Page 1 of 1
Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 20 Oct 2022, 10:56
by GM - Dimensio
Odanıza geri dönmenizin ardından geçen 6 gün sizin normal hayata alışmanızı sağlıyor. Bu süre zarfında iblislerden ziyade gündelik hayata ilişkin bilgiler alıyor ve normal bir yaşama dönmeye hazır hale geliyorsunuz. Bunu sağlayan ise, odanızdan çıkıp üste gezmenize izin verilen alanlarda karşılaştığınız kişiler ve size yemek servisi yapan insanlar oluyor. Rütbe olarak önemli noktalarda olmayan bu kişiler size son derece saygılı ve nazik davranıyor. Bununla birlikte kafanızda yaşama dair sorulara da yanıt bulabiliyorsunuz. Ancak konunun iblislere ve buna bağlı diğer konulara geldiğinde, konuştuğunuz kişiler kibarca bu konularda sizlere bilgi veremeyeceklerini, kendilerinin de sınırlı bilgileri olduğunu ve söyleyeceklerinin bildiklerinizden çok da farklı olmadığını iletiyor. Bu nedenle, kendinizi daha çok normal yaşama dair geliştiriyor ve bu konudaki bilgilerle dış dünyaya kendinizi hazır hale getiriyorsunuz.
Altıncı günün sonunda odanıza gelen bir görevli, yarın için üsten ayrılacağınız bilgisini size iletiyor. Bununla birlikte, Inias ve Diniel için 3 organizasyonun, Xaphan için ise 2 organizasyonun görüşme talebinde bulunduğunu, ancak bölüklerden herhangi bir şekilde talep gelmediğini iletiyor. Aklınıza ister istemez bölüklerden neden talep gelmediği sorusu yankılandığında ise, görevli kişi genellikle bölüklere doğrudan alım yapmadıklarını ve bir süre organizasyonda zaman geçirmiş kişilerin daha rahat bir şekilde bölüklere dahil olabildiğini, bu yüzden böyle bir amacınız olması halinde aceleci ve karamsar olmamanızı size bildiriyor. Akabinde sizler için iyi dileklerini ileterek odanızdan ayrılıyor.
Bu, belki de birlikte geçireceğiniz son geceniz oluyor. Bu ana kadar bir şekilde birbirinize yoldaşlık yapmış ve kaderinizi bölüşmüş hissediyorsunuz. Ayrıca bu, gerçek anlamda yeni hayatınıza başlamanız için geçireceğiniz son gece de oluyor. Her ne kadar zihninizde halen daha bilinmezlikler bulunsa bile, bundan sonraki hayatınızda tüm bu gizemlerin de çözüleceğini düşünüyorsunuz.
Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.
Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 21 Oct 2022, 02:01
by Diniel
Altı gün geçmişti. Bundan çok daha kısa süre burada kalacağımı düşünüyordum oysaki. Geçen günlerimi göz önüne getirdiğimde genelde Inias ile muhatap oluyor, Xaphan’a karşı genel bir sevimsizliğinden dolayı gerekmedikçe iletişime geçmiyordum. Xaphan’ın sevimsizliği konusunda görünüşünü hesaba katmasam da konuşmaları ve tavrı konusunda sadece bir müttefik olmaktan öteye geçemiyordum onunla. Ancak Inias çok daha cana yakın tavırlar sergiliyordu. Bu da ona karşı az da olsa ısınmama sebep oluyordu.
Geçirdiğim ilk gece aklıma geliyordu. İlk kez gördüğüm ayın gökyüzünde parıltısını büyülenerek izliyordum. Bu büyük parlak küre nasıl oluyor da loş ışık ile odayı doldurabiliyordu ki? Ancak bu fiziksel soru havada kalıyor ve manevi hissiyatına odaklanıyordum. Gözlerim ayın ve ara ara ortaya çıkan bulutların bu ışıltıyla aldığı görünümünde vakit geçiriyordu. Garip bir huzur kaplıyordu içimi. Elimi cama koyup sanki sevdiğim biri karşımdaymış gibi bakmayı sürdürüyordum. Ardından sol elimle saçlarımı kulağımın arkasına atıp sırtımı cama dönüyor ve yaslıyordum. Diğer ikisinin uyuduğunu daha doğrusu uyuduğunu tahmin ettiğim bu zamanda kendimi biraz ruhen salmak istiyordum. Gün boyu kaskatı kesilmiş ve kimi zaman öfkelenmiş kimi zaman bozulmuştum ama sonunda, şu anda bu gecenin sakinliği bana kendimi anlatıyordu sanki. Öfkeli, sert ve hesaplı bir kişilikten sakin ve yoğun bir hissiyata kaymıştı duygularım ve içim gitgide bu hissiyatla doluyordu. Inias’a kayıyordu gözüm. “Ayı gibi uyuyor…” diye içimden geçirirken yüzümde samimi bir tebessüm beliriyordu istemsizce. Zaman kavramı kafamda oturmadığı için zamanın ne olduğundan haberim yoktu. Güneş gitmiş yerine bu beyaz küre gelmişti işte. Ancak gözlerim gitgide kapanmaya istekliyken şunu geçiriyordum içimden “Sen de dinlenmelisin Diniel, bunu hak ettin. İyi geceler…” deyip yatağıma uzanıyordum uykulu uykulu ve sonunda şunu içimden geçiriyordum. “Kendi kendime konuştuğum için delirmiş olabilir miyim? Ne de umurumda…”
Ertesi günü günlük hayata yönelik odaya gelen giden insanlardan bilgiler almıştım. Söylenenleri dinledikçe ilk var olduğum zamandaki gibi vahşi bir yaratık olmanın dışında daha sivil bir varlığa dönmeye başladığımı hissediyordum. Ulrasil’in onca anlattığı şeye rağmen bu sıradan insanların anlattığı gündelik bilgiler beni yabanilikten uzaklaştırıyordu iyice. Bunun yanında ise her olaya diş gösterme eğilimimin azaldığını bunu daha çok içimde tutmam gerektiği düşüncesi oluşuyordu. Ancak değişmeyen bir şey vardı ki o da istediğimi yapma eğilimim. Aklıma ne koysam onu yapmak istiyordum sadece. Zaten hayatta başka bir olayım yok gibi geliyordu. Ancak şu serbestçe dolaşamama meselesi buna engel oluyordu. Bense bu kuralı ihlal etmek istiyordum. Yine de bunu yapmamıştım çünkü Ulrasil’e güvenmiştim ve sanırım krallıkla bir şekilde bir anlaşma yapmıştım. Bu anlaşmayı bozmak yerine delebilecek bir yol olsa ne güzel olurdu ancak, sürekli denetlenen bu mekanda bunu yapmayı istemiyordum. Yani böyle güzelce ilgilenildiğim bir yerde kendi keyfimi kaçıracak bir şeyleri yapmama gerek duymuyordum.
Gözüm ara sıra Xaphan’a takılıyordu. O günü sorguluyordum. “Acaba Ibe Anu’nun icabına bakma meselesini kabul etse miydim?” diye içimden geçiriyordum. Ancak bu düşüncem çabucak cevabını buluyor ve “O ne olduğunu sanıyor ki bana intikam için zaman veriyor? Ayrıca intikam alacak kadar ilgimi çekme varlığını gösterecek bir yaratık da değil…” diyordum kendi kendime ve konuyu kapatıyordum. Raldrin konusu içimde kapandığı için adını zihnimde bile geçirmiyordum. Yalnızca ben ve benim isteklerim ön planda oluyordu.
Altıncı günün sonunda yani bugün ise bir görevli gelmişti. Ben ve Inias’a üç organizasyonun, Xaphan’a ise iki organizasyonun görüşme talebi olduğunu söylemişti. Yarın organizasyon seçiminden sonra neler olacağını bilmiyordum ancak bu beraber geçirdiğimiz son gün olabilirdi. Bu bir son değil bir başlangıç gözüyle bakmak benim için çok doğaldı. Bu iki erkekle daha fazla aynı odada kalmama gerek kalmayacaktı belki de. Ancak Inias’ı unutmayacaktım. Tabi asıl zihnime kazınan kişinin Xaphan olduğu gerçeğini bir kenara süpürdükten sonra böyle düşünüyordum. Görevli gittikten sonra diğerleri ne yapar bilmiyordu ama ben bir köşeye çekilip düşünceye dalıyordum. Gerçekten de bugün belki de birbirimizi son kez görecektik. Bu yüzden ayrılmadan önce Inias’a bir şeyler söylemem gerektiğini hissediyordum.
Hava kararmıştı. Uyku gelme vaktine yakın sayılırdı. Bense ellerimi arkamda birleştirmiş bir komutan edasıyla gökyüzünü izliyordum. Birkaç gündür gözüme ilişen sekiz yıldızı inceliyordum. Onlar benim şanslı yıldızımdı sanırım. Ben öyle uydurmuştum. Gökyüzünde fazlaca parıldamadıklarından mı onları seçmiştim bilemiyordum. Öyle gösterişli değillerdi ancak görünüşlerinin aksine çok güçlü olduklarını hissediyordum. Bu pencereden belki de gökyüzünün büyük bir kısmını net göremiyordum ancak şu an bunlar benim için en değerli olanlarıydı. Sanırım Inias’a ne diyeceğimi bulmuştum. Bulduğumda ise bakışlarım keskinleşmiş ve sanki sinirli gibi bir hale bürünmüştüm. Hala dışarı bakıyorken “Inias” diye yarı ciddi tonda seslenmiştim ona. Ardından “Buraya gelir misin? Bir şey söyleyeceğim” dedikten yan dönüp onun pencerenin karşısına, yanıma gelmesini bekledikten sonra ellerimi çözecek ve “Bak, görmesi zor biraz ama diğer parıltılı yıldızların yanında solgun ve yalnızlığıyla ortaya çıkıyorlar” dedikten sonra işaretlediğim sekiz yıldızı tarif edecektim. Daha sonra “Yarından sonra bir daha seni görür müyüm bilemem” dedikten sonra buzlarım kırılmıştı. Ona sakin ve huzurlu bir ifadeyle “Ama göremesem de ihtiyacın olduğunda bu yıldızlar seninle olsun” dedikten sonra sağ elimi yanağına koyacak ve yüzünü usulca kendime doğru indirip yanağına belli belirsiz bir öpücük konduracaktım. Ardından onu serbest bıraktıktan sonra “Yarın ayrı düşersek, haberim olmazsa seçimini yaptıktan sonra bir şekilde bana haber ver” diyecektim. Ne yıldızların benim için ne anlama geldiği ne de o anki hislerimle ilgili herhangi bir cümle kurmamış olsam da bunları ifade etmek de istemediğim için sadece kurduğum cümlelerden anlam çıkarmakla yetinecekti Inias. Yolunun açık olmasını istediğimi ve iyi olmasını dilediğimi söylemek istemiyordum. Neden onu öptüğümden emin olamasam da kötü de hissetmemiştim. Yeniden soğumadan önceki son bir on saniye içerisindeydim sanırım. Soğukluğun sebebi Xaphan olabilir miydi?
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 21 Oct 2022, 06:35
by Inias
Yaşadıklarından ve yaşayacaklarından kaçamaz elbette ama bu son günler ona iyi gelmişti. Aksiyondan ve ciddiyetten biraz uzak durmak ve yaşamın doğal akışı öğrenmek insan olabilmesi için atması gereken bir adım daha işte. Her ne kadar geleceğe dönük bir şekilde yaşamak istese de ansızın gelen düşünceler ve duygular ona geçmişe dair bir merak aşılıyor. O kadar büyütülecek bir şey değil ama ilginç noktalar. Her sabah güneş doğalı çok olmamışken uyanıyor. Her gece ay tepede parıldarken uyuyor. Bunu bilinçli yapmaması onda önceden beri var olan bir düzeni düşündürüyor. Her sabah uyandıktan ve tuvalete girip elini yüzünü yıkadıktan sonra istisnasız bir şekilde ısınma hareketleri yapıyor. Kaslarını ve kemiklerini askerlerini zinde tutmaya çalışan bir komutan edasıyla uyarıyor. Bu ısınmaya mantık getirebilir. Düzenine bağlayabilir fakat anlamlandıramadığı bir eylem söz konusu. Neden her ısınma bittiğinde eli sanki bir eşya kavrarmış gibi hareket ediyor. Ellerini yuvarlak bir boşluk kalacak şekilde kapatıyor. Havada tutabileceği uzun bir eşya varmış gibi davranıyor. Bunla da bitmiyor. Giyecek kıyafet seçeceği anı anımsıyor. Kadın kıyafetinin üzerindeki metal onun dikkatini neden çekiyor? Neden o metale dokunduğunda uzak kaldığı bir şeye kavuşma duygusuna kapılıyor? Etraftaki çeşit çeşit kişi sağ olsun, sözcük dağarcığı artmış bulunmakta. Bilmesi gereken hemen hemen her sözcük ve deyimi biliyor. Duyduğuna göre dışarıdaki yaşam çok doğal. Sanki, bir düzenden öte düzen gibi. Birisinin dikte etmediği, üretilmemiş, kendi kendi oluşmuş bir gündelik akış gibi. Bu onun ilgisi çekiyor çünkü akış kendi içinde kendisini besleyebilen, üreten ve geliştiren bir akış ama hiçbir savunması yok. Dışarıdan gelecek tehditlere karşı narin. Bu kadar kırılgan olduğu için mi aludirler var? O bu yüzden mi artık hiçbir bağı olmayan geçmişte İblis Boyutu'na geçmeyi kabul etti? Korunması gerekenler var diye mi? Korumak istiyor diye mi? Yine yanıtsız sorulara sürükleniyor Inias. Dış dünyayı öğrendikçe oradaki yerini bulmaya çalışıyor ama oradaki yerini bulmak için önce kendi içindeki yerine karar vermesi gerek. Yanıt verilmesine daha çok zaman olan sorular niye durmadan aklının kapısını çalıyor ki? Inias bunlardan kurtulmak için dikkatini başka şeylere veriyor.
Xaphan ile o kadar iyi bir başlangıcı olmadığını kabul ediyor. Yine de bu düşman olacakları anlamına gelmez. Kendi elleriyle düşman edinmek yapabileceği en yanlış davranış olur. Ya ilgilenmeyecek ya da dost edinecek. İlgilenmemek kolay, dost edinmek zor. Hele hele onun gibiler için. Etraftaki kişilerden kişilerarası ilişkilerin nasıl olduğunu aşağı yukarı dinleyip bazı kısımlarını kavrıyor ama uygulayamıyor. Bu iblis davası her şeyi olduğundan çok daha farklı yerlere sürüklüyor. Durmadan kendi gösterip yok olarak işleri değiştiren bir element adeta. Bu da Inias'ı dışarıdaki insanlardan ne kadar farklı olduğuna ve uyum sağlama endişesine itmiyor değil. Xaphan ile arada bir iletişime geçiyor. "Günaydın!" "iyi geceler." "Bu yemeği beğendim, ya sen?" "Ben bu alkollerden uzak duracağım. Sarhoşluk denen şeye aklım hiç yatmadı. Niye beni zayıf düşürecek bir sıvı tüketeyim ki, değil mi?" Bu ve benzeri şekillerde iletişime geçiyor Xaphan ile. Tabii, bunları Diniel'e de yöneltiyor. Hatta, Diniel'le kesinlikle daha çok iletişim kuruyor ve vakit geçiriyor. Arada bir diyecek söz bulamıyor ve sadece yanında olmayı seçiyor. Diniel onun ilgisini çekiyor. Tanıdığı ilk kadın olduğundan olabilir veya onun başta bilinmez olup sonradan açılması olabilir. Hiç yanaşmıyorken, birden değişmesinden veya sakladıklarını açığa çıkarmasından olabilir. Inias ne olursa olsun Diniel'le yakınlaşmaktan memnun. Hoşuna gidiyor delikanlının. Özellikle kızıl saçları ve güçlü bakışları. Kendisinden bu kadar emin ve ne dediğini bilen tavırları. Inias henüz o noktada değil. Belki de imreniyordur. Tabii, bunlar olurken beraber geçirdikleri günleri sona geliyor. Organizasyonlar ve bölükler konusu yeniden açılıyor. Anladığı kadarıyla önce organizasyon, sonra bölük geliyor çünkü organizasyon daha genel iken, bölükler daha özel alanlarla ilgileniyorlar. Inias'ı geriliyor. Bu çok önemli bir karara benziyor. Yaşamını tanımlayacak olan aludirliği nerede, ne uğruna ve nasıl gerçekleştireceği asla pişman olmayacağı bir karar gerektiriyor. Yetkili kesinlikle haklı karamsarlık gibi duygulara katiyen kapılmamalı. Hele bir gitsin, görsün, konuşsun. Aidiyetini illaha bulur. Güneş bir kez daha batıyor ve ay bir kez daha yükseliyor. Cıvıl cıvıl yıldızlar da cabası. Tıpkı ayı seyretmeyi sevdiği gibi onları da incelemeyi seviyor. Rastgele konumlanmışlar. Arada bazıları diğerlerine nazaran daha yakın. Göremediği bir şekle benziyorlar. Son gece yine aynı saatte yatağında oluyor ama bu sefer uyuyamıyor. Düşünceleri hırçın dalgalar misali aklının kıyılarına vuruyor. Sesleri uyutmuyor. Onu bu durumdan ise Diniel çıkartıyor. Hem de biraz soğuk bir sesle. Yaydığı ciddi havaya karşılık veriyor Inias. Suratında "Ne oldu?" bakışıyla yanına geliyor Diniel'in. "Dinliyorum seni." diyor yine bakışlarıyla. O andan sonra olacaklar ise Inias için çok hoş oluyor.
"Ah, evet. Yıldızlar senin de ilgini çekiyor demek. Sekiz yıldız? Hmm, görmek zor gerçekten ama anlıyorum. Acaba hangi şekle benziyorlar. Bu... Bununla ne anlat-" Düşünceleri orada kesiliyor. Hırçın dalgalar hiç var olmamış gibi. Diniel'in yanağına götürdüğü eli kendi vücut ısısına göre soğuk ama kötü anlamda değil. Serin bir rüzgâr gibi okşuyor onu. Bir nevi şok hâlinde olan Inias'a bir de buse konduruyor Diniel! Inias tam anlayamıyor buse kondu mu yoksa konmadı mı fakat bunun ne kadar özel ve önemli olduğunu biliyor. Duymuştu diğerlerinden. Inias'ın sıcaklamış kırmızı suratında engel olmaya çalışsa da beceremediği masum bir utanç dolu gülümseme beliriyor. Utanmasa nefes almayı unutacak! Hiçbir sözcük onu ifade etmeye yetmiyor. Aklına hiçbir sözcük gelmiyor. Elini başının arkasına boynuna doğru götürüyor ve gözlerini kaybolma tehlikesi yaşadığı o gözlerden ayırıyor. Nereye peki? Göğe tabii! O sekiz yıldıza. Kafasında çarkları iyice dönmeye zorluyor. Böyle bir durumda ne yapılması gerekiyor? Ne denmesi gerekiyor? En doğru hamle nedir? Kendisini genel bir doğru kavramı ile kısıtladığını biraz geç fark ediyor ve korka korka içinde ne varsa olduğu gibi döküyor.
"Yerde çok doğal bir akış olduğu gibi gökte de çok doğal bir düzen olduğunu öğrendim. Güneş her gün gidiyor ama yine geliyor. Ay her gece gidiyor ama yine geliyor. Yıldızlar aydınlıkta kayboluyor ama karanlıkta geliyor. Ne zaman olmaları gerekiyorsa o zaman oluyorlar. Bizim şu an ayrı düşmemiz gerekiyor olabilir ama yine bir araya geleceğiz. Ben sensizken senle olmak istediğim her an o sekiz yıldıza bakacağım. Sen de yüreğinden kavuşacağımız inancını eksik etme. Nerede olduğumu bileceksin. Benim de nerede olduğunu bilmemi sağla."
Tanımlayamadığı duygulara nasıl tercüme olabilir bir kişi? Sürprizlere nasıl tepki verebilir? Kendisini o anda nasıl en doğru yolla ifade edebilir? Inias, Diniel'e dönüyor. Ay ışığı altında kıpkırmızı saçlarını, güçlü bakışlarını, kara gözlerini içene çekiyor. Unutulamayacak güzellikte bir manzara. İşte şimdi, Diniel'e karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor. Derin ve kesik kesik nefes alıp veriyor. "Daha da geçe kalmayalım. Yarın büyük gün. Uykumuzu almadan olmaz, değil mi?" gergin ve kısa bir gülüşten sonra biraz daha bekliyor. Diniel'in önden gitmesi için. Önden gitmezse de o çocuğumsu bir hızla yatağa gidiyor. Yorganı suratını kapatacak şekilde çekiyor ve elini yüzüne götürüyor. Yorganın altında kulaklarına varan bir sırıtma sergiliyor. Gelecek ise onu sabırla beklemeye devam ediyor.
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 23 Oct 2022, 17:30
by Xaphan
Sıradan hayat... Xaphan için gergin bir bekleyişten başka bir şey değildi geçen günler. Etrafındaki insanların aptallığı ve bu aptallığın sonucu olan inanmışlık ve adanmışlıkla burun burunaydı her gün. Kendini yalnız hissediyor, sanrılarla boğuşuyordu. Eylem varken düşünce yoktu, ama eylem yokken düşünce geride kalan boşluğu dolduruyordu. Aklı almıyordu çevresindeki insanların algıladıkları dünyaya olan inançlarını. Daha yeni hiç bilmedikleri bir dünyanın varlığının bilgisine vakıf olmamışlar mıydı? Varlığını bir iblisle paylaşan bir tek o muydu? Kim olduğunu hatırlamıyordu, ama sıradan bir insandı. Masa dört ayaklıydı, üstüne konan tabak çanağı tutardı. İnsanlar kollarından kara sisler çıkarmaz, kafalarında başka bir varlığın seslerini duymazdı. Bir anda her şey değişmişti. Kendi diye bir şey vardıysa bile artık o değildi. Vücudu bir kabuktu. Vücudunu saran yara izlerinin bir anlamı yoktu artık. Bir savaşçı mıydı geçmişte? Belki de çok çapkındı ya da çok dindar. Hiçbir anlamı yoktu. Bir kere her şey bir anda değişmişti, bir daha böyle bir şey olmayacak gibi nasıl yaşayabiliyordu bu insanlar? Yarın masaya konacak tabak çanağın masa tarafından yenilip yutulmayacağının hiçbir garantisi yoktu! Ama her gün her gün her gün aynı inanç ve güvenle aynı şeyler yapılıyordu! Sonucun değişmemesi hiçbir zaman değişmeyeceğini garanti etmiyordu. Değişecekti, ama ne zaman? Her gün incelen ip bir gün kopacaktı, ama o gün bu gün müydü? Huzursuzdu Xaphan, hem de çok huzursuz.
Uykuya yenilip sızdığı anlar haricinde uyumuyordu. İştahı kaçmıştı, her zaman olduğundan daha da sıskaydı. Pisti. Bu oda hapsi çok fazlaydı onun için. Inias ve Diniel ile onunla iletişim kurmadıkları sürece iletişim kurmuyordu. İletişim kurduklarında ise kafasından geçenleri çaktırmadan cevaplıyordu onları. Olan biten her şey gerçekmiş, hep böyle olacakmış gibi... Rol yapmanın sırrı karakteri anlamaktaydı. Oynadığı karakteri ne kadar anlarsa o kadar yaşıyordu karakter, ne kadar yaşar kılarsa o kadar da inandırıcı oluyordu. Ama aklı karışıyordu. O karakteri anlıyordu, o karakter gibi düşünüyordu, o karakteri yaşıyordu, çevresindekiler o karakter olduğuna inanıyordu... O zaman Xaphan, Xaphan değildi. Oynadığı karakter kimse o idi. Aradaki sınırın nerede başlayıp nerede bittiğini söyleyecek kimsesi yoktu. Diğer insanların kendileri olduklarına inanıp inanmadıklarını merak etti. İnandıkları tek şeyin dışlarındaki, gerçekten dışlarındaysa tabii, dünya olmadığına kanaat getirdi. Kim kanaat getirdi?
Aldıkları haberlere ne tepki vereceğini pek bilemiyordu Xaphan. Hiçbir şeye inanmazken bu haber karşısında bir tepkisi olabilir miydi ki? İki olmuş, üç olmuş, organizasyon olmuş, bölük olmuş bir önemi olmamalıydı. Ama vardı. Öfkeliydi Xaphan. Nefretle taşıyordu! Nasıl Diniel ve Inias'tan daha az organizasyon Xaphan'a talip olabilirdi? Xaphan ikisinden de üstündü. İkisini de oynatmış, ikisinin de çöktüğü yerde dimdik dikilmişti. Xaphan yerine daha iblislerine bile söz geçiremeyen bu ikili... Haberi aldığı anda kan çanağına dönmüş gözleriyle yan yan bakmıştı ikisine de. Unutmayacaktı onları. İkisini de kendi elleriyle geberttiğinden emin olacaktı.
Eylemin yerini düşünce, düşüncenin yerini duygular almıştı. Duygular da değişiyordu, onlara da inanması için hiçbir sebep yoktu Xaphan'ın. Bunu biliyordu. Ama yaşadığını hissediyordu. Zaten tutunacak hiçbir dalı yoktu. Bu konuda yapabileceği hiçbir şey de yoktu. Bekleyiş sürecekti, ama belki de bu bekleyişin gergin olmasına gerek yoktu. Korkmasını gerektirecek bir şey yoktu. Sebat göstermek onu tanımlayan şeydi. Sebat gösterecek, gittiği yere kadar gidecek, bu işin sonunu görecekti. Yolu buydu. Bu yolu kabul ediyorsa bu yolda onu bekleyenleri de kabul etmeliydi. Bu akıp giden şey hayat mıydı bilmiyordu ama ona küsmeyecekti. Algıladıklarının hiçbirinin sandığı gibi olmayabileceğini unutmayacak, buna rağmen devam edecekti. Unutkanlık ve aptallık değil, cesaret ve sabır yoluydu onunkisi.
Kanlı gözlerini kararlılıkla görevlinin suratına çevirdi. Sözleri bitince de kafasını hafifçe eğerek uğurladı onu. Gidip yıkanacak, sonra da kıtlıktan çıkmış gibi yiyecekti. Horul horul uyuyarak günü bitirecek, yeni güne hazırlanacaktı.
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 26 Oct 2022, 09:24
by GM - Dimensio
Gecenin karanlığını gündüzün ışığına teslim ettiği vakitlerde, kapınızın çalınmasıyla birlikte gözleriniz açılıyor. Her biriniz uyandığınız anda kapının neden çaldığını ve bundan sonraki sürecin başlangıcını aşağı yukarı tahmin edebiliyorsunuz. Yatağınızdan doğrulmanızın ardından içinizden biri kapıyı açıyor ve karşısında, sizinle en son konuşan görevliyi görüyor. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen yüzünden uykuya veya uyanamamışlığa dair hiçbir emare bulunmayan adam güleryüzlü bir şekilde önce kapıyı açan kişiyi, daha sonra da diğerlerini selamlıyor. Bu selamının ardından ise hazırlanmanızı ve organizasyonlardan gelen kişileri mülakat amacıyla sizleri beklediğini iletiyor. Ardından da bir adım geri çıkarak sizi odanın içinde rahat bırakıyor.
Odanın içinde hazırlıklarınızı tamamlamanınız ardından odadan dışarıya çıkıyorsunuz. Belki de bir daha hiç dönmeyeceğiniz bu odaya son bir bakış atarak bu ana kadar yaşadıklarınızı bir kez daha anılarınızda canlandırıyorsunuz. Kapının kapanmasıyla birlikte ise, yeni hayatınızda yeni bir bölümün başlayacağını daha iyi idrak edebiliyorsunuz. Görevliyle birlikte koridoru geçip aşağı kata iniyor ve bu katın koridorundaki odaların önünden geçmeye başlıyorsunuz. Üsse hakim olan sessizlik, esasen alıştığınız bir durum olsa bile, istemsizce kapıldığınız heyecan ve merak duygusuna engel olmakta güçlük çekiyorsunuz. Görevli, bir kapının önünde durduğu anda bakışlarını Xaphan'a çeviriyor ve odanın içinde mülakata gireceğini söylüyor. Hemen ardından ise, bir yandaki odada Diniel'in, diğer yandaki odada ise Inias'ın beklendiğini sözlerine ekliyor. Görevlinin kapıların kilidini açmak için bir girişimde bulunmaması, kapıların zaten açık olduğunu size gösteriyor. Bu aşamadan sonra görevli size sevecen bir şekilde iyi şanslar dilerken, artık şansa mı inanmanız gerektiğini yoksa kadere mi kendinizi bırakacağınızı düşünmeye başlıyorsunuz. Her biriniz size gösterilen odanın kapısına geçerken, birbirinize son sözlerinizi iletebileceğiniz küçük bir anı yakalayabiliyorsunuz.
Off Topic
Tüm oyuncular odaya girmeyi tercih edecekse, son bir tur yazdıktan sonra bireysel konular açılacaktır. Odaya girmemeyi tercih etmeniz halinde ise, konu odaya girmeyen oyuncu/oyuncular ile devam edecektir.
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 26 Oct 2022, 22:58
by Xaphan
Kapının çalınmasıyla gözleri açılması bir olmuştu Xaphan'ın. Bunu beklemişti tüm rüyalarında. Bu odadan kurtulmanın ve tekrar harekete geçmenin zamanı gelmişti. Yanındakilerden kurtulacak olmak da iyi hissettiriyordu. İkisini de gebertmeden önce aralarındaki farkı onlara gösterecekti. Tabi kendisine daha az talep gönderen krallığa da gelecekti sıra. Önce kendi oyunlarında yenecekti onları. Ama nihai yolu kesinlikle bu olmayacaktı. Ne olacağını daha bilmese bile çizilmiş bu yolun sonu belliydi. Kralın kulu olmaktan öte gidemeyeceği bu son Xaphan'ın sonu olmayacaktı.
Çabucak yatağından doğruldu, yatağının dibinde duran terliklerine geçirdi ayaklarını. Kapıya doğru yürürken saçını karıştırdı sol eliyle. Kafasında saç namına pek bir şey kalmamış olsa bile yastığın oluşturmuş olabileceği herhangi bir deformasyonu gidermek istiyordu. Sessiz olma gayesi gütmeden gidip kapıyı açtı. Beklediği insan gelmişti. İlginç bir biçimde yüzünde herhangi bir emare yoktu. "Sıfatına sıçtığımın evladı! İn midir cin midir, ne iş bu ibne çözemedim bir türlü... Pişmiş kelle gibi sırıtıyor bir de." Adamın selamını kafasını eğerek almıştı Xaphan. Mülakat için bekleniyorlardı. "Ne saçma sapan bir sistemi var bunların da. Şimdi biz hazır olup gidene kadar bekleyecek mi mülakatçılar? Bize deselerdi kuşluk vakti hazır olun diye onlar da beklemezdi boşuna. Yok yok, bu krallığın bir reforma ihtiyacı var. Ya da bu çöp sistemi devam ettirene kadar devrim yapar yeni bir sistem getiririm. Hmm..." Adamı tekrar kafasını eğerek onayladı ve gitmesini izledi kapıdan. "Çok da sikimdeydi krallık amına koyim, yok olsun gitsin! Bir de tutup burayı adam etmekle uğraşamam, zaten elim kolum Ibe Anu şerefsiziyle bağlı."
Adamın gitmesiyle kapıyı kapatıp odaya geri döndü. Diniel ve Inias'a baktı olan biteni iyice anladılar mı diye. Gözlerinde sorgulayan bir ifade görmeyince de kendi işine geri döndü. Dün midesine indirdiklerini sıçtı, işedi, yüzünü müzünü yıkadı, giyindi ve hazırdı.
Odadan çıkarken dönüp geri bakmadı bile. Zaten odada kaldığı sürede her şeyi ezberlemişti. Tavandaki is, tuvalet, yataklar, masa, sandalyeler... "Birilerini öldürecek veya kendini koruyacak hiçbir şey yok odada. Millet hafızayı kaybedince kafayı yer, birbirlerini şişler diye önlemli davranmışlar herhalde. Kesin vardır öyle cins tipler..." Görevli kapıda onları bekliyordu. Peşine takıldı. Onları alt kata getiren yolculukları üç kapının önünde son bulmuştu. Hepsi için bir kapı. Önce Xaphan'ın kapısını, sonra da Diniel ve Inias'ın kapılarını göstermişti. Xaphan hiç uzatmadan kapıyı tıklatacak, içeriden bir ses gelmesini beklerken de "İyi şanslar gençler, görüşürüz." diye sessizce veda edecekti ikiliye. İçeriden icazet geldiği anda da içeri atacaktı kendini. Taliplerini merak ediyordu. "İşe koyulma zamanı!"
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 28 Oct 2022, 11:19
by Diniel
Ne? NE?!
Inias’ın tepkisi hiç de beklediğim gibi olmamıştı. Aslında bir şey de beklemiyordum ama AMA!
İnsanlar içinde kaldığı bu duruma karşı ne yapması gerekir ki?! Düşün Diniel, düşün…
Aha! Sanırım böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi davranmalıyım!
Inias’tan önce sanki biraz önce hiçbir şey konuşulmamış gibi gündelik ciddi halime dönerek yatağıma gidiyor ve yatağa girdikten sonra tavana gözlerimi iliştirip sadece şunu düşünüyordum “Ne yaptım ben!”
İlk defa dost olarak görmek istediğim arkadaşıma en samimi davranışımı gösteriyordum ki olayın alıp başını gitmesiyle ve Inias’ın durumu yanlış anlamasıyla bana iyi bir ders olmuştu. İnsanları dost edinmeden önce çok ama çok dikkatli olmam gerektiğini bu şekilde anlamış olmakla sanırım çok ucuz öğrenmiştim. “Neden sana kavuşacağımı yüreğimde inanayım ki?! Sadece iyi şanslar demek istemiştim. Diniel sen ne kadar safsın! Olaya sinirlenemiyorum da… En iyisi cidden uyumak sanırım… Ama ona bir şey söylemeli miyim? İnsanlar bu durumda ne yapardı? Bir görevliye mi sorsam? Belki de ona arkadaşça davransam yeterli olur, kendiliğinden garip düşüncelerden vazgeçer. Ama az önce ne dediğini duymamış gibi yapmış olmaz mıyım? Hıımmmm… Hım. Ne zamandan beri insanların düşünceleri bu kadar önemli oldu? Basit varlıklara ait hislerin benim için ne önemi var? Ne anladığın beni ilgilendirmez Inias”
Dönüp uykuya geçmiştim.
Gün ışıdığında kapı çalıyor ve uyanıyordum. Çalan kapıyı açan kişi Xaphan oluyordu. Dirseğimden destekle doğrulurken nazikçe gözlerimi ovuşturmuş ve hafifçe esneyip üzerimdeki örtüyü atmış ve yataktan çıkmıştım. Zamanı gelmişti. Kapıdaki kişiyi selamlama gibi bir derdim yoktu. Hazırlandıktan sonra diğerleriyle beraber çıkıyor ve ilerlemeye başlıyordum. Odaya attığım boş bakışın ardından burasının benim için hiçbir önemi olmadığını fark ediyordum. Ancak o sırada yeni bir hissiyat doğuyordu. Bu odada uyuşmaya başlamış olmalıydım! Sonunda yeni şeyler öğrenmenin kapısı aralanıyordu! Bundan sonra neler olacağını merak ediyordum. Acele planlar yapmak istemediğim için ciddi düşünceler kafamda kurmuyordum ancak dış dünyada merak ettiğim çok şey vardı. Görevlilerin anlattıklarını kendim yaşamak istiyordum bir an önce!
Görevli ilk olarak Xaphan’a yakınımızdaki kapıyı gösteriyordu. Mülakat denilen şeyin burada yapılacağını ona bildirdikten sonra şahsıma ve Inias’a diğer iki kapıyı gösteriyordu. Xaphan’ın sözlerini işitiyordum. Önce onu ardından birkaç saniye daha fazla göz göze geldiğim Inias’ı başımla ciddiyetle onayladıktan sonra bana gitmem gerektiği söylenen kapıya gidiyor ve kapıyı çalmadan içeri giriyordum. Anlamsız formaliteler! İçeri girdikten sonra yapacağım ilk şey içeride kim veya kimler ne veya neler olduğunu incelemek olacaktı.
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 28 Oct 2022, 16:38
by Inias
İnsan olmanın belki de en saf ve masum yönlerinden birini yaşayan Inias güne bir o kadar özgüvenli, bir o kadar da utangaç uyanıyor. Yüzünde hâlâ bir pembelik olmasından endişe ediyor ama düşünceleri hızla önündeki büyük adıma kitleniyor. Yol boyunca sesi çıkmıyor heyecandan. Çok umutlu, çok aydınlık, güneşin bir taklidi sanki. Herkes gibi o da girmesi gereken kapının önüne geçiyor. Tatlı bir gerginlik hakim aklına. Gözleri sonuna kadar açık. Diniel'e iyi dilekte bulunmak istiyor, olmuyor. Herkese iyi dilekte bulunsa bari, o da olmuyor. Etkisinden çıkamamış belli. Yine de bir cesaret Diniel'e dönüyor. Onun güçlü bakışlarına tekrar tanıklık ediyor. Onun ciddiyetle kafasını sallamasına bembeyaz dişlerini göstererek karşılık veriyor ve kapıyı tıklıyor. Bekleyerek geçirdiği günlerde etraftaki insanlardan öğrendiği bir bilgi de nezaket kuralları. İçeri girmeden önce kapı çalınır. Ya biraz bekleyip girilir ya da içeriden izin gelmesi beklenip girilir. Bu bağlamda zaten içeridekiler onu bekliyor ve onu içeridekiler çağırdı. O yüzden kapıyı tıklattıktan sonra biraz bekleyip içeri giriyor. Başı dik, göğsü gergin, gözleri canlı. Acaba onu kimler bekliyor? Acaba onu kimler istiyor? Acaba kim onu kendisine çekecek? Ona kim aidiyet hissiyatı aşılayacak? Bu gerçekten çok heyecanlı!
Re: Yeni Bir Hayat (Inias | Xaphan | Diniel)
Posted: 01 Nov 2022, 14:36
by GM - Dimensio
Her biriniz önünde durduğunun odaların kapısını açıyor ve içeriye girerek hayatınızın bir sonraki aşamasına geçiş yapıyorsunuz.
Off Topic
Konu bu aşamada bireysele dönmüştür.
Inias'ın hikayesi "Seçim (Inias)" konusundan, Xaphan'ın hikayesi "Seçim (Xaphan)" konusundan ve Diniel'in hikayesi ise "Seçim (Diniel)" konusundan devam edecektir.