Page 1 of 2
Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 18 Feb 2023, 11:12
by GM - Dimensio
Uphin’in sözleriyle bir anda beliren şaşkınlığın eşliğinde, Uphin’in sırıtarak el salladığına dair görüntüler, insan diyarına dair şimdilik son gördüklerin oluyor. Tekrar karanlığın içine umutsuzca gireceğini düşündüğün anlarda üzerine çöken kasvetten kendini kurtarmak adına silkelenip arkanı döndüğün anda, hiç beklemediğin bir manzara seni selamlıyor.
Ciğerlerine dolan havanın gerçek olup olmadığını sorgulatacak masmavi gökyüzü tüm şanıyla gözlerinin içini doldururken, daha önce içine düştüğün karanlıkla şu anki aydınlığı kıyaslamadan edemiyorsun. Göz alabildiğince uzanan çimenler, sağında ve solunda varlığını gösteren ufak tepeler ile ufukta kendilerine yer bulmuş dağlar, adeta eşsiz bir tablonun her bir ayrı parçası gibi arzı endam ediyor. Doğanın her bir renk tonu, tüm huzuru ve dinginliğiyle seni sarmalamaya başlarken, bulunduğun yerine gerçekten iblis diyarı olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsun. Daha önce senin nezdinde sadece karanlık ve kasvetten ibaret olan iblis diyarında böylesine bir yer olabileceği aklının ucundan bile geçmezken, şimdi bir başına burada var olmak en büyük kabusun içinde gördüğün tatlı bir rüya gibi geliyor.
Her bir nefesi, ciğerlerini daha da mutlu etmek istercesine almaya başlıyor ve derece olarak tam yaşanmalık olan havanın keyfini sürmemek için kendini zor tutuyorsun. Önünde uzanan çimenlik alana herhangi bir patika olup olmadığını kestirmek için daha dikkatli bakıyorsun. Ancak daha önce eşsiz tablo olarak düşünebileceğin bu yerde, herhangi bir şekilde patika veya ezilmiş çimen göremiyorsun. Bitkiler ve ağaçlar dışında, herhangi bir canlının varlık bulmadığını düşündüğün topraklarda, bir başına sadece hayranlıkla etrafı izleyebiliyorsun.
Gözlerinle etrafını bir kez daha kolaçan ettiğinde, sağında ve solunda etrafını daha net bir şekilde görmeni sağlayacak tepecikler olduğunu görebiliyorsun. Katmanlı bir şekilde var olmuş bu tepeciklerin doğal yollarla oluştuğunu düşünüyorsun, ancak bu doğallığın olağanüstülüğü bile seni önünü ilikleyip saygıyla alkış tutturmaya zorluyor. Yeşilin, beyaz bulutlarla bezenmiş mavinin ve yer yer kahverenginin insanı hayrete düşüren tonlarıyla kendine gelmen beklediğinden daha uzun sürecek gibi duruyor.
Off Topic
Bu konuda şimdilik herhangi bir pasiflik sınırı bulunmamaktadır.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 24 Feb 2023, 14:04
by Archon
Kendini karanlığa şartlamış, bütün hazırlığını karanlıkla karşılaşacığını düşünerek yapmıştı. Kendi kendisini teselli edecek cümleler kuruyordu kafasında. Buraya daha önce geldiğini, karanlık her ne kadar boğucu olsa da her zamanki gibi bu karanlıktan tekrar kurtulacağını söylüyordu kendisine. Bu sözleri çok fazla bir işe yaramıyordu lakin. Üzerine çöken kasveti engelleyememiş, azaltamamıştı bile. Ne var ki, kendisini silkeleyip arkasını döndüğünde hiç beklemediği bir manzarayla karşılaşmıştı.
Göz alabildiğince renk! Karanlık ve boğucu bir hava, aynı şekilde siyaha yakın karanlık renkler beklerken gözlerini yeşil ve mavi'nin mükemmel uyumu dolduruyordu. Aralara serpilmiş kahverengi tepeler, kayalar ve dağlar ise bir tatlının üzerine dökülen sos gibiydi. Gözlerine inanamıyordu. Avuç içleriyle gözlerini ovuşturduktan sonra bir daha bakmıştı önünde uzanan tablo benzeri manzaraya. Bir değişiklik yoktu. Hala göz alabildiğine yeşil ve mavi renkleri görüyordu. Ölmüş olabilir miydi? İblis diyarına girip, bir şekilde bayılıp ardından iblisler tarafından yenmiş olabilirdi. Bu da bu manzaranın sebebini açıklardı. Ölüp cennete gelmiş olmalıydı. Şimdiye kadar kafasında oluşturduğu iblis diyarı simgesini yıkmaktansa ölmüş olduğunu düşünmesi çok daha kolay gelmişti. Bu düşüncesinde ise çok fazla durmadı zira vücudunda herhangi bir değişiklik hissetmemişti. Kendi diyarından içinde bulunduğu diyara gelirken vücudunda bir değişiklik olmamıştı. Bayılmış olsa en azından bayılma anını hissederdi. Daha önce hissetmişti çünkü, tecrübeliydi. Hem Uphin'in söyledikleri de vardı. Ferah bir yere kapı aç demişti Melades'e. Yani burası gerçekten de iblis diyarı olmalıydı. Değil mi?
Her bir nefeste içini dolduran hava bir yandan huzur verse de, diğer yandan burasının iblis diyarı olduğunu da aklından çıkarmaması gerektiğini biliyordu. Yine de içine dolan huzuru, merak duygusunu ve rahatlığı bastıramıyordu. Ciğerlerine dolan havanın bile gerçekliğini sorguladığı şu anlarda gözleriyle etrafını taramaya başlamıştı merak duygusuna yenik düşüp. Biraz inceledikten sonra burasının yaşamdan yoksun olabileceğine kanaat getirmişti. Zira çimenlerde herhangi bir iz yoktu. Etrafında da patika benzeri yollar yoktu. Bu da buralarda herhangi bir insan benzeri canlı ya da hayvan yaşamadığını çıkartmasını sağlamıştı. İncelediği alanı biraz daha genişletince sağında ve solunda bulunan tepecikleri gözüne kestirmişti. Bu tepeciklerin daha rahat bir gözlem sunacağından şüphesi yoktu. Lakin bu gözlemi hemen şu an yapmasına gerek var mıydı? Bir süre yere uzanıp, bu tablonun tadını çıkartamaz mıydı?
Etrafına hızlıca göz gezdirdi. Herhangi bir canlının olmadığına emin olduktan sonra kendisini geriye doğru saldı. Önce kalçası, sonra sırtı yere gelecek şekilde çimenlere uzandı. Belki de varoluşlarından beri ilk kez ezilmiş olan çimenlerin üzerinde uzanıp, ellerini başının arkasında birleştirdikten sonra gökyüzünü seyretmeye başlamıştı. Son zamanlarda başından bir sürü olay geçmişti ve ilerlemeye başlamadan önce biraz dinlenmeye hakkı olduğunu düşünüyordu. İkinci hayatına gözlerini bir söz işiterek açmıştı. Bu lanet yerde işimiz sana kaldıysa, bir bok beklemenin anlamı yok. Gördüğü her ne kadar rüya da olsa, bu sözler hatırladığı ilk şeydi. Kafasına net bir şekilde kazımıştı bu sözleri. Kimin söylediğini bilmiyordu, lakin kelimesi kelimesine hatırlıyordu. Ölene kadar hatırlamaya da devam edecekti. Bilmediği bir sebepten dolayı bu sözlerin önemli olduğuna kanaat getirmişti. Bu sebeple unutmaya da niyeti yoktu.
Gözlerini açtıktan sonra ise bir grup değişik insanla karşılaşmıştı. Her biri Archon ile aynı kaderi paylaşan bir grup insan. Bazılarını kader arkadaşı olarak görmüştü ilk anda. Bazılarını ise rahatsız edici, nefes alan birer yaratık olarak. Yine de hiçbirisi ile bir bağ kurmak gibi bir sorumluluğa girmemişti. Daha yaşayıp ölecekleri bile belli olmadan birileri ile bağ kuramazdı. Nitekim doğru seçimi yaptığını da anlıyordu. O andan itibaren ilk iblis diyarına girdiği insanlardan hiçbirisini görmemişti. Kızıl ejder ile tanıştığı andan. Onunla bağ kurmak istemişti ama. O ibliste adını koyamadığı bir şey vardı. Kendisini ona doğru çeken bir şey. Düşüncelerinde sürekli karşısına çıkan bir şey. Merak ediyordu o iblisi, hayatını, yaşadıklarını, düşüncelerini, nasıl zorluklardan geçtiğini, neleri sevdiğini, nelerden nefret ettiğini. Bu merakını nasıl gidereceğini ise bilemiyordu. Hala daha o iblisi düşünüyordu. Sesini en son duyduğu andan beri aklının hep bir köşesindeydi. Uphin ve Melades ile ikinci kez iblis diyarına girdiklerinden beri. İblisten aldığı kudrete dayanamayıp bayılmıştı. En azından Uphin ile birlikte böyle olduğunu düşünüyorlardı. Belki de bu olayın sebebi bambaşka bir şeydi. Lakin akıllarına gelen ilk nedendi bu. Şu an için ise tek neden. Belki bunun cevabını bulabilirdi ileride. Şu an için ise yapmak istediği tek şeydi kafasını boşaltıp burada rahatlamak. Tabi düşüncelerini susturabilirse...
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 25 Feb 2023, 11:13
by GM - Dimensio
Çimenlerin verdiği rahatlık ve el değmemiş doğanın verdiği huzur… İçine bunların dolmasına tümüyle müsaade ettiğin anlarda, zihninde yaşadıkların ve bundan sonra yaşayabileceklerin dönüp duruyor. Yer yer kapatıp açtığın gözlerin, gökyüzünün mavisini şenlendiren beyaz bulutların ufak hareketlerini görüyor. Bu da sana, bir rüyada bile olsa zamanın akıp gittiğini gösteren yegane şey oluyor. Neden burada olduğu ve burada ne yapacağın bile bir muammayken, tek hissedebildiğin adına iblis diyarı deniliyor olsa bile buranın verdiği huzur oluyor. Belki kuş sesleri veya rüzgarda savrulan yaprak hışırtıları bu huzurlu rahat ortamın tek eksiği gibi dursa bile, bu eksiklik bir an bile varlığını hissettirmiyor senin nezdinde. Bu anda, istemsiz bir şekilde ruhunun bir parçasının esasen buraya ait olduğunu hissediyorsun. Tüm insani yanlarının reddedişine rağmen, gerçek yaşamının burada olduğuna dair gün yüzüne çıkmaktan bile imtina eden bu düşünce, istemsiz bir şekilde kendini ve bu yeni yaşamını sorgulatıyor sana. Bu anda ise, artık rahat ve huzura değil, kendine dönüyorsun sadece.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 01 Mar 2023, 17:25
by GM - Dimensio
Off Topic
Konu içerisinde pasiflik uygulanmaması, bu mesaj itibariyle sonlanmıştır.
Konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 02 Mar 2023, 20:59
by Archon
Aklından geçen binbir düşünce arasında zıplayarak dolaşırken, yer yer uyuklamamak için gözlerini açıp bulutların yer değiştirişini izliyordu. Binbir düşüncenin arasında ise aklı dönüp dolaşıp tek bir düşüncede takılı kalıyordu. Bu lanet yerde işimiz sana kaldıysa, bir bok beklemenin anlamı yok.
Bu cümleyi neden duyduğunu bilmiyordu. Bu lanet yer neresiydi? İşimiz sana kaldıysa kısmındaki iş neydi? Bir bok beklemenin anlamı yok. Eh, cümlenin bu kısmına ilk elden tanıklık etmiş olabilirdi. Basit bir iblisle anlaşma bile sağlayamamıştı. Kaldı ki ona söz geçirecek, istediğini yaptıracak yetkinliğe sahip olduğunu düşünmüyordu. Belki de bunun sebebi karşısına çıkan iblisin bir iblisten çok bir insana benzemesiydi. Onu iblis olarak görmüyordu belki de içten içe. Belki de, içten içe ona söz geçirmeye çalışmak yerine onunla anlaşma sağlamaya çalışmasının sebebi buydu. Onu bir evcil hayvan yerine kendisiyle eşit seviyede özlük haklarına sahip bir canlı olarak görmesi. Lakin şu an bunları düşünmek yersizdi. Önünde cevap bulması gerek iki ciddi soru vardı. Burası neresi ve burada ne işi var?
Hayalinde, iblis diyarı hep karanlık bir yer olarak canlanmıştı. Şimdi ise burada, iblis diyarında olduğundan neredeyse emin olduğu halde kendisini iblis diyarında gibi hissedemiyordu. Doğup büyüdüğü yer sanki burasıymış gibiydi. Belki de Melades iblis diyarına bir kapı açmak yerine insan diyarında başka bir yere kapı açmıştı. Lakin Melades ve Uphin'in bu şekilde bir amatörlük yapacaklarından şüpheliydi. Burası tam olarak iblis diyarı olmalıydı. Kıçını kaldırıp etrafa göz gezdirmesinin zamanının geldiğini biliyordu. Bu sebeple önce yattığı yerden doğruldu. Kafasını sağa sola doğru oynatarak boynunu rahatlattı. Hemen ardından tek eliyle yerden destek alarak ayağa kalktı. İki eliyle birden kıyafetini hızlıca silkeledikten sonra ellerini cebine sokarak daha önceden gözüne kestirdiği sol tarafında kalan tepeciğe doğru hareketlenmişti. Tepeciğe vardığında içinde bulunduğu ortamı iyice inceleyecekti. İlk önceliği, herhangi bir yaşam belirtisi olacaktı. İblis ya da insan fark etmeksizin. Bir şeyler bulabilmeyi umuyordu. Ya da en azından bir şeyler bulabileceği bir yer bulmayı arzuluyordu.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 03 Mar 2023, 17:01
by GM - Dimensio
Zihnindeki düşüncelerle birlikte oturduğun yerden kalkmaya başlıyorsun. Etrafındakileri gözlemleyebilmek adına, tepeciğe doğru yöneliyorsun. Adımların, ne hızlı ne yavaş bir şekilde ilerliyor ve halen daha iblis diyarında olup olmadığına dair soruları kafanın içinde yankılanıyor. Tepeciğe doğru gelmeye başladığın esnada, çevrende herhangi bir canlı görebilmeyi umut ediyorsun. Ancak bu anda, gözlerinden önce içgüdülerin devreye giriyor ve bir anda arkanda beliren bir aura hissediyorsun. Bakışlarını hemen arkana çevirdiğin anda ise birkaç metre gerinde, 50 santim boylarında üç canlının uçarak sana doğru geldiğini görüyorsun. Herhangi bir kanatları olmasa bile, üzerlerindeki pelerinleri sayesinde uçuyor gibi görünen bu üç canlı, iblis olduklarına dair auralarını hissettiriyor olsa bile, sanki hedefleri sen değilmişsin gibi duruyorlar. Herhangi birinden saldırganlık veya benzeri bir şey hissetmiyorsun ve sarı, gece mavisi ve kızıl saçları olan üç iblisin gri derileri bile detayına kadar gözlerinin önünde oluyor.
Üç iblisten sarı saçlı olan diğerlerine nazaran daha önce giderken, uçmasını kesmeden yanına geldiği anda “Ben…” diyor ve yanından geçip gidiyor. Onu takip eden gece mavisi saçları olan iblis, aynı güzergahla yanından geçerken “Olsam…” diyor. Sona kalan kızıl saçlı iblis ise, tıpkı diğer ikisi gibi aldığı zevkin yüzüne yayılan gülümsemesini saklamadan “Kaçardım!” diyerek üçlünün cümlesini tamamlıyor! Üç iblis, uçarak ilerlemeye devam etseler bile, birlikte kurdukları cümlenin sebebini anlayabilmiş olmuyorsun.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 06 Mar 2023, 14:49
by Archon
Söylene söylene tepeciğe doğru adımlamaya başlamıştı. İçine düştüğü duruma sövüyordu. Acaba Aludir testine girmeden önceki hayatında, bu kararı verirken başına böyle şeyler geleceğini tahmin edebiliyor muydu? Yüksek ihtimalle düşük seviyeli bir iblis ile anlaşıp, etliye sütlüye karışmadan bir Aludir olarak hayatını sefa içinde sürebileceğini düşünmüştü. Güzel bir ev, güzel bir kadın. Yemek ve alkol derdi olmadan güzel bir hayat. Aludir olmak için başka bir neden göremiyordu çünkü. Bu kadar uğraşı, güzel bir hayat sürmek dışında bir şey için isteyemezdi. Gerçi bu kadar uğraş vereceğini düşündüğünden de şüpheliydi. Daha sağlam, daha detaylı düşünmesi gerekirdi. Bunu şimdi şimdi fark ediyordu. Bu yüzden tepeciğe yaklaşıp dikkatini daha önemli işlere vermeden önce son kez sövüp kafasını boşaltmak istemişti. "Geçmiş kendime mesaj. Senin ben ağzına sıçayım."
Tepeye varıp etrafındaki yer şekillerini incelemeye başladığı sırada arkasında bir şeyler belirmişti. Bu varlığı hissettiği anda arkasına dönüp potansiyel tehditi görebilmeyi umdu. Karşısında bulduğu şey ise üç küçük iblisti. Archon'a doğru uçuyor olsalar bile, herhangi bir saldırgan tavır sezememişti. Bu sebeple konuşmaya geldiklerini var sayarak herhangi bir aksiyon almamaya karar vermişti.
Sarı saçlı olan ilk iblis yanından geçerken "ben" demişti. Sarı saçlı olan havada süzülerek yanından adeta akıp giderken ikinci sıradaki mavi saçlı iblis söze girmişti. Kendinden önceki iblisin sözlerini tamamlayarak "olsam" diyerek hiç beklemeden yoluna devam etmişti. En sona kalan kırmızı saçlı iblis son sözü söyleyerek olayın ne olduğunu Archon'a anlatmıştı. "Kaçardım" diyerek yanından süzülen iblise bakakalmıştı. Ne sebeple kaçması gerekiyordu ki? Ya da neyden kaçması gerekiyordu? Tam bu anda kafasına dank etmişti. Yanından süzülüp giden iblislere bakakalmak yerine bakışlarını, iblislerin geldiği noktaya çevirerek üç küçük iblisin neden kaçtığını görebilmeyi ummuştu. Yavaş adımlarla iblislerin geldiği tarafa doğru ilerleyecek, bir şeyler görmeyi umacaktı. Etrafında saklanabileceği bir yer olmadığından, eğer gördüğü şey saldırgan tavırlı bir iblis olursa iblislerin uçtuğu tarafa doğru kaçacaktı. Diğer üç iblisi geçmeyi umarak. Saldırgan tavırları olmayan bir iblis ile karşılaşırsa, bu sefer kaçmadan ne yapacağına bakacaktı. Belki oturup biraz konuşur, alabileceği kadar bilgi almaya çalışırdı. Her iki durumda da, öncelikle ne ile karşı karşıya olduğunu bilmeliydi. Bunun için de iblislerin neden kaçtığını öğrenmeliydi.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 08 Mar 2023, 13:59
by GM - Dimensio
Üç iblisin yanından geçip gitmesinin ardından, düz bir şekilde ilerlemeye devam etmeleri kısa vadedeki güzergahlarını sana gösteriyor. Ancak uzun vadede, ortamın açıklığını da dikkate aldığında, gittikleri güzergahları takip etmenin güç olduğunu fark edebiliyorsun. Bu durum da sana, üç iblisin bahsettiği kaçmanı gerektiren şey ne ise onu keşfetmekte kısa bir süren olduğunu söylüyor. Bu nedenle adımlarını iblislerin geldiği noktaya doğru ilerletmeye başlıyorsun. Birkaç adımın ardından üç iblisin varlıklarına dair hissettiklerin yavaş yavaş silinirken, bir başka hissin var olmaya başladığını fark edebiliyorsun. Adımlarını atmaya devam ettikçe, bu hissin daha da güçlendiğini ve üç iblisle kıyaslaman halinde bir hayli baskın olduğunu fark ediyorsun. İlk kez bu anda adımların ilerleme konusunda bir tereddüt gösterse bile, attığın iki adamın ardından hemen hemen karşına denk gelen ağaçlık bir alanın içerisinde, yerden yüksekliği iki metre olan, derisi yeşilimsi pullar barındıran, gür yelesinin ve kuyruğunun ucu mor renkte olan, uzunluğu 5 metreye var ve bir kurdu andıran iblisi görüyorsun.
İblis, belirdiği andan itibaren hızlı bir şekilde koşmasını sürdürüyor. Bu anda adımların bu kez arka tarafına yöneliyor ve diğer üç iblisin gittiği yöne doğru ilerlemeye başlıyor. Zira, iblisin görünümü ve yaydığı his her şekilde saldırgan bir varlık olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla, iblisin saldırgan olup olmadığı konusunda ikinci bir düşünce faslına gerek görmeksizin koşmaya başlıyorsun. Ne var ki, bu aşamada diğer üç iblisin gittiği yöne ilerliyor olsan bile, onların varlıklarını hissedemiyorsun. Bunun mesafeden mi yoksa arkandan koşmakta olan iblisin baskın aurasından mı ileri geldiği konusunda bir fikrin olmuyor. Kaldı ki, bunun dışındaki bir diğer problemin ise, arkandan koşan iblisin senden hızlı olması oluyor. Diğer bir deyişle, koşmaya devam etmen halinde iblisin seni kısa bir süre sonra yakalayacağı noktasında kafanda herhangi bir tereddüt bulunmuyor.
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 11 Mar 2023, 03:28
by Archon
En geç pazar akşamı yazacağım
Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Archon)
Posted: 13 Mar 2023, 17:18
by Archon
Kurt iblisi gördüğü an hayatının, şu an göstereceği performansa bağlı olduğunu anlamıştı. Eğer yeterince hızlı koşamaz, yeterince iyi düşünmezse yapacağı hareketleri, hayatının sonunun geleceğine emindi. Bu sebeple zaten iblisi gördüğü gibi arkasını dönüp koşmaya başlamıştı. Lakin diğer üç iblisi göremiyor, auralarını hissedemiyordu. Ya arkasındaki iblisin aurasının ağırlığından, ya da üç iblisin aşırı hızlı bir şekilde uzaklaşmasından dolayı hissedemiyordu. İki sebepte de arkasındaki iblisin saldırganlığını atacağı tek hedef kendisi kalmıştı bu durumda. Kurt iblis hızla yaklaşırken, koşarak kaçamayacağını anlamıştı. O anda aklına bir çözüm gelmişti.
Var gücüyle koşarken, yönünü sağına doğru çevirecekti. Kurt iblis ile üç iblisin arasından çıkmayı planlamıştı. Bu şekilde kurt iblisin kendisini mi yoksa diğer üç iblisi mi takip ettiğini anlayacaktı. Eğer kurt iblis kendisini takip etmez de kendi yolunda ilerlemeye devam ederse bir süre bekleyecekti bulunduğu yerde. Sonrasında yavaş ve dikkatlice iblislerin ilerlediği yöne doğru ilerleyip neler olduğunu anlamaya çalışacaktı. İkinci ve kendisi için olabilecek en kötü durumda, kurt iblisin kendisini takip etmesi durumunda yapacağı şeyi de az çok kararlaştırmıştı. Biraz ilerledikten sonra, kurt iblisin kendisini takip ettiğine emin olduktan sonra durup arkasını dönecekti. İblisin gözlerinin içine bakıp onu durdurmaya çalışacaktı başta. Kendinden emin ve tehditkar bir şekilde "DUR!" diye bağıracaktı. Eğer bir imkansız olur ve iblis durursa büründüğü kişiliği bırakmadan iblisin üzerinde bir hakimiyet kurmaya çalışacaktı. Olur da iblisi durduramazsa iblisin iyice yaklaşmasını bekleyecekti. İblis yaklaştığı anda sağ elini yumruk yapıp içinden ejder iblise seslenecekti. "Umarım kudretini tekrardan bana ödünç verirsin." Hemen ardından yumruk yaptığı eli ile iblisin burnuna sağlam bir şekilde vurmaya çalışacaktı. Olur da iblis kudretini ortaya çıkartabilirse ortada korkacağı bir durum olacağını sanmıyordu. Aksi durumda ise, kısa hayatının sonu geldiği için artık bir şeyleri dert etmesine gerek kalmayacaktı. İki durumda da güzelce dinleneceğini bilerek, içinde pek bir pişmanlık kalmamıştı.