Page 1 of 8

Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 25 Jul 2022, 12:34
by GM - Dimensio
Gözlerinizi yavaş yavaş açmaya başladığınızda, vücudunuzdaki bitkinliğin tüm uzuvlarınıza sirayet etmiş olduğunu hissedebiliyorsunuz. Göz kapaklarınız açılmamak için bir hayli gayret gösterirken zihninizin yavaş yavaş açılmaya başladığını fark ediyorsunuz. Karanlıkla başlayan anılarınız, tüm belleğinizi ele geçirmiş gibi davranırken, bir anda kısıtlı anılarınız hücuma kalkıyor ve karanlıktan sonra yaşananlar ile gözleriniz sonuna kadar açılıyor! Derin bir nefes alarak tüm yaşananların bir rüya veya kabus olup olmadığını kontrol ederek yatağınızda doğruluyorsunuz. Ancak bu anda, aldığınız her nefesin gerçek olduğunu ve zihninizde geçen onca şeyin de bu gerçekliğin bir parçası olduğunu idrak ediyorsunuz.

Gerçekliği bir şekilde içinize sindirmeye çalışırken, etrafınızı hızlıca yokladığınızda, ilk olarak sizin gibi yatıp uyanmış olan diğer iki kişi görüyorsunuz. Onların da hemen hemen sizinle eş zamanlı bir şekilde kalkmış olması nedeniyle, göz göze geliyorsunuz. Üçünüz dışında, odada başkaca kimse bulunmamasıyla, uyandığınız yeri kontrol etmeye başlıyorsunuz.

İlk olarak bakışlarını uyandığınız yataklara yöneliyor. Tek kişilik ahşap bir çerçeveye sahip, beyaz çarşaflar ve yastık kılıflarıyla oldukça temiz bir görüntüsü olan yatakta yer yer kıyafetlerinizin bıraktığı kir izlerini görebiliyorsunuz. Ancak bu anda yatağın ve yastığın oldukça rahat olduğunu bir kez daha hissedebiliyorsunuz. Her üçünüzün de yatağı yan yana sıralanmış bir şekilde duruyor ve yatakların tam karşısında, taş döşeli bir duvar bulunduğunu görüyorsunuz. Sol tarafınızdaki duvarda ise büyük bir pencere olduğunu ve pencerenin hemen önünde de kahverengi bir perdeyle odaya girmeye çalışan güneş ışıklarına engel olunmaya çalışıldığını görebiliyorsunuz. Sağ tarafınızda ise büyük bir giyinme dolabı görüyorsunuz. Büyük dolabın birden fazla kişinin eşyalarını alabileceğiniz düşünüyorsunuz. Bununla birlikte, dolabın işlemeleri ve kahverengi yapısı, dolabın kaliteli olduğunu anlatmaya yetiyor. Giyinme dolabı, hemen arkanızdaki duvarla sağınızdaki duvarın bitişiğine yerleştirilmiş olup, dolabında sağ tarafında bir adet ahşap kapı görüyorsunuz. Ahşap kapı da kaliteli ve işlemeli bir halde görünüyor gözünüze.

Bakışlarınız yavaşça tavana döndüğünde ise, tavanın da tıpkı duvarlar gibi taşla döşeli olduğunu ve yer yer konulan ahşap kolonlarla güçlendirildiğini görebiliyorsunuz. Tavandan sarkan, ancak pek kullanılmadığı belli olan dört kollu avizenin ise her bir kolunda gaz lambaları olduğunu görebiliyorsunuz. Avize ve ince bombeli camları olan gaz lambalarının üzerindeki toz, odanın en kötü yanı gibi görünüyor. Uyandığınız odanın yerleri ise düz bir desene sahip ahşapla kaplanmış ve açık kalan alanın birçoğu parlak kırmızı renkli bir halı ile döşenmiş görünüyor. Halıda en ufak bir tozun dahi görünmemesi, odanın temizlenmiş olduğunu gösteriyor. Ancak avizedeki toza bakılırsa, odayı temizleyen kişinin burayı es geçtiğini düşünmeden edemiyorsunuz.

Gözleriniz odaya ve gerçekliğe biraz daha alıştığında, odaya yansıyan güneş ışıklarından sabah vakitlerinin olduğunu anlayabiliyorsunuz. Ancak uyandığınız yerin neresi olduğu, buraya nasıl geldiğiniz, buraya sizi kimlerin getirdiği, burada ne işiniz olduğu ve bunun gibi diğer sorulara aradığınız cevaplar, anılarınızın başladığı karanlıktan farklı olmuyor. Ancak bir şekilde nefes alabiliyorsunuz ve bir şekilde uyanmış durumdasınız. Bu yüzden geriye kalan, bundan sonrasının ne olacağını öğrenmek veya bundan sonrasını bizzat şekillendirmek oluyor.

Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılamaz.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 25 Jul 2022, 13:54
by Zenahpuryu
Kalbinde hissettiği huzur, tüm vücuduna yayılmışken gözlerini kapayan genç adam, bu sefer bitkinlikle dolmuş bir şekilde gözlerini aralıyordu. Vücudundaki yorgunluğun etkisiyle bilinci yavaş yavaş açılırken, yaşadığı şeylerin hepsi bir çivi gibi saplanıyordu beynine. Mezarlık, mezarlıktan çıkan bedenler, arkadaşları, çemberde kaldığı Kızıl Kafa ve Siyah Kafa, kolunu parçalayacak raddede ısıran iblis ve daha fazlası için gelen sürü, ağlayan bir ejderha, bir bebekle başlayan garip bir dostluk, isim, Zenahpuryu, öfke, korku, cesaret... Zenahpuryu'nun ani sıçrayışı ve aldığı derin nefes, sanki ilk nefesini çekiyormuşçasına, bir daha nefes alamayacakmışçasına derindi. Başını ellerinin arasına aldı, gözlerini kapatıp odaklandı zihnine saplanan hislere ve görüntülere. Hepsi gerçekti, bir rüya değildi.

Etrafına göz gezdirdiğinde, tekrardan derin bir nefes aldı. Kendisiyle birlikte iblis çemberinde kalan, Siyah Kafa onunla birlikte uyanmıştı. Ona bir şey olmadığını görünce yüzündeki şaşkınlık gülümsemeye döndü. Sevinmişti, bir arkadaşını kaybetmediğine sevinmişti. "Kızıl Kafa?" diye mırıldandı kendi kendine. Siyah Kafa o iblislerin arasından kurtulduğuna göre, Kızıl Kafa'da kurtulmuş olmalıydı. Peki, neden yanında değildi? Burada neden üç kişilerdi? En başta birlikte olduğu insanlardan ikisiyle birlikte buradaydı. Bunu düşününce yüzü soldu tekrardan, her ne kadar iblis çemberinde ikisiyle birlikte kalmış olsa da, diğer arkadaşlarının oradan çıkmamış olmasını istemiyordu.

Kıyafetlerinin yatakta bıraktığı kir izlerine bakarken, yatağın tekrardan ne kadar rahat olduğunu hissetti. Onca olaydan sonra, burası sanki nimet gibiydi. Üç yatakta yan yana sıralanmış, taştan duvarın önüne konuşlandırılmıştı. Sol taraflarında kahverengi perdeye sahip büyük bir pencere vardı. Sağ taraflarında bulunan büyük giyinme dolabı, buranın üçünün odası olup olmadığını düşündürtüyordu Zen'e. Belki de, son anlarından sonra buraya getirilmişti oda arkadaşlarıyla birlikte. Sonuçta, geçmişini bilmeyen bir adamın evi olması pek mantıklı olamazdı, değil mi? Burası, onlar için ya bir dinlenme salonu ya da artık yaşayacakları oda olmalıydı.

Gözlerini tavana doğru kaydırdı genç adam, duvar gibi taştan bir tavana sahiplerdi. Duvarın aksine, ahşap kolonlarla güçlendirilmişti. Dört kollu, tavandan sarkan avize ise pek kullanılmıyor gibi duruyordu. Avizenin dört kolunda duran gaz lambaları tozla kaplanmıştı. Odanın zemininde bulunan halıda bir zerre toz bulunmaması iyi temizlendiği hususunu ortaya koyarken, avizede bulunan toz ise oranın pek ellenmediğini gözler önüne koyuyordu. Tavanda olması sebebiyle, temizliği yapan kişi orayla uğraşmıyor olmalıydı. Gözleri ve zihni, odayı incelemeye başladıktan sonra daha da alışmıştı ortama. Yine de, hafızasında tekrardan bir boşluk olması hoşuna gitmemişti. Buraya nasıl geldiğini, niye geldiğini hala bilmiyordu.

Koca adam, iki kolunu geriye doğru esneterek esnemeye -kükremeye- başladı bir anda. Sonrasında ise bütün yüzüne yerleşen gülümseme ile bağırdı aralarındaki kadına doğru. "SİYAH KAFA! SANA BİR ŞEY OLMAMIŞ!" En baştan beri içinde sakladığı sevinci, kendine gelmesiyle birlikte dışarıya salmıştı. "Yani, olmadı değil mi?" Ayağa kalkıp kadının bulunduğu yatağın önüne doğru ilerledi. Ellerini beline koydu, kadının vücudunda herhangi bir yara olup olmadığını üstün körü inceledi, görünürde bir şeyin olmayışı onu sevindirdi. Tekrardan, sanki ağzı yarılacakmışçasına gülmeye başladı.

"Sizler için çok endişelendim, aynı zamanda Kızıl Kafa için de. Bir an önce çıkabilmek için yeni tanıştığım arkadaşımla sohbet etmem gerekti. Kudretli bir ejderha ile tanıştım. Sonra birbirimize ismimizi söyledik, çıkacaktım oradan ki bitkin düştüm, bir anda yığıldım..." Ellerini beline daha sağlam dayadı, Belinden bükerek öne doğru eğildi, gülümsemesi daha da büyüdü. "Ama ismimi öğrendim." Geriye doğru çekildi, hem yanındaki adama, hem de kadına doğru baktı. Ardından elini büyük bir heyecanla kadına doğru uzattı. "Oradan sağ çıktığımızda arkadaş olmak istediğimi söylemiştim, bu yüzden burada içecek bir şeyler varsa ilk içkiler benden. Benim adım Zenahpuryu, ama ismim çok uzun, o yüzden bana Zen de. Arkadaş olalım mı?" İblis çemberi içerisinde kaldığı kişiyle arkadaş olmak, isimleri öğrenmek daha farklı geliyordu ona bir anlığına. "Hadi, sizde ne yaşadığınızı anlatın! Nasıl sağ çıktın?"

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 26 Jul 2022, 21:36
by Yofie
Yofie gözlerini oldukça zorlukla açabildi. Derin uykudan sıçrayıp olduğu yeri şaşıranların afallamasıyla bir süre boş boş etrafına bakındı. Yattığı yerde değildi. Vadlena, iblisler ve onu duvardan duvara savurduktan sonra bir şekilde sevdiğine karar veren Ashabura, ona adını söyleyen parıltı ve içine uzandığı karanlık... Hepsi gitmişti. Yavaşça doğruldu. İlk kez yumuşak bir yatakta kendine gelmişti. Yatağın bembeyaz, yeni yıkanmış gibi tertemiz kokulu güzelim çarşafları genç kızın üzerindeki toz ve pislik nedeniyle kirlenmişti. Demek ki yaşadığı hiçbir şey rüya veya hayal değildi. Hatta fiziksel olarak gerçekten bir yaratık tarafından hırpalanmıştı. Bunu düşünmek korkutucuydu.

Yan tarafında iki yatağın daha olduğunu gördü ve odada onunla birlikte yatağında doğrulan iki kişinin daha olduğunu fark etti. Bu yüzler ona fazlasıyla tanıdık geliyordu. Göz göze geldiği anda da tanıdı. Birisi yanında kalıp destek verdiği, arkadaş olmak için sözleştiği iri yarı beyaz saçlı çocuktu. Diğeri de bayağı asi bir tip olmasına rağmen Vadlena'yı takip eden siyah saçlı çocuktu. Onlar da kendisi gibi şaşkın şaşkın etrafa bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Yofie başını biraz daha yana çevirince taştan duvarları ve kahverengi bir perde ile örtülmüş pencereyi fark etti. Güneş ışıklarının gözlerinin içine girmesini engelliyordu. Halbuki genç kızın güneş ışığı görmeye ne kadar muhtaç olduğunu bir bilselerdi o pencereyi sonuna dek açarlardı. Sağına döndüğünde lüks görünüşlü büyükçe bir dolap olduğunu gördü. Onun hemen yanında da ahşaptan şık bir kapı vardı. Başını yukarı kaldırdığında taştan bir tavan ve dört kollu tozlu bir avize olduğunu gördü. Her şey fazlasıyla normal ancak fazlasıyla da rahat görünüyordu. İblislerden ve her an birinin akşam yemeği olma tehlikesinden uzak bir yerde güvende bulunmak güzel bir histi. Odanın her yeri kıyı köşe iyice temizlenmiş görünüyordu. Sanki birisi onların gelişine hazırlamıştı bu odayı. Yalnızca avizeyi atlamıştı. Zavallı avize boynu bükük onlara bakıyordu.

Yofie tıpkı karanlıkta uyandığı zamanki gibi nerede olduğunu ve buraya nasıl geldiğini bilmese de yatağın rahatlığı ve uykunun tatlılığı ile mayışmış ve gardını fazlasıyla düşürmüştü. Kendisini tehlike altında hissetme gereği duymuyordu. Ayağa kalkabilecek kadar kendine geldiğinde yataktan yavaşça indi ve kendini sağa sola bükerek vücudunu esnetti. Tam o esnada beyaz saçlı çocuk da esneyerek kendisine gelmiş ve heyecanla ona doğru haykırmıştı. Yofie onun bu heyecanı karşısında kıkırdadı. "Yok yok, bir şey olmadı merak etme. Sen iyi misin?" İsminin Zenahpuryu olduğunu öğrendiği adam ona çok endişelendiğini, aynı kendisi gibi aniden karanlıkta uyandığını ve bir iblisle karşılaştığını bir çırpıda anlattı. Yofie ona doğru uzatılan eli yüzünde büyük bir gülümseme ile sıktı. "Ben de Yofie. Çok memnun oldum Zen. Resmen tanışabildiğimiz için çok mutluyum. Tabi ki de arkadaş olmak isterim!" dedi heyecanla. "Benim hikayem de seninki ile çok benzer. Karanlıkta bir başıma uyandım ve devasa bir iblis ile tanıştım. Uzun bir mücadeleden sonra onunla anlaşabildim. Aniden ismimi hatırladım ve o da bana ismini söyleyince kendimi burada buldum." Aklına bir şey takılmış gibi bir anlığına duraksadı. "Açıkçası bir şeyler içme fikri harika geliyor ama... Paramız var mı ki? Veya burada nereye gidilir, ne içilir? Hatta biz neredeyiz? İsmimi hatırlasam bile dünyaya dair başka hiçbir şey hatırlamıyorum." dedi çok çabalamasına rağmen hiç aşama kat edememiş bir insanın hüsranıyla. "Peki ya sen? Senin hikayen nedir?" dedi aralarında henüz konuşmamış olan kişiye dönerek.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 27 Jul 2022, 11:40
by Aithen
Covid olmam nedeniyle 1 Ağustos'a kadar yazamayacağım. Hastalığın durumuna göre bu sürenin uzama ihtimali de bulunuyor.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 01 Aug 2022, 09:53
by Aithen
Hepsi gerçekti.

Aithen uyandığında ilk olarak bunu fark etmişti. Birkaç insanla birlikte sinir bozucu bir kadının yanına gitmesi, bu sinir bozucu kadınla yola devam etmesi ve bir iblisle karşılaşıp bu iblis ile arkadaş olması. Tüm bunların gerçek olduğunu ama şu anda kendisinden bir o kadar da uzak olduğunu hissetmek Aithen'i şaşırtsa da yanında yattığını fark ettiği iki kişinin varlığı ön planda tutulması gerektiğinden bu düşünceleri daha sonraya bırakmaya karar verdi. Taşlarla kaplı duvarları ve tavanı inceledikten sonra yatağında öne doğruluyor ve odada bulunan nesneleri gözüyle hızlıca taradıktan sonra diğerlerine başıyla selam verip camdan bakmaya başlıyor. Eğer uzanabiliyor ise odaya ışığın girmesini engelleyen kahverengi perdeyi açmak istiyor. Belli ki çok zorlayıcı bir olayın üstesinden geldi. İnsanın vücuduna biraz güneş ışığı girsin anasını satayım. O sırada tekrardan yanındakilere dönüyor ve adının Zenahpuryu olduğunu öğrendiği adamın laflarını dinliyor. O sırada ikilinin kim olduklarını anlayabiliyor.

İkilinin kısa konuşmasını dinledikten sonra söze giriyor. "Öncelikle Zen, Yofie, ikinizle de tanıştığıma memnun oldum. Umuyorum ki başımıza gelen şeyleri anlamlandırma konusunda birlik olabiliriz. Tek başımıza bu yolda yürümemiz durumunda bir sonuca varabileceğimizden şüpheliyim. Dürüst olmak gerekirse ikinizin de öldüğünü sanmıştım. Vadlena idi sanırım adı, o iğrenç kadın ile ilerlediğimde ve siz o iblis olduğunu tahmin ettiğim yaratıkların ordusu ile karşı karşıya kaldığınızda yaşamanıza ihtimal vermemiştim. Açıkçası yaşıyor olmanız beni mutlu etti." Yatakta ayakları yere değecek şekilde dönüyor ve oturur pozisyonda kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. "Vadlena ile gittikten sonra ben de bir iblis ile karşılaştım. Bücür, yılanlı bir şeydi. Tavırlarından ötürü beni tehdit ettiğini düşündüm ve onunla savaşmaya kalktım fakat birbirimize zarar veremedik. Son çare olarak onunla arkadaş olmayı denedim ve bu şekilde ismimi öğrendim. Aslında iblisin ismini de öğrendim." Bir süre düşünüyor ve "İblis ismini o kadar abarttı ki size söylemeli miyim ona bile emin değilim." diyor ve gülümsüyor. "Şimdilik ona İnsanların Kurtarıcısı ve İblislerin Efendisi diyelim." diyor, yanındaki insanların bu lafını garipsememesini umarak.

Eğer vücudu imkan veriyorsa ayağa kalkıp ikilinin içki çağrısına karşılık olarak "Yofie'nin de dediği gibi neden burada olduğumuzu ve buranın neresi olduğunu bilmiyoruz. İlk iş toparlanalım, eğer varsa odadaki eşyalarımızı alalım ve çıkıp ne dönüyor bir bakalım. Karşımıza biri çıkarsa ne olup bittiğini sorarız, gerekirse tehdit eder ve fiziksel güç kullanarak söylemelerini sağlarız. Ortam rahat olunca biz de rahatladık ama unutmayın, her tarafı karanlık olan ve iblislerle dolu olan bir yerden geldik. Hala kaçırılmış olma ihtimalimiz yüksek. Hatta bu oda gerçek bile olmayabilir." diyor ve hızlıca odanın taş duvarlarından birine vuruyor. Elinin acıdığını belli etmemek için elinden geleni yaparken "Tamam, oda gerçekmiş ama yine de kaçırılmış olabiliriz." diyor.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 01 Aug 2022, 13:45
by GM - Dimensio
Üçünüz arasında geçen konuşmadan sonra Aithen zonklayan elinin acısını gizleyerek doğruluyor ve Yofie ile Zenahpuryu’da buna eşlik ediyor. Birlikte odanın içinde şahsi eşyalarınız olup olmadığını kontrol ettiğinizde, herhangi bir eşyanızın bulunmadığını anlayabiliyorsunuz. İçinizden biri, odadaki dolabı açtığında ise, her biriniz dolap içindeki kıyafetleri görebiliyorsunuz. Dolabın sol tarafına denk gelecek şekilde düzenli ve son derece muntazam bir şekilde asılmış farklı şekillerde kıyafetler görüyorsun. Dolabın diğer kapağını açtığında ise bu kez farklı tarz ve renklerdeki kadın kıyafetleri görebiliyorsunuz. Kıyafetlere baktığınızda bu kıyafetlerin sizlere olabileceğini rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu kıyafetlerin alelade buraya konulmadığını ve sizlerin kullanması için yerleştirildiğini düşünüyorsunuz.

Dolabın içerisinde gördüğü kıyafetler
Image
Image

Bu faslın ardından odadan çıkmak için kapıya yöneliyorsunuz. Bu anda, Aithen’in konuşması neticesinde içinize düşen şüphe yavaş yavaş bir korkuya dönüşüyor. Aldığınız nefes ciğerlerinizden ziyade vücudunuzdaki karanlık bir boşluğa gidiyormuş gibi hissediyorsunuz. İçinizden biri derin nefes alıp kapıyı açmak için kapının kulpunu tutuyor ve aldığı derin bir nefesle kapıyı açıyor. İçeriye doğru sonuna kadar açılan kapının karşısında, sırtını duvara dayamış, iki bacağını kendisine doğru çekmiş yirmi yaşlarında bile olmayan, siyah saçlı bir kız görüyorsunuz. Kız, neredeyse uykulu bir şekilde sağa doğru düşmekte olan başını son anda kaldırdığında sizinle göz göze geliyor ve bir anda büyük bir utançla olduğu yerden doğrulmak için çabalıyor. Hızlıca ayağa kalkacağı sırada sağ ayak bileğini burkan kız, bir süre yüzünde acılı bir ifadeyle durduktan sonra doğruluyor ve iki elini diz kapaklarına koyup hafifçe eğilerek neredeyse duyulamayacak kadar kısık bir sesle “Kusura bakmayın, sizleri rahatsız etmek istemedim. Burada beklerken sanırım uyuyakalmışım.” diyor. Bir süre bu şekilde beklemesinin ardından kafasını kaldırırken “Ben Aludir Araştırma Bölüğü 2. Takım Yardımcı KaptanıPhemena.Tanıştığımıza memnun oldum.” diyor.

Phemena (Fimiina’)
Image

160 cm boylarında olan, üzerinde beyaz dökümlü ve dolapta gördüğünüz erkek kıyafetlerindeki gibi kısa kollu bir gömlek giymiş olan, altında ise kahverengi bir şort ve ayaklarında diz kapaklarının altına kadar gelen siyah bir bot giymiş olan Phemena kendisini tanıtmasının ardından biraz utangaç bir şekilde “Odanızda sizler için kıyafetler bırakıldı. Onları giyebilirsiniz. Ardından sizlere eşlik edeceğim.” diyor sessiz sakin bir şekilde. Ancak hemen ardından sanki önemli bir detayı atlamış gibi tüm vücudu hafifçe sarsılan Phemena’nın yanakları kızarıp bakışları iyice içine kapanık bir hal alırken “Neler yaşadığınızı bir an unutmuşum, üzgünüm. Ancak burada güvendesiniz, buna emin olabilirsiniz.” diyor. Son cümlesinde yüzüne kocaman ve sıcak bir gülümseme yerleşen Phemena, bu andan sonra iki elini hemen önünde birleştirip sizlerin giyinmesini bekleyecek gibi duruyor.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 02 Aug 2022, 18:10
by Zenahpuryu
Zen, ikilinin konuşmalarını gülümseyerek dinledi. Aslında yanındaki adamı oldukça gıcık biri olarak düşünmüştü, ancak o anın gerginliğiyle öyle tepkiler vermiş olmalıydı. Zira, hiçbir şey bilmedikleri ortamda aniden ileriye atılması, Vadlena'ya karşı geldikten sonra bir anda onu takip etmesi gibi bir çok sebep vardı böyle düşünmesini sağlayan. Siyah kafa, odanın gerçekliğini sorgularken, etrafı araştırmaya koyuluyordu Zen. Etrafta kendilerine ait bir eşya var mı yok mu diye arıyor, en sonunda bir dolabı açıyordu. "Burada kıyafetler var." Dedikten sonra dolabın kapaklarını tutmayı bırakıp, kıyafetleri incelemeye başlıyordu. Kıyafetlerden kolsuz olanı almış, ardından bağırmıştı bir hışımla. "Kolsuz olan benimdir, bu aşırı hoşuma gitti!" Kıyafetini aldıktan sonra kısık gözlerle ikiliye bakmış, ardından kapıya doğru adım atmıştı. Bir yandan kıyafetlerini koltuk altında güvende tutuyordu Siyah kafa tarafından alınmaması için.

Genç adam, elini kapıya uzatmak üzereyken Siyah kafa'nın konuşması içine şüphe uyandırmıştı. Ya gerçekten kaçırıldılarsa? Ya oda bir gerçeklikten ibaret değilse? Kulpu tuttuğunda açmadan önce yutkundu, cesareti bir anlığına kırılmış, içine büyük bir şüphe ve korku yerleşmişti. Yaşadığı her şeyin ardından tekrar böyle bir olay yaşamak istemiyordu. Her şeyin bitmiş olmasını, biraz daha düzlüğe çıkmayı diliyordu sadece. Kızıl Kafalı arkadaşını da bulup, birlikte bir şeyler içmeyi planlıyordu. Korkusu ve şüphesi gitgide artarken, kulpu iyice sıkmış, alt dudağını ısırmış ve ardından yavaşça çevirmek üzereydi. Ancak, derin bir nefes almış, ardından hızla açmıştı kapıyı. Yavaşça açmaktan daha iyi bir plan gibi gelmişti.

Kapıyı açtığı gibi, bir kızdan farksız bir şekilde çığlığı basmıştı Zen. Karşısında gördüğü yerde iki dizini çekmiş, yirmili yaşlarında bile olmayan bir kızı görmeyi beklemiyordu. İçine dolan korkuyu bir anda patlatmış, kızın utana sıkıla kalktığını gördüğünde elini göğsüne koymuş ve arkadaşlarına doğru dönmüştü. "Of korktum yahu. Bu kadar şeyin üstüne bıktım harbiden." Ardından kıza doğru geri çevirmişti. Karşısındaki kız kalkarken ayağını burkmuş, bu durum Zen'in ileriye atılmasına sebep olmuştu. "Phemena kaptan, iyi misin? Ayağın iyi mi? Yardım edeyim mi? Bir şey lazım mı?" Bir anda soru yağmuruna tutmuştu kaptanı. O an, böylesine küçük bir kızın kaptan olmasının garipliğini bile fark etmemişti ayak bileğini düşünürken.

Utangaç kaptan, dolapta gördüğü kıyafetlerin onlar için bırakılmış olduğunu söylüyordu. Giyindikten sonra eşlik edeceğini söylemiş, ardından ise bir anda yanakları kızarmıştı. Burada güvende olduklarını söylüyordu, nedeni olmayan bir şekilde Zen ona güvenmek istemişti. Küçük bir kızın yalan söyleyebileceğine inanmıyordu. Yüzündeki gülümsemeye kocaman bir gülümsemeyle karşılık veren Zen, sağ elinin baş parmağını onaylarcasına kaldırmış, ardından arkasını dönüp odanın ucuna ilerlemişti. "Hanımlar, lütfen arkanızı döner misiniz?" Ardından üstünü bir anda çıkarmış, kıyafetini hızlıca giyinmişti.

"Bu da bana ne yakıştı be! Haha!" Giyindikten sonra kaptanının karşısında ilerlemiş, Yofie'nin giyineceğini hatırlayınca odadan çıkıp sağa doğru bir adım atmış ve sırtını duvara vermişti. Odanın kapısı solunda duruyordu. "Nasıl kaptanım, yakıştı mı?" Diyerek kıyafetini çekiştirerek göstermeye başladı karşısındaki kaptan kıza. Ardından heyecanla konuşmaya başladı tekrardan. "Kaptanım size iki tane sorum var! Birincisi, ben gözlerimi açtığımda, yani ilk sefer açtığımda yanımda bir arkadaşım daha vardı. Kızıl saçlı, erkek olan ama. Ona ne oldu? O lanet yerden çıkabilirsek içecek ısmarlama sözüm vardı ama işte, ne yaptı bilmiyorum. Ben kurtuldum, bir arkadaş bulup. Ama ona ne oldu bilmiyorum. Yofie'de kurtulmuş, siz biliyor musunuz ona ne oldu? Gerçekten merak ediyorum..." Yüzü biraz düşmüştü sorusunun ardından, ancak kendini hızlıca toparlayarak tekrardan söze girmişti. "Birde bu yaşta nasıl kaptan oldunuz?" Sorusunun ardından saygısızlık etmediğini belli edercesine bir gülümseme oturtuyordu koca adam. Gerçekten merak ediyordu, bu kız nasıl kaptan olmuştu?

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 04 Aug 2022, 09:13
by Yofie
Her şeyi anlatmasına rağmen adını hala öğrenememiş olduğu siyah saçlı çocuğun elini duvara vurup sonra da hiç acımamış gibi yapmaya çalışması üzerine sesli bir şekilde kıkırdadı Yofie. Sonrasında Zen ile birlikte odayı biraz kurcalayarak kendilerine ait bir eşya olup olmadığını öğrendiğini çalıştı. Eşyaların hiçbirisi ona tanıdık gelmiyordu zaten, onun şahsi eşyası olsa da anlamazdı. Zen'in odadaki dolabı açması üzerine çeşit çeşit erkek ve kadın elbiseleri olduğunu gördüler. Bu tam da onların bedenine göre seçilmiş olan elbiseler buraya tesadüfen gelmiş olamazlardı. Belli ki birileri onların gelişine hazırlanmıştı. Zen kendisine kıyafet seçtikten sonra burada soyunmaya utanmış olacaktı ki kapıya doğru ilerlemişti. O kapıya doğru ilerlerken Yofie tereddütte düştü. Her şeyin özenle düşünülmüş olması fazla şüpheli bir durumdu. Siyah saçlı çocuğun söyledikleri gerçek olabilir miydi?

Zen'in kapıyı açması ile birlikte küçük bir kız çocuğu gibi çığlık atması bir oldu. Yofie önce çığlıktan irkilerek yerinden sıçradı. Sonra koca oğlanın kapının önünde uyuyakalmış bir kız çocuğu yüzünden bağırdığını anlayınca kahkahasını zorlukla bastırabildi. Yaşı oldukça küçük gözüken ve muhtemelen uyuyakaldığı için utanan, utandıkça da iyice iki ayağı bir pabuca dolanan isminin Phemena olduğunu söylemişt. Aludir Araştırma Bölüğü 2. Takım Yardımcı Kaptanı olduğunu söylemişti. Aludir mi? O da ne oluyordu? Ayrıca 2. takım da neydi? 2. takım varsa o halde şu anda buralarda bir yerde 1. ve 3., hatta belki de 4. bir takım daha olabilirdi yani. Karanlıkta uyandığı insanların şu anda yanlarında olmamasının sebebi farklı takımlara ayrılmış olmaları mıydı?

Phemena onlardan odadaki kıyafetleri giymelerini istemişti. Sonrasında ise yolu gösterecekti. Onlara burada güvende olduklarını, endişelenmemeleri gerektiğini söylemişti. Yofie omuz silkti. Endişelense bile bunun kimseye bir yararı yoktu. Olayların akışına kapılmak daha iyi olacaktı. Muhtemelen pek yakında akıllarındaki soru işaretlerini gidereceklerdi. Zen onlardan arkalarına dönmelerini isteyince yüzünü çevirerek dolaptaki kıyafetlere göz attı. Zen giyindikten sonra odadan dışarı çıkmıştı. Yofie gri, tülden kolları olan açık yeşil elbiseyi beğenerek eline aldı. Sonrasında gözlerini siyah saçlı çocuğa çevirdi. "Şey... Giyineceğim de." Çocuğun anlamasını bekliyordu. Belki o da Zen gibi giyinir ve çıkardı da Yofie rahat rahat hazırlanmaya zaman bulurdu.

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 04 Aug 2022, 16:18
by Aithen
Zen'in koltuk altına kıyafet sıkıştırdığını gören Aithen ona garipseyen bir yüz ifadesiyle bakarken gri ağırlıklı olan kıyafeti eline alıyor ve "Ben de bunu alayım o halde." demekle yetiniyor. Henüz giyinmeye başlamadan Zen'in kapıyı açmaya yeltendiğini fark ediyor ve o da kapıya doğru ilerliyor. Kapıyı açtıkları anda karşılarına çıkan kıza verdikleri tepkiyi görünce tekrardan şaşıran Aithen kız kendine geldiğinde onu dikkatle incelemeye başlıyor. Kız Aludir Araştırma Bölüğü 2. Takım Yardımcı Kaptanı olduğunu söylediğinde gözlerini kısıyor ve kızı izliyor. İçinden "Yetişkin biri bile bu kadar minyon olamaz. Bu kızın yaşı küçük olmalı." diye geçiriyor. Kız kıyafet mevzusunu açtığında ise Zen'in dışarı çıktığını fark ediyor. Yofie ise kendisine giyineceğini söylediğinde olayın farkına varıyor ve bir kapıya bir de Yofie'ye bakıyor. "Yani dışarıda da bir kadın... Tamam." diyor ve odadan çıkıyor. Yardımcı kaptan olduğunu öğrendiği küçük kızın yanında giyinmek her ne kadar kendisine rahatsızlık verse de hızlıca üstünü değiştiriyor ve hazır oluyor.

Zen'in adının Phemena olduğunu öğrendikleri kızın yanında ne kadar rahat olduğunu görünce istese de istemese de Zen'i kısa bir süreliğine küçümsüyor ve hemen ardından aslında belki de Zen'in diğerlerine söylemeden kızı kandırma amaçlı bir plan geliştirmiş olabileceği ihtimalini düşünüp içten içe kendisini takdir ediyor. Elbette tüm bu düşüncelerin teoriden ibaret olduğunun farkında olduğu için tedbirli ilerlemenin en doğru olacağını düşünüyor. Yofie'nin giyinmesini beklerken gözlerini yardımcı kaptandan ayırmıyor. Kız Aithen ve diğerlerinin yaşadıklarını unuttuğunu söylediğinde tekrar gözlerini kısıyor ve kızın lafı bittiği anda "Yardımcı kaptan olduğunu söylemiştin. Rütben hakkında fazla bilgiye sahip değilim ama emrinin altında olacak insanların ne yaşadığını unutabilecek kadar amatörsen bu rütbeye nasıl yükseldiğini sorabilir miyim?" diyor. Hemen ardından kızın üstüne doğru yürüyor ve "Bu arada başımızdan neler geçtiğini hatırladıysan şu an sana hiç güvenmediğimizi ve böyle düşünmekte haklı olacağımızı da anlıyor olman lazım. Kısacası bize güvendesiniz falan deme, güvende olduğumuzu kanıtlamaya koyul." diyor sert bir tavırla. Hemen ardından Zen'e dönüyor ve boş bir bakış attıktan sonra tekrar kıza dönüp elini uzatıyor. "Ben Aithen. Tanıştığıma memnun oldum Phemena."

Re: Uyanış (Aithen | Zenahpuryu | Yofie)

Posted: 05 Aug 2022, 10:30
by GM - Dimensio
Phemena, ayağını burkmasının ve kendisini tanıtmasının ardından öne atılan Zenahpuryu’ya mahcup bir tebessümle bakarak “Teşekkür ederim, iyiyim. Oluyor böyle şeyler bazen.” diyor. Bu mahcubiyetine eklediği ufak bir çekingenlikle tekrar bakışlarını Aithen ve Yofie’ye çeviren Phemena, bir hayli utanmış gibi görünüyor.

Zenahpuryu ve Yofie, kıyafetlerini giymek için hazırlanmaya başlamışken, Aithen’in bir anda lafa girmesiyle oldukları yerde kalıyorlar. Aithen’in sert cümleleri ve mizacı, Phemena’yı biraz bastırmış gibi görünüyor. Aithen’in ilk cümlelerini bitirip Phemena’ya doğru yaklaşması, Phemena’nın yüzünde belli belirsiz bir korkunun belirmesine neden oluyor. Sırtı duvara yapışık olmasa, geri geri adımlamaya çoktan başlayacak gibi duran Phemena, Aithen’in sözlerine şaşkınlıkla ve korkuyla bakabiliyor sadece. Bir şeyler söylemek için kendini zorlasa da sözcüklerinin boğazında düğümlendiğini hepiniz rahatlıkla görebiliyorsunuz. Ancak Aithen’in Phemena’ya elini uzatmasının akabinde, Phemena da titreyen elini Aithen’e uzatıyor ve el sıkışırken “Ben de Phemena… Memnun oldum efend… Yani Aithen.” diyor. Bunun dışında, sanki karşısındaki bir korku figürüne boyun eğmiş gibi duran Phemena’nın başka bir şey söyleyecek gibi durmasa bile, Aithen’in bakışları altında ezilmemek adına hafifçe yutkunduktan sonra “Bir amatör olduğum için üzgünüm. Ancak Kaptan benim yardımcı kaptan olarak görev almamı istedi. Bu yüzden… Yani Kaptan’ın isteğine karşı gelemezdim. Yetersizliğim için üzgünüm.” diyor. Sözlerinin ardından bir kez daha iki elini diz kapaklarına koyan Phemena, önünüzde eğilerek özründeki samimiyeti ortaya koyuyor. Bu şekilde durmaya devam ettiği sırada ise “Lütfen kıyafetlerinizi giyinin. Bu sırada ben de güvende olduğunuza dair kanıtların neler olabileceğini düşüneyim.” diyor düşünceli ve biraz da çaresiz bir ses tonuyla.

Phemena’nın konuşmasının ardından her biriniz kıyafetlerinizi giyip tekrar dışarıdaki yerinizi aldığınızda, ilk lafa giren yine Zenahpuryu oluyor. Zenahpuryu’nun sorduğu soruya ilk olarak düşünceli bir şekilde bakarak karşılık veren Phemena ardından “Buraya gelenler hakkında pek bir bilgim yok açıkçası. Ancak bu kez bir kaybın yaşanmadığı söylendi. Eğer bu bilgi doğruysa, bahsettiğin kişinin de iyi olduğunu düşünüyorum.” diyor pek de kendinden emin olmayan bir şekilde. Bu cevabının ardından yüzündeki mahcubiyet birkaç kat artıyor Phemena’nın ve Zenahpuryu’nun ikinci sorusuna istinaden “Kaptan değilim, yardımcı kaptanım. Yardımcı kaptan olmamı da Kaptan istedi.” diyor Aithen’e kaçamak ve korktuğunu belli eden bir bakış atarak. Phemena’nın bu soruya ilişkin verdiği cevap, esasında sahip olduğu konumda bulunmak istemediği veya bu konumu hak etmediğini düşündüğü yönünde bir düşünce uyandırıyor zihninizde. Ancak buna rağmen görevini yapmak için çabalar gibi duran Phemena “Aithen’in arzu ettiği kanıtların ne olabileceği konusunda pek bir fikrim yok. Dün geceden beri sizlerle yapacağım konuşmayı planlıyordum ve bu yüzden hiç uyumadım. Ama böyle bir soru geleceğini hiç düşünmedim. O yüzden hazırlıksızım.” diyor sanki her bir kelimesinde özür dilercesine. Hemen ardından ise neredeyse ayaklarınıza kapanacak gibi bir çaresizlikle sizlere bakan Phemena “Burası Aludir Üssü olarak bilinen yer. Yani ülkemiz Aclania’nın belki de en korunaklı yeri. Bir Aludir bile buraya istediği gibi girip çıkamaz. O yüzden güvende olduğunuzu söylüyorum. Ancak bunun dışında dediğim gibi sunacak bir kanıtım yok.” diyor. Hemen ardından ise başını hafifçe öne eğerek “Eğer benimle gelmeyi kabul ederseniz, konuştuklarımızdan sonra sizlerin de kendini güvende hissedeceğini düşünüyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Bu noktada da Phemena’yı takip edip etmemek tamamen size kalıyor. Öyle ki, Phemena’yı takip etmemeniz halinde, onun size hiçbir şekilde karşı koyamayacak durumda olduğunu her biriniz rahatlıkla anlayabiliyor.