Hükümdar'a Yalvarış (Inias)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Jun 2023, 16:29

Aludir Üssü'nde geçirmeye başladığın günlerin hızlıca geçmeye başlıyor. Bir Aludir olarak en son Cysa'yla yaptığın görüşme hala aklının bir köşesinde bulunuyor. Ancak bundan ziyade, seni esas düşündüren konu Inias'a bundan sonra ne olacağı oluyor. Karanlığın içinde gözlerini ilk açtığın andan başlayarak, defalarca yaşadıklarını tekrar tekrar zihninden geçiriyor ve her bir anını bir kez daha yaşıyorsun. Hatta bu anıları o kadar gerçek yaşıyorsun ki, zaman zaman kendine o anda verdiğin tepkilerden dolayı kızıyor, zaman zaman başka cevapların daha iyi olacağını düşünüyor ve zaman zaman da kudretini ortaya koymana hayran oluyorsun. Ancak gün sonunda, dönüp dolaşıp yine aynı kapanın içerisinde kendini buluyorsun. Nuwihn Bölgesi'nde yaşadıkların her bir günün sonunda en azılı kabusun olarak üstüne çöküyor. Her bir çöküş ise küçük düşürülmeni ve acizliğini daha da ortaya çıkarıyor. Kutlu olduğuna inandığın varlığın her bir küçük düşürülmede ve aciziyette ise daha aşağılık bir hal alıyor. Ne kendinin ne de Kho'Raktar'ın böylesine bir yazgıya ait olmadığını hissediyorsun. Gördüğün andaki Inias ile şimdiki Inias'ın aynı kişi olmadığını...

Soluk soluğa uyandığın bir sabahın sonunda ise, tüm özgüvenini toplayarak elzem bir çözüm gerektiren sorununun kökünü kazımaya karar veriyorsun. Yatağından doğrulduğun anda, belki de ilk kez bulunduğu odayı toparlamadan ve umursamadan kapıdan çıkıyorsun. Yanına gitmek istediğin kişi belli olsa bile, onu Aludir Üssü'nde nerede bulabileceğini bilemiyorsun. Bu yüzden, gördüğün ilk surata -ki sana bu ana kadar özellikle yemek konusunda çok yardımcı olmuş bu insana- Hükümdar'ı nerede bulabileceğini soruyorsun. Sanki kendisine yasaklı bir soru sorulmuş gibi çekinen kişi, lafı biraz eveleyip gevelemesinden sonra Hükümdar'ın burada olmadığını, kendisinin Yükseliş Konağı'na geçtiğini söylüyor. Bu noktada aklına gelen ilk soru, elbette Yükseliş Konağı'nın neresi olduğu oluyor. Herhangi bir çekince duymadan ve acele bir şekilde sorduğun sorunun ardından ise adam sana Valerin Şehri'ne gitmen gerektiğini, burada Yükseliş Konağı'nı bulabileceğini, ancak buranın Hükümdar'ın özel konutu olduğunu söylüyor. Aldığın cevaplar, tatmin seviyeni zerre yerinden arttırmazken, bu kez Valerin'e nasıl gidebileceğin sorusunu çekinmeden sorup geçiyorsun. Adam, at arabasıyla oraya gidebileceğini ve eğer böyle bir niyeti varsa gerekli izinleri alıp ayarlama yapabileceğini söylüyor. Sanki konuşmanın başında söylemesi gereken şeyi ancak söylemiş gibi attığın bakışların ardından adam başkaca bir şey duymaya gerek görmeden hemen işleri halletmek için yanından ayrılıyor.

Öğle vaktine kadar yaşadığın tüm sabırsızlıkla birlikte adamın gelişini bekliyorsun. Nihayet, Güneş'in kendini en çok hissettirmeye başladığı anlarda kapın çalınıyor ve konuştuğun kişi bir at arabası ayarladığını ve üssün hemen çıkış kapısında seni beklediğini söylüyor. Bu anda kendine yakışanı yaparak, sabahki sert mizacından dolayı adamdan samimi bir şekilde özür diliyorsun. Adam ise, gerçek anlamda bunun önemsiz olduğundan bahsederek alçak gönüllüğünü ziyadesiyle sana gösteriyor. Bu andan sonra geriye yapacağın tek şey, hazırlanıp yola koyulmaktan ibaret oluyor.

Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 168 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

24 Jul 2023, 18:17

"Ben bu yazgıyı kabul etmeyeceğim. Zayıflık, acizlik, küçük düşürülme, yetersizlik ve daha ne varsa, hepsini reddediyorum. Bir daha asla! Güç, çok daha fazlasına sahip olmak zorundayım. Daha güçlü, daha dayanıklı, sarsılmaz, yıkılmaz, hızlı, çevik, akıllı, zeki, ne varsa! Hepsi bana katılmalı; ben de vuku bulmalı. Tek başıma hiç bir yere varamayacağım gerçeğini kabul etmek zorundayım. O halde, en tepedekine dönmeliyim. Beni kurtaran ikiliden ulaşabileceğime. Beni bekleyin Hükümdarım. Inias huzurunuza geliyor!"

Aklının derinliklerden başlayıp bilincin üstüne, suratına, bedenine ve sözlerine kadar yükselen fırtına Inias'a itici bir güç oluyor. Şehirse şehir, konaksa konak! Neresi olduğunun önemi yok! Nasıl gideceğinin de önemi yok! Gerekirse yalın ayak bile gidecek! At arabasının hazır olduğunu duyduğunda aynada kendisine çeki düzen veriyor. Bir olumsuzluk olmadığından emin olunca da kasırga gibi esmeye başlıyor. Doğru at arabasına! Vardığında ise sadece bir kere ses çıkarıyor.

"Hükümdar'a!"
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

25 Jul 2023, 14:41

Üssün koridorlarından hızla inip aşağıya iniyorsun. Çıkışa yöneldiğin sıradan gördüğün birkaç Aludir’e ve burada geçirdiğin zaman zarfında sana yardımcı olan insanlara rastlıyorsun. Bu kişilere selam verip vedalaşmanın ardından, üssün çıkış kapısına doğru ilerliyorsun. Birkaç kat aşağıya inmenin arından iki tarafında da merdiven bulunan oldukça geniş bir hole varıyorsun. Asma kat gibi duran kattan aşağı inmenle bu geniş hole ulaşman mümkün görünüyor. Holün ucunda gördüğün büyük kapı, üssün çıkış noktası olduğunu adeta bağırıyor. Kafanı hafifçe yukarıya kaldırdığında ise, dev bir avizenin tavana takılı olduğunu görüyorsun. Avize, son derece şık ve pahalı bir görüntü çiziyor. Ayrıca, merdivenlere serilmiş olan parlak kırmızı renkte bir halı bulunuyor. Halının kenarlarında altın rengi işlemeler, halının da epey pahalı olduğunu sana açık açık bağırıyor. Yüzlerce kişiyi içinde barındırabilecek genişlikte holde ise ortada bulunan yuvarlak ve koyu bir yeşil ağırlıklı halıyı görebiliyorsun. Bunun yanında, holün ortasındaki uzun kolonlardaki işlemeler de, bu yerin özellikle bu şekilde dizayn edildiğini ve bir hayli emek ve para harcandığını sana gösteriyor. Duvarlarda ise neredeyse yere kadar inen pencereler, odanın bir hayli aydınlık olmasını sağlıyor. Ancak pencerelerin kenarlarına toplanmış uzun perdeler de, holdeki tüm şatafata üstün bir şekilde tamamlıyor gibi görünüyor.

Merdivenlerden aşağıya doğru inmeye devam ettiğinde, iki yanındaki sütunda ve üstündeki kemerinde ince işçilik eseri işlemler olan ve yerden yüksekliği 4 metreyi bulan kapı gözüne daha da büyük ve heybetli görünmeye başlıyor. Kapının üzerindeki desenler de daha görünür olmaya başlamasıyla, iki yana açılabilen ve genişliği de 2 metreye yakın kapı daha hayranlık uyandırıcı bir görüntü yaratıyor. Ancak bu aşamada senin için daha önemli mevzular olduğu için kapıya olan hayranlığını içine atarak kapıdan çıkmak için kapıyı ittiriyorsun. Ne var ki kapı yerinden bir milim bile oynamazken, bir kapıyı bile açamayacak kadar güçsüz olup olmadığını sorgulamaya ve bunun dehşetine sürüklenmeye başlıyorsun. Fakat tam bu esnada, daha önce birkaç kez sohbet etmek imkanı bulduğun bir görevli sana kapıyı açmak için nişanını kullanman gerektiğini, işlemeli kapının tam orta kısmına ve senin hemen hemen karın bölgene gelen bir kısmı işaret ediyor. Sana yardımcı olan adam başınla selam vermenin ardından nişanını çıkartıyor ve adamın belirttiği yerde, sadece nişanın girebileceği büyüklük ve şekildeki boşluğa yerleştiriyorsun. Nişanını yerleştirmenin ardından, kapının iki kapısı oldukça sessiz bir şekilde iki yana açılıyor. Kapının geçebileceği kadar açılmasının ardından ise nişanını yerleştirdiğin boşluktan çıkartıyorsun.

İki yana açılan kapıdan nişanını aldığın anda, kapı tekrar kapanmaya başlarken, üs binasının dışına ilk adımlarını da atıyorsun. Dışarıya dair ilk fark ettiğin şey içinde bulunduğu binanın dışarıdan da bir hayli büyük göründüğü oluyor. Sağına ve soluna uzanmış yeşillik alan, huzuru ve nizamı sembolize eder gibi gözlerine doluyor. Karşıda duran ve sanki sonsuzluğa uzanan surlar ise, tüm bu huzur ve nizamın yegane koruyucusu gibi görünüyor. Taş zemin yol, surun çıkış kapısına kadar devam ediyor. Surlardaki kapının hemen sağ tarafında ise, bir görevli olduğu az çok görebiliyorsun. Senin çıkış yaptığınızı fark eden bu görevli, hemen önünde duran kolu ittiriyor ve bu hareketle birlikte surlardaki kapı da iki yana açılmaya başlıyor. Kapı aralandıkça, karşında ağaçlık bir alan olduğunu görebiliyorsun. Bununla birlikte, nereye çıktığını bilmesen bile, önünde topraktan geniş bir yolun olduğunu da görebiliyorsun. Bakışlarını hemen yakınına indirdiğinde ise, bir tamamen tahtadan inşa edilmiş, kenarları ve üstü beyaz bir branda parçasıyla neredeyse silindirik bir şekilde kapatılmış at arabasını ve onu çekmeye hazır kahverengi sıradan bir atı görüyorsun. Bu at arabası, daha çok yük taşımacılığında kullanılan türden gibi duruyor, zira kapalı kısmında oturabileceğini herhangi bir alan bulunmadığını fark edebiliyorsun.

At arabasında bulunan orta yaşlı bir adam seninle göz göze geldiğinde, sana Inias olup olmadığını soruyor ve ardından bunu onaylarcasına at arabasının ön kısmındaki yere, adamın yanına yerleşiyorsun. Hedef noktana ilişkin kati kelimen ağzından çıktığı anda ise, adam ufak bir gerginlik yaşayarak seni onaylıyor ve ipleri bir kez sallayarak atı harekete geçiriyor. At arabasıyla birlikte ilerlemeye başlıyor ve yaklaşık 15 saniye içerisinde surlardaki kapıya geliyorsunuz. Başıyla size kapıyı açan kişiye selam veriyor ve ardından artık üsten tamamen çıkmış oluyorsunuz. Etrafında beliren ağaçlar ve çevrendeki yeşil çayırlar, huzurlu bir manzara sunuyor. Ne var ki, bu yeşilliğin henüz nereye kadar uzandığını ve nereye vardığını pek bilemiyorsun.

Yolculuğunuzun başlamasıyla birlikte, yanında oturan çekingen adam Valerin Şehrine varmak için 3 günlük bir yolunuz bulunduğunu ve istersen bu güzergah üzerindeki yerlerden geçip sana etrafı tanıtabileceğini, belki de bazı güzel yerlerde konaklayabileceğinizi belirtiyor. Bununla birlikte, atı çatlatmadan mümkün olduğunca dört nala ilerlemenizin de mümkün olduğunu belirterek, ilerleyiş hızını tamamen senin eline bırakıyor.

Off Topic
Doğruca Valerin Şehri’ne gitmeyi tercih etmen halinde, üç günlük yolu detaysız ve hızlı bir şekilde geçebiliriz.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

27 Jul 2023, 11:14

"Anlamıyorum. Neden bu kadar lüks? Neden bu kadar güzel? Neden bu kadar fazla çaba seziyorum? Aciz olan ben için mi bunlar? Yoksa, üstün olan beni beklediklerinden mi? Yoksa, içini henüz dolduramadığım unvanım için mi? Tam olarak ne kadar değerliyiz? Tam olarak bizden ne isteniliyor? Her şey bana fazla gözüküyor. Saf ve masum bir kıvançla karşılık verdiğim doğa bile bende suçluluk hissi yaratıyor. O zaman, şimdi değil. Henüz değil. Hepsine layık olana kadar sadece önüme bakacağım."

"Hükümdar'a. Direkt."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

14 Aug 2023, 10:43

Üç gün öylece geçip gidiyor…

Ne gördüğün dağlar…

Ne gördüğün dereler…

Ne uğradığınız yerler…

Hiçbirinin belki de en ufak bir kırıntısı bile aklının en ücra köşelerinde bile kalmıyor. Sanki yol, sana ızdırap olmak için uzuyor ve yol uzadıkça gördüklerin daha da manasız tablolardan ibaret oluyor. At arabasının tıngırtısı, alıp verdiğin nefes ve kafanın içinde patlamak için tek bir haykırış bekleyen düşünceler… Üç günün tamamı böylece geçip gidiyor sadece… Ne tek bir söz ne tek bir anı…

Kah uyuduğun kah gözlerinin açık kaldığı anlara dair yaşanmışlıkların, zihninde hiçbir hatıra bırakmadan yok olup giderken, hissettiğin ufak sarsıntıların bir anda durmasıyla birlikte gözlerin büyük bir tehlikeyle yüzleşmişsin gibi açılıveriyor. Bu anda içinin geçtiğini anlayarak kendine kızmaya başlamadan önce etrafına bakındığında, at arabasının durmuş olduğunu ve şoförün de boş gözlerle sana baktığını görüyorsun. Neredeyse yirmi metreyi aşan demir parmaklıkların bulunduğu bir yapının önüne geldiğinizi algıladığın esnada, şoför “Yükseliş Konağı’na geldik efendim. Hükümdarımızın ikamet ettiği yer.” diyor. Hemen ardından ise “Valerin’e girdiğimizde uyandıracaktım ama şey… Yani kızarsın falan diye bir şey yapamadım.” diyor çekinerek. Kafanı bir kez daha konağa çevirdiğinde, iki yana açılan kapı bulunan giriş kısmından Yükseliş Konağını tüm heybetiyle görebiliyorsun.



Image

Demir parmaklıklara hafifçe göz attığında, belli aralıklarla yerleştirilmiş ve üzerlerinde tek tip kıyafet bulunan birtakım kişiler görüyorsun. Bu kişilerin muhtemelen asker sınıfından olduğunu varsayıyorsun, zira hem vücut şekilleri hem de giydikleri kıyafetler, bu kişilerin başkaca bir sınıfa mensup olmalarını imkansız kılıyor. Tek bir askerin heybeti bile insanı ürpertecek derecedeyken, bu yapıda onca askerin bulunması güvenlik konusunda taviz verilmediğini açıkça gösteriyor. Ancak tüm bunlardan öte seni ilgilendiren esas konu içeriye nasıl girileceği olduğu için bakışlarını kapıya çeviriyorsun. Kapıya baktığında ise, diğerleri gibi heybetli iki askerin kapının hemen arka kısmında, yerlerinden oynatılması imkansız kayalar gibi dikildiğini görüyorsun. Bu haliyle, Yükseliş Konağı sanki fethedilmeyi bekleyen topraklar gibi geliyor gözüne…
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

15 Aug 2023, 21:45

Zaman ne büyük bir işkence! Uzay ne kadar da gereksizce bitmiyor! Bu kavramlar et ve kemiğe bürünüp karşısına çıksaydı, onları kendi sonu gelene kadar yumruklardı ve tokatlardı. Niye karşısına çıkan her şey ona engel oluyor? Onu üstünlükten alıkoymaya çalışıyor? Zihinsel yorgunluktan içi geçiyor bir an. Kendine geldiğinde ise Kho'Raktar'ı andıran bir sinirle kalkıyor. Konak, bahçesi, kapı ve askerler. Her bir olgu heybet kavramını benimsercesine dikiliyor. O an Inias yalvarmaya değil de fethetmeye geldiğini sanıyor. Anın içerisinde bu bakış açısını yok kılıyor. Rastgele bir iblisi bile yenemeyen, kendi iblisini koruyamayan, herkesten geri kalan birisi nasıl hayal kurabilir?

"Teşekkür ederim. Gidebilirsin."

Arabadan inip ilerliyor. Heybetle gelen kuvvetli oldukları duygu ve düşüncesini kabul ediyor. İçeri girmesi için bencilce nedenin öte resmiyet gerekli olabilir. Elinde ise sadece ne olması gerektiğinin kanıtı var. Nişanını çıkartıp onlara doğru tutuyor.

"Hükümdarımızı görmeye geldim."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

16 Aug 2023, 10:35

Kapıda duran iki adama doğru yaklaştığında, iki adamın da temkinli bir şekilde seni izlediğini görebiliyorsun. Bu iki adamın temkin seviyesi, yapacağın en ufak bir harekette seni etkisiz hale getirmeyi isteyecek kadar yüksek seviyede olduğu için, bu anda en az onlar kadar ve onların endişelerini gerçeğe çevirmeyecek rahatlıkla hareketleniyorsun. Ayrılan at arabasının tıngırtıları kulağından silindiğinde, kapının önüne doğru gelip elini cebine atıyorsun. Ancak bu hamlen, iki adamı birden ani bir saldırıyı bertaraf etmek ister gibi hareketlendiriyor. Fakat gözlerini adamlara doğru çevirdiğinde aslında her ikisinin de sabit bir şekilde durmaya devam ettiklerini görüyorsun. Sanki adamlar doğrudan zihnine gönderdikleri bir enerjiyle seni sindirmek ister gibi duruyorlar. Bu haliyle, karşında duran iki adamın öyle alelade korumalık yapan kişiler olmadığını, her ne iş yapıyorlarsa bunda oldukça yetkin kişiler oldukları anlayabiliyorsun.

Cebinden çıkardığın nişanı iki adama gösterip arzunu dile getirdiğinde, iki adam önce dikkatli bir şekilde nişanına bakıyorlar. Ardından senin sağına denk gelen adam “Üzgünüm efendim, lakin Hükümdarımız ile görüşebilmeniz için bunun bize bildirilmiş olması gerekiyor.” diyor saygılı bir ses tonuyla. Hemen ardından diğer adam lafa girerek “Yani Hükümdarımız tarafından bize geleceğiniz söylenmedikçe, sizi içeri almamız mümkün değil efendim.” diyor. Her iki adamın da temkinli halleri sürmeye devam etse bile, özellikle nişanını görmelerinin ardından sana karşı saygılı, düşmanlıktan uzak ve hatta neredeyse olabildiğince yardımcı olmayı arzular bir tutum sergilediklerini anlayabiliyorsun. Bu durum, elinde bulundurduğun nişanın birçok kapıyı açabileceği şeklindeki söylemi gayet güzel bir şekilde destekleyen bir husus olarak görünüyor. Bu noktada iki adamdan sağ tarafına denk geleni sana yardımcı olmak istediğini ortaya koymak istercesine “Konu özel değilse bizimle paylaşabilir misiniz? İçeridekilere haber verip, uygunsa Hükümdarımıza durumu izah etmeye çalışırız.” diyor. Bu sözlerle birlikte, adamların tüm bu konuşma ve çabalarının, senin varlığından ziyade Aludir olmandan ileri geldiğini daha net bir şekilde anlayabiliyorsun.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

16 Aug 2023, 17:00

Inias, bir an şaşkınlığını ve az da olsa mutluluğunu üzerinden atamıyor. Bu kadar kötü bir ruh halinde iken, bu kadar etkili kişilerin ona saygılı ve yardımsever davranması ona yapay bir umut veriyor. Kimseden bir şey saklamak istemediğini kendisine anımsatarak fırsatı değerlendirmeye karar veriyor.

"İblis Diyarı'nda iken başarısız oldum ve ölümün eşiğine geldim. Beni ve görevi kurtaran Hükümdarımız oldu. Bizzat gösterdiği çabanın boşa gitmesini istemiyorum. Bu yüzden, onun huzuruna çıkıp ona diz çökmeye geldim. Ondan güç dilemeye geldim."
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

18 Aug 2023, 11:16

Söylediğin sözleri dinleyen iki adam meramını anladıklarını başlarıyla yaptıkları bir işaretle belli etmelerinin ardından, sağına denk gelen adam sağ kolunu kaldırıp senin görüş açından olmayan birini çağırıyor. Birkaç saniye içerisinde, adamlarla aynı kıyafeti giymiş olan biri kapıdaki adamların yanına kadar geliyor. Onu çağıran adam, gelen kişinin kulağına doğru eğilip bir şeyleri söylemesinin ardından, gelen adam hızlıca uzaklaşarak gördüğün büyük konağın giriş kapısına yöneliyor. Bu noktadan sonra beklemek dışında yapabileceğin bir şey olmadığı için öyle durmakla yetiniyorsun.

Aradan geçen yaklaşık bir on dakikalık süre zarfının ardından, konağın kapısının bir kez daha açıldığı ve içeriden az önceki adamın çıktığını görüyorsun. Adam hızlıca tekrar kapıda duran kişilerin yanına geliyor ve kendisiyle konuşan adamın kulağına bir şeyler fısıldıyor. Adamın beklediğinden uzun süren sözlerinin bitmesiyle birlikte birkaç adım geri çıkarak beklemeye koyulan adam bakışlarını tamamen sana dikiyor. Sağına denk gelen adam ise vücudunu sana doğru çevirmesinin ardından kalın ve gür bir sesle “Hükümdarımızın buyruğudur.” diyor. Adamın bu iki kelimesiyle birlikte, karşında duran üç kişi de fırtınalar kopsa dahi sarsılmayacak bir görünümde esas duruşa geçerlerken, adam sözlerine devam ediyor.

“Inias… Niyetin benimle birkaç kelam etmek olsaydı, önündeki her bir kapıyı ellerimle açar seni buyur ederdim. Ancak duydum ki gayen bu değilmiş. Inias… Aradığın güç, kudret veya her neyse, bunu dileyeceğin kişi ben değilim. Ne sana verebilecek bir gücüm var ne de seni güce sevk edecek bir sözüm. Sıfatıma aldanıp beni ehil görme! Ben de sen gibiyim… Kendini karanlığın hiçliğinden var eden sen değil misin? Inias… Kendini hiçlikten var edebilene, kendinden başka kim yardım edebilir? Yolun açık olsun Inias… Her ne arıyorsan bulacağına ve her ne yapmak istiyorsan başaracağına eminim.”

Adamın sözleri sonlandıktan sonra, sanki tüm bu sözleri Eletha’nın ağzından ve bizzat karşındaymış gibi duymak oldukça garibine gidiyor. Sesin sahibi bizzat karşında dururken, sanki konuşanın Eletha olması, zihnindeki gerçeklik algısını parçalıyor. Bunun Eletha’nın bir kudreti mi yoksa içinde Eletha’ya dair beliren derin bağlar mı olduğu konusunda net bir fikrin olmuyor. Ancak adam sussa dahi kafanda birkaç kez tekrar eden cümleler sırasında, karşındaki kişiler pek de bir şey diyecek veya yapacak gibi durmuyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Inias
Posts: 174
Joined: 20 May 2022, 16:48

19 Aug 2023, 21:52

"Anlıyorum, teşekkür ederim."

Inias gözlerini kapatıyor ve derin bir nefes alıp veriyor. Ardından arkasını dönüyor ve yere doğru bakıyor. Adım adım oradan uzaklaşıyor. Nerede olduğunu veya nereye gittiğini bilmiyor. Yürüdükçe kafasını kaldırarak etrafına, doğaya ve gökyüzüne bakıyor. Bilinçli olmasa bile biraz yalnız kalmak ve yürümek istiyor. Rüzgâr nereye eserse...
Image
KÜNYE
İsim: Inias
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 24
Boy: 1.80
Kilo: 75
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Savaşçı
Mevcut GP/AGP/İGP: 5/0/5
Mevcut Para: 11.000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 5
Zeka: 5

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 6
Mevcudiyet: 5

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
KÜNYE
İsim: Kho'Raktar
Cinsiyet: Erkek
Boy: Dokuz Metre
Kilo: Altı Yüz
Tür: Dev
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 8
Güç: 8
Dayanıklılık: 8
Çeviklik: 2
Arun: 2
Duren: 8
İrade: 8

YETENEKLER

Büyülü Beden

TEKNİKLER

Dörde Katla 1. Düzey
Kaynayan Beden
Kaçış Yok

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Locked

Return to “Aludir Üssü”