Page 1 of 2
İnsan İblisi (Archon)
Posted: 06 Jan 2023, 16:23
by GM - Dimensio
Gözlerini yavaş yavaş açmaya başladığında, vücudundaki bitkinliğin tüm uzuvlarına sirayet etmiş olduğunu hissedebiliyorsun. Göz kapakların açılmamak için bir hayli gayret gösterirken zihninin yavaş yavaş açılmaya başladığını fark ediyorsun. Karanlıkla başlayan ve bir anda kızıla boyanıp tekrar karanlığa mahkum olan anıların, tüm belleğini ele geçirmiş gibi davranırken, bir anda kısıtlı anıların hücuma kalkıyor ve vücudunun kızılla kaplandığı anlardan sonra yaşananlar ile gözlerin sonuna kadar açılıyor! Derin bir nefes alarak tüm yaşananların bir rüya veya kabus olup olmadığını kontrol ederek yatağında doğruluyorsun. Ancak bu anda, aldığın her nefesin gerçek olduğunu ve zihninde geçen onca şeyin de bu gerçekliğin bir parçası olduğunu bir kez daha idrak ediyorsun. Bu tanıdık his, sana karanlıktan ilk çıkış anını hatırlatıyor.
Anıların birbirine geçmiş gibi etrafına baktığında, bir kez daha işlemeli dolabı ve yanında yatan diğer insanları görmeyi umut ediyorsun. Ancak bu kez, odanın içinde her ne kadar daha önce uyandığın yatakla aynı nitelikte bir yatak bulunsa da, bunun dışında bir mobilya görünmüyor. Aynı şekilde, benzer özelliklere sahip odanın bu kez kirli oluşu seni şüphelendirmiyor değil. Bakışlarını sola doğru çevirdiğin anda ise, birden Uphin’in yüzünü görerek yatağında zıplıyorsun! Göz altları çökmüş olsa bile suratında yayvan bir gülümseme bulunan Uphin “Uyandın demek hayatım! Bir an için hiç uyanmayacaksın sanmıştım-“ diyor ve tam bu esnada kıyafetinin cebinden çıkardığı bir neşteri tüm parlaklığıyla gösterirken “Ve tam da işlemlere başlayacaktım!” diyor.
Uphin’in ses tonu ve tavırları, bu söylediklerinin altında bir gerçekliğin yattığını ayan beyan ortaya koyarken, bir şekilde kanının çekildiğini hissediyorsun. Uphin ise her şey son derece olağan ve doğalmış gibi neşterini cebine koyarken, bu kez kafanı iki eliyle yanlarından tutuyor ve gözlerinin içine bakmaya başlıyor. Sen Uphin’in hareketlerine anlam vermeye çalıştığın sırada ise Uphin bu kez sırayla önce sağ, sonra da sol gözünü tek eliyle sonuna kadar ve yerinden çıkartacak gibi açıp gözlerini inceliyor. Hemen ardından ise çeneni tutuyor ve ağzını sert bir şekilde aşağıya indirip küçük dilini görebileceği en yakın pozisyona kadar kafasını sana yaklaştırıyor. Tüm bu işlerini bitirdiğinde kafanı bırakan Uphin “Nasıl hissediyorsun? Neler hatırlıyorsun? Anlat bakalım uyuyan güzel…” diyor çok komik bir şey söylemiş de gülmemek için kendini zor tutuyor gibi.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 06 Jan 2023, 19:23
by Archon
Kızıllığı görebiliyordu. Vücudundan dışarıya yayılan kızıllığın kime ait olduğunu da biliyordu. Nylzrinth ile bir şekilde bir bağ kurmuş olmalıydılar. Başka bir açıklama gelmiyordu aklına. O ejder olmalıydı bunun sebebi. Peki ya diğerleri? Onlar da mı aynı şekilde istemsizce bağ kurmuştu karşılaştıkları iblislerle? Bunun cevabını bilmiyordu, aramak için güç sarf etmeye de niyeti yoktu hiç. Şu an başında daha büyük bir bela vardı. Beynine hücum eden bütün o anılar gibi.
Gözleri fal taşı gibi açılmıştı beynine hücum eden anılarla birlikte. En son hatırladığı andan itibaren geri sarıyordu beyni. Aspendos ile kavgaya girişmelerini hatırlıyordu. Uphin ve Melades'in bakışları ve sözleri. Ondan öncesinde iblis diyarına girişleri ve bodrum katındaki o odaya gidene kadar yaşadıkları. Ondan biraz daha öncesine gittiğinde tekrardan bu tarz bir odada uyandığını hatırlıyordu. Bir an için ilk uyanışından şu ana kadar olan süreci sorgulamıştı kafasında. Yaşananlar gerçek miydi? İlk uyandığı anda etrafında diğer insanlar da vardı. Bu seferkinde odada tek başına olduğunu tahmin ediyordu. Çünkü yattığı yataktan başka bir mobilya görememişti odada. Tek bir yatak ve göz alabildiğinde toz. İlk seferinde olduğu gibi güllük gülistanlık uyanmamıştı bu sefer. Eh, her seferinde öyle olacağını da umamazdı. Gerçi hiçkimsenin bu olayın tekrar tekrar yaşanacağını tahmin ettiğini de pek düşünmüyordu.
Odadaki varlığını daha da pekiştirmek için çevirmişti kafasını sola doğru. Tam o anda da Uphin ile göz göze gelip yerinde sıçramıştı anlık korkudan. Uphin'i karşısında görünce yaşananların gerçek olduğunu da tam olarak idrak etmişti. Vücudundan yayılan o kızıllık gerçekti. Duyduğu ses de gerçekti. Ejderin sesini duymuştu iblis diyarına ikinci kez girdiği zaman. Bütün o yaşananlar da onun yüzünden olmalıydı. Ne var ki, şu an için bunu düşünmek biraz lüks kaçıyordu. Ne de olsa elinde bir neşter ve yüzünde kocaman gülümseme ile Uphin kendisine bakıyordu.
Uphin konuşmasını bitirdikten sonra Archon'un vücudunu kontrol etmişti. Gözlerini ve ağzını daha doğrusu. Otopsi yapamadığı için üzüldüğünü tahmin edebiliyordu ama bu durumu olabildiğince ertelemeye niyetliydi Archon. Bu sebeple Uphin'i çok da kızdırmadan -ki bu herifin kızabileceğinden şüpheliydi- sorduğu soruya cevap vermesi gerektiğini düşünmüştü. Elini yavaşça alnına doğru götürürken başlamıştı konuşmasına. "Nasıl hissettiğimden tam emin değilim. Sanırım yorgunluk ve şaşkınlık ağır basıyor şu an." İlk cümlelerini kurduktan sonra beynini anlık olarak biraz daha kurcalamıştı. Başka anıların beynine hücum etmesini beklemişti ama bu bekleyişten bir şey çıkmayacağını da biliyordu. "Aspendos ile yumruklaştığımız ana kadar olan kısmı hatırlıyorum. Ya da iblislerimizin yumruklaşması mı demeliyim? Vücutlarımızdan yayılan renklerin karşılaştığımız iblislerle bir bağlantısı olduğunu tahmin ediyorum. Tabi o anda senin 'İblis gibi' diyerek beni aydınlatmış olman, o kızıllık vücudumu kapladığında içime dolan güç ve kudret hisleri de bu düşüncemde büyük bir etken. Yanılıyor muyum?" Bu sorunun cevaplarını az çok tahmin edebiliyordu. Yine de Uphin'den bu soruya bir cevap vermesini bekleyecekti. Belki de kendisi baygın geçirdiği süre içerisinde ek bilgiler edinmiş olabilirdi. Bilgeliğini konuşturma fırsatı bulduğunda bunu asla geri çevirmeyeceğini de onunla geçirdiği süre boyunca fark etmişti.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 09 Jan 2023, 17:14
by GM - Dimensio
Konuşmaya başlamanla birlikte Uphin’in kendine özgü değişik yüz ifadeleriyle seni dinlemeye başladığını görüyorsun. Yüzüne baktığında aslında söylediklerini ciddiye alır gibi bir ifade bulunmasa bile, Uphin’in senin her bir kelimeni önemsediğini anlayabiliyorsun. Özellikle iblis olma durumlarından bahsettiğinde, Uphin’in gözlerindeki gizemin yarattığı heyecanı açık bir şekilde fark ediyorsun. Son cümlenin sonuna koyduğun soru işareti Uphin’in yüzünde çarpık bir gülümseme yaratırken, Uphin bulunduğu yerden hareketlenip ayak ucuna doğru ilerliyor. Bu esnada yürüyüşü adeta bir tiyatro oyunundaymış gibi abartılı bir hal alıyor ve tam ayak ucuna geldiği anda bir anda yüzünü sana dönüp iki kolunu yana açıyor. Bakışlarını önce odanın tavanına, ardından da yavaşça sana indiren Uphin “SEN!” diye bağırıyor. İçinde bulunduğunuz ortamda son derece abes olan bu bağırtının ardından Uphin sağ kolunu öne doğru getirip işaret parmağıyla seni gösteriyor ve “EVET SE~~N!” diyor bir kez daha. İki saniye kadar bu pozisyonda duran Uphin yüzüne sahte bir endişeli ve üzgün ifade takınırken sol avuç içini yüzüne yapıştırıyor ve “Bu dünyanın en şanssız insanısın. ÇÜNKÜ~~ SE~~N!” diyor. Olayın nereye gideceği ve nereye varacağı konusundaki düşüncelerin seni somut bir manaya ulaştırmaktan uzak kalıyor, ancak Uphin, kendi yazdığı, yönettiği ve son derece beceriksiz sahnesine devam ederek “Benim Neelenua’mı görme şerefine nail O~~LA~~MA~~DIN~~!!” diyor.
Dünyanın en kötü haberini, dünyanın en kötü oyunculuğuyla vermiş olan Uphin sergilediği oyundan dolayı gereksiz ve hak edilmeyen bir alkış tufanı beklese bile, boş bakışların karşısında şaşkın şaşkın bakmakla yetiniyor. Bu haliyle ne kalıbına, ne titrine ne de herhangi bir insani duruma yaraşmayan Uphin “Ahh, neyse!” diyerek tüm suçu adeta senin anlayışsız düşüncelerine yıkıyor!
Omuzlarını hafifçe silkmesinin ardından Uphin küçük adımlarla sağa ve sola yürümeye başlıyor. Bu esnada bir elini cebine atıp neşterini çevirmeye başlayan Uphin “Söylediklerinde pek haksız sayılmazsın, akıl küpüm. Ancak orada karşılaştığınız iblisler olarak değil, bizzat kendiniz olarak vardınız. Yani ortada iblislik bir durum varsa, ki bana sorarsan kesin var, bu iblisler tamamen sizdiniz!” diyor. Kendi cümlelerine yaşadıklarını da ekleyerek benzersiz bir hayranlığı yüzüne yansıtan Uphin adımlamayı kesmesinin ardından sana dönüyor ve “Esther ve Aspendos bir şekilde içlerindeki, bağlandıkları veya ne şekilde olursa olsun sahip olabildikleri gücü baskılayıp kontrol altına alabildiler. Gerçi bunun tam bir kontrol olduğu konusunda emin değilim, anlık bir durum da olabilir. Ancak sen, bununla baş edemeyip kendinden geçtin. Belki daha zayıfsın belki de kudretin daha fazla bunu bilemem… Olayın bununla ilgisi olduğunu da düşünmüyorum. Zaten bir önemi de yok.” diyor. Kendi içindeki çelişkili ve çekişmeli fikirlerini yarıştırmak yerine kafasını iki yana sallayıp bir kez daha sana odaklanmayı seçen Uphin “Fakat seni de bir şekilde Esther ve Aspendos kıvamına getirmeliyiz. Fakat bu belli ki basitçe iblis diyarına girip, bir şekilde iblisleşmen olarak gerçekleşemeyecek. Bu yüzden birkaç fikrim var.” diyor.
Uphin bu sözlerini tamamladıktan sonra sinsi bir şekilde sana bakmaya başlarken, istemsizce aklından bin türlü fesatlıklar geçiyor. Uphin’in giderek hainleşen bakışları bu düşüncelerinin fesatlık boyutunu katlarken, Uphin’in aklından geçenleri öğrenmek için sabırsızlanıyorsun. Uphin ise, sanki bilerek sana işkence yapmak ister gibi fikirlerini bir türlü açıklama niyetini ortaya koymuyor. Odaya çöken sessizlik yarım dakikayı bulduğunda ise Uphin “Söyle bakalım, bir mi, iki mi, üç mü, dört mü?” diyor sadece. Hatta bunu o kadar kendinden emin bir şekilde söylüyor ki, sanki tüm bu dört planının neticesini bile biliyormuşsun gibi bir hava yaratıyor. Ancak içten içe, bu planların ne olduğunu sorsan bile Uphin’den cevap alamayacağını hissediyorsun.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 12 Jan 2023, 15:28
by Archon
Konuşmasına nokta koyduğu zaman Uphin'in heyecanlanıp sorusuna uzun uzun yanıtlar vereceğini düşünmüştü. Sonuçta Uphin bilgisini konuşturma fırsatı olduğunda bunu gösterişli bir şekilde yapmaktan asla kaçınmazdı. Lakin içinde bulundukları durumda Uphin'in direkt cevap vermek yerine, Archon Neelenua isimli iblisi göremediği için bu kadar abartılı bir tiyatro gösterisi yapacağını düşünmemişti. Bu da Uphin'in sevdiği şeylere bir yenisini daha eklemişti. Anlaşmalı olduğu iblisi ile hava atmak. Uphin'in ilk sözleri bittiğinde, boş gözlerle bakmaya başlamıştı Archon. İçinde bulundukları durumda bir iblisi görmek ya da görmemek niye bu kadar büyük bir olaydı bunu anlayamamıştı. Odada oluşan bir kaç saniyelik sessizliğin ardından Uphin tüm suçu Archon'un üzerine atan bir suçlama ifadesi kullandıktan sonra asıl konuya dönmüştü.
Cebinden neşteri çıkardığı zaman Archon'un aklından ilk geçen şey odadan çıkış yerlerini aklına kazımak olmuştu. Görünürde iki seçeneği vardı. Kapı ve pencere. Duvarı kıracak kadar güçlü değildi. Odanın içinde başka mobilya da olmayışı kaçış sırasında Uphin'in önüne engel olarak bir şey koyamayacağına işaretti. Yerden yüksekliklerinin ne kadar olduğunu bilmediğinden pencereden kaçma fikri de riskliydi. Eğer çok yüksektelerse bacaklarını kırıp daha bir kaç adım atamadan yakalanabilirdi. Tek seçeneği kapı kalıyordu bu yüzden. Konuşmanın ilerleyişi ve Uphin'in davranışlarına göre kaçıp kaçmayacağını düşünecekti. Lakin kaçmaya karar verirse tek seçeneğinin kapı olduğunu bilmek, Archon'un rahatsız olmasına neden olmuştu. Kalenin iç yapısını çok fazla bilmiyordu. Dışarı çıkış kapısını aklına kazımıştı. Ya da çıkış kapısı olduğu düşündüğü yeri. Ne var ki dışarı çıktığında da ne yapacağını tam olarak bilemiyordu. Bu kadar bilinmezliğin arasında, karşısındaki delinin elinde neşterle sırıtarak kendisine bakması içinde yaşadığı dünyayı sorgulamasına neden olmuştu.
Uphin odanın içinde volta atarken bir yandan da konuşmaya başlamıştı. İlk cümlesi Archon'u onaylamak olmuştu. Sonrasında yanlış olan yerleri düzeltip boşlukları doldurmuştu. Uphin'in sözlerinde ilk şaşırdığı kısım da burada vuku bulmuştu. "Ortada iblislik bir durum varsa bu iblisler tamamen sizdiniz!" Gördüğü iblis ile anlaşma yapamamıştı. Peki neden o iblise dönüşmüştü? Başka bir iblise dönüşmüş olamazdı. Çünkü ejderin sesini duymuştu. Diğerlerinin de kendi iblislerinin sesini duyduğunu düşünüyordu. Bu durumda o iblislerin sesini duyamadığını düşününce bu dışarıda olan değil, beyninin içinde olan bir durumdu. Ya da telepatik yöntemlerle iletişime geçmişti. Ya da iblis-insan bağı şeklinde vuku bulmuştu bu konuşma durumu. Gerçi daha çok tek taraflı bir konuşmaydı bu. Yine de sadece düşünerek bu soruların cevabını bulamayacağını çok iyi biliyordu. Uphin konuşmasına devam ederken beynini boşaltıp Uphin'in söylediklerini iyice dinlemeye çalışacaktı. Zira onun anlattıklarından yola çıkarak neler olduğunu anlayabilirdi ancak.
Diğer ikilinin bu iblis gücünü kontrol edebildiklerinden bahsetmişti. Devamında Archon'un zayıf olabileceğinden, ya da kontrol etmeye çalıştığı kudretin fazla olabileceğinden bahsetmişti. Çok da haksız sayılmazdı. İki durum da geçerli olabilirdi. Ama hangisinin geçerli olduğu şu an için önemsizdi. Sonuçta içindeki gücü kontrol edememişti. Uphin de bu düşünceyi sanki duymuş olacak gibi onaylayıp, aklında bir kaç fikir olduğundan bahsetmişti. Bu fikirler, kendisini Esther ve Aspendos gibi o iblis yanıyla 'barıştırmak' amacındaydı.
Konuşmasını bitirdikten sonra önce sinsi bir bakış atıp, devamında fikirlerin hiçbirisi hakkında detay vermemişti. Uphin sessizliğine devam ederken Archon'un içini büyük bir heyecan kaplamıştı. Bu heyecan güzel bir heyecandan ziyade korku dolu bir heyecandı. Başına neler geleceğini bilmiyordu. Neler yaşayacağından da emin değildi. Büyük acılar çekebilirdi belki. Ya da üzerinde deneyler yapmak için bir odaya kapatılabilirdi. Ve böyle bir şey olursa Uphin in onu lime lime edip alabileceği bütün bilgileri, ne pahasına olursa olsun alacağından emindi. İçindeki korkunun asıl sebebi buydu. Tabiki yine de kaçmak şu an için seçenekleri arasındaydı. Ama kaçmak istemiyordu. Bu işi olabildiğince ileriye göterecekti. İçindeki merak duygusu, korku duygusundan ağır basıyordu. Yaklaşık yarım dakikalık bakışmanın ardından dört seçenek sunulmuştu önüne. Ne hakkında olduğunu, başına neler geleceğini bilmeden birisini seçmesini istemişti. Bu durumda sorsa da fikirlerin içeriğini öğrenemeyeceğini az çok anlamıştı. Bu sebeple biraz beklemeye karar verdi. Gözlerini hafifçe kısarak Uphin'in gözlerinin içine bakmaya başlamıştı. Onu bu bakışlarla tedirgin edeceğini ya da korkutabileceğini düşünmüyordu. Yine de biraz önce yaşadığı duygu durumunun bir kısmını Uphin'e de yaşatmak istiyordu. Bu sırada ise kendisi içinden birden dörde kadar başa dönerek saymaya başlamıştı. Bir. İki. Üç. Dört. Hangisi seçeceği konusunda kararsızdı hala. En iyi seçeneğin şansa bırakmak olduğunu düşünüyordu. Bir. İki. Üç. Dört. Karşısında sırık gibi dikilen adamın bir yerde söze girmesini bekliyordu. Bir. İki. Üç. Dört. Söze girdiği anda aklından geçen sayıyı söyleyemeyi amaçlıyordu. Bir. İki. Üç. Dört. Lakin Uphin'in söze girmek yerine ondan cevap bekleyeceğini de biliyordu. Bir. İki. Üç. Dört. Bu sebeple çok uzatmanın bir manası olmadığına karar vermişti. Bir. İki. "Üç."
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 16 Jan 2023, 13:34
by GM - Dimensio
Uphin’in sorusuna verdiğin cevabın ardından yüzünün belirgin bir şekilde düşmesi gözünden kaçmıyor. Sanki büyük bir günah bahçesindeki her türlü meyveyi tatmışsın gibi hüzünlü ve acı bir şekilde sana bakan Uphin bir süre bu şekilde bakmasının ardından düşünceli bakışlarına dönüyor ve kendi kendine konuşurcasına “Geçmişe yönelik bağlantı sorunu… Ya gerizekalı ya dikkatsiz ya da geçmişin silinmesinin devamı… Umarım sonuncusudur!” diyor. Uphin bu cümlelerinin senin tarafından duyulmuş olduğunu ilk anda fark etmese bile, bakışlarındaki değişikliği hemen algılayıp sözde bir utanmayla sana bakıyor ve “En başta üç kişiydiniz ve ben sana bir numarayı vermiştim. Eğer geçmişle olan bağlantıyı kurabilseydin, bir numarayı seçmen gerekirdi. Dört ise tamamen kafa karıştırmadan ibaretti, aslında dördüncü bir seçenek de yoktu.” diyor. Sanki bu cümleleriyle az önceki sözlerini sildiğini düşünen Uphin iki elini beline dayadıktan sonra “Biri seçseydin, seninle güzel, basit ve eğlenceli bir oyun oynayacaktık. Belki sana Neelenua’mı bile gösterecektim.” diyor. Elbette Uphin’in oyundan kastının gerçekten zevk alabileceğin bir şey olduğunu düşünmüyorsun, ancak Uphin tüm tebessümüyle bunun varlığını ispat etmek ister gibi duruyor. Bu sözlerinin arından sağ elinin işaret ve orta parmağıyla iki rakamını yapan Uphin “İki deseydin, vücudun üzerinde inceleme yapacaktım. Biraz kesip biçme işleri olacaktı. Neyse, en azından etraf kirlenmeyecek diye sevinebilirim.” diyor. Bu seçenek, içini biraz rahatlatmış olsa bile halen daha seçtiğin yolun ne olduğunu bilememek seni tedirgin etmeye başlıyor. Ancak Uphin, sanki bu açıklamalarından zevk alıyor ve heyecan dozunu arttırmak için bilinçli olarak beklemeye koyuluyor.
Birkaç saniye süren sessizlikten sonra Uphin “Fark ettiysen birinci seçenek eğlenceyi, ikinci seçenek ise fiziksel acıyı ortaya koyuyordu. Kademeli bir yükselme denilebilir. Dördüncü seçeneğin olmayışı ise, hiçliğin göstergesi oluyor. Nİ~~HAİ SON~~!” diyor. Hemen ardından ise bakışları bir anda keskinleşen Uphin “Demek ki, seçtiğin üçüncü seçenek fiziksel acının ötesinde ancak hiçliğin sınırında!” diyor ve hemen ardından sana karşı sergilediği sahne oyununu tekrar ederek “SEN GER~~ÇEK~~TEN DE BU DÜNYANIN E~~N ŞANSSIZ İNSANI O~~LA~~Bİ~~LİR~~SİN~~!” diye haykırıyor!
Uphin, bir kez daha ortaya koyduğu gösterinin alkış kıyamet olmasını beklerken, böylesine bir tepkiyle karşılaşmamanın ortaya koyduğu acı tat ile yüzleşiyor. Yüzündeki çılgın gülümseme yerini normal surat ifadesine terk ederken “İstersen tercihini değiştirebilirsin, ne diyorsun?” diyor. Fakat hemen ardından sağ gözünü kırparak “Eğer değiştirmeyeceksen de kendini hazırlamaya şimdiden başla bakalım. Çünkü U~~ZUN~~ bir yola çıkıp elimizi BOM~~BOŞ~~ dönebiliriz!” diyor.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 17 Jan 2023, 16:37
by Archon
Önümde 10 günlük aşırı yoğun bir maraton var. En erken 27sinde yazabilirim gibi görünüyor.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 29 Jan 2023, 22:02
by Archon
Cevabını verdikten sonra sırasıyla Uphin'in söylediği şeyleri tek tek dinlemişti. Başta bir kaç hakaret tarzı laflar işitmiş olsa da, Uphin'in bu cümleleri hakaret etmek için kurmayacağını düşünüyordu. Şimdiye kadar böyle bir hava vermemişti Uphin. Bu sebeple çok da fazla aldırış etmemişti bu laflarına. Bu laflara takılsa bile ne yapabilirdi ki? En fazla karşı çıkardı, sonra bu laf dalaşı uzamaya başlardı. Uphin bir şeyler söyler, üstüne Archon bir şeyler söylerdi. Devamında ya Uphin'i sinirlendirip kendisini bir otopsi masasına bağlı halde bulurdu, ya da zaten çekeceğinden daha fazla acı çekerdi. Bu kadar uğraştırıcı işlere girişmektense dediği laflar hakaret manasında bile olsa 'Tamam kral, sen en iyisin' diyerek köşesine çekilmek çok daha mantıklı bir hareket olurdu. Zira bu laf dalaşının sonucunda kendi avantajına bir şey elde etmesi oldukça zor olacaktı.
Uphin de bu durumu fark etmiş olacaktı ki söylediği sözlere açıklama getirme isteği duymuştu. En başta ona bir ismini verdiği için birinci seçeneği seçmesi gerektiğini düşünmüştü Uphin. Lakin Archon bu seçimi yaparken ikisinin arasında sadece sayı olmaları dışında herhangi bir bağlantı kurma gereksinimi dahi duymamıştı. Uphin'in bu mantığı ile hareket edecek olsa hayatının geri kalanında, karşısına herhangi bir seçenek çıktığında direkt olarak bir numaralı seçeneği seçmesi gerekirdi. Bu da gerçek anlamda aşırı mantıksız ve manasız bir yöntem olurdu. Bu sebeple durumun çok da üzerinde durmadan Uphin'in konuşmasına devam etmesini beklemişti.
Önce birinci seçeneği açıklamıştı Uphin. Bir oyun oynayacaklarından bahsetmişti gülümseyerek. Araya Uphin'in iblisi ile tanışma sözü girdiği gibi Archon birinci seçeneğin bir şekilde Uphin'in iblisi ile bir dövüşe girmesi gerektiğini anlamıştı. Uphin, bir iblis ile Archon'u karşı karşıya getirip, fiziksel ve zihinsel baskı uygulayarak Archon'un muhtemelen içine girmiş olan iblisin bu durumlara nasıl tepki vereceğini görmek isteyecekti. İkinci seçenekte ise Archon'un vücudunu kesip biçerek yine muhtemelen vücuduna girmiş olan iblisin, bu vücut üzerinde yaratmış olabileceği muhtemel değişiklikleri görmek isteyecekti. Ya da normal bir insanın vücudundaki farklılıklar ile karşılaştırarak vücuduna girmiş olan iblisin niye böyle bir yöntem izlediğini, buna neyin sebep olduğunu bulmaya çalışacaktı. Dördüncü seçeneğin olmayışı ise nihai sonu temsil ediyormuş. Uphin'e göre. Bu seçenekler içinde hiçbir şekilde kendisine uygun bir seçenek yoktu. Üç seçenek arasından ikinci seçeneği seçmesi zaten pek olası değildi. Boşu boşuna ölmek can sıkıcı olurdu. Birinci seçenekte ise bir iblis ile dövüşme fikri vardı. Bu da kulağa o kadar da mantıklı gelmiyordu düşününce. İşin ucunda Uphin olunca bu dövüşün nereye kadar gideceğinden emin değildi. Gerçi zaten bir seçeneği seçmişti ve bu seçenekten geriye dönmeyi de pek düşünmüyordu.
Uphin son olarak fikrini değiştirmek isteyip istemediğini sorduğunda ise Archon'un cevabı zaten belliydi. Upuzun bir yola çıkıp eli boş dönme fikri her ne kadar can sıkıcı bir durum olsa da, içinde kabarmaya başlayan merakını da bastırmakta zorlanıyordu. Eli boş dönmemesi durumunda çok kıymetli bilgiler öğrenebileceğini, belki de çok özel bir şeyler olabileceğini hissediyordu. Ya da böyle olmasını umut ediyordu. Her iki durumda da, hazırlanmasına bile gerek olmadan işe koyulmaya can atıyordu. "Eee, başlayalım o zaman. Ne yapıyoruz?"
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 30 Jan 2023, 12:25
by GM - Dimensio
Aldığı cevap karşısında yüzünde kocaman bir gülümseme beliren Uphin’in tek gözünün küçülüp diğerinin büyümesi, pek de hayra yorulmayacak bir işe giriştiğini sana gösteriyor. Ancak Uphin, tüm bu tavırlarını sahne performansıyla desteklemek ister gibi iki kolunu da yana açtığı anda “Ne yapıyoruz mu?” diyor sorunu tekrar ederek. Hemen ardından ise kafasını iki yana sallayan Uphin “Ne yapıyorum diyecektin herhalde… Çünkü ben gündelik işlerime devam edeceğim.” diyor. Elbette Uphin’in gündelik işlerden kastının yeme içme mi yoksa birilerini kesip biçme mi olduğu konusunda tam bir fikir sahibi olamasan bile Uphin “Sonuçta iblise dönüşen ben değil, öyle değil mi?” diyerek tüm sorumluluğu senin üstüne attığını belli ediyor. Sözlerine bir onay beklemeyen Uphin iki kolunu eski haline getirdiğinde “Hatırlıyor musun bir Melades vardı… Onunla buluşalım ve bize bir kapı açsın.” diyor. Ancak bu sözlerinin ardından yüzüne değişik bir ifade takınan Uphin gülmekle gülmemek arasında durur gibi sana baktıktan sonra “İblis tarafın da bu kirli dünyadan sıkılmıştır herhalde.” diyor. Sözlerine olağanın dışında bir kahkaha bekler gibi duran Uphin bu tepkisine aradığı karşılığı bulamayınca da hafif bozuk bir şekilde kapıya doğru yöneliyor ve “Neyse gidelim, senin de için geçmiş.” demekle yetiniyor.
Uphin ile birlikte odadan çıktığında, halen daha ilk uyandığın binada olduğunu fark edebiliyorsun etrafındaki mimariden. Merdivenler ve koridorlar birbirini sıra izledikten sonra tanıdık bir koridora geliyor ve bir odanın önünde duruyorsunuz. Bu odanın Melades’e ait yer olduğunu bildiğin için bundan sonraki olacakları aşağı yukarı tahmin edebiliyorsun. Kaldı ki Uphin de seni şaşırtmıyor ve kapıyı yumruklamaya başlarken “Melades! Kalbimin SA~~Hİ~~Bİ~~!!” diye bağırmaya başlıyor. Uphin’in sözleri ve birkaç kapıya vurmanın ardından hışımla açılan kapının ardından Melades’i bir kez daha görüyorsun. Sanki derin bir uykudan istemsizce uyanmış gibi öfkeli bir şekilde Uphin’e bakan Melades henüz daha bir şey söyleyemeden Uphin “Bir dahakine kafamı koparırsın, erkeksin, suratımı tanınmaz hale getirirsin, kafana estikçe kapı açamazsın, izin almalısın, şantaj mı yapıyorum, ipimle kuyuya inmezsin, vs. vs.!” diyor hızlı hızlı. Hemen ardından ise “Bu fasılları ultra hızlı ileri sarma metoduyla geçip olaya dahil oluyorsun, değil mi?” diyor heyecanlı bir şekilde. Melades ise henüz daha açamadığı göz kapaklarının öfkeyle titremesine engel olamıyorken Uphin “O zaman HA~~Rİ~~KA~~!!” diyor ve adımlarını odaya doğru atmaya başlıyor! Melades’i bir anda ittirerek kapının önünden çekilmesini sağlayan Uphin sana da eliyle içeri gelmeni işaret ediyor.
Tanıdık odanın içine girmenizin ardından Uphin “Bu son, sana söz veriyorum kalbimin sahibi Melades! Bir daha senden böyle bir şey istemeyeceğim ve geçmişimizi de sıfırlayacağım!” diyor. Ancak hemen bu anda tek gözünü kırparak “Tabi her şeyi değil… O mükemmel çekimi hiçbir güç sıfırlayamaz!” diyor. Artık hepten çığırından çıkmış gibi görünen Melades “Uphin! Odadan çıkmak için üç saniyen var! Yoksa gerçekten-” diyerek konuşmaya başlıyor. Ancak Uphin bir anda sağ elinin işaret parmağını Melades’in dudaklarına koyarak onu susturuyor ve elini bulunduğu yerden ayırmadan “Bana bak Melades… Bu işe benimle birlikte girdin ve dediklerimi yapacaksın! Ya bunu isteyerek yaparsın ya da topun ağzında olan isminin üzerine bir çizik atarım!” diyor oldukça tehditvari bir şekilde. Uphin’in bir anda değişen aurası senin de dikkatinden kaçmıyorken, eski haline bir anda dönüveren Uphin elini geriye çekerken “Şimdi bir kapı aç bakalım. Ama karanlık değil, havadar bir yer olsun. Anlarsın ya!” demekle yetiniyor. Melades, öfkeli bir şekilde Uphin’e bakmaya devam etse de direnci kırılmış gibi görünüyor ve “Bu son … Yemin ederim son!” diye mırıldanıyor. Bu sözlerinden sonra Melades, iblis diyarına girmen için karanlık daireyi oluşturuyor ve dairenin oluşmasından sonra Uphin sana dönerek “Ne yapıyoruz demiştin ya? Hadi bakalım, iblis diyarına gidiyorsun!” diyor.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 01 Feb 2023, 01:28
by Archon
Uphin'in yüzünde ansızın gelişen değişim ile kendisini çok meşakatli bir yola soktuğunu anlamıştı. Seçeneğini değiştirmeyi bir an için bile düşünmemişti. Şu an da düşünmüyordu. Neticede bu durum, hayatının ikinci kısmının nasıl ilerleyeceğini belirleyecekti. Şimdi rahat rahat ilerleyip, sonrasında zorluklar ile karşılaşmaktansa, en baştan zorlukları çekip sonrasında rahatlayabilirdi. Aklındaki bu düşünce ile yaptığı seçimi kendi içinde meşrulaştırırken girmişti söze Uphin. Önce bütün işi Archon'un yapacağını, kendisinin bir yerlerde gündelik işlerini yapacığını belirtmişti. Bu gündelik işlerin göt büyütmek ile göt kesmek arasında bir yerlerde olduğunu düşünüyordu. Hemen ardından Archon'un iblise dönüştüğünden bahsetmişti. İblise dönüşebildiğini bilmiyordu. Bu yönde tahminleri vardı lakin şu ana kadar iblisinden güç çektiğini düşünüyordu. İblise dönüşebildiğini öğrenmesi, ya da en azından Uphin'in bu yönde bir teorisinin olduğunu bilmesi Archon için bazı şeyleri aydınlatıyordu. Her ne yapacaksa da bu bilginin işine yarayacağından adı kadar emindi. Ondan da pek emin değildi gerçi lakin şu an konumuz bu değil.
Uphin sözlerine devam edip, iblis tarafının bu dünyadan sıkılmış olabileceğini söylemişti alaycı bir şekilde. O an kafası yeterince karışık olan insan iblisinden beklediği tepkiyi alamayınca da, Archon'a da lafını esirgemeden odanın çıkışına doğru yönelmişti. Uphin'in bu ani hareketini beklemediğinden hafif afallayan Archon, hızlıca kendisine çeki düzen verip yataktan fırlayarak Uphin'in peşine takılmıştı. Odadan çıkıp tekrar taşlarla çevrili koridora girdiğinde nereye gideceğini çok iyi anlamıştı. İblis diyarına bir kez daha girecekti. İblisler ile anlaşma yapılması için bu kadar çaba sarf edilmesine pek şaşırmamıştı zira bu kadar kolayca zırt pırt girilip çıkılabilen bir yerden ne denli büyük tehditlerin gelebileceği belli olmazdı. Resmen yalama olmuştu iblis diyarı.
Melades'in kapısının önüne geldiklerinde Uphin yine kendisinden bekleneni yapıp Melades'e olan aşkını saklamadan seslenmişti. Uphin'in hem kapıya vurup hem de avazı çıktığı kadar bağırmasından mütevellit, çok geçmeden sinirli bir şekilde kapıyı açmıştı Melades. Ağzından bir kaç küfür çıkacağını düşündüğü sırada Uphin onu durdurup hızlıca olacaklardan bahsetmişti. Pek haksız da sayılmazdı dediklerinde. Archon'da olacakları tam olarak böyle öngörmüştü. İkilinin arasındaki ilişkinin pek değişeceği yoktu en nihayetinde. Yine de birbirlerinden çok da nefret eder bir halleri yoktu. Acaba Melades'in de hoşuna gidiyor olabilir miydi bu durum? Yakışıklı bir çocuğa benziyordu lakin bu dünyada kadınların nasıl bir yakışıklılık anlayışları var tam olarak bilmiyordu. Bu sebeple belki de diğer kızlardan böyle yaklaşım görmüyordu. Bu sebeple de içten içe Uphin'in ona yavşamasından hoşlanıyor olabilirdi. Ne var ki, Uphin'in biyolojik olarak Melades ile aynı cinsiyetten olması da bu yaklaşımına verdiği sert tepkinin açıklaması olabilirdi.
Olacakları hızlıca ileri sardıktan sonra, Melades'e olaya dahil olup olmadığını sormuştu. Sinirli anahtar daha cevap bile veremeden Uphin, önünde duran ve onu tokatlamamak için kendisini zor tuttuğu aşırı belli olan Melades'i iterek odaya girmişti. Hemen ardından da eliyle olaylardan bihaber Archon'u odaya çağırmıştı. Odaya adımını attığı anda Uphin bu seferkinin son olduğu konusunda yeminler edip sözler vermeye başlamıştı. Melades bu sözlere aldırış etmeden Uphin'i tersleyeceği sırada hiç beklemediği bir şey gerçekleşmişti. Uphin'i hiç olmadığı kadar tehditkar görmüştü. Kendisinden yayılan auranın kökten değiştiğini hissedebiliyordu. Bunun Melades'te farkında olmalıydı ki bu son diyerek kendi kendine mırıldansa bile şimdiye kadar sergilediği dik duruşu bir anda kırılmıştı. Tabi, bu sırada Uphin'in tehdidinden hemen söylediği sözler de Archon'un beyninin köşesinden kendisine bir yer bulmuştu. Havadar bir yer mi? Ne anlama geldiğini sorgulamaya fırsat kalmadan Melades karanlık daireyi oluşturmuştu. Uphin ise kendisine dönerek iblis diyarına gideceğinden bahsetmişti. İçeri girmeden en azından bir iki soruluk vakit ayırabileceğini düşünüyordu. Lakin nasıl bir soru sorması gerektiğinden emin değildi. Ya da hangi soruları sorması gerektiğinden. Bu sebeple en önemli olan iki soruyu kafasında seçip kalanların cevabını içeriye girdikten sonra bulmaya karar verdi.
"Tek başıma gidiyorsam eğer oradan geri dönmeyi nasıl başarıcam? Ve bir soru daha. İçeri girdikten sonra ne yapmam gerekiyor?" Aklındaki soruları sorarken ikisine de cevap alamayabileceğini biliyordu. Lakin bir cevap alma ihtimali bile tutunabilinecek güzel bir ihtimaldi şu an için. Havadar derken ne kastettiğinden hala emin değildi lakin karanlık değil demesinden az çok bir şeyler çıkartmıştı. Tekrardan tamamen karanlık olan yere gitmeyeceğini düşünüyordu. Bu da iblis diyarının kendi içinde biyomlara ayrılmış olabileceği düşüncesini doğurmuştu. Belki sahil kenarı güzel bir mekana giderdi. Çok optimistik bir düşünce olsa da, imkansız olmadığını düşünüyordu.
Sorularına bir cevap alır almaz ise, gözlerini kapatıp o güzel sahil kenarı mekanı düşleyerek karanlık dairenin içine adım atacaktı.
Re: İnsan İblisi (Archon)
Posted: 03 Feb 2023, 17:15
by GM - Dimensio
Sorularını sorduğun anda Uphin’in değişen yüzünden ters giden bir şeylerin olabileceğini anlıyorsun. Bu ters gidişin sadece sorularına cevap alamama noktasında olduğunu düşündüğün anda ise, Uphin adeta bir kedi gibi seni kıyafetinin arkasından yakalıyor ve iki eliyle destek alarak seni iblis diyarına açılan kapıya doğru ittirmeye başlıyor. Görünüşüne rağmen seni zorlanmadan ittirebiliyor olmasına şaşırmak bir yana, Uphin’in adeta seni apar topar iblis diyarına sokma çabasına karşı direnmene müteakip Uphin “Melades olmadan göndereceğimi mi sanıyorsun? Yoksa nasıl döneceksin ki!” diyor. Hemen ardından ise sen kapının önüne gelir gelmez “Oradaki iblisleri falan öldür, ne bileyim, kendi iblisini bulmaya çalış falan filan. A~~MA~~N~~! Bunları da bana sormayın artık!” diyor. Cümlesi biter bitmez seni son bir hışımla iblis diyarının karanlığına bırakan Uphin arkandan el sallamaya başladığı sırada bakışlarını Melades’e döndürüyor ve “Kapat, çok yazmasın!” diyor. Melades’in gözleri bu sözleriyle büyürken Uphin sana son bir kez daha bakıyor ve bir anda ardından kapanan kapıyla birlikte iblis diyarının karanlığına sürükleneceğini hissediyorsun.
Off Topic
Son bir RP alalım ve seni İblis Diyarı'ndaki yeni konuna alalım.