edici. Varlığını dahi kavrayamadığı bu kadın sonucunda Inias'ın beyni ya tıkanıyor ya da kitleniyor. Devasa bir bilinmezlikle yüz yüze ve bu bilinmezlik onu aklının içinde çıkmaz bir sokağa sokuyor. Sözleri ise onu daha da şaşkınlığa itiyor. Bir hükümdar nasıl yere oturabilir? Bu odanın durumu onu rahatsız etmiyor mu? Niye bu kadar kibar ve görgülü? Neden komut vermiyor? Yanıtı olmayan sorular silsilesine kapılıyor bir kez daha. Hükümdardan sonra oda bağdaş kurarak yere oturuyor. Bir görevden söz ediliyor fakat Inias daha önündeki bilmeceyi çözemeden nasıl başka bir bulmacaya kafa yorabilsin? Acaba şu an nasıl bir surat ifadesi takınıyor? Gülümsüyor mu? Kafası karışık mı bakıyor? Ağzı açık mı kaldı? Suratı mı kızardı? Yoksa bunların hepsi mi geçerli? Kim bilir? Bunun farkında olamayacak kadar kendisinden uzak şu an. Hükümdarın sorusunu yanıtsız bırakmayı bir günah olarak görüyor neredeyse ama verebileceği hiçbir yanıt yok. Konuşmaya kalksa, ya bir cümle dahi kuramayacağından ya da saçmalayıp rezil olacağından korkuyor. Çekingenlikle susuyor ve hükümdarın açıklamasını beklerken onu yanlış anlamamasını umut ediyor.
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

22 Jan 2023, 00:33

Uzun boylu iki kişinin girdiğini görüyordum. Ardından ise o kişi beliriyordu, “Visyn”. Oldukça garip şeyler oluyordu. Sıradan bir kadından farklı görünmüyordu hükümdar. Bir an kandırılıp kandırılmadığımı sorguluyor olsam da az önceki hissiyat beni onun gerçek kişi olduğunu düşündürüyordu. Çok garipti…

Kadın konuştuğunda bütün yetkilerin, gücün sahibi olduğunu sonuna kadar hissettiriyordu. Agrupnia’ya seslenmesi bile az önceki baskıcı adamı hizaya getiriyordu. Bizimle yalnız kalmak istediğini söylediğinde en ufak bir ses bile çıkarmadan çıkıp gidiyorlardı. Doğrudan kadının gözlerine bakıp onu anlamaya çalışıyordum. Ancak ben buna çabalarken çektiği bir of ile zihnimdeki karmaşayı arttırıyordu. Ondan diğer komutanlar ve görevliler gibi belli kuralların ve görüşleri savunduğu cümleler kurmasını bekliyordum belki de ancak böyle olmuyor, gayet sıradan, tıpkı benzerini vermek istediğim tepkileri veriyordu. Anlamsız ciddiyetin olmadığı, özgür bir alanı yaratıyordu adeta. Ancak bir sorun vardı, bu özgürlük aslında yalnızca kendisine ait olabilirdi.

Konuşmalarıyla beraber uyandırdığı hislere karşı kendimi ona karşı teslim etmeyi bir türlü kabullenemiyordu zihnim. Ancak sorduğu soru da baskı yaratacak soru olmadığı için işi akışına bırakmakta bir sorun görmüyordum.

Yere oturduğunda ise bu pis dar odada yere oturmaktan hiç çekinmediğini görüyordum. Bu duruma “Bundan çok daha pis ortama alışık olmalısın Visyn” diye içimden geriyordum. Ardından buyur etmesiyle dizlerimin üstüne oturuyordum. Sonrasında ise görevin nasıl bir şey olabileceği ile ilgili tahminimizi merak ediyordu. Kafamı yana çevirip Inias’a bakıyordum. Konuşmayacak gibiydi. Ardından diğer kadınlar atlamadan söylemek istediğimi söylüyordum.

“Neden sana hizmet etmek isteyeceğimi öğreneceğim bir görev olacağını tahmin ediyorum. Böylece sen de gerçek Aludir olduğuma emin olacaksın”


Onun benden ona hizmet etmemi istemeyeceğini düşünüyordum. Çünkü bana aslında o kadar da ihtiyacı yoktu. İstediği gibi ortadan kaldırabilirdi. Bu yüzden ben kendi rızamla ona hizmet etmek istemeliydim. Söylemesine kolay bir şeydi ancak bunu nasıl başaracağını bilmiyordum. Agrupnia’ya kulak veriyordum. Başımı dik, omuzlarımı ne çok gevşek ne de çok katı, bakışlarım kısmen ciddi ne diyeceğini bekleyecektim. Oluşturduğu bu özgürlük alanını olabildiğince kullanıp kendim gibi hissetmek iyi geliyordu. Ancak karşımdaki bu rahat kişinin dışa vurmayan yüzünde daha neler vardı. Şimdilik sadece oturuşuyla kendinden bir parça dışarı vurmuştu.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

23 Jan 2023, 12:34

Eletha sorduğu sorunun ardından her birinizin sanki yüzüne bakıp kalplerinizden geçen cevabı almak ister gibi duruyor. Inias’ın yarattığı sessizlik sırasında, Diniel onun konuşup konuşmayacağını kontrol etse de, bunu yapan tek kişinin kendisi olmadığını görüyor. Tıpkı sizler gibi yere çöken diğer iki kadından Cysa, Inias’ın ağzından dökülecek sözlere kendini odaklamış gibi duruyor. Diniel ile göz göze geldiği anda ise, ona çarpık ve bir miktar da küçümseyici bir bakış atmakla yetiniyor. Diniel ise, maruz kaldığı bu muameleyi aklına kazıdıktan sonra söze giriyor. Eletha, Diniel’in ağzından çıkanları dikkatli bir şekilde dinliyor, ancak “hizmet etmek” ve “gerçek Aludir” sözcüklerini duyduğu anda, yüzünde beliren ve gizlenmeyen bir tebessüm oluşuyor.

Diniel’in ardından sanki geride kalmanın verdiği acısıyla Cysa söze atlıyor ve “Bence sinirini bozan üç-beş iblisin icabına bakmamızı istersin. Ama istersen tek başıma da hallederim. Tabi tek bir şartla.” diyor. Tam bu anda, Eletha şaşkın bir şekilde Cysa’ya bakarken, Lenith öfkelenmiş bakışlarını Cysa’ya çeviriyor. Cysa ise son derece rahat bir şekilde bakışlarını Inias’a çevirirken “Inias da benimle gelirse!” diyor. Cümlesi bittiği anda Inias’a sağ gözünü kırpan Cysa, sanki ona güvende olduğunu hissettirmek isterken, Eletha bakışlarını Lenith’e çeviriyor. Lenith, az önce Cysa’nın sergilediği tavırdan son derece rahatsız olmuş olsa da, Eletha’nın yanından hadsizlik yapmaktan çekinir gibi aldığı hafif bir nefesin ardından “Bağışlayın, lakin kudretim sizin zihninizle yarışacak kadar engin değil.” diyor. Aldığı bu cevaptan sonra Eletha“Hadi ama, Lenith… Bak herkes ne kadar da sıradan takılıyor, bunu sen de yapabilirsin!”diyor. Lenith ise sanki bir günah işlemiş gibi başını hafifçe öne eğerken “Bağışlayın, deneyeceğim.” demekle yetiniyor.

Eletha, aldığı ve Inias’tan alamadığı cevaplardan sonra sizlere bir kez daha bakmaya başlıyor. Bu noktada her birinize bir şeyler söylemekle ortaya karışık bir tutum arasında kalmış gibi duran Eletha bakışlarını hafifçe devirdikten sonra“Akuun…”diyor. Ne anlama geldiğini bilmediğiniz bu kelimeye vereceğiniz tepkileri ölçmek için birkaç saniye sessiz kalan Eletha, bu sessizliğinin ardından“İblis Lordu Vagror’un en sadık hizmetkarlarından olan bir iblis. Sizden isteğim, iblis diyarında Akuun’un hüküm sürdüğü toprakları bulmanız. Hepsi bu.”diyor. Görevi dile getirmesinin ardından tepkilerinize bakmak için bir süre daha sessiz kalan Eletha, her birinize birer bakış attıktan sonra“Bu her birinize verilen bir görev. Dolayısıyla topluca gidebilirsiniz veya tek de takılabilirsiniz. Bunu size bırakıyorum.”diyor.

Eletha’nın bu sözlerinin ardından, ilk ayağa kalkan kişi Cysa oluyor ve kendinden oldukça emin bir şekilde “O zaman Inias ve ben gidip bu işi halledip gelelim.” diyor. Hemen ardından bir anda Inias’ı kolunun altından tutup kaldırmaya çalışırken, Lenith ve Diniel’i kast ederek “Siz isterseniz Eletha ile sohbet etmeye devam edin. Zaten işimiz çok uzun sürmez, öyle değil mi Inias?” diyor. Cysa’nın bu sözleri Lenith’i bir kez daha sinirlendirmiş gibi duruyor. Ne var ki, Eletha ise olaya müdahil olacak gibi bir hal ve tavır göstermiyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Aludir Üssü”