İblisin varlığını dile getirmenle birlikte, Lavnivia gülümseyerek sana bakıyor ve ardından “Görünün beni aştığı ortada. Komutan Zen’den de bu beklenirdi!” diyor. Bu sözlerinin ardından elini sırtına bir kez vuran Lavnivia, önderliğinde ilerlemek için hazır olduğunu da sana belli ediyor. İblisin varlığını sezdiğin noktaya doğru yürümeye başladığınızda, bir yandan da çevreni dikkatli bir şekilde kontrol etmeyi ihmal etmiyorsun. Özellikle başkaca iblislerin varlığını sezebilmek adına görünü olabildiğince etkin kullanmaya çalışıyorsun. Ancak ilerlemeniz devam ettikçe, dikkat ettiğin en büyük şeyin, ayaklarınıza serilmiş parçalanmış ve bazıları da yanmış insan cesetleri oluyor. Neredeyse her yaş grubu ve cinsiyette insan cesetlerinin bu şekilde bulunuyor olması, içten içe yüreğini sızlatıyor. Bununla birlikte, çevrenizdeki yıkık yapıların merkezi bir bölge olmadığını işaret etmesi, aslında tüm bu insanların kaçarken katledildiklerini de sana gösteriyor. Bu durumda ise, Alamara’nın merkezindeki vahşetin boyutunu ister istemez merak ediyorsun. Alamara’nın konumunu da ele aldığında, insan popülasyonunun fazla olduğunu düşündüğün bu şehirdeki kıyımın boyutu da daha gözle görülür bir hale gelmeye başlıyor.
Tüylerini ürperten ve boğazında adeta çözülmeyecek bir düğüm gibi çöken bu hisle beraber adımlarınızı atmaya devam ediyorsun. İblisin varlığını sezdiğin yıkıntıların başlangıcınıza gelmenizle birlikte, artık iblisin varlığı neredeyse senin için görünür olmaya başlıyor. Zihnindeki karanlığın içerisinde sureti belli olmayan, 150 santim boylarında ve insansı vücut hatlarına sahip bir görüntü oluşmaya başlarken, Lavnivia’nın keskinleşen bakışlarıyla onun da iblisi senin kadar olmasa da sezmeye başladığını fark edebiliyorsun. Yıkıntıların arasında attığınız birkaç adımın ardından, iblisin varlığı aurasıyla birlikte senin nezdinde tamamen seçilebilir hale geliyor. 100 metre kadar ileride, muhtemelen yıkılmadan önce üç katlı olan bir binanın hemen ardında, muhtemelen yere çöktüğü için küçülmüş bir bedenle duran iblisi rahatlıkla hissedebiliyorsun. İblisin yaydığı aura, ilk sezdiğin ana göre daha da artmış olsa bile, bu zamana kadar karşılaştığın isimli iblislerle baş edemeyecek bir aura oluyor bu. Fakat yaklaşmayı sürdürdüğünüz anda, iblisin bir anda doğrularak hareket etmeye başladığını hissettiğin anda, tüm sinir uçların istemsizce tehlike mesajını vücuduna iletmeye başlıyor. İblisin, binanın ardından hareket edip önünüze doğru çıkacak gibi adımladığını hissediyor ve gözlerini onun muhtemel çıkış noktasına dikiyorsun. Nitekim, birkaç saniye sonra, tıpkı kafanda canlanan şekilde bir iblis belirirken, bu kez tüm hatlarını rahatlıkla görüyorsun.
Genç bir kızın yüzü ve vücuduna sahip olan iblis, sanki kafasındaki iki boynuz, kırmızı parlayan gözler, sırtındaki iki küçük kanat ve ince kuyruğu ile iblis olmaya çalışan mor saçlı bir cosplay gibi gözüne yansırken, Lavnivia da tedbirli bir şekilde hemen yanına gelerek duruyor. İblis ile birkaç saniye bakışmanızın ardından, iblis yumuşak ve ince bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor ve“Buradan gidin insanlar! Kaderinizin burada yaşayanlar gibi olmasını istemiyorsanız, lütfen buradan ayrılın! Ben, Arnen, sizi hiç görmemiş ve duymamış gibi yapacağım!”diyor.
Tüylerini ürperten ve boğazında adeta çözülmeyecek bir düğüm gibi çöken bu hisle beraber adımlarınızı atmaya devam ediyorsun. İblisin varlığını sezdiğin yıkıntıların başlangıcınıza gelmenizle birlikte, artık iblisin varlığı neredeyse senin için görünür olmaya başlıyor. Zihnindeki karanlığın içerisinde sureti belli olmayan, 150 santim boylarında ve insansı vücut hatlarına sahip bir görüntü oluşmaya başlarken, Lavnivia’nın keskinleşen bakışlarıyla onun da iblisi senin kadar olmasa da sezmeye başladığını fark edebiliyorsun. Yıkıntıların arasında attığınız birkaç adımın ardından, iblisin varlığı aurasıyla birlikte senin nezdinde tamamen seçilebilir hale geliyor. 100 metre kadar ileride, muhtemelen yıkılmadan önce üç katlı olan bir binanın hemen ardında, muhtemelen yere çöktüğü için küçülmüş bir bedenle duran iblisi rahatlıkla hissedebiliyorsun. İblisin yaydığı aura, ilk sezdiğin ana göre daha da artmış olsa bile, bu zamana kadar karşılaştığın isimli iblislerle baş edemeyecek bir aura oluyor bu. Fakat yaklaşmayı sürdürdüğünüz anda, iblisin bir anda doğrularak hareket etmeye başladığını hissettiğin anda, tüm sinir uçların istemsizce tehlike mesajını vücuduna iletmeye başlıyor. İblisin, binanın ardından hareket edip önünüze doğru çıkacak gibi adımladığını hissediyor ve gözlerini onun muhtemel çıkış noktasına dikiyorsun. Nitekim, birkaç saniye sonra, tıpkı kafanda canlanan şekilde bir iblis belirirken, bu kez tüm hatlarını rahatlıkla görüyorsun.
Genç bir kızın yüzü ve vücuduna sahip olan iblis, sanki kafasındaki iki boynuz, kırmızı parlayan gözler, sırtındaki iki küçük kanat ve ince kuyruğu ile iblis olmaya çalışan mor saçlı bir cosplay gibi gözüne yansırken, Lavnivia da tedbirli bir şekilde hemen yanına gelerek duruyor. İblis ile birkaç saniye bakışmanızın ardından, iblis yumuşak ve ince bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor ve“Buradan gidin insanlar! Kaderinizin burada yaşayanlar gibi olmasını istemiyorsanız, lütfen buradan ayrılın! Ben, Arnen, sizi hiç görmemiş ve duymamış gibi yapacağım!”diyor.
Arnen





