Genel; Her biriniz takımla konuşmanızla genel geçer sohbetler yaparak yolculuğunuzu yapmaya başlıyorsunuz. Bu yolculuk sırasında genel olarak herkes kendi havasında takılması nedeniyle, yolculuğunuzun tek kelimelik karşılığı sıkılmadan ibaret oluyor.
Zenahpuryu; At arabasıyla yaptığınız yolculuk esnasında yönelttiğin soruya karşılık Vadlena bakışlarını seninle kesiştirmekten uzak bir sessizliğe kaydırıyor. Gyugnal ise pek ilgisini çekmese bile, sanki içine düştüğünüz sessizlikten kurtulacak olmadan medet umar gibi gözlerini sana doğru deviriyor. Bu durumda her ikisinin de bir şekilde seni dinlediğini fark ettiğinde, sorunu yöneltiyorsun. Sorunun ardından Vadlena bakışlarını biraz çatıp sorduğun sorudan pek de memnun değilmiş gibi görünürken Gyugnal “Ben de ciddi bir şey soracaksın sandım.” diyor omuzlarını silkerken. Gyugnal soruna pek de bir cevap verecekmiş gibi durmasa bile aldığı derin bir nefesin ardından “Birinin hain olup olmadığını, ancak onunla konuştuktan sonra anlayabilirim. Tabi burada hainlikle kastettiğimiz şey ne, ona da bakmak lazım. Bana göre hain olan, sana göre de hain olur mu? Mevzubahis olan ihanetse, elbette bir yerden onun pis kokusunu da alırsın. Hiçbir ihanet sonsuza kadar karanlıkta kalmaz ya…” diyor. Gyugnal’ın yarı ciddi yarı alaycı tavırda bu konuşmasının ardından Vadlena bir hışımla bakışlarını sana çevirirken “Doğru kokusunu alırsın. Eğer bir bok parçası gibi kokuyorsa, hain de olur!” diyor. Ancak Vadlena’nın bu sözlerinden sonra Gyugnal bakışlarını devirip sıkkın ve sesli bir şekilde aldığı nefesini verirken “Bahsettiğim koku böyle bir şey değildi ama neyse…” diyerek konuyla olan işinin bittiğini belli ediyor.
Genel; Yaklaşık üç gün süren, birkaç yerleşkede verilen kısa molalar dışında duraksamadan yaptığınız yolculuğunuz Aludir Üssü’ne varmanızla sonlanıyor. Gelişinizin karşılanması ve üsse girişinizin ardından her bir takım üssün içindeki bir odaya çekiliyor.
Zenahpuryu; At arabasıyla yaptığınız yolculuk esnasında yönelttiğin soruya karşılık Vadlena bakışlarını seninle kesiştirmekten uzak bir sessizliğe kaydırıyor. Gyugnal ise pek ilgisini çekmese bile, sanki içine düştüğünüz sessizlikten kurtulacak olmadan medet umar gibi gözlerini sana doğru deviriyor. Bu durumda her ikisinin de bir şekilde seni dinlediğini fark ettiğinde, sorunu yöneltiyorsun. Sorunun ardından Vadlena bakışlarını biraz çatıp sorduğun sorudan pek de memnun değilmiş gibi görünürken Gyugnal “Ben de ciddi bir şey soracaksın sandım.” diyor omuzlarını silkerken. Gyugnal soruna pek de bir cevap verecekmiş gibi durmasa bile aldığı derin bir nefesin ardından “Birinin hain olup olmadığını, ancak onunla konuştuktan sonra anlayabilirim. Tabi burada hainlikle kastettiğimiz şey ne, ona da bakmak lazım. Bana göre hain olan, sana göre de hain olur mu? Mevzubahis olan ihanetse, elbette bir yerden onun pis kokusunu da alırsın. Hiçbir ihanet sonsuza kadar karanlıkta kalmaz ya…” diyor. Gyugnal’ın yarı ciddi yarı alaycı tavırda bu konuşmasının ardından Vadlena bir hışımla bakışlarını sana çevirirken “Doğru kokusunu alırsın. Eğer bir bok parçası gibi kokuyorsa, hain de olur!” diyor. Ancak Vadlena’nın bu sözlerinden sonra Gyugnal bakışlarını devirip sıkkın ve sesli bir şekilde aldığı nefesini verirken “Bahsettiğim koku böyle bir şey değildi ama neyse…” diyerek konuyla olan işinin bittiğini belli ediyor.
Genel; Yaklaşık üç gün süren, birkaç yerleşkede verilen kısa molalar dışında duraksamadan yaptığınız yolculuğunuz Aludir Üssü’ne varmanızla sonlanıyor. Gelişinizin karşılanması ve üsse girişinizin ardından her bir takım üssün içindeki bir odaya çekiliyor.
Off Topic
Diniel’in hikayesi bu başlıktan devam edecektir.
Gadiel’in hikayesi bu başlıktan devam edecektir.
Zenahpuryu’nun hikayesi bu başlıktan devam edecektir.
Gadiel’in hikayesi bu başlıktan devam edecektir.
Zenahpuryu’nun hikayesi bu başlıktan devam edecektir.

