Page 1 of 2
Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 31 Jul 2024, 17:22
by GM - Dimensio
Phiteus’un sözlerinden sonra konuşmaya başlamanla birlikte, gözlerinin önünde ışıklar saçan adamın giderek hoyrat bir havaya büründüğünü görebiliyorsun. Ancak bu hoyratlık, pek de hayra yorulabilecek türden durmuyor. Zira Phiteus’un düşen bakışları ve omuzları, ortamda bir sorun olduğunun en aleni göstergesi olurken, senkronize bir şekilde onun bu davranışlarına benzer hareketlerle bölükteki diğer kişilere dönüp sözleri dile getiriyorsun. Bölükteki kadınlar, sanki büyük bir günah işlemişsin gibi kızgın bakışlarla sana bakmaya başlarken erkeğin Phiteus’a karşı kıskançlığa dönen bakışlarına anlam vermeye çalışıyorsun. Tam bu esnada, Phiteus’un seni omuzlarından tutuyor ve kendine doğru çeviriyor. Bölük içerisindeki kadınların fısıltı halinde “Ona dokundu!”, “Nasıl dokunur!”, “İlk bana dokunmalıydı!” gibi söylemleri arasında, Phiteus bakışlarını seninkilere sabitliyor ve ardından “Sana İhtişamlı Phiteus diyeceksin demedim mi? Sana ışığımı bahşediyor olmam, benimle aynı seviyede olduğun anlamına gelmiyor!” diyor kısıt bir ses tonuyla. Phiteus’un bu sözlerini sadece senin duyduğuna emin olsan bile, Phiteus halen seni tutmaya devam ederken bir anda tüm yüz ifadesini değiştirip, ilk gördüğün neşeli haline bürünürken “Evet benim güzel yardımcı komutanım! Birbirimiz yanaklarını cımcıralım ve birbirimizi kötü adamlardan koruyalım! Ama önce-” diyor ve bakışlarını senden alıp etrafında gezdirdikten sonra “Ama önce, bu kasvet girdabından kendimizi bir an önce kurtaralım!” diyor. Omuzlarını bırakmasının ardından ise iki elinin avuç içlerini birbirine vuran Phiteus “Ne derler bilirsiniz, marş marş arabalara!” diyor.
Off Topic
Benden kaynaklı nedenlerle konunun açılması uzamış olduğundan, dilersen seyahat faslını hızlı geçmemiz mümkündür. Böylesine bir durumda seyahate ilişkin ufak bilgilere yer verilecek.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 01 Aug 2024, 19:58
by Seraph
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 06 Aug 2024, 13:53
by GM - Dimensio
Bölüğündeki kişilere bağırmanla birlikte, her biri süt dökmüş kedi kıvamına dönüp panik halinde bir şeyler yapmaya başlarken, odağını Phiteus’a çeviriyor ve konuşmana kaldığın yerden devam ediyorsun. Phiteus ise sana hafif şaşkın gözlerle bakmayı sürdürürken, konuşmanı sonlandırıyorsun. Konuşman bittiği anda Phiteus şaşkın ifadesini birkaç saniye daha koruduktan sonra “Şu bağırman… Çok sert bir hareket değil mi? Ve benim bundan etkilenmem? Aman ama~~n! Seninle iyi anlaşacakmışız gibi hissediyorum!” diyor. Fakat bu sözlerinden sonra sana bir adım yaklaşan Phiteus tüm o şen havasını bir anda içine sindirirken “Ama bölüğümdekilere bir kez daha sesini yükseltirsen, bir daha ses çıkarman mümkün olmayabilir. Zira ses telleri denilen şey pek kolay kopartılır!” diyor kısık bir sesle. Phiteus’un ikinci kez sana bu şekilde yanaşması, onun ruhsal yapısı hakkındaki fikirlerini de daha net bir şekilde anlamana olanak tanırken Phiteus bir adım geri atıp bölüktekiler dönerken “Evet millet, Seraph’ı duydunuz! Hadi hızlanalım, yoksa bu cırtlak sesi daha çok duyacağız!” diyor. Bu sözlerinin ardından kendisi de at arabasına doğru ilerleyen Phiteus, eliyle kendisini takip etmeni işaret ediyor.
At arabasının arkasına geldiğinizde, bölüğündekilerin iki yana oturmuş olduğunu görüyorsunuz. Phiteus’u görünce gözleri parıldayan bölüğündeki kişiler, seni gördükleri anda yüzlerinin düşmesine engel olamıyorlar. Bu haliyle, ortamdaki istenmeyen kişinin daha ilk anda kendin olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsun. Nitekim Phiteus at arabasına binerken, bölüğündeki kişiler onun yanlarına oturması için neredeyse birbirlerini ezecek kıvama geliyorlar. Phiteus sağ tarafa denk gelen yerin ortalarında oturmasıyla birlikte, bölüktekiler onu çevreleyecek şekilde ve sıkışık bir düzende oturmaya başlıyorlar. Bu durum da, senin için sağlı sollu bölümlerde oturacak büyük bir alan bıraksa bile, bu oturma düzeni içerisinde Phiteus’un uzağında kalacaksın gibi görünüyor. At arabasının ilerlemeye başlamasıyla birlikte ise Phiteus “Seraph bana hiç bir iblisi yumruklayıp yumruklamadığımı sordu! Biliyor musunuz, kendisi yumruklamış!” diyor hayret uyandırıcı bir ses tonuyla. Bölüğündekiler, konunun sen olmasına rağmen bakışlarını hala Phiteus’ta tutarken, Phiteus bakışlarını sana çevirerek “Ben de denemiştim ama sonunda pek bir şey elde edemedim. Ya sen Seraph?” diyerek sözü sana bırakıyor, sanki seni bölüktekilerle kaynaştırmak istercesine.
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 08 Aug 2024, 11:27
by Seraph
Beni tehdit ettiğinde, komutanı şöyle bir süzdüm. Vaeris'in kafasından ne geçiyordu? Bu bir çeşit test falan mıydı? Belki de yapmam beklenilen şey sadece sağ salim geri dönmekti. Bu muydu yani benim için seçilen kader? Keşke sadece ikimiz olsaydık diye geçirdik içimden. Bu aptal sürüsü olmasaydı gerçek kişiliğine bürünmekte zorlanmazdı, böylece yolculuk daha keyifli geçerdi. Hem de her türlü eğlenirdik. Ama öyle olmayacaktı belli ki.
"Tamam... kıymetli bölüğüne bir daha bağırmam. Uslu dursunlar yeter."
Araba elbette yoğundu. Gereksiz derecede kalabalıktık. Herkes uyurken bu lüzumsuz yükleri atıp yolculuğa daha hafif devam etme fikrini aklımdan çıkarmaya çalışıyordum. Bu haremde olmaktan mutlu muydum? Eh, anın tadını çıkarmaya bakmak en süper fikirdi belli ki. Üzerime yönelen gözleri birkaç saniye taradıktan sonra konuşmaya başladım.
"Aslında mükemmel bir his. Vuruyorsun böyle, geri uçuyor falan... sonra geri geliyor, tekrar vuruyorsun, birkaç kez daha vuruyorsun... denenmesi lazım yani. Hoş. Ama güreşmeyin. Güreşince ağzınız yüzünüz kan falan oluyor, temizlemekle uğraşırsınız."
Sahne ışıklarını bir anda üzerine almış ve anlatacak hiçbir şeyi olmayan o insandım şu an. Belki de bu anlamda bu seyehat iyi bir fikir olabilirdi, barda biriyle tanıştığımda iyi bir hikayem olurdu. Bir de Aclania'yı kurtarma meselesi falan vardı tabii, ama o konuda benden daha iyilerine daha büyük sorumluluklar vermişlerdir diye düşünüyordum. Ben sadece formaliteden buradaydım. Komutanıma baktım.
"Ee, seninki nasıl oldu? Sonunda kim kazandı? Haa bir de hangi organizasyondan olduğunu sormayı unuttum. Yani şu an değilse bile, bir zamanlar işte. Bu arada... alkol falan getirmişsinizdir umarım?"
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 08 Aug 2024, 16:52
by GM - Dimensio
Her ne kadar Phiteus topu sana atmış olsa bile, konuşmaya başlaman bölüğündeki hiç kimsenin ilgisini çekmemiş gibi duruyor. Anlattıklarına zerre ilgi göstermeyen bölüğündeki kişiler, anlattıklarına inanmış gibi de görünmüyorlar. Bu nedenle, maruz kaldığın bakışlar giderek iğrenmeye dönerken, sözü Phiteus’a bağladığında, bölüğündeki kişiler ışıltılı bakışlarla odaklarını ona doğru çeviriyorlar. Phiteus ise, beklediği karşılığı alamamış gibi görünse bile, dışarıya hiçbir hayal kırıklığı tohumu yansıtmadan “Aynen, evet! Tıpkı Seraph’ın bahsettiği gibi!” diyerek halen daha ilgiyi sana yöneltmeye çalışıyor. Fakat bu başarısız girişimle birlikte Phiteus “Organizasyonlara bağlı değilim tatlı yardımcım Seraph… Ben ordu mensubuyum!” diyor gururlu bir şekilde. Ancak bu konuda daha fazla detay vermekten kaçınır gibi görünen Phiteus “Bu arada… Alkol falan getirmemişsinizdir umarım!” diyerek son sözlerine tepkisini belli ediyor. Ne var ki bu anda, pek de beklenmedik bir sessizlik yaşanıyor ve aslında bu sessizlik içerisinde bölüğünüzdeki herhangi bir kişinin, yanına herhangi bir şey almadığını fark ediyorsunuz. Phiteus bölüğünüzden birinin, en azından bir sırt çantası getirdiğini görmek ister gibi bakışlarını at arabasının içerisinde gezdirirken, bölüğünüzdeki kişiler utançla karışık bir mahcubiyetle bakışlarını önlerine eğiyorlar. Phiteus ise at arabasında hiçbir şeye denk gelmeyen bakışlarını sana çevirirken “En azından yükümüz az ve bu daha hızlı hareket etmemizi sağlar. Öyle değil mi tatlı yardımcım?” diyor. Phiteus, belli belirsiz bir şekilde dişlerini gıcırdatarak söylediği bu sözlerle tatmin olmamış gibi başını iki yana sallamasının ardından, bir kez daha bakışlarını sana çevirdiğinde “Hani sana dışarıda bir kez daha yapma, ses telleri falan filan demiştim ya! İşte onu bir kereliğine iptal ediyorum! İPTAL, İPTAL, İPTAL! Bir kereliğine iptal!” diyor, aslında ne yapmanı istediğini belli eden bir ses tonuyla.
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 14 Aug 2024, 15:19
by Seraph
Soruyu anlamıyor muydu yoksa anlamazlıktan mı geliyordu emin değildim. Aludir Ordusu'na katılmadan önce orginazsyonlarda görev almak gerektiği söylenmişti bana. Kandırılmış mıydım?! Hadi ben çok saçma bir zamana denk gelmiştim, tam böyle Eletha'nın ihaneti, Aclania'nın aşırı karışıklığı falan... peki ya bu? Bu nooolmuştu da bir anda ordudan başlayabilmişti? Tam sistemi anladığımı düşünürken her seferinde yeni ve olağan dışı şeylerle karşılaşıyordum. Ama bugün bunları düşünmeyecektim. Vasıfsız çöplere baktım. Üç saniye kadar sessizlik oldu.
"TEK BİR GÖREVİNİZ VARDI VE ONU YAPMAYA TENEZZÜL DAHİ ETMEDİNİZ! VARLIĞINIZDAN UTANMALISINIZ. SİZİN YERİNİZDE OLUP ŞU AN BU ARABADA OLMAK İSTEYEN KAÇ KİŞİ VAR HABERİNİZ VAR MI?! BURADA BİLMEM KAÇ BİN YILLIK YOLCULUKTAYIZ VE YANINIZDA O DEĞERSİZ BEDENLERİNİZ HARİCİNDE BİR ŞEY GETİRMEMİŞSİNİZ!"
Hepsine tek tek baktım. HEPSİNE! Neredeyse bu kadar işe yaramaz aptalı bir araya getirmeyi başardığı için komutana da bir iki bir şeyler söyleyecektim ki, bu aptalların eblek suratları ve içi bok bakışları yine bir şekilde öfkemi üzerlerine tutmayı başarmıştı. Hepsini tek tek fırlatıp atarsak arabanın yükü azalır mıydı? Ne kaybederdik ki?
"Tamam, şimdi beni iyi dinleyin sizi düşünme kıtlığı yaşayan çirkef orospular. Kendi çapınız kadar vizyonunuz olduğu için size biraz dış dünyadan bahsedeceğim. Alamara'ya giden o diğer ekipler var hani, bizim dışımızdakiler falan. Hah, işte onlar şu an oldukça keyifli ve konforlu bir yolculuk yapıyorlar. Neden sizce? Hm? Fikri olan var mı? Ben size söyleyeyim. ÇÜNKÜ ONLARIN YAVERLERİ KAFATASINDA BEYİN YERİNE PİRİNÇLİ SAMAN OLAN DEĞERSİZ OROSPULAR DEĞİL! YOLCULUKTAN ÖNCE YANLARINA ALKOL VE ERZAK ALMAYI AKIL EDEBİLECEK NİTELİKTE DONANIMLI VE ZEKİ ADAMLAR! BİR DE ŞU YOLA BERABER ÇIKTIĞIM ÇÖP TORBALARINA BAK... HEPİNİZ CEZALISINIZ! İLK MOLADA AVLANACAKSINIZ VE ELİ BOŞ DÖNEN CEZALANDIRILACAK. GEYİK, TAVŞAN NE BULDUĞUNUZ FARK ETMEZ. DEĞERİNİZİ KANITLAYACAKSINIZ!"
Kağıt beyazından pamuk şeker rengine dönmüş olan şakaklarımın üzerinde serpilmiş olan birkaç mavi saç telini geriye doğru taradım ve arkama doğru yaslanıp komutanıma doğru kollarımı iki yana açtım.
"Ee anlat biraz yakışıklım, hiç anlatmıyosun. Uyanışında hangi anahtar buldu seni?"
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 20 Aug 2024, 13:54
by GM - Dimensio
Sözlerinle birlikte, bölüğündeki kişiler birkaç saniye sonra ölüm fermanları imzalanacak masumlar gibi bakmaya başlarken, Phiteus tüm bu manzarayı görmezden geldiğini gösterircesine at arabasının tavan kısmını inceliyor gibi duruyor. Sözlerin, bölüğündeki her bir kişinin yerin dibine binlerce kez girip çıkmasına neden olurken, bir anda bölüğündeki kişilerin hareketlerindeki yavaşlama dikkatini çekiyor. Bu yavaşlama an be an hareketsizliğe evrilirken, Phiteus’un bakışlarının da bölüğündekilere doğru kaydığını görüyorsun. Karşılaştığın hareketsizlik hali, bölüğündeki kişilerin bir anda kararıp, ardından bir gölge timsali erimeye başlamalarıyla devam ederken, Phiteus oturduğu yerden hızla ayağa kalkarak “Demek böyle uygun gördün?” diyor büyüyen sözleriyle duyduğu hazzı ortaya koyacak şekilde. Bu olan bitene anlam verebilmek adına kendini zorladığında ise, gölgelerin toz tanelerine dönüşmesiyle içinden çıkılmaz bir halin meydana gelişine şahitlik ediyorsun. Ancak toz parçaları bir anda kümelenmeye başlıyor ve karşında duran oturağın üzerinde bir karaltı yaratıyor. Bu karaltıya baktığın anda ise, Phiteus’un ismiyle başlayan bir şeylerin yazılı olduğunu görüyorsun.
“Phiteus… Böylesine bir yola başvurmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Ancak sizi tek başınıza göndermemi kimsenin kabul etmeyeceğini biliyordum. Bu işin üstesinden ancak senin gibi birinin geleceğini biliyorum. Son zamanlarda yollarımız ayrı düşmüşse bile, senin nelere kadir olduğunu en yakından bilenlerdenim. Bu görevin sizi ateşe atmak anlamına geldiğinin farkındayım. Fakat sizin ateşi yakabileceğinizi de biliyorum. Tam bir destek hazır olana kadar, durumu en azından kontrol altına alacağınıza inanıyorum. Tıpkı inancımı boşa çıkarmayacağınıza inandığım gibi… Lütfen Seraph’a da yol göster ve onun bu karanlık içerisinde kaybolup gitmesine müsaade etme… Işığını ondan ayırma!”
Phiteus giderek hazzı artan bir tavırla yazıyı seninle birlikte okuduktan sonra, Vearis’ten geldiğini anladığın yazı dağılıp yok olmaya başlıyor. Yazının yok oluşunu içine attığı kahkahaları sindirmekte zorlanan bir edayla izleyen Phiteus, toz partiküllerinin tamamen yitip gitmesiyle birlikte “Ah benim tatlı yardımcım! Şu an şahitlik ettiğin şeyleri yazacak tarihte, isminin de bir kenara iliştirilecek olması ne muazzam! Hiç merak etme, Komutanın burada ve sana bir şey olmasına asla izin vermez!” diyor. Bu sözlerinden sonra hiçbir şey olmamış gibi yerine oturan Phiteus’a attığın bakışlar, birkaç saniye içerisinde onun da dikkatini çekiyor ve Phiteus bir açıklama yapma zorunluluğu hisseder gibi bakışlar atıyor. Nihayetinde ise Phiteus “Beni kimin bulduğunun bir önemi olmasa da, sorup durduğun üzere bal köpüğüm, eskiden Vearis’in organizasyonundaydım. Birlikte takılır, eğlenirdik. Ama sonrasında orduda daha gösterişli olabileceğimi düşünerek buraya geçiş yaptım. Ama tabi Vearis ile olan bağımı hiçbir zaman koparmadım. Yani beni tam bir ordu köpeği gibi görme, olur mu elmalı turtam! Bu gördüğün de, Vearis’in yeteneklerinin sadece ufak bir önizlemesi… Yaptığı ise tam olarak şu: Ben arkadan gelecekleri hazırlıyorum, siz gidin ve iblisleri oyalayın, bu sırada bir sürü iblis öldürün, sonra arkadan gelenlerle ortalığı temizleyin… Hepsi bu şeker kamışım!” diyor. Bu sözlerinden sonra ise Phiteus sanki omuzlarından büyük bir yük kalkmışçasına rahatlamış bir şekilde arkasına yaslanarak oturmaya başlıyor.
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 28 Aug 2024, 22:45
by Seraph
Hangisi daha kötüydü bilmiyordum... hükümdarımı ve komutanımı üst üste hayal etmek mi yoksa bu durumun farkında olan üçüncü kişi olmanın yarattığı ağır baskı mı? Resmen ortada yasak bir aşk vardı ve üzerimize gül yaprakları savruluyordu! Hiç böyle düşünmemiştim. Önce hizmetkarlara baktım tek tek. Tepkilerini ve duygularını bakışlarından yakalamak imkansıza yakındı, çünkü hepsi ifadesiz yalaka aptal sığır sürüleriydi. Bu yüzden bakışlarımı doğrudan yakışıklıma kilitledim.
"Haaaa... sen ve Vaeris... hığğğğıııı... heımmmm.... ouuuu.... mmmm.. ovyee...."
Dudaklarımı yalarken iki işaret parmağımı birbirine sürtüyordum ve bir anda durdum. Biraz empati yapmayı denedim. Olasılıkları düşündüm. Sonra kendimi aynı pozisyonda onun yerine koydum.
"Şöyle bir düşünüyorum da, Nacse de hoş bir adam mesela. Ama hükümdar olsaydı büyülü mektuplarla haberleşmezdik bence. Yine de dünyanızın ışıltılı ve hayatınızın renkli olması aşırı süper tabii ki! Umarım bu curcuruna kaos falan filan bittiği zaman sakinleşir ve musmutlu olursunuz."
Demek ki her şey böyle başlıyordu. Tuhaftı, ama öngörülebilirdi. Yani en nihayetinde, bizler askerdik ve bağlılıklarımız vardı. Önce Aclania'ya, sonra da canımız kimi ısırmak istiyorsa ona. Beni asıl tedirgin eden şey, komutanımın eski manitasının, yani nam-ı diğer hükümdar hazretlerinin neden bizi iblislerin ortasına köpek maması olarak fırlattığıydı. Bu konuda yakışıklıma güvenmek istesem de içimde beni huzursuz eden tuhaf bir his vardı. Bunun bir yanılgı olmasını umut ettim.
"Oradaki iblisler başıboş halde mi olacak? Yoksa Alamara'nın Aludir'lerinin evcil hayvanları mı? İlki ise çok zorlanmayız ama ikinci ihtimal biraz sıçırtıcı. O yüzden minnoş da olsa bir savaş planı hazırlamak isterseniz seve seve dinliyormuş gibi yapıp motivasyon konuşması yaparım."
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 29 Aug 2024, 13:18
by GM - Dimensio
Phiteus, sözlerini yüzüne yerleşen heyecanlı bir gülümseme ile dinledikten sonra, gözlerini boş at arabası içerisinde gezdirmeye başlıyor. İkinizde başka kimsenin bulunmadığı at arabası içerisinde bir süre daha birilerini arar gibi etrafına bakınan Phiteus en sonunda bakışlarını seninkilerle buluşturduğunda “Motivasyon konuşması mı? Birbirimizi mi gaza getireceğiz? Ah, sütlü kahvem ne kadar da safsın! Sence, İhtişamlı Phiteus’un varlığı motivasyon için yeterli değil mi? Yapma, beni böyle hor görme!” diyor. Hemen ardından ise bakışları bir anda kısılan Phiteus gaddar bir parıltıyla gözlerini büyütürken “Yoksa o iki güzel gözünü kör etmek, iki parmağımın ucuna bakar!” diyor. Bakışlarını birkaç saniye daha bu şekilde tutan Phiteus, hemen ardından kocaman gülümseyen ışıltı suratına geçiş yaparken, birden fazla Phiteus ile muhatap oluyor gibi hissetmek giderek senin için çözülmesi gereken bir sorun gibi duruyor.
Bu sözleriyle birlikte Phiteus kendini hafifçe arkaya bırakıp sırtını at arabasına yaslarken “Aslında biliyor musun kurabiyem, sadece ikimizin olması daha iyi! Böylece ışığımızı çalmaya veya ışığımıza sınmaya çalışacak birileri olmaz. Çok daha rahat hareket ederiz, değil mi?” diyor. Fakat bu sözlerinden sonra ansızın aklına bir şey gelmiş gibi duraksayan Phiteus hızla dikleşip bakışlarını içi boş bir şekilde sana yönlendirirken “Musmutlu olursunuz mu dedin? Ben ve Vearis yani… Hayır hayır hayır! Beni yanlış anladın! Hayır hayır hayır! Ben öyle bir şey demedim! Hayır hayır hayır! Biz sadece biraz alkol alır, farklı pipoları dener, bolca da dedikodu yapardık! Evet evet evet! Hepsi bu kadardı! Evet evet evet! Aksi bir şey yok, çıkar kafandan!” diyor. İma ettiğin şeyi şiddetli bir şekilde reddeden Phiteus’un bu hali, çaresiz zavallı bir köpek yavrusunun insanlara kendisinin zararsız olduğunu ikna etmesine benzetiyorsun istemsizce. Phiteus bakışlarını senden ayırıp tekrar sırtını at arabasına yaslarken, halen daha mırıltı şeklinde “hayır” dediğini duyabiliyorsun.
Re: Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Seraph
Posted: 29 Aug 2024, 22:39
by Seraph
Komutanımın iki farklı kişiliği olmasına üzülmemek için kendimi zor tutuyordum. Şöyle bir düşündüm de, benimkiler de sadece iki tane olsaydı muhtemelen sıkıntıdan patlardık. Ayrıca, herkesin hassas olduğu noktalar mutlaka olurdu ve onunkinin de Vearis olduğunu anlamak zor değildi. Peki ama neden? Organizasyon lideri ve onun yardımcısı olarak bolca boş vakit bulabiliteleri vardı, neden ayrılıp orduya girsindi ki? Bu konunun üzerine daha fazla gitmenin kişinin mahremine ve özel hayatına karışmak olduğunun farkındaydım, o yüzden tam da bunu yapacaktım. Etik değer arayanlar Kraliyet Birliği'ne gitsin!
"Şşşş tamam! Burada biz bizeyiz, utanmana sıkılmana gerek yok. Hem ayrıca farklı pipoları denemek de yanlış veya ayıp bir şey değil. Benim yapmamış olmamın tek sebebi yeterince zamanımın olmaması. Yoksa yani şimdi düşünüyorum, Vearis ile beraber rengarenk dünyalarda zıplamak mı yoksa orduya katılıp tüm gün oradan oraya marş marş yürümek mi diye... cevap belli. Ama bu o hükümdar olmadan önceydi. Şimdi etrafında bir sürü yakışıklı ve güzel komutanlar vardır. Biz burada bunları konuşurken o onlarla ne yapıyor kim bilir!"
Gözlerim fal taşı gibi açılırken elimi ağzıma götürdüm. Neredeyse adama sempati besleyecektim. Böyle bir şey bana yapılsaydı üzülür müydüm bilmiyordum, hiç hükümdar eski sevgilim olmamıştı. Burada tek başına yapayalnız bırakılmış ürkek bir ceylanın aşk hayatı söz konusuydu ve iblis katletmek sanılanın aksine buna iyi gelmeyecekti! Bu kesinlikle çözülmesi gereken bir sorundu, bu yüzden bu işlerden aşırı iyi anlayan manyak süper biri olarak sorumluluk almak zorunda hissediyordum.
"Tamam... şimdi anlat. Onun hükümdar olması, artık eskisi kadar vakit geçirememeniz, etrafında artan insan sayısı, hayatınızın bir anda her ne kadar aynı rotada gözükse bile farklı yönlere doğru kayması falan filan nasıl hissettiriyor? Elinde olsa hükümdarı değiştirip eski parlak cıvıl cıvıl yaşantınıza dönme butonuna basar mıydın?"