Doğmuşlardan Kucaklayanı (Gadiel)

User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

14 Aug 2023, 21:39

Karanlık, suyun öteki tarafındaki ben gibiydi. Elimi uzatıp, onu bir kum birikintisiymiş gibi avuçlamak istediğimde hissettiğim tek şey kendi benliğimin ıssızlığından başka hiçbir şey değildi. Kollarımı iki yana açıp, tüm bu karanlığı kucaklamak istediğimde aslında kendimden bir parçayı kucaklıyormuş gibi hissediyordum. Ama sonsuzluğa doğru açılan kollarım, tüm karanlığı sarmalamak istedikçe, kulağıma belli belirsiz bir ses geliyordu. Bir hikâyenin mısralarını demleyen bir anlatıcı, sözleriyle beni karanlıktan çekip alıyordu adeta. Ses tanıdık olmasına rağmen, bir o kadar da yabancı hissettiriyordu. Sanki çok iyi tanıdığım bir insanı, hiç tanımıyormuşum gibiydi.

Sözleri, hissettiklerimin sözcükte can bulmuş hali gibiydi. İçinde bulunduğum karanlıkta hissettiklerim, sanki onun beyninin içinde canlanan bir an gibiydi. Her bir hissiyatım, onun sözcüklerinde karşıma çıkıyordu. Kendimi onun sözcükleri karşısında kalabalık bir güruhun içinde çırılçıplakmış gibi hissediyordum.

Ondan sebep ki sözcüklerini anlamak için birbirine bakan insanların aksine, her bir kelimesini en ince ayrıntısına kadar anlayabiliyordum. Beni benden daha iyi ifade ediyormuş gibi gözüken bu adam bir yandan beni nedensizce rahatsız edip, tüylerimi ürpertirken, bir yandan ise olabildiğince özgür hissettiriyordu. Özgür hissetmekse, özgürmüş gibi hissettirmiyordu. Kafamı gökyüzüne kaldırdığımda gördüğüm o kuşlar gibi dört bir yana uçmak, onlar kadar hafif olmak bunca zamandır inandığım özgürlük kavramının kendisiydi; ama özgürlük, böyle hissettirmiyordu. Onun her bir sözcüğü ile zincirleniyor ve olabildiğince daha ağır hissediyordum.

Ya özgür olduğumu hissederken tutsak oluyordum.

Ya da özgürlüğün uğruna çabalarken bu uğrun kendisine tutsak oluyordum.

Kader, karmaşık yollardan birbirine dolanan bir sarmaşık ağı gibiydi bana göre. Her bir sarmaşık farklı bir uzuv ve yörüngeye sahip olmasına rağmen, eninde sonunda ulaşacağı yer hep aynıydı. Sese göre önceden yazılmış bu kaderin orada bitmesi gerekiyordu, ama bitmemişti. Sürmüş ve yaşanmıştı.

Eskiden kalma bir kitabın kopan sayfalarından derlenmiş bir hikâyenin kendisine kulak misafiri olmuş gibi hissediyordum. Hoş, karanlık gözlerimi açtığım andan itibaren, ruhuma ve bedenime ev sahipliği yapıyordu ve bu ev sahipliği süresince tıpkı kulak misafiri olduğum bu hikâye gibi her şey kesik ve tamamlanmamış şekildeydi. Tıpkı sözcükleri gibi anlatış şekli ya da benim şahit olduğum şekli bile bana ait bir parçaymış gibi hissettiriyordu. Hikâye olarak dinlediğim bu şey, aslında benim bir parçam, bana ait bir anmış gibiydi.

Kalabalığın içindeki kimi insanın gözyaşlarına ve kimisinin ise şaşkınlığına derin bir nefes alarak eşlik ederken, kalabalıktan gelen bir sorunun sayesinde anlatıcının ismini öğrenme şansına erişmiştim.

Wuther.

Unutmayacak, bu ismi hep zihnimde anacaktım.

Son sözlerin ardından yavaşça açıldı gözlerim. Süzüldü karanlığın daha aydınlık hali usulca görüşümün sınırlarına doğru. İçten dışarıya doğru vuran o arsız sıcaklıkla inim inim inledim çaresizce. Kollarım, gözlerimi açtığım o ilk andaki gibi olabildiğince yabancı ve uzak hissettirdi bana. Karanlık, istilacı bir imparatorun askerleri misali hücum ederken üzerime, hissedebildiğim en acı şey yapabildiğim tek aktive olan inlemenin yan etkimesi olan boğaz yanmasıydı. Dünyanın en acı sıvısını tüketmiş gibi hissediyordum ve garip ola ki, sağlam bir dayağın ardında kalan enkaz gibi hissetmeme rağmen, ne bir fiziksel acı ne de başka bir şey hissetmiyordum. Hissedebildiğim tek şey, bir dağ kadar ağır hissettiren vücudumun kendi üzerimde oluşturduğu baskısıydı.

Aklım içinde bulunduğu bulanıkla gömülürken kuma, karanlığı yararak tepemde beliren bir çift gözle sıyrıldım bir anda tüm her şeyden… En son gördüğümde nefret ve kin barındıran o bir çift tanıdık göz, şimdi çok farklı bakıyordu. Mutluluk, bakışlarına yansıdığı gibi, yorgunca aldığı kısık kısık nefeslerin arasına da sıkışmıştı. O, ilk duyduğum yakarış… Ona aitti ve şu an hayatta oluşumun sebebi de oydu sanırım.

Ensemden tutup beni kaldırırken, bir dağ gibi ağır olan vücudum bir anda tüy kadar hafiflemiş ve ona olabildiğince kolaylık sağlamıştı. Bakışlarım iblis ve karanlık dışında bir şey görecek bir açıya ulaştığında ise Ela’yı görmüştüm önce. Dizlerinin üzerinde, kana bulanmış vücuduyla ilk gördüğüm halinden çok farklı bir aura salgılıyordu. Aldığı her bir solukla birlikte dikleşen omuzlarıyla onu hayatta görmek içimde tarif edilemez bir mutluluk salgılarken, bu mutluluk yerini ilk andan beri en çok hissettiğim duygu olan karmaşaya bırakması çok uzun sürmemişti. Ela’nın bulunduğu yerde, kocaman bir delikle sırt üstü uzanan Almazath tüm mutluluğu kocaman bir kaos ve karmaşaya bırakmıştı. O kudretli iblisin karşımda nefes nefese kalışına mı yoksa bir insan kafası kadar vücudunda açılmış olan delikle yaşıyor olmasına mı şaşırmalıydım emin değildim.

Tek emin olduğum şey, ne yaşandığına dair hiçbir fikrimin olmamasıydı. Bu diyardaki her şey gibi, burada az önce yaşananlarda bir bilinmezlik silsilesiydi benim için.

Gözleri, ayaklanmam ile birlikte benimle buluştuğunda, dışarıdan olabildiğince aciz ve çaresiz gözüken bu haline rağmen kalbime derin bir korku saldı. Hırıltılı nefesi yerini boğuk ve tok ses tonuna bıraktığında, haykırışı tüylerimi diken diken ediyordu. Ağzından çıkan tek bir sözcük, yaydan fırlamış bir ok misali beni hedefliyordu.

Sen!

Sen!

Beni işaret eden parmağı, vücudumu delip geçecekmiş gibi hissettiriyordu. En az sözleri kadar deliciydi. Bana sorduğu soru ise tıpkı karşımdaki gibi yerin altına gömülüp yok oluşu gibi zihnimde yok olup gitmişti.

Bilmiyordum, kendime dair bilmediğim birçok şey gibi. İmparator neydi, nasıl olunurdu ve ben bir imparator muydum bilmiyordum.

Bilmediğim bir şeyin ise şu an hiçbir önemi yoktu.

Kulaklarım, onun son sözleri ile çınlayıp, kalbim onun geride bıraktığı o korkusuyla son kez hızlı hızlı atarken, ikinci kez duyduğum o sorunun sahibine usulca döndüm. Önce minnettar bir kafa hareketi ile sorusuna karşılık verip, kafamı hafifçe öne eğdikten sonra: “İnan bilmiyorum ama nefes alıyorsak sanırım sayende, sana borçluyum.” Duraksadım ve gözlerim ondan uzaklaşıp Ela’ya doğru uzanırken; “Borçluyuz.” Dedim. Minnet her bir sözcüğüme bulaşmış bir kanser hücresi gibiydi.

Ela’ya doğru yönelmek istedim iblisin desteği ile birlikte. Neler yaşandığına dair hiçbir fikrim yoktu. Dürüst olmak gerekirse de merak ediyordum. Ama asıl önceliğin bu olmadığını biliyordum. Ela’nın kalkmasına destek olacak ve ona; “Daha fazla bu diyarda benim yüzümden kalıp, tehlikede olmana razı olamam. Lütfen git.” Diyecektim istediği zaman gelebileceğini düşünüp, istediği zamanda buradan gidebileceğine inanarak. En az iblise duyduğum minneti ona da duyuyordum ve bu yüzden onu bu haldeyken sorulara boğup, burada tutmak istemiyordum. Onu bir kez daha böylesi bir tehlikeye maruz bırakmak istemiyordum. Hedefi her ne kadar Ela ve kılıcı olmasına rağmen, Ela’yı bu diyarda bulabilmesinin sebebi bendim. Onun aksine ben buradan gidemezdim; çünkü bu diyardan iblisim olmadan çıkamazdım. Ela'ya neler yaşandığını, Almazath'ın tam olarak kim ve ne olduğunu, iblise ise neden geri geldiğini ve bana yardım ettiğini sormak istiyordum, ama her şey önce ikisinin de güvenli alanlarına geri dönüp, yaşamaya devam ettiklerinden emin olmak istiyordum. Bu yüzden söylediklerim, öğrenmek istediklerimden çok daha mühimdi benim için.

Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

15 Aug 2023, 10:50

İblisin sorusuna verdiğin cevapla birlikte, iblisin yüzünde beliren yumuşama onun duyduğu rahatlama hissinin bir tezahürü oluyor. Ancak buna rağmen, kendisine minnet edilmesinden pek de memnun olmamış gibi bakışlarını kaçırırken, iblisten destek alarak ayağa kalkmaya çalışıyorsun. Henüz daha ilk adımlarını atmaya çalışan yavru bir ceylandan hallince ayaklanmanın ardından, titreyen bacaklarını iblisten aldığın destekle güçlendirmeye başlıyorsun. Bu destek, fiziki bir temastan ziyade sanki iblisin gücünün bacaklarına akması gibi geliyor sana. Sanki eksik bir parçanın tamamlanması gibi…

Senin ayaklanışınla birlikte, Ela da kılıcından destek alarak ayağa kalkarken, kana bulanmış kılıcının tekrar beyaz şekline bürünmesiyle birlikte ortaya çıkan görüntü daha vahim bir hal alıyor. Kılıcının tamamı kana bulanmış olan Ela’nın vücudunun çeşitli yerlerinde bulunan yaralanmalar, Almazath ile giriştiğiniz ve senin hatırlayamadığın mücadelede epeyce yara aldığını ortaya koyuyor. Buna rağmen Ela hala ayaklanabilecek kadar güçlü ve yıkılmayacak kadar sağlam durmayı başarabiliyor. Bu esnada sözlerini sarf ettiğinde ise Ela’nın donuk ve kanlı yüzünde hafif bir ekşime görüyorsun. Ela aldığı birkaç derin nefesin ardından “Burada senin güvenliğin için bulunuyorum. Ayrıca, buradan tek başıma ayrılma gibi bir niyetim de yok.” diyor. Bu esnada bakışları bir anda yanında duran iblise döndüğünde Ela “Bir iblis edinemediğini söylemiştin, oysa bunu başarmışsın.” diyor. Ne var ki bu sözler karşısında yanında bulunan iblis “O durum biraz karışık açıkçası.” demekle yetiniyor. Aranızda geçen uyuşmazlığa pek de girmek istemez gibi görünen iblisin bu sözlerine karşılık olarak ise Ela “Neler yaşadınız bilmiyorum. Fakat, sen olmasaydın şu an Almazath ikimizi de çoktan öldürmüş olurdu. Belki onunla anlaşmadın veya bir bağ kurmadın, ancak görüyorum ki ruhlarınız çoktan birbirinize bağlanmış.” diyor. Ancak Ela sanki bu sözleriyle birlikte haddi olmayan bir konuyu açmış gibi başını hafifçe eğerken “Kusura bakmayın.” diye mırıldanıyor.

Ela’nın bu sözlerine karşılık yanında bulunan iblis pek de konuşmaya girme taraftarı olmasa bile, zihni çoktan allak bullak olmuş gibi görünüyor. Tıpkı senin gibi bir karmaşanın içindeyken “Saçmalama insan… Ben sadece içimden gelen bir dürtüyü takip ettim. Belki bu nedenle yaptıklarım Almazath denilen iblisi zayıflattı, ancak ona bitirici darbeleri vuran sendin.” diyor. Ela bu övgü içeren sözleri pek de üstüne almamış gibi durmaya devam ederken “Onu bitirebildiğimizi düşünmüyorum. Geri gelecektir… Ve bu kez daha acımasız ve vahşi olacaktır. Özellikle O’nun için gelecektir!” diyor. Bir an için Ela’nın Almazath’ın dönüş nedeni olarak elinde tuttuğu kılıcı düşünsen de, bakışlarını tamamen sana kilitlemiş olması, Almazath’ın artık hedefindeki kişi olduğunu anlamanı sağlıyor. Bunu hissetmek bile ruhunda bir titreme yaratırken Ela bir anda bakışlarını keskinleştirip yanındaki iblise dönerken “Peki o gün geldiğinde sen nerede olacaksın? Dürtülerin sana ne söylüyor iblis?” diyor. Tüm bu geçen konuşmayla birlikte zihni tamamen bulanıklaşmış ve doğru düzgün tek bir düşüncesi bile kalmamış gibi duran iblisin göz bebekleri titremeye başlarken, birkaç saniye boyunca bu dengesiz duruşundan kurtulamıyor. Ancak sanki tam yıkılacağı anda aldığı derin bir nefesle birlikte bir anda tüm vücudunu sana dönen iblis “Adın Gadiel’di, öyle değil mi? Bana bir isim vermek ister misin, yoksa kendimi adımı mı duymak istersin?” diye soruyor sana. İblisin bu sorusu ise, sanki binlerce yıldır duymayı arzuladığın soruymuş gibi kulaklarında birkaç kez çınlıyor. Ela’nın yüz ifadesi ise, sadece bu soruyla bile her şeyin sona ereceğini ve yepyeni bir başlangıçla gözlerini açacağını sana fısıldıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

15 Aug 2023, 11:44

Yeniden doğmuş olduğum o ilk an, hissettiğim her şeyi tekrardan hissediyor gibiydim. Yürümekten aciz bacaklarım onun desteği ile birlikte güçle doluyordu adeta. Bu, en başından beri anlaması güç olan her şey gibi anlaması zor bir süreçti benim için. Sanki onun varlığı bacaklarıma akan bir güç gibiydi ve bu basit bir histen öteydi. Parçalanmış parçaların bir bütüne evrilmesi, tek bir parça olması gibiydi. O, ben gibiydi.

Derin bir nefesle anlaması güç olaylar silsilesini sindirmeye uğraşırken, Ela benimle eş değer bir anda kılıcından destek alarak ayaklanmıştı. O an, en başından beri fark etmediğim bir detay gözlerimin önünde var olmuştu adeta. Ela en başından beri bir iblisle bağ kurmaktan bahsediyordu ve bu diyarla ilgili her şeyin kilit noktasının bir iblise sahip olmaktan geçtiğini vurguluyordu; ama şu ana kadar Ela’nın iblisine dair bir şey görememiştim.

Ela ve kılıcı bilincimin açık olduğu anlarda görebildiğim tek şeylerdi. O kılıç bir iblis miydi yoksa Ela için durum olağan seyirinden farklı mı işliyordu bilmiyordum açıkçası ama o an kılıcından destek alıp ayaklanırken nedensizce dikkatimi çekmişti bu husus… Diğer bir dikkatimi çeken husus ise Ela’nın normal rengine dönen kılıcının bulandığı kanlar ile birlikte Ela’nın aldığı yaraların yoğunluğuydu. Hatırlayamadığım bu savaşın çetinliği anlamak için yeterli oluyordu gördüklerim; ama asıl gördüğüm şey Ela’nın dirayeti oluyordu.

Hâlâ ayaktaydı ve diriydi.

Sözlerim ona ulaştığında, kana bulanmış donuk yüz ifadesinin hafifçe ekşimesi çoktan beni dinleyip gitmeyeceğini anlamam için yeterli olmuştu. Akabinde söylediği sözleri beni tasdik ederken, hafifçe iç çekmiş ve daha fazla bu hususta konuşmama kararını çabucak almıştım. Zira Ela’yı yönlendirebilecek konumda değildim.

Ela ve iblisin arasındaki karşılıklı salvolara içten bir tebessüm ile eşlik etmiştim. Farklı doğalarına ve yapılarına rağmen benzer kişilikleri olması nedense içimi ısıtmıştı. Her ikisi de Almazath’ın geri püskürtülmesini birbirlerine armağan ediyordu.

Tebessümüm onlar konuştukça büyürken, sessizliğim varlığını sürdürüyordu… Ama konuşma istemediğim bir noktaya, ben daha ne olduğunu anlamadan kayınca ürperen kalbimle birlikte kaybolmuştu. Ela, onun geri geleceğini söylerken, ben hedefinin bir kez daha kılıç olacağını umuyordum; ama Ela’ya göre bu sefer benim için gelecekti ve öyle kudretli bir varlığın hedefinde olmak, kalbimin dörtnala koşan bir atınki kadar hızlı ve düzensiz atması için yeterliydi. Onun gözünde değersiz bir varlıktan ötesi değilken, günün sonunda nasıl hedef olabilmiştim bilmiyordum ve bu durumda bilincim kapalıyken savaşta nelerin yaşandığını daha fazla merak etmeme sebep oluyordu istemsizce.

Bir süre sessizlikle, kendi iç dünyamda Almazath’ın hedefi olduğum gerçeğini sindirmek için kendime zaman tanıdım. Beni tekrardan iç dünyamdan çekip alan, iblisin bana sorduğu sual oldu. Gözlerim hızlıca kapanıp açıldı ve o an tamamlanmış hissetmenin getirdiği mutluluk ve huzurla ne Almazath ne de onun hedefinde olmak o an umurumda olmadı.

“Lütfen bana ismini bahşet.” Dedim çocuksu bir mutlulukla. Neler olacaktı bilmiyordum ama bu noktadan sonra Ela’nın bakışlarında hissettiğim o yeni başlangıca kavuşacağımı hissediyordum. Onca soru, onca bilinmezliğe rağmen, tek arzum daha fazla kötü olay yaşanmadan tüm bunları sindirebilmek için üçümüzün de bu diyardan uzaklaşmasıydı.

Bu yüzden öğrenmek istediğim her şeyi kendime ve onlara cömert davranarak ertelenmiş ve sadece önüme bakmak istemiştim. İnanıyordum ki hem Ela hem de onunla konuşmak için ilerleyen günlerde bolca vaktim olacaktı.
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Aug 2023, 10:23

İblisten ismini bahşetmesini istediğinde, iblisin yüzünde bir anlığına beliren tereddüt, içinde bulunduğun karanlığın dalgalanmasına neden oluyor. Bu tereddüdün bir isteksizlikten mi yoksa başka bir sebepten ötürü mü meydana geldiği noktasında net bir fikrin olmamasına rağmen, iblis sadece birkaç saniye taşıdığı tereddüdü aldığı derin bir nefesle silip atıyor. Sindirdiğin tereddüdünün ardından yüzüne yerleşen bir tebessüm ve parıldayan göz bebekleriyle sana bakmaya başlayan iblis, sanki kendisini huzurlu bir boşluğa bırakır gibi omuzlarını silkmesinin ardından “Gadiel… Adım Nuemsa!” diyor.

İsmini söylemesinin ardından Nuemsa vücudunda bir anda şeker pembesi bir parlaklık belirmeye başladığını görüyorsun. Giderek göz alıcı bir hal alan parlaklığa karşı Nuemsa’nın bakışlarındaki parlaklığın da arttığını görüyorsun. Olup bitene, en az senin gibi anlam veremese bile, sanki uzun bir süredir bu anı bekler gibi rahat bir tavır içerisinde olan Nuemsa, parmak uçlarından başlayarak bedenine hafifçe göz attıktan sonra, bakışlarını bir kez daha sana çeviriyor. Şeker pembesi parıltı, yavaşça Nuemsa’nın vücut hatlarının silinmesine neden olurken parıltı tüm karanlığı aydınlatmak ister gibi yayılmaya devam ediyor. Giderek formsuz bir hal alan parıltı, bir anda tüm vücudunu sarmak için hareketleniyor. Vücudunun etrafında dolanmaya başlayan parıltı, yavaş yavaş sanki kalbinin içine nüfuz etmek ister gibi, bu noktada yoğunlaşmaya başlıyor. Bir anda kalbinin içine dolmaya başlayan parıltının içine bir sıcaklık doldurduğunu fark ediyorsun. Vücudunun etrafında dolanan tüm parıltı, kalbinin içerisinde yoğun bir arzuyla hücum ederek farklı hislerinin uyanmasını sağlarken, vücudun ansızın bitkinleşmiş gibi kendini yere salıyor. Önce dizlerinin üstüne çöküyorsun ve ardından kendini geriye doğru bırakarak sırt üstü yatar pozisyona geçiyorsun. Yüzüne yerleşen sıcak bir gülümseme, içine dolan sıcaklıkla daha da artarken, kendini tamamen parıltının yarattığı hisse bırakıyorsun. Gözlerin kapanırken, zihninde Nuemsa’nın görünmeyen tarafının sesinin yankılandığını duyuyorsun.

“Beni kabul ettiğin için teşekkür ederim Gadiel!”

Off Topic
Son bir RP daha alalım senden, sonrasında konuyu sonlandırabiliriz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Gadiel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 198
Joined: 05 Jun 2023, 02:04

16 Aug 2023, 11:32

İblisin yüz hatlarında sadece kısa bir anlığına beliren tereddüt, çevre karanlığının dalgalanmasına sebebiyet vermekle kalmadı; aynı zamanda içimdeki duygu selinin de dalgalanmasına yol açtı. Ancak bunun olumsuz bir işaret olduğunu düşünmüyordum. Sanki onun hissettiği tereddüt halini, tüm benliğimle kendi kalbimde hissetmiştim. Ela haklı mıydı bilmiyordum, ama ruhlarımız sanki çoktan birbirine bağlanmış gibiydi. Bu aşamada, onunla ilk karşılaştığımız an ve kader üzerine yaptığımız konuşma aklıma geldi.

Yazgımızın bir olduğu belliydi.

Biz ise bir bütünü temsil ediyorduk.

Tereddütün yüzündeki kısa misafirliği sona erdiğinde, dudaklarından çıkan isimle birlikte sanki tüm karanlık aniden aydınlanmış gibiydi. Yüzündeki tereddütün hızla silinmesi, yerini sıcak bir gülümsemeye bıraktı. Bu an itibariyle yüzündeki tebessüm ve gözlerindeki parıltı, sanki uzun bir bekleyişin sona erdiği anın içindeymişim gibi bir his yarattı. Ardından, Nuemsa'nın bedeninde bir şeker pembesi parıltı belirdi. Bu göz alıcı ışık, Nuemsa'nın bedenini adeta bir sisle kaplıyormuşçasına sarmıştı. Bu parlaklık, beni de kendine çekiyor gibiydi. İçimdeki karanlığı dağıtmak isteyen bir ışık gibiydi.

Bu soyut bir varlık halini alan parıltı, bedenimi sarmaya başladığında, kalbimde garip bir çarpıntı hissettim. Kalbimin içindeki bu sıcaklık sanki tüm benliğimi doldurmak istiyordu. Ve tam o an, kalbimin derinliklerine doğru yayılan bu sıcaklıkla birlikte farklı duyguların uyanışına tanıklık ettim. Bedenim bir an için adeta hafiflemişçesine titredi, önce dizlerimin üzerine çöktüm, ardından yavaşça sırt üstü uzanırken yüzümde bir gülümseme belirdi.

Parıltının etrafa yayıldığı o anı, gözlerimi kapatarak deneyimledim. Tıpkı Nuemsa'nın parlaklığına sürüklenerek farklı bir boyuta geçtiğimi hissetmiştim. Vücudum, bu göz kamaştırıcı şeker pembesi ışığın yumuşak dokunuşlarına adeta teslim olmuş gibiydi. Ruhum ise tanıdık olmayan bir uzaklıkta, bilinmez bir sonsuzluğun derinliklerinde yüzüyormuş gibi bir his içindeydi. Gerçek dünya sanki artık çok uzaklardaydı ve ben, Nuemsa'nın sesi ve sıcaklığıyla yönlendirilen bir rüyanın içinde kaybolmuştum.

Zihnimde yankılanan teşekkür dolu sözler, içimdeki huzuru daha da pekiştirdi. Anlamın ve kabullenmenin, kelimelerin ötesinde bir boyutta var olduğunu fark ettim. Nuemsa'nın varlığı, beni tüm boyutlarıyla sarmış ve kendi iç dünyamda derin bir yolculuğa çıkarmıştı. Sanki karanlık ve ışık arasında bir köprü kurulmuş, ben de bu dengeyi hissederek kendi iç dünyamda bir uyum yakalamıştım. Bu uyumla birlikte ise tıpkı bir geminin rotasını denizin akıntısına bırakması gibi, kendimi Nuemsa'nın rehberliğine teslim etmiştim. "Nuemsa," adını tekrarladım sessizce, sanki onun varlığına daha yakın olmak istiyormuşum gibi.

"Senin rehberliğinle, içimdeki dengeyi bulma yolculuğunda ilerliyorum. Bu deneyim için sana minnettarım."
Image
KARAKTER
KÜNYE
İsim: Gadiel (Gad’iil)
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 25
Boy: 1.72
Kilo: 70
Sınıflar: Sezici - Dengeli - Elementalist
İtibar: 7
Mevcut GP/AGP/İGP: AGP 10 / İGP 5
Mevcut Para: 3.000 Aclania Pulası

PROFİL
Güç: 7
Dayanıklılık: 7
Çeviklik: 7
İrade: 16
Zeka: 7

Aludir Statları
Görü: 10
Hakimiyet: 8
Mevcudiyet: 4

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS
KÜNYE
İsim: Nuemsa (Hırçın Çocuk)
Cinsiyet: Kadın
Boy: 172
Kilo: 26
Tür: Peri
Yatkın Olduğu Teknik Sınıfı: İllüzyon
Yatkın Olduğu Element: Işık – Doğa (Elemental)
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 4
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 4
Arun: 13
Duren: 13
İrade: 5

YETENEKLER
Çaresiz Haykırış

TEKNİKLER
Kutsal Boynuz (A seviye)
Kör edici Işık (C seviye)
Peri Dokunuşu (D seviye)
Öfkeli Peri (C seviye)
Doğanın Yargısı (A-rank / Karakteristik teknik)

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Aug 2023, 15:08

Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Konu Sonu Ödülü
  • İblis Nuemsa
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Diğer Bölgeler”