İblisin bir kez daha gitmeye yeltenmesine istinaden konuşmaya başladığında, iblisin adımlarının bir kez daha kesildiğini görüyorsun. Aynı senaryoyu birkaç kez yaşamış olsan bile, bu kez konuşmanın şeklini değiştirmiş olduğundan ötürü, sonucun farklı olmasını bekliyorsun. Başladığın konuşmayı dünyanın en önemsiz detayı gibi takip eden iblisin sana odaklanmakta bile zorlandığını kolaylıkla anlayabiliyorsun. Ancak konuşman birbirinize benzediğiniz yönüne yönelmeye başladığında, iblisin suratında ilk kez gerçek bir ifade görüyorsun. Açılan göz kapakları ve büyüyen göz bebeklerini takip eden çatılan kaşlarıyla, iblis ilk kez söylediğin sözlere somut bir tepki veriyor. Adımlarını bu kez senden uzaklaşmak için değil, sana yakınlaşmak için atmaya başlayan iblisin gerilen yüz hatlarına baktığında, yaptığın konuşmanın devamını dinleyip dinlemediği konusunda emin olamıyorsun kendinden. Tüm konuşman sonlandığında ise, iblis ile aranızdaki 20 santimden daha az bir mesafe kalıyor.
Aranızdaki mesafe bu kadar aza inmiş olmasına rağmen iblisi adımlamaya devam ediyor ve bakışlarındaki öfkeyi sana doğru savurmaya başlarken iki elini birden kaldırıp seni kıyafetlerinin boyun kısmının hemen altından yakalıyor! Eliyle hafifçe seni kendine doğru çekerken gözlerinin içine, hatta gözlerinden ruhuna doğru bakan iblis “Gözlerimin içine mi bakmak istiyorsun? Bak insan! Orada ne var biliyor musun?” diyor. Bir cevap beklemeyen bu sorusunun ardından seni daha da kendine doğru çeken iblisin sıcak nefesini teninde hissetmeye başladığında iblis “Bu gözler öyle görünsün veya görünmesin bir ejderhanın gözleri insan! Benim sana benzemem de senin bana benzemen de mümkün değil! Çünkü ben iblislerin içinde en yüce olan ejderhalardan biriyim! Senin gibi iki gözüm iki ayağım var diye, beni kendinle bir tutma insan! Yoksa bir ejderhanın ne denli kudretli olduğunu ilk elden tadarsın!” diyor. Sözlerinin arasında aldığı nefesle vahşi bir hayvanın hırıltılarını duyduğun iblis, yakanı sertçe bırakıp seni hafifçe arkaya doğru ittirdikten sonra “Beni anladın, değil mi insan!?” diyor. Hemen ardından ise sana yönelttiği küçümser bakışlarıyla “Şimdi gözümün önünden kaybol!” diyor kendinden emin şekilde ve bir emir verircesine.
Aranızdaki mesafe bu kadar aza inmiş olmasına rağmen iblisi adımlamaya devam ediyor ve bakışlarındaki öfkeyi sana doğru savurmaya başlarken iki elini birden kaldırıp seni kıyafetlerinin boyun kısmının hemen altından yakalıyor! Eliyle hafifçe seni kendine doğru çekerken gözlerinin içine, hatta gözlerinden ruhuna doğru bakan iblis “Gözlerimin içine mi bakmak istiyorsun? Bak insan! Orada ne var biliyor musun?” diyor. Bir cevap beklemeyen bu sorusunun ardından seni daha da kendine doğru çeken iblisin sıcak nefesini teninde hissetmeye başladığında iblis “Bu gözler öyle görünsün veya görünmesin bir ejderhanın gözleri insan! Benim sana benzemem de senin bana benzemen de mümkün değil! Çünkü ben iblislerin içinde en yüce olan ejderhalardan biriyim! Senin gibi iki gözüm iki ayağım var diye, beni kendinle bir tutma insan! Yoksa bir ejderhanın ne denli kudretli olduğunu ilk elden tadarsın!” diyor. Sözlerinin arasında aldığı nefesle vahşi bir hayvanın hırıltılarını duyduğun iblis, yakanı sertçe bırakıp seni hafifçe arkaya doğru ittirdikten sonra “Beni anladın, değil mi insan!?” diyor. Hemen ardından ise sana yönelttiği küçümser bakışlarıyla “Şimdi gözümün önünden kaybol!” diyor kendinden emin şekilde ve bir emir verircesine.



