Page 1 of 3

Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 11 Mar 2023, 11:34
by GM - Dimensio
Zihninde seslendiğin Ibe Anu’dan bir cevap duymayı beklediğinde, etrafındaki karanlığı da daha iyi anlamak için arkanı dönüyorsun. Halihazırda birkaç kez bulunduğunu bu karanlıkta, bu kez ne yapabileceklerini kendi kendine düşündüğün sırada arkanı dönüyor, ancak karanlığın bambaşka bir varyasyonuyla yüzleşiyorsun.

Image

Gözlerin, tamamen çürümüşlüğün sembolü gibi duran karşındaki manzaraya takılı kalıyor. Karanlığı aydınlatmak için gökte bulunan iki dolunay bile, bu çürümüşlükten nasibini almış gibi adeta can çekişerek ışığını yansıtıyor gibi duruyor. Ayak bastığın zeminden başlayan çürümüşlük, çevreni saran otlara da yansımış gibi duruyor. Normalde kuruduğunda sararan ve parça parça olmasını beklediğin otlar, tamamen siyahlaşmış bir şekilde çürümüşlüğü yaşıyor. Bu his, bir şekilde seni sarmalamaya başlarken, zemindeki toprağın durumunun da çok farklı olmadığını görebiliyorsun. Gökyüzünde dolanan bulutlar, bu çürümüşlüğü bir an önce kapatmak ister gibi yere alçak bir şekilde konumlanmış durumda bulunuyor. Ancak en ufak bir bulut bile hareket etmekten imtina eder gibi görünüyor.

Bakışların gök ile yer arasında gidip geldiğinde, çevrendeki siyahlaşmış ve artık çürümüşlüğün de sonuna gelmiş ağaçları görüyor. Kimisi halen daha dallarını korumayı başarmışsa bile kimisi yerden çıkan köklerini bile çoktan teslim etmiş gibi duruyor. Çevrendeki anlamsız ve var olmaması gereken dağınıklık, her bir cismin kendi kafasına göre konumlanmış gibi görünmesine neden oluyor. Bu haliyle ahenk ve nizamdan epey uzak gören bu diyarın karanlığının, öncekilerden epey bir farklı olduğunun anlayabiliyorsun.

Ciğerlerine dolmaya başlayan hava, burnuna çürümüşlüğün kokusunu da çalmaya başlarken, istemsizce yüzün ekşi bir hal alıyor. Havanın ağırlığını artık sadece omuzlarında değil, ciğerlerinde de fazlasıyla hissediyorsun. Bu da nefes alıp vermenin normalin ötesinde güçlendiren bir durum olarak karşına çıkıyor. Dolayısıyla hem havanın ağırlığına katlanman gerekirken bir de yoğun çürümüşlüğün kokusu şartları oldukça zorluyor.

Bakışlarını bir kez daha etrafa çevirdiğinde ise, karanlığın arasında sıyrılan yapıları fark edebiliyorsun. Tıpkı bu diyardaki her şey gibi ahenk ve nizam barındırmayacak şekilde konumlandırılmış birkaç katlı yapıların, duvarlarının siyaha bulanmış ve çürümeye terk edilmiş bir halde olduğunu görüyorsun. Bu bağlamda gördüğün birkaç yapı pek de tekin alanlar gibi görünmüyor gözüne. Birkaç saniye içinde yıkılması gereken, ancak asırlardır burada bulunuyormuş gibi duran bu yapılar, hayret seviyeni yükseltmeye yetiyor.

Vücudunu mümkün mertebe içinde bulunduğun ortama alıştırmaya çalıştığın esnada, bir anda Ibe Anu’nun zihnindeki kıpırdanmalarını hissediyorsun. Esasen bu kıpırdanışların epey önce başladığını, ancak gönderildiğin iblis boyutunun görüntüsü karşısında ancak fark edebildiğini anlıyorsun. Bu esnada Ibe Anu sanki gördüğü manzaraya en az senin kadar şaşırmış gibi görünürken “Akuun falan bilmem Siklerin Efendisi ama, af’edersin, yarak gibi bi’ yere geldiğimizi biliyo’m. Kadın götten sikip geçmekle kalmadı, bi’ de üstüne kol bacak soktu Siklerin Efendisi! Keşke sadece götten sikip geçseydi Siklerin Efendisi! Ben yine merhametliymişim, bi’ de bana laf söylüyo’n. Bu kadarını ben bile yapmam!” diye haykırıyor adeta. Gördüğün tüm uğursuzluklar Ibe Anu’nun sözleriyle birleştiğinde, sıkıntının büyük olduğunun kendin de rahatlıkla anlayabiliyorsun.

Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 16 Mar 2023, 11:08
by Xaphan
Tekrar süzdü çevresini Ibe Anu'nun sözlerini düşünürken. Parçaları bir araya getirmesi lazımdı. Rahatsız ama belli açılardan kendine yakın hissettiği çürümüş bir diyardaydı. Atalet ve anlamsızlığın hüküm sürdüğü, tanrının hafızasından silinmiş bir yerdi burası. Gökte iki ay görmek onu başta şaşırtmış olsa da tekrar etrafına bakınca pek de umurunda olmamıştı bu durum. Bulutlar bile halsizdi ayın önüne geçmek için. Aslında çok huzurlu bir şekilde, hiçbir şey için beklemeden burada yaşanabilir diye düşündü bıyık altından sırıtırken. Ne olacaktı ki, kimsenin kimseden bir şey beklediği yoktu, ortam buna müsaitti, gerekenden fazlasını yapmasına ihtiyaç yoktu... Ama Xaphan öyle bir insan değildi işte. Nefret ve intikamla motoru harlanan bir lokomotifti o. Bu topraklar ise rayların onu getirdiği, geçmesi gereken bir bölgeydi onun için. Tehlikenin içine düşmek onu beş dakika öncesine göre daha bir hayatta hissettiriyordu. Bu durumdan hoşnuttu. Ama ölüm ihtimali zihninin gerilerinde bir yerde saklandığı koca oyuktan baş gösteriyordu. İronik bir zıtlıktı. Ölümle burun buruna gelmek insanı hayatta hissettiriyordu. Xaphan'ın hakim olduğu da bir zıtlıktı. İçinde yükselen hislerden enerji devşirip bu tarz durumlardan çıkmak vücudunun alıştığı bir refleksti.

Ne yapabileceğini düşünmeye başladı. Çevrede gözle görülür bir hareketlilik yoktu. Ama buraya gönderildiğine ve Ibe Anu bu kadar konuştuğuna göre bir işler olmalıydı. İblisinin salağa yatan bir yanı olduğunu bilse bile kendine göre zeki bir yanı olduğunun da farkındaydı. Boş sözler değildi bu seferkiler.

İblis aleminde yaşadıklarını düşündü. Karanlıkta uyanmışlar, ne olduğunu anlamadan bir yerlere yürümüşlerdi. Sonra Vadlena gelmiş, etraflarında o ana kadar fark etmedikleri bir iblis sürüsü olduğunu söylemişti. Sonra kalmak isteyenleri terk edip Vadlena'yla gitmiş ve Ibe Anu'yu bularak kendi alemine dönmüştü. Diğer sefer ise tam anlamıyla iblis alemi sayılmazdı. Sonuçta Aclania'nın kontrolündeki bir güvenli bölgeydi.

Tecrübelerinden bir şeyler öğrenmeliydi. Hayatta kalmak için yapması gereken bir şeydi bu. Birkaç bariz ipucu vardı elinde. Hatta ipucundan öte yapılması gereken ve yapıldığı an büyük fark yaratacak şeylerdi bunlar. Gözleriyle çevresini tararken tekrar Ibe Anu'yla konuşmaya başladı. "İblisler benim varlığımı sezebilir mi? Bunu engellemenin bir yolu var mı? Son olarak bana burası hakkında bildiklerini anlat, hepsini!" Ibe Anu'nun cevabını dinlerken de nasıl yapacağını bilmese bile hislerine odaklanacaktı. İlk sefer olduğu gibi hiçbir şey fark etmeden etrafının iblislerle sarılı olduğunu görmek istemiyordu. Bu duyu nasıl çalışıyordu bilmiyordu ama kurcalayıp çözmesi gerekiyordu. Yaşam ve ölüm arasındaki farkı yaratacak temel etmenlerden biriydi bu. Bu tarz şeyler de en iyi yaşam ve ölüm arasında öğrenilirdi...

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 18 Mar 2023, 11:05
by GM - Dimensio
Etrafındaki çürümüşlüğe karşın kendini ve yaşadıklarını anımsıyorsun. Ancak burada geçen her bir saniye içerisinde, çürümüşlüğün kokusunun daha ciğerlerine sindiğini fark ediyorsun. Ağzının içini kalaylayan bir tat, yavaş yavaş kusma refleksini çalıştırmaya başlıyor. Bu nedenle aldığın nefesleri daha derinleştiriyorsun. Ne var ki, nefeslerin derinleştirmen bu kez de ciğerlerine yoğun bir baskı yaratıyor. Havanın ağırlığını çektiğin ciğerlerin, soluduğun havayı reddetmek ister gibi hızlıca nefesi geri vermene neden oluyor. Tüm bu durumda, sonu her türlü çürümüşlüğe çıkacak bir ikilemle seni yüz yüze bırakıyor.

Ibe Anu’ya karşı sözlerini söylediğinde, şu an varlığını belli etmiyor olsa bile, ağzından salyalar akarak manzaraya baktığını düşünüyorsun. Her ne kadar sözleriyle bu çürümüş mekanın melun halini dile getirmiş olsa bile, karakteriyle karşılaştırdığında bu yerin Ibe Anu’ya fena halde yakıştığını düşünüyorsun. Sözlerin tamamlandığında Ibe Anu sanki ağzını şapırtadır gibi bir ses çıkardıktan sonra “Şö’le Siklerin Efendisi… Nası’ ki siz iblisleri fark edebiliyo’sunuz, iblisler de sizi fark edebiliyo’. Mekanizma mıdır yoksa iç güdüsel zamazingolar mı ben bilmem. Beni biliyo’n, siker geçerim. Ama anlarız yani insan olup olmadığını.” diyor. Elbette kendiyle ilgili kısımları bir nebze böbürlenerek belirten Ibe Anu hemen ardından ise “Bunu nası’ engellersin ben ne bileyim? İnsan mıyım, tövbeler olsun! Yani bunu da mı bana soruyo’n? Hayır, kendi kendine bi’ sik beceremi’ceksen, kendine Siklerin Efendisi de deme bi’ zahmet!” diyor. Fakat bu sözlerinden sonra bir nebze içine sinen Ibe Anu “Öyle derler adama, ben demem de! Ondan öyle dedim, yoksa ben demem, biliyo’n.” diyerek olası bir tersliğin kendince önüne geçmeye çalışıyor. Kaldı ki Ibe Anu bu sözlerinden sonra konuşma imkanı tanımaksızın hızlıca konuşmaya devam ediyor ve “Bura’ Vruqoll olarak bilinen bi’ yer. Eskiden bur’da Vruq denen bi’ ırk yaşıyo’muş. Bunlar iki yarak yiyip kendilerini orospu sanınca, İblis Lordu’na kafa tutuyo’lar. Haliyle İblis Lordu da bunlarını anasını sikip atıyo’. Aynı benim kafadan yani. Sonra bura' bu hale gelip bö'le kalıyo’.” diyor. Bir üstat edasıyla anlattığı tarihi hikayesinden sonra Ibe Anu “Bu sikiş ne zaman dönmüş bilmiyo’m, ama anlatılanlar bö’le. O yüzden bu yere iblisler pek gelmez, gelmek de istemez. Ama, İblis Diyarı’nın her bir yerinde olduğu gibi, buranın da İblis Lordu’nun emrindeki bi’ yöneticisi vardır muhakkak.” diyor. Bu sözlerinden sonra konuşmasını küçük bir ara veren Ibe Anu, bir kez daha ağzını açtığında “Yani anlayacağın Siklerin Efendisi, baya baya siki tutmuş olabiliriz.” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 20 Mar 2023, 12:22
by Xaphan
"Eğer benim varlığımı hissedebiliyorlarsa ve ben varlığımı gizlemeyi başaramıyorsam çalının çırpının arkasına saklanmanın bir manası yok, başka bir numara çevirmeli..." İblisler tepesinde bitene kadar kısıtlı süresi olduğunu biliyordu. Üstüne bir de yönetici denen şey girmişti işin içine. Hepsiyle mücadele etmesi mümkün değildi. Ayrıca kazandığı ihtimalde bile Akuun hakkında bir ilerleme kaydetmiş olmayacaktı. "Bir numara çevirmeli..." Gerek iblis gerek insan alemi hakkında fazla şey bilmemesi işini zorlaştırıyordu. Kafasında bir hikaye oluşur gibiydi ama detaylar olmadan sıkıcı bir hikayeydi bu. Daha fazla şey öğrenmesi gerekiyordu.

"Bu Vruqların hepsi öldü mü şimdi? Sağda solda hiç kalmış olma ihtimali yok mu?" İlk sorusunun cevabını dinlerken etrafını izleyecekti. Panik, ama bunu pek de etrafa yansıtmayacak bir hava vermeye çalışacaktı kendine. Sanki sıçmış, ki gerçekten de sıçmıştı, ama tecrübesiyle kontrollü kalabilen biri gibi. İblislerin gelmesi ihtimaline karşı elindeki plana göre bir şeyler çıkarmaya başlamalıydı. "İblis Diyarı'nın her parçası İblis Lordu'nun kontrolünde mi? Başı boş, kimselerin uğramadığı, kontrol edilmeyen bölgeler yok mu? Ayrıca bu bahsettiğin İblis Lordu nasıl bir tip? Çok uzun zamandır mı İblis Diyarı'nın Lordu, güçlü güçsüzü gebertip başa geçebiliyor mu kanla mı aktarılıyor?"

Bu sefer cevapları etrafını incelemiş, keşif için dikkatli bir geziye çıkmış biri olarak dinleyecekti. Aynı tavrı koruyacak, yavaş ve dikkatli bir şekilde keşif yapacaktı. Onu hissedebilen iblisler için daha inandırıcı bir portre çizmekti amacı. Son sorusunu da bu gezinti sırasında yöneltecekti. "Vruqlar gibi baş kaldırıp yok edilmiş başka iblis ırkları veya toplulukları var mı?" Ibe Anu'nun da durumun ciddiyetinin farkında olduğunu düşünüyordu. Yine yapacağı geyiği yapacaktı büyük ihtimalle ama en azından kendisi ona ayak uydurarak vakit kaybetmeyecekti. Bir şekilde cevap veriyordu sonuçta, şu an onu dert edecek hali yoktu pek.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 25 Mar 2023, 13:07
by GM - Dimensio
Ibe Anu’ya sormaya başladığın sorular eşliğinde, çevreni incelemeye başladığında, çürümüşlüğün dışında hiçbir dikkat çekici şey göremiyorsun. Yüz yıllar boyu hüküm süren bu çürümüşlüğün içerisinde ise, vücudunun yavaş yavaş katrana bulanmaya başladığını hissediyorsun. Bu her ne kadar fiziksel bir durum olmasa da, zihninden geçenler ve algıların, seni böylesine bir gerçekliğe itiyor gibi görünüyor. Tam bu esnada Ibe Anu “He’ varmış, sağda solda takılıyo’larmış İblis Lordu ne pis sikti bizi diye.” diyor ve hemen ardından “Vruq pezevengi miyim ben, ne bileyim!? Ama hiç görmedim Vruq mruq!” diyerek ilk soruna cevap veriyor.

Ibe Anu’nun sözlerinden sonra tekrar konuşmaya başlıyor ve sorularını peşi sıra diziyorsun. Son sorunu bitirdiğin anda Ibe Anu “Ne de çok sordun be! Niye çenen düştü senin bu kadar? Götün attı di’ mi?” diyor hınzır bir kahkahayla birlikte. Bir süre daha salyalarını akıttığını düşündüğün kahkahası devam eden Ibe Anu “Bundan sonra sana Siklerin Efendisi değil, Üç Buçuk Efendi di’cem! Şö’le adamım bö’le delikanlıyım, aman nası’ kurnazım diyo’dun, iki kelam ettik patır patır sıçışa başladın!” diyerek sözlerine devam ediyor. Yer yer arasına sıkıştırdığı kahkahaları ile eğlencesini ve mutluluğunu gözüne sokan Ibe Anu “Neyse, sonra tekrar taşağımı geçerim senle.” diyor ve kısa bir sessizliğin ardından “İblis Diyarı, tamamen İblis Lordu’nun kontrolündedir. Onun haberdar olmadığı hiçbi’ şey yoktur. En fazla haberdar değilmiş gibi yapar. Ama zamanı gelince, siker atar. Kendisini hiç görmedim, görmeyi de istemem zaten. Ha, senin gibi götümüzden korktuğumuz için değil tabi, lüzumsuz olduğu için. Şimdi eleman ne zamandır hüküm sürüyo’ bilmiyo’m, ama kendimi bildim bileli var yani. Kalkıp elemanı gebert’cem, sonra millete ahkam kes’cem falan, benlik işler değil, biliyo’n. Ama bura’nın temel kuralı, güçsüzün anasının sikilmesidir. O yüzden yok kanım kutsaldır, yok kanımdan olması lazım gibi yarak kürek işler bur’da işlemez.” diyerek sorularına kendince cevap veriyor.

Aldığın cevaplarla birlikte, ayak bastığın toprakları keşfetmek için ilerlemeye başlıyorsun. Kuru zeminin yer yer cıvık yapısı, adım atmanı zaman zaman güç kılıyor. Ancak ilerlemeni spesifik bir doğrultuda gerçekleştirmemiş olmak, göreceğin manzaranın da pek değişmemesine neden oluyor. Etraftan en ufak bir canlı varlığa dair emare bulamamış bir halde son sorunu yönelttiğinde ise Ibe Anu “Yeter ama ‘m’na koy’im! Sik’cem şimdi merakını da gizemini de sorularını da! Siki tuttuk diyo’m, hala kalkmış yok o var mı bu var mı diye soruyo’n? Varsa n’apcan, yoksa n’apcan? Nüfus sayımı mı yap’can pezevenk?” diyerek tepkisini dile getiriyor. Bu sözlerinden sonra ise, Ibe Anu’nun yılışık kahkahasını duyamamak, canının gerçekten sıkıldığını sana işaret ediyor.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 03 Apr 2023, 12:58
by GM - Dimensio
Off Topic
Xaphan birinci bildirilmemiş pasiflik uyarısını almıştır.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 09 Apr 2023, 23:12
by Xaphan
"Nüfus sayımı yapacağım am düdüğü, nüfus sayımı! Hee, kurnazım herkesin de anasını sikerim! Özellikle... Neyse, beni de kendine uydurdun eşşşoğleşşek." Nereden anlayacaktı kurnazlığı, fitne fesatı Ibe Anu. Hiçbir şey bilmeden nasıl kurnazlık yapacaktı acaba. "O zaman götten sıkayım burada fena bir iblis varmış seni sikecekmiş İblis Lordu efendi diye, sonra beni götten siksinler! SENİN İSTEDİĞİN O Dİ Mİ! İSTİYORSUN Kİ EFENDİMİ GÖTTEN SİKSİNLER SAĞINI SOLUNU ŞAŞIRSIN! Ama yok... O hükümdarın da iblislerin de senin de götünü ben sikeceğim, BEN! Kimse kurtulamayacak elimden lan, kimse!" Bataklıktan kurtulmaya çalışır gibi kuvvetle bacağını yukarı çekip bir adım daha attı. "Siktiğimin yerinde su yok çamur yok, biz neye bulaştık böyle anlamadım ki..." Kendi kendine mırıldanıp sessiz bir öf çekti. Güya hizmetkarı olan iblisinden de bir fayda yoktu. Gerçi epey bir küfür etmişti, belki keyiflenip ötmeye başlardı ama pek ümitli değildi. Ümitli olmaması da daha iyiydi. O zavallıya bel bağlamak ölmekten beter ederdi Xaphan'ı.

Havanın basıklığı canını sıkmıştı. Sanki üstündeki kıyafetler tenine yapışıyor, alnında boncuk boncuk terler birikiyordu. Düşünmeden elinin tersiyle alnını sildi. Ter var mı yok mu bakmak aklına bile gelmedi ama. Mekanın vaziyeti ona da sirayet ediyordu adeta. Atalet, terk edilmişlik ve çürümüşlük... Bir şeyler yapmalı, enerjisini korumalıydı. Ibe Anu'yu çağırıp sırtına binerek uzaklaşmalı mıydı? "Sonra ne olacak, bir yere mi kaçacağım sanki. Durduk yere şu meymenetsizi görmüş olacağım bir de..." Belki de etrafı izleyebileceği bir tepe bulmalıydı. "O da olmaz, görsem ne görmesem ne. Mekandaki herkesi tokatlayacak halim yok. Tokatlasam da neye yarayacak, Akuun denen ibnenin yerini zorla öğrenemem herhalde." Ellerini beline dayayıp sağa sola baktı tekrardan. Mezarlıktan hallice bir yerdeydi gerçekten...

Bulunmayı beklemekten sıkılmıştı. Bekledikçe kafasında senaryolar kuruyor, sinirleri geriliyordu. İçinde bulunduğu durum ve yer de işin içine girince gelecekte bir noktada patlaması da ihtimal dahilindeydi. Ne yapacaksa çenesiyle yapacaktı. Beklemenin bir alemi yoktu. "Selam olsun İblis Lordu'nun sadık hizmetkarları Vruqoll diyarının iblislerine. Aludir Xaphan, bölgenizin efendisiyle görüşmek ister." diye bağırıp etrafına bakınmaya başladı. Bir ayak çekecekti ama önce muhatabını bulmalıydı. Muhatabı teşrif edene kadar da hizmetkarına seslendi. "Şimdi beni iyice dinle ibnenin evladı. Bombanın pimini çektim. Geleni gideni iyice izleyip tanıdığın bildiğin bir şey varsa bana bildireceksin. Ha, yapmam etmem dersen sen bilirsin, cinsime ihanet eden ben değilim. Bir sıkıntı çıktığı an seni çağırırım, seni öyle bir sikerler öyle bir sikerler ki 'saygılar abi' der, önünü iliklersin. Hadi bakalım!"

Biraz heyecanlanmış, eline yüzüne hayat gelmişti. Kanına dolan adrenalinle Vruqoll denen cehennemin etkisinden kurtuluyor, her zaman olduğu maharet sahibi, dilbaz insana dönüyordu. Hatta öyle ki şu ana kadar fol fos olmadan düşünerek harcadığı enerjiye bile üzülmüştü. Hayatını kaybetmekten ölesiye korksa da en canlı hissettiği anların ölüme en yakın olduğu anlar olduğunun farkındalığıyla bir kere daha yüzleşti. Ölmeyecekti. Birkaç iblisin elinde can vermek için fazla büyüktü. Yerine gelen keyfiyle olacakların tadını çıkarmak için hazırladı kendini ve beklemeye başladı.

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 10 Apr 2023, 12:35
by GM - Dimensio
Ibe Anu’ya söylediğin sözlerin ardından, zihninde varlığını koruyan iblisin sindiğini hissetmek, onun eski ayarlarına geri yüklendiğini sana işaret ediyor. En azından konuşmalarına ve sövgülerine tepki vermemesi, ağzının ortasına inen bir yumrukla kendisini suskunluğa itmiş gibi duruyor. Elbette Ibe Anu’nun bu sessizliği altından yapabileceği başkaca kurnazlıklar veya daha iyi tabirle ibnelikler olabileceğini bildiğin için, yine de yelkenleri indirmiyorsun. Öte yandan Ibe Anu’nun doğrudan bir tepki vermemiş olması, ona efendisinin kim olduğunu hatırlatmış oluyor ve bu da koltuklarının kabarmasını sağlıyor.

Attığın adımlar ve bakışlar, sana bir vaatte bulunmuyor ve sanki çıkmaz bir zifiriliğin içinde kendini sıkışmış hissediyorsun. Yürümenin ve etrafı gözlemenin artık bir faydası olmadığını düşündüğün anda ise ağzından kelimelerin dökülmeye başlıyor, olabildiğince kuvvetli bir şekilde. Bu seslenişinin ardından Ibe Anu’ya uyarılarını ilettiğinde, Ibe Anu bir anda sessizliğinden çıkıyor ve “Bombanın pimini mi çektin? Birader sana efendi mefendi dedik ama sen harbi çükbaş çıktın! Hadi beni ortaya attın, ağzımı yüzümü siktiler, sonra ne yap’caklar? Bize bu kadar sikiş yeter deyip geri mi dön’cekler? Sana beybaba mı çek’cekler? Sende beyin var diyenin anasını avradını sikeyim ben! Sen bombanın pimini çekmedin kardeş, pimi çekip bombayı da götüne yerleştirdin, aferin!” diyor. Ibe Anu’nun sözlerindeki bu ciddiyet, sana bir an başka bir iblisle konuşuyormuş gibi hissettirse bile, gözlerinin önünde kıpırdanmaya başlayan katran karalığı buna odaklanmanı bile engelliyor.

Yaklaşık beş metre ötenden hareketlenmeye başlayan yerdeki katran karanlığı, minik dalgalanmalar yapmaya başlıyor. Bu dalgalanmalar giderek daha da artmaya başlarken, karanlık ufak bloklar halinde yerden ayrılmaksızın yükselmeye başlıyor. Karanlık yerden 120 santim kadar yükseldikten sonra oval bir hal alıp ziftimsi yapısıyla erir gibi görünürken, bir anda ortaya sivri dişleri bulunan ve tıpkı Ibe Anu gibi gözleri bulunmayan, yere kadar uzanan uzun kolları bulunan bir iblis beliriyor. Ancak bu aşamada, karanlıktaki dalgalanmaların benzer şekilde devam etmesi akabinde, karşında birbirine benzeyen 5 adet iblis çıkmış oluyor. Kendilerine özgü çıkardıklarını anlamsız sesler dışında, arkalarında hareketlenmeye devam eden zemindeki karanlık, bu iblislerden daha fazlasının da gelebileceğini sana gösteriyor.

Beliren İblislerin Görünümü
Image

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 10 Apr 2023, 23:40
by Xaphan
Yeniden vücuduna dolan enerjiyle olacakları beklemeye başladı. Her şey yoluna giriyordu. Ibe Anu, birkaç laf etse de sinmiş, tekrar emri altındaki yerini almıştı. Kafasında net bir planı olmasa bile güveni yerindeydi ve güvenin iletişimde anahtar rol oynadığını biliyordu. Bu güveni koruduğu sürece her şey yolunda gidecekti. Buna inanıyordu, iblis aleminin insan alemiyle aynı şekilde işlemediğini bilmesine rağmen. Sonuçta iblisler de konuşabiliyor, düşünebiliyorlardı. Bir şekilde kendi işine gelecek bir anlatı oluşturup istediği sonucu elde edecekti. Ölmeyecekti, ölemezdi. Nefret etmek onu güçlü kılıyordu ve git gide nefretine sebep olan olaylar artıyordu. Vadlena, adını bilmediği Aludir grubu, Inias ve Diniel, komutan bozuntusu Agrupnia, Hükümdar... Hepsinin ölümünü görecekti. Ölmeyecekti...

Yerden biten ufaklıklara bakarken ne hissetmesi gerektiğini bilemedi. "Bunlar benim iblis halimi andırıyorlar lan..." Bir büyünün etkisinde olup olmadığını merak etti. Ama bu ihtimalin üstünde durmaya ne zamanı vardı ne de bu ihtimale karşı yapabileceği bir şey. Daha bir haftalık bir bebekten başka bir şey değildi. Önüne ne gelirse üstüne atılıp kendini yaratması gerekiyordu. Biraz sempati duyar gibi olduğu ama net sesler çıkarmaktan aciz iblisleri gözledi. Kısa boylu, cılız uzuvlu yürüyen ağızlara benziyorlardı. "Ne ara çocuk peydahladın lan ibne? Ben de diyorum nereden biliyor bizimki Vruqoll'u falan, demek daha önce işin düştü buralara." Kendine duyduğu güvenin tuzağına düşüyordu, fazla lakayttı. Ibe Anu'nun ağzına laf verebilecek şeyler söylemişti. Kendine düzen verdi yerden bitme iblislere yönelirken. Aralarında 5 metre kalana kadar yaklaşacaktı onlara. Bu sırada da iblisiyle konuşacaktı. "Ben her türlü göt altındaydım zaten yarram, benim için hiçbir şey değişmedi. Sen bunlara çok takılma da sana verdiğim göreve odaklan."

İstediği mesafeye ulaştığında iblislere tekrar seslenecekti. "Beni efendinize götürün." Yerden oluşurken çıkardıkları seslerden konuşup konuşamadıklarını pek anlamamıştı, ama buralarda en azından Ibe Anu ayarında dil bilen bir iblis çıkacağını düşünüyordu. Çıkmazsa siki tuttuğunu kabul edebilirdi, ama hala ümidi çıkacağı yönündeydi. "Hepsi aynı tip, ne ayak oğlum bunlar? Laftan sözden anlıyorlar mı?" Yine de en kötü ihtimale hazırlanmalıydı. İblislerde deli kuvveti oluyor muydu bilmiyordu ama bu bızdıkların birkaçını kendi bile tokatlayabilirdi belki. Boyları kısa olduğu için ona alttan saldırabilirlerdi. Geri atılmaya ve ellerine saldırmaları ihtimaline karşı hazırlıklı olacaktı. En kötü ihtimalde Ibe Anu'yu çağırarak onu ateşe atacaktı. Ama işin oraya gitmesi pek istediği bir şey değildi. İblislerin hareketlerinden ne kadar güçlü olduklarını çıkarmaya çalışacaktı, belki kendi dövebilirdi onları. Yumruğunu sıkmaya hazırdı, yine de o sivri dişler pek hoşuna gitmiyordu.

Yapabileceği bir şey yoktu. Bir şekilde bu durumun içinde bulmuştu kendini, bir şekilde de bu durumdan kurtaracaktı. "Yumruksa yumruk, tekmeyse tekme amına koyim!"

Re: Karanlığın Bir Başka Hali (Xaphan)

Posted: 17 Apr 2023, 10:41
by GM - Dimensio
Ibe Anu’ya söylediğin ilk cümlelerin ardından herhangi bir cevap alamaman, Ibe Anu’nun içinde bulunduğunuz durumu ciddiye aldığının belirtileri olarak karşına çıkıyor. Normal şartlarda sözlerine belki de misliyle karşılık vermeye çalışacak olan Ibe Anu’nun, şu anda beliren iblislerle birlikte sessizliğe gömülmesi, kendi sözlerinin arkasında durduğunun da bir işareti oluyor. Karşıda beliren ziftimsi yapıdaki iblisler oluşmaya devam ederken onlara doğru yaklaşıyor ve aranızda beş metre mesafe kala duruyorsun. Tam olarak oluştuğunu gözlemlediğin beş iblis de sana doğru anlamsız sesler çıkararak ufak ufak adımlamaya başladıklarında, onlara karşı cümleni kuruyorsun. Hemen ardından Ibe Anu’ya söylediğin sözlerden sonra Ibe Anu “Daha önce gördüğüm tipler değiller. Ama şekillerine şemallerine bakınca, buranın ayak takımı gibi görünüyo’lar. Seni anlamazlar veya kendilerini anlatmazlar, direk dalmaya çalışırlar.” diyor. Nitekim, Ibe Anu’nun sözleri bittiği anda, karşındaki beş iblisten üç tanesi bir anda uzun kollarından destek alarak yerden üzerine doğru zıplıyorlar! Aradaki mesafeyi de kısaltmış olman, doğrudan iblislerin ekmeklerine yağ sürmen gibi bir sonuç doğururken, iblislerin açık ağızları senden koparacakları et parçalarına odaklandıklarını gösteriyor. Bununla birlikte, iblislerin dişleri bu arzularını tek ısırık ile gerçekleştirebileceklerini gösterirken, hemen arkalarında beş iblisin daha belirmesi ve zemindeki hareketlenmenin hala devam etmesi, başının giderek daha çok belayı gireceğini gösteriyor. Ancak şu anda senin için esas tehdit, birkaç saniye içerisinde bedenine yapışacak üç iblisin keskin dişleri oluyor.