Esther, Aludirler ile birlikte oldukça az vakit geçirdiğinden ötürü genel kültür sayılabilecek konular hakkında oldukça bilgisizdi. Dolayısıyla iblis diyarı ve iblisler hakkında edindiği bu bilgiler onun için altın değerindeydi. Genç kız bilgiye aç birisi olduğundan ötürü Azahil'in kendisini aşağılamış olmasını dahi göz ardı etmişti. Aslında pek de aşağılama sayılmazdı, zira genç kız henüz Azahil'in bahsettiği gibi "Razguk" seviyesinde olduğunu biliyordu. Her ne kadar farkında olmasa da Azahil'in dediği gibi Esther çok daha güçlüymüşçesine geziyordu. Açıkçası bunun sebebi kaybedecek bir şeyinin olmadığını düşünmesiydi. İblisin kudretini ilk kez kullanmaya başladığı anda tam anlamıyla öldüğünü hissetmişti, hal böyle olunca korkacak hiçbir şeyinin kalmadığının da farkına varmıştı. Gyugnal'ın elini bırakmasından, Azahil ile yaptığı agresif konuşmalara kadar hepsinin sebebi buydu. Önceden de lafını sakınan biri değildi fakat bu yaşananlardan sonra daha da cüretkar olmaya başladı. Açıkçası Azahil ve Gyugnal'ın büyük bir saygıyla adından bahsettiği 'O' ile karşılaşmasını merak etmiyor değilim.
Aludirlerin iblisleri gerçekten yok etmek istemediğini düşündüğü söylediği anda Esther birazcık düşündü. Azahil'in söyledikleri mantıklıydı fakat gerçekten de durum böyle miydi? Elbette güç çekici bir şey fakat geçen bin yılda, bir insan dahi iblisleri yok etmek için Aludirlere öncülük etmeye çalışmadı mı? İşte Esther'e garip gelen kısım burasıydı. Kahramanlıklarından gururla bahsettikleri insanların hiçbirinin asıl amacı iblisleri yok ederek insanların hüküm sürdüğü bir diyar yaratmak değil miydi?
Genç kız bakışlarını yolda tutarken konuşmaya başladı. "Yani bu savaş içerisinde ne insanların ne de iblislerin tarafındasınız... O halde üçüncü bir taraf olarak tam amacınız nedir? Elbette bizim gibilerin özgürlüğünü arzuladığınızı biliyorum fakat sadece bu kadar mı? İçimden bir his bana amaçlarınız hakkında bir şeyler sakladığını söylüyor... Sürekli olarak 'O'nun ne kadar kudretli olduğundan bahsedip duruyorsun fakat gölgelerde dolaşarak Aledesleri toplamak dışında yaptığınız bir şey yok gibi gözüküyor. Elbette tam olarak yaptıklarınıza hakim değilim fakat dışarıdan bir göz olarak benim gördüğüm şey bu. Esther normalde burada susmayı planlıyordu fakat merakına yenik düşerek devam etti. "Bizden tam olarak kaç tane var?" Esther konuşmasını bitirdiği esnada arkasına yaslanmış, göz ucuyla Azahil'e bakıyordu. Gözlerindeki merak parıltısı net bir şekilde kendisini belli etmesine rağmen suratında herhangi bir mimik yoktu.
Aludirlerin iblisleri gerçekten yok etmek istemediğini düşündüğü söylediği anda Esther birazcık düşündü. Azahil'in söyledikleri mantıklıydı fakat gerçekten de durum böyle miydi? Elbette güç çekici bir şey fakat geçen bin yılda, bir insan dahi iblisleri yok etmek için Aludirlere öncülük etmeye çalışmadı mı? İşte Esther'e garip gelen kısım burasıydı. Kahramanlıklarından gururla bahsettikleri insanların hiçbirinin asıl amacı iblisleri yok ederek insanların hüküm sürdüğü bir diyar yaratmak değil miydi?
Genç kız bakışlarını yolda tutarken konuşmaya başladı. "Yani bu savaş içerisinde ne insanların ne de iblislerin tarafındasınız... O halde üçüncü bir taraf olarak tam amacınız nedir? Elbette bizim gibilerin özgürlüğünü arzuladığınızı biliyorum fakat sadece bu kadar mı? İçimden bir his bana amaçlarınız hakkında bir şeyler sakladığını söylüyor... Sürekli olarak 'O'nun ne kadar kudretli olduğundan bahsedip duruyorsun fakat gölgelerde dolaşarak Aledesleri toplamak dışında yaptığınız bir şey yok gibi gözüküyor. Elbette tam olarak yaptıklarınıza hakim değilim fakat dışarıdan bir göz olarak benim gördüğüm şey bu. Esther normalde burada susmayı planlıyordu fakat merakına yenik düşerek devam etti. "Bizden tam olarak kaç tane var?" Esther konuşmasını bitirdiği esnada arkasına yaslanmış, göz ucuyla Azahil'e bakıyordu. Gözlerindeki merak parıltısı net bir şekilde kendisini belli etmesine rağmen suratında herhangi bir mimik yoktu.




