İblise ismini bahşetmenin ardından, iblisin gözlerindeki öfkenin parıltılarının ruhuna temas ettiğini hissediyorsun. İblis bitkinliğine rağmen aldığı derin bir nefesin ardından “Ben Vybukh!” diyor sadece. İsmini söylemesinin ardından Vybukh’un vücudunda bir anda kırmızı bir parlaklığın belirmeye başladığını görüyorsun. Giderek göz alıcı bir hal alan parlaklığa karşı Vybukh’un bakışlarındaki öfkenin arttığını görüyorsun. Olup bitene, en az senin gibi anlam veremediğini fark ettiğin Vybukh, parlaklığın kaynağını keşfetmek ister gibi zar zor kafasını hareket ettirip bedenine bakıyor. Ancak bakışlarındaki öfke anlamsızlığın yarattığı boşlukla bütünleşirken, Vybukh kafasını yere tekrar koyarak bu kez sana karşı teslim olmuş gibi bir tutum sergiliyor. Kırmızı parıltı, yavaşça Vybukh’un vücut hatlarının silinmesine neden olurken parıltı tüm karanlığı aydınlatmak ister gibi yayılmaya devam ediyor. Giderek formsuz bir hal alan parıltı, bir anda tüm vücudunu sarmak için hareketleniyor. Vücudunun etrafında dolanmaya başlayan parıltı, yavaş yavaş sanki bir zırh gibi vücuduna oturmaya başlıyor ve içine dolan bir sıcaklık fark ediyorsun. Bu sıcaklığa kendini bırakırken, parıltı son olarak vahşi dişlerini de ağzından hissettiriyor ve adeta kendini Vybukh’un bedeni içinde var hissediyorsun. Seni sarmalayan parıltıyı vücudunun absorbe etmesiyle birlikte, vücudun ansızın bitkinleşmiş gibi kendini yere salıyor. Önce dizlerinin üstüne çöküyorsun, ancak Almazath tehdidi nedeniyle kendini bırakmamak adına son bir çırpınış gösteriyorsun. Tam bu esnada ise, Azuldir’in hamlesinin geldiğini görüyorsun.
Azuldir, sanki atacağı adım için senin işini bitirmeni bekler gibi duruyor. Yaşanan olay, bir anlığına Almazath’ın da dikkatini çekmiş gibi duruyor. Bu sayede, Azuldir ortamın kendisine kalmasından memnun olmuş gibi bir tebessüm attıktan sonra “Parla… Maeve!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Azuldir’nın vücudundan bir anda parlamaya başlayan sarılık, adeta onun da parlamasına neden oluyor. Tüm vücudu saran sarı, parlak bir ışıkla çevrelenen Azuldir’in kaslarının gerilmeye başladığını görebiliyorsunuz. Azuldir’in çevresindeki sarı ışık giderek göz alıcı bir hale gelirken, sarı ışık Azuldir’in yere paralel şekilde açtığı iki eline doğru toplanmaya başlıyor. Gözlerinizin hemen önünde sarı ışık, adeta bir kedinin şekline bürünürken, bir anda beliren iki kuyruğu havada sallanmaya başladığına şahit oluyorsunuz. Azuldir’in avuçlarının içinde toparlanan sarı ışık giderek cisimleşirken yaklaşık yarım metre uzunluğunda, sarı tüylü, iki kuyruğu olan bir kedinin yalanmaya başladığını görüyorsunuz!
Adeta senin yaşadığın sürecin tam tersini ortaya koyan bu hareketinden sonra Azuldir kırmızı gözbebeklerine sahip Maeve’yi hafifçe yere bırakırken “Tamamı senindir Maeve… Ve unutma, senin için yine geleceğim!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Maeve tamamen Almazath’a dönerken, bir iblisin yok oluşu, bir iblisin var oluşu ve bir iblisin tehdidi ile Almazath’ın yüzündeki tebessüm çizgilerinin arttığını görüyorsun. Tüm şirinliğine rağmen Maeve hiçbir tereddüt göstermeden Almazath’a doğru gittiğinde, Azuldir hızlıca senin yanına geliyor ve seni adeta bir kedi gibi ensenden yakaladıktan sonra hızla Almazath ve Maeve’den uzaklaşmak için koşmaya başlıyor! Tam bu anlarda, artık vücudunun direncinin kalmadığını ve kendini içindeki sıcaklığa bırakman gerektiğini hissediyorsun. Gözlerin yavaşça kapanırken, en son gördüğün şey Azuldir’in gözünden düşen yaşlar oluyor. Zihninde Vybukh’un şaşkın ve anlamsız hırıltısını duyuyorsun.
Azuldir, sanki atacağı adım için senin işini bitirmeni bekler gibi duruyor. Yaşanan olay, bir anlığına Almazath’ın da dikkatini çekmiş gibi duruyor. Bu sayede, Azuldir ortamın kendisine kalmasından memnun olmuş gibi bir tebessüm attıktan sonra “Parla… Maeve!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Azuldir’nın vücudundan bir anda parlamaya başlayan sarılık, adeta onun da parlamasına neden oluyor. Tüm vücudu saran sarı, parlak bir ışıkla çevrelenen Azuldir’in kaslarının gerilmeye başladığını görebiliyorsunuz. Azuldir’in çevresindeki sarı ışık giderek göz alıcı bir hale gelirken, sarı ışık Azuldir’in yere paralel şekilde açtığı iki eline doğru toplanmaya başlıyor. Gözlerinizin hemen önünde sarı ışık, adeta bir kedinin şekline bürünürken, bir anda beliren iki kuyruğu havada sallanmaya başladığına şahit oluyorsunuz. Azuldir’in avuçlarının içinde toparlanan sarı ışık giderek cisimleşirken yaklaşık yarım metre uzunluğunda, sarı tüylü, iki kuyruğu olan bir kedinin yalanmaya başladığını görüyorsunuz!
Adeta senin yaşadığın sürecin tam tersini ortaya koyan bu hareketinden sonra Azuldir kırmızı gözbebeklerine sahip Maeve’yi hafifçe yere bırakırken “Tamamı senindir Maeve… Ve unutma, senin için yine geleceğim!” diyor. Bu sözleriyle birlikte Maeve tamamen Almazath’a dönerken, bir iblisin yok oluşu, bir iblisin var oluşu ve bir iblisin tehdidi ile Almazath’ın yüzündeki tebessüm çizgilerinin arttığını görüyorsun. Tüm şirinliğine rağmen Maeve hiçbir tereddüt göstermeden Almazath’a doğru gittiğinde, Azuldir hızlıca senin yanına geliyor ve seni adeta bir kedi gibi ensenden yakaladıktan sonra hızla Almazath ve Maeve’den uzaklaşmak için koşmaya başlıyor! Tam bu anlarda, artık vücudunun direncinin kalmadığını ve kendini içindeki sıcaklığa bırakman gerektiğini hissediyorsun. Gözlerin yavaşça kapanırken, en son gördüğün şey Azuldir’in gözünden düşen yaşlar oluyor. Zihninde Vybukh’un şaşkın ve anlamsız hırıltısını duyuyorsun.
“İblisini gerçekten orada bıraktı!”
Off Topic
Son bir RP daha alalım senden, sonrasında konuyu sonlandırabiliriz.




