Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) | Zenahpuryu

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

29 Aug 2024, 13:03

İblisin varlığını dile getirmenle birlikte, Lavnivia gülümseyerek sana bakıyor ve ardından “Görünün beni aştığı ortada. Komutan Zen’den de bu beklenirdi!” diyor. Bu sözlerinin ardından elini sırtına bir kez vuran Lavnivia, önderliğinde ilerlemek için hazır olduğunu da sana belli ediyor. İblisin varlığını sezdiğin noktaya doğru yürümeye başladığınızda, bir yandan da çevreni dikkatli bir şekilde kontrol etmeyi ihmal etmiyorsun. Özellikle başkaca iblislerin varlığını sezebilmek adına görünü olabildiğince etkin kullanmaya çalışıyorsun. Ancak ilerlemeniz devam ettikçe, dikkat ettiğin en büyük şeyin, ayaklarınıza serilmiş parçalanmış ve bazıları da yanmış insan cesetleri oluyor. Neredeyse her yaş grubu ve cinsiyette insan cesetlerinin bu şekilde bulunuyor olması, içten içe yüreğini sızlatıyor. Bununla birlikte, çevrenizdeki yıkık yapıların merkezi bir bölge olmadığını işaret etmesi, aslında tüm bu insanların kaçarken katledildiklerini de sana gösteriyor. Bu durumda ise, Alamara’nın merkezindeki vahşetin boyutunu ister istemez merak ediyorsun. Alamara’nın konumunu da ele aldığında, insan popülasyonunun fazla olduğunu düşündüğün bu şehirdeki kıyımın boyutu da daha gözle görülür bir hale gelmeye başlıyor.

Tüylerini ürperten ve boğazında adeta çözülmeyecek bir düğüm gibi çöken bu hisle beraber adımlarınızı atmaya devam ediyorsun. İblisin varlığını sezdiğin yıkıntıların başlangıcınıza gelmenizle birlikte, artık iblisin varlığı neredeyse senin için görünür olmaya başlıyor. Zihnindeki karanlığın içerisinde sureti belli olmayan, 150 santim boylarında ve insansı vücut hatlarına sahip bir görüntü oluşmaya başlarken, Lavnivia’nın keskinleşen bakışlarıyla onun da iblisi senin kadar olmasa da sezmeye başladığını fark edebiliyorsun. Yıkıntıların arasında attığınız birkaç adımın ardından, iblisin varlığı aurasıyla birlikte senin nezdinde tamamen seçilebilir hale geliyor. 100 metre kadar ileride, muhtemelen yıkılmadan önce üç katlı olan bir binanın hemen ardında, muhtemelen yere çöktüğü için küçülmüş bir bedenle duran iblisi rahatlıkla hissedebiliyorsun. İblisin yaydığı aura, ilk sezdiğin ana göre daha da artmış olsa bile, bu zamana kadar karşılaştığın isimli iblislerle baş edemeyecek bir aura oluyor bu. Fakat yaklaşmayı sürdürdüğünüz anda, iblisin bir anda doğrularak hareket etmeye başladığını hissettiğin anda, tüm sinir uçların istemsizce tehlike mesajını vücuduna iletmeye başlıyor. İblisin, binanın ardından hareket edip önünüze doğru çıkacak gibi adımladığını hissediyor ve gözlerini onun muhtemel çıkış noktasına dikiyorsun. Nitekim, birkaç saniye sonra, tıpkı kafanda canlanan şekilde bir iblis belirirken, bu kez tüm hatlarını rahatlıkla görüyorsun.

Genç bir kızın yüzü ve vücuduna sahip olan iblis, sanki kafasındaki iki boynuz, kırmızı parlayan gözler, sırtındaki iki küçük kanat ve ince kuyruğu ile iblis olmaya çalışan mor saçlı bir cosplay gibi gözüne yansırken, Lavnivia da tedbirli bir şekilde hemen yanına gelerek duruyor. İblis ile birkaç saniye bakışmanızın ardından, iblis yumuşak ve ince bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor ve“Buradan gidin insanlar! Kaderinizin burada yaşayanlar gibi olmasını istemiyorsanız, lütfen buradan ayrılın! Ben, Arnen, sizi hiç görmemiş ve duymamış gibi yapacağım!”diyor.


Arnen
Image
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

29 Aug 2024, 19:13

Genç adam, yanındaki kadının övgü dolu sözlerinden ve sırtına inen dostane tokattan sonra kocaman bir gülümseme ile yüzünü Lavnivia'ya doğru dönmüştü. Sağ elini bir anda havaya kaldırıp, yumruğu kapalı ancak baş parmağı havada duracak şekilde elini kadının gözüne sokarcasına ileriye uzatmış, "Sen beni hükümdar olacağım zaman gör!" diyerek cevap vermişti. Gülümsemesi birkaç saniye boyunca daha da büyümüştü, elinde olsa gözlerini bile yüzünü terk ederdi gülümsemesinin büyüklüğünden. Gülümsemesi, kafasını geriye doğru, Alamara'nın çirkin manzarasına doğru çevirdiğinde yavaş yavaş solmaya başladı. Bir şey diyecek gibi oldu, ancak aldığı nefesi büyük bir bıkkınlıkla vererek ilerlemeye devam etti. Bir şeyler söylemek istiyordu, belki de birkaç kelime küfür savurmak istiyordu ağzından, ancak her biri boğazına takılıyor, dilinin ucuna erişmiyordu. İlerlemesi devam ettikçe ayaklarının altında duran parçalanmış, yanmış insan cesetlerine bakmaya başladı. Neredeyse her yaştan, her cinsiyetten cesetler vardı. Masum insanların bu halde yatıyor olmaları, kalbinde büyük bir üzüntü yaratırken, damarlarının içerisinde de büyük öfkenin gezinmesine sebep oluyordu. Çenesi istemsizce sıkılmaya devam ederken, etrafındaki yapıların konumundan yola çıkarak, bu insanların kaçarken öldürüldüklerini de anlayabiliyordu.

Genç adam, bunu yapan her kimse veya kimler ise, hepsini yok etme isteğiyle yanıp tutuşmaya başlıyordu. Öfkesinin varlığını, sanki yeniden alev almış bir gaz lambası gibi hissetmeye başlamıştı. Kapkara bir ruhun içerisinde yakılan ufak bir alev, tüm karanlığı yok etmeye başlıyordu.


İleriye doğru attığı her bir adım, bastığı zemini yok etmek istercesine sert, parçalanmış ve yanmış cesetlere bir an olsun huzuru tattırabilmek adına oldukça yumuşaktı. Sanki biriken tüm öfkesi yumruklarına ulaşıyormuş gibi ara ara yumruklarını sıkıyor, birkaç saniye bekledikten sonra yumruklarını geri açarak dışarıya salmaya çalışıyordu tüm birikmişleri. İblisin varlığını hissettiği yıkıntının başında geldiğinde, sureti tam belli olmayan, ancak bir buçuk metre boyunda, insansı bir iblis görüntüsü oluşmaya başlıyordu. Lavnivia'nın da bunu hissettiği belli oluyordu, yıkıntıların arasına attığı birkaç adımın ardından tam olarak aurasını seçebilir hale gelmişti. 100 Metre kadar ileride duran, üç katlı bir binanın ardında, yüksek ihtimalle yere çöktüğü için küçük duran bir iblisin varlığını hissediyordu. Yaydığı aura daha da artmıştı, ancak şuana kadar karşılaştığı diğer iblislere nazaran çok daha düşük bir auraya sahipti. Yaklaştıkça iblisin de hareketlenmesi, zihninin tehlikeye karşı vücudunu uyarmasına sebep oluyordu. Ne ile karşılaşacağını, kim ile görüşeceğini bilmeyen genç adamın ruhunun karanlığında harlanan alev ise daha da büyüyordu. Karşısında ne çıkarsa çıksın, yok etmek istediğini biliyordu. Parçalanmış onca cesedin, kaçarken arkalarından vurulmuş onca insanın öfkesini yaşıyor, bu öfkeyle her bir iblisin üzerine çökmek istiyordu.

Genç bir kıza benzeyen iblis, karşısında çıktığında, keskin gözlerle ona doğru bakmaya başladı. Lavnivia tedbirli bir şekilde hemen yanına gelerek durmuştu. İblis birkaç saniye sonrasında söze giren ilk kişi olmuştu, görüntüsüne oranlı olarak oldukça yumuşak ve ince bir ses tonuyla konuşmaya başlamış ve genç adamı tehdit etmişti. İsminin Arnen olduğunu öğrenen iblise karşı ciddi ve öfkeli bir yüz ifadesi ile bakmaya başladı birkaç saniye. Sonrasında, sanki öfkeden ağzı patlayacakmışçasına baskın bir şekilde önce iblisin adı çıktı ağzından. "Arnen." Her şeyin arkasındaki kişi bu Arnen değilse bile, onu da yok edeceğinden emindi. Ancak öfkesine bir anda yenik düşerek hatalı bir hamle yapamazdı. Damarlarında gezinen, kanını kaynatan öfkeyi sonuna kadar hissediyordu, ruhunun karanlığını belki de en ufak siyah bir nokta bile değmeyecek kadar aydınlatan o öfkenin alevini görebiliyordu, ancak yanında Lavnivia varken düşüncesiz bir hamle yapamazdı. Bu öfkesini, hissettiği tüm öldürme ve yok etme hissini, bilinçli bir şekilde yönlendirmek zorundaydı.

Öfkesine hükmetmek ve hükmettiği bu öfkeyi sanki bir mızrak misali düşmanlarının ruhuna saplamalıydı.

Güçlenmenin bir yolu da buradan geçiyor olmalıydı, belki de hükümdar olmanın ilk adımı, önce hükmetmeyi öğrenmek olmalıydı. 'Ancak bağlamakla hükmetmek farklı şeylerdir!' Almazath'ın bu cümlesi zihninin bir köşesinden bir anda ortaya çıktığında, her ne kadar farklı bir konu hakkında söylenmiş olsa da, suratında çarpık bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. Öfkesi ruhunu bağlamamalıydı, ruhu öfkesine hükmetmeliydi.

Çarpık gülümsemesi ve öfkesi ile birlikte öfkeye olan hükmünün çarpıştığı gözler Arnen'in gözlerine dikildi. "Burada bir zamanlar hiç tanımadığım, tanımak isteyeceğim, bir sürü masum insan vardı. Şimdi görüyorum ki hepsi ayaklarımın altına dizilmiş, parçalanmış ve yakılmış. Hiçbiri kaderlerinde yazılan bir hayatı yaşayamamış, hiçbiri hayallerinin gerçek olduğunu görecek kadar yaşayamamış. Bir çoğu, sizlerden kaçarken arkalarından vurularak öldürülmüş. Canlarını hiç acımadan bedenlerinden çıkartmışsınız. Acınası varlıklarsınız..." Öfkesi, çenesinin iyice kasılmasına sebep olurken, gözleri iyice kısılmıştı. Birkaç saniye derin nefes alarak öfkesine hükmetmesi gerektiğini kendine hatırlattı. Öfkesinin bedenini ele geçirmesine izin vermeyecekti, lakin gözünün önünde duran iblise her baktığında aklına gelen cesetler, öfkesinin durmadan büyümesine sebep oluyordu. Kontrolden çıkacak bir yangını anımsatmaya başlasa da, onu dizginlemek için büyük bir savaş veriyordu kafasının içinde. Hissettiği öfke, yok etme ve öldürme isteği birbirine harmanlanmaya başladığında ve bunların üçüne de hükmetmeye çalıştığı her bir saniyede zihninin daha da zorlandığını hissediyordu, üstelik bu durum fiziksel olarak da vuku bulmuş ve nefes alışverişlerinin değişmesine sebep olmuştu. Normalde olduğundan çok daha hızlı nefes alıp veriyordu, ağzı hafif aralanmış bir şekilde aldığı hızlı derin nefesleri verişi duyulabilir seviyedeydi. Sağ elinin avuç içi yere bakacak şekilde elini yana doğru çekti.

"Kudretlilerin Kudretli Efendisi... Kudretinle Uyan! Dostunun Çağrısına Cevap Ver!" Dostunun yanında belirmesinin ardından önce onunla selamlaşmış sonrasında Arnen'e geri dönmüştü. "Buradaki katliamın sorumluluğunu kabul ediyorsan Arnen, ben, Zenahpuryu, burada yerde yatan, canını vermiş her bir dostumun intikamını alacağıma, seni burada yok edeceğime, senin yanında saf tutan herkesi parçalarına ayıracağıma, sen ve senin yanında duran herkesi ezip çiğneyeceğime ve mutlak acıyla yok edeceğime yemin ederim!" Bedeni ve zihni savaşa tamamen hazırdı, öfkesini bir mızrak gibi saplamaya hazırlanmış, aynı zamanda bir balyoz gibi karşısına çıkan her bir düşmanı ezmek için savurmaya hazırdı. İçindeki öfkeye nasıl hükmedeceğini biliyordu, ironik dursa da soğukkanlı davranacaktı. Ruhundaki ve zihnindeki tüm karanlığı bir anda aydınlığa çeviren o öfkenin alevi gözlerinden fışkırıyordu, lakin genç adam dizlerini hafifçe kırmış, sağ ayağını biraz daha kenara çekerek çok daha rahat bir pozisyon almıştı. Kollarını vücudunun önüne doğru sarkıtmış, her an atılmaya hazır bir ok gibi gergin, ancak kendisi için oldukça rahat ve sakin bir pozisyondaydı. Gözlerini ise, karşısındaki düşmanından ayırmıyordu, tek bir tereddüt bile yoktu. Nefes alışverişi hala çok yüksek tempolu bir koşudan çıkmış birisinin nefesi gibi sık olsa da, daha düzenliydi. Vücudunu ve zihnini soğukkanlı bir şekilde tutacak, ruhunda çıkan yangını büyük bir yıkımla, istediği vakitte, kontrollü bir şekilde salacaktı.

"Shy" diye seslendi zihninin içinden. "Sana güveniyorum, gücümüzün bir olduğumuz zaman çok daha kudretli olacağını biliyorum. Bu sefer, bu sefer kontrolümü kaybetmeyeceğim. Kendini hiçbir karanlığa teslim etme. Gücünü, kudretinle benimle paylaş, ben de seninle verdiğim bu hükmü paylaşacağım! Hükmüm altına aldığım tüm öfkem, senindir Shy! Bu gücüm, bu kudretim tamamen senindir. Biz, bir bedende iki varlık, bir varlığı tamamlayan iki ruh, önümüze çıkan düşmanlarımızın hepsini yok edeceğiz." Zihin kanalıyla dostuyla iletişime geçerken, kendinden oldukça emindi, aynı zamanda dostuna da sonsuz bir güven besliyordu. Geriye kalan tek şey, dostuyla Hükmü altına aldığı tüm öfkesini paylaşmak, güçlerini birleştirmekti. Belki de, onu kaybetmeden Vagror'un karşısında olduğu gibi bir güce erişme şansı yakalayabilirdi. Ancak bundan önce, şimdilik bu Hükme erişmek için her şeyini ortaya koymaktan çekinmeyecekti. Gözlerini Arnen'in gözlerinin içinden ayırmıyordu, her an saldırıya hazırdı. Sadece, dinlemek istiyordu, sorumluluğu kabul edip etmeyeceğini.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

02 Sep 2024, 12:47

İblisin ismini dile getirmenle birlikte, Arnen tüm odağını sana çeviriyor yukarı doğru kalkan kaşlarıyla. Sözlerin ağzından en sert kayayı bile tek bir hamleyle kesebilecek bir bıçağın keskinliğiyle ağzından çıkarken, Arnen yüzüne düşen korku ve şaşkınlıkla sana bakıyor. Tüm öfkeni sindirerek yaptığın konuşmanın sonunda ise, bu duyguların tamamen Arnen’e geçmiş gibi görünüyor ve psikolojik üstünlüğü elde etmişsin gibi duruyor. Bununla birlikte, Shyrlonay’ı fiziken var edecek sözleri dile getirmenle birlikte, artık ortamın tek hükümdarı gibi yaydığın aura ile Arnen’i tamamen baskı altına almış gibi görünüyorsun. Hareketleri tedirginleşen ve bakışlarını korku çöken Arnen, Shyrlonay ile Lavnivia arasında gezdirdiği bakışlarıyla sanki onlarda medet umar gibi görünüyor. Tüm sözlerin sonlandığı anda ise, artık bir savaş olacaksa bile bundaki üstünlüğü daha şimdiden ele almışsın gibi görünüyor.

Shyrlonay zihnine fısıldama fırsatı bulduğun sözlerinle birlikte, Shyrlonay “Sana verdiğim söze bağlı kalacağım Zen! Elimden gelenin en iyisini yapacağımdan şüphen olmasın!” diyerek kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bununla birlikte, son sözlerinde taşıdığın ortaya koyduklarını Shyrlonay’ın bakışlarıyla keskinleştirmesi, arzuladığın sonucun yakınlarında gezdiğini sana gösteriyor. Bu aşamadan sonra Arnen’den bir cevap beklemeye koyulduğunda, Arnen çaresizce bakışlarını üzerinizde gezdirmekten başka bir şey yapamıyor gibi duruyor.

Birkaç saniyelik sessizlik faslının ardından, bakışlarınızdaki ciddiyetten ve sözlerinden dolayı bir şeyler söylemesi gerektiğini fark eden Arnen “Ha-hayır… Yani dinle!” diyerek söze giriyor. Etraftaki tüm bu kaostan kendisi de pek haz etmez gibi dudaklarını büken Arnen hala daha kalkık kaşlarını korurken bakışlarını sana çeviriyor ve “Tüm bunların sorumlusu Zexerena Hanım! B-b-ben sadece ona hizmet ediyorum… Ya-yani hizmet etmek zorundayım! Yok-yoksa Zexerana Hanım beni yok eder!” diyor. Bu sözlerinin ardından Arnen etrafa korkulu bir bakış atıp sanki sözlerinin üçüncü bir kişi tarafından duyulup duyulmadığını teyit etmesinden sonra “Bunu yapan ben olsam, size buradan gidin, sizi görmemiş gibi yaparım der miyim? Zexerana Hanım beni ve benim gibi 3 iblisi daha kullanıyor. İnsanları tespit edip yok etmek için bizi gönderiyor. Ken-kendisi insanları çok algılayamaz!” diyor. Arnen, canı için birden bildiklerini dökülmekte bir sıkıntı görmeden cümlelerini dile getirdikten sonra “Buraya hiç gelmek istemedim bile! Ama dediğim gibi, Zexerana Hanım beni buna zorladı! Sonra-sonra tüm bu gördüklerin… Gerç-gerçekten üzgünüm! B-b-ben, bu kadarının olacağını hiç düşünmedim. Ama elimden bir şey gelmezdi! Zexerana Hanım 11 Havariden biri ve ona karşı gelebilecek bir gücüm yok!” diyor. Arnen, bu sözlerinin sonunda olduğu yere çöküp süzülen gözyaşlarına engel olmaya çalışırken “Ben ne acınası bir iblisim! T-tüm bu olanlardan şikayet ediyor ama yine de yok olup gitmeyi istemiyorum! Ne acınası…” diyor. Arnen’in sözleri giderek kısıklaşan bir ses tonuyla ağzından dökülürken Lavnivia yüzündeki tüm donukluğu ile sadece onu süzmekle yetiniyor. Shyrlonay ise, var olurken ortaya koyduğu kararlılıktan uzaklaşmış gibi, Arnen’in düştüğü duruma üzüldüğü gösteren bakışlarıyla ona doğru bakarken, yine de herhangi bir şey yapmadan ve senin komutlarını beklercesine olduğu yerde duruyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

02 Sep 2024, 18:09

Genç adam, ortamda yarattığı hissiyatın sonuçlarını Arnen adlı iblisin suratından görebiliyordu. Ortamın tek sahibi, tek hükümdarı kendisiymiş gibi bir hava yayılmıştı, belki de öfkesini bir şekilde aktarmayı başarmıştı. Bu bile kendisi için bir başarı sayılabilirdi. Psikolojik savaşın galibi olan Zen, Arnen'in hareketlerindeki tedirginliği ve bakışlarındaki korkuyu dikkatle izledi. Bu şehrin yıkılmasına sebep olmuş bu iblisin böyle bir endişe içerisine gireceğini düşünmüyordu. Ağzından çıkacak tüm kelimeler sonlandıktan sonra, minik dostuyla zihin kanalı ile iletişime geçerek ondan bir teyit almıştı. Aslında, istediği şey Shy'a güven aşılamak ve korkmamasını sağlamaktı, aynı zamanda onun kendisine güvenen bir şekilde geri dönüş vermesi genç adamı rahatlatmıştı. Shy'a olan güveni, onun bakışlarındaki keskinliği fark etmesiyle daha da büyüyordu. Gözleri tekrardan Arnen'in gözlerinin içine kenetlendiğinde, ondan bir cevap beklemeye başladı. Kendisini harekete geçirecek, bir anda üzerine atlayıp tüm öfkesini patlatabileceği bir söz bekliyordu. Ancak karşısındaki iblisin söze girmesiyle, gözleri sadece kısılmış ve sessizce dinlemeye başlamıştı.

Arnen'in ilk ağzından çıkan şey, genç adamın dinlemesi gerektiği oluyordu. Neredeyse hiçbir tepki göstermeden, sadece gözlerini kısarak dinlemeye başlamıştı. Tüm bunların sorumlusunun Zexerena adlı kişi olduğunu, ona hizmet ettiğini ve hizmet etmez ise Zexerena'nın kendisini yok edeceğini söylüyordu. Etrafına korku dolu şekilde bakıp, dinlenmediğinden emin olan Arnen, bunu yapanın kendisi olsa onlara gitmeleri gerektiğini söylemeyeceğini belirtiyordu. Arnen'i ve kendisi gibi üç iblisi daha kullandığını belirtiyordu. Bir iblisin korkusuna yenik düşüp bu kadar çok bilgiyi bir anda vermesi genç adamın işine gelmişti. İnsanları algılayamayan bir iblise karşı savaşmanın nasıl olacağını merak ediyordu. Bu sözlerinden sonra buraya gelmeyi hiç istemediğini, ancak zorla getirildiğini tekrardan dile getiriyordu. Gözlerini Arnen'in gözlerinden ayırmadan sırtını doğrultmaya başlayan genç adam, iblis konuşmaya devam ederken daha dik bir duruş alıyordu. Zexerena denen iblisin 11 Havariden biri olduğunu öğrenen genç adam, yere çöküp ağlamaya başlayan iblise karşı hiçbir duygu belirtisi göstermeden bakmaya başladı. Tüm bunlardan şikayet eden bir iblise, ikinci bir şans vermeyi diliyordu, ancak bunu nasıl yapacağı konusunda tam olarak emin değildi.

"Shy." diye seslendi zihin kanalından minik dostuna. "Eğer bir tehlikeye düştüğümü görürsen, bana karşı bir saldırı olursa, hemen saldırıya geçmeni istiyorum. Her ihtimale karşı, Metal Hükümdarının Silüeti'ni kullanmak için hazırda kal. Saldırıya uğrarsam, anında onu kullan ve sonrasında Metal Ejderinin Öfkesi'ni kullanarak iki adet kuyruk çıkart. Şimdilik, sadece tetikte kalmanı istiyorum. Eğer kurtarabilirsek, Arnen'i farklı bir şekilde kurtaracağım." Dedikten sonra bir elini havaya kaldırdı.

"Yeterli."

Sanki ortamdaki tüm havayı yere çöktürürmüşçesine ağzından çıkan tek kelimenin ardından ileriye doğru bir adım attı. Sanki tüm öfkesini zihninden ayağına doğru yönlendirmiş, yeri yarmak istercesine attığı adımlarını Arnen'e doğru götürmeye başlamıştı. Sol eliyle Lavnivia'ya beklemesine dair bir işaret verdikten sonra, attığı ikinci adımdan itibaren konuşmaya başladı. "Arnen. Senin hakkında iki düşüncem var. Bunlardan ilki, doğruları konuştuğun yönünde. Ancak bu ihtimal doğru olsa bile, takdir edersin ki seni korumak için yanıma alsam bile güvenemem. Diğer düşüncem ise, yalan konuştuğun ve beni kandırdığın yönünde. Takdir edersin ki, seni tanımıyorum, bu sebeple bunu düşünmemin normal olduğunu bilmelisin." Yere oturmuş, gözyaşlarına engel olmaya çalışan iblisin bir adım önünde durduktan sonra yukarıdan bakmaya başladı. Sağ elini, Arnen'in elinden tutmak istercesine uzattı. "Seni bu durumdan sadece bağ kurarak kurtarabilirim. Zaten bağ kurduğum bir dostum var, eğer seninle de kurabiliyorsam, seni koruyabilirim. Öbür türlü, üzgünüm, seni yok etmekten başka bir şansım yok." Uzattığı sağ elini, hiçbir çekince göstermeden, korkusuzca uzatmaya devam etti.

"İsmim Zenahpuryu."
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Sep 2024, 11:29

Arnen’in sözleri üzerine Shyrlonay’a tehlike anında yapılacakları sıraladığında, zihninin karanlığında iletişim halinde olduğunuz Shyrlonay bunu başıyla onaylıyor. En azından Shyrlonay fiziksel olarak herhangi bir tepki vermemiş olması, onun da kendisini geliştirmeye çalıştığının bir belirtisi olurken, elini havaya kaldırarak konuşmaya giriyorsun. Arnen’e doğru attığın adımlar sırasında Lavnivia’yı sabit kılacak hareketi yapmanla birlikte, havada kalan adımını geri çeken Lavnivia ortamı tamamen senin otoritene terk etmiş görünüyor. Arnen’in hemen önüne kadar gelip konuşmanı tamamladığında ise, Arnen bir sana bir de Shyrlonay bakarak bundan sonra neler olabileceğini kestirmeye çalışıyor gibi görünüyor. Elini Arnen’e doğru uzattığın anda ise, Arnen üzerine çöken tereddüt bakışlarını doğrudan eline yönlendiriyor. İsmini söylemenin ardından birkaç saniye geçmesine rağmen Arnen ortaya net bir tepki koymazken, bunun sebeplerini de kafanda sıralamaya başlıyorsun. Tam bu esnada Arnen bakışlarını ve odağını elinde toplamaya başlıyor. Birkaç saniyeyi de bu şekilde geçiren Arnen aldığı derin nefeslerle cesaretini toplamaya çalışır gibi görünürken, bakışlarını da sana doğru kaldırıyor. Aldığı son bir nefesle birlikte Arnen “Varlığına dair pek bir şey hissedemiyorum… Arkandaki insanı iliklerime kadar hissederken, senden gelen hiçbir şey yok! Yani baktığında, benim sana güvenmemi gerektirecek bir durum da bulunmuyor.” diyor. Bu sözlerinin ardından hafifçe doğrulmaya başlayan Arnen herhangi bir şekilde yaydığı aurasını arttırmazken bakışlarını hala sende sabit tutarak “Ama istediğin gibi olsun.” diyor. Bu sözlerinden sonra havadaki eline tutmak için elini uzatan Arnen, tereddütlerle dolu bakışları olsa dahi elini sıkıca tutup sıkıyor!

Arnen elini sıkmaya başlarken, onun teninin narin ancak bir iblise has dokusunu hissedebiliyorsun. Bunun dışında, Shyrlonay ile kurduğun bağda yaşananlara veya hissettiklerine dair herhangi bir şey gerçekleşmiyor. Birkaç saniye boyunca bu şekilde kalmanızın ardından ise Arnen “Elini sıkmam bağ kurduğumuzu mu gösteriyor? Benim sahibim gibi bir şey mi oldun?” diye soruyor çekingen, ancak geleceğini merak eden bir ses tonuyla.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

03 Sep 2024, 14:23

Genç adam, elini uzatmasının ve ismini söylemesinin ardından Arnen'ın tepkilerini izlemeye başladı. Minik dostuna kayan gözlerini yakaladığında, bu teklifi kabul edebileceğini düşünüyordu. Endişeli ve çekingen bakışları Zen'in eline doğru yönlenirken, hala net bir tepki vermemiş olmasının sebeplerini düşünüyordu. Her an kendisine ani bir saldırıda bulunulabilirdi, karşısındaki iblis onu oyalamak için bu bahaneleri sıralamış olabilirdi. Arnen'in bakışlarını, endişesini ve tepkilerini sabırla bekliyordu. Kısa bir sürelik sessizliğin ardından, genç adamın varlığını hissedemediğini, bu sebeple kendisine güvenmesini gerektirecek bir durum olmadığını söylüyordu. Arnen hafifçe doğrulmaya başlarken, genç adam sakin bir şekilde söze girdi. "Anlıyorum." Dedikten sonra, karşısındaki iblisin teklifini kabul etmesi ile birlikte elini tutmak için uzanıyordu. Tereddütlerle dolu bile olsa, genç adamın elini sıkıca tutmuştu, bu durum Zexerena denen iblisten gerçekten kurtulmak istediğini kanıtlıyordu genç adama.

Arnen elini sıkmaya başladığında, iblislere has dokusunu insansı görünüşüne rağmen hissedebiliyordu. Ancak asıl dikkatini çeken, Shy ile yaşadığı hiçbir şeyi yaşamıyor oluşuyordu. Ne bir şey hissediyordu, ne de bir şeyler yaşanıyordu. Birkaç saniye bu şekilde bekledikten sonra söze ilk giren Arnen oluyordu. Genç adam, birkaç saniye bekledikten sonra söze girdi. "Öncelikle sahibin değil, dostun olacaktım. Ancak bağ kuramadık. Nedenini bilmiyorum." Birkaç saniye daha bekledikten sonra, gözleri Shy'ın üstüne döndü şaşkınlıkla. "Neden işe yaramadı? Onu başka bir şekilde kurtarmam mümkün değil. Ne yapmam gerektiğine dair fikrin var mı?" Bu işten anlayabileceğini düşündüğü kişiye, bağ kurabildiği minik dostuna doğru yönlendirdi sorusunu. Yapabileceği hiçbir şey yoksa, konu son çaresine gelecekti, Arnen'i yok etmek ve Zexerena'yı bulmak. Bir süre daha, Shy'dan cevap gelene kadar Arnen'in elini tutmaya devam etti, aralarında bir bağ kurabilmek için enerjisini aktarmaya, belki de bir şeyler almaya çalışıyordu, ancak başarılı olup olamayacağından emin değildi.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

06 Sep 2024, 17:12

Arnen’in sorularına istinaden verdiğin cevap karşısında Arnen yüzü düşmüş ve aslında ne olup bittiğini de pek anlamamış bir şekilde önce yüzüne sonra yerlere bakmaya başlıyor. Bu esnada zihninde Shyrlonay’a yönelttiğin soru üzerine Shyrlonay aynı kanalı kullanarak “Neden işe yaramadığı konusunda bir fikrim yok Zen. Ona güvenip güvenmeyeceğimiz konusunu da kestirebilmiş değilim. Duruşu çok yardıma muhtaç gibi görünse bile, sonuçta burada bir başına olması aklımı kurcalıyor.” diyor. Shyrlonay’dan da aldığın cevapları kafanda tartarak, sahip olduğu enerjiyi aktarmaya çabalıyorsun. Damarlarında gezinen Qen’i hissetmene rağmen, onun akışına dair bu zamana kadar olduğu gibi pek müdahale şansın bulunmadığından, Arnen ile aranda fiziki bir enerji akımı gerçekleşmiyor. Bu durum ise, seni son düşüncen olan Arnen’i yok etme fikrine hızla sürüklemeye başlıyor.

Arnen’in elini hala tutmaya devam ettiğin sırada, arkandan yaklaştığını hissettiğin Lavnivia biraz çekingen bir tavırla yanına geliyor ve bakışlarını Arnen’den ayırıp sana çevirirken “Komutan Zen, müsaadeniz var mı?” diye soruyor. Lavnivia’nın bir şeyler söylemek amacıyla senden izin aldığını anlamanla birlikte, Arnen’in Lavnivia’ya attığı bakışlarının büyümesi ve ardından ağzından mırıltı halinde “Komutan mı?” şeklinde çıkan sözü dikkatinden kaçmıyor. Lavnivia da aynı şeyi fark ederek bakışlarını Arnen’e çevirirken, “Her ne kadar kudretinizden şüphem olmasa da, biliyorsunuz ki aynı anda iki iblisle bağ kurmak bugüne kadar görülmemiş bir durum. Aynı zamanda iblisiniz Shyrlonay’ın kudreti karşısında, Arnen’in kudretinin bertaraf edilmesi de muhtemel.” diyor. Ağzından sadık bir askerin komutanına sarf edeceği saygınlıkta çıkan bu cümlelerden sonra Lavnivia bakışlarını sana doğru çeviriyor ve “Eğer emriniz olursa, iblisimle Arnen’i zehirleyebilir ve yaşamsal fonksiyonları dışında hareket etmesini engelleyebilirim.” diyor. Lavnivia’nın bu cümleleri Arnen’in gözlerinin bir anda büyümesine neden olurken “Zehirlemek mi? Hayır, o nereden çıktı?” diyor. Açıkça zehirlenmekten korktuğu belli olan Arnen, bir Lavnivia bir de sana bakış atmasının ardından, gözlerini seninkilere sabitleyerek “Şu bağ kurma olayını bir daha deneyelim! Belki benim yapmam gereken ancak yapamadığım bir şeyler vardır!” diyor. Arnen’in bu cümleleri ağzından samimi bir havada çıksa bile, bu sözleri söylemesindeki en büyük nedenin zehirlenmekten korktuğunu anlaman çok zor olmuyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

13 Sep 2024, 02:47

Arnen'in yüzünün düştüğünü gören genç adam, sakince beklemeye devam etti. Shy, aralarındaki özel iletişim kanalı ile söze girerek neden işe yaramadığını bilmediğini söylüyor, ona güvenip güvenmeme konusunda da tereddütte olduğunu söylüyordu. Shy'ın sözlerinin aklının bir kenarında bulundurarak, enerjisini bir şekilde iletmeye çalışıyordu. Ne işe yarayacağından emin değildi, ancak hissettiği Qen'i gezindirmek için bir şeyler deniyordu. Ancak aralarında fiziki bir enerji akımının gerçekleşmiyor oluşu, onu Arnen'i yok edip yoluna devam etme fikrine doğru itiyordu. Bir an önce önünde duran bu engelden kurtulması gerektiğini düşünürken, Lavnivia'nın çekingen bir şekilde yaklaşmasının ardından gözlerini ona doğru çevirdi. Müsaade istemesinin ardından hiçbir cevap vermeden, sadece kafasını sallayarak müsaadesini verdi. Arnen'in mırıltı halinde ağzından çıkan sorusunu duyduğunda hafifçe gülümsedi. Belki de onlarda olan bir hiyerarşi gibi olduğunu düşünüp, empati kurmuştu. Bundan dolayı komutan olduğuna şaşırmış olmalıydı diye düşündü içten içe.

Lavnivia, aynı anda iki iblisle bağ kurmanın şuana kadar görülmemiş bir durum olduğunu söylüyordu. Aynı şekilde, Shy'ın kudretinin karşısında Arnen'in kudretinin bertaraf edilebileceğini söylüyordu. Bu ihtimalleri göz önünde bulundurduğunda, Arnen ile bağ kurmanın tehlike olabileceği kadar, imkansız olabileceğini de anlıyordu. Ancak şimdiye kadar imkansız olan bazı şeyleri başardığını düşününce de, böyle bir şeyi bir ihtimal başarabileceği düşüncesi kafasında yankılanıyordu. Sonrasında ise Lavnivia'nın teklifi, iblisinin güzü ile Arnen'i zehirleyebileceği ve yaşamsal fonksiyonları dışında hareket etmesini engelleyebileceği yönündeydi. Bu ihtimal, Arnen'i öldürmekten daha iyi bir hareket olduğundan, reddetmeyi planlamıyordu. Ancak zehirlenmekten korkan Arnen'in tepkisi, bunu yaşamaktan ziyade bağ kurmaktan yana oluyordu. Bir daha denemek istediğini söyleyen iblise karşı yüzündeki boş ifadeyi korumaya devam etti.

"Arnen."

Diyerek iblisin tüm konuşmasını kesti. Keskin bir bıçağın kınından çıkarcasına çıkan isimden sonra, tekrardan söze girdi. "Daha önce görülmemiş şeylerin görülebileceğine inanırım. Daha önce ölüp dirilen birini görmediklerini de söylemişlerdi..." Bir kez daha, bir kez daha şansını denemek istiyordu. Onu buradan kurtarmanın tek yolunun bu olduğunu biliyordu. "Nasıl bağ kurulacağını bilmiyorum. Ancak bir kez daha deneyeceğim. Eğer bağ kurmaya dair en ufak fikrin varsa, bu son şansın. Yoksa, seni öldürmeden burada tutmamın tek yolu, Lavnivia'nın iblisinden geçiyor. Bağ kurma meselesine dair bildiğim tek şey ise, isimler. Sana bu yüzden ismimi söyledim, ismim Zenahpuryu." Arnen'in gözlerinin içine bakmadan önce, son bir kez kafasını Lavnivia'ya çevirdi. Başıyla yapması gerekeni onayladı, ancak beklemesi için müsaade istiyordu. En azından hazırda olabileceğini düşünüyordu.
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

13 Sep 2024, 17:52

İblisin ismini bir anda söylemenle birlikte, ortamın tüm ateşi bir anda buz keserken, Arnen bakışlarını tedirgin bir şekilde sende sabitliyor. Sözlerini dinlerken yer yer yutkunmakta zorlanan Arnen, konunun tekrar Lavnivia’ya ve dolayısıyla zehirlenmeye gelmesiyle birlikte, ürkekçe bir kaçamak bakış atıyor Lavnivia’ya. Bu esnada Lavnivia, otoriteyi tamamen sana bırakmış bir şekilde sabit bir duruşla dururken, Arnen bakışlarını bu kez daha ürkek bir şekilde sana çeviriyor. Sözlerin bu aşamada sonlanırken, Arnen bakışlarını senin, Shyrlonay’ın ve Lavnivia’nın üzerinde gezdirmeye başlıyor. Tamamen çekingen ve ürkek bir tavra bürünen Arnen’in bakışları Lavnivia üzerinde sabitlendiğinde, Lavnivia ile aranızdaki bakışma da sonlanıyor. Lavnivia senden gelen bakışların altındakileri anlayarak hafif bir nefes vermesinin ardından “Saçıl… Kemuihime!” diyor. Lavnivia sözlerini tamamlamasıyla birlikte, Lavnivia’nın bedeni bembeyaz bir parıldamayla kaplanıyor. Arnen, büyük bir şaşkınlıkla Lavnivia’dan yayılan parıldamaya bakarken, beyaz ışık Lavnivia’nın hemen önünde dumansı bir görüntüye bürünmeye başlıyor. Bu görüntüyle birlikte, dumanlanmış gibi görünen parıldama yavaşça yayılıp bir kadın vücuduna, ardından da bu kadın vücudunun üzerini kaplayan kıyafetlere dönüşmeye başlıyor. Nitekim parıldama sonlandığında, Lavnivia’nın hemen önünde beliren 170 santim boylarındaki, Lavnivia’nın iblisi Kemuihime’yi görebiliyorsun.

Kemuihime
Image
Image

Kemuihime varlık bulmasıyla birlikte bakışlarını Lavnivia’dan alıp hızla sana doğru çevirirken, otoriter ve çekici bir ses tonuyla “Zenahpuryu… Demek ki seninle tanışmak için bu kadar beklemem gerekiyordu.” diyor. Kemuihime’nin pek de sıradan olmayan ve sanki adeta bir başka bireyi arzulayan bakışları, gözlerinin içinden süzülüp ruhuna nüfuz etmeye başlarken, Kemuihime hafifçe ve sanki havada süzülürcesine adımlamaya başlıyor sana doğru. Çevresindeki diğer iblisleri ve Lavnivia’yı tamamen görmezden gelerek yanına kadar sokulan Kemuihime, seni daha yakından görmenin yarattığı bir hazla gözlerinin içine bakarken, bir anda tüm vücudunu süzmeye başlıyor iştahlı bir şekilde. Her bir bakışında parlak sarı gözleri daha da büyülenmişçesine parıldayan Kemuihime, elindeki yelpazesini hızlıca açıp alevler içerisindeki bedenini serinletmek için hızlıca sallamaya başlarken “Vay canına… Böylesine bir erkek görmeyeli epey olmuştu! Ne dersin, şu etraftaki dikkat dağıtan detaylardan kurtulsak mı?” diyor ses tonundaki gizemi ve çekiciliği arttırarak. Kemuihime, boştaki eliyle vücuduna dokunmak istercesine kaldırdığında, bir anda Lavnivia’nın “Kapıldı tatlım, geç kaldın!” demesiyle elini havada sabit bir şekilde tutuyor. Bakışlarını göğsünden alıp gözlerine doğru götüren Kemuihime çarpık bir gülümsemeyle ilk tepkisini ortaya koyarken, hafifçe başını çevirip Lavnivia’ya döndüğü esnada “Sence bu ne kadar umurumda tatlım? Beni tanımıyormuş gibi davranmana üzüldüm.” diyor. Lavnivia ile konuşurken, bir dosttan ziyade onun üstüymüş gibi takındığı ses tonuyla, Kemuihime’nin seninle konuştuğu ses tonu arasındaki farkı rahatlıkla yakalayabiliyorsun. Ancak Lavnivia bu konuşmayı öylece bitirmeyecek gibi gülümsemeye başlarken “Biliyorum, biliyorum… Ama şimdi üstesinden gelmemiz gereken, ufak, minik bir sorun var. Ve bunu ben değil, Komutan Zen istiyor!” diyor. Kemuihime, Lavnivia’nın sözlerini sıradan bir dikkat dağınıklığı tadında dinlemesinin ardından, bakışlarındaki parlaklığı birkaç ton arttırmasıyla birlikte “Komutan Zen, ha? Bak şimdi daha fazla etkilendim işte!” diyor. Hemen ardından ise Kemuihime bakışlarını doğrudan Arnen’e çevirirken “Bu şeker kızı mı hallediyoruz?” diyor. Daha cümlesi bitmeden bir anda Kemuihime Arnen’e doğru adımlamak istediği esnada, adımını bir anda yarıda kesiyor ve sana doğru dönüp başıyla kısa bir reverans verdikten sonra “Pardon, yapacakların vardı değil mi? Komutan Zen!” diyor. Kemuihime ismini söylerken belli bir çekicilik ve etki altında bastırarak bunu yaparak senden aldığı elektriği ortaya koyarken, odağını bir kez daha Arnen üzerinde toplayabiliyorsun.

Kemuihime’nin vücut bulmasıyla birlikte, Arnen’in hissettiği baskının birkaç kat arttığını bakışlarından rahatlıkla anlayabiliyorsun. Özellikle Kemuihime’ye adeta yaşamına son verecek bir iblis gibi ancak kaçamak bakışlar atabilen Arnen, nefes alışverişlerini pek de kontrol edemez bir şekilde bakışlarını sana çeviriyor ve “B-bak… Kom-kom-tan Zen! B-b-be-ben… G-gerç-gerçten bi-bilmiyor-um! G-g-gerçekten! İs-ismim Ar-Arnen! Sen-sen-inle… Bağ-bağ kur-kurmak istiyorum! Her-her-ş-ş-şeyden ç-ç-ç-ok! Ama-ama… S-s-sen-senin ka-ka-dar, b-b-ben de bil-bilmiyorum!” diyor. Sanki tüm gücünü bu cümleleriyle tüketmiş gibi görünen Arnen dizleri üstüne tamamen çöküp tam bir teslimiyet ortaya koyarken bakışlarını zar zor yerden kaldırıp sana yönlendiriyor ve “Eğer inan-inanmıyorsan b-b-beni öl-öldür!” diyor. Bu sözleriyle birlikte, adeta son sözlerini söylemiş gibi derin bir nefes veren Arnen, başını da tamamen eğip öylece durmaya başlıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Zenahpuryu
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 297
Joined: 17 May 2022, 20:29

13 Sep 2024, 19:17

Genç adam, Arnen'le bağ kurmanın bir yolunu imkansızı gerçekleştirmek ister gibi bir arayışta iken, Lavnivia'nın ağzından çıkan sözlerle birlikte gözleri hızlıca ona doğru kaydı. Kumihime adlı iblisini ortama dahil etmek için hareketlenen kadının bedeninin bembeyaz bir parıldamaya dönüşünü izliyordu. Arnen gibi, kendisi de ufak bir şaşkınlıkla bakıyordu yaşanan olaya. Beyaz ışık kadının hemen önünde dumansı bir görüntü haline bürünmeye başlıyordu, ne olacağını, ortaya ne çıkacağını merakla beklemeye başladı. Dumansı görünüm yavaş yavaş yerini bir kadın vücuduna, sonrasında da kıyafetlere dönüşmeye başlıyordu. Tüm parıldama sonlandığında 170 boylarında bir kadının ortama gelişiyle birlikte biraz daha şaşırmıştı. Gözleri bir Shy'ın üzerine kayıyor, bir kadının üzerine doğru kayıyordu. İblislerinin aralarındaki görünüm farkı oldukça ilgisini çekmiş duruyordu. Bir süre daha kadının üzerinde tuttuktan sonra, kendi gözlerine doğru çevrilen gözlere doğru bakmaya başladı. Kemuihime'nin gözlerinin içine bakmaya devam ederken, iblisin söze girmesiyle onu dinlemeye başladı.

İlk sözlerinin ardından, "Bu kadar hayranım olduğunu bilmiyordum." diyerek gülümseyerek cevap vermişti. Bir bireyi arzulayan bakışların arasında kaybolmak üzereydi, sanki bu bakışlar tüm hissiyatlarını, tüm ruhunu aleve veriyor gibiydi. Bir iblisin böylesine bir etki yaratmasını hiç beklemiyordu. Havada süzülürmüşçesine attığı adımlarına karşılık, gözleri bir anlığına bacaklarına, sonrasında ayaklarına doğru yönelmiş, kısa bir süre sonra tekrardan gözlerine dikmişti. İblisin gözlerindeki hazzı hissetmek, çok daha farklı bir deneyim yaratıyordu genç adam için. Elindeki yelpazesini açıp sallamaya başlayan iblisin ağzından çıkan iltifatların ardından, "Güzel sözleriniz için teşekkür ederim, Kemuihime Hanım." diyerek onurlandırıldığını belirtiyordu. Ses tonundaki çekicilik arttığında, kendini sanki iblisin içerisinde kaybedecek gibi hissediyordu. Boştaki elini dokunmak ister gibi kaldırdıktan sonra Lavnivia'nın müdahalesiyle birlikte dokunmaktan vazgeçmişti. Yüzünde oldukça çarpık bir gülümseme oluşuyordu. "Biraz daha hızlı davranmazsa, emin ol senin olabilirim." Diye fısıldıyordu Kemuihime'nin umurunda olmadığını söylemesinin ardından.

Lavnivia, üstesinden gelinmesi gereken ufak bir problem olduğunu söylemesinin ardından, bakışlarındaki parlaklığını gören genç adam gülümsemesini daha da arttırıyordu. Arnen'e adım atmak üzere hareketlenmişse de, hareketini yarıda kesmiş ve yapacak bir şeylerinin olduğunu belirtmişti. Genç adam, bu durumu kafasıyla onayladıktan sonra iblise göz kırpmış ve Arnen'e odağını vermeye karar vermişti. Kemuihime ile olan tanışma faslının ardından, Arnen'in hissettiği baskının arttığını görebiliyordu. Kemuihime'den korktuğu çok belli oluyordu, ağzından çıkan kelimeleri teker teker dinlemeye başladı. Korkudan kekelemeye başlayan iblis, gerçekten bağ kurmak istediğini söylese de kendisinin de bilgisiz olduğunu söylüyordu. Sanki tüm gücü bir anda tükenmiş gibi duran inanmıyorsa öldürmesini söyledikten sonra derin bir nefes vermiş ve başını eğip olduğu yerde durmuştu. Aralarında nasıl bir bağ kurulacağını bilmeyen genç adam, Arnen'in masumiyetine kanmak üzereydi. Bu yüzden, başka bir plana geçmek istiyordu.

"Bir anlaşma yapalım mı, Arnen?"

Diyerek yeni planı için ilk adımı atıyordu. "Bana Zexerena'nın yerini söyleyeceksin. Bu işin sorumlusu olan kişiyi, yani Zexerena'yı yok edeceğim. Bu süreçte sen ise..." Sağ elini önce yumruk yaptı, sonrasında baş parmağını havaya kaldırarak sırtını gösterdi. "Sırtımda duracaksın." Birkaç saniye iblisin bu teklifi sindirmesini bekledikten sonra konuşmaya devam etti. "Sırtımdayken, kollarını boynuma dolayacaksın. Ellerini, tam olarak vücudumda hissedeceğim. Herhangi bir elinin yerinden kalktığını hissedersem, seni öldürürüm. Bir bağ kuramasak dahi, bu şekilde bir anlaşmayla ben buradaki insanların intikamını alacak ve seni özgür bırakacağım, sen de bana onun gücünü, zayıflıklarını ve güçlü yönlerini anlatacaksın. Zexerena yok olduğunda ise, buradan iki dost olarak ayrılacağız." Bir gözdağı vermesi gerektiğini de düşündüğünden, Arnen'in olduğu alçaklığa doğru eğildikten sonra, kulağına fısıldamaya başladı. Konuştuklarını sadece onun duymasını istiyordu. "Ben, İblis Lordu Vagror tarafından övgüyle bahsedilmiş olan Zenahpuryu, Ben, Almazath tarafından öldürüldükten sonra bir kez daha dirilen Zenahpuryu'yum, kiminle muhattap olduğunu unutma ve sakın bana ihanet etmeye kalkma, Arnen." Kafasını geriye doğru çekip, ne kadar ciddi olduğunu göstermek için gözlerini Arnen'in gözlerinin içine dikti birkaç saniye sessizce. Sonrasında ise elini uzattı.

"Kabul ediyor musun?"
Image

KÜNYE
İsim: Zenahpuryu
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 20
Boy: 1.98
Kilo: 98
Sınıflar: Toplayıcı - Saldırgan - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 0 GP / 0 AGP / 5 İGP
Mevcut Para: 13250
İtibar: 8

PROFİL
Güç: 10
Dayanıklılık: 10
Çeviklik: 10
İrade: 15
Zeka: 8

Aludir Statları
Görü: 11
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 7

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Şarap Matarası (1 Litre Bal Şarabı)
KÜNYE
İsim: Shyrlonay
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.10
Kilo: 90
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 13
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 5
Arun: 8
Duren: 2
İrade: 9

YETENEKLER

Korkulu Bakış

TEKNİKLER

Metal Ejderinin Öfkesi (5. Düzey)
Metal Ejderinin Onuru (1. Düzey)
Keskin Metal
Metal Hükümdarının Silüeti
Hükümdar (0. Düzey)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Alamara Şehri”