Oyuncu Rehberi Genel Bilgilendirme
Posted: 31 Jan 2022, 15:02
GİRİŞ
Evrende karakter yaratan her oyuncu, Aludir olarak adlandırılır. Aludirler, bir ırkı, dini topluluğu veya başkaca insani ayrışmaları sembolize etmeyen, tamamen karakterlerin yetenekleri itibariyle dahil olduğu bir sınıftır. Tamamen yetenek nedeniyle var olan bu sınıfın daha iyi anlaşılması için detaylı açıklamalar aşağıda verilmiştir.
Bazı kaynaklara göre eski dilde “İblis Avcısı”, bazı kaynaklara göre ise “Tanrıların Savaşçısı” anlamına gelen “Allionte Suriter” tamlamasından türemiş olan Aludir kelimesi, günümüzde “iblisleri ehlileştirebilen, eğitebilen” veya “iblislere hükmedebilen kişi” anlamına gelmektedir. Sıradan insanlardan farklı olarak, iblisler üzerinde hakimiyet kurma yeteneğine sahip bu kişiler, zamanla Aclania içerisindeki en değerli insanlar olmaya başlamıştır. Her ne kadar iblislere karşı yapılan belli başlı mücadeleler neticesinde olumlu sonuçlar alınmışsa da iblislere hükmedilmesi ve onların yönlendirilebilmesi, insanlar için her zaman daha başarılı sonuçlar yaratmıştır. Bu nedenle de Aclania Ülkesi’nin kurulmasıyla birlikte, normal bir ordunun yanında Aludir sınıfına da ayrı bir önem verilmiştir.
Aludirlerin yetenekleri doğuştan gelmektedir. Herhangi bir şekilde sonradan iblisler üzerinde hüküm sürmeyi sağlayabilen bir kişi henüz görülmemiş veya tespit edilememiştir. Ancak bir Aludir, hiçbir zaman sahip olduğu yeteneklerin farkına varamamıştır. Diğer bir deyişle, bir kişinin zaman içerisinde Aludir olduğunu anlayabilmesi mümkün olmamıştır. Bu nedenle de bir kişi Aludir olduğunu anladığı zaman, geçmişe dair tüm anıları da yok olmaktadır. Ancak bu süreç, ansızın veya rastlantı sonucu olmamaktadır.
Herhangi bir kişinin Aludir olup olmadığını anlamak için bilinen tek yöntem, kişinin iblis boyutuna sokulmasıdır. Aludir sınıfı içerisinde özel bir yeri olan “Anahtar” kişiler tarafından açılan boyuta sokulan kişinin bu boyutta benliğini kaybetmesi halinde Aludir olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu süreçte kişinin benliğini kaybetmesi geri dönülmeyen sorunlara neden olduğu için, belli bir yaşın üstündeki ve altındaki kişiler iblis boyutuna sokulmaktadır. Kişinin benliğini kaybetmemesi durumunda ise, kişinin Aludir olmadığı anlaşıldığından, kendisi “Anahtar” kişiler tarafından iblis boyutundan çıkartılmaktadır.
Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki, evrende karakter yaratan her bir oyuncunun ilk RP konusu iblis boyutuna sokulmasıyla başlamaktadır. Bunun sonucu olarak, oyuncular iblis boyutuna dahil olduğu anda doğal olarak bir Aludir olacakları için, geçmişlerine dair hiçbir şey hatırlayamamaktadır.
Bazı kaynaklara göre eski dilde “İblis Avcısı”, bazı kaynaklara göre ise “Tanrıların Savaşçısı” anlamına gelen “Allionte Suriter” tamlamasından türemiş olan Aludir kelimesi, günümüzde “iblisleri ehlileştirebilen, eğitebilen” veya “iblislere hükmedebilen kişi” anlamına gelmektedir. Sıradan insanlardan farklı olarak, iblisler üzerinde hakimiyet kurma yeteneğine sahip bu kişiler, zamanla Aclania içerisindeki en değerli insanlar olmaya başlamıştır. Her ne kadar iblislere karşı yapılan belli başlı mücadeleler neticesinde olumlu sonuçlar alınmışsa da iblislere hükmedilmesi ve onların yönlendirilebilmesi, insanlar için her zaman daha başarılı sonuçlar yaratmıştır. Bu nedenle de Aclania Ülkesi’nin kurulmasıyla birlikte, normal bir ordunun yanında Aludir sınıfına da ayrı bir önem verilmiştir.
Aludirlerin yetenekleri doğuştan gelmektedir. Herhangi bir şekilde sonradan iblisler üzerinde hüküm sürmeyi sağlayabilen bir kişi henüz görülmemiş veya tespit edilememiştir. Ancak bir Aludir, hiçbir zaman sahip olduğu yeteneklerin farkına varamamıştır. Diğer bir deyişle, bir kişinin zaman içerisinde Aludir olduğunu anlayabilmesi mümkün olmamıştır. Bu nedenle de bir kişi Aludir olduğunu anladığı zaman, geçmişe dair tüm anıları da yok olmaktadır. Ancak bu süreç, ansızın veya rastlantı sonucu olmamaktadır.
Herhangi bir kişinin Aludir olup olmadığını anlamak için bilinen tek yöntem, kişinin iblis boyutuna sokulmasıdır. Aludir sınıfı içerisinde özel bir yeri olan “Anahtar” kişiler tarafından açılan boyuta sokulan kişinin bu boyutta benliğini kaybetmesi halinde Aludir olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu süreçte kişinin benliğini kaybetmesi geri dönülmeyen sorunlara neden olduğu için, belli bir yaşın üstündeki ve altındaki kişiler iblis boyutuna sokulmaktadır. Kişinin benliğini kaybetmemesi durumunda ise, kişinin Aludir olmadığı anlaşıldığından, kendisi “Anahtar” kişiler tarafından iblis boyutundan çıkartılmaktadır.
Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki, evrende karakter yaratan her bir oyuncunun ilk RP konusu iblis boyutuna sokulmasıyla başlamaktadır. Bunun sonucu olarak, oyuncular iblis boyutuna dahil olduğu anda doğal olarak bir Aludir olacakları için, geçmişlerine dair hiçbir şey hatırlayamamaktadır.
EHLİLEŞTİRME SÜRECİ
“Anahtar” kişiler vasıtasıyla iblis boyutunda Aludir olduğu anlaşılan kişilerin, tek yapması gereken bir iblis bulup onu ehlileştirmek ve kendine ait kılmaktadır. Bunun için kişinin fiziksel bir mücadeleye girmesine gerek yoktur, zira İblisler aksi bir durum olmadıkça, bu boyutta Aludirlere fiziksel olarak zarar veremezler. Ancak mental olarak geçmişini yitiren ve kimliğini kaybeden Aludir zihinsel birçok saldırıya açıktır ve iblisler de bu durumu sonuna kadar değerlendirir. Dolayısıyla Aludir olduğu keşfedilmiş kişi ile karşılaşacağı iblisler arasındaki mücadele tamamen zihinseldir. Ne var ki, iblislerin fiziksel saldırılarını da kullandığına birçok kez şahit olunmuştur.
Bu sürecin RP içerisinde işlenmesi gerektiğinden fazla açıklamada bulunulmasının evrenin gizini bozabileceğini düşüncesindeyiz. Ancak yine de bu boyuta sürüklenen bir Aludir’den beklenen, karşılaştığı iblislerden bir tanesini bir şekilde ehlileştirmesi ve onu kendi bünyesine katmasıdır. Bu husus RP içerisinde daha iyi bir şekilde yaşanarak tecrübe edilecektir.
Bir şekilde karşılaştığı iblislerden bir tanesini ehlileştiren Aludir, ehlileştirdiği iblisin ismini öğrenecek veya ona bir isim verecektir. Bu ismin herhangi bir dilde olmasına lüzum yoktur. Kişinin kendi kafasında kurguladığı ancak anlamı olan bir isim bile kullanılması mümkündür. Ancak bu ismin kesinlikle ve kesinlikle bir anlamı olmak zorundadır, zira anlamsız bir isim ile anılacak iblislerin formlarını ve benliklerini kaybettikleri birçok kez görülmüştür.
Tüm bu sürecin sonlanmasının ardından ise Aludir iblisiyle birlikte, “Anahtar” kişiler vasıtasıyla iblis boyutundan çıkarak kendi yaşadığı dünyaya döner ve bir Aludir olarak yeniden doğmuş olur.
Bu sürecin RP içerisinde işlenmesi gerektiğinden fazla açıklamada bulunulmasının evrenin gizini bozabileceğini düşüncesindeyiz. Ancak yine de bu boyuta sürüklenen bir Aludir’den beklenen, karşılaştığı iblislerden bir tanesini bir şekilde ehlileştirmesi ve onu kendi bünyesine katmasıdır. Bu husus RP içerisinde daha iyi bir şekilde yaşanarak tecrübe edilecektir.
Bir şekilde karşılaştığı iblislerden bir tanesini ehlileştiren Aludir, ehlileştirdiği iblisin ismini öğrenecek veya ona bir isim verecektir. Bu ismin herhangi bir dilde olmasına lüzum yoktur. Kişinin kendi kafasında kurguladığı ancak anlamı olan bir isim bile kullanılması mümkündür. Ancak bu ismin kesinlikle ve kesinlikle bir anlamı olmak zorundadır, zira anlamsız bir isim ile anılacak iblislerin formlarını ve benliklerini kaybettikleri birçok kez görülmüştür.
Tüm bu sürecin sonlanmasının ardından ise Aludir iblisiyle birlikte, “Anahtar” kişiler vasıtasıyla iblis boyutundan çıkarak kendi yaşadığı dünyaya döner ve bir Aludir olarak yeniden doğmuş olur.
ALUDIRLERİN YAŞAMI
Kişinin Aludir olmasıyla birlikte, geçmişine dair her şeyin silinmesi, onu isimsiz ve geçmişsiz bir insana dönüştürmektedir. Bu nedenle, bir kişinin Aludir olduğunun keşfedilmesi akabinde, iblis boyutundaki sürecin sonlanmasının ardından kendisine bir isim seçmesi istenir. Aludirler içerisinde bir kişinin ismi, onun kaderini de belirlemektedir. Bu nedenle, Aludirlere güncel isimlerden ziyade, ilk insan dilindeki isimler verilir. Günümüzde ilk insan dilinin unutulmuş olması nedeniyle, Aludir olan kişinin seçeceği ismin anlamını bilmesine olanak yoktur. Fakat yine de bu seçim Aludir’in hayatındaki en önemli andır.
Kendisine yeni bir isim seçen Aludir, iblis boyutundaki gözlemciler olan “Anahtar” kişiler vasıtasıyla hangi sınıfa mensup bir Aludir olduğunu öğrenir. (Her ne kadar bu husus karakter yaratımı sırasında oyuncular tarafından belirlenecek olsa da kurgusal anlamda bu bir seçim değil, kaderdir.) Mensup olduğu sınıfı öğrenen Aludir’in bu safhadan sonra yapacağı tek şey, kendisine verilecek olan görevleri beklemekten ibarettir.
Bir iblisi ehlileştiren Aludir, bu aşamadan sonra krallığın bir mülkü haline gelir. Genel itibariyle askeri bir personel gibi itibar gören Aludirlere, Aludir olduğuna dair verilen nişan, günlük hayatta birçok kapıyı kendisine açar. Dolayısıyla Aludir olan bir bireyin gündelik ihtiyaçlarını ücretsiz bir şekilde karşılaması oldukça olağandır. Zira her ne kadar istisnalar olsa da halk Aludir olan birine asla saygıda kusur etmez. Bu sebeple Aludir olan bir kişinin özellikle ekonomik anlamda sıkıntısız bir hayatı olur ve doğrudan krallığa bağlı bir kişi olduğundan halk nezdinde oldukça hürmet görür.
Kendisine yeni bir isim seçen Aludir, iblis boyutundaki gözlemciler olan “Anahtar” kişiler vasıtasıyla hangi sınıfa mensup bir Aludir olduğunu öğrenir. (Her ne kadar bu husus karakter yaratımı sırasında oyuncular tarafından belirlenecek olsa da kurgusal anlamda bu bir seçim değil, kaderdir.) Mensup olduğu sınıfı öğrenen Aludir’in bu safhadan sonra yapacağı tek şey, kendisine verilecek olan görevleri beklemekten ibarettir.
Bir iblisi ehlileştiren Aludir, bu aşamadan sonra krallığın bir mülkü haline gelir. Genel itibariyle askeri bir personel gibi itibar gören Aludirlere, Aludir olduğuna dair verilen nişan, günlük hayatta birçok kapıyı kendisine açar. Dolayısıyla Aludir olan bir bireyin gündelik ihtiyaçlarını ücretsiz bir şekilde karşılaması oldukça olağandır. Zira her ne kadar istisnalar olsa da halk Aludir olan birine asla saygıda kusur etmez. Bu sebeple Aludir olan bir kişinin özellikle ekonomik anlamda sıkıntısız bir hayatı olur ve doğrudan krallığa bağlı bir kişi olduğundan halk nezdinde oldukça hürmet görür.
ALUDIRLERİN GÖREVLERİ
Aludirler kendisine verilen her türlü görevi yerine getirmekle yükümlüdür. Bir Aludir kendisine verilen görevleri reddedemez veya yerine getirmekten kaçınamaz. Başlangıç aşamasında bağlı olduğu kişiler dışında yüksek rütbeli bir kişinin kendisine bir görev teklif edilmesi halinde, inisiyatif tamamen Aludir’e aittir. Aludir bu görevleri yerine getirebilir veya getirmekten kaçınabilir. Bu tür görevlerde verilen olumsuz cevaplar Aludir’in itibarını etkilemez, ancak olumlu cevaplar rütbeliler nezdinde Aludir’e dair bakış açısını değiştirebilir.
Bununla birlikte Aludir doğrudan kral tarafından verilen görevleri de yerine getirmek zorundadır. Her ne kadar bu durum bir istisna olarak belirlenmiş olsa da kralın her emrinin yerine getirilmesi gerektiği gibi, kral tarafından Aludir’e verilen görev de yerine getirilmek zorundadır.
Bununla birlikte Aludir doğrudan kral tarafından verilen görevleri de yerine getirmek zorundadır. Her ne kadar bu durum bir istisna olarak belirlenmiş olsa da kralın her emrinin yerine getirilmesi gerektiği gibi, kral tarafından Aludir’e verilen görev de yerine getirilmek zorundadır.
ALUDIRLER İLE SIRADAN İNSANLARIN FARKI
Aludirler ile sıradan insanlar arasındaki en büyük fark, Aludirlerin doğuştan sahip oldukları ve Qen (okunuşu “küyin” şeklindedir) adı verilen enerjidir. Qen, Aludirlerin vücut sistemleri içerisinde yer alan ve kan damarlarında gezinen enerjidir. Bu enerji sayesinde, Aludirler ile sıradan insanların arasında güç, kondisyon, yaşam süresi gibi farklılıklar oluşmaktadır. Bununla birlikte, Aludirlerin iblisleri ehlileştirmesini sağlayan ve ehlileşen iblislerle mental iletişimi sağlayan da Qen’dir.
Günümüzde hala gizemi tam anlamıyla çözülememiş olsa da, Qen’in merkezinin Aludirlerin zihni olduğu kabul edilmektedir. Birçok meditasyon ve antrenman metoduna rağmen, Qen’in yoktan ortaya çıkartılması veya mevcut Qen miktarının arttırılması veya azaltılması mümkün olmamıştır. Bununla birlikte, depolanan ve bu sayede tüketilen bir enerji olmadığı için Aludirlerin belirlenebilir bir Qen kapasitesinin bulunmadığı da kabul edilmektedir. Bunun anlamı ise, herhangi bir Aludirin sınırsız miktarda Qen’e sahip olabileceği şeklide yorumlanabilmektedir. Ancak bu husustaki araştırmalar ve deneyler halen devam etmektedir.
Qen, her ne kadar sınırsız bir enerji olarak adlandırılsa da, aslen bu ölçülememe durumunun getirdiği bir husustur. Kaynağını zihinden alıp vücutta dolaşan Qen, miktar yönünden kontrol edilemese de, Aludirin mevcut pozisyonu ve ruhsal hali gibi etmenlere bağlı olarak artış veya azalış gösterebilmektedir. Bu nedenle, bir Aludir Qen miktarının arttığını veya azaldığını, içinde bulunduğu konuma göre kavrayabilmektedir. Ne var ki, Qen hakkındaki bilinmezliklerden bir tanesi bu halde gün yüzüne çıkmaktadır. Azaldığı veya arttığı düşünülen Qen miktarının ansızın tam tersi yönde varlık bulması, birçok kez Aludirlerin başına gelen bir durumdur. Dolayısıyla, bir Aludir için Qen olmazsa olmaz ise de, yanılgılara açık bir enerjidir.
Qen sayesinde bir Aludir, sıradan insanlardan çok daha güçlüdür. Bunun için özellikle bir yoğunlaşma ve yoğuşturma gerekmemektedir. Keza, Qen’in bu amaç için yönlendirilebilir bir enerji olmaması nedeniyle, zaten bu tür bir aksiyonun gerçekleşmesi de mümkün değildir. Aynı zaman Qen sayesinde Aludirlerin dayanıklılığı da sıradan insanlara göre fazlalık göstermektedir.
Aludirlerin sahip olduğu Qen’in en büyük avantajı ise, Aludirlerin havada durma ve yürüme gibi aksiyonlara imkan tanımasıdır. Ayak tabanlarında dolanımı olan Qen sayesinde, bir Aludir havada asılı durabilir, oluşan enerji dalgasıyla havada yürüyebilir. Bununla birlikte, vücutta dolanımı olan Qen sayesinde, Aludirlerin havada düz bir çizgi üzerinde takla atabilmesi bile mümkündür. Ancak tüm bu durumlar, Aludirlerin özel bir gayret veya çaba göstermesini gerektirmez. Zira zamanla, böylesine durumlar için ekstra odaklanma bile gerekmeden Aludir istediği aksiyonları gerçekleştirebilir hale gelir.
İblisler ile Aludirleri birbirlerine bağlayan da yine Qen’dir. Bu enerji sayesinde bir iblisin ehlileştirilmesi ve iblisin dış dünyada bulunmadığı anlarda zihinsel iletişime geçilebilmesi mümkündür. Bu durum da, tıpkı havada yürümek gibi, Aludirler için sıradan bir aksiyondan ibarettir. Bununla birlikte, Alduirlerin iblislerin fiziksel saldırılarına karşılık Qen’in koruma sağladığı da nasıl olduğu anlaşılamasa da Qen hakkındaki bir gerçektir.
Günümüzde hala gizemi tam anlamıyla çözülememiş olsa da, Qen’in merkezinin Aludirlerin zihni olduğu kabul edilmektedir. Birçok meditasyon ve antrenman metoduna rağmen, Qen’in yoktan ortaya çıkartılması veya mevcut Qen miktarının arttırılması veya azaltılması mümkün olmamıştır. Bununla birlikte, depolanan ve bu sayede tüketilen bir enerji olmadığı için Aludirlerin belirlenebilir bir Qen kapasitesinin bulunmadığı da kabul edilmektedir. Bunun anlamı ise, herhangi bir Aludirin sınırsız miktarda Qen’e sahip olabileceği şeklide yorumlanabilmektedir. Ancak bu husustaki araştırmalar ve deneyler halen devam etmektedir.
Qen, her ne kadar sınırsız bir enerji olarak adlandırılsa da, aslen bu ölçülememe durumunun getirdiği bir husustur. Kaynağını zihinden alıp vücutta dolaşan Qen, miktar yönünden kontrol edilemese de, Aludirin mevcut pozisyonu ve ruhsal hali gibi etmenlere bağlı olarak artış veya azalış gösterebilmektedir. Bu nedenle, bir Aludir Qen miktarının arttığını veya azaldığını, içinde bulunduğu konuma göre kavrayabilmektedir. Ne var ki, Qen hakkındaki bilinmezliklerden bir tanesi bu halde gün yüzüne çıkmaktadır. Azaldığı veya arttığı düşünülen Qen miktarının ansızın tam tersi yönde varlık bulması, birçok kez Aludirlerin başına gelen bir durumdur. Dolayısıyla, bir Aludir için Qen olmazsa olmaz ise de, yanılgılara açık bir enerjidir.
Qen sayesinde bir Aludir, sıradan insanlardan çok daha güçlüdür. Bunun için özellikle bir yoğunlaşma ve yoğuşturma gerekmemektedir. Keza, Qen’in bu amaç için yönlendirilebilir bir enerji olmaması nedeniyle, zaten bu tür bir aksiyonun gerçekleşmesi de mümkün değildir. Aynı zaman Qen sayesinde Aludirlerin dayanıklılığı da sıradan insanlara göre fazlalık göstermektedir.
Aludirlerin sahip olduğu Qen’in en büyük avantajı ise, Aludirlerin havada durma ve yürüme gibi aksiyonlara imkan tanımasıdır. Ayak tabanlarında dolanımı olan Qen sayesinde, bir Aludir havada asılı durabilir, oluşan enerji dalgasıyla havada yürüyebilir. Bununla birlikte, vücutta dolanımı olan Qen sayesinde, Aludirlerin havada düz bir çizgi üzerinde takla atabilmesi bile mümkündür. Ancak tüm bu durumlar, Aludirlerin özel bir gayret veya çaba göstermesini gerektirmez. Zira zamanla, böylesine durumlar için ekstra odaklanma bile gerekmeden Aludir istediği aksiyonları gerçekleştirebilir hale gelir.
İblisler ile Aludirleri birbirlerine bağlayan da yine Qen’dir. Bu enerji sayesinde bir iblisin ehlileştirilmesi ve iblisin dış dünyada bulunmadığı anlarda zihinsel iletişime geçilebilmesi mümkündür. Bu durum da, tıpkı havada yürümek gibi, Aludirler için sıradan bir aksiyondan ibarettir. Bununla birlikte, Alduirlerin iblislerin fiziksel saldırılarına karşılık Qen’in koruma sağladığı da nasıl olduğu anlaşılamasa da Qen hakkındaki bir gerçektir.
ALUDIR İLE İBLİSLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Bir iblisi ehlileştiren Aludir, artık bu iblisle Qen sayesinde mental anlamda birbirlerine bağlanırlar. Gündelik hayatlarında dahi, Aludir ve iblisi istediği şekilde iletişime geçebilir. İblisin de bir kişiliğinin olması nedeniyle, iblis tarafından da istenildiği hallerde iletişim sağlanabilir.
Aludirlerin kural olarak iblislerini gerçek dünyada ortaya çıkarmaları en önemli yasaklardan biridir. Bu nedenle, bir Aludir tarafından iblisi gerçek dünyaya çıkartılabilir olsa da kurallar nedeniyle bunu yapmaktan kaçınması gerekmektedir. Ancak iblis boyutunda Aludirler için herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.
Ehlileştirilmiş bir iblis, ortaya çıktığı hallerde kişiliğine aykırı bile olsa Aludir’in isteklerini ve emirlerini yerine getirir. Aludir’in bu istek ve emirlerini tasvip etmese bile yerine getirmesi, Aludir ile iblisi arasındaki ilişkiyi zedeleyebilir. Bu sürecin devam etmesi halinde, iblis ve Aludir arasındaki irade savaşı ortaya çıkabilir ve iblisin özgürleşmesiyle dahi sonlanabilir. Böylesine bir sürecin üstesinden gelmek, tamamen Aludir’in elinde olan bir durumdur.
Aludirlerin kural olarak iblislerini gerçek dünyada ortaya çıkarmaları en önemli yasaklardan biridir. Bu nedenle, bir Aludir tarafından iblisi gerçek dünyaya çıkartılabilir olsa da kurallar nedeniyle bunu yapmaktan kaçınması gerekmektedir. Ancak iblis boyutunda Aludirler için herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.
Ehlileştirilmiş bir iblis, ortaya çıktığı hallerde kişiliğine aykırı bile olsa Aludir’in isteklerini ve emirlerini yerine getirir. Aludir’in bu istek ve emirlerini tasvip etmese bile yerine getirmesi, Aludir ile iblisi arasındaki ilişkiyi zedeleyebilir. Bu sürecin devam etmesi halinde, iblis ve Aludir arasındaki irade savaşı ortaya çıkabilir ve iblisin özgürleşmesiyle dahi sonlanabilir. Böylesine bir sürecin üstesinden gelmek, tamamen Aludir’in elinde olan bir durumdur.