Cesetler ve kan… Gözlerin bu manzara dışında bir şeye erişmekte bir hayli zorlanırken, burada geçtiğin düşündüğün iki kişi hakkında bir iz bulma çabası içerisinde giriyorsun. Bunun için de ilk yapman gereken şeyin cesetlere daha yakından bakmak olduğunu bilmek seni epey rahatsız eden bir fikir oluyor. Parçalanmalara dair elde edebileceğin bir ipucunun, yaşadıklarında birleşmesi halinde bu katliamın sorumlusu veya sorumluların kimler olabileceği ve bundan da önemlisi nereye gitmiş olabilecekleri senin açından bir hayli önem taşıyor. Ancak diğer taraftan, içinin almadığı bir işe girişme fikri seni bir hayli rahatsız ediyor. Aldığın birkaç derin nefesin ardından çaresizlik içerisinde başka elinden gelen bir şeyin olmadığını hissederek, ayaklarının önünden başlayan ceset yığınlarına odaklanmaya çalışıyorsun.
Kendini olabildiğince cesetlere hazırlamışken, birkaç ev ötede duyduğu bir tıkırtı adeta kulağına koca bir gürültü olarak çalınıyor. Cesetleri incelemek yerine tıkırtının yarattığı hoş gizem seni bir anda içine çekiveriyor. Başını kaldırıp tıkırtının kaynağına ulaşmak için gözlerinle etrafını taramaya başladığın anda, bir evin açılan kapısı sana tüm oluşabilecek tüm olumsuz senaryoları unutturuyor. Adımların bu kapıya doğru yavaşça ilerlemeye başladığında, kapıdan uzanan orta yaşlarda bir adamın kafasını görüyorsun. Adamın kafası çevresine bakınmaya başlıyor ve birkaç saniyenin sonunda orta yaşlı, sakallı, 170 santim boylarındaki bir adamın iki büklüm bir şekilde kapıdan çıktığını görüyorsun. Adam hala daha etrafını incelemeyi sürdürürken, bir anda gözleri seninkilere denk geliyor ve birden donmuşçasına olduğu yerde kalıyor. Adamın donakalmasıyla adımların da birden kesiliyor ve ürkek bir kuşu kaçırmaktan korkar gibi hissediyorsun kendini. Adam ise hafifçe arkasından evin içine bakıyor ve bu kez evin içinde adamdan 10 santim daha kısa boylu, tıknaz diye nitelendirebileceğin, otuzlarında olan bir kadın çıkıyor. İkisinin de üstünde pek de kaliteli olmayan kumaşlardan yapılmış ve kahverengi tonları ağırlıklı rahat kıyafetler bulunuyor. Kadın doğrudan bakışlarını sana yönelttiği anda “Hanımım! Yalvarırım bizi kurtarın!” diye sesleniyor.
İki insanın çıktığı evin hemen önünde de bulunan cesetler, katliamın boyutlarını da gösteriyor. Bununla birlikte, adamın ve kadının evden dışarıya attıkları adımlarında, derin bir korku hissettiklerini seziyorsun. Sanki bilerek evin içinde saklanmış ve bu cesetler olduğu sürece evden çıkamayacaklarmış gibi gördüğün iki insan, sadece sana bakarak senden medet umuyorlar gibi görünüyor.
Kendini olabildiğince cesetlere hazırlamışken, birkaç ev ötede duyduğu bir tıkırtı adeta kulağına koca bir gürültü olarak çalınıyor. Cesetleri incelemek yerine tıkırtının yarattığı hoş gizem seni bir anda içine çekiveriyor. Başını kaldırıp tıkırtının kaynağına ulaşmak için gözlerinle etrafını taramaya başladığın anda, bir evin açılan kapısı sana tüm oluşabilecek tüm olumsuz senaryoları unutturuyor. Adımların bu kapıya doğru yavaşça ilerlemeye başladığında, kapıdan uzanan orta yaşlarda bir adamın kafasını görüyorsun. Adamın kafası çevresine bakınmaya başlıyor ve birkaç saniyenin sonunda orta yaşlı, sakallı, 170 santim boylarındaki bir adamın iki büklüm bir şekilde kapıdan çıktığını görüyorsun. Adam hala daha etrafını incelemeyi sürdürürken, bir anda gözleri seninkilere denk geliyor ve birden donmuşçasına olduğu yerde kalıyor. Adamın donakalmasıyla adımların da birden kesiliyor ve ürkek bir kuşu kaçırmaktan korkar gibi hissediyorsun kendini. Adam ise hafifçe arkasından evin içine bakıyor ve bu kez evin içinde adamdan 10 santim daha kısa boylu, tıknaz diye nitelendirebileceğin, otuzlarında olan bir kadın çıkıyor. İkisinin de üstünde pek de kaliteli olmayan kumaşlardan yapılmış ve kahverengi tonları ağırlıklı rahat kıyafetler bulunuyor. Kadın doğrudan bakışlarını sana yönelttiği anda “Hanımım! Yalvarırım bizi kurtarın!” diye sesleniyor.
İki insanın çıktığı evin hemen önünde de bulunan cesetler, katliamın boyutlarını da gösteriyor. Bununla birlikte, adamın ve kadının evden dışarıya attıkları adımlarında, derin bir korku hissettiklerini seziyorsun. Sanki bilerek evin içinde saklanmış ve bu cesetler olduğu sürece evden çıkamayacaklarmış gibi gördüğün iki insan, sadece sana bakarak senden medet umuyorlar gibi görünüyor.






