Kararan Karanlığın Karartıları (1. Kısım) - (Inias | Diniel | Gadiel | Dina | Zenahpuryu | Seraph)
Posted: 16 Jul 2024, 16:16
Yeni hükümdarınız Vearis’in verdiği ilk emirle birlikte hazırlıklara başlıyorsunuz. Bu yeni görevin amacı açık olsa bile neticesinin nereye varacağı ister istemez her aldığınız nefeste aklınızın bir köşesinde varlık buluyor. Neredeyse her şeyin anlık geliştiği ve sanki oldu bittiler ile tükenen bir yaşamın size bahşettikleri karşısında, bu ağır duygu yoğunluğu anlamsız bir hal alsa bile, karşı karşıya kaldığınız gerçeklik karşısında neler yapabileceğini düşünmeden edemiyorsunuz. Bu anlarda, nefes alıp vermek bile sanıldığı kadar kolay olmasa da, omuzlarınıza yüklenen sorumluluk ve ideallerinizle birlikte dünyanızın dönmesini sağlayabiliyorsunuz.
Tüm hazırlıklarınızı tamamlamanızla birlikte, artık Vearis’ten gelecek emirler doğrultusunda yola çıkmayı bekliyorsunuz. Dakikalar, her biri onlarca saat gibi hoyrat hale gelse bile, komutan yardımcılarınıza ulaşma ve akabinde ekibin kurulması gibi hazırlıkların zaman alacağını bilebiliyorsunuz. Nitekim saatler geçiyor ve Güneş’in batmaya yüz tuttuğu vakitlerde, Vearis’ten yazılı bir emir alarak tüm hazırlıkların tamamlandığını ve harekete geçebileceğinizi öğreniyorsunuz. Bu emirle birlikte hemen hemen aynı anlarda Aludir Üssü’nün dışına çıktığınızda, birbiri ardına dizilmiş 6 at arabası görüyorsunuz. At arabalarının yanında ise kimi tanıdık kimi yabancı yüzler görüyorsunuz.
At arabalarına şöyle bir baktığınızda, her birinin dört attan ve geniş bir vagon kısmından oluştuğunu görüyorsunuz. Atlar, hemen hemen birbirlerine benzeyen kahverengi ve atletik görünümlü duruyor. Bununla birlikte, her bir at arabasında iki sürücü olduğunu da rahatlıkla fark edebiliyorsunuz. Bunun yanında esas ilginizi çeken ise, her bir at arabasının yanında 10 kişinin ve yanlarında da bir kişinin bulunması oluyor. Bu kişilerin yardımcı komutan olarak arzuladığınız kişiler olduğunu fark ederek, derhal onların yanına gidiyorsunuz. Her birinizden farklı olarak Seraph daha önce tanımadığı bir kişinin kendisine el sallamasıyla grubunu bulabiliyor ve onun yanına doğru gidiyor. Seraph’ın durumuna benzer bir başka hususu, Inias da yaşıyor ve
Zenahpuryu; İlk sırada yer alan at arabasının yanında bulunan Lavnivia’yı fark etmenle birlikte, adımlarını bu yöne doğru atmaya başlıyorsun. Lavnivia, her zamanki alımlı halleriyle gözleri doldurmayı başarmanın verdiği haklı gurur ile birlikte, sanki gelişiminin yarattığı auradan etkilenmişçesine bakışlarını sana kilitliyor ve anına gelişini izliyor. Aranızda birkaç metre mesafe kaldığında ise, Lavnivia 3 kadın ve 7 erkekten oluşan ekibine omuz üstünden bir bakış atıyor ve bu bakışla birlikte tüm ekip bir anda sıraya geçip dik bir şekilde durmaya başlıyor. Bölüğündeki her bir kişi bakışını sana dikmiş bir haldeyken Lavnivia “Komutan Zen! Emirlerinizi yerine getirmeye hazırız!” diyor. Lavnivia’nın kesin ve katı tonda çıkan sesi, kendisinden uzak gibi dursa bile, içten içe onun diğer bölüklere karşı bir nazire yapma çabası içerisinde olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsun. Nitekim Lavnivia bakışlarını sende sabit tutmaya devam ederken dudağının sağ tarafını hafif yukarı kaldırıp tek gözünü anlık bir şekilde kırparak bu niyetini sana açıkça göstermekten çekinmiyor.
Inias; Herkes gibi sen de etrafına bakınıp sana eşlik edecek ekibi bulmak için gözlerini at arabaları üzerinde gezdirmeye başladığında, ikinci sırada bulunan at arabasını çeken atlardan en önde ve size yakın olanının kafasını seven, saçları sarıya çalan kahverengi kadın dikkatini çekiyor. Kadın atın yanak kısımlarını birkaç kez okşadıktan sonra bakışlarını doğrudan sana doğru çeviriyor ve bu şekilde kadının parlak sarı renkli gözleriyle karşı karşıya kalıyorsun. 170 santim boylarındaki ve 20 yaşlarının ortasındaki kadın, siyah ve vücut hatlarını açıkça belli eden qipao tarzı bir elbise giyerek neredeyse tüm dikkatleri üstüne toplamış gibi duruyor. Yüzündeki makyajı ve bakışlarıyla, bir erkeğin arzulayabileceği her şeyi sunan kadın yavaş adımlarla sana doğru yaklaşırken, tüm görüntüsüne uygun cezbedici bir ses tonuyla “Merhaba Komutan Inias… Sizinle çıkacağımız görev için sabırsızlanıyoruz.” diyor. Kadın bu sözleriyle birlikte, yardımcı komutan olarak sana verilen kişi olduğunu anlayabiliyorsun. Kadın önünde belli belirsiz bir reverans yapmasının ardından ise “Ben, yardımcı komutanınızAslena. Emirlerinizi bekliyorum!” diyor. İsminin Aslena olduğunu öğrendiğin kadının ardından, ikinci sıradaki at arabasının yakınında bulunan 10 kişilik bölüğüne baktığında, 6 erkeğin tamamının çoktan Aslena’nın etkisine girdiğini ve geriye kalan 4 kadının ise çoktan hasetlerinden çatladığını rahatlıkla anlayabiliyorsun.
Seraph; Buraya kadar gelen yeni dostlarından farklı olarak, yardımcı komutan olarak görev alacağını bölüğü bulmak için at arabalarına bakındığında, her biri tanıdık olmayan yüzler içerisinde seni sahiplenecek ilk kişiyi görmeye çalışıyorsun. Bu arada gözlerin ister istemez üçüncü sıradaki at arabasının tam önünde duran ve kocaman bakışlarıyla atlara bakan adama takılıyor. Parlak sarı saçları, aynı şekilde parlak açık kahverengi gözleri, boynunda ihtişamlı bir kolye ve her iki el bileğinde de yaklaşık 10 adet altın bilezik bulunan adam, neredeyse kalitesiyle herkesi ezip geçecek yeşil renkli kıyafetiyle ışıldıyor. Bu haliyle, üçüncü sırada bulunan bölüğü tamamen büyülemiş gibi görünen adam, buna rağmen atlara olan hayranca bakışlarını ancak seni gördüğü anda düzeltebiliyor. Hafifçe doğrulmasının ardından 175 santim boylarında ve oldukça fit bir görünümü olduğunu anladığın adam sana doğru adımlamaya başlarken “Vay vay vay… Bu mavi saçlar, değişik yüz ifadesi, umursamaz bakışlar… Sen Seraph olmalısın! Benimle gel yardımcı komutanım! Bu zarafet dolu yolculuğumuzda ışıklarımızı paylaşalım!” diyor. Ağzından melodik ve heyecanlı bir şekilde dökülen bu sözlerinin arından adam “Ah, bağışla beni! AdımPhiteus… Lakin bana ÜstadPhiteusveya EfendiPhiteusdiye hitap edebilirsin… Ya da İhtişamlıPhiteus… Evet, bu daha iyi! Ya da bunlar gibi bir şey… Lütfen…” diyor. Phiteus’un bu sözleriyle birlikte bölüğüne baktığında, 9 kadın ve bir erkeğin hayranlık ile Phiteus’a baktıklarını ve onun ışığıyla kamaştıklarını görebiliyorsun.
Gadiel; Gözlerin Güneş’in kaybolan ışığı ile karanlığa alışmaya başlamışken, gözlerin derhal dördüncü sırada at arabasının arkasına oturmuş Josegna’yı buluyor. Omuzları düşük duruşu, sanki içinde bulunduğu durumdan hoşlanmamış gibi kollarının boşlukta sallanmasına neden olsa bile, Josegna etrafında toplanmış 5 erkek ve 5 kadından oluşan bölüğünle çoktan iletişime geçmiş duruyor. Bölüğündeki kişilerin büyümüş gözbebekleriyle ortaya çıkan hayranlık dolu bakışları, aslında çok da yabancısı olduğun bir duygu olmuyor. Josegna’nın hitabeti ve tavırlarıyla, sadece bölüğündekileri değil, belki de burada bulunan tüm kişileri etkisi altına alabileceğine inanıyorsun. Ancak yine de, gözlerin Josegna’nın hemen yanında sallanan kılıcına takıldığı anda, son görüşmenizdeki duygularını ve kılıcın yalnızlığını hissedebiliyorsun. Adımlarını bölüğüne doğru yönlendirmenin ardından, birkaç adım sonrasında Josegna varlığını hissetmiş gibi bakışlarını sana çeviriyor ve seni gördüğü anda at arabasının arkasından inerek bölükteki kişilerin çekidüzen içinde durması için bir el hareketi yapıyor. Kendisi ise bölüğün hemen önünde duran Josegna kendisine yaklaşmanla birlikte yüzüne kondurduğu sıcak tebessümle gözlerinin içine bakıyor ve ardından kendine has ses tonuyla “Merhaba Gadiel… Bölüğümüz emirlerinize hazırdır!” diyor.
Dina; Herkesin kendi halinde yaşadığı bu dünyada farklı bir varlık olarak attığın adımlarla kalabalığın içinde buluyorsun kendini. Arka arkaya sıralanmış at arabaları herkesin görüşünden farklı bir bakış açısıyla gözlerinin önüne serilse bile, bölüğünü bulmak senin için oldukça kolay oluyor. Nitekim, daha kapıdan çıktığın ilk anda, beşinci at arabasının hemen önünde bulunan ve bakışlarını seninle buluşturan Gialdir, hiç vakit kaybetmeden yerinden hareketlenip sana doğru gelirken, arkasında bulunan 7 kadın ve 3 erkekten oluşan ekibine dönerek her birinin hazır ol pozisyonunda durması için bir işaret yapıyor. Ortamdakilere nazaran daha kendine özgü tavırlarıyla karşısından gelmekte olan sana hafifçe sırıtan Gialdir sağ kolunu arkasına, sol kolunu da öne alıp birkaç adım ötenden belini bükerek başını eğerken “Yüce Komutanımızı tüm saygılarımla selamlıyorum! Emirlerinizi ve arzularınızı en iyi şekilde yerin getireceğimizden şüpheniz olmasın!” diyor. Gialdir’in bu konuşmasında “arzularınızı” derken, bu kelimeyi diğerlerinden daha baskın bir şekilde dile getirmesi dikkatinden kaçmazken, başını hafifçe kaldırıp çarpık bir gülümsemeyle yüzüne bakması, aklından geçenlerin her birini açıkça gözlerinin önüne seriyor.
Diniel; Açık havaya çıktığın anda ciğerlerini dolduran havayı kaybetmemek için birkaç derin nefes almanın ardından, bölüğünü bulmak için bakışlarını kalabalığın içinde gezdiriyorsun. Her bir at arabasını hızlıca taramanın ardından, son at arabasının bulunduğu yerde 4 erkek ve 6 kadından oluşan bölüğün tarafından daire içine alınmış Lenith’i görmenle birlikte adımlarını bu yöne doğru atmaya başlıyorsun. Bölüğündeki kişiler, Lenith’in namını duymuş gibi hayran ve korkan bakışlarla ona bakarken, bir yandan da kendisini soru bombardımanına tuttuklarını duyuyorsun. Genelde anlamsız ve ne kadar kudretli olduğuna yönelik bu soruların, aslında iki çocuğun hayal gücünü tatmin eden yarışlarından bir farkı olmadığını rahatlıkla anlayabiliyorsun. Lenith ise, tüm bu sorularla boğuşmaktan ve bu soruları geçiştirmekten yılmış bir halde ürkek bakışlarını bir yanındaki, bir karşısındaki çevirirken, bakışları tam zamanında yetişmişsin hissi verecek şekilde seninle buluşuyor. Kurtarılmış olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alan Lenith “Bölük Komutan solda!” diye bağırmasının ardından, bölüğünde yer alan kişiler pek de nizami denilemeyecek şekilde sıraya geçiyor. Lenith ise, koşar adım sana kavuşmak ister gibi yerinden hareketlenmesinin ardından, hemen önünde durup belli belirsiz bir baş selamıyla birlikte “Emirlerinize hazırız Komutanım!” diyor itaatkar ses tonunu açıkça belli ederek.
Tüm hazırlıklarınızı tamamlamanızla birlikte, artık Vearis’ten gelecek emirler doğrultusunda yola çıkmayı bekliyorsunuz. Dakikalar, her biri onlarca saat gibi hoyrat hale gelse bile, komutan yardımcılarınıza ulaşma ve akabinde ekibin kurulması gibi hazırlıkların zaman alacağını bilebiliyorsunuz. Nitekim saatler geçiyor ve Güneş’in batmaya yüz tuttuğu vakitlerde, Vearis’ten yazılı bir emir alarak tüm hazırlıkların tamamlandığını ve harekete geçebileceğinizi öğreniyorsunuz. Bu emirle birlikte hemen hemen aynı anlarda Aludir Üssü’nün dışına çıktığınızda, birbiri ardına dizilmiş 6 at arabası görüyorsunuz. At arabalarının yanında ise kimi tanıdık kimi yabancı yüzler görüyorsunuz.
At arabalarına şöyle bir baktığınızda, her birinin dört attan ve geniş bir vagon kısmından oluştuğunu görüyorsunuz. Atlar, hemen hemen birbirlerine benzeyen kahverengi ve atletik görünümlü duruyor. Bununla birlikte, her bir at arabasında iki sürücü olduğunu da rahatlıkla fark edebiliyorsunuz. Bunun yanında esas ilginizi çeken ise, her bir at arabasının yanında 10 kişinin ve yanlarında da bir kişinin bulunması oluyor. Bu kişilerin yardımcı komutan olarak arzuladığınız kişiler olduğunu fark ederek, derhal onların yanına gidiyorsunuz. Her birinizden farklı olarak Seraph daha önce tanımadığı bir kişinin kendisine el sallamasıyla grubunu bulabiliyor ve onun yanına doğru gidiyor. Seraph’ın durumuna benzer bir başka hususu, Inias da yaşıyor ve
Zenahpuryu; İlk sırada yer alan at arabasının yanında bulunan Lavnivia’yı fark etmenle birlikte, adımlarını bu yöne doğru atmaya başlıyorsun. Lavnivia, her zamanki alımlı halleriyle gözleri doldurmayı başarmanın verdiği haklı gurur ile birlikte, sanki gelişiminin yarattığı auradan etkilenmişçesine bakışlarını sana kilitliyor ve anına gelişini izliyor. Aranızda birkaç metre mesafe kaldığında ise, Lavnivia 3 kadın ve 7 erkekten oluşan ekibine omuz üstünden bir bakış atıyor ve bu bakışla birlikte tüm ekip bir anda sıraya geçip dik bir şekilde durmaya başlıyor. Bölüğündeki her bir kişi bakışını sana dikmiş bir haldeyken Lavnivia “Komutan Zen! Emirlerinizi yerine getirmeye hazırız!” diyor. Lavnivia’nın kesin ve katı tonda çıkan sesi, kendisinden uzak gibi dursa bile, içten içe onun diğer bölüklere karşı bir nazire yapma çabası içerisinde olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsun. Nitekim Lavnivia bakışlarını sende sabit tutmaya devam ederken dudağının sağ tarafını hafif yukarı kaldırıp tek gözünü anlık bir şekilde kırparak bu niyetini sana açıkça göstermekten çekinmiyor.
Inias; Herkes gibi sen de etrafına bakınıp sana eşlik edecek ekibi bulmak için gözlerini at arabaları üzerinde gezdirmeye başladığında, ikinci sırada bulunan at arabasını çeken atlardan en önde ve size yakın olanının kafasını seven, saçları sarıya çalan kahverengi kadın dikkatini çekiyor. Kadın atın yanak kısımlarını birkaç kez okşadıktan sonra bakışlarını doğrudan sana doğru çeviriyor ve bu şekilde kadının parlak sarı renkli gözleriyle karşı karşıya kalıyorsun. 170 santim boylarındaki ve 20 yaşlarının ortasındaki kadın, siyah ve vücut hatlarını açıkça belli eden qipao tarzı bir elbise giyerek neredeyse tüm dikkatleri üstüne toplamış gibi duruyor. Yüzündeki makyajı ve bakışlarıyla, bir erkeğin arzulayabileceği her şeyi sunan kadın yavaş adımlarla sana doğru yaklaşırken, tüm görüntüsüne uygun cezbedici bir ses tonuyla “Merhaba Komutan Inias… Sizinle çıkacağımız görev için sabırsızlanıyoruz.” diyor. Kadın bu sözleriyle birlikte, yardımcı komutan olarak sana verilen kişi olduğunu anlayabiliyorsun. Kadın önünde belli belirsiz bir reverans yapmasının ardından ise “Ben, yardımcı komutanınızAslena. Emirlerinizi bekliyorum!” diyor. İsminin Aslena olduğunu öğrendiğin kadının ardından, ikinci sıradaki at arabasının yakınında bulunan 10 kişilik bölüğüne baktığında, 6 erkeğin tamamının çoktan Aslena’nın etkisine girdiğini ve geriye kalan 4 kadının ise çoktan hasetlerinden çatladığını rahatlıkla anlayabiliyorsun.
Aslena
Off Topic
Serbest Bölge'ye bu konudan önce gittiğiniz varsayılacaktır. Yeni açılacak olan konunuz, Serbest Bölge'ye gidişinizden başlayacaktır.
Seraph; Buraya kadar gelen yeni dostlarından farklı olarak, yardımcı komutan olarak görev alacağını bölüğü bulmak için at arabalarına bakındığında, her biri tanıdık olmayan yüzler içerisinde seni sahiplenecek ilk kişiyi görmeye çalışıyorsun. Bu arada gözlerin ister istemez üçüncü sıradaki at arabasının tam önünde duran ve kocaman bakışlarıyla atlara bakan adama takılıyor. Parlak sarı saçları, aynı şekilde parlak açık kahverengi gözleri, boynunda ihtişamlı bir kolye ve her iki el bileğinde de yaklaşık 10 adet altın bilezik bulunan adam, neredeyse kalitesiyle herkesi ezip geçecek yeşil renkli kıyafetiyle ışıldıyor. Bu haliyle, üçüncü sırada bulunan bölüğü tamamen büyülemiş gibi görünen adam, buna rağmen atlara olan hayranca bakışlarını ancak seni gördüğü anda düzeltebiliyor. Hafifçe doğrulmasının ardından 175 santim boylarında ve oldukça fit bir görünümü olduğunu anladığın adam sana doğru adımlamaya başlarken “Vay vay vay… Bu mavi saçlar, değişik yüz ifadesi, umursamaz bakışlar… Sen Seraph olmalısın! Benimle gel yardımcı komutanım! Bu zarafet dolu yolculuğumuzda ışıklarımızı paylaşalım!” diyor. Ağzından melodik ve heyecanlı bir şekilde dökülen bu sözlerinin arından adam “Ah, bağışla beni! AdımPhiteus… Lakin bana ÜstadPhiteusveya EfendiPhiteusdiye hitap edebilirsin… Ya da İhtişamlıPhiteus… Evet, bu daha iyi! Ya da bunlar gibi bir şey… Lütfen…” diyor. Phiteus’un bu sözleriyle birlikte bölüğüne baktığında, 9 kadın ve bir erkeğin hayranlık ile Phiteus’a baktıklarını ve onun ışığıyla kamaştıklarını görebiliyorsun.
Phiteus
Gadiel; Gözlerin Güneş’in kaybolan ışığı ile karanlığa alışmaya başlamışken, gözlerin derhal dördüncü sırada at arabasının arkasına oturmuş Josegna’yı buluyor. Omuzları düşük duruşu, sanki içinde bulunduğu durumdan hoşlanmamış gibi kollarının boşlukta sallanmasına neden olsa bile, Josegna etrafında toplanmış 5 erkek ve 5 kadından oluşan bölüğünle çoktan iletişime geçmiş duruyor. Bölüğündeki kişilerin büyümüş gözbebekleriyle ortaya çıkan hayranlık dolu bakışları, aslında çok da yabancısı olduğun bir duygu olmuyor. Josegna’nın hitabeti ve tavırlarıyla, sadece bölüğündekileri değil, belki de burada bulunan tüm kişileri etkisi altına alabileceğine inanıyorsun. Ancak yine de, gözlerin Josegna’nın hemen yanında sallanan kılıcına takıldığı anda, son görüşmenizdeki duygularını ve kılıcın yalnızlığını hissedebiliyorsun. Adımlarını bölüğüne doğru yönlendirmenin ardından, birkaç adım sonrasında Josegna varlığını hissetmiş gibi bakışlarını sana çeviriyor ve seni gördüğü anda at arabasının arkasından inerek bölükteki kişilerin çekidüzen içinde durması için bir el hareketi yapıyor. Kendisi ise bölüğün hemen önünde duran Josegna kendisine yaklaşmanla birlikte yüzüne kondurduğu sıcak tebessümle gözlerinin içine bakıyor ve ardından kendine has ses tonuyla “Merhaba Gadiel… Bölüğümüz emirlerinize hazırdır!” diyor.
Dina; Herkesin kendi halinde yaşadığı bu dünyada farklı bir varlık olarak attığın adımlarla kalabalığın içinde buluyorsun kendini. Arka arkaya sıralanmış at arabaları herkesin görüşünden farklı bir bakış açısıyla gözlerinin önüne serilse bile, bölüğünü bulmak senin için oldukça kolay oluyor. Nitekim, daha kapıdan çıktığın ilk anda, beşinci at arabasının hemen önünde bulunan ve bakışlarını seninle buluşturan Gialdir, hiç vakit kaybetmeden yerinden hareketlenip sana doğru gelirken, arkasında bulunan 7 kadın ve 3 erkekten oluşan ekibine dönerek her birinin hazır ol pozisyonunda durması için bir işaret yapıyor. Ortamdakilere nazaran daha kendine özgü tavırlarıyla karşısından gelmekte olan sana hafifçe sırıtan Gialdir sağ kolunu arkasına, sol kolunu da öne alıp birkaç adım ötenden belini bükerek başını eğerken “Yüce Komutanımızı tüm saygılarımla selamlıyorum! Emirlerinizi ve arzularınızı en iyi şekilde yerin getireceğimizden şüpheniz olmasın!” diyor. Gialdir’in bu konuşmasında “arzularınızı” derken, bu kelimeyi diğerlerinden daha baskın bir şekilde dile getirmesi dikkatinden kaçmazken, başını hafifçe kaldırıp çarpık bir gülümsemeyle yüzüne bakması, aklından geçenlerin her birini açıkça gözlerinin önüne seriyor.
Diniel; Açık havaya çıktığın anda ciğerlerini dolduran havayı kaybetmemek için birkaç derin nefes almanın ardından, bölüğünü bulmak için bakışlarını kalabalığın içinde gezdiriyorsun. Her bir at arabasını hızlıca taramanın ardından, son at arabasının bulunduğu yerde 4 erkek ve 6 kadından oluşan bölüğün tarafından daire içine alınmış Lenith’i görmenle birlikte adımlarını bu yöne doğru atmaya başlıyorsun. Bölüğündeki kişiler, Lenith’in namını duymuş gibi hayran ve korkan bakışlarla ona bakarken, bir yandan da kendisini soru bombardımanına tuttuklarını duyuyorsun. Genelde anlamsız ve ne kadar kudretli olduğuna yönelik bu soruların, aslında iki çocuğun hayal gücünü tatmin eden yarışlarından bir farkı olmadığını rahatlıkla anlayabiliyorsun. Lenith ise, tüm bu sorularla boğuşmaktan ve bu soruları geçiştirmekten yılmış bir halde ürkek bakışlarını bir yanındaki, bir karşısındaki çevirirken, bakışları tam zamanında yetişmişsin hissi verecek şekilde seninle buluşuyor. Kurtarılmış olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alan Lenith “Bölük Komutan solda!” diye bağırmasının ardından, bölüğünde yer alan kişiler pek de nizami denilemeyecek şekilde sıraya geçiyor. Lenith ise, koşar adım sana kavuşmak ister gibi yerinden hareketlenmesinin ardından, hemen önünde durup belli belirsiz bir baş selamıyla birlikte “Emirlerinize hazırız Komutanım!” diyor itaatkar ses tonunu açıkça belli ederek.
Off Topic
Bu konuda pasiflik süresi ve tur sırası bulunmamaktadır. Oyuncuların konuya yazmasının ardından, seçilecek güzergahlar ve alınacak kararlar çerçevesinde bireysel konulara dönülecektir. Bu nedenle, her bir oyuncunun farklı ilerleme şekli nazara alındığında, Alamara öncesi son kez bir araya gelmiş olma ihtimaliniz de bulunmaktadır.
Konu, her bir oyuncunun RP’sini yazıp yazmasına bakılmaksızın 72 saat sonra kapatılacak ve akabinde yeni konular açılacaktır.
Konu, her bir oyuncunun RP’sini yazıp yazmasına bakılmaksızın 72 saat sonra kapatılacak ve akabinde yeni konular açılacaktır.

