Dedikodular (Diniel)

User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

20 Jun 2023, 17:06

Yükseliş Konağı içerisinde sana ayrılan odanın içinde gözlerini açtığında, bir gün önce yaşananları tekrar zihninden geçiriyorsun okyanustan gelen dalga sesleri eşliğinde. Odadan ayrılışın, taht odasına varışın, burada Eletha’nın sana karşı olan tutumu, Azuldir’in gelişi, üçünüz arasında geçen konuşmalar, Azuldir’in ayrılışı ve son olarak Eletha ile aranda geçenler… Hepsi tek tek bir kez daha zihninde canlanırken, söylenen her bir sözü de bir kez daha değerlendirme ve bir kez daha olanlar ile olacaklar hakkında düşünürken buluyorsun kendini. Eletha’nın yanından ayrılmasından sonra, bir görevli tarafından tekrar odana götürülmen ve sana kalan tüm gün boyunca, rahat yatağında yatıp olanları onlarca kez daha düşünmen, sana koca bir günü harcatmış gibi görünse de, en azından uyandığında, yaşananlara ilişkin düşüncelerinin ve görüşlerinin daha net olması, aslında bu düşünme faslının hiç de boşa gitmediğini sana gösteriyor. Tüm bu zihin karmaşası içinde, hiç yemek yememiş olduğunu ise karnından gelen yoğun bir gurultuyla anlayabiliyorsun. Bu anda ise, yatağında öylece düşüncelere dalmışken kapının birkaç kez çalındığını, ancak bunların hiçbirine karşılık vermemiş olduğunu fark ediyorsun. Bu sebeple de, gözlerin istemsizce ve yalvarırcasına kapıya doğru dönüyor, bir kuru ekmeğe bile razı olarak.

Gözlerin kapıdan gelecek bir hareketi beklese bile, zihnin karnındaki gurultudan sıyrılıp son sözlerini sana hatırlattığında, bir anda yataktan fırlıyorsun. Eletha’ya Madras ile görüşmek istediğini söylemenin ardından, Eletha’nın bunu resmi bir göreve çevirdiğin anları ve bu andaki yüz ifadesiyle ses tonu aklında canlandığında, zamanını boşa harcadığını ve bir şekilde atıştırabilecek bir şeyleri her halükarda bulabileceğini düşünüyorsun. Karnının gurultusu bile Eletha’nın ciddi suratı ifadesinden tırsmış gibi guruldamayı keserken, geriye kalan tek şey, kendi ellerinle yarattığını bu görev çerçevesinde, elinde Madras’ın nerede olduğuna dair bir bilgi bile bulunmadan nasıl ilerleyeceğin oluyor. Ve tabi, hiçbir veri olmadan böylesine bir görevi yaratarak iyi mi ettiğin yoksa kötü mü ettiğin düşüncesi ruhunu kemirmeye başlıyor.

Off Topic
Bu konuda geçerli olan pasiflik süresi 72 saattir.

Bu konuda Geri Sarım Kartı kullanılabilir.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

21 Jun 2023, 03:07

Yükseliş konağında gözlerimi yeniden açmıştım. Bu sefer bayıltılmamış, dün bütün gün olanları düşünmenin ardından yorulmuş ve sonunda dalmıştım. Her ne kadar açık pencereden içeri giren yüzümü okşuyormuş gibi hissettiren narin, sıcak hava güzel bir güne başlayacakmış gibi hissettirse de kulaklarım ne kadar okyanustan gelen dalgalar bilinç altımı dolduruyor olsa da gözümü tertemiz ve güzel duran tavana dikmekten başka bir şey yapmıyordum. Her ne kadar dışarıdan tavana bakıyor gibi görünsem de gözümün önünden Azuldir’in o sinir bozucu gülüşü, Eletha’nın sert tavırları ve konuşulanlar gözümün önünden bir bütün halinde olmasa da parçalar halinde geçip duruyordu. Düşüncelerim parçalı olsa bile her şey kafamda net ve bütündü aslında. Sadece bütün halinde bunları hazmedemiyordum. Düşünceler içerisinden henüz çıkamamışken aldığım derin bir nefes alış verişin ardından karnımda bir boyut oluştuğunu ve her şeyi içine çekebileceğini hissetmiştim. Yatağa kök salıp ne yaptığımı sorgulamaya henüz başlıyordum ki beni yataktan fırlamama vesile olan konu Eletha’nın bana resmi olarak verdiği görevi hatırlamam oluyordu. Yan dönüp hızla ellerimle destek alıp kendimi bir anda fırlatıyordum yataktan. Minik bir havalanışın ardından ayaklarımın üzerinde yere inmemle beraber üzerimdeki örtüyü de düşürdüğümü görüyordum. Dizlerimi kırarak sakince eğilirken sol elimle saçlarımın gözlerimin önüne düşmesini engellerken sağ elimle örtüyü tutup örtüyle beraber yerden kalkıyor, yatağın üstüne biraz da olsa özenle koyuyordum. Ciddi bir konu üzerine araştırma yapmak istemiştim, o yüzden vakit kaybedemezdim. Dışarıda yürütülen bir masa denk gelirse ayaküstü birkaç parça bir şey kapıp yürürken atıştırabilirdim o yüzden yemek meselesini ikinci plana atıyordum.

Ellerimi belimin iki yanına yerleştirdikten sonra yönümü pencereye, okyanus ve orman manzarasına karşı çevirmiştim. Şimdi nereden bulacaktım Madras’ı? Başıma iş mi açmıştım bilmiyordum ama madem görev almıştım bir noktadan başlamalıydım sanırım. Sanırım… Hım… Ne yapsam?

Madras’ın pek konuşmadığını hatırlıyordum. Söylediği bulunduğu birliğin doğrudan Eletha’ya bağlı olduğuydu ve başkalarının haberi olmayan görevleri onların hallettiği gibi bir şeydi. İsim olarak belki doğru kişiyi seçmiş olabilirdim ancak böyle biri ya şu anda bir görevdeyse? Öyleyse onu nerede bulabilirdim ki? Muhtemelen yerini de kimse bilmiyor olacaktı gizliliğinden dolayı. Hım… Gerçekten başıma iş açmış olduğuma daha çok inanmaya başladım.

Ne yapsam diye düşünürken sol elim istemsizce ağzıma gitmiş, tırnak kenarını kemirmeye başlamışken sağ elimle de sol dirseğimi destekliyor, düşünceler içerisinde sessiz adımlarla pencereye doğru ilerlerken bakışlarım okyanusta olsa bile zihnim karşısında olan biteni görmüyordu. Madras’ı bulabilir miydim? Belki de mesele bu değildi. Takılmam gereken mesele Madras’ı bulmaya çalışmalı mıydım sorusu üzerine olmalıydı belki de. Her türlü bilgi ulu ortaya saçıldığına göre birilerine birkaç kelime aktarsam bu bir şekilde Madras’a ulaşabilir miydi? Hayır, daha farklı bir yol izlemeliydim belki de. Düşün...

Birkaç derin nefes alıp vermemle beraber midemdeki boşluğu da fiziksel olarak daha net bir şekilde hissedebiliyordum. İnsan olarak şimdiye kadar sınırlarımı pek zorlamamış olsam da açlık sınırımı nereye kadar test edeceğimi bilemiyordum. Ancak düşünmeye devam ederken aklıma şöyle bir soru niyetine düşünce geliyordu; birileri rastgele birilerine mi fısıldıyordu yoksa kasıtlı olarak birileri birilerine bilgi mi aktarıyordu? Bunu öğrenmeliydim sanırım. Ama öncelikle buradan fazla uzaklaşmadan bir nifak tohumu ekmem gerekiyordu. Bunun için kullanacağım kişi de Amelina Rasha olacaktı.

Sakin adımlarla odadan çıkıp onu arayacaktım. Bulamazsam karşıma çıkan görevlilere onun yerini soracaktım. Bakalım tüm bu fısıltılar Yükseliş Konağında da dolaşıyor muymuş?
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

21 Jun 2023, 16:53

Kendi kendine var ettiğin görevine nereden ve ne şekilde başlaman gerektiği üzerine ürettiğin fikirlerden bir tanesine tutunarak, son hazırlıklarını yapıyor ve odadan çıkmak için hareketleniyorsun. Hedef kişi olarak belirlediğin Amelina Rasha’yı, yaptığı iş de nazara alındığında, Yükseliş Konağı içerisinde bulmanın kolay olacağını düşünüyorsun. En azından, sadece ismini bildiğin ve nerede olduğu veya olabileceği ile ilgili en ufak fikrin bulunmayan Madras’a nazaran Amelina Rasha’nın daha bulunabilir olması senin epey rahatlatıyor. Kafandaki plan ile edindiğin görev arasında bir bağ kurabilmek şimdilik sadece sana has bir durum olsa da, en azından bir yerlerden başlamak da içine ufak rahatlama tohumları ekiyor. Bu rahatlıkla birlikte odanın kapısına yöneldiğin anda, o kutsal ses bir anda kulaklarına doluyor!

Odanın kapısının sessizce ve daha önce duyduğun sertlikte bir kez tıklatıldığını ve kapının arkasında “Diniel Hanım, kahvaltı getirdim. Müsaitseniz odanıza girebilir miyim?” diye nazik bir kadın sesi duyuyorsun. Bu sesin sahibinin Amelina olduğunu bilmek, seni gereksiz bir zahmetten kurtarmış olsa bile, en azından midenin de katlanılmaz acılarına son verilecek olduğunu bilmek, yüzündeki gülümsemenin kulaklarına varmasına neden oluyor. Ancak tam bu esnada, Amelina’nın sesinin tonunda hissettiğin merak vurgusunu da son anda yakalayabiliyorsun. Bu nedenle, ister istemez Amelina’nın sana daha önce de yemek getirdiğini ancak benzer veya aynı sorusuna yanıt vermediğin için odana hiç girmediğini düşünüyor ve bu nedenle de senin hakkında endişelendiğini hissediyorsun. Elbette bu hislerinin, Amelina’yı arama zahmetinden kurtulmuş olmanın ve birkaç dakika sonra midenin tıkabasa dolacak olmasının getirdiği bir olumlama olabileceği yönünde negatif fikirlerin de kafanın köhne ve pek de umursanmayan bir köşesinde beliriyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

21 Jun 2023, 20:59

Odadan çıkıp Amelina’yı aramaya çıkacaktım ki henüz arkamı dönmeden önce duyduğum kapı çalma sesi ile sanki işittiğim kapı tıklatması değil de ilahi bir ses gibi gelmişti. Hızlı bir refleks ile kapıya döndüğümde duyduğumun gerçekliğini sorgulama gereği hissetmiştim. Ancak henüz buna saniye bile fırsat bulamadan kapının yeniden çalınmasıyla bunun gerçekten yaşandığına inanıyordum. Kapının arkasından gelen seslerin kime ait olduğunu biliyordum. Amelina Rasha! Kim olduğunu da teyit etmemle beraber kendimi gülümsemekten alıkoyamıyordum. Hem yemeğim gelmişti hem de Amelina gelmişti ve bütün bunlar için çaba sarf etmemiştim. Günüm şahane başlıyordu. Neredeyse kendimi mutluluğa kaptırıyordum ki Amelina’nın sesinin tonuna son anda dikkat edebiliyordum. Elimi çeneme götürüp yere bakarken düşünme gereği duyuyordum. Daha önceden de kapım çalınmıştı değil mi? Evet. Bakışlarımı kapıya döndürüyorken elimi de çenemden çekiyordum. Um, sanırım defalarca kez kadını görmezden gelmiştim. Öyle ki varlığını henüz fark edebiliyordum ancak bundan bir rahatsızlık da duymuyordum. Yine de sesi endişeli gelmişti. Sanırım dikkatimi çekmesini sağlayan şey sesinin endişeli tonuydu. Yoksa daha önceden gelenin o olduğunu fark edemeyecektim sanırım. Ama bir yandan da açlığım ve arayışımın son bulmasına sebep olan olayla bağlantılı bir tür kuruntu da olabileceği de ihtimaller içerisindeydi. Yine de bu ikinci düşünceyi hiç de umursamıyordum. Daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum çünkü yemeği götürebilirdi.

“İçeri gelebilirsin” diyordum net ancak renksiz bir tonda. Her ne kadar açlık içinde olsam da kapıyı açmak gibi bir eylemde bulunmuyordum. Tahminimce içeriye geçen seferki gibi hareketli bir masa ile girecekti. İçeri girer ama kapıyı açık bırakırsa "kapıyı kapat" diyerek kapıyı da kapatmasını isteyecektim. Amelina ile konuşmak istiyordum ancak kapıya geçen seferki gibi kapıya birileri dadanıp dinlemeden önce kontrol de etmeliydim. Ancak şimdilik sadece Amelina’nın içeri girmesini ve yemekleri görmek istiyordum.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

23 Jun 2023, 09:26

Amelina’nın seslenişine verdiğin cevabın ardından, kapın tıpkı ilk seferdeki gibi sessizce açılıyor. Açılan kapının ardından Amelina’nın güzelliği bir kez daha gözüne çarpsa da, bir anda gözün o malum tekerlekli masaya kilitleniyor. Amelina odadan içeriye girdiğinde başıyla hafifçe sana selam veriyor, ancak hemen ardından göz ucuyla da bile olsa seni süzmeye başlıyor. Adeta iyi olup olmadığın konusunda emin olmaya çalışır gibi duran Amelina, yine de işinin getirdiği profesyonellikten taviz vermeden tekerlekli masanın üzerinde duran 4 adet tabak ve bu tabaklarda yer alan peynir, yumurta ve reçel çeşitlerini sergilemeye başlıyor. Bir kez daha, tekerlekli masada bulunan sürahi ve iki bardak ana bir önceki anı hatırlatsa da, Amelina masayı bırakıp dışarıya çıkmayı yeltenirken kapıyı kapatman şeklindeki sözlerine karşılık bir anda eli ayağına karışıyor. Her ne kadar dışarıyı kontrol etmek istemiş olsan da, bir anda Amelina’ya kapıyı kapatmasını söylemen, kadının dışarıda mı kalması gerektiği yoksa içeride mi durması gerektiği yönünden bir tereddüt yaratıyor. Amelina birkaç saniye süren bu şaşkınlık içinde yanlış bir şey yapmaktan çekinir gibi kafasını hafifçe eğerken “Bağışlayın Diniel Hanım, servisinizi yaptıktan sonra dışarıya çıkacaktım.” diyerek, aslında onu dışarıya çıkarmak istemişsin gibi bir anlam çıkardığını dile getiriyor. Bu sözlerinin ardından ise hafif adımlarla, sanki sana rahatsızlık vermekten çekinir gibi, kapıya doğru yöneliyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

23 Jun 2023, 16:34

Amelina Rasha odaya lezzet bahçesiyle girmişti. Ne kadar da görevim için bir şeyler yapma çabası içerisinde olsam da bu şölene bakıp dalmaktan kendimi alamıyordum. Benim durumumu incelemeye çalışır gibi ancak bir o kadar da kendisini yerlerin dibine sokup bana hizmet etmek dışında hiçbir hakkı ve sözü olmadığını dışarıya bağırırcasına duran tutumu karşısında huzursuzlanmamış değildim. İradesi konusunda henüz bir fikrim yoktu ancak ezik büzük insanları görmeyi hiç sevmiyordum. Tıpkı Xaphan gibi… Gerçi Xaphan’ın sağı solu belli olmuyordu hatırladığım kadarıyla. Bazen kendisini aşırı eziyor bazen de yalnızca mütevazı davranıyordu. Nereden aklıma geldi şimdi bu Xaphan?

Kafamı hafifçe iki yana sallayıp kendimi toparlıyordum. Açlıktan dalgınlaşmış olmalıydım. Amelina Rasha ondan isteğimin ardından ne diyeceği konusunda kararsız kalmış, şaşkınlık ve tereddüt içine düşmüştü. Niye böyle olduğunu düşünüyordum ki kendimin bir Aludir onun da bir görevli olduğunun farkına varmıştım. İçime düşen bir huzursuzlukla beraber Azuldir’in o sinir bozucu sırıtışının gölgesini zihnimin bir köşesinde görüyordum adeta. İster istemez yüzüme yansıyan öfkeyle beraber Amelina Rasha’ya “Dur” dedikten sonra hızlanan adımlarla onun yanından geçiyor ve kapıdan dışarıya hızlıca bakındıktan sonra kapıyı her ne kadar çarpmak istesem de duygularımı bu kadar açık etmemek için sakince kapatıyordum. Lanet olası Azuldir zihnimi kirletmiş gibi hissettiriyordu bana.

Bu hareketimden dolayı Amelina’yı buraya hapsetmiş gibi görünsem de bu umurumda mıydı? Hayır. Kapı kapandıktan sonra sırtımı kapıya yaslayıp kollarımı göğüs hizamda kavuşturduktan sonra keskin bakışlarla Amelina’ya “Konuşmak istediğim konular var. Bunlardan ilki, ben bir Aludir’im bu doğru. İçimde yaşayan iblis görüp görebileceğin en tehlikeli iblis olabilir. Bu da doğru…” dedikten sonra bakışlarımı biraz da olsa normalleştirip “Ancak sen de birileri için tehlikeli olabilirsin. Yani tehlike konusunda bir tür hiyerarşi olsa bile, zarar vermek isteyen kendi kapasitesi boyutunda her türlü zararı verebilir değil mi?” diyecektim. Ardından “Oldukça disiplinli ve kurallı hareket ettiğini görebiliyorum ancak formaliteleri herkesin bildiği hafıza kaybetme konusu yüzünden bilmiyorum. İlgilendiğim konu ise senin Aludirler ile ilgili ne düşündüğün” dedikten sonra sırtımı yasladığım kapıdan iteleyecek ve lezzet şölenine doğru ilerlerken “Tüm bu nazik davranışlarının altında farklı bir Amelina Rasha bulunuyorsa bunu da bilmek istiyorum. Kısacası, sen kimsin?” derken masanın yanına varıp ekmeğe yağ ve üzerine reçel sürüp "Son söylediğimi bir emir olarak algılayabilirsin" dedikten sonra mutlulukla yemeğimi yemeye başladığım sürede onu dinlemek istiyordum. Başka zaman olsa nötr tonda sertçe çıkacak bu sözler şölen karşısında yumuşuyor ve sıradan insanların sıradan günlük konuşma tonu gibi çıkıveriyordu ağzımdan. Yemek yiyeceğim için bu kadar sevineceğimi düşünemezdim. Umarım o buzul diyara bir daha gidersem bu kadar acıkmak zorunda kalmam.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

26 Jun 2023, 16:34

Amelina’nın adımlarını kesmesine neden olduğun seslenmenin ardından, Amelina iki elini önünde buluşturup başını eğerek olduğu yerde durmaya başlıyor. Bu haliyle bir günah işlemiş de affedilmeyi bekleyen naçar bir kuldan farksız görünen Amelina, neredeyse nefes bile almadan ve gözlerini de hemen ayaklarının ucundan ayırmadan senden gelecek sözleri veya hareketi bekliyor. Sözlerin yetmezmiş gibi bir de kapının önüne geçmenle birlikte, Amelina’nın içine girdiği girdabın daha da arttığını rahatlıkla görebiliyorsun. Birbirine kavuşturduğu ellerinin hafifçe kıpırdatmaya başlayan Amelina, yavaşça tırnaklarının kenarındaki deri parçalarıyla oynamaya başlıyor. Bu durum, Amelina’nın içinde olduğu gerginlik seviyesini de açıkça ortaya koyuyor.

Konuşmaya başladığın anda Amelina duruşunu hiçbir şekilde bozmuyor, ancak her bir kelimeni dikkatle dinliyor. Söylediklerine hak verip vermediğinden bile emin olamadığın boş bir yüz ifadesiyle beklerken, adımlarını tekerlekli masaya doğru yönlendiriyorsun. Tereyağı ve reçelle şenlendirdiğin ekmeğini bir an önce midene indirmek isterken son cümlelerini de kuruyor ve ardından eşsiz bir lezzetle gözlerini kapatıyorsun.

Tereyağı ve reçel karışımı, ağzında hafif süt tadı bırakan ekmekle birleşerek eşsiz bir lezzeti sana bonkör bir şekilde sunarken, Amelina hafifçe nefes alıp vermeye başlıyor. Bu ana kadar göz kapakları bile kıpırdamayan Amelina ilk yaşam belirtilerini sana göstermesinin ardından “Adımdan da anlamış olabileceğiniz üzere Diniel Hanım, orta sınıf bir Aclania ailesindenim. 23 yaşındayım ve yaklaşık 5 yıldır Yükseliş Konağı’nda hizmetli olarak çalışmaktayım. Buradaki görevim, Hükümdarımızın konuklarına hizmet etmek. Annem Valerin’de yaşıyor, babam ise tüccarların mallarını taşıyan biri. Kardeşim yok, tek çocuğum.” diyor. Sözlerini oldukça kısık bir seste ve hafifçe çekinerek söyleyen Amelina, birkaç saniyelik sessizliğinden sonra “Kendimle ilgili söyleyebileceklerim sanırım bu kadar Diniel Hanım.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

26 Jun 2023, 18:30

Amelina Rasha’yı durdurup kapının önünde önüne geçtiğimde öylesine strese girmiş gibi görünüyordu ki tırnaklarının köşeleriyle oynamaya başlamıştı. Böylesi gerginliği Aludir üssünde görmediğim için garip gelmişti açıkçası. Oradaki insanlar Amelina’ya göre kat ve kat daha rahat davranıyorlardı. Belki de o kadar çok Aludir görmüşlerdi ki garipsemiyorlardı artık. Belki de bazıları da Aludir’dir, kim bilir, merak edip sormamıştım ki.

Tereyağı ve reçel karışımını ağzımda lezzet şöleni düzenlerken mırıltılar çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum. Hem çok açtım hem de mükemmel bir lezzetle doyuyordum. Bu hissi nasıl tarif edebilirim ki? Buzul diyardan geri döndüğümde bütün soğuğun bir anda kesilip temiz dünya havasını ciğerime çektiğim zamanki gibi tanımlayabilirdim sanırım. Ben bu lezzet diyarına dalmışken Amelina sanırım kafasında ne diyeceğini toparlıyordu ancak bunu yapıyor olduğunu o gösterdiği ilk yaşam belirtisiyle beraber dikkate almıştım. Kendisinin fiziksel özelliklerini ve soyunun ne iş yaptığını söyledikten sonra basit bir “bu kadar” deyip geçmişti. Alay etmek için böyle söylediğini düşünmüyordum ancak ortada “bir yabancıya neden kendimi anlatayım” meselesi vardı sanırım. Nasıl söylersem tamam deyip gitmeme izin verir düşüncesine de girmiş olabilir. Belki de az önceki düşündüğüm gibi bir yabancıya kendimi bu kadar açıklarım alt metinli bir cevap vermişti. Açıkçası, Eletha’ya olan bağlılığını bilmem benim için yeterliydi. Kalan kişisel özellikleri ile ilgilenmiyordum.

Bardağa içeceği yavaşça doldurmaya başlamıştım ona bakmadan ve cevap vermeden. Sanki tamamen görmezden geliyor gibi bir görünüm ortada dursa da işin aslında düşünüyordum. Madras’a beni bulması için nasıl işaret gönderebilirdim acaba? Dedikodular ortalıkça uçuşuyor olsa da Amelina’ya kendimi ifşa ederek Madras hakkında bir şeyler söyledikten sonra Amelina’nın bunu birilerine söyleyip söylemeyeceği ne malumdu? Sanırım Amelina’yı bağlantı bulmak için kullanmalıydım. Ancak görevimi de açıkça belli etmek istemiyordum çünkü Amelina’ya güvenmiyordum. İçeceği masaya yerleştirip elimi bardağa götürürken nötr bir ifadeyle bakışlarımı ona çeviriyordum. Sürekli bakışlarını yerlerde gezdiren Amelina ona baktığımı fark eder mi bilmiyordum. Bakışlarım gitgide buz keserken buna paralel giden soğuklukta “Benimle dalga mı geçiyorsun?” dedikten sonra sakince bardağımı aldığım sırada “Kafanı kaldırıp gözlerimin içine bak” dedikten sonra ona bakarken içeceğin tadına baktıktan sonra kısmen sakinleşip gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp veriyordum. Ardından nispeten ılımanlaşan tonda “Hükümdarımız herkesle özel olarak uğraşamaz, onun çok daha büyük sorumlulukları var. Bunu biliyorsun değil mi Amelina” dedikten sonra ne tepki vereceğine bakıp “Bu nedenle buradayım” dedikten sonra bardağı masaya bırakacaktım. Ekmeğimi yemeye devam etmek istesem de söyleyeceklerim için yeniden o buzul diyar havasına bürünüp iki adım Amelina’ya yaklaşıyordum. Daha kısık sesle “Benimle karşılaşmış olman talihsiz bir kader mi yoksa senin için de iyi bir şey mi bilmem ama az önce ciddiyetimi pek belli edemedim sanırım… An itibari ile Hükümdarımızın bana verdiği yetki ile birlikte sana sorduklarımı yanıtlamak zorundasın” diyecektim. Bu sözümü sindirebilmesi için iki saniye ara verdikten sonra “Bunun yanında her ne olursa olsun bu odada sana kullandığım hiçbir kelimeyi senin dışında kimsenin bilmeyip duymayacağı konusunda da yükümlülüğün bulunmakta, bunun aksinin ihanet suçu sayılacağını düşünmesi kolay olacaktır, anlaşıldı mı?” diyordum.

Biraz önce ne kadar tamamen konuyu gizli tutmak istesem de Amelina’yı belki de Yükseliş Konağı’nda bağlantım olarak cepte tutabilirdim. Kısacık süre içerisinde bundan daha gizli bir plan kuramamıştım. O nedenle Amelina’yı ateşe atıyordum sanırım. Gerçi zor sorular sormayacaktım ama… Neyse. İkinci bardağı su doldurup Amelina’ya içmesi için yemek masasının ona yakın tarafına koyacak ve bakışlarımla “ister misin” diye ima edecektim. Dehşete düşmüş biri işime yaramaz, ortalığı karıştırır falan, uğraşamam. Ardından onu dinlerken ekmeğimi yemeğe devam edecektim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
User avatar
GM - Dimensio
Game Master
Game Master
Posts: 1852
Joined: 31 Jan 2022, 13:20

03 Jul 2023, 14:17

Amelina’nın konuşmasının sonlanmaya başladığı sıralarda, sürahiden bardağına doldurduğun siyah sıvının kokusunu ciğerlerine kadar çekiyorsun. Aludir Üssü’nde geçirdiğin zaman zarfında karşına çıkmamış olan bu içeceğin ne olabileceğini düşünmeye başlarken, sıcak buharın tenine temasıyla cildindeki nemlenme sana bir kadın olduğun hissini yaratıyor ilginç bir şekilde. Dudaklarını yavaşça bardağınla buluşturduğunda, sıcak koku burnuna dolarken ufak bir yudumla damağını şenlendiriyorsun. Başta keskin bir tat dilinde dolanmaya başlarken, ardından gelen hafif acılık ilginç bir şekilde vücuduna enerji pompalamaya başlıyor. Tek bir yudumun yarattığı şaşkınlıkla, içeceğinden daha büyük bir yudum almak istediğinde, Aludir Üssü’nde konuştuğun bir kişinin sana aynı bu şekilde anlattığı bir içecekten bahsettiğini anımsıyorsun. Yoğun bir koku, isteğe bağlı olarak süt ile yumuşatılabilen acı bir tat ve bir bardağın yarattığı zindelik… Bugüne kadar sadece tasvirini duyduğun ve şu anda tadı damağında dolanan içeceğin kahve olduğunu fark ettiğinde, kahveye karşı duygularını da tartmaya başlıyorsun.

Kahve ile arandaki kurduğun ilişkiden kendini sıyırdığında ise Amelina’nın sözlerinin sonlandığını fark ederek hamleni yapmaya başlıyorsun. İlk sorduğun soruyla bir anda irkilen Amelina’nın göz bebeklerinin titremesi, içinde bulunduğunuz odanın içinde tek yetkili otoritenin kendin olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Cümleni devam ettirdiğinde ise Amelina kafasını zar zor yerden kaldırıp gözlerinin içine bakarken, derinlerle yatan çekinceyi fazlasıyla hissedebiliyorsun. Ancak bu çekincenin gizli bir bilginin saklanmasından ziyade, tamamen otoritenin yarattığı korkudan ileri geldiğini de fark edebiliyorsun. Sözlerini sürdürdüğün her an, Amelina dikkatle ve üzerindeki ürkeklikle seni dinliyor ve durumu ve sorularını anladığını küçük baş işaretleriyle onaylamakla yetiniyor.

Sözlerin sonlanıp Amelina’ya da bir bardak içecek koyduğunda, tahmin ettiğin üzere yerinden kıpırdamakta dahi zorlanan kadın ne yapacağını bilemez bir halde duruyor. Bir yandan sunduğun ikramı reddederse bir daha azar işiteceğini düşündüğünü, öbür yandan ise kabul ederse farklı bir tepkiyle karşılaşabileceğini anladığın Amelina, sabit bir şekilde durmakla yetinirken birkaç kez yutkunuyor. Bu ikilem arasında birkaç saniye geçiren Amelina hafif bir nefes aldıktan sonra “Efendim…” diyerek söze giriyor. Titreyen sesi ve senden kaçırmaya çalıştığı bakışlarıyla tamamen sana teslim olmuş gibi görünen Amelina titrek bir ses tonuyla “Niyetim gerçekten sizle dalga geçmek veya başka bir şey değildi. Lütfen bağışlayın… Efendim. Ben… Gerçekten… Ne bilmek istediğinizi anlayamadım… Sanırım… Beni aydınlatırsanız… Tüm dedikleriniz çerçevesinde size yardımcı olmak için elimden geleni yaparım.” diyor. Bakışlarını sende tutmak için zorlanan Amelina, bu aşamada sana karşı gelebilecek bir davranışta bulunacak gibi görünmüyor.
Bu hesaba atılan özel mesajlar kontrol edilmemektedir.
User avatar
Diniel
Aclanian Aludir
Aclanian Aludir
Posts: 278
Joined: 30 May 2022, 22:32

03 Jul 2023, 17:39

Bu dünya bana her geçen gün hem istemediğim hem de çok isteyeceğim şeyleri birbiri ardına gösterip duruyordu. Uğraşmam gereken bu bilinmezlik dolu görev dışında bana anlatılan o efsane içeceğin karşıma çıkacağını bilemezdim. Başka hiçbir şeye benzemeyen kokusu ve ağzımı yakan o acı tadına rağmen bir uyarıcı olarak uykumu açıyordu iyice. Kahve boğazımdan aşağı doğru kayarken tek bir yudumun böylesine derin bir etki yaratabileceğini düşünemiyordum bile. Ulrasil’in içirdiği veya Zen ile içtiğim şey gibi değildi bu. Etkisi çok daha hızlı, inanılmaz bir şeydi. Bir ara bunu sütlü de denemeliydim.

Amelina hal ve hareketleriyle beni hiç şaşırtmamıştı. Elimi yüzüme çarpıp bir of çekesim olsa da belki de bu aşamada böyle olması daha iyiydi. Bu kadının kötülük yapabileceği veya dedikoduculardan biri olduğunu hiç düşünemiyordum bile. Kader gerçekten de böylesine masum birini karşıma çıkarıp ona zulmetmeme neden oluyor olmalıydı. Bana “efendim” diyerek konuşmaya başlamıştı. Bir sivilin efendisi olmak gibi niyetim hiç olmamıştı bu yüzden bu sözüne karşı yüzümü ekşitmemek için kendimi zor tutuyordum. Yaşadığı korku ve yapmak istemediği hatalardan dolayı böyle temkinli cümleler kuruyor olduğunu anlaması zor değildi zira en başından beri hep temkinli davranıyordu. Zar zor kurduğu cümlelerle sorumu sorup cevabımı alabileceğimi anlatabilmişti.

Tüm bu konuşmalar sırasında soğuk duruşumu sakince nötrleştiriyordum. Bu odadan çıktıktan sonra gün boyu bunun etkisinden çıkamazsa durumun aleyhime işleyeceğine emindim. Onu hizaya sokmak kötü bir his uyandırmamış olsa da korku işin başka bir boyutuydu. Tek bir kişi ile bu kadar uğraşıyor olmak bana bu görevde ilerledikçe neler olabileceği konusunda hoş bir hissiyat vermiyordu. Belki de asıl korkması gereken bendim. Gizlilik ve bilgi güvenliği açısından atmam gereken her hamleyi hesaplamak zorunda kalacaktım. Baş ağrısı…

Sıcak davranmak gibi bir niyetim yoktu Amelina’ya ancak onu azarlamak gibi bir niyetim de yoktu. Kendisiyle bir alıp veremediğim olmadığı gibi işime yaramasını da istiyordum. O yüzden ne sert ne de yumuşak tonda “Sakinliğini koruyabilmen için içeceği sana uzattım. Sakinliğine ihtiyacım var. O yüzden, anlaşıldığıma göre artık gözümün içine bakmak zorunda değilsin. Dönen olayları anlamış ol yeterli. İçecek teklifim hala geçerli” dedikten sonra kahveden bir yudum daha alıp “Kahve güzelmiş…” diye sakin ama duyulur tonda mırıldanacaktım. En azından birkaç saniye ona sakinleşme molası verecektim. Görevim için insanların dertleriyle uğraşmak hoş bir his olmasa da aldığım bu hoş tat karşısında bunu yapmakta o kadar da zorlanmıyordum. Sanırım hareketlerim sırasında rüşvet olarak güzel şeyleri kendime kullanıyordum. Bu mola bittikten sonra bardağı masanın üstüne koyup ellerimi bardaktan çekmeden bakışlarım Amelina’ya dönüyordu. “Konu basit ama bir o kadar tehlikeli. Dedikodular” dedikten sonra iki saniyelik bir ara veriyor ve devam ediyordum. “Ortalıkta hemen herkesle ilgili bilinmemesi gereken bütün detay bilgilerin kol gezdiğine şahit oldum. Bu durum Yükseliş Konağı’nda ne durumda bilmiyorum” dedikten sonra kahvemden bir yudum alacak ve “Burada her bir ziyaretçi ile ilgili ayrı bir kişi mi ilgileniyor? Öyleyse, mesela bana yalnızca sen gönderiliyorsan düzenli olarak benim ne yaptığımı aklında tutabilir ve bunu birilerine aktarabilirsin doğru değil mi?” diyordum. Bir nefes alıp verişin ardından “Aslında şu anda bir başkası için çalışıyor bile olabilirsin. Böyle olması daha çok işime gelirdi ama sende hiç böyle bir hava sezmiyorum” dedikten sonra bir yudum daha kahveden alıp keyfimi yerine getiriyordum. Kahvenin etkisiyle de nispeten sakinleşen bakışlarla ancak kendi katılığımda “Bana çalışanlarla ilgili bilgi vermeni istiyordum. Birilerinden sürekli detay bilgi koparmaya çalışan birileri var mı? Aranızda dedikodular dönüyor mu? Tabi dedikoduyu kimin yaptığı önemli değil, sivillerle uğraşamam. Önemli olan böyle bir olayın dönüp dönmüyor olduğudur. Örneğin, benimle ilgili bir şeyler konuşuldu mu? Birileri özel bilgiler istedi mi? Önemli olan bu” diyecek ve ona düşünme payı verip dinleyecektim.
KÜNYE
İsim: Diniel
Cinsiyet: Kadın
Yaş: 24
Boy: 1.64
Kilo: 52
Sınıflar: Toplayıcı - Dengeli - Elementalist
Mevcut GP/AGP/İGP: 0/0/5
Mevcut Para: 48000

PROFİL
Güç: 6
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 6
İrade: 6
Zeka: 10

Aludir Statları
Görü: 5
Hakimiyet: 9
Mevcudiyet: 10

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
İBLİS KÜNYE
KÜNYE
İsim: Raldrin
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.75
Kilo: 60
Tür: Ejderha
Seviye: Razguk

PROFİL
Varlık: 7
Güç: 7
Dayanıklılık: 6
Çeviklik: 9
Arun: 9
Duren: 6
İrade: 8

YETENEKLER:
Saf Öfke

TEKNİKLER:
Buzul Fırtına - A Rank
Daha hızlı! - C Rank
Soğuk Diyar - B Rank

İBLİSİN ÜZERİNDE TAŞIDIĞI EKİPMANLAR/EŞYALAR
Image
Locked

Return to “Yükseliş Konağı”