Görüşme (Zenahpuryu)
Posted: 22 Mar 2024, 12:14
Bristran’ın odasına giderken kafanda halen daha konuştuğunuz konularla ilgili düşünceler dönüp durmaya devam ediyor. Bu nedenle, Bristran’ın bulunduğu odaya nasıl geldiğin bile senin için karanlık bir boşluk gibi görünürken, kendini odanın kapısının önünde bulduğundan tekrar sağlıklı düşüncelerine kavuşuyorsun. Aklındaki boşlukları bir nebze geriye atmanın ardından odanın kapısını çalıyor ve Bristran’ın tok sesiyle içeri gelebileceğini söyleyen sözlerinin ardından odaya giriş yapıyorsun.
Odaya girdiğin anda, Bristran’ın kapının tam karşısına gelen pencerelerin önünde duran bir masanın arkasında dik bir şekilde oturur halde görüyorsun. Masanın iki yanına konulmuş sandalyeler dışında odada mobilya bulunmaması dikkatini çekerken, odanın büyüklüğünü ele aldığında başkaca bir mobilyanın sığdırılmasının da güç olabileceğini düşünüyorsun. Ancak içinde bulunduğun durumun çok daha önemli şeylere odaklanman gerektiğini hissederek bakışlarını Bristran’a çevirdiğinde, onun gözlerinin içinde sanki kendi vücudunu görüyorsun. Onunla yapılan toplantıdan önceki konuşmalarınıza benzer bir atmosfer ortamda kol gezmeye başlarken ilk söze giren Bristran oluyor ve her ne kadar kaşları çatık dursa bile sesinde hissedilen bir sakinlikle “Gel bakalım Zenah… Pardon, Zen diyorduk, değil mi?” diyor. Bu sırada eliyle seni masanın önündeki sandalyelerden birine davet eden Bristran “Umarım buraya neden sana oy vermeliyim temalı bir konuşma yapmaya gelmemişsindir. O yüzden, gel de bir an önce birbirimiz yiyelim!” diyor ufak bir gülümsemeyle birlikte.
Odaya girdiğin anda, Bristran’ın kapının tam karşısına gelen pencerelerin önünde duran bir masanın arkasında dik bir şekilde oturur halde görüyorsun. Masanın iki yanına konulmuş sandalyeler dışında odada mobilya bulunmaması dikkatini çekerken, odanın büyüklüğünü ele aldığında başkaca bir mobilyanın sığdırılmasının da güç olabileceğini düşünüyorsun. Ancak içinde bulunduğun durumun çok daha önemli şeylere odaklanman gerektiğini hissederek bakışlarını Bristran’a çevirdiğinde, onun gözlerinin içinde sanki kendi vücudunu görüyorsun. Onunla yapılan toplantıdan önceki konuşmalarınıza benzer bir atmosfer ortamda kol gezmeye başlarken ilk söze giren Bristran oluyor ve her ne kadar kaşları çatık dursa bile sesinde hissedilen bir sakinlikle “Gel bakalım Zenah… Pardon, Zen diyorduk, değil mi?” diyor. Bu sırada eliyle seni masanın önündeki sandalyelerden birine davet eden Bristran “Umarım buraya neden sana oy vermeliyim temalı bir konuşma yapmaya gelmemişsindir. O yüzden, gel de bir an önce birbirimiz yiyelim!” diyor ufak bir gülümsemeyle birlikte.